TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Et Fiyatları

AGRONEWS - Et Fiyatları haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Et Fiyatları haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İthal büyükbaş, et fiyatlarını dengede tutuyor Haber

İthal büyükbaş, et fiyatlarını dengede tutuyor

Ancak gelen hayvanların üzerinde bulunan pislikler nedeniyle hayvan başına 5 bin lira fazla para ödüyoruz" dedi. Eskişehir’in Alpu ilçesinde büyükbaş hayvan üreticisi Baran Türkmen, satın aldığı ithal büyükbaş hayvanlar için konuştu. İthal büyükbaşların ülkede vatandaşın et alımına büyük kolaylık sağladığına değinen Türkmen, Uruguay’dan gelen hayvanların her birinin üzerinde 15 ile 25 kilogram arasında pislik hakkında konuştu. Hayvanların üzerine bulunan pisliğin 4 bin ile 5 bin lira arasında kendilerini zarara uğrattığına değinen üretici, bu durumun kendilerine fazladan maliyet olarak döndüğünü belirtti. “Her hayvanın üzerinde yaklaşık 15 ile 25 kilo arasında pislik var” Konuyla ilgili konuşan büyükbaş üretici Baran Türkmen, “İthal hayvan konusunda biz bir sıkıntı çekmiyoruz, ithal hayvanlar bize çiftliğimizde uyumu ve şartlar olarak yani mesela iklimsel şartlar olarak gayet uyumlular. Ama bu sefer ki ithalattan şu konuda rahatsızız; her hayvanın üzerinde yaklaşık 15 ile 25 kilo arasında pislik var. Biz her gelen hayvanı kilo bazında aldığımız için bir hayvanda ortalama 4 buçuk 5 bin lira arasında fazla para ödüyoruz. Yani biz her hayvandan 4-5 bin TL zarar ederek eksiden başlamış oluyoruz. Tabii çoğunun gözünde belli sıkıntılar vardı ama onları biz kendi tedavilerimiz ile hallettik. Hayvanın yeme içmesini de sağlık problemi yok” dedi. “Piyasaya kesinlikle yarar sağlar” İthal hayvanların avantajlı olduğuna değinen Türkmen, “İthal hayvanın avantajı ırk olarak daha hızlı kilo almaya münasip bir hayvan yani gelişmiş ve maliyeti biraz daha ucuz bizde hayvan. Türkiye’ye bu hayvanları ithalat etmekte maalesef ki artık biz mecburuz. Piyasaya kesinlikle yarar sağlar vatandaşın et alabilmesini sağlıyor. Bunlar Uruguay’dan geldi ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden geliyor.”

