TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ithalat

AGRONEWS - Ithalat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ithalat haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Almanya, Türkiye ile organik ürün ticaretini geliştirmek istiyor Haber

Almanya, Türkiye ile organik ürün ticaretini geliştirmek istiyor

Yüz yılı aşkın bir süredir devam eden Türk Alman ticari ilişkilerinin güçlendirilmesi ve yeni işbirliği fırsatlarının oluşturulması amacıyla Almanya Federal Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçiliği ve Ege İhracatçı Birlikleri ortaklığında Gıda Konulu Alman-Türk Ekonomi Günü etkinliği düzenlendi. Avrupa’da Türk gıdalarına büyük talep olduğunu dikkat çeken Almanya Federal Cumhuriyeti İzmir Başkonsolosu Ralf Schröer, “Türkiye tarım üretiminde güçlü bir Pazar. Özellikle, meyve ve sebzede. 2024 yılında sebzede yüzde 5.6, meyvede yüzde 3.4 büyüme bekleniyor. Organik ürünler AB pazarı için çok önemli. Türkiye ile ihracatımızda un, fındık, ayçiçek yağı öne çıkıyor. Ancak Ege Bölgesinde üretilen gıda ürünlerine yönelmek istiyoruz. AB’nin en büyük alıcısı Almanya, Türkiye ile organik ürünlerde ticareti geliştirmeye ilgi duyuyor. Sadece gıda üretimi değil, gıda işleme, lojistik alanlarında da tedarik zincirinin tüm aşamalarında işbirliğimizi geliştirmek istiyoruz. Türk gıda pazarı yeni fırsatlar sağlıyor. Glütensiz gıdalar ve şekersiz ürünlere Almanya’dan büyük talep var. Türkiye glütensiz gıdalar ve şekersiz ürünlerde önemli bir pazar. Almanya’da yeni bir uygulama başlatıldı. 250 metrekareden büyük olan işletmelere menülerinde glutensiz gıda sunma zorunluluğu getirildi. Bu Türkiye için bir fırsat olabilir.” dedi. Türkiye ile Almanya arasındaki dış ticaret hacmi 50 milyar dolar seviyesinde Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Birliğimiz 12 farklı sektör ve 7 bin 500‘ün üzerinde üyemizle 215 ülke ve bölgeye ihracat gerçekleştiren dinamik ve her geçen gün gelişen büyüyen bir birliktir. Türkiye, 2023 yılında yüzde 2,8 artışla 35 milyar dolarlık tarım ürünleri ihraç ederken, Ege İhracatçı Birlikleri yüzde 8,8 artışla 7,3 milyar dolarlık ihracatla Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 20’sini tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu oldu. Dünyanın tarım ambarı Ege Bölgesi olarak 2023 yılında da liderliğimizi koruduk. 2024 yılında da bu olumlu eğilim devam ediyor. Önümüzdeki süreçte yüksek teknoloji yatırımlar ve sürdürülebilirlik vizyonuyla Türkiye’de 10 milyar dolarlık tarım ihracatına ulaşacağımızı öngörüyoruz. Türkiye, 2023 yılında 255 milyar 800 milyon dolarlık ihracata imza atarken, Avrupa’nın ekonomik motoru Almanya’ya 21 milyar 79 milyon dolarlık ihracat yaptık.” dedi. Başkan Eskinazi, “Türkiye, 2023 yılında Almanya’dan 28,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Türkiye ile Almanya arasındaki dış ticaret hacmi 50 milyar dolar seviyesinde. Almanya’da gıda kalemlerinde ülkenin kendine yetme oranlarına baktığımızda; Almanya’da ihtiyaç duyulan meyvenin sadece ’ü, balık/deniz ürünlerinin %27’si, bitkisel yağların %28’i, sebzelerin %38’i Almanya’da üretilirken, şekerin 3’ü, patatesin 8’i, peynirin 6’sı Almanya’da üretiliyor. Almanya’ya yıllık 2 milyar dolarlık gıda ihracatımız var. Bu rakamın gerçek potansiyelimizi yansıttığını düşünmüyorum. İki ülke arasındaki potansiyelin daha fazla olduğunu biliyor ve adımlarımızı bu çerçevede atıyoruz. Almanya’nın Nürnberg şehrinde düzenlenen BioFach Fuarı’na çeyrek asırdır Türkiye Milli Katılım Organizasyonu gerçekleştiriyoruz.” Diye konuştu. Jak Eskinazi, “Almanya’ya 2023 yılında gıda ihracatımızda yaş meyve sebze sektöründe yüzde 43,2’lik, zeytin ve zeytinyağı sektöründe yüzde 24’lük, hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamullerinde yüzde 21’lik, su ürünleri ve hayvancılık mamullerinde yüzde 17’lik, kuru meyve ve mamullerinde yüzde 9’luk, meyve sebze mamullerinde yüzde 8’lik, fındık ve mamulleri yüzde 2’lik artış sağladık. 