TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Buğday

AGRONEWS - Buğday haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Buğday haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kelkit’te buğday hasadı başladı, yağışlar rekolteyi olumsuz etkiledi Haber

Kelkit’te buğday hasadı başladı, yağışlar rekolteyi olumsuz etkiledi

Bu yıl Haziran ayı sonu ve Temmuz ayı boyunca etkisini gösteren yağışlar nedeniyle rekoltenin düşük olması bekleniyor. Geniş arazilere ve verimli toprağa sahip Kelkit ilçesinde buğday hasadı başladı. İlçede 80 bin dekarlık alan üzerine çiftçiler tarafından binbir emekle ekilen buğday rekoltesinin bu yıl 5 bin ton olması bekleniyor. Dereyüzü köyünde arazilerine buğday eken çiftçiler ise Mayıs ayında meydana gelen aşırı sıcak havanın ve Haziran sonu ile Temmuz boyunca yaşanan aşırı yağış ve akabinde meydana gelen seller nedeniyle ürünlerinin olumsuz etkilendiğini, bu nedenle rekoltelerinin yarı yarıya düşebileceğini söyledi. Tarım İlçe Müdürlüğü’nün destekleriyle birlikte çalışmalarını yürüten çiftçiler, sulak arazilerde bulunan tarım ürünlerinin ise rekoltesinin yüksek olacağını dile getirdi. “Mevsimsiz yağmurlar ürünlerimizi olumsuz etkiledi” Kelkit’in Dereyüzü köyünde çiftçilik yapan Hüseyin Algül, “Hasadımız normal ilerliyor, yağışlar ve yaşanan sel nedeniyle bu sene verim biraz düşük. Biz burada arpa ekiyoruz, buğday ekiyoruz bu sene bir de nohut çıktı. Temmuz ayının sonlarında başlıyoruz hasada. Mevsimsiz yağmur yağınca buğday ince oluyor, bize yağmur Nisan ayında lazım. Haziran’da yağınca yağmur verim düşük oldu biraz” dedi. “Rekolte yarı yarıya düştü” Dereyüzü köyü muhtarı Aslan Güney ise, “Köyümüzde 3 bin dönüme yakın buğday ekim alanımız var, bin dönüm de arpa ekiliyor. Bu sene rekoltemiz zamansız yağan yağmurlar nedeniyle düşük oldu. Normalde Nisan-Mayıs aylarında yağış alan bölgemiz bu sene Haziran ayında yağış aldı rekolte yarı yarıya düştü. Su altındaki mahsulümüz iyi ama hububatta sıkıntımız büyük” diye konuştu.

Sivas buğday hasadında rekora koşuyor Haber

Sivas buğday hasadında rekora koşuyor

Türkiye'nin en büyük buğday ambarlarından olan Sivas'ta hasat başladı. Sivas’ta biçerdöverler buğday tarlalarına girdi. Önceki yıl yoğun yağışlar nedeniyle ürünlerinde kalite kaybı yaşayan çiftçilerin yüzü bu yıl güldü. Sivas Valisi Yılmaz Şimşek ve beraberindekiler, Aşağıyıldız köyünde hasat programına katıldı. Çiftçilere kolaylık dileyen Vali Şimşek, kolları sıvayıp biçerdöverin sürücü koltuğuna oturdu. Bir süre buğday hasat eden Vali Şimşek, bereketli ve rekoltesi yüksek bir sezon geçirildiğini söyledi. Rekor üretim bekleniyor Geçen yıl 800 bin ton civarında ekimin olduğunu ve bu yıl rekoltenin yüzde 15 artışla 1 milyon tona yükseldiğini ifade eden Vali Şimşek, "Çiftçilerimizin yüzü gülüyor. Ürünlerimizde hem kalite hem de miktar yönünden ciddi artış var. Nitelik yönünden bakacak olursak geçen yılki pazarlama sorununu bu yıl üreticilerimiz yaşamıyorlar. Çünkü ürünleri kaliteli. Aynı şekilde nicelik olarak da geçen yıl 800 bin ton civarında ekim varken, bu yıl yüzde 15 artışla 1 milyon tona yükselmiştir" diye konuştu. "Amacımız üretimi ve kaliteyi daha da artırmak" Sivas'ın ülkemizin tahıl ambarlarından biri olduğunu kaydeden Vali Şimşek, "İlimiz, bitkisel üretim merkezi konumunda. Bizler de bu üretimin artması için çalışıyoruz, çabalıyoruz. Hem Tarım Bakanlığı hem de Sivas İl Özel İdaresi tarafından çiftçilerimize çok büyük destekler sağlandı. Amacımız üretimi ve kaliteyi daha da artırmak hem de ekilmeyen arazinin kalmamasını sağlamak. Böylece tarımda kırsal kesimde üretimi ve istihdamı artırmak istiyoruz. Çiftçilerimizin ekonomik durumunu, gelirini daha da yukarılara taşımak istiyoruz. Çiftçilerimize bereketli, hayırlı bir hasat sezonu diliyorum" dedi.