Kurbanlıklar ATB’de konuşuldu Haber

Kurbanlıklar ATB’de konuşuldu

Ticaret Borsası, Kurban Bayramı öncesinde hayvancılık ve kırmızı et ticaretinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerinin konuşulduğu sektörel analiz toplantısı düzenledi. Antalya Ticaret Borsası Başkan Vekili Halil Bülbül başkanlığında yapılan toplantıya, Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Osman Yardımcı, Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, Kumluca Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı Sedat Özdilek, Antalya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Zeliha Öztürk, Tarım Orman İl Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Şube Başkanı Özlem Çağırıcı Armut, ATB 5. Meslek Komitesi Başkanı Ufuk İngeç, komite üyeleri ile sektör paydaşları katıldı. ATB Başkan Vekili Halil Bülbül, Borsa olarak her yıl Kurban Bayramı öncesinde sektörel analiz toplantısı düzenleyerek hayvancılık sektöründe yaşanan gelişmeleri ve önemli konuları değerlendirdiklerini belirtti. Antalya’da kurbanlık sıkıntısı yok Bülbül, “Antalya Ticaret Borsası olarak, tarım ve hayvancılık sektöründeki gelişmeleri meslek komitelerimizden takip eden ve sektörümüzün ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran bir yaklaşımla hareket ediyoruz. Burada konuşulan konuları, sorun ve talepleri ilgili kurumlarla paylaşacağız” dedi. Tarım Orman İl Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Şube Başkanı Özlem Çağırıcı Armut ise Antalya’da hayvan varlığında sıkıntı olmadığını bildirirken, kurbanlık hayvan arzında da sıkıntı yaşanmayacağını söyledi. Armut, Antalya’da Kurban Bayramı’nda 190 bin küçükbaş, 15 bin büyükbaş hayvan kesilmesinin öngörüldüğünü belirterek 65 kurban satış yerinin belirlendiğini, kesim yerleriyle ilgili kontrollerin devam ettiğini kaydetti. “Türkiye’de fiyatı en az artan ürün ettir" Hayvan varlığının her geçen yıl azaldığının altını çizen Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Osman Yardımcı, “İthal etin geldiği bir dönemde hayvanını satan yetiştirici bir daha yerine hayvan koymaz. Biz önce neyi üreteceğiz, besicilere nasıl destek olacağız, buna bakmamız lazım. Şu an dışarıdan hayvan almak, beslemekten kârlı" dedi. Türkiye’de devletin getirdiği fiyattan aşağı et getirenler olduğunu savunan ve bu kişileri "et baronları" olarak tanımlayan Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Osman Yardımcı, "Bugün etin fiyatını indiriyor, yarın artırıyor. Binlerce hayvan aldılar" diye konuştu. Besiciye destek olunmasını isteyen Yardımcı, "Besicilik yok oluyor, besicilik biterse dışarıya mahkum oluruz, 1 liralık hayvanı 5 liraya alırız” ifadelerini kullandı. Etin fiyatının yüksek olmadığını kaydeden Yardımcı, “Türkiye’de fiyatı en az artan ürün ettir. Temel gıda maddelerine yüzde 300 zam gelirken ete yüzde 100 zam gelmiş” dedi. "Geçen yıl kurban kesenlerin üçte biri bu yıl kesmez" Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, geçen yıl kurban kesinlerin yüzde 30’unun bu yıl kurban kesemeyeceğini söyledi. Alp, "Kurbanlık sıkıntısı olmaz çünkü kesim azalacak" dedi. Alp, özellikle hayvancılıkta aile işletmeciliğinin önemini vurgularken, "Aile işletmeciliğini bırakırsak hayvancılık sürdürülemez. Su bulanık. Bulanık suda balık avlıyoruz. Tarımda da hayvancılıkta da kendi başımıza bırakılmışız" diye konuştu. Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Zeliha Öztürk, bu yıl kurbanlık hayvan varlığının yeterli olduğunu söylerken, "Ancak gelecek yıl aynı kişilerin aynı kurban sayısıyla sistemde olup olmayacağı konusunda kaygılarımız var" dedi. "Hayvancılık politikamızda yerli hayvan şart" İklim krizini küçükbaşın otladığı yaylada da hissettiklerini kaydeden Öztürk, "800 yaylamız var, 400’üne çıkıldı. Yaylaya çıkan arkadaşlarımız kar çukurlarını kontrol ediyor. Eskiden kar çukurları dolu olurdu, bu yıl bırakın dolu olmayı esamesi bile okunmuyor. İklim krizini biz yerli hayvan dışında herhangi bir başka hayvanla atlatamayız. Hayvancılık politikamızda yerli hayvan varlığımız küçükbaş mutlaka olmalı. Ayrıca, su fakiri bir ülkeyiz, büyükbaşın tükettiği yemi sulayacak suya sahip değiliz. Küçükbaşın temelinde ise aile işletmeleri var, her ikisi de yok oluyor. Bizde oğlan yaymaz, gelin sağmazsa koyun oyundur denir. Şimdi oğlan yaymıyor, gelin de sağmıyor" diye konuştu. "Şehre giden bir daha dönmedi" Kumluca Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı Sedat Özdilek, Batı Akdeniz’de geçmiş yıllarda sayı olarak çok olan küçükbaş hayvan varlığının gün geçtikçe azaldığını söylerken, "Önce ormanlık alanları yasakladılar. Hayvanını satan şehri gitti, şehre gelen bir daha dönmedi. Hayvancılık böyle böyle bitiyor" dedi. Toplantıya katılan kurum temsilcileri, başta yem olmak üzere yüksek girdi maliyetlerinden yakınırken, desteklerin yetersiz olduğunu ve sektör dışından kişilere verilen desteklerin amacına ulaşmadığını kaydetti. Katılımcılar, kuraklığa dayanıklı bitkisel üretime yönelerek yem açığının kapatılabileceğini söyledi.

BUYSAD: "Enflasyonun sebebi et fiyatlarındaki artış" Haber

BUYSAD: "Enflasyonun sebebi et fiyatlarındaki artış"

Yılbaşından bu yana geçen 5 aylık süre zarfında enflasyona rağmen fiyat artışı yapmadıklarını açıklayan Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez, yüzde 29,7 oranında artan enflasyonun sebebini et fiyatlarındaki aşırı artışa bağladı. BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, yazılı olarak yaptığı açıklamada, dernek üyesi firmalardan aldıkları veriler doğrultusunda yaptıkları hesaplamalara göre menülerde kullanılan hammadde fiyatlarının yüzde 29,7 oranında arttığını belirtti. Dönmez, bu maliyetleri müşterilerine yansıtmadıklarını ancak Haziran ayı itibariyle fiyatları güncelleyeceklerini ifade etti. Dönmez, "Ekmek ve salat bar hariç dört kap yemek fiyatımız en az 100 lira olacak. Bunun altındaki fiyatlarla bu işi sürdürmemiz mümkün değil" dedi. Coşkun Dönmez, esnaf lokantalarında 1 tas çorbanın 100 liraya çıktığını, buralarda 1 öğün yemek için 350 lira ile 500 lira arasında bedel ödendiğini belirten Dönmez, böyle bir ortamda 100 liranın altında dört kap yemek satmanın kendileri için imkansız olacağını vurguladı. Dönmez, tencere enflasyonundaki artışın ağırlıklı olarak kırmızı ve beyaz et ile süt ve süt ürünleri kaynaklı olduğunu da ifade ederek, "Maalesef Ramazan ayı öncesinden başlayıp yaklaşan Kurban Bayramı’na kadar hayvansal gıda hammaddesi fiyatları çok arttı. Ramazan ayı nedeniyle endüstriyel yemek firmaları olarak fiyat güncellemesi yapmadık. Ancak artan maliyetlerle daha fazla baş edemeyiz" dedi. Okul Yemeklerinde Menü Fiyatı Güncellenmeli Coşkun Dönmez, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 1 Ocak’tan itibaren devlet okulları için dört kap yemek fiyatını 52 lira olarak açıkladığını belirterek, bu fiyatın da güncellenmesi gerektiğini söyledi. 52 liradan hizmet vermenin artık imkansız hale geldiğini ve bu fiyatın maliyetin altında olduğunu vurgulayan Dönmez, "Meslektaşlarımız yıllık anlaşma gereği bu fiyattan satış yapmak zorundalar. Okulların kapanmak üzere olduğu şu günlerde zararına da olsa hizmetimizi aksatmadık. Ancak yeni eğitim ve öğretim yılında bu fiyatlarla devam etmemiz imkânsız. Milli Eğitim Bakanlığı’nın güncel maliyetleri göz önüne alarak fiyat güncellemesi yapmasını istiyoruz," dedi.

