TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Domates

AGRONEWS - Domates haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Domates haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Verimli topraklarda domates krizi: Domates tarlada kaldı Haber

Verimli topraklarda domates krizi: Domates tarlada kaldı

Firmaların domatesi almamak için bahaneler uydurduğunu söyleyen üreticiler, dönümde 25 bin TL civarında zarar ettiklerini ifade ettiler. Sındırgı ilçesinde domates eken üreticiler, ürünlerini adeta tarlada bıraktı. Domatesten bu yıl para kazanamadıklarını, aksine zarar ettiklerini ifade eden üreticiler, sorunlarının çözülmesini bekliyor. Karagür Mahallesi sakinlerinden çiftçi Ergün Karaman, "65-70 dönüm her sene mahsul ekiyorum. Bu sene böyle bir rezillik görmedim abi. Malları alan yok, satan yok. Bin 300 liraya (ton) bu domatesi satıyoruz. 75-80 kuruşa bu malı toplatıyorum. Bana ne kalıyor. 25 milyar lira zararım var dönümde. Ben bunu bin 200 liraya satıyorum. Alan yok. Millet yola döküyor, ne yapsın? Fabrikaya mal yolluyorum yüzde 20, yüzde 30 fire yazıyor. 1 tır malda 6 ton, 8 ton fire yazıyor bana. Açık açık diyor ki almayacağım malı, getirme bana diyor" dedi. Karaman, "Motorumu, katırımı neyim varsa satacağım borcumu ödeyeceğim. O da varsa. Yoksa neyi satayım kendimi mi satayım abi. Topladığım domates yol parasını ödemiyor. Dönümde 6 bin lira yol parası tutuyor. Bunun için kaç ton domates satmam lazım siz hesap edin. Ondan sonra çiftçi isyan etti mi, etti diyorlar. Ne yapalım, dökelim mi? Yola döküyoruz ceza yazıyorlar. Neymiş? Protesto ediyormuşuz. Ne kışkırtması abi yazık günah. 25-30 dönüm malım kaldı tarlada, amele bulamıyorum. Kamyon yok, motor yok, nereye koyacağım bu malı. Alan yok, satan yok. Adam yüzde 30 fire yazıyor" diye konuştu.

At ve katırlarla domates hasadı Haber

At ve katırlarla domates hasadı

Kahramanmaraş’ta dede yadigarı tohumlardan yetiştirilen ’Bulanık domatesi’ sarp arazilerde hasat edildikten sonra at ve katırlarla taşınıyor. Dulkadiroğlu ilçesine bağlı Bulanık Mahallesi’ndeki çiftçiler, dedelerinden kalma asırlık tohumları toprakla buluşturarak yetiştirdikleri ürünleri mahallenin adı olan “Bulanık Domatesi” ismiyle piyasaya sunuyor. Lezzeti, aroması ve bazıları 1 kilogram civarındaki ağırlığıyla dikkati çeken Bulanık domatesi, tüketicilerden de yoğun ilgi görüyor. Market ve pazarlardaki tezgahlarda kısa sürede tükenen Bulanık domatesi, tarlada kilogramı 30 liraya satılıyor. Bölgeden 2024 yılı sezonunda yaklaşık 10 bin ton domates rekoltesi bekleniyor. Bin 800 rakımlı tepelerde, buz gibi kaynak suyu ile yetiştirilen ve zirai ilaç kullanılmayıp hayvan gübresi ile üretilen domatesler, sarp arazilerden at ve katırlara yüklenip civar illere ve Kahramanmaraş haline yetiştirilmek üzere kamyonlara naklediliyor. Domates üreticisi Ali Bozlakoğlu, “Kahramanmaraş’ta Bulanık domatesi diye ünlüdür. Buranın geçim kaynağı domates üreticiliğidir biz burada at ve kendi imkanlarımız ile hasadınım yaptığımız ürünleri sevk ediyoruz” dedi. Nurullah Ayyıldız ise “Tohum dedelerimizden kalmadır. Köyümüzün hava ve suyunun etkisiyle domateslerimiz çok güzel oluşuyor. Semt pazarları ve hale gönderiyoruz ürünlerimizi” diye konuştu.

