TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Agronews

AGRONEWS - Agronews haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Agronews haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Dondurucu Soğuğa Rağmen Ağrılı Besicilerin Zorlu Mücadelesi Video Galeri

Dondurucu Soğuğa Rağmen Ağrılı Besicilerin Zorlu Mücadelesi

Kışın en sert geçtiği illerin başında gelen Ağrı'da, besiciler dondurucu soğuklara rağmen hayvanlarını beslemeye devam ediyor. Ağrı'nın Taşlıçay ilçesine bağlı İki Yamaç köyünde yaşayan besiciler, yaz aylarında yaylalarda otlattıkları hayvanlarını, kış mevsiminde kar ve soğuk havanın etkisiyle ahırlarda beslemeye devam ediyor. 2 bin 44 rakımlı İki Yamaç köyünde kış aylarının zorlu şartlarına rağmen hayvancılık yaparak geçimini sağlayan besiciler, hayvanlarının yem ve bakımını titizlikle sürdürüyor. “Sabah 5-6'da kalkıp mallara bakıyoruz” Zorlu kış şartlarında besicilik yapmanın zahmetli olduğunu belirten Güven Karakaya, “Çocukluğumuzdan beri babamıza yardım ediyoruz. Hayvanlarla uğraşıyoruz. Zaten yazın bazen biz kendimiz gidiyoruz bazen çoban tutuyoruz. Kışın da 4 ay, 4 buçuk ay içeride bakıyoruz hayvanlarımıza sabah erkenden kalkıp otlarını hazırlıyoruz. 3- saat hayvanın başında bekliyoruz. Eksi 30-35 derecelerde sakalımız, saçımız hepsi buz tutuyor bu soğuklarda, kar yağdığı zaman gerçekten büyük bir esaret yaşıyoruz buralarda köy şartları çok zorlu, çok çetin geçiyor” dedi. “Kat kat giyiniyoruz ama yine de üşüyoruz” Geçmiş yıllara kıyasla bu yıl kar yağışının az olmasının işlerini biraz kolaylaştırdığını ifade eden besicilerden Alican Yıldız “Çocukluğumuzdan beri yani 15-20 yaşından beri bu işin içindeyiz, devamlı bu işi yapıyoruz. Sonbaharda hayvanlar içeri girdi mi, soğuk başlıyor, kar yağıyor. Karda kışta kalkıp sabah erkenden saat 05.00-05.30'ta kalkıyoruz eksi 20-30 derece o soğukta otu, samanı götürmeye çalışıyoruz. Bu sene kar yok ama çok soğuk” şeklinde konuştu.

OMÜ'den Yeni Yerli Kenevir Çeşidi: Video Galeri

OMÜ'den Yeni Yerli Kenevir Çeşidi: "Gizlenci"

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kenevir Araştırmaları Enstitüsü, yüksek lif verimi ve oranıyla öne çıkan yeni bir kenevir çeşidi geliştirdi. "Gizlenci" adı verilen bu yeni çeşidin ilk hasadı başarıyla gerçekleştirildi. Enstitü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç, Türkiye'nin daha önce geliştirilen yerli kenevir çeşitleri Vezir ve Narlı'dan daha yüksek verime sahip olan Gizlenci için 2025 Ocak ayında tescil başvurusu yapılacağını açıkladı. Tescil sürecinin yaklaşık 2 yıl sürmesi beklenirken, çeşidin 2027 yılında Türk tarımının hizmetine sunulması hedefleniyor. Prof. Dr. Aytaç, Gizlenci'nin geliştirilme sürecini şöyle anlattı: "2013-2014 yıllarından bu yana sürdürdüğümüz çalışmalarla önce esrar oranının azaltılması, ardından lif veriminin artırılması üzerinde durduk. Son üç yılda üç farklı bölgede yaptığımız verim denemeleri başarılı sonuçlar verdi. Bu çeşidimiz tekstil, biyo kompozit ve biyo polimer gibi farklı sanayi kollarında kullanılabilecek." Samsun'un Havza ilçesinde 30 bin ton kapasiteli kenevir işleme fabrikasının yakında faaliyete geçeceğini belirten Aytaç, Türkiye'de Samsun, Kastamonu ve Amasya'da toplam 13 bin 750 dekar alanda kenevir ekimi yapıldığını, bu rakamın geçen yıla göre iki katından fazla artış gösterdiğini vurguladı. Fabrika tam kapasiteye ulaştıkça üretim alanlarının daha da artması bekleniyor. Yeni çeşit, tescil onayı için Tarım ve Orman Bakanlığı'na gönderilecek ve diğer yerli ve yabancı çeşitlerle karşılaştırmalı testlere tabi tutulacak. Testlerin olumlu sonuçlanması halinde Gizlenci, Türkiye'nin üçüncü yerli kenevir çeşidi olarak tescillenecek.