Kuzu etinin fiyatını düşürecek proje Haber

Kuzu etinin fiyatını düşürecek proje

Samsun’da akademisyenler tarafından hazırlanan ’yapay mera’ projesi ile kuzu etinin fiyatının düşürülmesi hedefleniyor. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ve Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsünün(KTAE) katılımlarıyla oluşturulan "Yapay Meralarda Botanik ve Fitokimyasal Çeşitliliğin Ot Verimi, Toprak Özellikleri ve Kuzularda Canlı Ağırlık Artışı ile Antihelmintik Etkilerinin Belirlenmesi Projesi”nin Tarla Günü Etkinliği, KTAE Ambarköprü Deneme İstasyonu’nda yapıldı. Prof. Dr. Ayan: “Yem vermeden beslediğimiz kuzuların canlı ağırlıkları oldukça iyi” Proje kapsamında yem verilmeden yapay merada beslenen kuzuların durumu ve projenin gidişatı hakkında bilgi veren OMÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlknur Ayan, “Yapay meradan kastımız, bitkileri biz seçerek bu bitkileri farklı bitkiler ve farklı oranlarda ekerek oluşturduğumuz bir alan olduğu için yapay mera diyoruz. Aslında buradaki yapaylık o bizim bildiğimiz suni çim değil, tamamen biz oluşturduğumuz için yapay diyoruz. Seçtiğimiz bitkilere bakarsanız doğal meralarda bulunan bitkileri ve bu yöreye has bitkileri tercih etmeye çalıştık burada. Burada 2 tane amacımız vardı. Bunlardan bir tanesi kuzularda canlı ağırlık artışını sağlamak. Bu canlı ağırlık artışı sağlarken aynı zamanda kuzuların sağlığına bağırsaklarında bulunan helmint parazitleri de azaltıcı etkide bulunabilecek. Böylece sağlığı iyi olan kuzuların performansa da iyi olacak. Performansa iyi olan kuzulardan daha fazla hayvansal ürün elde edilecektir. Bu anlamda bitkilerimizi seçerek planladığımız, oluşturduğumuz bir çalışma. Klasik olarak kullanılan akıçgül, çim ve domuzayrığı, yani baklagil, buğday karışımı var. Sürekli Türkiye meralarında daha çok kullanılan. Biz buna kuzu besleme çalışması olduğu için ve kuzularda proteinin etkisi kuzu besisinde oldukça fazla olduğu için çayır üçgülü ve gazal boynuzu da katarak biraz daha protein ağırlıklı bir karışım hazırladık. Diğer bir karışımımız ise, 4 tane karışımız var. Diğer karışım, klasik karışıma sinirotu ve hindibayı ilave ederek, helmint yükünü ilave ederek, en son karışımda da dördüncü karışım dediğimiz bütün bitkileri bir araya getirerek, yedi artı tek yıllık Gelemen üçgülü sekiz tane bitkiyi bir araya getirerek oluşturduğumuz bir karışım. Bitkileri hangi bitkiyle yan yana getirdiğiniz, bitki kardeşliği dediğimiz bir kardeşlik burada söz konusu. Getirdiğiniz de çok önemli. Biz bunu karışımlarımızda da gördük. Bundan sonra burada en az iki karışım belirli ekolojik şartlara göre, belki de üç karışımı çiftçilere, çiftçi ekolojik koşullarına göre, toprak yapısına, iklimine, otlatacağı hayvan türüne göre önerileri çıkaracağız, öneriler yapacağız buradan. Ama şu anda hiç kesif yem ya da yoğun yem, fabrika yemi vermeden hayvanlarımızı beslediğimizde elde ettiğimiz canlı ağırlık artışları oldukça iyi. Hayvanların bağırsaklarındaki helmint parazit sayıları azalmış durumda. Projede beklediğimiz sonuçlar doğrultusunda devam ediyor. Kesin sonuçları proje tamamladıktan sonra sonuç raporu yazacağız. Sonuç raporunu teslim etmeden önce bir çalıştayımız olacak” dedi. “Hedef, daha ucuza besleme yaparak kuzu etinin fiyatını düşürmek" Merada kuzuların günlük 200-220 gram canlı ağırlık kazandığına değinen Prof. Dr. İlknur Ayan, “Bu bitkiler çok yıllık bitkiler olduğu için bitkilere performanslarla birinci yılı çok fazla gösteremiyorlar. 95 ile 118 gram birinci yıl. Bu yıl şu ana kadar daha denememiz bitmedi 200 ile 220 gram günlük canlı ağırlık kazancı var kuzularda. Burada hedefimiz doğal şartlarda daha ucuza yani kaba yem kullanarak yem girdisini azaltarak daha ucuza kuzu besleme yaparak kuzu etinin fiyatını düşürmek. Konuştuğumuz çiftçiler, yaptığımız araştırma sonuçlarına göre bizim burada günlük canlı ağırlık kazancımız kesif yem yoğun kesif yem yüksek girdili besleme bu tüketen kuzulara yakın durumda kuzularımız. Doğal bu ortamda onlara yakın durumda günlük canlı ağırlık kazancı sağladılar. Doğal meralarda özellikle de ilkbaharda doğal meralarımız da bugün Türkiye’de zayıf, vejetasyon yapıları zayıf. Anneleriyle birlikte doğal meraya çıkıyorlar ve orada bu kuzular doğal merada burada buldukları otu bulmaları mümkün değil. Buradaki kadar iyi beslenmeleri mümkün değil. Kıraç koşullar içinde bu karışımları kullanmak içinde değişik çalışmalar yapıyoruz ve önereceğimiz bitki türleri tabii daha değişik olacaktır kıraç koşulları için. Burada doğal meranın ıslah edilmesiyle burada yapılan çalışma tamamen farklı. Doğal mera üzerindeki baskıyı azaltıyorsunuz. Yani yetiştirici koyunları doğal meraya gönderiyor ama kuzuları böyle bir alanda besleyerek ve daha iyi bir beslemeyle ve daha ucuza girdi yem maliyetini azaltarak besleme yapabiliyorsunuz. İlk yıl tohum masrafınız var, ekim masrafınız var ama 4 yıl bu merayı kullanabileceksiniz. Sonraki 4 yıl boyunca da bu alandaki girdi masrafı oldukça az olduğu için kazanç elde edecek olan kazanç daha da fazla olacaktır, artacaktır” diye konuştu. Rektör Ünal: “Proje ile üreticiler az bir topraktan kar elde edebilecek” Az bir topraktan alınan verimin proje kapsamında oldukça yüksek olduğuna değinen OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Proje, üreticinin kazanacağı, daha küçük bir mekan da toprağı koruyarak daha fazla üretebileceği, kar elde edebileceği bir imkan olarak görülüyor. Gelecekte desteklenecek projeler arasında öncelikli alan olarak da görülecektir. Toprak, bunu bize dayatıyor. Artan nüfus bunu zorunlu hale getiriyor. Burada aslında gıda güvenliği de önemli. Daha fazla üretme önemli ama gıdanın sağlıklı olması, hayvanın sağlıklı bir şekilde geliştirilebilmesi, yetiştirilebilmesi dolayısıyla bu ürünün sağlıklı bir şekilde topluma arz edilebilmesi aslında geleceğimiz açısından hayati öneme sahip. Proje, böyle bir fırsat sunuyor. Projeyi yöneten ve yer alan tüm paydaşlara şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu. Kaba yem kullanımının bu proje ile azalacağını dile getiren Samsun İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, “İlimizde 250 bin adet küçükbaş var. Yılda 1 milyon 240 bin ton kaba yeme ihtiyacımız var. Samsun’da 162 bin dekardan yaklaşık 73 bin dekarını ıslah ettik, çalışmalar devam ediyor. Buradaki çalışmalar içerisinde önemli nokta bu karışımların küçükbaşta canlı ağırlığa ne kadar etkili olacak, çalışma bitince bakacağız. Araştırmalar sonucunda küçükbaş ağırlıklı olan yerlerde 6’lı karışıma kadar çıkıyoruz. O karışımlar içerisinde buradaki karışımlara da yer verebiliriz” ifadelerini kullandı. Programda konuşan Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Betül Baraklı ise şunları söyledi: “Bugün tanıttığımız çalışma, üniversite, kamu ve özel sektör ortaklığı ile yürütülen örnek bir çalışma olarak devam etmekte ve bu çalışmanın çıktılarının hem çiftçilerimize hem de sektörün paydaşlarına önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Çalışma, son yıllarda en önemli sorunumuz olan gıda güvenliği açısında da bir farkındalık oluşturacak, iklim değişikliği ile gündeme gelen toprak kalitesi ve sürdürülebilir tarıma da önemli katkılar sağlayacaktır.” OMÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü mezunu ve proje araştırmacısı Dr. Mehmet Can’ın da çalışmaları hakkında bilgiler verdiği etkinlik, konuşmaların ardından yapay meraların ve kuzuların incelenmesinin ardından sonra erdi. Araştırmanın sonuç raporu, TUBİTAK’a gönderilecek.

