TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Gıda Fiyatları

AGRONEWS - Gıda Fiyatları haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gıda Fiyatları haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

6 ayda gıdada çok sattık az kazandık Haber

6 ayda gıdada çok sattık az kazandık

Türkiye’nin tarım, gıda ve içecek sektörü ge­nel ihracatında, yılın ilk 6 ayında birim fiyat düşü­şü yaklaşık 100 dolar oldu. Söz konusu dönemde ihracatta yüzde 5.6 artış yaşanırken, ih­racat birim fiyatında ise yüzde 7.3 düşüş yaşandı. Geçen yı­lın aynı döneminde ihracat bi­rim değeri bin 322 dolarken, bu yılın ilk 6 ayında yaklaşık 96 dolar düşüşle bin 226 dolar oldu. Sektörel ayrışmalara ba­kıldığında ise paketli ve katma değerli üretim yapan su ürün­leri, bisküvi gibi alt gruplarda birim fiyatta düşüş görülmü­yor. Yılın ilk 6 ayında tarım, gıda ve içecek sektörün ihra­catı yüzde 5.6 artışla 12.9 mil­yar olurken, yıllık ithalat ise yüzde 21.87 azalışla 9.7 mil­yar dolar oldu. FAO Gıda Fiyat Endeksi’ne göre küresel gıda fiyatları temmuzda aylık baz­da yüzde 0.2 düşerken, yıllık bazda yüzde 3 geriledi. Küre­sel gıda fiyatlarındaki düşü­şün ihracat biriminde düşü­şe neden olduğunu kaydeden sektör temsilcileri göre, gıda birim fiyatının artırılmasının yolu teknolojik, otomasyona dayalı yatırımları artırmak, inovasyon ve Ar-Ge çalışma­ları yapmaktan geçiyor. Tiryakioğlu: Özel üretimde çeşitlilik büyük önem taşıyor Pandemi sü­recinde, dünya genelinde bir parasal genişleme yaşandı­ğına işaret eden TİM Hubu­bat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, bunun doğal sonucunun pi­yasadaki bir malın her ay ön­ceki aydan daha pahalı olma­sına neden olduğunu belirtti. Son bir yıldır merkez banka­larının enflasyonla mücade­le programlarını tavizsiz şe­kilde yürüttüğünü ifade eden Tiryakioğlu, “Yüksek faizin ve parasal sıkılaşmanın en bü­yük etkisi alım gücü üzerine olduğundan pek çok alanda fi­yatlarda geri çekilmeler yaşa­nıyor. Her ne kadar talep es­nekliği düşük olan temel bir gereksinim olsa da gıda tica­reti de bundan bağımsız de­ğil. Küresel gıda fiyatlarında­ki düşüş son bir yılda yüzde 3 arttı. Bizim ihracat birim fi­yatlarımızdaki düşüşü de bu gözle okumak lazım. Piyasa­daki bu dalgalanmalardan en az şekilde etkilenebilmenin yolu teknolojik, otomasyona dayalı yatırımları artırmak” dedi. Kadooğlu: Ortalama fiyatların daha da iyi noktalara gelecek Güneydoğu Anadolu bölge­sinin bu yıl ortalama birim fi­yatlarında Türkiye genelinden farklı olarak kısmi bir artış ya­şandığını aktaran Güneydo­ğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulle­ri İhracatçıları Birliği Başka­nı Celal Kadooğlu, geçen yı­lın aynı dönemine göre yüzde 4.3 daha yüksek fiyatlarla sa­tış yaptıklarını söyledi. Buğ­day unu, makarna ve ayçiçek yağı gibi en büyük ihracat ka­lemlerinde küresel fiyatların­da gerileme olmasaydı, orta­lama fiyatların daha yüksek olacağını belirten Kadooğlu, “Biz bu artışı tatlı bisküvi, gof­ret ve çikolata gibi yüksek alım gücüne hitap eden katma de­ğerli ürünlerimizden elde et­miş bulunuyoruz. Bölgemiz­de ileri teknolojili tesislerin ve güçlü markaların sayısı her geçen gün arttığından, ortala­ma fiyatlarımızın daha da iyi noktalara geleceğine inanıyo­ruz. Fakat, bizim şu sıralar ana problemimiz