TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Hububat

AGRONEWS - Hububat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hububat haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Güneydoğu'nun Hububat İhracatında 2,8 Milyar Dolar Artış Haber

Güneydoğu'nun Hububat İhracatında 2,8 Milyar Dolar Artış

GAZİANTEP (İHA) – Güneydoğu Anadolu Bölgesi, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektöründe büyük bir ihracat geliri elde etti. Bölgenin 10 aylık ihracat geliri 2,8 milyar dolara ulaşırken, bu alanda yapılan ihracat, sektördeki en yüksek rakamı oluşturdu. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yaklaşık 1 milyon ton daha az temel gıda ihracatı gerçekleştirilmiş olsa da, ortalama ihracat birim fiyatlarındaki artış sayesinde gelirdeki düşüş yalnızca yüzde 7,5 seviyesinde kaldı. Ekim ayında bölgeden yapılan ihracatta 76,7 bin ton makarna, 31,4 bin ton ayçiçek yağı, 13 bin ton tatlı bisküvi, gofret ve çikolata gibi ürünler öne çıktı. Bölge, Ekim ayında toplam hububat ihracatından 291 milyon dolar kazanç elde etti. DUBAİ ÇİKOLATASI İYİ BİR ÖRNEK Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu, miktar bazında yaşanan azalışta buğday unu ihracatındaki düşüşün etkili olduğunu belirtti. Ancak, bölgenin ortalama ihracat birim fiyatlarının yüzde 19’a yakın bir artış gösterdiği vurgulandı. Kadooğlu, 10 aylık dönemde tatlı bisküvi ve gofret ile çikolata ve kakao içeren ürünlerin toplam ihracat geliri olarak 430 milyon dolara ulaşıldığını açıkladı. Bu ürünlerin ortalama ihracat birim fiyatlarının 3,5 ila 4 dolar arasında değiştiği ve her yıl daha fazla gelir elde edildiği ifade edildi.  Kadooğlu, Gaziantep’in çikolata ve fıstık mamulleri üretiminde güçlü bir rekabete sahip olduğunu belirterek, bölgenin yeni pazarlama stratejileriyle daha fazla tanıtılması gerektiğini dile getirdi. Son dönemdeki Dubai Çikolatası fenomeninin tüm işletmeler için iyi bir örnek olduğunu söyleyen Kadooğlu, Gaziantep’in bu yükselişe yön verme potansiyeline sahip olduğunu belirtti. TARIMDA KURAKLIK VE YENİ TEŞVİK BEKLENTİSİ Bu yıl yağışların azaldığını ve hububat ekimlerinde aksaklıklar yaşandığını belirten Kadooğlu, özellikle Ekim ayında Güneydoğu’daki yağışların geçen yılın yüzde 80 altında olduğunu vurguladı. Kuraklık, üreticilerin tarımsal verimlilik konusunda endişelerini artırmış durumda. Kadooğlu, çiftçilerin su tasarrufu sağlayan modern sistemlere yatırım yapabilmesi için yeni teşvik ve krediler beklediğini ifade etti. Kadooğlu, "Bu yıl 35. yaşını kutlayan GAP projesi, bölgemizdeki tarım arazilerinin suya kavuşması konusunda bugüne kadar büyük katkılarda bulundu. Devletimiz bölgedeki illerinin kalkınması için çok değerli projeler geliştirdi. Küresel iklim değişikliğine bağlı sorunların çözümünde çiftçiye yönelik yeni destekler, bugüne kadar yapılan yatırımların verimliliğine de katkı sağlayacaktır" dedi.