“Parla” Erzurum, Pasin Ovası’nda başak verdi Haber

“Parla” Erzurum, Pasin Ovası’nda başak verdi

Ümran Küçüközdemir’in öncülüğünde 22 yıldır üzerinde sabırla çalışılan yeni bir ekmeklik buğday, Pasin Ovası’nın verimli toprağıyla buluştu, tüm testlerden geçti ve yüksek verim alınarak yarınlar adına umut saçtı. Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitü Müdürlüğü araştırmacıları tarafından ’Palandöken 97’ ve yerel bir buğday çeşidi melezlenip yeni bir ekmeklik buğday çeşidi geliştirildi. Yeni buğdaya ’Parla’ marşının ismi verildi. "Parla" tohumları bu yıl 3 dekarlık alana ekildi ve 3 ton elit tohum alındı. Bölgenin iklim ve coğrafi şartlarına dayanıklı, yüksek verimli buğday çeşitleri geliştirmek amacıyla çalışma yapan Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü Serin İklim Tahılları Bölüm Başkanı Dr. Ümran Küçüközdemir, çalışma grubu ile birlikte yıllardan beridir laboratuvar ve sahada çeşidi geliştirdi. Dr. Ümran Küçüközdemir, 1997 yılında geliştirilen ve ’Palandöken 97’ ismi verilen tohum ile yerel bir buğdayı melezleyip yeni bir buğday çeşidi geliştirmek için çalışmaya başladıkları dile getirdi. "Tohumculuk firmaları da onay verdi" Yapılan çalışmalarda; melezleme yapıldıktan sonra 6 yıl saflaştırma sürecinin ardından bölge şartlarında deneme üretimleri tamamlanan yeni buğday çeşidinin tescil aşamasında büyük alanlarda üretimleri gerçekleştirildi. Islah çalışmaları sürerken, yeni buğday çeşidinin bölge şartlarına uyumlu olup olmadığı, hastalıklara, kışa ve kurağa dayanıklılığı da tespit edildi. Yaklaşık 22 yıl süren çalışmanın ardından diğer buğdaylara göre, verimde 100-150 kilogram fark atan, hastalıklara, kışa ve kuraklığa dayanıklı olduğu gözlenen buğday çeşidin bu yıl içinde tescil işlemi de tamamlandı. Tohumculuk firmalarının yaptığı denemelerden de başarıyla geçen yeni “Parla” tohumu Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılına ithafen Norm Ender’in yazıp bestelediği ’Parla’ marşının adı verildi. Parla, Erzurum’un Pasinler İlçesi’ndeki Pasin Ovası’nın verimli topraklarında, rüzgarda salınan başaklarıyla şimdiden çiftçilerin gözdesi oldu. Çiftçiler, Pasin Ovası’ndaki ekim alanları gezerek, Parla’nın gururunu ve heyecanını yaşadılar. "Cumhuriyetimiz gibi ömrü uzun olsun" Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü Serin İklim Tahılları Bölüm Başkanı Dr. Ümran Küçüközdemir, 22 yıldan fazla süren ve sabır isteyen çalışma sonunda başarılı sonuçlar aldıklarını belirterek, "Diğer buğday çeşitlerine göre çok daha verimli ve bölge şartlarına dayanıklı olan buğdayımız çok yüksek verimli ve kaliteli. Kontrollü şartlarda yürütülen kışa dayanıklılık testlerde de yüksek performansı belirledik. Bir başakta ortalama 60 buğday danesi saydık. Bu yıl bölgede ciddi bir yağış oldu. Yoğun ve şiddetli yağmur tarım alanlarında önemli zararlara ve olumsuzluklara neden oldu. Ancak bizim çeşidimiz bu olumsuzluklardan ve kötü hava şartlarından hiç bir şekilde etkilenmedi. Pas hastalığı oluşmadı, yatmadı. 3 dekarda ekim yaptığımız ürün elit tohum olarak çiftçimize ulaşacak. Bölgede kuru tarım alanlarında dekarda 600-700 kilogram verim verebilmekte, daha iyi ekolojik şartlarda 1 tona çıkabilecektir. Yeni çeşidin tesciline karar verildiğinde arkadaşlarla birlikte ’Parla’ isminin verilmesini istedik. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı için yazılan ’Parla’ marşının isminin uygun görülmesi bizi mutlu etti. İnşallah çeşidimiz, Cumhuriyetimiz gibi uzun süre yaşayacak, bol ve bereketli bir çeşit olacaktır. Yeni çeşidimizi tohumculuk sektöründeki bazı firmalara da verdik. Onlardan gelen sonuçlar da çok iyi. Biz tarım sektörünün ’Parla’ ile daha da parlayacağına inanıyoruz" diye konuştu.