yurt içindeki ma­liyetlerimiz ikiye katlanırken, satış yaptığımız para birimle­rinin Türk Lirası karşısında aşırı değer kaybı ve bunun bir sonucu olarak” diye konuştu. Sezer: Rekabetçi olmak adına birim fiyat düşürülüyor Su ürünle­ri ve hayvansal mamuller sektörü gıda sek­törleri içinde katma değeri en yüksek olan sektörlerden biri olduğunu vurgulayan İstan­bul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birli­ği Başkanı Müjdat Sezer, ih­racat birim fiyatı da yine di­ğer gıda sektörlerin ortalama birim fiyatının üzerinde sey­rettiğini aktardı. Su ürünleri ve hayvansal mamuller sek­tör ihracatının Ocak- Haziran 2024 döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüz­de 9 oranında artış gösterdi­ğini bildiren Sezer, “Bu yılın ocak-haziran döneminde su ürünleri sektörü ihracatı 828 milyon dolardan 935 milyon dolara yükselmiş; birim fiyat 6.6 dolardan, 6.1 dolar oldu. Beyaz et sektörü ihracatı 422 milyon dolardan 416 milyon dolara düştü. Ancak birim fi­yatı bir önceki yıl ile aynı 1.7 dolar olarak sabit kaldı. Yu­murta sektörü ihracatı 195 milyon dolardan 239 milyon dolara yükseldi ve birim fi­yat da 2.0 dolardan 2.2 dolara yükseldi. Süt ve süt ürünleri ihracatı 122 milyon dolardan 145 milyon dolara yükseldi. Ancak birim fiyatta 3.0 dolar­dan 2.2 dolara düştü.Et ürün­leri ihracatı 3 milyon dolar­dan 1.7 milyon dolara düştü ve birim fiyat ise 2.3 dolardan 2,1 dolara geriledi” dedi. Mutlu: Küresel fiyat dalgalanmaları olumsuz etkiliyor Bu yılın ilk 6 ayında Türki­ye'nin genel gıda ihracatın­da birim fiyatta bir düşüş ya­şanırken, meyve sebze ma­mul ihracatında yüzde 4’lük bir artışının birkaç faktörden kaynaklandığına vurgu ya­pan İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu, “Genel gıda ihracatındaki düşüş, kü­resel piyasalardaki talep dal­galanmaları, enflasyon, ma­liyet artışları veya rekabetçi baskılar gibi faktörlerden et­kileniyor. Meyve sebze ma­mul ihracatındaki artış, da­ha spesifik bir pazara yönelik taleplerden kaynaklanıyor. Bunun yanı sıra, Türkiye'nin yüksek kaliteli ve organik ürünlere yönelik artan talep, Türk meyve sebze mamulle­rinin uluslararası pazarlarda fark yaratmasını mümkün kı­lıyor. Türkiye'nin bu alandaki rekabet gücünü artırması, ta­rımsal üretimi desteklemesi ve katma değerli ürün üzerin­de durması, meyve sebze ma­mul ihracatında sağlanan ar­tışın sürekliliğinde kritik öne­me sahip” diye konuştu. Ulusoy: Tahıllardaki düşüşü bitkisel yağlar, et ve şeker dengeledi FAO Gıda Fiyat En­deksine göre kü­resel gıda fiyatları­nın yıllık bazda yüzde 3 düşüş gös­terdiğine dikkat çeken Ka­radeniz Hububat Bakliyat ve Yağlı Tohumlar İhracat­çılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, “Genel olarak ta­hıl fiyatlarındaki düşüş, bitkisel yağlar, et ve şeker fiyatlarındaki artışları den­geledi. FAO Gıda Fiyat En­deksine baktığımız zaman 1 yıllık düşüş görüyoruz. Gıda ihracatı fiyatların­da dünya piyasasını takip ettiği için düşüş söz konu­su. Türkiye’de enflasyon var, dışarıda nasıl düşüyor sorusunun cevabı da kur. Nihayetinde Türkiye’deki fiyat artıyor ama dolar ba­zında bir yıllıktan bakınca geçen seneyle karşılaştır­dığımızda düşmüş oldu­ğunu söyleyebiliriz. Gıda Endeksinde 124’ten 120’ye gelirken bir yıl içinde en keskin düşüş tahıllarda söz konusu” dedi.

