TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Iklim Değişikliği

AGRONEWS - Iklim Değişikliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Iklim Değişikliği haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Aşırı Sıcaklar Çukurovalı Çiftçileri Zor Durumda Bıraktı Haber

Aşırı Sıcaklar Çukurovalı Çiftçileri Zor Durumda Bıraktı

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, 2024 yılında Çukurova'da yaşanan aşırı sıcakların birçok ürüne zarar verdiğini ve rekolte kayıplarına yol açtığını belirtti. Doğan, çiftçilerin bu yıl maliyetleri karşılayamadığını ve ciddi ekonomik zorluklarla karşı karşıya kaldığını söyledi. Doğan, çiftçilerin borçlarının ertelenmesi ve daha fazla destek sağlanması gerektiğine dikkat çekerek, "2024 yılı Çukurovalı çiftçiler için adeta bir kabusa dönüştü. Aşırı sıcaklar, ürünleri yaktı ve verim kayıplarına neden oldu" dedi. Bu yıl çiftçilerin hiçbir üründen para kazanamadığını vurgulayan Doğan, üretim maliyetlerinin çok yüksek olduğunu ifade etti. Başkan Doğan, iklim değişikliği ile birlikte aşırı sıcaklıklar ve kuraklık gibi hava olaylarının tarımsal üretimi olumsuz etkilediğini belirterek, acil önlemler alınması gerektiğini dile getirdi: "Sıcaklıkların yükselmesiyle ürünler yandı, sulama suyu yetmedi ve verim ciddi anlamda düştü." "Tarım Sektörüne Daha Fazla Yatırım Yapılmalı" Tarımın Türkiye’nin gıda güvenliği açısından kritik önem taşıdığını vurgulayan Doğan, çiftçilerin borçlarının ertelenmesi gerektiğini belirtti: "Eğer bankalar çiftçilere borç erteleme gibi bir kolaylık sağlamazsa, birçok çiftçi iflas edecek ve bu da tarım sektöründe büyük bir çöküşe yol açacak." Doğan, tarım sektörüne yatırım yapılması ve çiftçilere yönelik desteklerin artırılması gerektiğini ifade ederek, çiftçilerin rahatlatılmasının tarımın sürdürülebilirliği için hayati önem taşıdığını söyledi.

