TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Damla Sulama

AGRONEWS - Damla Sulama haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Damla Sulama haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Vahşi sulama hem ürüne hem su kaynaklarına zarar veriyor Haber

Vahşi sulama hem ürüne hem su kaynaklarına zarar veriyor

Üreticiler, vahşi sulama sisteminden bir an önce kurtulup, kapalı sulama tekniğine geçmek istiyor. Bu kapsamda, Manisa Büyükşehir Belediyesi de gün geçtikçe sayısını arttırdığı kapalı sulama tesisleriyle üreticiye en sağlıklı hizmeti vermeyi sürdürüyor. Manisa, yaklaşık 5 milyon 22 bin dekar tarım arazisiyle ülkenin tarımına önemli katkılar sunuyor. Tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 50’lik alanında sulu tarım yapılan Manisa, ihracata yönelik önemli ürünler üreten bir il olma özelliğini de sürdürüyor. Tarım arazilerin sulamaya açıldığı bugünlerde, su kaynaklarının yetersiz olduğuna dikkat çeken uzmanlar ve üreticiler, ’vahşi sulama’ diye tabir edilen sistemin terkedilip kapalı sulama tekniğine dönülmesini istiyor. Suyun kontrolsüz ve ölçülmeden toprakla buluşturulması olarak bilinen vahşi sulama, hem toprağa hem ürüne hem de su kaynağına zarar veriyor. Üreticilere doğrudan sulama desteği veren Manisa Büyükşehir Belediyesi de kendi sorumluluğunda olan sulama sahalarında yaptığı kapalı sistem tesislerle üreticilere hem destek hem de kolaylık sağlıyor. Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde uzun yıllardır çiftçilik yapan ve vahşi sulama sistemi kullanan Muhittin Coran, bu sulama sisteminin zorluğundan ve zararlarından bahsetti. Coran; “Vahşi sulama nedeniyle su kaybımız çok oluyor. Özellikle son yıllarda yaşanan kuraklıklar da su kaybında etkili oluyor. Çiftçiler için en uygun sulama yöntemi, kapalı sistemdir. Hiçbir su kaybı yok ve tamamen bitkiye odaklı yöntemdir. 100 litre suyla sulanan bir yer, kapalı sistem sayesinde 50 litre ile sulanabilmektedir" dedi. Her geçen yıl barajlarda ve göllerde su seviyelerinin giderek azaldığına dikkat çeken Muhittin Coran “Sulama Birliği de bu sene bize yalnızca 20 gün su verme mecburiyetinde kaldı. Yeterli suyumuz olsa belki 1 ay boyunca sulama yapabiliriz. Daha Temmuz ayının başındayız. Bu bağ daha en az 2 defa daha sulama ihtiyacı duyacak. Bir noktadan sonra da sulamamızı yapmak için yeraltı sularından yararlanmaya başlayacağız ama onlar da her geçen gün daha aşağıya iniyor. Benim iktidardan tek beklentim, bu su kaybını önlemek için kapalı sistemin buraya getirilmesi lazım. Yıllardan beri bunun hep plan proje içerisinde olduğunu söylüyorlar. Ama en ufak bir teşebbüs, girişim henüz yapılmadı” diye konuştu. “Baraj kapakları açıldığı andan itibaren vahşi kayıp başlıyor” Barajlardaki doluluk oranının geçen yıllara göre yarı yarıya daha düşük olduğunu belirten Sulama Teknisyeni Hasan Hüseyin Çırak da şu sözlere yer verdi: “Bildiğiniz gibi vahşi sulama kullandığımız için, yani bu baraj kapakları açıldığı andan itibaren bu vahşi kayıp başlıyor. Nasıl başlıyor peki? Mesela sıcaktan buharlaşma oluyor, tahliyeye kaçıyor, yani suyumuz bayağı zebil oluyor. Bunun çözümü gayet basit. Bir an önce kapalı sisteme geçilmesi gerekiyor. Bu su yetmediği için çiftçiler yeraltı suyunu kullanıyorlar. Yeraltı suyu dediğimiz zamanda içme suyumuzdan gidiyor. Bu baktığımız zaman direk kendimize zarar veriyor. Çünkü yerin altından içme suyumuzu alıyorlar. Sonuçta yerin altında da deniz yok, bir yere kadar dayanacak?” "Damlama sulamayla verimimiz arttı" Damlama sulama yöntemi kullanarak ürün yetiştiren Aykut Uyar isimli çiftçi ise kapalı sistemin faydalarından bahsetti. Yaklaşık 8 yıldır kapalı sulama tekniğinden faydalandıklarını belirten Uyar, “Önceden bizde karık suyu kullanıyorduk. Damlama çıktıktan sonra damlama sistemini yaptırdık. Bunda da çok rahat ettik. Salma sulamada tarlanın tesviyeli olması gerekiyor. İstediğiniz gübreyi atamıyorsunuz, bitkinin istediği gübreyi veremiyorsunuz. Damlama sisteminde ise, bitkinin neye ihtiyacı varsa o şekilde verebiliyoruz. Verimlerimiz de arttı tabii. Bir de aşırı su tüketimi vardı, şimdi o ortadan kalktı. 