Malatya’da büyükbaş kurbanlık fiyatları açıklandı Haber

Malatya’da büyükbaş kurbanlık fiyatları açıklandı

Buna göre birinci sınıf tosun canlı kilogram fiyatı 250 TL olurken birinci kalite ineğin canlı kilogram fiyatı ise 220 TL olarak belirlendi. 16 Haziran’da başlayacak olan Kurban Bayramı öncesinde kesilecek kurbanlık fiyatları da belirlendi. Malatya’da 2024 yılı kurbanlık büyükbaşlarda birinci sınıf tosunda canlı kilogram fiyatı 250 TL olurken, randımanı yüzde 50 ve daha düşük tosunda ise canlı kilogram fiyatı 240 TL oldu. Yine birinci sınıf düve de canlı kilogram fiyatı 230 TL, birinci kalite inekte ise canlı kilogram fiyatı 220 TL olarak belirlendi. Bu yılki kurbanlık fiyatlarla ilgili açıklamalarda bulunan Malatya Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Mehmet Taneli, “Açıkladığımız fiyatlar neticesinde kurban alacak vatandaşlarımız ve üreticilerimiz aşağı yukarı bir fiyat bilgisine sahip olabilirler” dedi. Kurbanlık fiyatlarının karkas ete göre biraz farklı satıldığını ve her hayvanın kurban olamayacağını da ifade eden Taneli, “Sebebi ise kurbanlık hayvanın kör, topal, herhangi bir uzvunun eksik olmaması ve benzeri en az iki yaşını doldurmuş olması gerekmektedir. Daha özenle bakılan hayvanlar kurban edildiği için fiyatlar biraz farklı olabilmektedir. Üreticilerimiz için kazançlı, hayırlı bir bayram olmasını diliyorum. Kurban kesecek vatandaşlarımızın kurbanlarının Allah tarafından kabul olunmasını diliyorum” ifadelerine yer verdi. Kurban ibadetini yerine getirecek vatandaşlara da uyarılarda bulunan Başkan Taneli, “Kurban kesecek vatandaşlarımızın damızlık hayvanı ve damızlık vasfını yitirmeyen hayvanların kesilmemesine dikkat etmelerini istiyoruz. Özellikle buzağı getiren, süt üretimi yapan damızlık hayvanlarımızın muhakkak kesime gitmemesi gerekiyor. Buna hem üretici dikkat etmeli hem de kurban kesen insanların damızlık hayvanı kesmemesi gerekiyor. Şu anda biz yurt dışından ithal ediyoruz. Her damızlık hayvanımız olmadığı takdirde biz Avrupa’nın, Amerika’nın işte dünyadaki bütün ithal ettiğimiz ülkelerin çiftçilerini, üreticilerini zengin ediyoruz bir nevi. Hep birlikte damızlık hayvanların kesilmemesi için dikkat etmemiz gerekiyor. Bu gerçekten bu milli bir soru. Kesinlikle dişi hayvanların, damızlık vasfını yitirmeyen hayvanların kurban kesilmemesi lazım” şeklinde konuştu. Bu yılki büyükbaş hayvan kesim fiyatlarına değinen Kasaplar Odası Başkanı Yusuf Güçer ise bu yıl bazı illerde fiyatların 8 ila 10 bin TL aralığında olduğunu belirterek, “Tabii biz de Malatya’mızın geçirmiş olduğu bu afetlerin bu sıkıntıdan dolayı 8 bin lira diye düşünüyoruz. Tabii bu 8 bin lira boğazlayıp, 7 pay edip kurban sahibine teslim etmek şeklinde olacak. Küçükbaşı da 700-800 TL arası bir kesim fiyatı belirledik” dedi.