Bal üreticileri son on yılın en verimsiz sezonunu yaşadı Haber

Bal üreticileri son on yılın en verimsiz sezonunu yaşadı

Doğu Karadeniz Bölgesindeki arıcılar bu sezon, son on yılın en verimsiz sezonunu yaşarken bunun nedeninin iklimsel koşullardan kaynaklandığı ifade ettiler. Dünyada son yıllarda görülen iklim değişiklikleri özellikle gıda sektörünü olumsuz yönde etkiliyor. İklim değişikliğinden Türkiye de nasibini alırken, özellikle son yıllarda üretilen bal oranında ciddi düşüşler yaşandığı gözleniyor. Trabzonlu arıcılar bu sezonki hasattan umduğunu bulamazken, bölgeye özgü kestane balında da önemli ölçüde düşüş yaşandığı, Türkiye genelinde ise yüzde 40 oranında bal kaybının yaşandığını ifade edildi. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Trabzon Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Yusuf Aksoy, son 10 yılın en verimsiz sezonunu yaşadıklarını belirterek “Bu yıl Karadeniz’de gerek kestane balı, gerek orman gülü balı gerekse yaylalardaki yayla ballarımız istediğimiz oranda olmadı. İklim şartlarının olumsuzluğundan dolayı sıkıntı yaşadık. Yağmurdan dolayı kestane balı olmadı. Yukarlarda dolu, yağmur daha sonra da kurak derken hasadımız çok zayıf. Arıcılar açısından son 10 yılın en zor senesi diyebiliriz. Türkiye geneline bakıldığında yüzde 40 oranında bal kaybı var. Ayrıca bal olmayan yılların akabinde arı ölümleri meydana geliyor” dedi. "Arılar ve kovanlar giderek azalıyor" Arıların giderek azaldığına dikkat çeken Aksoy, “Arılar giderek azalıyor. Mesela 3 yıl önce göreve geldiğimde Trabzon’da arıcıların 225 bin kovanı var idi. Önceki sene 181 bin, geçen sene ise 161 bin kovan tespit ettik. Dolayısıyla git gide arı ve kovan sayısında azalma söz konusu. Her önüne gelen arıcılık yapmaması lazım maalesef bunların olumsuz sonuçları oluyor. Bilgisizlikten dolayı hastalıkların yayılma ihtimali çok yüksek. Karadeniz’de bu sene pek kestane balı olmadı. Zaten kestane ağaçlarında oluşan bir gal arısı söz konusu şu an Orman Bölge Müdürlüğümüz bu konuda bir çalışma yapıyor ama yeterli değil. Zaman alacak bir mücadele ve mücadelede 10 yıldan bahsediyorlar. Dolayısıyla 10 yılda Karadeniz arıcısı olumsuz etkilenecek” diye konuştu. Bal üretimi bakımından dünyada 10. sırada olduklarını kaydeden Aksoy, “Dünyada bal üretiminde 10. sıradayız ancak arı sayısı bakımından dünyada 3. sıradayız. İhracatımızın bir bölümünde sıkıntı var giden ballarımız piyasadaki bazı firmaların ballar geri dönüyor bu da sektörümüze büyük darbe vuruyor. Sahte ballar, merdiven altı yapımlar, laboratuvarlarda yapılan ballar, arı görmeden yapılan ballar” ifadelerini kullandı. "Aracıdan değil arıcıdan alın" Vatandaşlara balı mutlaka arıcıdan almaları tavsiyesinde bulunan Aksoy, “Mutlaka