Dünya’da ve ülkemizde kadınlarda en sık görülen kanser türü meme kanseri olurken, istatistiklere göre her 8 kadından 1’i meme kanserine yakalanıyor
Haber Giriş Tarihi: 02.10.2024 11:26
Haber Güncellenme Tarihi: 02.10.2024 11:26
Kaynak:
İHA
Meme kanserinde erken teşhisin önemini vurgulayan Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Okuş, meme kanserine yenilmemek için meme kanseri taramasının aksatılmaması gerektiğine dikkat çekti.
Son yıllarda Avrupa modeli gibi ülkemizde de koruyucu hekimlik giderek artıyor. Medicana Konya Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Okuş, meme kanseri taramasının bir nevi koruyucu hekimlik olduğunu ve meme kanseri taraması sayesinde, bu hastalıktan kaynaklanan ölüm oranlarının düşürüleceğini vurguladı.
“Hastanın öyküsüne göre tarama yaşı değişir”
Herhangi bir rahatsızlık ya da şikayet olmadan hekime görünmenin sağlık taraması olarak adlandırıldığını, her kanserin taramasının yapılmadığını ifade eden Doç. Dr. Ahmet Okuş, “Tarama yaptırmak için herhangi bir şikayetinizin olmasına gerek yoktur. Taramanın amacı hastalığın erken evrede teşhis edilip, hastalığa bağlı ölüm oranlarını düşürmektir. Meme organına sahip olan herkesin, meme kanserine yakalanma ihtimali de vardır. Eğer meme kanseri erken evrede yakalanırsa, hastaların kanserle daha iyi bir şekilde mücadele etmeleri sağlanır” dedi.
Meme kanserinin erken teşhis edilerek kolay tedavi edilmesi ve tedavi yolunun belirlenmesi için tanı ve tarama yöntemlerinin çok önemli olduğunu, kişiden kişiye tarama yaşının değişebileceğini söyleyen Doç. Dr. Ahmet Okuş, “25 yaşından itibaren kişinin kendi kendisini muayene etmesi gerekir. Hekim kontrolüne 30 yaşında başlanabilir. 30 ile 40 yaş arasında 2 -3 yıl aralıklarla hekim kontrolü olmalıdır. Hekim kontrolünde meme muayene edilir ve gerekli görülürse görüntüleme tetkiki istenir. 40 yaşından sonra ise tarama yıllık istenir. Çünkü yaşla birlikte meme tümörünün görülme oranı da artar. Tümör erken evrede tespit edilirse hastanın hayatta kalma şansı da o kadar çok olur” şeklinde konuştu.
“Öncelikle kendi kendinizin doktoru olmalısınız”
Meme kanserinin, 30, 40 ve 50 yaşlarındaki kadınlarda daha sık görüldüğü, yaş ortalamasının ise 20’li yaşlara kadar düştüğü görülmekte olduğunu, bu durumdan dolayı hastanın öyküsüne göre tarama yaşının da değişebileceğini ifade eden Doç. Dr. Ahmet Okuş, “Annede ya da teyzede meme kanseri öyküsü varsa, meme kanseri tarama yaşı annenin hastalığa yakalandığı yaşa göre değişir. Genelde ailedeki en genç meme kanseri vakasından 10 yıl öncesinde taramaya başlanır. Örneğin teyzesi 40 yaşında meme kanserine yakalanmışsa o kişinin 30 yaşında meme kanseri taraması yaptırması önerilir. Böyle durumlarda riski en aza indirmek için klasik taramaların dışına çıkmak gerekir. Meme taraması kişiye özeldir” diye konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Meme taraması kişiye özel olmalıdır
Dünya’da ve ülkemizde kadınlarda en sık görülen kanser türü meme kanseri olurken, istatistiklere göre her 8 kadından 1’i meme kanserine yakalanıyor
Meme kanserinde erken teşhisin önemini vurgulayan Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Okuş, meme kanserine yenilmemek için meme kanseri taramasının aksatılmaması gerektiğine dikkat çekti.
Son yıllarda Avrupa modeli gibi ülkemizde de koruyucu hekimlik giderek artıyor. Medicana Konya Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Okuş, meme kanseri taramasının bir nevi koruyucu hekimlik olduğunu ve meme kanseri taraması sayesinde, bu hastalıktan kaynaklanan ölüm oranlarının düşürüleceğini vurguladı.
“Hastanın öyküsüne göre tarama yaşı değişir”
Herhangi bir rahatsızlık ya da şikayet olmadan hekime görünmenin sağlık taraması olarak adlandırıldığını, her kanserin taramasının yapılmadığını ifade eden Doç. Dr. Ahmet Okuş, “Tarama yaptırmak için herhangi bir şikayetinizin olmasına gerek yoktur. Taramanın amacı hastalığın erken evrede teşhis edilip, hastalığa bağlı ölüm oranlarını düşürmektir. Meme organına sahip olan herkesin, meme kanserine yakalanma ihtimali de vardır. Eğer meme kanseri erken evrede yakalanırsa, hastaların kanserle daha iyi bir şekilde mücadele etmeleri sağlanır” dedi.
Meme kanserinin erken teşhis edilerek kolay tedavi edilmesi ve tedavi yolunun belirlenmesi için tanı ve tarama yöntemlerinin çok önemli olduğunu, kişiden kişiye tarama yaşının değişebileceğini söyleyen Doç. Dr. Ahmet Okuş, “25 yaşından itibaren kişinin kendi kendisini muayene etmesi gerekir. Hekim kontrolüne 30 yaşında başlanabilir. 30 ile 40 yaş arasında 2 -3 yıl aralıklarla hekim kontrolü olmalıdır. Hekim kontrolünde meme muayene edilir ve gerekli görülürse görüntüleme tetkiki istenir. 40 yaşından sonra ise tarama yıllık istenir. Çünkü yaşla birlikte meme tümörünün görülme oranı da artar. Tümör erken evrede tespit edilirse hastanın hayatta kalma şansı da o kadar çok olur” şeklinde konuştu.
“Öncelikle kendi kendinizin doktoru olmalısınız”
Meme kanserinin, 30, 40 ve 50 yaşlarındaki kadınlarda daha sık görüldüğü, yaş ortalamasının ise 20’li yaşlara kadar düştüğü görülmekte olduğunu, bu durumdan dolayı hastanın öyküsüne göre tarama yaşının da değişebileceğini ifade eden Doç. Dr. Ahmet Okuş, “Annede ya da teyzede meme kanseri öyküsü varsa, meme kanseri tarama yaşı annenin hastalığa yakalandığı yaşa göre değişir. Genelde ailedeki en genç meme kanseri vakasından 10 yıl öncesinde taramaya başlanır. Örneğin teyzesi 40 yaşında meme kanserine yakalanmışsa o kişinin 30 yaşında meme kanseri taraması yaptırması önerilir. Böyle durumlarda riski en aza indirmek için klasik taramaların dışına çıkmak gerekir. Meme taraması kişiye özeldir” diye konuştu.
Kaynak: İHA
En Çok Okunan Haberler
BENZER İÇERİKLER