ETi Burçak ve WWF-Türkiye'den yeni çalışma Haber

ETi Burçak ve WWF-Türkiye'den yeni çalışma

Türkiye’de tarımın ve buğday üretiminin sürdürülebilirliği ve gelişmesi için 15 yıldır projelere imza atan ETi Burçak ve WWF-Türkiye “Toprak Gönüllüleri” ile, tarım topraklarının iyileştirilmesi için harekete geçiyor. 2008 yılından bu yana Türkiye’de tarımsal sürdürülebilirliğe katkıda bulunmak amacıyla iş birliği yapan, bu alanda birçok önemli projeyi hayata geçiren ETi Burçak ve WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), ortak çalışmalarına bir yenisini ekledi. Tarım topraklarının iyileştirilmesi amacıyla 2020 yılında “Sağlıklı Toprak Hareketi” projesini başlatan ETi Burçak & WWF-Türkiye, projeyi yeni dönemde “Toprak Gönüllüleri” açılımıyla devam ettirecek. İlk aşamada İç Anadolu bölgesinde Konya, Ankara, Eskişehir, Çorum, Yozgat ve Sivas illerine giderek çiftçileri tarlalarında ziyaret edecek olan “ETi Burçak & WWF-Türkiye Toprak Gönüllüleri”, çiftçilere toprak koruma yöntemlerini uygulamalı olarak anlatacak. İş birliklerinin yeni safhası olarak açıkladıkları ETi Burçak & WWF Türkiye Toprak Gönüllüleri hareketiyle beraber, bu yıl gerçekleştireceklerini de kamuoyuyla paylaşan ETi Türkiye CEO’su Ercan Öz ve WWF-Türkiye Genel Müdürü Ömür Kula, önümüzdeki dönemde atacakları adımları ETi Burçak’ın yeni marka elçisi Kıvanç Kasabalı’nın da katılımıyla gerçekleşen toplantıda basın mensuplarıyla paylaştı. ETi Türkiye CEO’su Ercan Öz, WWF-Türkiye ile olan iş birlikleri kapsamında tarım yapılan toprakların verimden ödün vermeden korunması ve iyileştirilmesi yönünde katkı sağlamayı ve bu konuda toplum nezdinde farkındalık oluşturmayı amaçladıklarına dikkat çekti. “Toprak Gönüllüleri’miz çiftçilere yeni bakış açıları kazandıracak” WWF Türkiye ile 15 yıldır birçok projeye imza attıklarını ve bu projelerde binlerce çiftçiyle omuz omuza çalışırken, tarım topraklarının verimliliğinin korunması konusunda farkındalık çalışmaları sürdürdüklerini dile getiren Ercan Öz, konuyla ilgili şunları söyledi: “Eskişehir’in Çifteler ilçesinde gerçekleştirdiğimiz koruyucu tarım uygulamalarıyla toprağın sağlığını korurken aynı zamanda çiftçilerin yakıttan yüzde 85 ve işçilikten de yüzde 70 tasarruf sağlamasına katkı sağladık. Toprak Gönüllülerimizle onarıcı tarımın toprak sağlığına etkilerini çiftçilere aktarabilmeyi hedefliyoruz. Bu paralelde de Eskişehir, Şanlıurfa, Aydın ve Tekirdağ illerinde onarıcı tarım yapan çiftçi ziyaretlerimizi gerçekleştirdik ve 100 ziraat mühendisi