‘Üretici pazarları’ çiftçinin de vatandaşın da yüzünü güldürdü Haber

‘Üretici pazarları’ çiftçinin de vatandaşın da yüzünü güldürdü

Keçiören Belediyesi tarafından hizmete alınan ‘üretici pazarlar’ sayesinde çitçiler tarafından yetiştirilen ürünler aracısız bir şekilde vatandaşlarla buluşturuluyor. Keçiören Belediyesi, gıda fiyatlarındaki pahalılık nedeniyle sıkıntı yaşayan vatandaşı doğrudan çiftçiyle buluşturdu. Keçiören'in farklı noktalarında kurulan üretici pazarlarıyla vatandaş, çiftçinin ürettiği ürünlere aracısız ulaşabiliyor. Hem üreticilerin gelir elde etmesini hem de vatandaşın uygun fiyata taze sebze ve meyve alışverişi yapabilmesini sağladıklarını belirten Keçiören Belediye Başkanı Dr. Mesut Özarslan, “Çiftçilerimizin yıl boyunca emek vererek ürettiği ürünler değer bulsun, vatandaşımız da daha uygun fiyata taze sebze ve meyve tüketsin istiyoruz” dedi. Haftanın üç günü kuruluyor Ankara ve çevre illerde faaliyet gösteren çiftçilerin ürettikleri mahsulleri tarladan sofraya aracısız ulaştırmak için Keçiören Belediyesi tarafından ilçedeki üç semt pazarına kurulan Üretici Pazarları hizmet vermeye başladı. Pazartesi Aktepe Demokrasi Semt Pazarı, salı Fatih Semt Pazarı, cumartesi günleri İncirli Semt Pazarı'nda yerlerini alan üreticiler ürünlerini satışa çıkardı. Salatalıktan domatese, biberden fasulyeye varıncaya kadar birçok ürünün yer aldığı Üretici Pazarları vatandaşın yüzünü güldürürken mahsulleri tarlada kalmayan üreticileri de mutlu etti.

"Marketler vatandaşa tuzak kuruyor" Haber

"Marketler vatandaşa tuzak kuruyor"