2024’ün ilk dört ayında ise Türkiye’nin Almanya ile ticaretinde gerileme yaşandı. Almanya’ya yüzde 5 azalışla 6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Gıda ihracatımız yüzde 10 artışla 748 milyon dolar oldu. Özellikle İzmir sektörel çeşitliliğin ve zenginliğin zirvede olduğu bir şehir. Kuru meyve, mamul, zeytin-zeytinyağı, su ürünleri, baharat, tütün, odundışı orman ürünlerinde, organik üretimde dünyada güçlü bir oyuncuyuz.” dedi. İzmir’de kurulan Ulusal Tohum Gen Bankası dünyadaki ilk gen bankalarından biri Başkan Eskinazi, “Türkiye’nin en önemli tohum bankası Ulusal Tohum Gen Bankası Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü bünyesinde 1964 yılında tarım kenti ve ihracat kenti İzmir’de kurulmuştur. Bu gen bankası dünyadaki ilk gen bankalarından biri olma niteliğini de taşıyor. Ulusal Tohum Gen Bankasında 3 bin 339 türe ait 55 binden fazla tohum örneği günümüz ve gelecekteki bitkisel araştırmaların kullanımına hazır bir şekilde kaybolmadan saklanmaktadır. Tarımda lider bir bölge olan İzmir’e her geçen sene Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na hizmet eden yeni yatırımlar yapılıyor. Paydaşı olduğumuz Avrupa ve Türkiye’nin en büyük modern sera ve tarımsal sanayi kümelenmesi Dikili Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi, aynı zamanda Bayındır’da kurulan Tarıma Dayalı İhtisas Çiçekçilik Organize Sanayi Bölgesi önemli bir potansiyeli ortaya çıkaracak.” Diye konuştu. Avrupa Birliği’nin en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında 7’inci sıradayız Eskinazi, “Bergama’da kurulan Tarıma Dayalı İhtisas Süt Organize Sanayi Bölgesi, tohum fide tıbbi aromatik bitkilerle ilgili Kınık’ta kurulan Bitkisel Üretim Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi bütün dünyada gıdayla ilgili endişelerin arttığı bu dönemde, ülkemiz için büyük bir avantajımız. Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’i Ege Bölgesi’nden gerçekleştiriliyor. Yıllık 3 milyon tona yakın organik ürün ithal eden Avrupa Birliği’nin en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında 7’inci sıradayız, hedefimiz bu listede ilk üçe girmek. Türk organik sektörü Avrupa Yeşil Mutabakatı hedeflerine uyum sağlamış bir sektör. Türkiye’nin organik sektöründe yaklaşık 35 yıllık bir deneyimi var. Bu yüzden Türk organik ihracatçıları olarak, Avrupa’nın bir numaralı tedarikçisi olmaya talibiz.” dedi. Biz organik tarıma Alman disipliniyle başladık Ege İhracatçı Birlikleri Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, “Organik tarım ihracatımızı her geçen gün artırıyoruz. En önemli konu gıda güvenliğinin sağlandığı ticaret zincirinin oluşturulmasıdır. Biz organik tarıma Alman disipliniyle başladık. Alman kontrol firmalarının disipliniyle başladık. Bizim Almanya ile işbirliğimizin başarılı olmasının temeli buradan geliyor. Almanya Tarım Bakanı Cem Özdemir, pandemi sonrasında Almanya ve Avrupa Birliği organik üretimi yüzde 30 artırma kararı aldığını net bir şekilde dünya kamuoyuna iletti. Bu karar ülkenin dinamiklerinin kökten değişmesidir. Bizim de önceliğimiz topraklarımızı koruyarak, sağlıklı gıda üretiminde sürdürülebilirliği sağlamak olacak.” dedi. Avrupa’nın ve dünyanın sağlıklı ürün tedarikçisi olmaktan gurur duyuyoruz Başkan Işık, “Organik tarım; sürdürülebilirliğin tarladan rafa kadar izlenebilirliğin ve gıda güvenliğinin sağlandığı tarım şeklidir. Ülkemizde bütün paydaşlarımızla çok önemli çalışmalar yürütüyoruz. Avrupa’nın ve dünyanın sağlıklı ürün tedarikçisi olmaktan gurur duyuyoruz. Bunu uluslararası sertifikalarla devam ettireceğiz. Sürdürülebilirlikte koordinatör birliğiz. Organik tarımın başlangıcı Ege Bölgesi ve İzmir’dir. Ege Bölgesi organiğin merkezidir. Türkiye’nin kapsamlı bir organik altyapısı var. Çiftçilere eğitimler veriyoruz. Kooperatifçilik için denetleme mekanizmaları oluşturulmalı. AB’de bağımsız yüzlerce danışmanlık firmaları var. Bizde bunu firmalar üstlenmiş durumda. Bunun organize edilmesi gerek. Kuru meyveler Dünya Sağlık Örgütü tarafından sağlıklı ürünler kategorisine alındı. EİB olarak biz Türkiye’de tarımın dinamiğiyiz, merkeziyiz. Organik tarım bizim için büyük bir adanmışlık, 35 yıllık geçmişimiz var.” diye konuştu. Yeni sistemde Organik Tarım Bilgi Sistemi üzerinden kontrol raporları girildikten sonra dijital sertifikalar basılacak Türkiye Tarım ve Orman Bakanlığı, Ekolojik Tarım Dairesi Başkanı Dr. Başak Egesel, “Türkiye’nin yurtdışında ilk ticaret odası