TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Dünya Arı Günü

AGRONEWS - Dünya Arı Günü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dünya Arı Günü haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kontrolsüz ilaçlama arılara ve arı ürünlerine zarar veriyor Haber

Kontrolsüz ilaçlama arılara ve arı ürünlerine zarar veriyor

Olumsuz çevre koşulları ve tarım alanlarının kontrolsüz ilaçlanmasının, arı popülasyonuna ve balın kalitesine zarar veren iki önemli etken olduğunu dile getirerek Dünya Arı Günü öncesinde çağrı yapan Balparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, “Olumsuz çevre koşulları ve tarım alanlarının kontrolsüz ilaçlanması, arı popülasyonuna ve balın kalitesine zarar veren iki önemli etken. Çiftçilerimiz, iyi tarım ilacı kullanımı ve ilaçlamanın arıların uçmayacağı gece saatlerinde yapılması konularında teşvik edilmeli ve denetlenmeli” dedi. İnsan neslinin devamı için kritik öneme sahip olan arıların, 100 milyon yıldır dünyada olduğu kabul ediliyor. Sofralara gelen her 3 gıdadan yaklaşık biri ise arılar sayesinde üretiliyor. Gıdaların yüzde 90’ı, 82 farklı bitki türünden elde ediliyor. Bu 82 türün 63’ü ise arılar tarafından tozlaştırılarak tohumları çevreye saçılıyor. İklim değişikliği, yanlış, bilinçsiz ve kontrolsüz tarımsal ilaçlama, kirli su kaynakları gibi olumsuz etkenler arı popülasyonunu azaltırken, insanları da çok değerli bir besin kaynağı olan arı ürünlerinden mahrum bırakabiliyor. Arıların önemini vurgulamak ve bu konuda farkındalık oluşturmak için tüm dünyada her yıl 20 Mayıs, “Dünya Arı Günü” olarak kutlanıyor. Bu çerçevede Balparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, Dünya Arı Günü’nde tarım ilaçlarının kontrollü kullanılması konusunda çağrı yaptı. “Doğayla dost, ekolojik tarım ilaçlarının kullanımı teşvik edilmeli” Yarım asra yakın bir süredir, arılar ile arıcılığın geliştirilmesi için çaba sarf eden ve Türkiye’nin önemli bal markası Balparmak’ın Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak da Dünya Arı Günü’nde konuya dikkat çekti. Arı varlığının korunması için acil önlem alınması gerektiğine işaret eden Altıparmak, çiftçilerin, iyi tarım ilacı kullanımı ve ilaçlamanın arıların uçmayacağı gece saatlerinde yapılması konularında teşvik edilebileceğini belirtti. Kamu otoritelerinin bu konudaki denetimleri artırmasının da önemini vurgulayan Altıparmak, “Bir bal arısı polen ve nektar toplamak için kovanından 80 kilometrekare alanda uçabiliyor. Bu sebeple olumsuz çevre koşulları ve tarım alanlarının kontrolsüz ilaçlanması, arı popülasyonuna ve arı ürünlerinin kalitesine önemli oranda etki ediyor. Doğanın sürdürülebilirliği için ciddi önlemler alınması gerekiyor. Ekosisteme ciddi etkileri olan tarım ilaçları maalesef ülkemizde de yaygın bir şekilde kullanılıyor. Zehirli kimyasallar içeren ilaçlar kullanmayan, doğayla uyumlu ekolojik üretim yapan üreticilerin desteklenmesi ve çoğalması bu nedenle çok önemli. İlgili kurumlar ve karar vericiler, bu konudaki yaptırımları ülkemizde de hızlıca uygulamalı, denetim ve bilinçlendirme çalışmalarına ağırlık vermeli ve ekolojik, doğayla dost, sürdürülebilir yöntemleri teşvik etmeli” dedi. “Arı olmazsa; bitki, hayvan ve sonunda