balı arıcıdan alsınlar, aracıdan almasınlar. Özellikle birlik dolumu olan balları alsınlar çok dikkatli olmaları gerekiyor. Yaylalarda yol kenarlarında satılan ballar normalde bizim arıcılarımızın balı ama güneş ışığı altında olduğu için onlara da rağbet etmesinler. Mutlaka ışık görmeyen raflardan, kapalı alanlardan ballarını alsınlar. Balın hakiki olduğunu görerek anlayamayız ancak tahlille anlaşılır. Tatmayla anlamak söz konusu değil. Özellikle eski sistem makinelerde sahte balı ayırt etmede yanılma olabiliyor yeni sistem makineler devreye girerse yanılma riski olmayacak. Bizim arıcımız genellikle bin 500 rakımın üzerinde bal üretiyor. Dolayısıyla bu ballar çok değerli ballardır. Bilim adamları bunu böyle öngörüyorlar. Çünkü gübre görmemiş, tarımsal ilaçlama yok değerli ballardır. Kesinlikle gıda değil ilaçtır” şeklinde konuştu.

Soğan tarlada yandı Haber

Soğan tarlada yandı

Türkiye’nin soğan deposu olarak gösterilen Ankara’nın Polatlı ilçesinde mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar nedeniyle soğanlar tarlada yanarken rekolte de geçtiğimiz yıla göre yüzde 70’lik düşüş bekleniyor. Polatlı, soğan tarlaları ve depolarıyla Türkiye’nin önde gelen soğan üretim merkezleri arasında yer alıyor. 2021 yılında tescil edilen “Polatlı Soğan”ı Türkiye’nin soğan ihtiyacının da yüzde 36’sını karşılıyor. “İklimlerin değişmesinden soğanlar azaldı” İklim Değişikliğinin olumsuz etkilerinin en fazla hissedildiği Türkiye’de soğanı sıcaklıklar vurdu. Her yıl Ağustos ayında mahsul edilen soğanlar, bu yılın aynı ayında toplanamadan tarlada kaldı. Polatlı’nın Ilıca mahallesinde çiftçilik yapan Hayri Yürekli, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Bu sene havaların sıcak gitmesinden soğanlar olmadı. Soğanlar hastalık yaptı, suların azalmasından ve iklimlerin değişmesinden soğanlar azaldı” ifadesini kullandı. “Denizi de döksen soğanlar olmaz artık” Yürekli, “Soğanın bir kellesi en az yarım kilo olması gerekirken şu an 100 ila 200 gram. Bu çiftçinin maliyetini de kurtarmaz. Çok büyük zarar eder. Rekolte düşük, gördüğünüz yerde soğanlar hep yanmış. Denizi de döksen soğanlar olmaz artık. Yüzde 70 ila 80 böyle” diye konuştu. “Tarlada fiyat 6, pazarda 12 lira” Soğanın değerini ve olması gereken fiyatı da açıklayan Yürekli, “Tarlada fiyat 6 ila 7 lira. Pazar da şu an 10 ila 12 lira. Kışın ise 15 ila 20 lira olur. 10 ila 15 lira da olsa şimdi kurtarmaz. Maliyet yüksek verim az. Rekolte düşük. Çiftçi belki bunu da toplayamaz. Soğanın dönümü 6 ila 7 bin liraya mal oluyor. Maliyet zaten 8 ila 10 lira arası. O yüzden çiftçinin emeği bu sene boş” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin tahıl ambarında hasat erken başladı, rekolte yüksek Haber

