TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Gıda Enflasyonu

AGRONEWS - Gıda Enflasyonu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gıda Enflasyonu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Haber

TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Doğal Afetler Üreticiyi Zorladı"

ANKARA (İHA) - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, doğal afetlerin tarımsal üretim üzerindeki olumsuz etkilerini değerlendirdi. Bayraktar, "Üreticilerimizin üretime devam edebilmesi için destekler acilen ödenmelidir" diyerek çiftçilere yönelik yardım çağrısında bulundu. Son yıllarda artan doğal afetlere dikkat çeken Bayraktar, 2023 yılında meydana gelen afet sayısının 10 yıl öncesine kıyasla üç kat artarak bin 475'e ulaştığını, 2024'ün ilk sekiz ayında ise 900 afet yaşandığını belirtti. Sel, dolu, fırtına ve hortum gibi olayların çiftçilerin mahsullerine büyük zarar verdiğini vurgulayan Bayraktar, özellikle Samsun'un Bafra ilçesinde yaşanan sel felaketiyle karnabahar, brokoli ve lahana gibi ürünlerin su altında kaldığını hatırlattı. "ÇİFTÇİLER DESTEK BEKLİYOR" Çanakkale’nin Biga ilçesinde ekim ayında meydana gelen dolu afetinde 45 bin dekar çeltik arazisinin zarar gördüğünü aktaran Bayraktar, "Ziraat Odamızdan aldığımız bilgilere göre aradan geçen bir buçuk aylık sürede henüz çiftçilerimizin yaralarını saracak bir gelişme olmadı. Üreticilerimizin üretime devam edebilmeleri için destekler acilen ödenmelidir" diye ekledi. "TARIM SİGORTASI VE DEVLET DESTEĞİ ÖNEMLİ" Antalya ve Mersin'in Türkiye’deki örtü altı üretim alanlarının yüzde 65’ini oluşturduğunu söyleyen Bayraktar, bu bölgelerde yaşanan afetlerin meyve-sebze fiyatlarını artırabileceğini dile getirdi. Tarım sigortalarının önemine dikkat çekerek, devlet desteklerinin artırılması ve sigorta primlerinin çiftçiler için daha uygun hale getirilmesi gerektiğini ifade etti. "ÜRETİM KESİNTİYE UĞRAMAMALI" Bayraktar, afet sonrası sağlanan yardımların artırılması gerektiğini belirterek, "Çiftçilerimizi tarımsal üretimden koparmamak ve ülkenin gıda arzını korumak birincil gayemiz olmalıdır. Halihazırda yüklü borçlar altına girerek tarımsal üretim yapan çiftçilerimizin ekonomisi birkaç saat içinde yaşanıp biten doğal afetlerle sarsılmaktadır. Bu sebeple doğal afetlerin sonrasında yapılan yardımlar artırılmalı, çiftçilerimiz ayakta tutulmalıdır" dedi. Gıda fiyatları hakkında da yorumda bulunan Bayraktar, "Bir ürünün yalnızca bulunabilir değil, tüketici tarafından satın alınabilir olması da önemlidir. Bu yüzden gıda enflasyonunun körüklenmesine sebep olacak bu gibi doğal afetlerde çiftçilerimize daha fazla destek olunmalıdır. Unutulmamalıdır ki üretimden bir kez kopan çiftçimizi geri getirmek çok zordur. Destekler üreticilerimize zamanında ulaştırılmalıdır. Geç verilen destek, destek değildir" diye konuştu.