da insan olmaz” Arıların, yeryüzünün en eski sakinlerinden biri olduğunu ifade eden Altıparmak, “Dünyadaki varlıkları insanoğlundan da öncesine dayanan ve dünyayı tam anlamıyla ‘çekip çeviren’ arılara ne kadar teşekkür etsek az. Arıları korumak adına atacağımız doğru adımlarla, sadece onların değil; tüm dünyanın geleceği için daha iyi koşullar oluşturmak mümkün. Çünkü arı olmazsa tozlaşma olmaz, bitki olmaz, hayvan olmaz, sonunda da insan olmaz. Dünyanın en lezzetli doğal besinlerinden birinin üreticisi olan arılar, sıra dışı yaşam döngüleri ve koloni yapılarıyla, canlılar aleminin en merak uyandırıcı varlıkları arasında yer alıyor. Bu minik canlılar, yaşam döngüleri boyunca doğanın sürdürülebilirliğine önemli bir katkı sunuyor. Arı popülasyonunun gezegenimizdeki rolünü tüm nesillere anlatabilmek için hala atılması gereken çok fazla adım var. 2017 yılından beri her yıl, dünya genelinde düzenlenen Dünya Arı Günü kutlamaları, şimdiye dek arı ve ekosistem ilişkisine dair farkındalık oluşturmak amacıyla atılmış en kapsamlı adımlar arasında yer alıyor” diye konuştu. “Arıcılık mesleği hileli ballar yüzünden yaşlanıyor” Arıcıların, piyasada satılan hileli ballardan dolayı oluşan haksız rekabetle başa çıkmakta zorlandıklarını kaydeden Özen Altıparmak, “Yaklaşık yarım asırdır arıların varlığının korunması ve arıcılık mesleğinin gelişimi için çalışıyoruz, balda yapılan hileler sebebiyle tüketici kadar, işini alın teriyle yapan emektar arıcılar da zarar görüyor. Türkiye, arı popülasyonu bakımından dünyanın ilk 10 ülkesi arasında yer alıyor. Arıcılık ülkemizde yan ürünleriyle beraber oldukça geniş bir istihdam ortamı sağlıyor. Arıcılığın babadan evlatlara geçmesi, ailenin arıcılıktan geçimini sağlaması çok önemli. Oldukça meşakkatli olan bu mesleğe bir de mücadele edilmesi gereken taklit ve tağşiş sorunu eklendi. İşini hakkıyla yapan arıcılarımız, piyasada satılan hileli ballarla rekabet etmeye çalışıyor. Bu yorucu mücadele sebebiyle zaten zorlu olan mesleğin karlılığı da azalmaya başladığı için arıcılık artık genç bireyler tarafından tercih edilmiyor, yani arıcılık mesleği yaşlanıyor. Bu riski görüp, 2018 yılında Balparmak Arıcılık Akademisini hayata geçirerek kadın ve genç arıcıların mesleğe kazandırılması misyonunu üstlendik. Kırsal kalkınma bölgelerindeki kadın ve gençlerin arıcılığa kazandırılması ve arıcılık mesleğinin sürdürülebilirliğine destek olmayı amaçladık. Bugüne kadar yüz yüze eğitimlerle 700, online eğitimlerle de 700’den fazla kadın ve gence ulaşmayı başardık. Eğitimlerimizde, katma değerli arı ürünlerinin daha verimli ve kaliteli bir şekilde üretilmesinin yanı sıra, modern arıcılık teknikleri eğitimleriyle arıcılıkta verimliliği ve kaliteyi artırmaya yönelik çalışıyoruz. Eğitimlerimiz sayesinde arıcılık mesleğini genç nesillere özendirmeyi ve hane gelirlerini artırmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu. “En fazla hileye maruz kalan gıda ürünü bal” Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) tarafından yapılan araştırmaya göre, gıda ürünleri arasında en fazla hileye maruz kalanlardan biri olan balın, doğalına ulaşmak ve sofralara sunulana kadar doğallığını korumak için büyük mücadele verdiklerini vurgulayan