Esenyurt Belediye Meclisi’nin Ekim ayı toplantısı gerçekleşti

Esenyurt Belediye Meclisi’nin Ekim ayı birinci oturumu, Belediye Başkanı Prof

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:

Dr. Ahmet Özer başkanlığında yapıldı. Kendisine yönelik yapılan eleştirilere yanıt veren Özer, “İddia ediyorum bizim yaptığımız çalışmaları yapan bir belediye daha yok" ifadelerini kullandı.

Esenyurt Belediyesi’nin 2024 yılı Ekim ayı Meclis toplantısının birinci oturumu Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer başkanlığında yapıldı. Belediye binasında bulunan Meclis salonunda gerçekleşen toplantıya; Meclis üyeleri, Başkan yardımcıları, STK temsilcileri ile birim müdürleri katıldı. Kendisine yönelik yapılan eleştirilere yanıt veren Özer, "Bir kent bilimci olarak yüreğim yanıyor. Maalesef toplanma alanları bile inşaat yığınlarına feda edilmiş durumda” ifadelerini kullandı. Eğitim alanında yaşanan sorunlara da değinen Özer “Çocuklarımız maalesef 50-60 kişilik sınıflarda okuyorlar. Bunlar bizim çocuklarımız, sizin çocuklarınız. Ben bunu bir eğitmen olarak söylüyorum 60 kişilik sınıfta okuyan çocuklardan bir şey beklemeyin. Yazıktır, günahtır” açıklamasında bulundu.

Toplantı sonrası 11 gündem maddesi karara bağlanırken Bağlarçeşme Mahallesi’nin isminin Merkez Mahallesi olarak değiştirilmesi ise gündem dışı bir konu olarak onaylandı.

“Belediyenin Kasasından 1 Lira Harcanmadı”

Yaptığı konuşmada, 9 günlük süreçte yaklaşık 450 bin kişinin katıldığı Kardeş Kültürler Festivali’nde belediyenin kasasından 1 lira para harcanmadığını belirten Başkan Özer şunları söyledi: “Kardeş Kültürler Festivali dokuz gün boyunca günde yaklaşık 50 bin kişinin konserlerde dahil katılım sağladığı bir program oldu. Yani 450 bin kişinin işin içinde olduğu bir festival. Bu büyük bir olay. Peki, ne yaptık biz burada? Kardeş kültürleri bir araya getirdik. Doğulusu, batılısı, kuzeylisi, güneylisi, 46 tane il derneği katılım sağladı. 81 ilimizin orada kendi kültürlerini inşa ve ifşa etmeleri için çalışma yaptık. Ben iyi bir şey yaptığınızı düşünüyorum. Bu program için biz kimseyle bir ihale falan yapmış değiliz. Şimdi buradan ilan ediyorum bu program için de belediyenin kasasından 1 lira ödemiş değiliz. Biz burada belediye olarak programın güvenliğini, temizliğini ve kontrolünü sağladık. Yani stantlar il derneklerine verildi. Ben kapanış konuşmamda başta Başkan olmak üzere kırk altı tane başkanımıza da teşekkür ettim. Bu festivalle bugüne kadar bu kardeşleşmenin, herkesin kendi dilinde türkülerini söylemesinin, herkesin kendi horonlarını, halaylarını oynamasının, kimseye bir zararının olmadığını, bunun bilakis bir zenginlik olduğunu bütün dünyaya, el âleme gösterdim. Bunu İstanbul’a da Türkiye’de göstermek istedik. Çünkü Esenyurt bu anlamda Türkiye’nin özellikli bir ilçesi. Siz bununla ilgili bir şey ima etmek istiyorsanız, onu çıkartıp açık açık söyleyin. Biz böyle yanlış işlerin içinde olmadık, bundan sonra da olmayız. İl derneklerinin festivalde kendi gastronomilerini teşhir edebilmeleri için hazırlanan stantları ise hangi il derneklerine verdin, niye verdin gibi böyle bir işin içine girmedik, onlara güveniyoruz. İl derneklerimiz iyi ki varlar. Festival boyunca emeği geçen herkese de teşekkür ediyorum.”

Özer, “48 adet caddeyi 37 bin 750 ton asfaltla buluşturmuşuz. Yine Esenyurt Belediyesi tarafından 21 bin 900 ton yama yapıldı. İBB’nin de 9 adet caddede 27 bin 141 ton bir katkısı olmuş. Onların yaptığı yama da 6 bin 822 ton. Caddeleri boydan boya yaptığınız gibi birçok noktada, benim okuduğum bilgiye göre 8 bin noktada yana yapmışız. Bu bir lütufla değil, bizim işimiz, bizim görevimiz. Aş evini açtık. Daha da açıyoruz. 2 tane mahallede de yemek dağıtım noktalarını açtık. Altı tane daha açmayı planlıyoruz. Üç çeşit yemeği ücretsiz olarak ikram ediyoruz vatandaşlara. 2 tane İBB 2 tane de Esenyurt Belediyesi olmak üzere 4 adet kent lokantası açmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Bir Kent Bilimci Olarak Yüreğim Yanıyor”