Endüstriyel yemek sektöründen kırmızı ve beyaz et fiyatlarına tepki Haber

Endüstriyel yemek sektöründen kırmızı ve beyaz et fiyatlarına tepki

Ramazan ayı öncesinde başlayan fiyat artışın hızla devam ettiğini söyleyen BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, endüstriyel yemek sektörünün artan fiyatlara daha fazla dayanmasının imkânsız olduğunu açıkladı. Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez, kırmızı ve beyaz ette hızla yükselen fiyatların sadece arz-talep dengesizliği, girdi maliyetlerinin yüksekliği ile açıklanamayacağını, her yıl Ramazan ayı öncesinde başlayıp kurban bayramına kadar süren spekülatif etkileri göz ardı edilemeyeceğini vurguladı. Dana etinin 560 lira bütün tavuğun da 120 liraya yükseldiğini ve artışın durmadığını ifade eden Dönmez, “Bu fiyatlarla vatandaş evine ne kırmızı ne de beyaz et alamaz. Endüstriyel yemek sektörü de bu fiyatlarla ilke menü fiyatlarını sabit tutamaz. Daha fazla dayanacak gücümüz kalmadı. Çok acil önlemler bekliyoruz” dedi. Ticaret Bakanlığı’nın önceki gün aldığı kararla 1 Mayıs 2024 tarihinden 31 Aralık 2024 tarihine kadar, aylık bazda azami 10 bin ton, toplamda ise bu yılsonuna kadar 80 bin ton olacak şekilde beyaz et ihracatına kısıtlama getirmesini olumlu bir adım olarak gördüklerini söyleyen Coşkun Dönmez, 2024 yılının ilk aylarıyla birlikte tavuk eti fiyatlarındaki artış hızının enflasyonun, yem ve enerji gibi maliyet kalemleri ile döviz kurundaki aylık fiyat değişimlerinin çok ötesine geçtiğine dikkat çekerek, “Kırmızı et fiyatları yükselince beyaz ete olan talep arttı. Bunun üzerine beyaz et fiyatları da anormal artmaya başladı. İthalat kısıtlaması olumlu ama kırmızı et içinde önlem gerekiyor” dedi. Başkan Dönmez, Türkiye’de tarımsal üretimin zaten istikrarsız bir çizgide olduğunu, hem dünyada hem Türkiye’deki olumsuz gelişmelerin kırmızı et fiyatlarını sürekli artırdığını kaydetti. Fiyat artışlarının herhangi bir maliyet artışına dayanmadan özellikle Ramazan ayı öncesinde başlayarak Kurban Bayramına kadar devam etmesin fırsatçılık olarak nitelendiren Başkan Dönmez, spekülatörlere karşı devletin daha ciddi önlemler alması gerektiğini söyledi. Dönmez, artan fiyatlar karşısında canlı hayvan ve kırmızı et ithalatının acil olarak başlatılmasını, ayrıca Et ve Süt Kurumu’nun da piyasayı dengeleyecek adımlar atmasını istedi. Dönmez Endüstriyel yemek sektörüne Et ve Süt Kurumu tarafından uygun fiyatlı et, süt ve süt ürünleri vermesi gerektiğini de belirterek, “Maalesef artan fiyatlar yüzünden çok yakında kırmızı ve beyaz etli menülere veda etmek zorunda kalabiliriz. Bunu önlemenin yolu endüstriyel yemek sektörünün kırmızı ve beyaz ette desteklenmesinden geçiyor. Bu konuda hızlı bir çözüme ihtiyaç var” diye konuştu. Kırmızı et fiyatlarındaki yükselişin birçok nedeni olduğunu, maliyet artışları, pandemi ve dünyadaki savaşların etkisini görmezden gelmediklerini kaydeden Başkan Coşkun Dönmez, “Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, Ramazan ayı ve Kurban Bayramı bahane ederek fırsatçılık yapanlara hoşgörüyle yaklaşmamamız mümkün değil. Endüstriyel yemek sektörü olarak zaten tarımsal gıda fiyatlarındaki artıştan en çok etkilenen sektörüz. Kırmızı ve beyaz et de bizim en önemli hammaddemiz. Durup dururken fırsatçıların fiyatları yükseltmesiyle bizim de maliyetlerimiz değişiyor. Müşterilerimize karşı sorumluluklarımız var. Ama bu artışları biz de fiyatlara ansıtmak zorunda kalıyoruz” şeklinde konuştu.