Altıparmak, balda taklit ve tağşişin, yani hilenin analiz edilmesi konusunda tüm dünyada bir ilk olan buluşlar gerçekleştirdiklerini belirtti. Gıda güvenliğini, markalaşmanın temel unsuru olarak gördüğünü belirten Altıparmak, “Ülkemizde açıkta satılan ballar veya denetim eksiği olan ürünlerin raflarda yer almasıyla mücadele ediyoruz. Balparmak AR-GE Merkezimize yaptığımız teknolojik yatırımlar ve farklı disiplinlerden oluşan uzman akademisyen kadromuz sayesinde hileli bal olarak kayıtlara geçen mısır, pancar, pirinç, agave gibi şeker şuruplarından elde edilen ve bal diye satılan her türlü ürünü tespit edebiliyoruz. Ayrıca bu şuruplardan elde edilen hileli bala gerçek bal algısı vermek amacıyla katılan gıda boyalarını ve enzim katkılarının varlığını, doğruluğu yüksek ve hassas bir formatta tespit edebiliyoruz. Bu mücadeleyi hem tüketiciyi korumak hem de işini hakkıyla, alın teriyle yapan arıcının emeğini korumak için veriyoruz” ifadelerine yer verdi. Arıları nasıl koruyabiliriz? Yeryüzündeki polen alışverişinin büyük çoğunluğunu sağlayarak, ekosistemin devamlılığında en kritik rolü oynayan arıların korunması için ise ev ve bahçelerde böcek ilacı kullanımı azaltılması, plansız şehirleşmenin önüne geçilerek doğal alanların korunmasının sağlanması, tarımda zirai ilaçlama azaltılarak iyi tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması, iklim değişikliğine karşı ülke çapında stratejik önlemler alınması, yeni nesillerde doğa bilincinin yerleşmesi amacı ile program ile etkinliklerin düzenlenmesi ve arıcılık faaliyetleri için daha fazla teşvik oluşturulması öneriliyor.

13. Dünya Arı Günü Sakarya'da Coşkuyla Kutlandı Haber

13. Dünya Arı Günü Sakarya'da Coşkuyla Kutlandı

Arı Varsa Tarım, Tarım Varsa Üretim, Üretim Varsa Gelecek Var Adapazarı Millet Bahçesi’nde başlayan ve Demokrasi Meydanı’nda son bulan kortej yürüyüşü ile açılışı yapılan etkinliğe her yaştan katılımcının yoğun ilgi göstermesi dikkat çekti. Açılışın hemen ardından yapılan protokol konuşmaları, halk oyunu gösterileri, müzik dinletileri ve arı günü konulu yarışmaların ödül törenleri ile dolu dolu bir program gerçekleştirilmiş oldu. “Arı Varsa Hayat Var” Törenin açılış konuşmalarını gerçekleştiren Sakarya Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa ÖR, “13. Dünya Arı Günü etkinliğini bu yıl Sakarya’da kutluyoruz. Melen Botanik Vadisi’nde arılarımızdan verim almaya başladık. Büyükşehirimiz “bal54” adıyla güzel bir entegre tesisi kurdu ve biz de Arıcılar Birliği olarak bu projeye destek veriyoruz. Hayalimizde bir bal evi kurmak vardı, bunu da hayata geçirdik. Arıcılık alanında Türkiye’nin tam ortasındayız. Her ilçemizde arıcılık sektöründe faaliyet gösteriyoruz.” ifadelerini kullandı. Türkiye Arı Yetiştiricileri Birliği Merkez Başkanı Ziya ŞAHİN ise Dünya Arı Günü’nün önemi temalı konuşmasında, “Bugün tüm dünyada arı günü kutlanıyor. “Arı Varsa Hayat Var” sloganıyla Dünya Arı Günü kutlamalarımıza başladık. Ülkemiz endemik ve nektar alanında dünyanın en zengin ülkelerindendir. Arıcılık dünyada 6 ay yapılabilirken, ülkemizde 9 ay yapılabilmektedir.” dedi ve konuşmasının devamında arı ile arıcılığın öneminden bahsetti. “Verimliliği Artırmaya ve Katma Değeri Yüksek Ürünlerin