Domates tarlada 1,7 TL pazarda 15 TL Haber

Domates tarlada 1,7 TL pazarda 15 TL

Salça fabrikalarıyla 3,5 TL sözleşme imzalanmasına rağmen fabrikaların domatesi 1,7 TL’den aldığını kaydeden başkanlar üretim fazlası domateslerin tarlada kalması yerine sosyal yardım alan vatandaşlara hükümet tarafından dağıtılmasını talep etti. Geçtiğimiz yıl ihracat yasağı getirilen ürünlerden biri olan salçada ihracat yasağı devam ederken bu yıl salçalık domateste yaşanan üretim fazlası hem fiyatların düşmesine hem de ürünün tarlada kalmasına neden oldu. Manisa’daki ziraat odaları başkanları Manisa Şehzadeler Ziraat Odasında bir araya gelerek yaşanan sorun ve çözüm önerileri hakkında açıklamada bulundu. "Acil çözüm bekliyoruz" Manisa Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu adına açıklama yapan Manisa Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Altındağ, "İçinde bulunduğumuz mevsim itibariyle yaşadığımız hasat döneminde bütün tarım ürünlerinde çiftçimiz zarar etmektedir. Son yılların en kötü hasat dönemini yaşamamızın sebebi yanlış tarım politikalarıdır. Yetiştirdiğimiz ürünlerin fiyatı yükseldiğinde ihracat yasaklanıyor yada ithal ediliyor. Üreticilerimizle birlikte tarım ürünlerini işleyen, ihraç eden fabrikalarda iflas ediyor. Buğday, pamuk ve mısır gibi ürünlere verilen prim düşük olduğu için çiftçimiz ekemiyor. Bu ürünleri dışarıdan ithal ederken ihtiyaç fazlası yetiştirdiğimiz domates, biber, kavun ve karpuz gibi ürünler tarlada kalıyor. Bu şartlar iyileştirilmezse çiftçilerimiz üretemez, tarlasını traktörünü satmak zorunda kalır. Özellikle salçalık domateste acil çözüm bulunmalıdır. Tarım ve Orman Bakanlığı ile salça fabrikaları arasında acilen çözüm odaklı tedbirlerin alınmasını temenni ediyoruz" dedi. Salçalık domateste yaşanan sıkıntının en büyük nedeninin geçen sene getirilen ihracat yasağı olduğuna dikkat çeken Altındağ, ihracat yasağı nedeniyle bugün salça fabrikalarının elinde geçtiğimiz yıldan kalan salçalar olduğunu ve kapasitelerinin dörtte biriyle çalıştıklarını anlattı. 3,5 TL’den salça fabrikaları ile sözleşme yapmalarına rağmen fabrikaların ürün fazlası nedeniyle domatesi tarlada 1,7 TL’den aldığını kaydeden Altındağ bu durum yüzünden birçok domates üreticisinin tarlarını sürmek zorunda kaldığını da sözlerine ekledi. Turgutlu Ziraat Odası Başkanı Abdullah Şenol da üretim planlamalarının tüm paydaşların içinde olduğu bir kurul tarafından yapılması gerektiğini ve katma değeri yüksek olan ürünlere yönlendirme yapılması gerektiğini söyledi. Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur da üretimin yılbaşında planlı olarak yapılmasının hem üreticiyi hem de ülkeyi refaha kavuşturacağını ifade etti. Gölmarmara Ziraat Odası Başkanı Erdal Ziyan ise geçtiğimiz yıl zeytinyağına da ihracat yasağı getirilmesi nedeniyle dünyada zeytinyağı fiyatı artarken Türkiye’de düştüğünü ve ihracat yasağının kaldırılarak hem ülkenin hem de üreticinin kazanmasının önünün açılması gerektiğini söyledi. "Üretim fazlası domatesler ihtiyaç sahibi vatandaşlara dağıtılsın" Kırkağaç Ziraat Odası Başkanı Emin Özarı da tüm tarımsal STK’larla işbirliği yapılması gerektiğini söyledi. Üretim fazlası domatesin 3,5 TL’ye sözleşme olmasına rağmen 1,7 TL’ye fabrikaların aldığını ve pazarda üreticinin 15 TL’ye aldığını söyledi. Bu sorunun çözümü için hükümete çağrı yapan Özarı, sosyal yardım desteği alan 4 milyon 300 bin aileye bu domateslerin üreticiden alınarak dağıtılması teklifinde bulundu.