Almanya’da kurulmuş. Almanya ile bağlarımız çok kuvvetli. Organik ürünler her geçen yıl daha önemseniyor. Ticaretimizde Almanya ilk sırada yer alıyor. Son dönemde dünyada gıda, iklim krizi, su, enerji konuları çok kıymetli hale geldi. Türkiye’de üretim planlaması yapıyoruz. Profesyonel şekilde tarımı yönetiyoruz. Organik tarım bizim için öncelikli. Avrupa Yeşil Mutabakatı sürecinde ülkemizin ciddi tedbirleri var. Tarım ve Orman Bakanlığımızın hedefi; planlı üretim, üretimin sürdürülebilirliği, verimlilikle birlikte kalitenin artırılması, diğer ülkelerin isteklerini göz önünde bulundurarak ülkemizdeki gıda arz güvenliğini sağlamak, boş tarım arazilerinin değerlendirilmesi, atık yönetimi. Yeni bir destekleme modeli geliştirdik. Kalkınma planları ve stratejik planlarımızın hepsi Avrupa Yeşil Mutabakatı süreci dikkate alınarak gerçekleştiriliyor. Organik tarımı kanun çerçevesinde yürütüyoruz. Bakanlığımızın uhdesinde, denetimler yapıyoruz. Yetkiyi verirken akreditasyon şartı var. Yüzde yüz kontrol zorunluluğu var. Yeni sistemde Organik Tarım Bilgi Sistemi üzerinden kontrol raporları girildikten sonra dijital sertifikalar basılacak ve tarım cebimde app uygulamasına sertifikalar gelecek. Karekodlarla ürünler yurtdışında nerede satılabiliyorsa görülecek ve izlenebilirlik tesis edilecek. Organik tarım üreticilerine hibe desteği sağlıyoruz. Almanya ile ticaretimizde ihracatta söz sahibi olduğumuz ürünler; kurutulmuş meyveler, fındık, üzüm, incir öne çıkıyor, diğer öne çıkan ürünler ise meyve suyu, buğday, soya hariç yağlı tohumlar.” dedi. Gümrük Birliğinin güncellenmesi gerekiyor Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TD-IHK) Genel Sekreteri Okan Özoğlu, “Almanya ve Türkiye’nin ticaretini artırması için Gümrük Birliğinin güncellenmesi gerekiyor. Lojistikteki sorunlar aşılmalı. Özellikle gümrüklerde bekleme süreleri ürünlerin raf ömrünü etkiliyor. Kimyasal kalıntılara dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan biri. Sahada kontrol kontrollü tarıma yönelinmesi için kooperatifleşme çok önemli. İtalya’daki toptancılar kooperatifleşerek, tarladan başlayan soğuk zincirde kontrollü olarak dünyaya ürünlerini satıyorlar. Türkiye olarak kooperatifleşmede daha güçlü bir altyapı oluşturmalıyız.” diye konuştu. Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası AHK İzmir Temsilcisi Deniz Eriten, Türkiye Almanya arasında karşılıklı ticaretin artırılması için networking çalışmaları yaptıklarını, sektörlerin öncülerini bir araya getirdiklerini söyledi.

Ege Bölgesinin ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 203 Haber

Ege Bölgesinin ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 203

Türkiye’de ihracatçı kimliğiyle öne çıkan Ege Bölgesi, 2023 yılında 42,6 milyar dolarlık ihracata imza atarken, ithalatı yüzde 2’lik düşüşle 20,9 milyar dolarda kaldı. Ege Bölgesinin ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 203 olarak gerçekleşti. İzmir, 23 milyar 793 milyon dolarlık ihracatla Ege Bölgesinin ihracatını sırtlanırken, İzmir’in ithalatı 12 milyar 928 milyon dolar olarak gerçekleşti. İzmir’in dış ticaret hacmi 36,7 milyar dolara ulaşırken, ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 184 olarak kayıtlara geçti. En çok ihracat yapan 8. il konumunda Manisa Türkiye genelinde en çok ihracat yapan 8. il konumundaki Manisa, 2023 yılında 7 milyar 747 milyon dolarlık ihracat yapma başarısı gösterdi. 3,5 milyar dolarlık ithalatı olan Manisa’nın dış ticareti 11 milyar dolara ulaşırken, ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 221’e ulaştı. Ev tekstilinin başkenti Denizli, dünyadaki resesyon nedeniyle 2023 yılında ihracat ve ithalatında yara alsa da 4 milyar 25 milyon dolarlık ihracat, 2 milyar 224 milyon dolarlık ithalat performansı ortaya koydu. Denizli’nin dış ticaret hacmi 6 milyar 250 milyon dolar olurken, Denizli her 100 dolarlık ithalatına karşılık 181 dolar ihracat yapma başarısı gösterdi. Balıkesir, 2 milyar 284 milyon dolarlık ihracat yaparken, ithalatı 725 milyon dolar oldu. Balıkesir’in dış ticaret hacmi 3 milyar doları aşarken, Balıkesir’in ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 305 oldu. İklimlendirme, madencilik, otomotiv yan