7-8 seneden beri damlama sulama kullanıyoruz. Şimdi bu damlama sistemi olmasa bizim yeraltı gübresi atmamız gerekiyor. Onu da dekara 50 kg civarında atıyoruz. Ama bu sistemde bitkinin direk köküne gübre verdiğimiz için 5 ile 10 kg’ı geçmiyor. Daha önce vahşi sulama sistemini de kullandık. Vahşi sulamada suyun yüzde ellisinden fazlası israf olmuş oluyor” diye konuştu. “İklim değişikliği ve kuraklık bölgemiz için tehdit" Vahşi sulamanın bölgede oldukça yaygın olarak kullanılan bir sulama yöntemi olduğuna dikkat çeken Manisa Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanı Yılmaz Usta, artan kuraklığa dikkat çekti. Başkan Usta, “İklim değişikliği ve kuraklığın etkilerini her geçen gün daha şiddetli bir şekilde yaşıyoruz. Meteorolojik tahminler, öngörüler gelecek yıllarda özellikle bölgemiz için bu tehdidin artarak devam edeceğini gösteriyor. Yağış rejimindeki bozulmalar ve yağış miktarındaki azalmalar, bölgemiz için gelecek için önemli bir tehdit. Haliyle bizim de su kaynaklarımızı en doğru ve en verimli şekilde kullanmaktan başka çaremiz yok” dedi. Hem salma sulamada hem de kapalı sulama sisteminde, çiftçilerin gereğinden fazla su kullanmaması konusunda uyaran Başkan Yılmaz Usta, toprağın alabileceği belli bir su kapasitesinin olduğunu hatırlattı. Başkan Usta, bu kapasitenin üzerinde su verilmesi halinde, su israfının yanı sıra bitkilerde hastalık, çevre ve doğal dengenin bozulması, toprakta ve üründe verimliliğin azalması gibi birçok zararla karşılaşılabileceğini vurguladı. "Büyükşehrin tüm tesisleri kapalı sistem" Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak üreticilere verilen sulama desteklerine de değinen Başkan Usta, açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Genel anlamda kapalı sistem sulama sistemlerine tamamıyla geçmemiz kaçınılmaz bir zaruret. Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak, biz de üreticilerimize doğrudan sulama hizmeti veriyoruz. Büyükşehir Belediyesinin sorumluluğunda şu anda yirmi yedi bin dekar sulama sahamız var. Yaptığımız bütün tesisler kapalı sistem. Tarla başına kadar getirdiğimiz ana hatlarla, suyu borularla parsel başına kadar getirip, vanamız ve sayacımızla, metreküp hesabından tarifelendirerek sulama hizmeti vermeye çalışıyoruz. Çok geçmiş yıllarda köylere yapılmış olan açık kanal sistem sulama tesislerimiz var. Bu tesislerden de imkânlar ölçüsünde, belli bir iş planına bağlı kalarak, yenileyerek kapalı sistemlerde çevirip su verimliliğini ve su kalitesini arttırmak için desteklerimizi, çalışmalarımızı yürütüyoruz. Aynı zamanda bölgemizde 110’a yakın yakın sulama kooperatif var. Bu üretici örgütlerimize de zaman içerisinde yıpranan, kırılan borular nedeniyle su kayıplarının olduğu tesislerinde, boru desteği veya sulama amaçlı depo yapımı gibi destekler verip, Büyükşehir Belediyesi olarak hem üretici örgütlerinin hem çiftçilerimizin su verimliliği için yanında olmaya gayret ediyoruz. Bu anlamda girdi bazında desteklerimiz, sulama tesisleri, hayvan içme suyu göletleri, tanker doldurma tesislerinin yapımı, gölet yapımı gibi işlemlerimiz devam ediyor” "Sulama kanallarının kullanım ömrü tamamlandı" Manisa’daki tüm ilgili birimlere, su ve sulama sistemleri konusunda acil çağrılarda bulunan Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Altındağ, “Şehzadeler Ziraat Odası Başkanlığı olarak bizim görüşümüz, kapalı sistemin kurularak tamamen damlama sistemine geçilmesidir. Bu konuda yapılacak çalışmalar için destek vermek için de tüm Manisalı yetkililerimizi davet ediyorum. Çünkü damlama sistemi Manisa’mız için artık olmazsa olmazdır. Gediz ovamız çok önemli tarım faaliyetlerinin yapıldığı bir yerdir. Uzun yıllardan beri ovamızı sulayan sulama kanallarının ise kullanım ömrünü tamamladığını söyleyebiliriz. Bu sistemin Demirköprü Barajı’ndan buraya kadar yenilenmesi önemlidir. Bunun yanı sıra ovamızda imkan bulunan noktalara da yeni sulama göletlerinin acilen yapılması gerekiyor. Çünkü her geçen yıl su kıtlığına doğru gidiyoruz. Şu anda biz Manisa ovamızda ürün yetiştirebiliyorsak, burada kullanılan suyu yer altından alarak yapıyoruz. Yakınlarımızda Bağyolu Göleti var. Bir de yakında Davutlar-Sarma Göleti faaliyete geçecek. Yani bunlar gibi göletlerin Salihli’den buraya kadar ovamızda çoğaltılması lazım. Tüm belediyelerimiz, tarım müdürlükleri ve bizlerin çalışmalarıyla bunları başarmamız gerekiyor” diye konuştu.