Bu domatesler hastalık ve virüse yakalanmıyor Haber

Bu domatesler hastalık ve virüse yakalanmıyor

8’inci salkımını da sorunsuz bir şekilde veren domateslerden en az 2 kez daha hasat yapılması ümit ediliyor. Türkiye’nin birçok yerinde görülen rugosa virüs (kahverengi olgunluk virüsü) domates başta olmak üzere birçok tarımsal ürüne zarar veriyor. Antalya ve Samsun’da da domateslerde hastalığa neden olan virüs yüzünden üreticiler kâr elde edemezken, domates fiyatları da bu nedenle afaki rakamlara yükseliyor. Melez domates fide ve tohumlarını İtalya’dan ithal ederek Samsun’un 19 Mayıs ilçesinde üretmeye başlayan çiftçiler, büyük başarı sağladı. Geçen yıl ilk hasadın ardından hüsrana uğrayan çiftçiler bu yıl hastalığa karşı dayanıklı domatesler sayesinde şu anda 8’inci salkımlarını da sorunsuz bir şekilde aldıklarını ifade ettiler. “Hibrit domatesler hastalığa yakalanmıyor, verimi de lezzeti de çok güzel” Geçen yıl yerli domatesten kar elde edemedikleri için hibrit domatese yöneldiklerinin altını çizen seracılık yöntemiyle domates üreten Ömer Sancak, “Çiftçilik, hayvancılık ve seracılık yapıyorum. Bu sene ilk kez hibrit domates ürettim. İtalya’dan bir firmadan tohumları aldık. Geçen yıl ürettiğim domateslerden verim alamadığım için bu yöntemi seçtim. Yerli domatesler hastalığa yakalanıp, virüsten yakamızı kurtaramıyorduk. Hibrit domateslerim çok iyi çıktı. Tonaj ve kalite olarak da çok verimliler. Alan da satan da memnun. Yerli ürün ektiğimde ilk hasatta güzel verim alıyorduk ama gün geçtikçe mantar hastalıkları ve virüse yakalanıyordu. Ayrıca dalda bekleme süresi de çok kısa oluyordu. Biz üreticilerin kâr yapması için domatesin dayanıklı olması gerekiyor. Tam hasadın ortasında bizim domatesimiz bitiyor. Bu sene Allah’a şükür öyle olmadı. Bu domatesle biz 10 salkıma kadar domates alıyoruz. Önceki senelerde ise 5-6 salkımda sezonu bitiriyorduk. Bu sene şu anda 7-8 salkımdayız hiçbir hastalık yok. Çok memnun kaldık. Şu anda perakende olarak kilosunu 20 TL’den satıyorum. Fiyatlardan da şu anda memnunuz. Geçen sene ürünün yarısında domates bitti, hastalıktan dolayı. Biraz zarar ettik. Bu sene beklentimiz yüksek, yüzümüz gülüyor” dedi. “Virüse ve hastalığa dayanıklı domates yetiştiriyoruz” Deneme üretimi yaptıkları domateslerin hastalığa yakalanmadığını belirten Ziraat Mühendisi Sadık Altay, “4 yıldır birçok tarımsal ürünün ıslahı için çalışmalar yürütüyoruz. Bu yıl 19 Mayıs ilçemizde dünyada yaygın olan bu rugosa virüs dediğimiz kahverengi olgunluk virüsüne karşı dayanıklı çeşitlerimiz var bu serada, şahit çeşitlerle beraber. Rugosa virüs domateslerde ciddi ürün kaybına, verim kaybına sebep oluyor. Bu da üreticiyi ciddi mağdur ediyor. Buradaki serada virüse dayanıklı salkım domates yetiştiriliyor. Salkım halinde hasat edilen bir çeşidimizde toleranslar yüksek, verimi oldukça iyi, meyve dayanımı da güzel ve raf ömrü uzun. Salkımın dışında burada beef çeşidinde virüse dayanıklı domates yetiştiriyoruz. Çiftçilerimiz üretimi ticari yaptığı için hastalık dayanımı, son yıllarda ön plana çıkan rugosa hastalığı, virüsü ciddi ürün kayıpları neden olduğu için şu an bütün üreticiler bu konuda arayış içinde. Biz de böyle bir yenilik yaptık, bölgemize getirdik. İnşallah çiftçilerimize gelecek yıl bunu ciddi olarak sunacağız” diye konuştu. “Domateslerin genetiği değiştirilmedi, melez ürünlerden elde edildi” Yüksek dayanıklı domateslerin genetiği değiştirilmiş ürün olmadığını vurgulayan Altay, “Hibrit olarak üretilen salkım ve beef çeşidindeki domateslerimiz hiçbir ürün kaybımız yok. Kalitemiz çok iyi, tadı, aroması ve verimi çok yüksek. Dalda bekleme süresi uzun. Domateslerin hasat etmediğimiz sürece bile daldan düşmüyor. Bu da bize kolaylık sağlıyor. Ürünü para ettiği döneme kadar ağacında bekletebiliyoruz. Bu büyük bir avantaj tabii üretici için. Bu domates çeşitleri yurt dışından geliyor. Türkiye’de de Antalya’da ıslah istasyonumuz var. Çeşitlerimiz uzun yıllar çalışma sonucunda oluşuyor. Böyle melez çeşitlerimiz, F1 dediğimiz hibrit. Bunu ıslahçı, domates konusunda, dünya genelinde çalışan, dünyanın her yerinde ıslah projesi yürüten firmalar yapıyor. Üreticiler, her yıl tohum ya da fide alıp dikiyor. Şöyle bir takıntı oluşmasın. GDO’lu dolu ürün değil bunlar. Bunlar melez dediğimiz üründen. Yani bunun tohumundan tekrar domates üretebilirsiniz ama bu anneye, babaya, dedeye geriye doğru açılım gösterebilir. Üreticinin istediği pazar ürünü ise standart tek tip ürünü istiyor. Raf ömrü uzun, tezgahta bekleyebilen ondan dolayı her yıl yeni tohum alması gerekiyor. Ama yoksa bundan tohum alıp ekse üretebilir ama bu kaliteyi yakalayamaz. Bu tür ürün de çıkabilir içinde, bunun dışında da çıkabilir. O yüzden tohum alıp dikmesi veya fide alıp dikmesi daha mantıklı” şeklinde konuştu. Uzun süre bozulmadan dalda kalabilen domatesler, üretici tarafından satılacağı zaman salkımdan kopartılıp tüketiciyle buluşturuluyor.