sanayi ve tarım sektörlerinin ihracatını domine ettiği Aydın, 2023 yılını 1 milyar 661 milyon dolarlık ihracat tutarıyla geride bırakırken, aynı yıl 638 milyon dolar ithalat yaptı. Türkiye genelinde su ürünleri sektöründe ihracat şampiyonu olan Muğla, cumhuriyetin 100. yılında 1 milyar 189 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı. İthalatı 465 milyon dolar olan Muğla’nın ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 256 oldu. Afyonkarahisar Ege Bölgesi illeri arasında rekortmen oldu 2023 yılında 150 milyon dolar ithalat yapan; porselen, seramik ihracatının başkenti Kütahya’nın ihracatı 855 milyon dolar olarak kaydedildi. Doğal taşın başkenti Afyonkarahisar, 631 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırırken, ithalatı 107,5 milyon dolarda kaldı. Afyon’un ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 590’a ulaştı ve Ege Bölgesi illeri arasında rekortmen oldu. Tekstil, halı ve hayvansal mamuller sektöründe ihracatta güçlü bir oyuncu olan Uşak, 2023 yılında 431 milyon dolarlık ihracat yaparken, ithalatı 239 milyon dolar, ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 180 olarak gerçekleşti. Ege Bölgesinin ihracatı 3 milyar 305 milyon dolara ulaştı. Ege Bölgesinin ocak ihracatı 3,3 milyar dolar, Ticaret Bakanlığı faaliyet illerine göre 2024 yılı ocak ayı ihracat rakamlarını paylaştı. Buna göre Ege Bölgesinin ihracatı yüzde 2’lik artışla 3 milyar 240 milyon dolardan 3 milyar 305 milyon dolara ulaştı. İzmir, Manisa, Balıkesir, Aydın, Muğla, Kütahya ve Uşak 2023 yılı ocak ayına göre ihracatlarını artırırken, Denizli ve Afyonkarahisar 2023 yılı ocak ayı performanslarının gerisinde kaldı. İzmir Ege Bölgesi ihracatının yüzde 56’sına imza attı İzmir, 1 milyar 850 milyon dolarlık ihracatla Ege Bölgesi ihracatının yüzde 56’lık dilimini tek başına gerçekleştirdi. Manisa 542 milyon dolarlık ihracata imza atarken Ege Bölgesi’nin ihracatının yüzde 16,4’lük dilimini temsil etti. Denizli, Ege Bölgesi ihracatından yüzde 9,5 pay alırken, ihracat geliri 314,5 milyon dolar oldu. Balıkesir, yüzde 16’lık ihracat artış hızıyla Ege Bölgesi’nde ihracat artış rekortmeni olurken ihracat tutarı 202 milyon doları aştı. Aydın’ın ihracatı 135,4 milyon dolar olarak kayda alınırken, Muğla’nın ihracatı yüzde 6’lık artışla 107,7 milyon dolar oldu. Kütahya ihracatını yüzde 8’lik artışla 65,5 milyon dolardan 70,5 milyon dolara taşıdı. Afyonkarahisar’ın ihracatı yüzde 10’luk kayıpla 48 milyon dolardan 43 milyon dolara gerilerken, Uşak’ın ihracatı 39,5 milyon dolar olarak gerçekleşti. Eskinazi: “Ege Bölgesi ihracatçı kimliğini sürdürüyor” 2023 yılında Ege Bölgesinden yapılan 42,6 milyar dolarlık ihracatı büyük başarı olarak tanımlayan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, ihracat için uygun bir iklim olması halinde Ege Bölgesinin ihracatının çok rahatlıkla 50 milyar doları aşabileceğini dile getirdi. 2022 yılında Ege Bölgesinden yapılan ihracatın 44,5 milyar dolar olduğuna vurgu yapan Eskinazi, “Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek, 'İhracatın ana belirleyicisi yurt dışı talep olup kurun önemli bir etkisi yoktur' değerlendirmesinde bulunuyor; ancak emek-yoğun sektörlerimiz dünya genelindeki taleplere cevap veremez noktaya geldik. Türkiye gelir dağılımındaki eşitsizliği ortadan kaldırmak istiyorsa üretmek ve ihracatını artırmak zorunda. Bugün ülkemizde en varlıklı yüzde 20’lik dilim gelirin yüzde 50’sini alır hale geldi. Orta direk kalmıyor, nüfusumuzun büyük bölümü hızla fakirleşiyor. Fakirleşmeyi durdurmak için ihracatçı sayımızı, ihracat tutarımızı ve ortalama ihraç fiyatımızı artırmamız gerekiyor” diye konuştu. Ege Bölgesinin ihracatına projeleriyle yön verdiklerinin altını çizen Eskinazi, “2024 yılında sektörel TURQUALITY projeleri, URGE projeleri, fuarlar, sektöre ticaret heyetleri, alım heyetleriyle ihracatçılarımızı daha fazla ithalatçıyla buluşturmayı hedefliyoruz. Sürdürülebilirlik, inovasyon, tasarım, Ar-Ge, mesleki eğitim yoğunlaşacağımız diğer başlıklar olacak. Türkiye Orta Vadeli Programda 2026 yılı sonunda 302,2 milyar dolar ihracat hedefliyor. Ege Bölgesi olarak bu hedefe 52 milyar dolarlık katkı sağlamayı hedefliyoruz” diye görüşlerini noktaladı.