Deprem konusunda da çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Özer, “Deprem konusunda da çalışmalarımız devam ediyor. Hem Kiptaş’ta çalışıyoruz hem de burada iki tane çalıştay yaptık. Japon uzmanlar da geldi. Zaten herkes biliyor gelinen noktayı. Gerçekten toplanma alanları bile inşaat yığınlarına feda edilmiş maalesef. Ve bunu görünce bir kent bilimci olarak yüreğim yanıyor. Evet, iki değil, üç tane park yaptık ve bunları sıfırdan yaptık. Bunları da artık arsalarla yaptık. Şimdi on bir tane daha park yapıyoruz. Bunlar bizim gönlümüze göre parklar değil ama zaten gönlümüze göre park yapacak yer de yok. 100 bin metrekarelik bir park yapıyoruz, o da Botaş boru hattının üzerinde. Yüz bin metrekare daha yapacağız. Burayı halkımıza yürüyüş yolları, dinleneceği yerler şeklinde çoluk çocuğuyla gelip hava alabileceği yer haline getirmeyi planlıyoruz. Ve yakın bir tarihte de bunların açılışlarını yapacağız”dedi.

“Halkın İtirazına Saygı Göstereceğim”

Özer konuşmasının devamında, “Göreve geldiğimizde gerçekten çöp dağlarıyla karşı karşıyaydık. Ben en çok da bunun üzerinde durdum. Gün oldu 3-4 defa buraları ziyaret ettim, şantiyeye gittim. Çünkü bu iş asfalta, parka, bahçeye benzemez. Şimdi yeni araçlar aldık. Ne olursa olsun bu şehrin temiz olması için ben elimden gelen her çabayı sarf ediyorum. Çöp toplama alanını ben özellikle Atatürk Mahallesi’nde yapın diye özellikle bir talimat vermedim. Arkadaşlarım uygun yer olarak da Atatürk Mahallesi’ni gösterdiler. Hatta Atatürk Mahallesi’ni de çalışma için Kent Konseyi halkı bilgilendirme toplantıları da yaptı. Ama nihayetinde gittiğimde binlerce vatandaşımız toplamıştı. Mahalleli biz burayı istemiyoruz dediler. Bir karar vermem gerekiyordu. Bütün bu isyana rağmen, itiraza rağmen, evet biz buraya yapacağız, halkı hiçe sayacağız diyecektim ya da halkın bu itirazına saygı göstereceğiz. Ben de arkadaşlarıma o zaman bu şantiyeyi burada yapmayacağız dedim, başka bir yer bulduk. Halkın itirazını dinlemediğiniz zaman meşruiyetiniz zayıflar. Bu genel iktidarın içinde böyledir yerel iktidarın içinde böyledir. Onun için halkı dinlemek gerekir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Eğitimle ilgili konuşan başkan Özer, “Lise Kampüsü konusuna gelince; Esenyurt’un yaşadığı en büyük iki eksiklikten biri eğitimdir. Ama biz eğitime, milli eğitimin işidir diyerek arkamızı dönmedik. 16 tane büyük okulu, gece gündüz demeden gittik, baştan sona kadar yeniledik. Hatta bir gün telefonum çaldı Eski Milli Eğitim Bakanı arıyordu. Hocam, çok teşekkür ediyorum. Benim adımın verildiği okulu onarıp yenilediniz. Hüseyin Çelik İsterseniz kendiniz de arar görüşürsünüz. Binlerce, on binlerce öğrencimize çanta dağıttık. Kırtasiye malzemesi dağıttık. Ya bunlar Milli Eğitim Bakanlığının işidir demedik. Biz bundan sonraki süreçte de kardeşlerimize yardımlarımızı devam ettireceğiz. Yine eğitimle ilgili kurslar veriyoruz. Sadece bu yıl 865 öğrencimiz tıp fakültesi, hukuk fakültesi gibi bölümleri kazandı. Bugüne kadar 4 bine yakın iş arayan vatandaşı iş sahibi yaptık. Sosyal belediyeciliğin gereğini yapıyoruz. Marifet iltifata tabiidir. 39 belediye içinde bizim hizmette birinci olduğumuzu her belediye başkanı, her meclis üyesi söylüyor. Evet, iddia ediyoruz. Bu yaptığımız hizmetleri hiçbir belediye yapmamıştır. Yapan varsa daha iyisini söylesin. Ancak bütün bunlara rağmen hâlâ okullaşma anlamında Esenyurt’un büyük bir eğitim ihtiyacı var. Çocuklarımız 50-60 kişilik sınıflarda okuyorlar. Bunlar bizim çocuklarımız, sizin çocuklarınız. Ben bunu bir eğitmen olarak söyleyeyim. 60 kişilik sınıfta okuyan çocuklardan bir şey beklemeyin. Yazıktır, günahtır. Dolayısıyla bizim çocuklarımız bizim geleceğimizdir. Onlara gereken önemini gösteriyoruz. Bundan sonra da göstereceğiz” dedi.