"Tüketicilerimiz alışverişlerinden önce fiyat araştırması yapmalı” Haber

"Tüketicilerimiz alışverişlerinden önce fiyat araştırması yapmalı”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ramazan öncesi fırsatçılığa izin verilmemesi için çalışmalar yaptıklarını belirterek, "Tüketicilerimiz marketler arasındaki değişen fiyatları göz önünde bulundurmalı ve alışverişlerinden önce fiyat araştırması yapmalıdır” dedi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ramazan ayı öncesi geçen seneye göre bu seneki fiyat değişimlerini, et fiyatlarında yaşanan artışları ve bazı gıda ürünlerinin marketlerdeki fiyat değişimlerini değerlendirdi. Bayraktar, 2007 yılından bu yana Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak Ramazan öncesi fırsatçılığa izin verilmemesi için çalışmalar yaptıklarını belirterek, bu Ramazan ayı boyunca da üretici ve market fiyatlarını takip ederek kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceklerini söyledi. “Markette en fazla fiyat artışı yüzde 195 ile kuru incirde görüldü” Geçen yıl ile bu yılın Ramazan ayı öncesindeki fiyatları arasında markette 38 markette fiyat artışı olduğunu, bir üründe ise fiyat düşüşü yaşandığını ifade eden Bayraktar, “Markette en fazla fiyat artışı yüzde 195 ile kuru incirde görüldü. Kuru incirdeki fiyat artışını yüzde 171 buçuk ile zeytinyağı, yüzde 149,3 ile kuru kayısı, yüzde 148,2 ile sivri biber izledi. Markette fiyatı düşen tek ürün ise yüzde 11,6 ile kuru soğan oldu. Geçtiğimiz yılın Ramazan öncesine göre bu sene tüketicilerimiz marketten kuru inciri 2,9 kat, zeytinyağını 2,7 kat, kuru kayısıyı ve sivri biberi 2,5 kat fazlaya alarak tüketmek zorunda kalacaklar” şeklinde konuştu. “Üreticide fiyatı en çok düşen ürün yüzde 38,2 ile limon oldu” Geçen yıl ile bu yılın Ramazan ayı öncesine göre üreticide 27 üründe fiyat artışı, 4 üründe fiyat düşüşü görüldüğünü söyleyen Bayraktar, “Üreticide en fazla fiyat düşüşü yüzde 38,2 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 34,8 ile kuru soğan, yüzde 7,3 ile salatalık, yüzde 3,4 ile kabak izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 242,2 ile zeytinyağında yaşandı. Zeytinyağındaki fiyat artışını yüzde 199,1 ile marul, yüzde 186 ile elma, yüzde 178,3 ile karnabahar izledi” açıklamasında bulundu. Kuru soğan ve limonda fiyat düşüşünün rekoltenin yüksek olmasından kaynaklandığını dile getiren Bayraktar, üretici fiyatlarındaki artışın en önemli nedeni girdilerde ve işçilikte görülen artışlar olduğunu aktardı. Bayraktar, artan mazot, işçilik, yem ve ilaç fiyatlarının ürün fiyatlarında artışa neden olduğunu kaydetti. “Et fiyatlarındaki artışın nedeni hayvan sayısının azalması” Bayraktar, Ramazan ayı öncesinde et fiyatlarına da değinerek, ocak ayı sonunda üreticide 267 lira olan dana karkasın fiyatının Ramazan ayı öncesinde yüzde 20 artışla 321 liraya, 296 lira olan kuzu karkasın fiyatının ise yüzde 32,5 artışla 392 liraya yükseldiğini aktardı. Bayraktar, “Marketlerde 415 liraya satılan dana kuşbaşının fiyatı Ramazan ayı öncesinde yüzde 20 artışla 497 liraya, 458 liraya satılan kuzu kuşbaşının fiyatı yüzde 32 artışla 606 liraya yükseldi. Geçen yıl Ramazan öncesine göre ise dana karkasın fiyatı yüzde 83, kuzu karkas fiyatı yüzde 139 artarken, marketlerde dana kuşbaşı fiyatı yüzde 94, kuzu kuşbaşı fiyatı yüzde 127 buçuk oranında arttı. Arzın talebi karşılamadığı bir piyasada yukarı yönlü fiyat hareketlerinin oluşması muhtemeldir. Ancak et fiyatlarında yaşanan artışların temel nedeni hayvan sayısının azalmasına paralel olarak et arzında yaşanan düşüştür. Bu durum piyasada spekülatif hareketlere de meydan veriyor” şeklinde konuştu. Sürdürülebilir bir hayvansal üretim için önceliğin et ve