Yağışlarla dolan Göyne Barajı ve Karasu Nehri çiftçiye umut oldu Haber

Yağışlarla dolan Göyne Barajı ve Karasu Nehri çiftçiye umut oldu

Çatalarmut köyündeki Devlet Su İşlerine ait baraj, son bir ayda aldığı yağışlarla doldu. Küresel ısınmaya bağlı kuraklık nedeniyle geçen yıl yaz döneminde su seviyesinde büyük düşüş yaşanan barajda bu sene tam doluluğa ulaşılınca su tahliyesine başlandı. Göyne Barajı'ndan görevlilerce salınan sular, kanallar aracılığıyla kentteki tarım alanlarına ulaşıyor ve tarlalarına sulama sistemi kuran bazı çiftçiler de bu kanallardan dalgıç motor aracılığıyla tarlalarını suluyor. Erzincan Ovası'nı ikiye bölen, tarımsal sulama ve yaban hayatı için yaşam kaynağı olan Fırat'ın en büyük kolunu oluşturan Karasu Nehri'nin debisi de son yılların en yüksek seviyesine ulaştı. Bölgede çiftçilik yapan Furkan Kızgın, AA muhabirine, barajın su seviyesinin yağışlarla en üst seviyeye ulaştığını, bunun tarımsal sulama için önemli olduğunu söyledi. "Damla sulama sistemlerine geçmemiz gerekiyor" Su fazla olduğu için barajda tahliyenin başladığını belirten Kızgın, "Suyumuzu her ne olursa olsun tasarruflu kullanmamız lazım çünkü su yaşamımız için çok önemli. Hem doğal yaşamda bulunan canlılar hem de tarım arazileri için bu su çok önemli. Özellikle tarımsal alanda fıskiye ve damla sulama sistemlerine geçmemiz gerekiyor. Bunları yapmazsak sularımızın büyük bir kısmını israf etmiş oluruz." dedi. Furkan Karaduman da yağışlarla barajın tam doluluk oranına ulaştığını ifade ederek, suyun bölge çiftçisi için çok büyük faydası olacağını dile getirdi. Erzincan gibi tarımla uğraşan bir kentte sulamanın çok önemli olduğunu söyleyen Karaduman, bölge çiftçisinin modern sulama sistemlerini kullanmasını istedi. Karaduman, şunları ifade etti: "Tükenen su kaynaklarımız çiftçilerimize bir sonraki yıl daha fazla zarar veriyor. Su kaynaklarımızı küresel ısınmayla beraber kendimiz yok ediyoruz. Özellikle son yıllarda ciddi kuraklık var. Tabii bununla birlikte tarımla uğraşan vatandaşlarımız çok büyük problemler çekti. Bu sene yağışlar çiftçilerimiz kurtardı ama sulama konusunda dikkat edilmezse yine aynı problemler yaşanır." "Suyumuzu bilinçli bir şekilde kullanmamız gerekiyor" Vehbi Toprak da Karasu Nehri'nin bölge çiftçisi ve doğal yaşam alanlarında bulunan canlılar için önemine işaret etti. Barajın doluluk oranının sevindirici olduğunu ancak modern sulama tekniklerinin kullanılması gerektiğini belirten Toprak, "Son yağışlarımızdan Erzincan Ovası'nı ikiye bölen Karasu Nehri de nasiplendi. Bizler de yöre halkı olarak yağışlarla artan sudan faydalanacağız inşallah. Evlerimizde ve arazilerde suyumuzu bilinçli kullanmamız gerekiyor. Suyumuzun kıymetini bilip ona göre değerlendirmemiz gerekiyor." diye konuştu. Kaynak: Anadolu Ajansı