TGDF, 2023 yılı dış ticaret verilerini açıkladı Haber

TGDF, 2023 yılı dış ticaret verilerini açıkladı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Dış Ticaret Verileri temel alınarak hazırlanan Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Dijital Veri Paneli’ne göre geçen yıl tarım, gıda ve içecek sektörü önceki yıla göre yüzde 4,92 artışla 26,49 milyar dolar ihracat ve yüzde 3,46 artışla 21,13 milyar dolar ithalat yaptı. Geçen yıl Dış Ticaret Dengesi 5,36 milyar dolar fazla verdi. Özel Ticaret Sistemi (ÖTS) çerçevesinde yayınlanan Dış Ticaret Verileri’ne göre, geçen yıl ihracat önceki yıla kıyasla yüzde 4,92, ithalat ise yüzde 3,46 arttı. Aralık 2023 itibarıyla aylık temelde ise ihracat geçen yıl aynı dönemle karşılaştırıldığında yüzde 1,58 artışla 2,65 milyar dolar, ithalat ise geçen yıl aynı döneme kıyasla yüzde 20,2 azalarak 1,44 milyar dolar oldu. Aralık ayında sığır ithalatı yüzde 638,3, buğday ithalatı yüzde 4,5 artarken, ham ayçiçeği yağı yüzde 13,2 azaldı. Geçen yıl 1 milyar 163 milyon dolar tutarında sığır ithalatı yapıldı Türkiye 2023 yılında 1 milyar 163 milyon dolar tutarında sığır ithalatı yaptı. Geçen yıl aralık ayında sığır ithalatı yüzde 638 artışla 133,3 milyon dolar olurken, geçen yılın tamamında sığır ithalatının tutarı 1 milyar 163 milyon doları buldu. Aralık ayında sığır ithalatında en büyük pay 56,4 milyon dolarla Brezilya’ya ait olurken, bu ülkeyi 55,2 milyon dolarla Uruguay ve 7,8 milyon dolarla Almanya izledi. Geçen yıl sığır ithalatında ilk üç ülke 453,9 milyon dolar ile Brezilya, 246,8 milyon dolar ile Uruguay ve 99 milyon dolar ile Çekya olarak sıralandı. 2023 yılında Dış Ticaret Dengesi 5,36 milyar dolar fazla verdi Geçen yıl tarım, gıda ve içecek sektöründe Dış Ticaret Dengesi fazla verdi. Dış Ticaret Dengesi geçen yıl önceki yıla kıyasla yüzde 11,11 artışla 5,36 milyar dolar fazla verdi. Önceki yıl Dış Ticaret Dengesi 4,82 milyar dolar fazla vermişti. Geçen yıl aralık ayı itibarıyla aylık bazda ise Dış Ticaret Dengesi 1,21 milyar dolar fazla verdi. 2023 yılında birim ihracat değeri önceki yıla göre yüzde 7,56 düşüşle 1.117 dolar/ton oldu. İthalat birim değeri ise önceki yılla karşılaştırıldığında yüzde 6,49 azalarak 639 dolar/ton oldu. Dış ticarette öne çıkan ürünler 2023 yılında ihracatta öne çıkan ürünlerde ilk sırayı 1 milyar 465,1 milyon dolar ile un aldı. Bu ürünü 985,1 milyon dolar ile fındık içi ve 954,7 milyon dolar ile rafine ayçiçeği yağı izledi. Bu ürünler, geçen yıl itibarıyla toplam ihracatın yaklaşık yüzde 12,8’ini oluşturdu. Geçen yıl ithalatta ise en fazla ithal edilen ürün 3 milyar 402,4 milyon dolar ile buğday oldu. Buğdayı 1 milyar 679,3 milyon dolar ile soya fasulyesi ve 1 milyar 303,9 milyon dolar ile ham ayçiçeği yağı takip etti. Bu 3 ürün, geçen yıl itibarıyla toplam ithalatın yüzde 29,9’unu oluşturdu. Aralık 2023 itibarıyla ihracat ve ithalatta durum Aylık temelde değerlendirildiğinde, geçen yıl aralık ayında ihracatta öne çıkan ürünlerde ilk sırayı 160,3 milyon dolar ile mandalina alırken, bu ürünü 146 milyon dolar ile fındık içi ve 109,9 milyon dolar ile buğday unu izledi. Aynı ayda en fazla ithal edilen ürünler ise 216,2 milyon dolar ile buğday, 133,3 milyon dolar ile sığır ve 73,2 milyon dolar ile ham ayçiçeği yağı olarak sıralandı. Geçen yıl ithalatta Rusya ve Ukrayna ilk sırada yer aldı Geçen yıl yapılan ithalatta ilk sırayı 3 milyar 402,4 milyon dolar ile buğday aldı. Rusya ve Ukrayna, buğdayın en fazla ithal edildiği ilk iki ülke oldu. 2023 yılında, Rusya’dan 2 milyar 596 milyon dolar, Ukrayna’dan 750,5 milyon dolar ve Moldova’dan 32,8 milyon dolar tutarında buğday ithalatı yapıldı. Rusya ve Ukrayna’nın toplam buğday ithalatındaki payı yaklaşık yüzde 98,3 oldu. Aylık temelde bakıldığında ise geçen yıl aralık ayındaki 216,2 milyon dolarlık buğday ithalatının 186,3 milyon dolarlık kısmı Rusya’dan yapıldı. Rusya’nın ardından Ukrayna’dan 25,1 milyon dolar ve Moldova’dan 3,7 milyon dolar buğday ithalatı yapıldı. Geçen yıl buğdaydan sonra 1 milyar 679,3 milyon dolar tutarında soya fasulyesi ve 1 milyar 303,9 milyon dolar tutarında ham ayçiçeği yağı ithal edildi. Soya fasulyesi ithalinde ilk sırayı 968,6 milyon dolar ile Brezilya alırken, bu ülkeyi Ukrayna (567,7 milyon dolar) ve ABD (116,3 milyon dolar) takip etti. Ayçiçeği yağı ithalatında ise sıralama 851,9 milyon dolar ile Ukrayna, 423,1 milyon dolar ile Rusya ve 15,9 milyon dolar ile Bulgaristan oldu. 2023 yılında Türkiye’nin ithalatında ilk 3 sırada yer alan 3 üründe ithalatın büyük bölümü Rusya ve Ukrayna’dan yapıldı. En fazla ihracat ve ithalat yapan sektörler Geçen yıl dış ticaret verileri sektörlere