Türkiye’nin tahıl ambarında hasat erken başladı, rekolte yüksek

Rekolte ve kalitenin yüksek olması, mahsulüne aylardır gözü gibi bakan çiftçilerin yüzünü güldürdü. Küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği, ülke genelinde hasat dönemini etkiledi. Sivas’ta Ağustos ayında başlayan hububat hasadı, havaların sıcak seyretmesi nedeniyle Temmuz ayı sonunda başladı. Türkiye’nin birçok iline giderek hasat yapan biçerdöverler, Sivas’ta tarlalara girdi. Önceki yıl yoğun yağışlar nedeniyle ürünlerinde kalite kaybı yaşayan çiftçiler, 2024 yılı hasat döneminden ümitli. Sivas merkeze bağlı Himmetfakı köyünde başlayan hasadı yerinde inceleyen Sivas Ziraat Odası Başkanı Hacı Çetindağ, çiftçilerin bilinçli üretim yaptığını söyledi. “Tüccarlar ürünün hakkını vermeli” Hasadın normal şartlarda Ağustos ayında başlaması gerektiğini söyleyen Başkan Hacı Çetindağ, “Sivas’ımızda hasat geçen yıllara sıcaklıkların aratmasından dolayı bu sene erken başladı. Şu anda hem kalite tüksek hem de verim yüksek bu yüzden çok memnunuz. Fiyatların düşük olmasından dolayı çiftçimiz biraz sıkıntı yaşandı. Cumhurbaşkanımızın bir sözü vardı ekilmeyecek yer bırakılmasın, biz kimseye muhtaç olmaya caz diye. Biz Sivas çiftçisi olarak bunu çok iyi başardığımızı biliyorum. Ekilmeyen bir arazimiz kalmadı her tarafı ektik. Sivas, ülkemizde en son hasat başlayan illerden birisi. Buğdaylarımız eskisi gibi değil, Toprak Mahsulleri Ofisimiz gece gündüz çalışıyor. Toprak Mahsulleri Ofisi bizim kara gün dostumuz, bunun yanında tüccarlarımızda olsun. Tüccarlarımız hemen fırsatını değerlendirip de düşük fiyata almasınlar. Çiftçimiz bu sıcağın anlıda 24 saat çalışarak ülkemizin dışarıya bağımlı kalmaması için elinden gelen her şeyi yapıyorlar. Biz Sivas çitçisi olarak devletimizin milletimizin her zaman yanındayız üretmeye devam edeceğiz. Bizim tek istediğimiz Devletimiz bizim çiftçimizin hakkını versin ve tüccarlarımızda bu işi fırsata çevirmeyerek daha çok taşın altına elini koyarak bu toprakları hep beraber ekelim, ülkemizin karnını doyuralım dışarıya da ihracat yapalım” dedi. “Bu yıl verim de kalite de yüksek” Önceki sene yaşanan kalite kaybının yağmur nedeniyle olduğunu söyleyen Hacı Çetindağ, “Hasat zamanına daha 15-20 gün varken bu sene erken başladı. İklim değişikliğinden dolayı geçen sene yağışların çok fazla olması, hastalıkların fazla olması hem verim kaybına neden oldu hem kaliteyi düşürdü. Bu yüzden dolayı da Toprak Mahsulleri Ofisi de buğday aldı ama yeteri kadar alamadı çiftçimiz bu yüzden dolayı büyük mağdur oldu. Bu sene hem kalite var hem verim yüksek ama tek sıkıntımız buğday fiyatlarını Cumhurbaşkanımız tarafından düşük açıklanması. Bir ekmeğin 10 TL olduğu bir bardak çayın 20 TL olduğu bir ülkede bizim çiftimizin gerçek el emeğinin verilmesini istiyoruz. Biz yine de şikâyet etmeyeceğiz. Ekmeye, üretmeye devam edeceğiz. Hükümetimize devletimize güveniyoruz çiftçimizin emeğini verecek” ifadelerine yer verdi. "Bu yıl hasat yüzümüzü güldürdü" Tarlasında hasada başlayan çiftçi İsmail Doğruyol, “Hasat çok güzel, bakım istiyor her şey gibi bakım olmazsa da verim alınamıyor. Mevsim olarak güzel, rekolte güzel, protein oranı yüksek bu yıl hasat yüzümüzü güldürdü. Mazot, gübre pahalı girdiler çok fazla. Girdiler biraz daha düşük olsa bu hasat zamanı verim ile kendini dengeler” şeklinde konuştu.