TZOB Başkanı Bayraktar'dan Kuraklık Uyarısı Haber

TZOB Başkanı Bayraktar'dan Kuraklık Uyarısı

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2023 yazında yağışların normal seviyelerin çok altında kaldığını belirterek, bu durumun hububat ekimlerini ciddi şekilde etkilediğini açıkladı. Bayraktar, ekim dönemi için gerekli yağışların sağlanamaması ve kuraklık nedeniyle birçok çiftçinin hububat ekimi yapamadığını ifade etti. YAĞIŞLAR NORMALİN ÇOK ALTINDA Bayraktar, 2023 yılının ekim ayında yağışların normale göre yüzde 26 oranında azaldığını belirterek, bu durumun buğday ve arpada ekim dönemi süresinin uzamasına neden olduğunu vurguladı. Çiftçilerin, mevsimsel zorluklarla başa çıkabilmek için ekim tarihlerini 20 gün ile 1 ay arasında ertelemek zorunda kaldığını söyledi. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TARIMI DERİNDEN ETKİLİYOR İklim değişikliğinin tarıma etkilerini değerlendiren Bayraktar, "İklim değişikliği, yağış rejiminde değişikliğe, doğal afetlere, sıcaklık artışına ve kuraklığa neden oluyor. Dolayısıyla iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini en fazla tarım sektörü hissediyor" dedi. Bu değişikliklerin, özellikle su kaynakları üzerindeki etkisinin büyük olduğunu belirterek, su sıkıntısının önümüzdeki yıllarda daha da artacağına dikkat çekti. SU KAYNAKLARININ SÜRDÜRÜLEBİLİR YÖNETİMİ KRİTİK   Bayraktar, ülkemizin su zengini olmadığını ve su stresi altında bir ülke konumunda olduğunu belirterek, su kaynaklarının etkin bir şekilde yönetilmesinin önemine vurgu yaptı. "Ülkemizde 98 milyar metreküp yerüstü, 14 milyar metreküp yeraltı suyu olmak üzere toplam 112 milyar metreküp kullanılabilir su miktarı bulunuyor. Bu miktarın 44 milyar metreküpü tarımda, 13 milyar metreküpü sanayi ve içme-kullanma olarak kullanılıyor. Yani kullandığımız suyun yüzde 77’si tarımda kullanılıyor" dedi. Ayrıca, sulama yatırımlarının tamamlanmaması ve sulama sistemlerinin verimsizliğine dikkat çekerek, sulama altyapısının iyileştirilmesi gerektiğini söyledi. MODERN SULAMA YÖNTEMLERİNE YATIRIM YAPILMALI Bayraktar, sulama yöntemlerinin modernize edilmesi gerektiğini ve çiftçilerin suyu daha verimli kullanabilmesi için eğitilmeleri gerektiğini ifade etti. Bunun yanı sıra, çiftçilerin modern sulama sistemlerine geçiş yapabilmeleri için teşvik ve kredi imkanlarının artırılması gerektiğini vurguladı.

