TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Bitki Sağlığı

AGRONEWS - Bitki Sağlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bitki Sağlığı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bilecik'te domates seralarında lekeli solgunluk virüsü Haber

Bilecik'te domates seralarında lekeli solgunluk virüsü

Bilecik’te Marmara’nın ’Küçük Antalya’sı tabir edilen bölgede üretilen domateslerde ’Lekeli solgunluk virüsü’ ortaya çıktı. Bölgedeki Çaltı, Akçasu ve Yakacık köylerinde seralarının bulunduğu alanı bu yıl lekeli solgunluk virüsü vurdu. Seralarda domates fideleri belli gelişime geldikten sonra baş kısmında oluşan bir benek sonrası gelişimini kestiği görüldü. Bu durum karşısında üreticiler ne yapacaklarını bilemezken, Bilecik İl Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkileri seralarda incelemeler yaptı. "Hastalık virüs geldi ve şu anda çaresini de bulamıyoruz" Yakacık Köyü Muhtarı Hüseyin Yıldırım, bu yıl domateslere bir vurgun geldiğini anlatarak, "Hastalık virüs geldi ve şu anda çaresini de bulamıyoruz. İl ve ilçe tarım müdürlüklerimiz olsun bütün ekip sahadalar ama çaresi yok. Hastalık; domatesimize kafadan bir benek geliyor ve ondan sonra öldürüyor. Yani serayı görüyorsunuz şuan tarım bu sene daha kötü. Sadece bizim Yakacık köyünde Çaltı’yı falan bahsetmiyorum bu bölgenin yüzde 30’u yüzde 40’ı gitti ekilen malın. Seralarda dikili alanın yarı yarıya bazı seralarda komple gitti, bazılarında ise yüzde 10, yüzde 20 bu şekilde bir zarar var" dedi. "Yalnız bu sene rekolte olmadığı için hastalıktan dolayı fiyatlar çok aşırı olabilir" Muhtar Yıldırım, açıklamasının devamında, "Geçen yıl güzeldi, güzel tonaj aldık hastalık falan yoktu. Ama bu sene geçen yılın yarısını alamayacağız. Geçen sene domates 20 liradan başladı, bizim buradan 15 lira o civarlarda sattık. Yalnız bu sene rekolte olmadığı için hastalıktan dolayı fiyatlar çok aşırı olabilir. Şu anda Marmara’nın küçük Antalya’sında; Yakacık köyü, Çaltı, Akçasu, Geçitli, Tuzaklı bu bölgemizde 4 bin dönüm domates varsa bunun 2 bin dönümü hastalıklı. Yani yarı yarıya hastalık var. Valla şu anda işte burası bitik masrafımızı karşılayabilirsek ne ala. Üç dönüm yerde şu anda 300 bin lira zarar var" dedi.

Mildiyö hastalığı geçti, hasarı kaldı Haber

Mildiyö hastalığı geçti, hasarı kaldı

Hastalığın geçtiği bağlarda hasar devam ederken yaklaşık 20 salkım üzüm veren bağlar ancak 3 salkım üzüm verebildi. Geçtiğimiz yıl Manisa’nın birçok noktasındaki üzüm bağlarında etkili olan ve rekoltede büyük kayıplara neden olan mildiyö mantar hastalığı nedeniyle bu yıl da bağlarda rekolte kayıpları yaşanacağı tahmin ediliyor. Bağlarda mildiyö hastalığı görülmemesine rağmen geçen sene yaşanan hasar bu yıl da asma dallarının boş kalmasına neden oldu. Yaklaşık 20 salkım üzüm veren asmalarda bu yıl üzüm doğuşlarının 3 salkıma kadar düştüğü tespit edildi. Sert kış yaşanmaması ve bağların uyuma evresine tam olarak girememesi ardından da gelen sıcak havalarla erken uyanması da hastalık etkilerinin devam etmesine neden olduğu düşünülüyor. "Asmalarda üzüm doğuşları yarıdan daha düşük" Geçtiğimiz yıl mildiyö hastalığının etkilerine karşı uyarılarda bulunduklarını ve hastalık etkilerinin en az 2 yıl sürebileceğini söylediklerini belirten Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur, “Çekirdeksiz sultani üzümün başkenti Saruhanlı’da sezona yine sıkıntılarla başlıyoruz. Geçen yıllardan kalma hastalıkla ilgili belirtmiştik; bir iki yıl daha etkisini gösterecek diye. Bu yıl da etkisini göstermeye devam ediyor. Asmalarda üzüm doğuşları yarıdan daha düşük. Şu an asmadaki üzüm miktarı 15-20 salkım olması gerekirken bir asmada 3 salkım üzüm var. Şu an doğuş fazla olsaydı verim düşük olurdu. Ancak asmadaki üzüm az bakıyoruz bir karışı geçmesi gereken üzüm salkımı hala kısa. Bunu geçen seneki hastalığa bağlıyoruz” dedi. Sert bir kış yaşanmaması nedeniyle hastalık etkilerinden bağların korunamadığına dikkat çeken Okur, “Bir de bu yıl sert bir kış geçirmediğimiz için bağlar uyuyamadı. Bağlar uyuyamadığı için strese girdi. Bu yüzden de üzümde bu yıl sıkıntı yaşayacağımızı tahmin ediyoruz. Diğer ilçelerde de görüştüğümüzde aynı sıkıntının olduğu söyleniyor. İnşallah önümüzdeki sezon fiyatta destek görürüz. Çünkü arz talep meselesi. Geçmiş yıllarda çok sıkıntılar yaşadık. 20 TL’den üzüm sattık. Şimdi kilogramı 80-90 TL civarında ama kimsede üzüm kalmadı. Dünyada da stoklarda üzüm yok. Dünyadaki üzüm borsası da sıkıntılı. İnşallah fiyatta yardımcı olunur” ifadelerini kullandı.