Tarım ve orman arazisine  iki yeni JES  için ÇED raporu hazırlandı Haber

Tarım ve orman arazisine iki yeni JES için ÇED raporu hazırlandı

Aydın'da tarım ve orman arazilerine 2 yeni Jeotermal Enerji Santrali (JES) kurulması için ÇED raporu hazırlandı. Şu anda 42 aktif tesisin bulunduğu kentte, son 10 günde iki yeni JES için çevresel etki değerlendirme raporu çıkarıldı. Projelerden biri Kocaer Enerji tarafından Kuyucak ilçesinde, diğeri ise Maren Maraş Elektrik Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından Germencik ilçesinde kurulacak. Her iki proje de tarım arazisi niteliğinde alanlarda yer alıyor.  Bazı kaynaklara göre Jeotermal Enerji Santralleri (JES) kurulumu, ormanlık alanlara ve ekosistemlere çeşitli şekillerde zarar verebilir. İşte bazı olası etkiler: 1. **Arazi Kullanımı**: JES'ler genellikle ormanlık veya tarım arazileri üzerinde inşa edilir. Bu, doğal habitatların yok olmasına ve yerel bitki örtüsünün tahrip olmasına neden olabilir. 2. **Su Kaynakları**: Jeotermal santraller, yer altı su kaynaklarını etkileyebilir. Suyun sıcaklık değişimleri ve kimyasal bileşenler, yerel su kaynaklarını kirletebilir. 3. **Hava Kirliliği**: Jeotermal enerji üretimi sırasında bazı gazlar (örneğin, sülfür dioksit ve karbondioksit) atmosfere salınabilir. Bu, hava kalitesini olumsuz etkileyebilir. 4. **Termal Etkiler**: Jeotermal alanlarda sıcak su ve buharın yüzeye çıkması, çevredeki bitki ve hayvan yaşamını etkileyebilir. 5. **Toprak Bozulması**: İnşaat süreçleri, toprak erozyonuna ve bozulmasına yol açabilir. Bu nedenlerle, JES projelerinin çevresel etkileri dikkatlice değerlendirilmelidir. ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) raporları, bu tür etkilerin belirlenmesi ve azaltılması için önemli bir araçtır. Çed raporu hazırlanan bu iki yeni çED projesinin bölgeye zarar verip verilmeyeceği ile ilgili henüz bir açıklama yapılmadı. Kaynak: Birgün 

Toros Tarım'dan Girişimcilere Sürdürülebilirlik Desteği Programı Haber

Toros Tarım'dan Girişimcilere Sürdürülebilirlik Desteği Programı

Şirket, İzmir Tarım Teknoloji Merkezi (İTTM) işbirliğiyle ve Sürdürülebilir Tarım Bilimsel Ar-Ge Kooperatifi tarafından yürütülen bir programla, tarım sektöründe yenilikçi iş fikirleri geliştiren girişimci adaylarına mentorluk, iş modeli rehberliği ve kuluçka programlarına hazırlık desteği sunacak. Programın sonunda, projelerini başarıyla somutlaştıran ilk üç katılımcıya toplamda 18 bin dolar tutarında ‘Tohum Sermaye’ desteği verilecek. Programın tanıtımında konuşan Tekfen Holding Tarımsal Sanayi Grubu Başkan Yardımcısı ve Toros Tarım Genel Müdürü Ahmet Eren, 2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyara ulaşmasının öngörüldüğünü hatırlatarak, iklim değişikliği, sürdürülemez tarım yöntemleri ve tedarik zincirlerindeki sorunlar gibi faktörlerin tarım ve gıda üzerinde olumsuz etkiler yaratacağına dikkat çekti. Eren, 50 yıldır “Tarım Neredeyse Toros Tarım Oradadır” misyonuyla hareket ettiklerini belirterek, “Değişen dünya ve ekonomik koşullarda, çiftçilerimizin rekabet gücünü artırmak ve çevresel etkileri azaltmak amacındayız. Teknoloji ve yenilikçi iş modellerinin bu dönüşümdeki öneminin farkındayız. Türk tarımının sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak ve sektördeki ihtiyaçlara yenilikçi çözümler sunmak için AGRI Tech Ön Kuluçka Programı’nı hayata geçirdik” dedi. Programın ilk aşamasında 28 şehirden 58 başvuru alındı ve yapılan değerlendirme sonucunda 10 farklı şehirden 13 girişimci adayı programa kabul edildi. Başvuruların yaklaşık yüzde 30’unu ise kadın girişimciler oluşturdu.