Pazarların kurulduğu gün marketler de tezgah açıyor. Marketler o gün biraz fiyat indiriyor ama ertesi gün o fiyatlara ürün bulamazsınız. Marketler vatandaşa tuzak kuruyor" dedi. Türkiye Sebzeciler, Meyveciler ve Seyyar Pazarcılar Federasyonu (TÜSPAF) Başkanı Ali Karaca, Bolu’nun Kültür Mahallesi’nde bulunan pazar alanını ziyaret etti. Esnafla sohbet eden Karaca, vatandaşlara pazardan alışveriş yapmaları çağrısında bulundu. Karaca, pazar kurulduğu günlerde marketlerin indirim yaptığını, diğer günlerde ise zam yaptığını belirtti. "Marketler vatandaşa tuzak kuruyor" Pazar alanlarında bulunan marketlerin pazarın kurulduğu günlerde indirim yapıp normal günlerde fiyatları artırdığını belirten Karaca, "Bugün vatandaşın alım gücünü değerlendirirseniz, enflasyon değerlerini bile gerek devletimizin kurumları olsun, pazar yerindeki fiyatları belirliyor. Ama pazar yerindeki fiyatlara baktığınız zaman Türkiye’de o kadar çok sayıda deflasyon olmasına rağmen fiyat artışları, maliyet artmasına rağmen geçen yılki fiyatlar arasında bir fark göremiyorum. Geçen yıl domates 20 liraydı, yine 20 lira. Ürünün kalitesine göre değişiyor. Ama maliyetler çok arttı. Maliyetlerden kimse bahsetmiyor. Tarlada domates 10 lira, pazarda 20 lira, markette 25-30 lira. Aslında burada maliyetlerin anlatılması gerekiyor. Çünkü mazot fiyatları durmadan arttığından dolayı, işçilik maliyetleri durmadan arttığından dolayı, ürün üretilirken harcanan gübre, ilaç, mazot bu tamamen maliyetlerin artmasıyla beraber fiyatların artması gayet normal. Pazar fiyatlarına baktığımız zaman market fiyatlarıyla mukayese ettiğimizde pazar yerleri marketten daha ucuz. Günlük sebze-meyve yerinin adresi pazar yerleridir. Vatandaşımız işin kolayına kaçıyor, hemen evinin altındaki markete gidiyor. Pazarların kurulduğu gün marketler de tezgah açıyor. Marketler o gün biraz fiyat indiriyor ama ertesi gün o fiyatlara ürün bulamazsınız. Marketler vatandaşa tuzak kuruyor. Vatandaşın olmazsa olmazı pazar yerleridir. Herkese göre ürün var. Malın kalitesine göre burada emeklinin alacağı ürün de var, orta sınıf vatandaşın alacağı ürün de var. Üst tabaka insanların alacağı ürün de var" dedi. "Vatandaşın bilinçli olmasını istiyorum" Vatandaşlara pazardan ürün almaları çağrısında bulunan Karaca, "Ben vatandaşımıza şunu öneriyorum, Şu an bir fiyat dengesizliği var. Herkes istediği fiyata ürün satmaya çalışıyor. Özellikle son yıllarda pandemi döneminde marketlerin ne kadar fırsatçılık yaptığına hepimiz şahit olduk. Bugün marketteki reyonlardaki fiyatlarla kasadaki fiyatları mukayese ettiğinizde denetimlerde çok fark olduğunu da gördük. Günü bitmiş ürünlerinde son gün raflara konulup vatandaşa verildiğini ve vatandaşın gıda olarak tükettiğine de şahit olduk. Ama pazarcı onu yapmaz. Pazar yerlerinin hepsi günlük. Pazarcı esnafı günlük satar. El emeğiyle, bedenen çalıştığı için, günlük yevmiyesi çıktığı için yeter. Marketler ciddi anlamda üstüne ciddi maliyetler koyarak bunu vatandaşın cebine yansıtıyor. Ben vatandaşımızdan şunu istiyorum: İşin kolayına kaçmasınlar. Artık her mahallede semt pazarlarımız var. Gezsinler, neresi ucuzsa oradan alsınlar. Pazar yerlerini tercih edelim. Marketlerde barkod sistemi var. Sizdeki gramı, vergisi, stopajı her şeyi alıyorlar. Vatandaşın bilinçli olmasını istiyorum. Pazara gelsinler, her şey taze" diye konuştu. "Üreticinin desteklenmesi gerekiyor" Artan maliyetler nedeniyle üreticilerin azalması hakkında konuşan Karaca, "Üreticinin desteklenmesi gerekiyor. Maliyetler artıyor. Patates ve soğan bu sene para etmedi. Adana’da, Reyhanlı’da, Ödemiş’te patateslerimizden, soğanlarımızdan üreticilerimiz zarar etti. İhracat olmadı. Burada üreticilerin ayakta durması lazım ki, bir dahaki sene ürünü ekmesi için kâr etmesi lazım. Üründe rekolte düşük olduğu zamanda pahalı olur. Bu da vatandaşa zarar verir. Bu konuda üreticilerin desteklenmesi gerekiyor. Bilinçli tarıma yönlendirilmesi gerekir. Özellikle bugün aracıların olmayıp, direkt üreticiden, tüketiciye getirildiği yerler pazar yerleridir. Ama marketlere bakıyorsunuz, halden alıyor, aracıdan alıyor. Burada o yok. Burada da üreticiyi en iyi koruyan kişiler pazarcı esnafıdır. Çünkü biz ürünü aldığımız zaman üreticiden nakit ödeme yapıyoruz. Marketler aldığı zaman vadeli çekler veriliyor. Bu konuda da hükümetimizin bir çalışması var. Bunun önüne geçmeye çalışıyorlar. Üreticiyi tutmamız lazım, destek vermemiz lazım" şeklinde konuştu.