Yumaklı: 61 Organize Tarım Bölgesi Kuruldu Haber

Yumaklı: 61 Organize Tarım Bölgesi Kuruldu

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 42 ilde 61 organize tarım bölgesi belirlendiğini ifade ederek, “Organize tarım bölgeleri, içinde bulunduğumuz üretim merkezi gibi hem üretimin yapıldığı, hem paketlemesinin ve benzeri ihtiyaçların yerine getirildiği, hem de pazara gönderildiği bir özellik taşıyacak” dedi. Karaman'da elma hasadına katılan Bakan Yumaklı, Türkiye'nin elma üretiminde dünyada ikinci, ihracatta ise yedinci sırada olduğunu belirtti. Tarımsal üretimin pazarlama ayağının çok daha önemli olduğunu ifade eden Yumaklı, şunları söyledi: "Bunun için de teknolojinin tüm unsurlarını uygulamanız gerekir. Buradaki üreticilerimiz, bu teknolojilerin geliştirilmesiyle ilgili çok ciddi bir mesafe katetmiş durumdalar. Sadece elmayı değil, onlar için üretilen teknolojiyi de ihraç eder durumdalar. Tarımsal üretimin planlaması olmak üzere sözleşmeli üretim, işlenmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması ve diğer birçok unsuru önümüzdeki dönemde hem üretimimizin artırılmasını hem de kendi ihtiyacımızın üzerindeki üretimin ihracata konu olmasıyla ilgili çalışmalarımıza devam edeceğiz." "600 milyon liralık idari para cezası kesildi" Yumaklı, bir gazetecinin nişasta bazlı şekerin sağlığa zararı nedeniyle şeker pancarının da planlı üretim modeline dahil edilip edilmeyeceği sorusuna şöyle yanıt verdi: "Tarımsal üretim planlamasına kendi kanunları olan ürünleri dahil etmedik. Çünkü onların ayrı bir dinamiği var ve o tarz bir yasal düzenleme bize çok vakit kaybettirecekti. Bu ürünlerin de münavebe başta olmak üzere uygulamalarımıza konu olduğunu söyleyebilirim. Arkadaşlarımız bunları mevcut planlama sürecine dahil edecekler. Fiili bir dahil olma bu. Bunun dışında, özellikle sadece nişasta bazlı şeker konusu değil, vatandaşımızın hijyen açısından, sağlık açısından ya da farklı sebeplerle aleyhine olacak her durumu engellemek adına bu denetimlerimiz devam edecek. Bununla ilgili denetimlerimiz oldu. Usulsüzlükler, uygunsuzluklar tespit edildi. Bunlara ilişkin de yaklaşık 600 milyon liralık bir idari para cezası kesildi bu firmalara. Vatandaşımızın güvenilir gıdaya ulaşması en doğal hakkıdır. Bu hakka ulaşmakla ilgili hiçbir engeli tanımıyoruz ve devlet olarak, bakanlık olarak bunların üzerine gitmeye devam edeceğiz." Hububat, baklagil, yağlı bitkiler ve yem bitkileri için düzenleme Yumaklı, 1 Eylül itibarıyla geçilen planlı üretim modeliyle, ihtiyaç duyulan ürünlerin üretilmesi ve pazar imkanı olanların ihracatının yapılmasıyla üretici ve tüketicinin uğraması muhtemel zararların önüne geçileceğini belirtti. Bu uygulama ile ülke kaynaklarının çok daha verimli kullanılacağını aktaran Yumaklı, şunları kaydetti: "Hububat, baklagil, yağlı bitkiler ve yem bitkileriyle alakalı 2028'e kadar üretimi ne kadar artıracağımıza dair hedeflerimizi yayınladık. Bunları su, toprak ve diğer kaynaklarımızı dikkate alarak belirledik. Planlı üretim 40 yıldır konuşulan önemli bir husus. Altyapı çalışmaları uzun yıllardır devam ediyordu. Son 3 yıldır çok yoğunlaşarak, gerek yasal düzenlemeleri, gerekse uygulamaların oturmasıyla alakalı süreç tamamlandı. Böylece bitkisel üretimde 1 Eylül'den itibaren bu söylediğim başlıklardaki ürün gruplarında üretim planlamasına geçtik. Ülkemiz ve üreticilerimiz için hayırlı olsun." "Şehirlerin çeperlerinde tarımsal üretimin yapılmasını destekliyoruz" Yumaklı, üretimin tüketimi karşılamadığı ya da büyük şehirlerin tarımsal üretimle ilgili ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik kent tarımı uygulamalarını gündeme getirdiklerini vurgulayarak şöyle devam etti: "Bununla ilgili şehirlerin çeperlerinde tarımsal üretimin yapılmasını destekliyoruz. Bunun dışında, özellikle jeotermal enerji, tarımsal üretimin en önemli girdilerinden birisidir. Bunun kullanıldığı organize tarım bölgeleri belirlendi. 42 ilde 61 organize tarım bölgesi belirlendi. Organize tarım bölgeleri, şu anda içinde bulunduğumuz üretim merkezi gibi hem üretimin yapıldığı, hem paketlemesinin ve benzeri ihtiyaçların yerine getirildiği, hem de pazara gönderildiği bir özellik taşıyacak. Yani burada üretiyorsanız, 100 kilometre ötede bir yere paketlemeye göndermiyorsunuz. Üretimin buralarda yapılması, burada olduğu gibi hem teknolojinin hem de iyi tarım uygulamalarının en üst seviyede gerçekleştirildiği yerler olacak. Bunlardan 6'sında üretim başladı. 7'sinde de yatırım çalışmaları devam ediyor. Bizim amacımız çok hızlı bir şekilde bu 61 organize tarım bölgesini üretime kazandırmış olmak." Bakan Yumaklı daha sonra, Ayrancı ilçesine bağlı Divle köyüne giderek, yöreye özgü Divle obruk peynirinin yapıldığı mağarayı dolaştı. Yumaklı, son olarak Karaman Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan hububat tohumu eleme tesisinin açılışını gerçekleştirdi. Tohumda dışa bağlılık söyleminin gerçeği yansıtmadığını belirten Yumaklı, şöyle konuştu: "Ülkemizde kullanılan her 100 kilogram ürünün 97 kilogramı bu ülkenin topraklarında üretiliyor. Tohum firmalarımız, dünyanın 117 ülkesine de ihracat yapıyor. Burada diğer önemli husus, bakanlığımızın farklı desteklerle üretimin farklı kesimlerini desteklemesi. Tohum sektörü de bunlardan bir tanesi. Özellikle Avrupa Birliği fonları, kırsal kalkınma destekleri, bakanlığımızın doğrudan ya da dolaylı diğer destekleri, bunları cesaretlendirici ve üretimi artırmaya dönük faaliyetlerimizin karşılanmasında önemli bir nokta. Karaman Organize Sanayi Bölgesi'ne girdiğimizde, hemen hemen çoğunda bakanlığımızın kırsal kalkınma desteklerinin yer aldığını gördüm. Demek ki sadece üretmek değil, aynı zamanda üretmiş olduğumuz tarım ürünlerini katma değerli bir hale getirmek bu yolla mümkün. Tohumculukta dünyanın önde gelen ülkelerindeniz. Bu konuda otorite olmakla alakalı çok ciddi mesafe katetmiş durumdayız. Sonraki dönemde bu ve benzeri tesislerle bu pozisyonumuzu daha da güçlendireceğiz ve ülkemizin ekonomisine, tarımsal üretimine katkıda bulunmaya hep birlikte el ele, omuz omuza devam edeceğiz."