Küresel ısınma gıda enflasyonunu her yıl yüzde 3 artırabilir Haber

Küresel ısınma gıda enflasyonunu her yıl yüzde 3 artırabilir

İnsan hayatı ve çevreyi etkilediği kadar ekonomiler üzerindeki etkisi de giderek artan küresel ısınmanın gıda enflasyonunu 2035'e kadar dünyada her yıl yüzde 3, manşet enflasyonu ise yüzde 1'in üzerinde artırabileceği hesaplanıyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü'nün iklim değişikliğinin makroekonomik etkilerindeki hızlı değişimi incelediği araştırması, küresel ısınma ve enflasyon arasındaki ilişkiyi ortaya koydu. Araştırmanın bulgularını AA muhabirine değerlendiren Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü Araştırmacısı Maximilian Kotz, küresel ısınmanın enflasyon üzerindeki etkilerinin geçen yıl Avrupa'daki sıcak hava dalgalarının ardından ekonomistlerin daha çok dikkatini çekmeye başladığını söyledi. Avrupa'da 2022'deki aşırı sıcak hava dalgaları ve kuraklık nedeniyle tarımsal üretimde düşüş görüldüğünü ve bunun gıda fiyatlarını yükselttiğini ifade eden Kotz, şunları kaydetti: "121 farklı ülkede son 30 yılda iklim ve enflasyonda görülen değişimleri inceledik ve iklim değişikliğinin artan etkilerinin enflasyonu ve özellikle gıda enflasyonunu da artırdığını gördük. Örneğin, Avrupa'da geçen yılki aşırı sıcak hava dalgaları gıda enflasyonundaki artışa 0,7 puanlık katkı yaptı. Yüzde 10 seviyesindeki gıda enflasyonunun hepsi iklim değişikliğinden kaynaklanmadı elbette. Salgın ve Ukrayna'daki savaş gibi faktörler daha yüksek enflasyona yol açtı ancak küresel ısınma şiddetlendikçe enflasyondaki etkisi de artıyor." Kotz, küresel ısınmanın 2035'e kadar enflasyonu nasıl etkileyeceğine ilişkin de "İklim değişikliğinin giderek daha kötü hale geldiğini görüyoruz. Şiddetlenen küresel ısınmanın, dünyada 2035'e kadar özellikle gıda enflasyonunu artıracağını öngörüyoruz. Küresel ısınma, 2035'e kadar her yıl yüzde 1 ila 3 arasında daha yüksek gıda enflasyonuna yol açabilir. Bu oranlar yüksek görünmüyor olabilir ancak iklim değişikliğinin gıda enflasyonu üzerindeki etkisi ısrarcı hale geliyor." değerlendirmesinde bulundu. Göç ve gelecekteki iş fırsatları, iklim değişikliği baskısı altında Küresel ısınmanın enflasyonun yanı sıra istihdam ve büyüme oranlarını da etkileyeceğini ifade eden Kotz, makroekonomik büyüme oranlarının ve üretimin iklim değişikliği nedeniyle giderek azalacağına yönelik güçlü işaretler olduğunu söyledi. Bilim insanlarının iklim değişikliğinin makroekonomi ve iş gücü üzerindeki etkilerini incelediğini belirten Kotz, "İklim değişikliği nedeniyle çok yüksek ihtimalle gelecekte daha az iş fırsatları olacak. Tabii ki bu etkilerin ne kadar geniş çaplı olacağı fosil yakıtlar nedeniyle emisyonların ne kadar artacağına ve emisyonlardaki artışın küresel ısınmayı ne kadar şiddetlendireceğine bağlı." değerlendirmesinde bulundu. Küresel ısınma nedeniyle dünyanın özellikle bazı bölgelerinin yaşanamaz hale geldiğini ve bunun da iklim göçüne yol açtığını vurgulayan Kotz, kuraklık ve aşırı sıcak hava dalgalarının sıklığındaki artışın özellikle Sahra Altı Afrika'daki topluluklar için risk oluşturduğunu söyledi. Kotz, bu bölgelerde yaşayan insanların yerli tarımsal üretimle geçimini sağladığını belirterek, "Şu anda bu bölgelerdeki tarımsal üretimin azalmasına karşı bu toplulukları destekleyecek güçlü bir altyapı yok. Bunun muhtemel sonucu da iklim göçündeki artış... Bu konuda bilimsel olarak yeterli veri yok ancak iklim göçünün giderek daha büyük bir konu haline geleceğini görebiliyoruz. Sadece şu an bunun ne boyutta olacağını kestirmek bilimsel açıdan zor." dedi. ECB ve Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü'nün araştırmasına göre, iklim değişikliğine karşı adaptasyon uygulamalarının yetersiz şekilde devam etmesi durumunda küresel ısınma gıda enflasyonunda 2035'e kadar yüzde 0,92 ila yüzde 3,23 arasında, manşet enflasyonda ise yüzde 0,32 ila yüzde 1,18 arasında artışa yol açarken, enflasyonda görülen mevsimsel dinamikleri de değiştirecek. Küresel ısınmanın enflasyon üzerindeki etkisi "Küresel Güney" olarak ifade edilen, iklim değişikliğinde katkısı az olmasına rağmen bunun etkilerine karşı en kırılgan konumda olan gelişmekte olan ülkelerde daha yüksek olacak. Sıcaklık artışı gelecek 5 yılda 1,5 derece limitini aşabilir Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) verilerine göre, küresel sıcaklık artışı, 2022'de sanayi öncesi döneme göre 1,15 dereceye ulaştı. Birleşmiş Milletler'in (BM), sıcaklık artışında yaşanabilir son sınır olarak belirlediği 1,5 derecenin aşılması ihtimali ise son yıllarda hızlandı. WMO'ya göre, 2023 ila 2027 yılları arasında sıcaklık artışı 1850-1900 dönemine göre 1,1 ila 1,8 derece arasında daha yüksek olacak. Gelecek 5 yıldan en az birinin, dünyadaki en sıcak yıl ve 2023-2027'nin bir bütün olarak en sıcak yıllar olma ihtimali yüzde 98 iken, bu yıllar arasında 1,5 derece limitini aşma olasılığı da yüzde 66 olarak hesaplandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.