TZOB Başkanı: "Çocuklarımız süt ürünlerini yeterince tüketemiyor" Haber

TZOB Başkanı: "Çocuklarımız süt ürünlerini yeterince tüketemiyor"

Mayıs ayında üretici ile market arasındaki fiyat değişimlerini, aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimleri, hasadı başlayan hububatta yaşanan son gelişmeleri ve 1 Haziran Dünya Süt Günü dolayısıyla süt sektörüne yönelik beklentileri değerlendirdi. "Kuru incirdeki fiyat farkını yüzde 284,6 ile limon takip etti" Mayıs ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 293,9 ile kuru incirde görüldüğünü belirten Bayraktar, “Kuru incirdeki fiyat farkını yüzde 284,6 ile limon, yüzde 247,3 ile salatalık, yüzde 233 buçuk ile elma, yüzde 213,2 ile kuru soğan takip etti. Kuru incir 3,9 kat, limon 3,8 kat, salatalık 3,5 kat, elma 3,3 kat, kuru soğan 3,1 kat fazlaya satıldı. Üreticide 115 lira olan kuru incir markette 452 lira 99 kuruşa, 7 buçuk lira olan limon markette 28 lira 84 kuruşa, 7 buçuk lira olan salatalık 26 lira 5 kuruşa, 10 lira 70 kuruş olan elma 35 lira 69 kuruşa ve 6 lira 25 kuruş olan kuru soğan 19 lira 58 kuruşa satıldı” ifadesini kullandı. Bayraktar, Mayıs ayında fiyatı en fazla artan ürünün markette havuç, üreticide patlıcan olduğunu belirtirken fiyatı en fazla düşen ürünün hem markette hem de üreticide kuru soğan olduğunu söyledi. "Mayıs’ta markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 34,7 ile havuç oldu" Market fiyatlarını değerlendiren Bayraktar, 35 ürünün 22’sinde fiyat artışı, 12’sinde fiyat azalışı ve 1 üründe ise fiyat değişiminin olmadığını belirterek, şunları kaydetti: “Mayıs ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 34,7 ile havuç oldu. Havuçtaki fiyat artışını yüzde 16,6 ile limon, yüzde 16,3 ile patlıcan, yüzde 15 ile yumurta ve yüzde 13 ile Antep fıstığı takip etti. Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 21,6 ile kuru soğan oldu. Kuru soğandaki fiyat düşüşünü yüzde 15,5 ile tavuk eti, yüzde 12,7 ile sivri biber, yüzde 9,7 ile domates ve yüzde 9,2 ile yeşil soğan izledi.” "Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 34,2 ile kuru soğanda görüldü" Üreticideki fiyatları da değerlendiren Bayraktar, Mayıs ayında 27 ürünün 3’ünde fiyat artışı olduğunu, 13 ürünün fiyatında düşüş görüldüğünü ve 11 üründe ise fiyat değişiminin olmadığını dile getirerek, “Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 34,2 ile kuru soğanda görüldü. Kuru soğandaki fiyat düşüşünü yüzde 31 ile salatalık, yüzde 23 ile elma, yüzde 22,2 ile kuru kayısı, yüzde 21 ile kabak ve yüzde 19,9 ile domates izledi. Üreticide en çok fiyat artışı yüzde 41 buçuk ile patlıcanda görüldü. Patlıcandaki fiyat artışını yüzde 25 ile patates ve yüzde 19,1 ile yumurta izledi” ifadelerini kullandı. Üreticideki fiyat değişimlerini de değerlendiren Bayraktar, şu ifadelere yer verdi: “Kuru soğanda erkenci çeşidin hasadı Nisan ayı itibarıyla başladı. Mevsim normalleri üzerinde gerçekleşen hava sıcaklıkları ile normal çeşitlerde de olgunlaşma erken oldu. Erkenci çeşidin depolanamaması ile arzda yaşanan artışla kuru soğan fiyatı geçen yılın altına düşerek 6 lira 25 kuruşa geriledi. Salatalık, kabak, domates ve yeşil soğandaki fiyat düşüşü tarla üretimine geçilmesinden dolayı arzda yaşanan artıştan kaynaklandı. Talepte yaşanan azalmadan dolayı elma ve kuru kayısı fiyatlarında düşüş yaşandı. Patlıcandaki fiyat artışı seradan tarlaya geçiş dönemi olması sebebiyle yaşanan arz düşüklüğünden kaynaklandı. Patates fiyatlarındaki artış, aşırı yağışlardan dolayı hasadın yoğun yapılamaması nedeniyle düşen arzdan kaynaklandı. Yumurtada