TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Çevre Kirliliği

AGRONEWS - Çevre Kirliliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çevre Kirliliği haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bitmeyen Tünelin Çevreye Tahribatı Köylüleri Mağdur Ediyor Haber

Bitmeyen Tünelin Çevreye Tahribatı Köylüleri Mağdur Ediyor

BAYBURT (İHA) - Erzurum-Bayburt sınırında 2012 yılında temeli atılan ve üç yıl içinde tamamlanması planlanan Kop Tüneli inşaatı hâlâ bitmiş değil. Şantiyeden dereye karışan kirli sular, balıkların yaşamını yok etti, tarımsal faaliyetleri engelledi ve hayvan ölümlerine yol açtı. Kop köyü sakinleri, bu durumun acilen çözülmesi için yetkililere seslendi. "KÖY VE HALK YOK SAYILIYOR" Köy sakinlerinden Erkan Tokay, Bayburt Group’un yaptığı arıtma tesisinin yetersizliğine dikkat çekerek, "Bayburt Group'un yaptığı su arıtmalarına bakar mısınız? Maliyetten dolayı 3 tane kanalizasyon kuyusu yapmışlar buraya, bunlarla bu suyu arıtmaya çalışıyorlar. Su zaten havuzun dibine çökmeden geçiyor, dereye karışıyor. Bunun daha büyüğü, daha sistemlisi gerçekten yapılabilirdi. Bu imkansız bir şey değil. İnsanları, köyü hiçe sayarak maliyeti düşürerek bunu yapmışlar. Bunun gibi 10 tane, 20 tane yapsınlar ama bize zarar vermesinler. Bizim hayvanlarımız yaz boyunca bu suyu içiyor. Her sene bizim burada 3-5 tane hayvanımız telef oluyor ama kimse bununla ilgilenmiyor çünkü çiftçi gariban" dedi. "ESKİDEN TEMİZDİ, ŞİMDİ SİNEK BİLE YOK" Bir diğer köylü Öztürk Aktaş, derenin önceden alabalıklarla dolu olduğunu ancak zehirli atık sular nedeniyle hiçbir canlının yaşayamadığını belirtti. Aktaş, "Bu derenin suyu önceden temiz akardı. Kırmızı benekli alabalıklarımız vardı. Bayburt Group geldikten sonra buraya karışan sudan dolayı bir tane balığımız kalmadı. Tarımsal faaliyet yapamıyoruz. Hayvanlarımız telef oldu ama hiçbir önlem alınmadı" diye konuştu. YETKİLİLERE ÇAĞRI: ÇÖZÜM İSTİYORUZ Köylülerden Habip Arık ise Bayburt Group’un çalışmaları nedeniyle mağdur olduklarını belirterek, "Bayburt'un Group'un tünel şantiyesinden akan asitli su ve tünelin kirli suyu bizim suyumuzu kirletiyor ve balık yetiştirmemize engel oluyor. Bu sebeple elimizden geldiğince bir şeyler yapsak da Bayburt Group'a gücümüz yetmiyor, bir şey yapamıyoruz. Şu an bunu paylaşıp suyumuzu kurtarma derdindeyiz. Biz yetkililerden şunu istiyoruz bizi biraz duyun, görün, şu su işini çözün. Arıtma yapıyorlar, arıtmanın arkasındaki havuzun 2-3 günde bir temizlenmesi gerekirken 2 senedir temizlenmiyor. Kirli su, atık su bizim suyumuza karışıyor. Balık yetiştiremiyoruz, alabalık tesisine yemeğe gidemiyoruz. Aksine biz suçluymuşuz gibi davranıyorlar" diyerek yetkililerden destek istedi. Kop köyü sakinleri, çevre tahribatının son bulması ve daha etkin önlemler alınması için harekete geçilmesini talep ediyor.