süt fiyatlarında istikrarlı bir piyasanın oluşmasını sağlamak olduğunu vurgulayan Bayraktar, et fiyatlarında yaşanan artışların bazı kesimlerce daha fazla fırsata çevrilmesine de karşı olduklarını belirtti. Bayraktar, Ramazan ayında marketlerde halkı et tüketmekten mahrum edecek fiyat artışlarına karşı denetimlerin daha fazla artırılması gerektiğine dikkati çekti. “Aynı ürünler farklı marketlerde farklı fiyatlarda satılıyor” Bayraktar, marketlerde fiyatların sık sık değiştiğine vurgu yaparak, maliyetlerin sebep gösterilerek marketler arası aynı marka ürünlerin ve et ürünlerinin farklı fiyatlara satıldığını aktardı. Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak 4 farklı marketten ve bir marketin online sitesinden temel tüketim malzemeleri içinden seçilen 8 gıda ürününün aynı marka ve miktardaki fiyat değişimlerine yönelik çalışma yaptıklarını söyleyen Bayraktar, şu ifadelere yer verdi: “Yaptığımız çalışma sonucunda ürünlerin belirli markalar tarafından paketlenmiş fiyatı marketten markete oldukça değişkenlik gösterdiği görüldü. Et ve süt ürünlerinde; dana kuşbaşında yüzde 69 buçuk, tereyağında yüzde 40,2, kuzu kuşbaşında yüzde 38,4, bütün tavukta yüzde 23,3, yoğurtta yüzde 8,4, bitkisel ürünlerde ise; yeşil mercimekte yüzde 25,2, pirinçte yüzde 13,7, nohutta yüzde 5,6’ya varan oranlarda değişimler olduğu tespit edildi. 1 kilogram dana kuşbaşının fiyatı, A markette 354 lira, B markette 490 lira, C markette 465 lira, D markette 530 lira ve D marketin online satışında 600 liradır. Dana kuşbaşının farklı marketlerdeki fiyatı, yüzde 69 buçuk oranına kadar değişiyor.1 kilogram tereyağının paketlenmiş Y markasının fiyatı, A ve C markette 299 lira, D markette ve D marketin online satışında 420 liradır. Tereyağında aynı markanın farklı marketlerdeki fiyatı, yüzde 40,2 oranına kadar değişiyor.” “Kampanyalı ürünler dışındaki ürünler yüksek fiyattan satılıyor” Bayraktar, üretimine devam eden üreticilerin ürettiği ürünlerin marketlerdeki fiyat farkının yüzde 69 buçuklara kadar çıkmasının kabul edilebilir olmadığını ifade ederek, “Geçtiğimiz ay farklı bitkisel ürünlerdeki market fiyatlarının değişimi yüzde 18 iken, Ramazan ayı öncesi yaptığımız çalışmada bu oranın yüzde 25’e kadar yükseldiğini görüyoruz. Öte yandan Ramazan ayı gibi yoğun alışverişin yapıldığı dönemlerde marketler çeşitli kampanyalar yapıyor. Kampanyalı birkaç üründeki fiyat düşüşleri nedeniyle tüketicilerimiz bu marketlere yöneliyor. Tüm ihtiyaçlarını bu marketten aldıklarında da kampanyalı ürünleri ucuza alırken, diğer ürünleri yüksek fiyata almış oluyor. Tüketicilerimiz marketler arasındaki değişen fiyatları göz önünde bulundurmalı ve alışverişlerinden önce fiyat araştırması yapmalıdır” diye konuştu. “Hükümetimiz gıda fiyatları üzerinden fırsat enflasyonu oluşturanlara göz açtırmamalıdır” Bazı satıcıların maliyetleri de bahane ederek fiyatları sürekli artırdığını ve bu durumun enflasyonda artış eğilimini devam ettirdiğini söyleyen Bayraktar, “Tüketicileri kandırarak aynı fiyata gramaj düşürme hileleri, aynı ürünün farklı marketlerde çok farklı fiyatlara satılması, aynı fiyata daha kalitesiz ürün satılması, yanıltıcı isimler ile farklı ürünlerin tüketiciye satılması fırsatçılık enflasyonunun en önemli nedenleri arasındadır. Piyasadaki fiyatların kontrol altına alınması ve tüketicilerin artan fiyatlar karşısında korunması adına gıda ürünlerinde tavan fiyat uygulaması bir an önce hayata geçirilmelidir. Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak beklentimiz, bütün kesimlerin sorumlu davranması, Ramazan ayında artan talebin suistimal edilmemesi, tüketicilerin yeterli ve güvenilir gıdaya uygun fiyatla erişebilmesidir” açıklamasında bulundu.