yaşanan fiyat artışı arz ve talepteki değişimden kaynaklandı.” Mayıs ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimleri değerlendiren Bayraktar, şöyle konuştu: “Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Mayıs ayında, Nisan ayına göre 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 0,1 oranında artarken ÜRE gübresi yüzde 5, DAP gübresi yüzde 1,1, amonyum sülfat gübresi yüzde 0,9 ve amonyum nitrat gübresi yüzde 0,7 oranında düştü. Geçen yılın Mayıs ayına göre son bir yılda amonyum sülfat gübresi yüzde 56,4, ÜRE gübresi yüzde 35,6, amonyum nitrat gübresi yüzde 32,2, DAP gübresi yüzde 30,1 ve 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 29,4 oranında arttı. Mayıs ayında Nisan ayına göre besi yemi yüzde 1,7, süt yemi yüzde 1 buçuk, son bir yılda besi yemi yüzde 43,8, süt yemi ise yüzde 45,9 oranında arttı. Elektrik fiyatları yıllık olarak yüzde 19,8 oranında artarken tarım ilacı fiyatları yüzde 66,6 oranında arttı. Mazot fiyatları aylık yüzde 1,7 oranında düşmesine rağmen yıllık bazda yüzde 109 oranında artarak geçtiğimiz aylarda olduğu gibi yıllık bazda fiyatı en fazla artan tarımsal girdi oldu.” Hububat üretiminde yüzde 5,4 oranında azalma beklendiğini kaydeden Bayraktar, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 1. tahmin verilerine göre, bitkisel üretimin geçen yıla göre, yüzde 0,8 oranında artarak bu yıl 138 milyon tona yükselmesi bekleniyor. Veriler hububatta toplam üretimin geçen yıla göre yüzde 5,4 oranında azalacağını gösteriyor. Hububat içerisinde üretimin, arpada yüzde 8,7, mısırda yüzde 5,6, buğdayda yüzde 4 buçuk oranında gerileyeceği tahmin ediliyor. Son 10 yılda buğday ekim alanlarının yüzde 13,7 oranında azaldığı görülüyor. Bu azalma, buğday üretiminden kaçış olduğunu gösteriyor. Buğday ekim alanları azalırken, arpada ekim alanları yüzde 20 buçuk, mısırda yüzde 45,1 meyve alanlarında yüzde 24,7 oranında artış görülüyor. Buğday ülkemiz insanının beslenmesinde önemli yer tutan stratejik ürünümüzdür. Ülkemizde buğday üretiminin azaldığı, ithal maliyetlerin arttığı yıllarda, halkın temel gıdası olan ekmek başta olmak üzere unlu mamullerde fiyatlar artıyor. Buğdayda ekim alanlarının artırılması, dünyada yaşanabilecek risklere karşı stokların korunması her zaman çok önemlidir.” "Çocuklarımız süt ürünlerini yeterince tüketemiyor" 1 Haziran Dünya Süt Günü’ne ilişkinde açıklamalarda bulunan Bayraktar, şöyle konuştu: “Ülkemiz dünya koyun sütü üretiminde 2’nci, keçi sütü üretiminde 6’ncı, inek sütü üretiminde 10’ncu sırada yer alıyor. Ülkemizde hayvansal üretim değerinin yarısından fazlasını süt sektörü karşılıyor. Çocuklarımız süt ve süt ürünlerini yeterince tüketemiyor, sağlıklı beslenemiyor. Bu ürünler özellikle yoksul aile çocuklarına ulaşamıyor. Okul sütü programlarıyla tüm çocukların gerek bedensel gerekse zihinsel gelişimi için çok önemlidir. İnsan sağlığı için çok önemli olan süt, hayvancılık sektörünün de en önemli lokomotif ürünüdür. İnsan beslenmesinde ve protein ihtiyacının karşılanmasında önemli bir yere sahip olan sütte, sektörün devam eden sorunlarına çözüm bulunmalıdır. Süt fiyatlarını baskılamak yerine, yem fiyatları kontrol altına alınmalı, küçük aile işletmelerimiz başta olmak üzere süt üreticilerimize makul fiyatlardan kaba ve kesif yem temini sağlanmalıdır. Üretimde yaşanan sorunların çözüme kavuşması ile uluslararası pazarlarda rekabetimizin önü açılacaktır. Hedefimiz, süt ve süt ürünlerinde üretimimizi artırarak, 200’e yakın peynir çeşidimiz başta olmak üzere eşsiz kalitedeki süt ürünlerimizi dünya tüketicisiyle buluşturmak olmalıdır.”