Geçtiğimiz yıl rekor kıran TMO’da hububat alımları devam ediyor Haber

Geçtiğimiz yıl rekor kıran TMO’da hububat alımları devam ediyor

Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından hasat sezonunun açılmasıyla başlatılan hububat alımları devam ederken, düşük fiyat veren tüccarlar yerine mahsulünü ofise satan çiftçi memnuniyetini dile getiriyor. Geçtiğimiz yıl Cumhuriyet tarihinin alım rekorunu kırarak yurt genelinde 13 milyon ton hububat alımı gerçekleştiren Toprak Mahsulleri Ofisi’nde (TMO) alım kampanyası devam ediyor. Çiftçiler için en uygun lokasyonlarda belirlenen alım noktalarında randevu sistemi ile devam eden hububat alımları, çiftçinin de yüzünü güldürüyor. Eskişehir’de TMO depoları ve lisanslı depolarla birlikte Tepebaşı, Odunpazarı, İnönü, Alpu, Mahmudiye, Çifteler, Seyitgazi, Mihalıççık, Sivrihisar, Günyüzü ilçelerinde toplam 16 farklı noktada başlatılan hububat alımları da tüm hızıyla devam ediyor. Sezon başından beri aralıksız devam eden alım kampanyası, çiftçileri düşük fiyat vererek mahsul toplamaya çalışan tüccarlardan da koruyor. Tüccarlar tarafından 7 bin ile 8 bin TL aralığında verilen ton fiyatı, TMO’da sezon başında 9 bin 250 lira olarak belirlendi. Sezon başından kimliği belirsiz kişilerce çıkartılan ‘TMO depoları dolu olduğu için alım yapmayacak’ söylentisinin aksine aralıksız olarak devam eden alımların, çiftçilerin satış talebi olduğu sürece açık olacağı belirtilirken, teslim edilen hububatların ödemelerinin de 20 ile 25 gün içinde yapılması çiftçinin memnuniyetini arttırıyor. “Ofis olmasa perişan durumdaydık” TMO’ya getirdiği mahsulünü 9 bin 250 TL’den sattığını fakat aynı mahsule 1 gün öncesi tüccarlar tarafından 8 bin TL fiyat verildiğini belirten 75 yaşındaki çiftçi Hüseyin Çoban, “Toprak Mahsulleri Ofisi’ne buğday getirdim. Ofise 9 bin 250 liraya verdiğim buğdayı dün tüccara götürdüm 8 bin lira verdiler. Benim bin 250 lira kârım var, ofis olmasa perişan durumdaydık. Kaliteli buğday olduğu halde tüccar 8 bin lira verdi. Ben 9 bin 250 liraya verdim. Çok memnunum, ofis olmasa perişandık. Ben 75 yaşındayım, Toprak Mahsulleri Ofisi olmasa ben çiftçiliği bırakırım” dedi. “Bizi burada tüccara teslim etmiyorlar” Seyitgazi İlçesi’nde üretici olan ve TMO tarafında açılan alım noktasına 160 ton hububat satışı yapan 45 yaşındaki çiftçi Mutlu Er ise şu ifadeleri kullandı: “Mahsullerimiz güzel ama bu sene don olayı oldu. Ondan kaynaklı olarak verimlerde biraz düşüklük oldu. Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü ve il müdürlüğü burada geçici alım merkezi açtı. Son 3 yıldır da açılıyor. Bizi burada tüccara teslim etmiyorlar. İyi fiyatlarla malımızı teslim ediyoruz. Biz burada 2’nci sınıf malımızı 9 bin 250 liradan 3’üncü sınıf malımızı da 8 bin 750 liradan veriyoruz. Tüccarın alım fiyatları 7 bin ile 8 bin lira arasında. Arada farklılık var. Bundan dolayı tüm malımı Toprak Mahsulleri Ofisi’ne teslim ettim. En azından ton başına bin ile bin 500 lira kâr ediyoruz. Ben 160 ton mal teslim ettim. Bin lira var olsa 160 bin lira fark olur.” Yemlik mısır hasadı öncesi depolama programları hazırlandı Eskişehir’de yaklaşan yemlik mısır hasadı öncesi TMO tarafından depolama programının hazırlandığını belirten yetkililer, öncelikle lisanslı depolar üzerinden alım yapılacağını, lisanslı depoların dolması durumunda kiralanacak kapalı depolar vasıtasıyla üreticilerden TMO’ya gelecek tüm satış taleplerinin karşılanacağı belirtildi.