2023 yılı sulama tesisleri ücret tarifesi belirlendi Haber

2023 yılı sulama tesisleri ücret tarifesi belirlendi

Bazı sulama tesislerinden faydalananlardan 2023'te alınacak işletme ve bakım ücretleri belli oldu. 2023 Yılı Sulama Tesisleri İşletme ve Bakım Ücret Tarifelerine İlişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete'de yayımlanarak 1 Ocak'tan geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi. Buna göre, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce işletilen Ağrı'da Eleşkirt, Tunceli'de Akpazar, Elazığ'da Kuzuova, Çanakkale'de Gökçeada, Van'da Van ve Gürpınar tesisleri ile yüklenici firmalar tarafından işletilen Bursa'da Dağdibi, Erzurum'da Kirazlı, Bingöl'de Gözeler, Diyarbakır'da Ergani, Kayseri'de Bünyan Sarıoğlan, Gümüşhane'de Sadak, Kastamonu'da Bezirgan Hazım Kılıç, Bilecik'te Bayırköy, Sakarya'da Topçu, Kantar ve Elmalı, Sivas'ta Nevruz ve Akören, Balıkesir'de İvrindi-Gökçeyazı sulama tesislerinde belirlenen tarifelere göre işletme ve bakım ücreti alınacak. Bu yıl sulama tesisleri işletme ve bakım ücret tarifeleri, 30 kategorideki bitki çeşidi ve sera için dekar başına 25 lira ile 743 lira arasında değişecek. 1000 metreküp su ücreti, 25 lira ile 276 lira arasında olacak. Depolama yapıları ve düzenlenmiş doğal göllerden sanayi amaçlı su tahsislerinde 1000 metreküp su ücreti 55,80 lira olarak belirlendi. İşletme ve bakım ücreti, her bitkinin yıl içindeki yetişme süresine göre tespit edilecek. Bu nedenle bir yıl içinde aynı parsele, biri kalktıktan sonra yenisi ekildiğinde, bu bitkilerin her biri için ayrı ayrı işletme ve bakım ücreti uygulanacak. Yıllık işletme ve bakım ücretleri, sulama sayısına bakılmaksızın, sulanan parsel sahibinden, kiracı veya ortakçıdan alınacak. İndirimler Bir yıl içinde aynı parsele biri kalktıktan sonra diğer bitki ekildiğinde, bir önceki bitkinin sulanmış olması şartıyla ondan sonra ekilen bitkiler için işletme ve bakım ücreti yüzde 20 indirimli uygulanmaya devam edilecek. Çiftçilerin devamlı olarak kendi motopomplarıyla suladıkları bitkiler (yağmurlama ve damla sulama dahil) için işletme ve bakım ücreti yüzde 50 indirimli uygulanacak. Kaynak: Anadolu Ajansı