Kabak üreticisi ihracat için yeni ülkeler arıyor Haber

Kabak üreticisi ihracat için yeni ülkeler arıyor

Üreticiler, 3 ila 5 liradan satılan kabakları ihracat olmadığı için toplayıp hayvanlarını yem parası vermeden kabaklarla beslediklerini söylerken, ihracat yapabilmeleri için alternatif ülke bulunmasını istediler. İlçeye bağlı Kocaoluk Mahallesinde üretimi yapılan kabak, fasulye, karnabahar, lahana ve domates gibi ürünlerin hasat sezonu başladı. İlk olarak sezona kabak hasadı ile başlayan üreticiler, İsrail’in Filistin’deki katliamları nedeniyle ihracatın kapanması ile birlikte zor günler yaşıyor. Sezona 3 ila 5 liradan başlayan kabak elde kalırken, alıcı bulunamıyor. Üreticiler, ürünlerini satacak alternatif yollar bulunmasını istiyor. Tarlada kalan kabaklar ise hayvanlara yem oluyor Üretici Mehmet İmir, “20 müstahsile bakıyorum. Sezona kabakla başlıyoruz. Kabak şu anda Mersin halinde satılmıyor. Biz buradan yüklüyoruz ya Mersin’de ya da burada hayvanlara veriyoruz. Çiftçiye beş lira yazıyorduk. Tüccar arkadaşlarımız zarar edince herkes yere kesiyor. Hayvanlara döküyoruz. Tek sıkıntımız ihracat yok. Bizim ürünlerimiz buradan genelde İsrail’e ihracata gidiyor. İsrail savaşı nedeniyle sıkıntı yaşıyoruz. İhracat açılmazsa bu mal iç piyasaya kalkmaz. Sadece bu köyde üç bin dönüm ekili sebze var. Bugün kabak böyle olursa, yarın karnabahar ve domateste de aynısı olur. 110 dönüm yerim var. Ortalama bin ton ürün bekliyorum” dedi. “Kabaklarımız para etmediği için hayvanlara döküyoruz” diyen Fethi Yüksel, “Yerlere kesiyoruz. En azından hayvanlarımızın yem ihtiyacı karşılansın diye hayvanlarımıza veriyoruz” ifadelerini kullandı. Silifke Kocaoluk Sulama Kooperatifi Başkanı Halil Şahin ise “Kabaklarımız mahsullerimiz satılamamaktadır. Kesip tarlada bırakıyoruz. Daha fazlasını hayvanlara yem olarak veriyoruz. İhracat olmadığı süreçte bu mahsul para etmiyor” şeklinde konuştu. Silifke Ziraat Odası Başkanı Kemal Gezer de ihracatın açılması takdirde üreticilerin rahat bir nefes alacağını belirtti.