Ramazan öncesi tavuk eti fiyatlarında artış Haber

Ramazan öncesi tavuk eti fiyatlarında artış

Son bir hafta içerisinde tavuk eti fiyatları ortalama 15 lira pahalandı. Kasaplar Ramazan ayının içerisinde de fiyat artışı beklediklerini söyledi. Ramazan öncesi başlayan beyaz et fiyatlarındaki artış devam ediyor. İstanbul’da Ramazan öncesi tavuğun kilosu 83 TL’den 98 TL’ye çıktı. Kasap tezgahlarında tavuk kanadının kilosu 30 TL zamlanarak 140 TL’den 170 TL’ye çıktı. Göğüs eti ise 145 TL‘den 175 TL’ye çıktı. Esnaf gelen zamların vatandaşların alışverişlerini etkilediğini belirterek, Ramazan ayı içerisinde tavuk etinde fiyat artışının da devam edeceğinin altını çizdi. Kasap Mustafa Karabulut, beyaz ete yaklaşık bir haftalık süreçte ortalama 15 lira zam geldiğinin altını çizerek, "Vatandaşlar beyaz ete yönelmişti. Şimdi bu durum da biraz sıkıntıya girdi. Her gün ortalama 5 lira zam geliyor. Enflasyon oranlarına göre normal ancak insanların alım gücü düşük. İnsanlar daha çok beyaz et tüketiyor. Geçen hafta 83 lira olan tavuk eti, şu anda 98 liradan satılıyor. Diğer ürünlerde de geçen hafta kanat 140 lirayken, şimdi 170 lira oldu. Göğüs eti de 145 liraydı, şu anda 175 lira civarında. Vatandaşlar artık 1,5 kilo almak yerine 1 kilo alıyor. Ramazan içerisinde tavuk fiyatlarına 5 lira daha zam gelebilir" dedi. Kırmızı ete talebin azaldığını ve tavuk etine talebin arttığını söyleyen kasap Murat Koca, "Müşteriler uygun olmasından dolayı tavuk etine yöneldi. Ancak tavuk etine de zam geldi. Bu işlerimize de yansıyor. Ramazan ayı gelmeden tavuğa bugün itibariyle 5 lira zam oldu. Kırmızı ete de 10 lira kadar zam geldi. Kırmızı ete haftanın 2 günü kesin zam geliyor. Tavuk etine de bu hafta zam geldi" ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.