Diyarbakır'da sıcakta preslenen saman, Türkiye'nin birçok yerine gönderiliyor Haber

Diyarbakır'da sıcakta preslenen saman, Türkiye'nin birçok yerine gönderiliyor

Diyarbakır'da hasadı yapılan ve ihtiyaç fazlası olan samanlar, Türkiye'nin birçok iline aşırı sıcak altında preslenip gönderilirken, işveren ise günlük 2 bin 500 TL'ye çalışacak eleman bulamamaktan yakınıyor. Türkiye'nin önemli tarım ve hayvancılık merkezlerinden biri olan Diyarbakır'da, arpa ve buğday hasadının başlamasıyla hububat tarlalarında biçerdöverlerle yapılan samanlar birçok ildeki besicilere satılıyor. Sabahın erken saatlerinde işe koyulan samancılar, aşırı sıcaklar altında tonlarca samanı presleyip Türkiye'nin birçok noktasındaki besicilere ulaştırıyor. Gün içerisinde 45 dereceye çıkan hava sıcaklığına rağmen çalışan işçiler günlük 70 ton saman preslerken, işveren ise 2 bin 500 TL'ye çalışacak eleman bulamıyor. Saman işiyle uğraşan işveren Veysi Sevim, presledikleri samanları hayvan yemi olarak Türkiye'nin birçok bölgesine gönderdiklerini söyledi. Sevim, “Diyarbakır bölgesinde saman alım satım işini yapıyoruz. Burada samanları presleyip kamyon ve tırlara yüklüyoruz. Yaptığımız presli samanlar Türkiye'nin birçok noktasına hayvan yemi olarak gönderiliyor. Günde yaklaşık 70 ton saman presleyip şehir dışına gönderiyoruz. Bizim iş sezonu yaz ayı olduğu için çok zor oluyor. Hava sıcaklığı 45-50 dereceyi görüyor. Güneşin altında çalışırken toza da maruz kalıyoruz. Epey zorlanıyoruz. Bu yüzden de işçi bulamıyoruz. Günlük 2 bin 500 yevmiye vermemize rağmen bulamıyoruz” dedi. İşleri bitene kadar arazide 7/24 kaldıklarını ifade eden Sevim, “Bizim işimiz haziranın başında başlayıp, kasım ayının ortalarına kadar da çalışıyoruz. Tabi kasımdan sonra da çalışıyoruz. Ama yaz aylarındaki yoğunluk gibi değil. 2-3 günde bir çalışıyoruz. Dediğim gibi haziran-kasım ayları arasında yoğunluğumuz oluşuyor. Bir tıra ortalama 25 ton civarında saman yüklüyoruz. Kamyonlara da 17 ton diye değişiyor. Biz şu anda 5 kişi çalışıyoruz. Biz burada 24 saat arazide kalıyoruz. Banyo, yeme, içme uyuma gibi temel ihtiyaçlarımızı hepsini arazide karşılıyoruz” diye konuştu.