Buğday üretiminde damla sulamayla yüzde 30 su tasarrufu Haber

Buğday üretiminde damla sulamayla yüzde 30 su tasarrufu

İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) tarafından açıklanan “Su Riskleri Projesi”nin 1. faz sonuçlarına göre, tarımsal su ihtiyacının 2050 yılına kadar 1,5 katına çıkması beklenen Kızılırmak Havzası’nda, buğday üretiminde damla sulama yöntemiyle Delice ilçesi proje alanında ortalama yüzde 30 su tasarrufu sağlandı. SKD'den yapılan açıklamaya göre, küresel ısınmayla birlikte tüm dünyada giderek artan su riskleri, tarımsal üretimi, su kaynaklarının sürdürülebilirliğini ve dolayısıyla gıda güvenliğini tehdit ediyor. Su kaynaklarının sürdürülebilir olarak kullanılması, su riskiyle karşı karşıya olan ülkelerin ulusal güvenlik konusu haline geliyor. Sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesiyle son 50 yılın en sıcak üçüncü kış mevsiminin yaşandığı Türkiye, su kriziyle karşı karşıya olan ülkeler arasında yer alıyor. Uzun dönem iklim değişikliği tahminlerine göre, Türkiye'de su kaynaklarının yaklaşık yüzde 25 azalması bekleniyor. Yarı kurak iklim kuşağında yer alan Türkiye’de, su kaynaklarının etkili kullanılması her geçen gün daha büyük önem kazanıyor. Bu kapsamda, SKD Türkiye ve Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü, Ülker’in ana sponsorluğunda ve Brisa, IC İçtaş İnşaat, PepsiCo, Sütaş, Toros Tarım ve TürkTraktör’ün destek sponsorluğunda gerçekleştirilen “Su Riskleri Projesi” ile tarımda su verimliliği ve su ayak izi farkındalığının sağlanması amaçlanıyor. Mayıs 2022’de Orta Anadolu’da başlatılan projenin 1. faz raporu kamuoyuyla paylaşıldı. Proje kapsamındaki çalışmalar, Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Gökşen Çapar koordinatörlüğünde, Prof. Dr. Süleyman Kodal, Prof. Dr. Y. Ersoy Yıldırım, Prof. Dr. Yeşim Ahi, Öğr. Gör. Çiğdem Coşkun Dilcan ve Öğr. Gör. Dr. Tolga Pilevneli tarafından yürütüldü. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayınlanan Ulusal Su Planı’nda yer alan konular ile uyumlu olan proje kapsamında, gereğinden fazla sulama yapılmaması ve uygulama hatalarının önüne geçilmesi için Kırıkkale ili Delice ilçesi Çerikli beldesinde 100 çiftçiye “Modern Sulama Yöntemleri” ve “Gübre Kullanımı” konulu eğitimler verildi. "Yüzde 30 oranında su tasarrufu sağlanması çok önemli bir başarı" Açıklamada görüşlerine yer verilen SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, iklim krizi ile mücadelenin su kaynaklarının korunmasında yetersiz kaldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Son 50 yılın en sıcak üçüncü kış mevsiminin yaşandığı bu dönemde en büyük endişemiz su kaynaklarındaki azalma. SKD Türkiye olarak yürütülen mevcut çalışmalarla iklim krizi ile mücadele edeceğimizi her fırsatta dile getiriyor, yaratıcı ve yenilikçi çözümler ortaya koymak için var gücümüzle çalışıyoruz. Ülkemizde su kaynaklarının yüzde 70’ten fazlası tarımda kullanılıyor, tarımsal faaliyetler için ihtiyaç duyulan su miktarının sürdürülebilir bir şekilde sağlanabilmesi için su verimliliğinin artırılması kilit bir role sahip. Su Riskleri Projesi ile su kaynaklarının sürdürülebilir metotlarla verimli kullanımına yönelik önemli çıktıları olan bir araştırmayı ortaya koyduk. Tarımda modern sulama yöntemlerinin uygulanmasının su güvenliği için önemini araştırmamızda gördük. Kırıkkale ili Delice ilçesinde gerçekleştirilen proje uygulamasında, damla sulama yöntemi uygulanarak üretilen buğday için yüzde 20 oranında ürün verimliliği ve yüzde 30 oranında su tasarrufu sağlanması çok önemli bir başarı. Bölgedeki çiftçilerin modern sulama yöntemleri ile