göre incelendiğinde; en fazla ihracatın 2 milyar 819 milyon dolar ile şeker ve şekerli mamuller sektöründe yapıldığı görüldü. Bu sektörü sırasıyla yaş meyve sektörü (2 milyar 465 milyon dolar), bitkisel yağ sektörü (2 milyar 309 milyon dolar), sert kabuklu meyveler sektörü (1 milyar 955 milyon dolar) ve makarna sektörü (1 milyar 606 milyon dolar) takip etti. Şeker ve şekerli mamuller sektörünün toplam ihracat içindeki payı yüzde 12,39, yaş meyve sektörünün yüzde 10,83, bitkisel yağ sektörünün yüzde 10,15, sert kabuklu meyveler sektörünün yüzde 8,59 ve makarna sektörünün yüzde 7,06 oldu. Yine aynı dönemde en fazla ithalat 5 milyar 119 milyon dolar ile hayvan yemi sektöründe yapıldı. Bu sektörün ardından en fazla ithalat yapan sektörler; un (3 milyar 687 milyon dolar), bitkisel yağ (3 milyar 519 milyon dolar), canlı hayvan ticareti (1 milyar 194 milyon dolar) ile kakao ve çikolata (781 milyon dolar) sektörleri olarak sıralandı. Hayvan yemi sektörünün toplam ithalat içindeki payı yüzde 28,9, un sektörünün yüzde 20,82, bitkisel yağ sektörünün yüzde 19,87, canlı hayvan ticareti sektörünün yüzde 6,74 ile kakao ve çikolata sektörünün yüzde 4,41 oldu. İhracatın arttığı ve azaldığı sektörler Geçen yıl önceki yıla kıyasla ihracatı değer olarak en fazla artan sektörlerin başında 521 milyon dolar ile (yüzde 48,05 artış) makarna sektörü geldi. Bu sektörü 495 milyon dolar ile (yüzde 67,43 artış) hayvan yemi sektörü, 278 milyon dolar ile yaş meyve sektörü (yüzde 12,73 artış), 268 milyon dolar ile sebze sektörü (yüzde 31,43 artış) ve 200 milyon dolar ile şeker ve şekerli mamuller sektörü (yüzde 7,63 artış) izledi. Söz konusu dönemde ihracatı değer olarak en fazla düşen sektör 288 milyon dolar ile (yüzde 30,42 düşüş) beyaz et sektörü oldu. Ayrıca süt ve süt ürünleri sektörü 238 milyon dolar (yüzde 40,88 düşüş), salça ve konserve sektörü 110 milyon dolar (yüzde 10,47 düşüş), bakliyat sektörü 103 milyon dolar (yüzde 13,70 düşüş) ve canlı hayvan ticareti sektörü 64 milyon dolar (yüzde 50,54 düşüş) geriledi. Geçen yıl önceki yılla karşılaştırıldığında ithalatı değer olarak en fazla artan sektör 1 milyar 15 milyon dolar ile (yüzde 567,3 artış) canlı hayvan ticareti sektörü oldu. Bu sektörün ardından pirinç değirmenciliği sektörü 322 milyon dolar (yüzde 455,3 artış), kakao ve çikolata sektörü 201 milyon dolar ile (yüzde 34,7 artış), un sektörü 112 milyon dolar (yüzde 3,1 artış) ve kahve, çay ve baharat sektörü 89 milyon dolar (yüzde 15,9 artış) ile ithalatı değer olarak en fazla artan sektörler olarak sıralandı. Bu dönemde ithalatı en çok düşen sektörler ise 555 milyon dolar ile hayvan yemi sektörü (yüzde 9,8 düşüş), 497 milyon dolar ile bitkisel yağ sektörü (yüzde 12,4), 188 milyon dolar ile şeker ve şekerli mamuller sektörü (yüzde 24 düşüş), 31 milyon dolar ile balıkçılık ve su ürünleri sektörü (yüzde 10,6 düşüş) ve 14 milyon dolar ile kuru meyve ve sebze sektörü (yüzde 26 düşüş) oldu. Dış ticarette öne çıkan ülkeler Geçen yıl dış ticaret verileri ülke bazında değerlendirildiğinde; en fazla ihracat yapılan ülke 3 milyar 236 milyon dolar ile Irak oldu. Irak’tan sonra en fazla ihracat 1 milyar 898 milyon dolar ile Almanya’ya, 1 milyar 816 milyon dolar ile Rusya’ya, 1 milyar 538 milyon dolar ile ABD’ye ve 1 milyar 182 milyon dolar ile İtalya’ya yapıldı. 2023 yılında bu 5 ülkeye yapılan ihracat toplam ihracatın yüzde 36,5’ini oluşturdu. Aynı dönemde ülke bazında ithalat en fazla 4 milyar 901 milyon dolar ile Rusya’dan yapıldı. Bu ülkeyi, 2 milyar 820 milyon dolar ile Ukrayna, 1 milyar 959 milyon dolar ile Brezilya, 1 milyar 4 milyon dolar ile Malezya ve 949 milyon dolar ile ABD izledi. Bu 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 55,05’sini oluşturdu. Geçen yıl Türkiye’nin en fazla ithalat yaptığı ilk 2 ülke sırasıyla Rusya ve Ukrayna oldu. Bu iki ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 36,5’ine denk düştü. Türkiye, geçen yıl en fazla ihracat yaptığı ülkelerden Irak’a un, dondurulmuş tavuk eti, kırmızı mercimek; Almanya’ya fındık içi, ambalajlı fındık, kiraz, Rusya’ya ise mandalina, alabalık, mandalina ve şeftali ihraç etti. Türkiye’nin aynı dönemde en fazla ithalat yaptığı Rusya’dan buğday, dane mısır, ham ayçiçeği; Ukrayna’dan ham ayçiçeği yağı, buğday, soya fasulyesi ve Brezilya’dan ise soya fasulyesi, sığır ve kahve ithal etti. Verilen bilgiye göre, TÜİK’in açıkladığı Dış Ticaret Verileri temel alınarak hazırlanan TGDF Dijital Veri Paneli’ndeki hesaplamalara 01 ve 24 fasılları arasındaki tüm Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu (GTIP) kalemleri ile 29’uncu fasıl ve 35’inci fasıldan seçili ürünler dâhil edildi.