Ülker, 2023 Raporunda Net Sıfır ve Tarım Hedeflerini Açıkladı Haber

Ülker, 2023 Raporunda Net Sıfır ve Tarım Hedeflerini Açıkladı

Türkiye’nin önde gelen gıda şirketlerinden Ülker, 2023 Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımladı. Şirket, "Dünyamız, Değer Zinciri, Çalışanlar ve Toplum" ana başlıkları altında belirlediği hedeflere yönelik çalışmalarını sürdürdüğünü vurguladı.  Ülker, ekonomik, sosyal ve çevresel faaliyetlerini içeren bu raporu 9. kez yayınladı. 2014’ten bu yana karbon salımında artış yaşamadan büyüme kaydeden Ülker, tüm alanlarda sera gazı emisyonlarını kontrol altına alarak “2050’ye kadar net sıfır şirket” olma hedefi doğrultusunda ilerliyor. **CEO Mete Buyurgan’dan Önemli Vurgular** Ülker CEO’su Mete Buyurgan, 2023’te enerji ve su tasarrufu, sürdürülebilir hammadde tedariki, insan kaynağı geliştirme ve üretim kalitesini artırma alanlarında önemli adımlar attıklarını belirtti. **Çiftçilere Özel Projeler** Buyurgan, tarımsal üretim süreçlerinin yeniden tasarlanması, gıda güvenliği ve israfla mücadelenin sürdürülebilirlik stratejilerinin merkezinde yer aldığını vurguladı. İsrafsız şirket kültürü ile çalıştıklarını ifade eden Buyurgan, bu dönüşüme katkıda bulunmayı ve daha dirençli bir küresel gıda sistemi inşa etmeyi amaçladıklarını söyledi. Ayrıca, 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedeflerinin yanı sıra, buğday, kakao ve fındık tedarikinde sürdürülebilir tedarik ve onarıcı tarım projeleri üzerinde çalıştıklarını belirtti. **“Fındıktan Fazlası” ve “Kakaodan Fazlası” Projeleri** “Fındıktan Fazlası” projesi kapsamında 25’i kadın çiftçi olmak üzere toplam 75 çiftçiye iyi tarım uygulamaları eğitimi ve saha desteği sağladıklarını aktaran Buyurgan, şu anda projede 33’ü kadın 100 çiftçinin yer aldığını dile getirdi. 2030’a kadar 10.000 dekar alanda onarıcı tarım uygulamalarını hedeflediklerini söyledi. Ayrıca, “Kakaodan Fazlası” projesiyle de tarımsal ormancılık ve iyi tarım uygulamaları eğitimleri verdiklerini belirtti. Fildişi Sahili'nde 124 çiftçiye 12.000 fidan dağıtıldığını ekledi. **Sektörde Bir İlk: Elektrikli Trenle Taşımacılık** Ülker, Türkiye’de hızlı tüketim sektöründe elektrikli demiryolu taşımacılığını kullanan ilk şirket oldu. 2023 yılında demiryolu taşımacılığı sayesinde 213 ton CO2 salımının önüne geçildi. Aynı zamanda, karayolu taşımacılığında rota optimizasyonu ve çift katlı tır kullanımıyla 3.094 ton CO2 emisyonu azaltıldı. **‘Toprağa Sıfır Atık’ Belgeleri** Ülker, atıkların %98’ini geri dönüşüm ve geri kazanım yöntemleriyle değerlendirerek Türkiye'deki tüm fabrikalarında "Toprağa Sıfır Atık" belgesi aldı. Buyurgan, şirketin tarladan sofraya uzanan çevresel ayak izini takip etmek için Yaşam Döngüsü Analizi (LCA) çalışmaları yürüttüğünü de belirtti. **2023’te Öne Çıkan Başarılar** Bilim Temelli Hedef Girişimi (SBTi) doğrultusunda 2030 ve 2050 hedefleri belirleyen Ülker, Türkiye’de bu taahhüdü veren üç gıda şirketinden biri oldu. Enerji verimliliği projeleriyle 12.000 MWh enerji tasarrufu sağlanırken, 5.683 ton karbon salımı engellendi. 2014’ten bu yana lojistik faaliyetlerde karbon salımı %20 oranında azaldı. Ar-Ge’ye ayrılan 154 milyon TL bütçe ile yeni ürünler ve çevresel etkisi düşük ambalajlar geliştirildi. Ambalajlarda 220 ton plastik ve 700 ton kağıt kullanımından tasarruf edildi. Ayrıca, S&P Global'in Kurumsal Sürdürülebilirlik Değerlendirmesi’nde üst üste 4. kez yer alan Ülker, Karbon Saydamlık Projesi (CDP) su güvenliği skorunu da B’ye yükseltti. Ülker, çevresel, sosyal ve yönetişim performansı değerlendirmesinde, dünya genelinde değerlendirmeye alınan 450'den fazla gıda şirketi arasında en yüksek puanı alarak kategorisinde birinci oldu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.