“Buğdayın maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 arttı” Haber

“Buğdayın maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 arttı”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Kuru şartlarda üretimi yapılan buğdayın ortalama maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 oranında artarak kilogramı 10 lira 87 kuruş olarak tespit edildi” dedi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, buğday üretiminde hasat döneminin yaklaşmasını değerlendirdiği ve üreticilerin sorunlarını dile getirdiği bir basın açıklaması yaptı. “Ülkemizin hemen hemen her ilinde üretimi yapılan, tarımsal üretimin ve gıda sanayinin vazgeçilmez ham maddesi buğdayda hasada sayılı günler kaldı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da çiftçilerimiz artan maliyet karşısında ürettiği üründen hak ettiği geliri elde etmeyi bekliyor” diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Buğdayda kültürel işlemlerin yoğun olduğu Ekim-Mart döneminde mazot fiyatı ortalama 23 lira iken bu yıl aynı dönemde yüzde 76 artışla ortalama 40 liranın üzerine çıktı. Mazot fiyatı son bir yılda ise yüzde 105 oranında artış gösterdi. Taban gübresinin yoğun olarak kullanıldığı Ekim-Kasım-Aralık aylarında ise DAP gübresinin ortalama fiyatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16, 20.20.0 gübresinin fiyat ise yüzde 22 oranında artış gösterdi. Şubat ve Mart ayında kullanılan ÜRE gübresinin fiyatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 oranında arttı.” Ziraat odalarından aldıkları bilgiyi paylaşan Bayraktar, Türkiye genelinde geçen yıla göre arazi kira ücretlerinde yüzde 64, işçilik ücretlerinde ise yüzde 75’e varan oranlarda artış yaşandığını söyledi. “Buğdayın maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 arttı” Bu yıl iklim değişikliğinin etkisiyle kış uykusundan erken uyanan tarla farelerinin birçok ilde ekili hububat alanlarını istila ettiğini belirten Bayraktar, “Bu durum zirai ilaç maliyetini geçtiğimiz yıla göre yüzde 52 oranında artırdı. Çiftçilerimizin buğday tohumunu attığı günden hasada kadar yapacağı harcamalar dikkate alınarak yapılan maliyet hesabında, kuru şartlarda üretimi yapılan buğdayın ortalama maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 oranında artarak kilogramı 10 lira 87 kuruş olarak tespit edildi” diye konuştu. “Geçtiğimiz yıl Toprak Mahsulleri Ofisi üzerine düşen görevi yaparak çoğunluğu buğday olmak üzere 12 milyon tonun üzerinde hububat alımı gerçekleştirdi. Haliyle Toprak Mahsulleri Ofisi’nin depoları doldu. Son günlerde Toprak Mahsulleri Ofisi depolarının doluluğuna ve dünya buğday fiyatlarının düştüğüne yönelik açıklamalar çiftçilerimizi tedirgin ediyor. Bu doğrultuda Toprak Mahsulleri Ofisi’nin sorumluluğu geçmiş yıllara nazaran bu yıl daha da arttı” ifadelerini kullanan Bayraktar, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin çiftçileri rahatlatacak buğday fiyatını bir an önce açıklaması gerektiğini aktardı. Değişen iklim şartlarının tarımsal üretimi her geçen yıl zorlaştırdığına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: “Çiftçilerimiz her üretim döneminde önceden tahmin edemediği risklerle karşılaşıyor. Bu yıl üretim döneminin başladığı Ekim ayından itibaren toplam yağışlar ülke genelinde normalin üzerinde gerçekleşirken, artan sıcaklıklar farklı sorunları beraberinde getirdi. Bazı bölgelerde yağış ve beraberinde gerçekleşen aşırı sıcak hava artan nemle beraber buğdayda pas hastalığını artırırken, yine kış aylarının sıcak geçmesiyle artan fare popülasyonu çiftçilerimizi zora soktu.” Buğday üretiminin olduğu illeri sıralayan Bayraktar, “Buğday üretiminin yüzde 27,1’ini Afyonkarahisar, Çorum, Çankırı, Yozgat, Kırıkkale, Konya, Karaman, Samsun, Kastamonu, Karabük, Isparta, Uşak, Bilecik, Aydın ve Antalya oluşturuyor. 15 ilde yağışların yetersiz olması ve Nisan ayında 30 dereceyi geçen hava sıcaklıkları zarar riskini artırıyor. Bahar yağışlarının oldukça önemli olduğu buğdayda özellikle bu 15 ilde beklenen yağışların gerçekleşmemesi durumunda kuraklık bekleniyor” ifadelerini kullandı. “Tarımsal üretim tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de destekleniyor. Bu çerçevede buğday üreticisine de gübre mazot ve prim desteği başta olmak üzere destekleme ödemeleri yapılıyor. Ancak, ülkemizde destekler zamanında açıklanmıyor ve genel olarak çiftçilerimizin yoğun masraf yaptığı dönemde ödenmiyor” diyen Bayraktar, çiftçilerin buğday hasadından geçen yıl ki pirimi henüz alamadığını belirtti. 2022 yılında 19 milyon 750 bin ton buğday üretiminin 2023 yılında yüzde 11,4 artışla 22 milyon tona yükseldiğini hatırlatan Bayraktar, şu ifadelere yer verdi: “Bu üretim artışına rağmen ithalatımızda artış gösterdi. 2022 yılında 8 milyon 822 bin ton olan buğday ithalatımız üretimimizdeki artışın üzerinde yüzde 35 artışla yaklaşık 11 milyon 700 bin ton seviyesine yükseldi. Ülkemiz 2023 yılında yapmış olduğu buğday ithalatının yüzde 75’ini Rusya, yüzde 22’sini Ukrayna’dan gerçekleştirdi.” Türkiye’de artan nüfusa pareler olarak buğday talebinin de arttığını kaydeden Bayraktar, şöyle konuştu: “Buğdayda yurt içi ihtiyacımız dikkate alındığında buğday tüketimimiz 19,4 milyon ton seviyelerindedir. Dolayısıyla dünya genelinde ve ülkemizde buğday üretiminde azalma olduğunda ekmek fiyatları başta olmak üzere unlu mamuller fiyatlarındaki artış, tüm kesimleri etkiliyor. Buğday üretiminde sürdürülebilirliği sağlamak, ithalata olan bağımlılığı azaltmak gerekiyor. Bu nedenle üreticilerimizi her koşulda üretime teşvik etmek amacıyla gerekli tedbirler zamanında alınmalıdır.”