öğrencinin çiftçimizle, deneyim paylaşımı gerçekleştirerek, uygulamaların yerinde görülmesi ve deneyim paylaşılmasının sağladık. Bu yıl yine ziraat fakültelerinden öğrencilerimizle birlikte gerçekleştireceğimiz ve üç gün sürecek Toprak Kampı’nda 20 ziraat mühendisliği öğrencisi, onarıcı tarım konusunda uzmanlardan teorik ve uygulamalı eğitim alacak. Eğitimleri tamamlayan bu gençlerimiz, sürecin sonunda “ETi Burçak Toprak Gönüllüleri” olacak ve öğrendiklerini sahada çiftçilere uygulamalı bir şekilde gösterecek.” Bu yıl özellikle en çok önem atfettikleri bir diğer etkinlikleri olan yağış simülasyonuna da dikkat çeken Öz, bu organizasyonu ekim ayında gerçekleştirmeyi planladıklarını aktardı: “Onarıcı tarımın toprak sağlığına etkilerinin çiftçilere aktarılması için gezici aracımızla hazırlanacak yağış simülasyonunu, ETi Burçak WWF-Türkiye Toprak Gönüllüleri ve WWF-Türkiye’nin uzman teknik personelleri ile birlikte Konya, Ankara, Eskişehir, Çorum, Yozgat ve Sivas’taki çiftçilerimizle buluşturacağız. Bu illerimizi daha önce yayınladığımız 'Türkiye'de Tarım Arazilerinin Dünü, Bugünü ve Geleceği Raporu’nu baz alarak buğday üretiminin en yoğun olduğu lokasyonlara göre belirledik.” WWF Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Ömür Kula ise şunları söyledi: “Bugün doğal kaynaklar üzerindeki tehditlerin en başta gelenlerinden biri de gıdamızı üretme biçimimiz Tarım amaçlı arazi kullanımlarının suyumuz, ormanlarımız, havamız, denizlerimiz ve biyolojik çeşitlilik üzerinde tahrip edici etkileri var. Öte yandan tarımsal üretim süreçleri hem doğa koruma açısından önemli tehditler oluşturuyor hem de çözüm bulmanın anahtarını elinde tutuyor. Bu noktadan hareketle Türkiye’de buğday üretimi yapılan tarım alanlarında toprağın korunması için gerekli yöntemlerin belirlenmesi ve toprak kalitesini iyileştiren bu yöntemlerin bölgelere özgü derlenmesi, uygulamaların yaygınlaştırılması amacıyla 2020 Eylül ayından bu yana ‘Sağlıklı Toprak Hareketi’ projesini ETi Burçak işbirliği ile sürdürüyoruz." Marka elçisi Kıvanç Kasabalı ise şunları söyledi: “Proje, çiftçilerimizin verimliliklerini arttırarak tarım yapabilmelerine olanak sağlayacak. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Doğal kaynaklarımızı ve en önemlisi tarım topraklarımızı hoyratça kullanmaya dur dememiz gerekiyor. Yıllardır yapmış olduğum programlar, çiftçiler ve köylülerden öğrendiğim bir şey varsa o da toprağın her zaman kendisini ekeni, kendisine iyi davrananı aynı şekilde karşıladığıdır."