Mersin ve İskenderun Körfezleri Akdeniz'in En Kirli Bölgeleri Haber

Mersin ve İskenderun Körfezleri Akdeniz'in En Kirli Bölgeleri

Mersin ve İskenderun Körfezleri Akdeniz’in En Kirli Bölgeleri Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, Akdeniz kıyılarındaki kirliliğin, oksijen seviyelerini düşürecek kadar arttığını ve bu durumun denizdeki canlılar için büyük bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Mersin ve İskenderun Körfezleri, bölgedeki en kirli alanlar arasında yer alıyor. Kirliliğin Kaynağı: Şehir Deşarjları ve Nehirler Prof. Dr. Salihoğlu, Akdeniz'deki kirliliğin ana kaynağının şehir deşarjları olduğunu belirtti. Ayrıca, nehirlerden gelen tarımsal ve endüstriyel kirliliğin de büyük bir baskı oluşturduğunu vurguladı. Mersin’deki plastik atıklar ve diğer eşyalardan oluşan kirliliğin çoğu, karasal kaynaklardan denize ulaşıyor. Oksijen Seviyeleri Düşüyor, Ekosistem Zor Durumda Kirliliğin boyutlarının arttığını belirten Salihoğlu, “Oksijen seviyeleri azalıyor ve denizdeki görüş mesafesi düşüyor. Bu sağlıksız bir ekosistemi işaret ediyor” dedi. Ayrıca, denizdeki kirliliğin, ekosistemi değiştirdiğini ve ekosistemin direncini azalttığını belirtti. İklim Değişikliği ve Kirlilik Birleşince Tehdit Artıyor Salihoğlu, kirliliğin ve iklim değişikliği baskılarının birleştiğinde, deniz ekosisteminin ciddi şekilde zayıfladığını ifade etti. Bu durumun sadece deniz canlıları için değil, insan sağlığı için de tehdit oluşturduğunu vurguladı. Şehir deşarjlarının ileri arıtmadan geçmesi gerektiğini, aksi takdirde suya zararlı bakterilerin karışabileceğini söyledi. Plastik Atıklar Karasal Kaynaklardan Geliyor Plastik atıklara da dikkat çeken Salihoğlu, “Plastik atıklar denize karasal kaynaklardan geliyor, özellikle nehirlerden” dedi. Ceyhan Nehri’nin bu kirliliği artıran önemli bir kaynak olduğunu belirtti ve tek kullanımlık plastiklerin doğaya bırakılmaması gerektiğine dikkat çekti.

Ayvalı Dere Kan Ağlıyor: Tarım Arazileri Tehlikede Haber

Ayvalı Dere Kan Ağlıyor: Tarım Arazileri Tehlikede

Sorunun Boyutları Su Kalitesinin Düşmesi: Kimyasal atıklar, derenin su kalitesini olumsuz etkileyerek suda yaşayan canlıların ölümüne neden oluyor. Toprak Kirliliği: Dere suyuyla sulanan tarım arazileri, kimyasallarla kirleniyor ve toprak verimliliği azalıyor. Sağlık Riskleri: Kirlenmiş toprakta yetişen ürünlerin tüketimi, insan sağlığı için ciddi riskler taşıyor. Ekosistem Bozulması: Dere ve çevresindeki ekosistem, kimyasal kirlilik nedeniyle büyük zarar görüyor. Nedenleri Endüstriyel Atıklar: Bölgedeki tekstil fabrikalarından kaynaklanan kaçak deşarjlar, en büyük kirlilik kaynağı olarak gösteriliyor. Atık Su Arıtma Tesislerinin Yetersizliği: Mevcut atık su arıtma tesislerinin kapasitesi, sanayi atıklarının yükünü karşılamaya yetmiyor. Gözetim Eksikliği: Denetimlerin yetersiz olması, fabrikaların kaçak deşarj yapmasına olanak tanıyor. Çözüm Önerileri Kesin Denetimler: Fabrikaların atık su deşarjlarının düzenli olarak denetlenmesi ve kaçak deşarjların önlenmesi. Atık Su Arıtma Tesislerinin Kapasitesinin Artırılması: Mevcut tesislerin kapasitesinin artırılması ve yeni tesislerin kurulması. Yeşil Alanların Artırılması: Dere çevresinde yeşil alanların oluşturulması, suyun kendini temizlemesine yardımcı olacaktır. Toprak Analizleri: Tarım arazilerinde düzenli olarak toprak analizleri yapılması ve kirli toprakların rehabilitasyonu. Kamuoyunun Bilinçlendirilmesi: Çevre sorununa dikkat çekmek ve çözüm için kamuoyunun desteğini almak. Alternatif Üretim Yöntemlerinin Geliştirilmesi: Tekstil sektöründe daha az zararlı kimyasallar kullanan üretim yöntemlerinin geliştirilmesi. Yasal Düzenlemeler: Çevre mevzuatının güçlendirilmesi ve cezai yaptırımların artırılması. Sonuç olarak, Ayvalı Dere'nin kırmızıya dönmesi, Bursa'nın ve çevresinin karşı karşıya olduğu ciddi bir çevre sorunudur. Bu sorunun çözümü için tüm paydaşların ortak bir çaba göstermesi gerekmektedir. Aksi takdirde, hem çevre hem de insan sağlığı olumsuz etkilenmeye devam edecektir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.