Fındıkta ’kozalak akarı’ ve ’külleme’ ile mücadele Haber

Fındıkta ’kozalak akarı’ ve ’külleme’ ile mücadele

Samsun İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, fındıkta ciddi rekolte kayıplarına neden olan ’kozalak akarı’ ve ’külleme’ hastalığına ilişkin açıklamalarda bulunarak, bu hastalıklara karşı kimyasal ve mekanik mücadelenin önemli olduğunu söyledi. Fındık kozalak akarının çok önemli bir fındık zararlısı olduğunu, fındığın meyve, yaprak ve sürgün gözlerini tahrip ederek ekonomik kayıplara yol açtığını aktaran Sağlam, zararlıya karşı mekanik ve kimyasal mücadele uygulanması gerektiğini belirtti. Sağlam, “Mekanik mücadele kozalak akarlarına karşı etkili bir yöntemdir. Kışın yapraksız dönemde kozalaklar toplanıp bahçe içinde bir yere toplu olarak bırakılmalıdır. Sürekli mekanik mücadele yapılan bahçelerde kimyasal mücadeleye gerek duyulmaz” dedi. “Mekanik mücadele yapılamayan bahçelerde kimyasal mücadele gerekebilir” Sağlam, kimyasal mücadelenin nasıl yapılacağı konusunda şunları söyledi: “Bahçelerde kimyasal mücadeleye karar vermek için bir ön sayım yapılmalıdır. Bu amaçla 1-10 da büyüklükteki bahçelerde 10 ocak, 11-30 da büyüklükteki bahçelerde 20 ocak ve 30 da’ dan büyük olan bahçelerde de 30 ocak tesadüfi olarak işaretlenir. İşaretli her ocağın 1’er dalındaki kozalaklar sayılarak kaydedilir. Bulunan rakamlardan yararlanarak, bir daldaki ortalama kozalak sayısı hesaplanır. Bir dalda ortalama 5 kozalak varsa kimyasal mücadelenin yapılması gerekir. En uygun kimyasal mücadele zamanı akarların göçünün yoğun olduğu nisan sonu mayıs başındaki bir haftalık süredir. Bu dönemde uç sürgünler 4-4,5 yapraklı, yeni tomurcuklar toplu iğne başının yarısı büyüklükte ve yeni gelişen meyveler mercimek büyüklüğüne geldiği dönemdir. Fenoloji takibi yapılarak bu dönem belirlenmeli ve ilaçlamalar bir hafta içinde bitirilmelidir.” Kimyasal mücadelede Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tavsiye edilen bitki koruma ürünlerinin kullanılması gerektiğine değinen Sağlam, ilaçlama yapacak üreticilerin gerekli tedbirleri de alması gerektiğini söyledi. "Külleme hastalığı belirtisi görüldüğü anda mücadele gerekli" Külleme hastalığına karşı zamanında ve tekniğe uygun olarak yapılan mücadelenin önemine de değinen İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, şu an mücadele için doğru zaman olduğuna dikkat çekerek, “Bulaşma kaynaklarının azaltılması için yere dökülen yapraklar ile hastalıklı bitki artıkları toplanmalı, bulaşık dip sürgünleri kesilmeli ve imha edilmelidir. Bahçede nemi azaltmak, iyi bir hava sirkülasyonu, yeterli ışıklanma sağlamak için budama ve yabancı ot mücadelesine önem verilmelidir. Fındık bahçelerinde külleme hastalığı hava sıcaklıklarına bağlı olarak, Nisan ayı ortalarından itibaren görülmeye başlar ve belirtiler görülür görülmez ilaçlamaya başlanır. Daha önceki yıllarda, bahçede hastalık görülmüş ise belirtiler görülmeden de, çotanak bağlama döneminde ilaçlama yapılır. Hastalığın şiddeti, iklim şartları ve ilacın etki süresi dikkate alınarak ikinci ve diğer ilaçlamalara hasada kadar devam edilir. İlaçlamalarda Bakanlığımızca tavsiyesi olan ruhsatlı bitki koruma ürünlerinden herhangi biri kullanılmalıdır. Çisentili ve mevsim için anormal sayılabilecek çok sıcak günlerde ve güneşli günlerde öğle saatlerinde ilaçlama yapmaktan kaçınılmalıdır. İlaçlamalarda sırt pülverizatörü, mekanik, motorlu veya hidrolik bahçe pülverizatörü kullanılmalıdır” ifadelerine yer verdi. Üreticilerin külleme hastalığına bağlı ürün ve kalite kaybı yaşamamaları için uyarılarda bulunan İl Müdürü Sağlam, fındık bahçelerinin kısa aralıklarla kontrol edilmesi ve hastalık belirtileri görülür gülmez kimyasal mücadeleye başlanması gerektiğine dikkat çekti.