Patlıcan ve biberler kadınların elinde Gaziantep’in tescilli lezzeti ‘kurutmalık’ oluyor Haber

Patlıcan ve biberler kadınların elinde Gaziantep’in tescilli lezzeti ‘kurutmalık’ oluyor

Gaziantep'te, Şahinbey Belediyesi tarafından dağıtılan fidelerden ilk hasatlarını toplayan kadınlar, yetiştirdikleri biber ve patlıcanları toplayarak kurutmalık yapmak içlerini oyup güneşe bırakmaya başladı. Şahinbey Belediyesi, kadınların tarımsal üretime katılımına teşvik etmek ve ekonomilerine katkı sağlamak amacıyla fide dağıtımı yaptı. Hasat edilen biber ve patlıcanlar kurutulmak üzere oyulup güneş görecek şekilde ağaçlara asıldı. Yetiştirdikleri biber ve patlıcanları toplayarak kurutmalık yapmak içlerini oyup güneşe bırakan Gaziantepli kadınlardan 65 yaşındaki Fatma Günenç, fidelerin ilk ürünlerini büyük bir sevinçle topladıklarını söyledi. Günenç, bu yıl hasadın çok bereketli olduğunu ve bu durumun çiftçinin yüzünü güldüreceğini de ifade etti. “Önce biber ve patlıcanları topluyoruz sonra içini oyuyoruz” Topladıkları biber ve patlıcanları kurutmalık yapmak için oyduklarını söyleyen Fatma Günenç, “Hasat zamanı başladı. Biz önce burada biber ve patlıcanları topluyoruz. Daha sonra oyuyoruz. İplere diziyoruz ve asıyoruz. Astığımız patlıcanlar 3 günde kurur. Güneş önemli bir etken. Biber ise 1 haftada kurur. Mevsimine göre süre değişebiliyor. Bu aylarda kuruma süresi azalırken, Ekim aylarında süreç daha da uzar. Biz kızlarımla yapıyoruz bu işi. Şahinbey Belediyesi'nin verdiği fideleri alıyoruz. Fideleri ekiyoruz ve daha sonra hasadını yapıyoruz. Hasattan sonra ise oyup kurutuyoruz. Bize verdiği destekler için Mehmet Tahmazoğlu'na teşekkür ediyoruz” dedi. “Biz burada çok güzel zaman geçiriyoruz” Fidelerin çok bereketli olduğunu belirten Yüksel Gözler, “Fideler biber, patlıcan, salatalık, karpuz, kavun ve domates, hepsi çok verimli. Kurutmalık Gaziantep'in vazgeçilmezi. Biz biber ve patlıcanları önce topluyoruz daha sonra kurutmalık yapıyoruz. Çevremizde kurutmalık ihtiyacı olan herkese dağıtırız. Biz burada çok güzel zaman geçiriyoruz. Bu şekilde yaptığımız işten mutluluk duyuyoruz” diye konuştu.