“Canlı hayvan ve et ithalatına ödenen rakam 1 milyar doları aştı” Haber

“Canlı hayvan ve et ithalatına ödenen rakam 1 milyar doları aştı”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Canlı hayvan ve et ithalatına ödenen rakam 2022’de 164,9 milyon dolarken, 2023 yılı ilk 11 ayda toplam 1,2 milyar doları aştı” dedi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, düzenlediği basın açıklamasında TZOB’un 2023 yılı değerlendirmesini ve 2024 yılı beklentilerini içeren raporu değerlendirdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1923 yılında sanayi ve hizmetler sektörü yeni yeni oluşmaya başlarken Türkiye’nin ekonomik büyümesini tarım sektörünün sırtladığını belirten Bayraktar, düşük verimlilik ve işgücüne dayanan tarım sektörünün geride bırakılan bir asırlık sürede birçok zorluğa göğüs gerdiğini söyledi. Bayraktar, halen devam eden yapısal sorunların yüksek maliyetle yapılan üretimin devlet destekli kredi kullanamayan çiftçilerin yüksek faiz oranları ile kullandığı kredilerin, ihracat kısıtlamalarının ve fiyat ve pazarlamada yaşanan sorunların üreticileri zorladığını belirtti. 2023 yılını tarım sektörü bazında değerlendiren Bayraktar, tarımsal üretimde bazı ürünlerde düşen üretici fiyatları nedeniyle üreticilerin mağduriyet yaşadığını aktardı. Bayraktar, çiftçilerin yıllardır dile getirdiği üretim planlamasıyla üretim yapılan her tarım alanının ve üretim yapan her çiftçinin kayıt altına alınması gerekliliğinin ise bu yıl çözüme kavuştuğunu söyledi. “2023 Aralık ayı itibarıyla gıda enflasyonu yüzde 72,01 oldu” Tarım sektörünün Türkiye ekonomisinde önemli bir yere sahip olduğunu belirten Bayraktar, “Tarım sektörü, üretime, istihdama ve dış ticaretimize hatırı sayılır bir katkı veriyor. 2022 yılının 3’üncü çeyreğinde yüzde 3,7 oranında büyüyen tarım sektörü, 2023 yılının aynı çeyreğinde yalnızca yüzde 0,3 oranında büyüdü. 2023’ün 3’üncü çeyreği sonunda tarım sektörünün Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’ya katkısı yüzde 5,5 oldu. 2023 yılında tarım sektörünün istihdamdaki payı azalsa da hala önemini koruyor. Üçüncü çeyrekler itibarıyla 2022 yılında yüzde 16,9 olan tarımın istihdamdaki payı 2023 yılında yüzde 16,1’e geriledi. Tarım sektörü 5,1 milyon kişiye istihdam sağladı. 2023 Aralık ayı itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 64,77 olarak gerçekleşirken, gıda enflasyonu yüzde 72,01 oldu” diye konuştu. 2023 yılı bütçesinden tarımsal destekler için 63 milyar 379 milyon lira kaynak ayrıldığını bildiren Bayraktar, “2023 üretim dönemi için ödenecek destekler miktarı 2024 yılı bütçesinde 91 milyar 554 milyon olarak planlandı. 2024 yılı bütçesinde tarımsal desteklere yüzde 44,4 artış yapılmış olsa da yaşanan ekonomik gelişmeler, girdi fiyatlarındaki artışlar ve enflasyon dikkate alındığında belirlenen rakam yeterli olmadı. Diğer yandan destek bütçesinin Tarım Kanunu’nda belirtildiği gibi Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın en az yüzde 1 oranında olması gerekirken, bu rakam Orta Vadeli Plan’da açıklanan GSYH tahminine göre yüzde 0,25 düzeyinde kaldı. 2023 yılı için açıklanan destek kalemlerine baktığımızda gübre desteğinde artış olmazken, mazot desteğinde ve (yem bitkileri dışında) tüm ürünlerde artış oldu. Arpa, buğday, çavdar, yulaf ve tritikale ürünlerinde mazot desteği 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 37,33 oranında artarak 103 liraya yükseldi. Diğer ürünlerdeki mazot desteği artış oranı yüzde 35,5 ile 38,71 arasında değişiyor” açıklamasında bulundu. Bayraktar, şu şekilde devam etti: “2023 yılında buğday primi yüzde 900 artarak 10 kuruştan 1 liraya yükseldi. Arpa, çavdar, yulaf, tritikalede primler yüzde 400 artışla 10 kuruştan 50 kuruşa, ayçiçeğinde yüzde 100 artışla 50 kuruştan 1 liraya, pamukta yüzde 45,4 artışla 1 lira 10 kuruştan 1 lira 60 kuruşa, kanolada ise yüzde 25 artışla 80 kuruştan 1 liraya yükseldi. Ayçiçeği prim desteği yaşanan kuraklık nedeniyle Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli’nde 1 liradan 1 lira 50 kuruşa artırıldı. Yine 2023 yılında yağlık ayçiçeği su kısıtı olan bölgelerde sertifikalı tohum kullanımı destek kapsamına alındı. 