"Ulusal Bitki Besleme ve Gübre Yönetimi” sempozyumuna yoğun ilgi Haber

"Ulusal Bitki Besleme ve Gübre Yönetimi” sempozyumuna yoğun ilgi

Atatürk Üniversitesi’nde gerçekleşen "Ulusal Bitki Besleme ve Gübre Yönetimi” konulu sempozyumda; gübrelemede yeni paradigmalar, yeni nesil ürünler ve yeni nesil teknolojiler sıkça dile getirildi. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Yıldız tarafından Cumhuriyetin 100. Yılı münasebetiyle, Dünya Toprak Günü etkinliği olarak ; Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Aziziye Belediyesi Başkanlığı, Erzurum Ticaret Borsası, Erzurum Çaykur Bölge Müdürlüğü, Biokim Teknik Sistemler, Agrokur ve Eğitim Birsen katkılarıyla düzenlenen, "Ulusal Bitki Besleme ve Gübre Yönetimi” konulu sempozyumda ; birbirinden önemli konular uzman isimler tarafından gündeme geldi ve tartışıldı. Sempozyuma Erzurum Vali Yardımcısı Ahmet Özdemir, TAGEM Genel Müdürü Metin Türker, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığını temsilen Ahmet Kılıç, Atatürk Üniversitesi yönetimi, TarımsalAraştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Metin Türker, Tarım ve Orman İl Müdürü Alpaslan Kenger, Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Önder Çalmaşur, Konya Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Gezgin, akademisyenler, ziraat mühendisleri, öğrenciler ve yöre çiftçileri katıldı. “Gübre kullanımı tarım için değerli” Prof. Dr. Nesrin Yıldız, üstü açık bir fabrika olarak tanımlanan tarımın, vazgeçilmez doğal kaynaklarının toprak, su ve hava olduğunu hatırlatarak, “Bu kaynakları korumak ve sürdürülebilir kullanımını sağlamak stratejik ve ulusal görevimizdir. Sürdürülebilir bir gıda sistemi, topraktaki besin maddelerinin kalıcılığını sağlayarak doğal kaynakları yenileyebilen, kimyasal pestisit ve gübrelerin idareli kullanımını teşvik eden, ürün çeşitliliğini artıran, erozyonu azaltan ve su kalitesini koruyan çeşitlendirilmiş yetiştirme sistemlerini içerir. Tarımsal girdiler arasında önemli bir yeri olan gübre kullanımının bilinçsiz (aşırı veya dengesiz) kullanımı toprak sağlığını, kalitesini ve dolaylı olarak bitki, hayvan ve insan sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bitkisel üretim sürecinde kaliteli, ekonomik ve sürdürülebilir yönetim stratejilerinin oluşturulmasında tüm girdilerin etkin kullanılması son derece önemlidir. Bu nedenle bitki yetişme ortamına sağlanan gübrelerden bitkilerin uygun miktar ve oranda yararlanabilmesi, şüphesiz diğer toprak, bitki, iklim faktörleri kadar ‘bitki besleme yönetim stratejilerinin doğru belirlenmesi ve gübre kullanımında etkinliğin artırılması’ ile yakından ilişkilidir.” şeklinde konuştu. “Paydaşların bir araya gelmesi önemli” Modern tarımda, bitki besleme stratejileri ne kadar doğru kurgulanırsa, bitkilerin sağlıklı beslenmesi gübre ve kullanım etkinliği de o düzeyde artacağını vurgulayan Yıldız konuşmasına şöyle devam