ilgili eğitim almış olması da farkındalığı artırdı. Şimdi modern sulama yöntemlerinin yaygınlaştırılması için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz.” Ülker CEO’su Mete Buyurgan ise eklim değişikliğine uyumlu sürdürülebilir tarım uygulamalarını yaygınlaştırmanın büyük önem taşıdığına dikkati çekti. Buyurgan, şu bilgileri aktardı: “İsrafsız şirket modeliyle ve uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleriyle çalışırken, tarımsal üretimin sürdürülebilirliğine katkı vermeyi, doğru tarım uygulamalarının yaygınlaşmasına yönelik projeleri desteklemeyi çok önemsiyoruz. Bu sebeple SKD Türkiye’nin iklim değişikliğinin su kaynakları üzerindeki etkisini analiz etmeyi ve tarımda verimli sulama stratejileri geliştirmeyi amaçlayan Su Riskleri Projesi’nin ana sponsoru olduk. Projenin birinci fazındaki su tasarrufu ve ürün verimliliği sonuçları da doğru yolda ilerlendiğini gösterdi. Bu projeyle çiftçilerin su kullanımı konusundaki farkındalığını artırmayı ve ülkemizin sürdürülebilir geleceğine katkı sağlamayı hedefliyoruz.” SKD Türkiye, Tarım ve Orman Bakanlığı’nca ülke genelinde başlatılan "Ulusal Su Verimliliği Seferberliği"nin de önemli bir paydaşı. SKD Türkiye su kaynaklarının sürdürülebilir yöntemlerle kullanımı konusunda yürüttüğü çalışmalarla Ulusal Su Verimliliği Seferberliği’ni destekleyecek. Raporun ön plana çıkan sonuçları Sürdürülebilir tarım uygulamaları için önemli bir kaynak niteliği taşıyan raporda ön plana çıkan bulgular şu şekilde: Proje kapsamında seçilen Kırıkkale ili Delice ilçesi Çerikli Beldesi, 250-300 mm yıllık yağış miktarına sahip olup, ülkemizin en az yağış alan havzalarından Kızılırmak Havzası’nda yer alıyor. Proje kapsamında, 2021-2022 sezonunda Çerikli beldesinde buğday ve silajlık mısır üretiminde damla sulama yöntemi uygulanarak, tarımsal su verimliliğinin artırılması hedeflendi. Buğday denemesinde, geleneksel yöntemler ile üretim yapan ve yağmurlama sulama yöntemi kullanan çiftçi uygulamasına kıyasla, damla sulama yöntemi ve optimum sulama programı kullanılan proje uygulamasında yüzde 20 daha yüksek verim (264 kg/da) elde edildi. Silajlık mısır denemesinde ise, damla sulama sistemi kurulan ancak sulama sıklığı çiftçiye bırakılan uygulamaya kıyasla, damla sulama yöntemi ve optimum sulama programı kullanılan proje uygulamasında 70 ve 140 cm lateral aralığına sahip işletme birimlerinde sırasıyla yüzde 23 ve yüzde 3 daha yüksek verim (4.900 kg/da ve 4.100 kg/da) sağlandı. Proje alanında buğdayda yüzde 30, mısır üretiminde yüzde 45’e varan oranda su tasarrufu yapılarak daha iyi verim elde edilmiş olması projenin başarısına işaret ediyor. Türkiye'de tarımda su verimliliğinin sağlanması için modern sulama yöntemlerinin yaygınlaştırılmasının oldukça önemli olduğu biliniyor. Proje kapsamında yoğun bir saha çalışması gerçekleştirilerek çiftçilerle birebir iletişim kuruldu. Bu süreçte çiftçinin modern sulama yöntemlerinin uygulanmasında eğitim, bilinçlendirme ve teşvik mekanizmaları konusunda bilgilendirilme ihtiyacı olduğu gözlemlendi. İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak, çevre sağlığını korumak ve sürdürülebilir üretimi gerçekleştirmek için mevcut üretim modellerinin gözden geçirilmesi, iyileştirilmesi, akıllı tarım uygulamalarına geçilmesi yönünde girişimlerin başlatılması gerekiyor. Entegre su yönetimi yaklaşımı çerçevesinde kamu, özel sektör, akademi, sivil toplum kuruluşları ve tüm su kullanıcılarının katılımı ve iş birliği ile çözüm odaklı yönetim modellerinin oluşturulması su güvenliği için önem arz ediyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.