Ramazan’da kuru meyvelere ilgi arttı Haber

Ramazan’da kuru meyvelere ilgi arttı

Ramazan ayında vatandaşlar kuru meyvelere rağbet gösteriyor. "Rahmet, marifet ve cehennemden azat" ayı olan Ramazan’da vatandaşlar beslenmelerine dikkat ediyor. Susuzluğunu doğal ürünlerden elde ettikleri kompostolar ile gidermek isteyen vatandaşlar başta çekirdeksiz üzüm kurusu olmak üzere kayısı, incir ve erik kurularına oldukça fazla ilgi gösteriyor. Samsun’da yıllardır esnaflık yapan Recai Doğanay, Ramazan ayı ile birlikte komposto yapılan meyve kurularına olan ilginin arttığını ifade etti. “Komposto için en çok çekirdeksiz kuru üzüm tercih ediliyor” Vatandaşların en çok çekirdeksiz kuru üzümü tercih ettiğini belirten Recai Doğanay, “Ramazan ayında en çok komposto yapılıp, içilebilen ürünler satılıyor. Kayısı, erik, üzüm, incir ve dut kurusu gibi ürünler tercih ediliyor. Bunların dışında hurma satışları da oldukça iyi gidiyor. Fiyatlar biraz yüksek ama insanlar nefsini köreltecek kadar alıyor. Vatandaşlar komposto için en çok kuru üzüm ve kayısı kurusunu tercih ediyor. Uzmanlar bu kompostoların susuzluğu kesmede ve harareti gidermede etkili olduğunu söylüyor. Ayrıca içerisinde asit olmadığı için de bağırsaklar ve mideye de iyi geldiği ifade ediliyor. Kabızlık ve hazımsızlık yaşayan kişiler de bu meyve kurularını alıp komposto yapıyorlar. Bunların yanı sıra kızılcık, elma ve erik kurusuna da bu Ramazan’da rağbet var” dedi. “Yarım kilo kuru üzümden 5 litre komposto çıkıyor” Komposto yapılışını da tarif eden Doğanay, “Bir komposto yapmak için yarım kilo kuru üzümden 5 litre komposto çıkar. Üzümü soğuk sudan geçirdikten sonra tencerede üzerine bir karış su çıkana kadar su ilave ediyorsunuz. Kaynatma işleminden sonra yoğunluğunu suya verince soğumaya bırakıyorsunuz. Komposto yapacaklar daha çok çekirdeksiz kuru üzümü tercih ediyor" diye konuştu. Kuru meyvelerin fiyatı ise şöyle: Kompostoluk kuru üzümün kilosu 135-200 TL, erik kurusu 200-350 TL, kayısı kurusu da kalitesine göre 200-300 TL arasında. Hurma fiyatları ise 100 TL’den başlayıp 800 TL’ye kadar çıkıyor. En çok 300 TL’lik hurmalar tercih ediliyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.