Hububatta üretim artışı 2024’te de devam edecek Haber

Hububatta üretim artışı 2024’te de devam edecek

Hububat sektörü temsilcileri 2024 yılına ilişkin öngörülerini paylaştı. Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan, bu yıl global ölçekte yaşanan mali krizler, iklim değişikliği, doğal afetler ve savaşlardan kaynaklı sıkıntıların gelecek yıl da sektör için risk oluşturduğunu söyledi. Dünyada nüfusa paralel buğday üretiminin de arttığına işaret eden Tezcan, yıllık küresel tahıl üretiminin 2 milyar tonu aştığını bildirdi. Tezcan, 10'ar yıllık periyotlarda yaklaşık 100'er bin ton artış yaşandığı bilgisini vererek, nüfus arttıkça üretim ve tüketimin de artış göstereceğini dile getirdi. "Hububat rekoltemiz bu yıl rekor kıracak" Buna karşın, son 3 yıldır üretimin tüketimin gerisinde kalmasının endişe uyandırdığına dikkati çeken Tezcan, "Dünyadaki üretici ülkeler üretimlerini artırıyor. Bu sezon ülkemizde hububat üretimi arttı. 2024 sezonunda da artış eğiliminin devam edeceğini beklemekteyiz" dedi. Türkiye'de un tüketiminin yıllık 13 milyon ton civarında devam ettiği bilgisini veren Tezcan, "Dünya un ihracatının yaklaşık yüzde 30'unu Türkiye gerçekleştiriyor. Sektör, ihracatı artırmakta zorlanıyor. Son 5 yıldır aşağı eğilimde devam eden ihracat, bu sezon tekrar 3 milyon tonun üzerine çıktı ve gelecek sezon için 4 milyon bandının zorlanmasını bekliyoruz" dedi. Ulusal Hububat Konseyi (UHK) Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Taşpınar da geçen üretim sezonunda yağışların rekolteye olumlu etkilerinin olduğunu söyledi. Taşpınar, "Rekoltenin buğdayda 21,8 milyon ton, arpada 9 milyon ton, mısırda 9 milyon ton, çeltikte 900 bin ton, yulafta 410 bin ton, çavdarda 300 bin ton ve tritikalede 335 bin ton civarında gerçekleşeceği, böylece toplam hububat rekoltemizin 41,7 milyon tonla bu yıl tarihi bir rekor kıracağı görülüyor. Yapılan düzenlemeler ve üreticilerin yönlendirilmesiyle gelecek yıl da üretimimizin artacağını düşünüyoruz" değerlendirmesinde bulundu. Bu sezon Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından alımı yapılan hububatta fiyatların üreticiyi memnun ettiğini dile getiren Taşpınar, TMO'nun sezonu iyi değerlendirdiğini, piyasaları düzenleme, stok ve dış ticaret dengesini başarılı yönettiğini anlattı. Taşpınar, hububat başta olmak üzere birçok üründeki rekolte artışının, nitelikli depolamanın önemini ortaya çıkardığına işaret ederek, lisanslı depoculukta yatırım kapasitesinin 22 milyon tona, fiili kapasitenin 10 milyon tonun üzerine çıkmasının önemli bir gelişme olduğunu vurguladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.