Üretimine Destek Vermeye Devam Edeceğiz” Tarım ve Orman Bakanlığı Kanatlı Arıcılık Daire Başkanı İslam KÖSE, bal ve diğer arı ürünleri üretiminde dünya ortalamasının çok üzerinde olduğumuzdan bahsettiği konuşmalarında bakanlık olarak gelecek desteklerine yer verdi. “Ülkemiz arıcılık konusunda çok zengin ve bu anlamda çok şanslıyız. Arıcılarımızın sorunlarına çözüm bulmaya çalışıyoruz ve desteklerimizi artırarak devam ettireceğiz. Ülkemiz dünyada bal üretiminde Çin’den sonra ikinci sırada. Geçen sene 96 bin ton olan bal üretimimiz bu sene 114 bin tonlara geldi. 9 milyona yakın kovana sahibiz. Bu dünya ortalamasının çok üzerinde. Bundan sonra da bakanlık olarak katma değeri yüksek olan ürünlerin üretimine destek vermeye devam edeceğiz. Arıcılıkta bal verimliliğini daha da artırmak istiyoruz.” “Ekonomimize Doğrudan Katkı Sağlayan Arıcılık, Tozlaşma Sayesinde Üretim Miktarını, Verimliliği ve Meyve Kalitemizi de Artırmaktadır” Sakarya’daki arıcılık ve bal üretimi hususundaki gelişmelerden bahseden ve arıcılık alanında rol model olacaklarını ifade eden Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem YÜCE konuşmalarında, “Arıcılık, nebati kaynakların ve teknik bilginin bir arada kullanılmasıyla  gerçekleşen sosyo-ekonomik bir faaliyettir. Şu anda Türkiye, dünyada Çin’den sonra en çok bal üreten ülke konumunda ancak arıcılıkla ilgili istenilen seviyede ilgi görmüyoruz. Biz Sakarya’da arıcılığı hobi olmanın ötesine taşıdık. Bal, balmumu, arı sütü, arı zehri, polen ve propolis gibi değerli ürünlere yoğunlaşarak ticari anlamda da güçlü konuma geldik. Bu sebeple biz arıcılığın ticari bir meslek olarak görülmesini istiyoruz. Çünkü ekonomimize doğrudan katkı sağlayan arıcılık, tozlaşma sayesinde üretim miktarını, verimliliği ve meyve kalitemizi de artırmaktadır.” söylemlerine yer verdi. Etkinlik kapsamında İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen ve TÜBİTAK destekli projeler kapsamında çeşitli inovasyon ödülleri almış olup, “İyi Arıcılık” ve “Sürdürülebilir Arıcılık” uygulamalarını destekleyerek özellikle ülkemizde kovan standardizasyonu ve verimlilikte kovanın önemi konularında farkındalık yaratan APİMAYE’nin sponsorluğunda gerçekleştirilen “Arının Yaşam İçin Önemi” konulu şiir yarışmasının ve “Arıların Yaşamı” temalı resim yarışmasının ilkokul ve ortaokul kategorilerinde dereceye giren öğrencilere ödülleri takdim edildi. “Arıcılarımızı Desteklemeye ve Yeni Arıcılarımızı Yetiştirmeye Devam Edeceğiz” Türkiye’deki arıcılık faaliyetlerinin gelişiminde önemli destekleri olan ve sürdürülebilir iyi arıcılık uygulamalarını her daim devam ettireceklerini vurgulayan APİMAYE Kurucusu ve Onursal Başkanı Muzaffer YILDIRIM etkinlik sonrasında yaptığı konuşmasında, “Hobi ve profesyonel arıcılarımızın sahada karşılaştığı sorunları tespit etmek ve gerçekleştireceğimiz inovatif çözümlerle bu sorunlarını ortadan kaldırmak öncelikli amaçlarımız arasındadır. Bu kapsamda hem yürüttüğümüz projeler hem de kurduğumuz işbirlikleri ile arıcılarımızı desteklemeye ve yeni arıcılarımızı yetiştirmeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı. Katılımcılar tarafından yoğun ilgi gören gösteri ve sergilere de ev sahipliği yapan programa, Moldova Ankara