Türkiye, meyve üretiminde dünyada 4’üncü sırada Haber

Türkiye, meyve üretiminde dünyada 4’üncü sırada

Türkiye yıllık 25 milyon tonluk üretimiyle dünyada dördüncü ülke konumunda yer aldı. Teknoloji platformu GeeksforGeeks’in Mart 2024 raporunda dünyanın en fazla meyve üreten ülkeleri listelendi. Türkiye yıllık 25 milyon ton üretimle dünyanın dördüncü büyük meyve üreticisi konumunda yer aldı. Dünyanın en fazla meyve üreten ülkesi Çin oldu. Çin, yıllık 253,9 milyon ton üretimle zirvede bulunuyor. İkinci sırada yıllık 107,9 milyon ton üretimle Hindistan gelirken, yıllık 39,8 milyon ton üretimle Brezilya üçüncü sıraya yerleşti. Sıralamada Türkiye yıllık 25 milyon tonluk üretimiyle dördüncü ülke konumunda yer aldı. Raporda Türkiye’de Anadolu ve Ege kıyılarına yakın bölgelerde yetiştirilen kiraz, kayısı ve incir üretilen başlıca meyveler olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin çeşitli iklimi ve verimli toprakları, ülkede portakal ve diğer turunçgiller gibi çok çeşitli meyvelerin yetiştirilmesine yardımcı olmakta olup, Akdeniz iklimi olan Mersin ve Antalya’da yaygın olarak yetiştiriliyor. Diğer ülkelere bakıldığında, Meksika 23,7 milyon ton, Endonezya 23,6 milyon ton, Amerika Birleşik Devletleri 22,6 milyon ton, İspanya 19 milyon ton, İtalya 17,2 milyon ton, Filipinler 16,7 milyon ton üretimle ilk 10’a girdi. Rapora göre meyve üretimi büyük oranda yetiştirildiği bölgenin toprak tipi, iklimi ve sıcaklığına bağlı olarak değişiyor. Ayrıca, tarım teknolojisi ülkelerdeki meyve yetiştiriciliğinde önemli bir rol oynuyor. İlk 10’daki ülkeler verimli toprak, hava ve iklimin yanı sıra teknolojiyi de kullanarak narenciye, yemyeşil muz ve tatlı elma gibi çeşitli meyveler ürettiler. Çin’de en çok üretilen meyveler turunçgiller, üzüm, elma ve muzdan oluştu. Ülkenin geniş toprakları ve subtropikal iklimi, meyve çeşitlerinin üretimine öncülük ediyor Yangtze Nehri boyunca uzanan verimli topraklar Çin’de meyve yetiştiriciliğinde önemli rol oynuyor. Hindistan’da en çok yetiştirilen meyveler mango, muz, portakal ve üzüm olarak gerçekleşti. Özellikle Hindistan’da bulunan Alphanso ve Kesar iki tür mango, meyve pazarında küresel popülerliğe öncülük ediyor. Brezilya’da bulunan egzotik meyvelerden bazıları Acai, Kaju Elması, Mor meyve ve Passion meyveleri olurken bazı yaygın meyveler Guava, papaya ve muz olarak öne çıktı.

Bafra ovasında yazlık sebze fideleri toprakla buluşuyor Haber

Bafra ovasında yazlık sebze fideleri toprakla buluşuyor

Samsun’un Bafra Ovasında yazlık sebzelerin fidanları toprakla buluşmaya başladı. Bafra Ovasında yazlık sebze üreticiliği yapan çiftçiler yaza hazır olacak karpuz, kavun, domates ve biber fidanlarını toprakla buluşturuyor. Adaköy Mahallesi’nde karpuz, kavun, patlıcan ve biber ekimi yapan Mehmet Bilgiç, işçi yevmilerinin yüksek oluşu nedeniyle işçi bulamadıkları ve ekimleri eşi ve çocuklarıyla ile birlikte yapmak zorunda olduğunu söyledi. Bilgiç, “Sezona başladık. Havalar çok sıcak gidiyor. Bu yıl İlkim değişikliği yaşıyoruz. Hiç yağmur yağmadı. Karpuzları ektik, şu an kavunları ekiyoruz. Biber, patlıcan ekiyoruz. Bu yıl maliyetler çok yüksek. Bir karpuz fidesi 20- 25 lira civarında. Önceki yıllar gibi çok büyük ekim yapmıyoruz. Önceden bayağı arkalı ekim yapıyorduk, şimdi azalttık. Kendimiz ekebileceğimiz kadar. İşçi yevmiyesi çok pahalı, işçi bulamıyoruz. Bin lira yevmiye onu da bulamıyoruz dikime. Bu hayat pahalılığında üretmek çok zor. Bu yıl ekeceğiz önümüzde ki yıl daha çok ekmeyi düşünmüyoruz. Geçen yıl karpuz altın yılını yaşadı. Kavunda öyle, kapya da öyle. Bu yıl kapya ekiminde aşırı bir ekim var. Neden aşırı ekim var derseniz ?Kapya tohumları satılmazdı. Bu yıl kapya tohumu yok. Burada kapya biber satılıyor. Türkiye’nin her tarafına gidiyor. Geçen yıl çok güzeldi. Bu yılda güzel olur diye düşünüyoruz. Ovada çeltik ekimi fazlalaştı ve artık su sıkıntıları olmaya başladı. Sondajlarımızda sular şimdiden aşağı düşmeye başladı. Önümüzdeki yıl su sıkıntısı yaşayacağımızı tahmin ediyoruz. Kızılırmak’ın önüne set yapıyorlardı bu bizim sondajlarımızın suyu düşmüyordu. Şu anda set yok, suların önünü açtılar, serbest gidiyor. Kızılırmak Köprüsü gibi kalaycı köprüsüne de set olsa bizim kısımdaki sular yükselir. Sular şimdiden aşağı düştü. Bence önümüz yıl su sıkıntısı yaşayacağımızı tahmin ediyoruz” Şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.