etti, “Ayrıca gübre yönetim sürecindeki başarı, doğru toprak ve bitki örnekleme tekniğini tamamlayan, doğru toprak, bitki, su ve gübre analizleriyle mümkündür. Bu sebeplerle, toprağın kalitesini belirli bir düzeyde tutmak ve sürdürülebilir verimliliğini korumak için, doğru gübre yönetimi kapsamında farkındalık ve duyarlılık oluşturmak amacıyla, paydaşların bir araya gelerek bilgi paylaşımı yapması ve sorunların ortaya konarak çözüm önerilerine çabalanması son derece önemlidir. Geçmişten bugüne Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bilim dalı, bilim insanları tarafından her 3 yılda bir çok sayıda kongre düzenlenmiş olup, 2022 yılında düzenlenmesi beklenen kongre, ülkemizin bazı talihsiz olaylardan doğrudan veya dolaylı olarak etkilenmesi nedeniyle bir yıl ertelenmiş ve etkinlik, Cumhuriyetimizin 100. yılına ve 5 Aralık Dünya Toprak Gününe denk getirilerek farklı iki anlam katılmıştır. Sempozyum çıktılarının, tarım topraklarımızın verimliğinin, sağlığının ve doğasının sürdürülebilir olarak korunması adına ; tarım bilimcilere, ziraat mühendislerine, tarım aktörlerine, çitçilerimize yararlı olmasını diliyor, tarımda en önemli girdilerden biri olan gübrelerin yönetimine ilişkin, Karar vericilere aktarılacak olan mesajları içeren sonuç bildirgesinin pratikte de yerini almasını umut ediyoruz.” Sempozyum konuları e-kitapta toplanacak Sempozyuma Türkiye’nin farklı bölgelerini temsilen farklı üniversitelerindeki ziraat fakültelerinin, Bitki Besleme bölümünden, alanında güçlü bilim insanlarından oluşan panelistler günün anlam ve önemini içeren sunumlarıyla ‘Tarımda Bitki Besleme Ve Gübreleme Yönetimi’ne ilişkin son derece önemli konular ele alındı. Bu konular arasında sempozyum süresince; tarımda sessiz müttefiki olan toprağın önemine, gübre yönetimi ile sağlık arası ilişkilere, gerçekçi gübre önerilerine temel oluşturan konulara, toprak , bitki su ve gübre analizlerinin laboratuvar ve gübre reçeteleri yazma sürecindeki sorunlara ve çözüm önerilerine, gübrelemede yeni nesil mekanizasyona, hassas tarım konseptinde gübre yönetimi, dijital tarım ve sensor kullanımına, tarım topraklarında gübrelemeye eşlik eden biyolojik gübreler ve toprak düzenleyici ürünlere, atık yönetimine, azot beslenmesi ve azot üretiminden tüketimine olası sorunlar ve çözüm önerilerine, bazı havzalarda ve illerde gübre yönetiminde temel sorunlara çözüm önerilerine, iklim değişikliğine karşı gübre yönetiminde toprak yönetimine ait stratejik yöntemlere, seralarda bitki besleme sorunları ve çözüm önerilerine, TAGEM de bitki besleme çalışmalarına ve bu bunlara eşlik eden çok sayıda yenilikçi yaklaşımlara değinildi. Sempozyumda bilim insanlarının sunumları ve tartışılan konulardan elde edilecek olan sonuç bildirgesi ve sunumların tam metnini içeren E-KİTAP, dizini yapıldıktan sonra tüm tarım camiasına erişime sunulacak.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.