Diyarbakır'da sıcakta preslenen saman, Türkiye'nin birçok yerine gönderiliyor Haber

Diyarbakır'da sıcakta preslenen saman, Türkiye'nin birçok yerine gönderiliyor

Diyarbakır'da hasadı yapılan ve ihtiyaç fazlası olan samanlar, Türkiye'nin birçok iline aşırı sıcak altında preslenip gönderilirken, işveren ise günlük 2 bin 500 TL'ye çalışacak eleman bulamamaktan yakınıyor. Türkiye'nin önemli tarım ve hayvancılık merkezlerinden biri olan Diyarbakır'da, arpa ve buğday hasadının başlamasıyla hububat tarlalarında biçerdöverlerle yapılan samanlar birçok ildeki besicilere satılıyor. Sabahın erken saatlerinde işe koyulan samancılar, aşırı sıcaklar altında tonlarca samanı presleyip Türkiye'nin birçok noktasındaki besicilere ulaştırıyor. Gün içerisinde 45 dereceye çıkan hava sıcaklığına rağmen çalışan işçiler günlük 70 ton saman preslerken, işveren ise 2 bin 500 TL'ye çalışacak eleman bulamıyor. Saman işiyle uğraşan işveren Veysi Sevim, presledikleri samanları hayvan yemi olarak Türkiye'nin birçok bölgesine gönderdiklerini söyledi. Sevim, “Diyarbakır bölgesinde saman alım satım işini yapıyoruz. Burada samanları presleyip kamyon ve tırlara yüklüyoruz. Yaptığımız presli samanlar Türkiye'nin birçok noktasına hayvan yemi olarak gönderiliyor. Günde yaklaşık 70 ton saman presleyip şehir dışına gönderiyoruz. Bizim iş sezonu yaz ayı olduğu için çok zor oluyor. Hava sıcaklığı 45-50 dereceyi görüyor. Güneşin altında çalışırken toza da maruz kalıyoruz. Epey zorlanıyoruz. Bu yüzden de işçi bulamıyoruz. Günlük 2 bin 500 yevmiye vermemize rağmen bulamıyoruz” dedi. İşleri bitene kadar arazide 7/24 kaldıklarını ifade eden Sevim, “Bizim işimiz haziranın başında başlayıp, kasım ayının ortalarına kadar da çalışıyoruz. Tabi kasımdan sonra da çalışıyoruz. Ama yaz aylarındaki yoğunluk gibi değil. 2-3 günde bir çalışıyoruz. Dediğim gibi haziran-kasım ayları arasında yoğunluğumuz oluşuyor. Bir tıra ortalama 25 ton civarında saman yüklüyoruz. Kamyonlara da 17 ton diye değişiyor. Biz şu anda 5 kişi çalışıyoruz. Biz burada 24 saat arazide kalıyoruz. Banyo, yeme, içme uyuma gibi temel ihtiyaçlarımızı hepsini arazide karşılıyoruz” diye konuştu.