Doğu’nun Çukurova’sından çevre illere meyve ve sebze satılıyor Haber

Doğu’nun Çukurova’sından çevre illere meyve ve sebze satılıyor

Doğu Anadolu'nun bereketli topraklarından biri olan Iğdır, her geçen gün artan tarımsal üretimiyle dikkat çekiyor. Özellikle sebze ve meyve yetiştiriciliğinde önemli bir potansiyele sahip olan Iğdır, çevre illere de taze ürünlerini ulaştırıyor. Doğu’nun Çukurova’sı olarak bilinen Iğdır, iklimi ve toprak yapısı, özellikle domates, biber, salatalık gibi sebzelerin yanı sıra kayısı, elma, erik, üzüm gibi meyvelerin yetiştirilmesine uygun ortam sağlıyor. Bu ürünler, bölgedeki üreticilerin özenli çalışmaları sonucu kaliteli ve doğal bir şekilde hasat edilerek piyasaya sunuluyor. Iğdır’dan çevre illere yapılan sebze ve meyve sevkiyatları, hem yerel ekonomiye katkı sağlıyor hem de tüketicilere sağlıklı ve taze ürünlerin ulaşmasını mümkün kılıyor. Böylelikle, Iğdır’ın tarımsal zenginliği, bölgenin tanıtımına ve ekonomik büyümesine olumlu katkıda bulunuyor  Melekli beldesinde sebze ve meyve alım satımı yapan Ahmet Türkeli, Iğdır'ın bereketli topraklarında her türlü meyve ve sebzenin yetiştiğini belirterek; “Iğdır'ımızın toprakları çok verimlidir. Sularımız Aras nehrinden geliyor, tatlıdır. Buranın güneş oranı da çok olduğu için Doğu Anadolu'nun Çukurova'sı olarak bilinir. Bundan dolayı meyve ve sebzesi tatlıdır. Şu an satışlarımız biraz düşmüştür. Üretici bu sezon zor durumdadır, diyebiliriz. Domatesin kilosu şu an 5 lira, karpuz 3 lira kavun dört 4 e 5 lira olmuş durumdadır. Kayısı döneminde en çok alıcı Trabzon'dan geliyordu. Sebze ve meyve de ise en çok Doğu Güneydoğu Bölgesinde gelen çoktur” dedi.

150 futbol sahası büyüklüğünde ‘teknolojik sera’ Haber

150 futbol sahası büyüklüğünde ‘teknolojik sera’

Afyon Sandıklı’da 150 dönüm üzerinde yeni sera inşasını sürdüren Alarko Tarım, 2028’e kadar Türkiye ve Kazakistan’da 10 bin dönüm modern sera alanını faaliyete geçirmeyi hedeflediğini duyurdu. Afyonkarahisar, Denizli ve Eskişehir’de kurulu olan ve yapımı devam eden seralarında yenilenebilir, temiz ve doğal jeotermal kaynaktan faydalandıklarını ifade eden Alarko Tarım Grubu Genel Müdürü Melike Koçoğlu, özellikle seracılık tarafında daha çok yerel ve parçalı işletmeler şeklinde bir yapılanma olduğunu, Alarko Tarım Grubu’nun gerçekleştirdiği planlı üretimle Türkiye’nin rekabet gücünü artırmayı amaçladıklarını ifade etti. Seracılık faaliyetlerini 3 ilde yürütme kararı aldıklarını belirten Genel Müdür Melike Koçoğlu, “2024 yılı için hedefimiz Eskişehir’de de inşa edeceğimiz seralarla birlikte toplam 3 ilimizdeki sera büyüklüğümüzü 2 bin dönüme ulaştırmak. 2028 yılında ise Türkiye ve Kazakistan’da toplam 10 bin dönüm modern sera alanına ulaşmayı hedefliyoruz’’ diye konuştu.  Pestisit kullanmadan ‘sıfır kalıntı’yla ürettikleri domateslerin yüzde 70’ini 18 ülkeye ihraç ettiklerini ve Eskişehir Mahmudiye’deki seralarında biber üretimine de başladıklarını ifade eden Melike Koçoğlu, ‘’Alsera şirketimizle Türkiye’nin farklı bölgelerinde jeotermal enerjiye erişimi olan uygun sahalarda yüksek teknolojili seralar kuruyoruz. Topraksız, teknolojik ve temiz tarım anlayışıyla faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Teknoloji ve otomasyon sistemlerimizle ısıtma, sulama, havalandırma, nem, gölgelendirme, sisleme ve drenaj gibi birçok başlıkta ölçümleri yaparak kayıt ve kontrol altına alıyoruz. Bu sayede üretimde verimliliği artırıp, kaynak kullanımını minimize edebiliyoruz. Şu an seralarımızda üretilen domateslerin ihracat oranı yüzde 70’ler seviyesinde seyrediyor. Domates ve biberin yanı sıra yakın dönemde salatalık, çilek ve yaban mersini gibi farklı yaş meyve ve sebzelerin üretimine de başlayacağız” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.