Büyükelçisi Dimitri Crotior, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, İl ve İlçe Başkanları, Samsun Büyükşehir Belediyesi Kırsal Kalkınma Daire Başkanı Dr. Ali Korkmaz, MARKA Genel Sekreteri Dr. Mustafa Çöpoğlu, Arıcılar Birliği İl Temsilcileri, Sakarya İl Tarım ve Orman Müdürü Ali Ulvi Özerdem, SUBÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Taki Demir, ilçe kurum müdürleri, öğretim üyeleri, muhtarlar, STK ve oda temsilcileri katıldı. Firma Hakkında: APİMAYE, arıcılık sektöründe dünyadaki teknolojik gelişmeleri, değişimleri takip ederek arıcılığı hobi ya da meslek olarak yapan herkesi en modern ve doğru ekipmanlar ile buluşturmak amacıyla kurulmuştur. TÜBİTAK destekli bir AR-GE projesi kapsamında dünyada bir ilk olan Termo Kovanlar ile inovasyon ödülleri almış olup, “İyi Arıcılık” ve “Sürdürülebilir Arıcılık” uygulamalarını destekleyerek özellikle ülkemizde kovan stardardizasyonu ve verimlilikte kovanın önemi konularında farkındalık yaratmıştır. Kaliteyi ilke edinerek üretmiş olduğu Termo Kovanlar, Ergo Kovanlar ve Ahşap Kovanların modernizasyonuna yönelik ekipmanların yanı sıra yapmış olduğu uluslararası işbirlikleri ile dünyanın önde gelen arıcılık ekipmanı firmalarının ürünlerini ülkemiz arıcılarının hizmetine sunmuştur.

Haber

"Açlık" sorununa arılar çözüm olacak

AA muhabirinin "20 Mayıs Dünya Arı Günü" dolayısıyla derlediği bilgilere göre, Türkiye'de 3 bin endemik, 12 bin doğal, 500 de nektar ve polen kaynağı olan bitki türü bulunuyor. Dünyada bilinen 27 bal arısı alt türünün de 6'sı Türkiye'de yer alıyor. Bal üretimi 2021 yılında yaklaşık 8,5 milyon koloniyle 96 bin 344 ton iken, 2022 yılında toplam 8 milyon 984 bin 676 koloniyle 114 bin 572 tona ulaştı. Bunun yanı sıra 4 bin 165 ton bal mumu, 3,5 ton arı sütü, 350 ton polen, 9 ton arı ekmeği, 11 ton propolis ve 450 bin ana arı üretimi yapıldı. Türkiye, dünya çam balı üretiminde yüzde 92 ile zirvede yer alırken, sektör, üretimin katlanarak artması için kamunun bu konuya daha da yönelmesini bekliyor. "Arılarımız üreticilerimizin sigortasıdır" TAB Başkanı Ziya Şahin, Türkiye gibi tarım ülkelerinde arıcılık faaliyetlerinin toprak, su ve gübre kadar önemli olduğunu belirterek, "Arılarımız, insan yaşamına katkısından öteye tarım ve hayvancılıkla uğraşan üreticilerimizin sigortasıdır." dedi. Bal arısının dünyadaki varlığının insanlıktan önce olduğunu dile getiren Şahin, bunların ürettiği ürünler ve doğa açısından öneminin insanoğlunun ilgisini çektiğini, bundan dolayı doğadaki yaşam alanlarından kovanlara aktarılarak evcilleştirilmeye çalışıldığını anlattı. Şahin, şifa kaynağı olarak kullanılan balın, bal arısının esas ürünü olmasına rağmen son yıllarda bal mumu, arı sütü, polen, arı ekmeği, apilarnil, propolis, arı zehri, arı havası gibi diğer alternatif ürünlerin insanların beslenmesinde yoğun olarak kullanıldığını söyledi. "Umuyoruz ki arılarımıza ve arıcılarımıza gerekli destekler verilir" Bal arısının kendi ürünleriyle meydana getirdiği katkılardan çok fazlasını, kültür bitkilerinin tozlaşmasındaki katkısıyla yaptığına dikkati çeken Şahin, şu ifadeleri kullandı: "İnsan sağlığı ve beslenmesinde bu kadar önemli olan üstün üretim gücü olan bal arısı, insan