Konya'da buğday rekoltesinde düşüş Haber

Konya'da buğday rekoltesinde düşüş

Türkiye'nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovası kurak bir sezonu geride bırakırken, hasadı devam eden buğdayın rekoltesinde geçen yıla oranla düşüş bekleniyor. Yüz ölçümünün yüzde 67'si tarım arazisi olarak kullanılan Konya'da 2 milyon 200 bin hektarlık ekim alanında üretim yapılıyor. Geçtiğimiz kış döneminde kar yağışının olmaması rekolte düşüşüne sebep oldu. Beklenen verimin olmadığı ovada arpa hasadı sona ererken, buğday hasadı yüzde 80 oranında tamamlandı. “Don ve soğuk havalar buğdaylarda uç boşluklarına, tane boşluklarına neden oldu” Hasat döneminde buğday rekoltesinde geçtiğimiz dönemlere göre verim kaybı olduğunu kaydeden Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, “Türkiye'nin tahıl ambarı Konya'da arpa hasadından sonra buğday hasadı da şu anda ovada devam ediyor. Hasadın yüzde 80'lik kısmı tamamlandı diyebiliriz. Havaların aşırı sıcak gitmesi, buğday hasadını da hızlandırdı. Hasadın süresinde normalde 15 günlük erkene gelme durumu var. Bu da tabii ki iklimsel kaynaklı nedenlerden dolayı oluyor. Bu yıl buğday hasadında maalesef arpadaki gibi beklediğimiz rekolteyi yakalayamayacağız gibi gözüküyor. Buğday hasadının sonucunda bu dönemlerde, buralarda çok güzel verimler aldığımız tarlalarda maalesef iklimsel kaynaklı nedenlerden dolayı verimde birtakım düşüşler gözlendi. Şu anda Konya yöresinde tabii hasat da devam ediyor ama rekolte beklentimiz 2 milyon ton civarında buğday hasadının olacağını tahmin ediyoruz. Geçen seneye oranla yüzde 5 oranında buğday ekiliş alanlarında artış vardı, biz ona oranla biraz daha rekoltemizde artış olacağını düşünüyorduk ama özellikle bahar yağışları arpadan ziyade buğdaya yaramıştı. Arkasından gelen çiçeklenme dönemindeki don ve soğuk havalar buğdaylarda uç boşluklarına, tane boşluklarına neden oldu. Bu da verimde çok ciddi anlamda düşüşe neden oldu. İnşallah bereketli bir yıl olur” dedi. “Kıraç alanlarda 200 kilodan 500 kiloya kadar ürün çıkıyor” Hasat sonu yeni dönem ekimi yapacak çiftçilere hatırlatmada bulunan Burak Kırkgöz, “Bu yıl da geçtiğimiz yıl gibi çiftçilerin çok erken ekimden kaçınmalarını öneriyoruz. Çünkü erken ekimlerde mahsulleri erken dönemde ekildiği zaman ciddi anlamda strese giriyor ve sulama maliyeti uzatmalarını sürekli meteorolojiden hava tahminlerini takip ederek ona göre ekilişlerini yapmalarını tavsiye ediyoruz. Bu yıl da geçtiğimiz yıl gibi bir önceki yıl gibi inşallah kurak bir yıl olmaz. İnşallah bu yıl bol yağışlı, bol kar yağışlı, özellikle kar yağışı hububatlar için çok önemli, bol kar yağışlı bir periyot geçiririz. Konya yöresinde tabii kıraç alanlarımız büyük bir alan. Kıraç alanlar bunun yanında sulu alanlarımız da var. Bin metrekarede, kıraç alanlarda 200 kilodan 500 kiloya kadar, sulak alanlarda da 450 - 500 kilodan 850 kiloya kadar verim aldığımız yerler oluyor” şeklinde konuştu. Çiftçiye sağlanan desteğin arttırılmasına dikkat çeken Kırkgöz, “Çiftçilerimiz desteklemenin biraz daha artmasını yani 75 kuruş olan arpa desteğinin 1 buçuk liraya, 1.25 lira olan buğday desteğinin 2 buçuk liralara kadar çıkmasını bekliyorlar. Tabii desteklemeler çok önemli. Girdi maliyetleri çok yüksek. Özellikle Konya Ovasında sulu tarım yapılan yerlerdeki maliyetlerin yüksek olması, verim alabilmek için çiftçilerin ekstra uyguladıkları gübre maliyetlerinin elektrik maliyetlerinin yüksek olduğu coğrafyada desteklemenin önemi çok yüksek. İnşallah önümüzdeki süreçte bu desteklemeyle ilgili yeniden bir revize etme durumu olur” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.