beslenmesindeki yetersizlik ve tarım alanlarındaki azalma nedeniyle oluşan açlık sorununa bir çözüm olacaktır. Doğadaki çevre kirliliği ve pestisit kullanımı, iklim değişikliği nedeniyle devamlı artmakta olup, bu çerçevede arının gerek dünyamıza gerekse biyolojik zenginliğimize katkısının önemi son yıllarda iyice fark edilmiştir. Bu farkındalığın çiftçilerimizin üretim dünyasında yerini almasını da beklemekteyiz. Arıcılığın tozlaşmayla bitkisel üretime, tarıma ilave katkısı, arıcılık sektörünün arı ürünleriyle elde ettiği gelirden 15 kat daha fazladır. Yani arı ürünleriyle elde edilen ülkesel gelirin 15 kat fazlası, arıların tozlaşmayla birlikte diğer sektörlere sağladığı katkıdır. Ayrıca çayır, mera ve ormanlardaki tozlaşmadan dolayı bitkilerin üremesini sağlaması nedeniyle erozyonun önlenmesinde önemli bir katkı sağlamaktadır. Bu önem çerçevesinde bugüne kadar arılarımıza ve arıcılarımıza gereken önem verilmektedir. Umuyoruz ki önümüzdeki yıllarda arılarımızın ve arıcılarımızın bizlere sağladığı yaşamsal faaliyetler nedeniyle arılarımıza ve arıcılarımıza hak ettikleri gerekli destekler verilir." Şahin, TAB olarak Tarım ve Orman Bakanlığı ile balların kimliklendirilmesi, sertifikalı arı ürünleri üretimi ve ballarda tağşişin tespit edilmesi gibi çeşitli projeleri hayata geçirdiklerini belirterek, "Meşe-Lavanta Balları Projesi ve Polen Analizi Projesi"nin devam ettiğini sözlerine ekledi. Dünya Arı Günü etkinliği Sakarya'da Ankara'da, 2010'da, "Altın Yağmur" sloganıyla başlayan 1. Dünya Arı Günü etkinliklerinin 13'üncüsü bu yıl Sakarya Büyükşehir Belediyesi, TAB ve Sakarya Arıcılar Birliğinin işbirliğiyle yarın Sakarya'da gerçekleştirilecek. Kortej yürüyüşü ile başlayacak kutlamalarda resim ve şiir yarışmaları, halk dansları gösterisi, müzik dinletileri, akademik konuşmalar, bal tadımları, dereceye giren öğrencilere ödül verilmesi gibi birçok etkinlik gerçekleştirilecek. Ayrıca Dünya Arı Günü için hazırlanan kliplerin gösterimi yapılacak.

Baysal: “Arıcılık üretimi desteklenmeli.” Haber

Baysal: “Arıcılık üretimi desteklenmeli.”

Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal 20 Mayıs Dünya Arı Günü nedeni ile yazılı basın açıklaması yaptı.Baysal, “Üretimde dünya ikincisi olan Türkiye’nin arıcılık üretimini destekleyerek 1 milyar dolara hükmedebiliriz” dedi. Bursa Veteriner Hekimler Odası 20 Mayıs Dünya Arı Günü nedeni ile yazılı basın açıklaması yaptı. Yeryüzünün en eski ve çalışkan emekçileri olan arıların tozlaşmayı sağlaması ile bitkilerin varlığını sürdürdüğünü, bitkilerle beslenen hayvanların var olduğunu hem nebati hem hayvansal gıdalarla beslenen insanların yaşamını devam ettirebildiği hatırlatıldı. Arı ve arı ürünleri hakkında kamuoyu ile çarpıcı bilgiler paylaşan Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal, üretimde dünya ikincisi olan Türkiye’nin arıcılık üretimini destekleyerek 1 milyar dolara hükmedebileceğini vurguladı. Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal, “Arılar ve diğer tozlayıcılar polenleri bir çiçekten diğerine taşıyarak sadece meyve, kuruyemiş ve tohumların bol üretimini değil aynı zamanda beslenme ve gıda güvenliğinin daha çeşitli ve en iyi kalitede olmasını sağlıyorlar. Arılar biyoçeşitliliğin sürdürülmesinde ve birçok bitkinin üretimi ve yaşamının garanti altına alınmasında, ormanların yenilenme sürecinde ve iklim değişikliğine adaptasyonda, tarımsal ürünlerin miktar ve kalitelerinin geliştirilmesinde önemli rol oynayan canlılardır. Yani bal arıları biyolojik çeşitliliğin baş mimarıdırlar” ifadesine yer verdi. Melike Baysal’ın Dünya Arı Günü’ne ilişkin açıklamasında ayrıca; insan ve hayvan sağlığı açısından bal, propolis, polen, arı zehiri, apilarnil, kovan havası ve arı sütü gibi ürünlerin hastalıklardan korunma ve tedavi edici rollerine vurgu yapıldı. Apiterapinin (arı ürünleri ile yapılan tedavi) hızla geliştiğine dikkat çekilirken, arı ürünlerinin bakteri, virüs ve diğer enfeksiyonlarla mücadelede baağışıklık sistemini güçlendiren doğal destek ürünleri olduğuna işaret edildi. “Üretimde dünya ikincisiyiz” Günümüzde arı ürünlerinin gıda, sağlık, kimya ve kozmetik endüstrisinde doğrudan kullanıldığını hatırlatan Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2019 yılı istatistiklerine göre tüm dünyada yaklaşık 90 milyon bal arısı kolonisi bulunduğunu, dünyadaki her 11 koloniden 1’inin ve her 19 kilo balın 1 kilogramının ülkemizde üretildiğini belirterek Türkiye’nin bu alanda Çin’den sonra ikinci sırada yer aldığına dikkat çekti. “9 ay bal alabilen tek ülkeyiz” Türkiye’nin bu özelliğinin çok dikkate değer olduğunu vurgulayan Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal, “Ülkemiz 9 ay bal alabilen tek ülke durumundadır. Türkiye gezgin arıcılığın yapılabildiği eşsiz bir coğrafyaya sahiptir. Gezgin arıcılıkta nektar takibi yapılmaktadır. Ülkemizde her yıl 6 milyon kovan ortalama 2 bin kilometre yol kat etmektedir. Bu çok emek ve özen isteyen özel bir üretim şeklidir. Gezgin arıcılarımız mevsim şartlarına bağlı olarak narenciye, çiçek, kestane, meşe ve pamuk nektarlarını takip ederek üretim yapmaktadır. Bunun için kovanlarını uygun bölgelere taşımaktadır. Ülkemizdeki profesyonel arıcıların yaklaşık yüzde 90’ı gezgincidir. Bu durum ülkemizin bu alanda tek olmasına imkan sağlamaktadır” dedi. Bursa arıcılıkta önemli bir merkez Baysal, Bursa’nın arıcılık açısından önemli bir merkez olduğunu, bu durumun oluşmasında Cumhuriyetin ilanından sonra doğu bloğu ülkelerinden Türkiye’ye göç eden yurttaşların etken olduğunu ifade etti. Bu kişilerin arıcılık ürünlerinin gelişiminde önemli rol üstlenerek arı sütü, polen, propolis gibi bal dışı ürünlerin geliştirilmesine katkıda bulunduklarını, bu gelişmenin Bursa’yı bir merkez haline getirdiğini, Bursa’da 2023 yılı itibari ile 90 bin kovan bulunduğunu belirtti. Arılar ve bal hakkında ilginç bilgiler: Bir kovanda 70 bin işçi arı 1 tane kraliçe arı vardır. Kraliçe arı 16 km uçar ve ancak bu uçuşu yapabilen güçlü erkeklerle çiftleşir. Arıların iki gözlerinin arasında üçüncü gözleri vardır ve termal kamera gibi gece görüşü sağlar. Bal arıları kovana giren bir eşek arısını hilal şeklinde kuşatır, titreşerek ve kovan sıcaklığını arttırarak öldürürler. Çam balı ve kestane balı asla şekerlenmez. Balın şekerlenmesinden korkmayın. Isıl işlem görmüştür. Balın içine metal girmemelidir. Besin değeri kalmaz. Bal değil reçel tüketmiş olursunuz.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.