2023 yılı prim desteklerinde 18 ürünün 8’inde artış oldu. Ancak bazı ürünlerde uzun yıllardır artırılmayan desteklerin bu yıl da değişmediğini görüyoruz. 15 yıldır çeltik primi 10 kuruş, 8 yıldır aspir primi 55 kuruş, soya primi 60 kuruş, zeytinyağı primi 80 kuruş, 7 yıldır dane mısır primi 3 kuruş, 5 yıldır dane zeytin primi 15 kuruş, fındıkta alan bazlı destek ise 10 yıldır dekara 170 lira olarak ödeniyor.” “Girdilerde en fazla artış yüzde 69,6 ile mazotta görüldü” Geçen yılda değişen gübre fiyatlarını da değerlendiren Bayraktar, “Gübre fiyatlarında geçen yılın aralık ayına göre DAP gübresi yüzde 18,8 oranında, 20.20.0 gübresi yüzde 14,1 oranında, amonyum sülfat gübresi yüzde 9,2 oranında, amonyum nitrat (yüzde 26) gübresi yüzde 3,4 oranında ve ÜRE gübresi yüzde 1,3 oranında arttı. Mazot fiyatı son bir yıla göre yüzde 69,6 oranında artış gösterdi. Son bir yılda besi yemi fiyatı yüzde 39,8 ve süt yemi fiyatı yüzde 41,1 oranında arttı. Zirai ilaçlardan Deltametrin EC’nin (25 g/L) fiyatı son bir yılda yüzde 64,3 artışla tonu 630 liraya yükseldi” diye konuştu. Üreticiler açısından en önemli maliyet kalemlerinden birinin de sulama ücreti olduğunu belirten Bayraktar, 2023 yılında Devlet Su İşleri tarafından yüzde 50,4’e varan oranda artış yaşandığını ifade etti. 2023 yılında artan enflasyon ve faizlerde kullanılan kredi rakamlarının beklenenin üzerinde gerçekleştiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre 2022 yılı Kasım ayı sonunda tarım ve balıkçılık nakdi ve takipteki toplam kredi bakiyesi, 309 milyar 814 milyon lira olarak gerçekleşirken, 2023 yılı Kasım ayı sonunda 584 milyar liraya ulaştı. Son bir yıllık süreçte çiftçilerin bankalara olan toplam kredi borcu yüzde 88,5 arttı. 2022 yılı Aralık ayında Ziraat Bankası’nın 1 yıllık işletme kredilerinde kullandığı cari faiz oranı yüzde 9,5 iken, peş peşe artan oranlarla 2023 yılı Aralık ayında yüzde 42 seviyesine yükseldi.” 2022 yılı Aralık ayında yüzde 17 olan bir yıllık işletme kredisi faiz oranının geçtiğimiz yıl yüzde 62’ye ulaştığını hatırlatan Bayraktar, Tarım Kredi Kooperatiflerinin kredilerinde değişken faiz uygulandığına dikkati çekerek, “Çiftçi kredisini alırken o günkü faiz oranı ile borcunu hesaplatıyor. Ancak ödeme günü geldiğinde çiftçi çok farklı bir borçla karşılaşıyor. Maalesef ki çiftçi bu faiz çıkmazının içinde bu oranlarla ve değişken faizle kredi kullanmaya devam etmek zorunda kalıyor. Tarımsal kredilerde devlet desteği uygulanarak faiz oranları düşük tutuluyor. Buna rağmen 2023 yılında çiftçilerin yaklaşık yüzde 37’si yüksek faiz oranları ile tarımsal kredi kullandı” ifadelerine yer verdi. Türkiye’de 1 Ekim 2022 ile 30 Eylül 2023 dönemini kapsayan 2023 tarım yılı yağışlarının normalin yüzde 6 altında gerçekleştiğini dile getiren Bayraktar, buna rağmen ülke geneline yayılan tarımsal kuraklığın yaşanmadığını söyledi. 2023 yılında başta deprem olmak üzere yaşanan aşırı yağış, sel ve fırtına afetlerinin tarımsal üretime zarar verdiğini anlatan Bayraktar, “Şubat ayında Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler 11 ilimizi etkileyerek 50 binden fazla insanımızın vefatına yol açtı. Deprem afeti tarım ve hayvancılığımızda da kayıplara neden oldu. Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın kart ayında yayımladığı raporda 8 bin 241 büyükbaş, 64 bin 260 küçükbaş, 42 bin baş kanatlı hayvanın telef olduğu tespit edildi. Mart ayında depremden etkilenen Şanlıurfa, Adıyaman ve Malatya illerimizde meydana gelen sel afeti tarım alanlarını da etkiledi” diye konuştu. Çiftçilerin asgari ücrete endeksli tarım BAĞ-KUR primlerinin 4 bin 628 liradan yüzde 49,11 oranında artışla 6 bin 900 lira 86 kuruşa yükseldiğini aktaran Bayraktar, şöyle konuştu: “Borcu bulunmayan çiftçilerimize verilen 5 puanlık hazine desteği göz önünde bulundurulsa bile çiftçilerimizin ödeyeceği tarım BAĞ-KUR primi aylık 3 bin 957 lira 28 kuruştan yüzde 49,11 artarak 5 bin 900 lira 74 kuruşa yükseldi. Bu rakamlar çiftçilerin ödeme gücünü aşmakta ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na kayıtlı BAĞ-KUR sayısı her geçen yıl azalmaktadır. SGK verilerine göre 2021 yılında 1 milyon çiftçimiz kayıtlı iken, bu yıl bu sayı 500 binin altına geriledi.” TÜİK verilerine göre toplam bitkisel üretimin bir önceki yıla göre yüzde 6,2 oranında artarak 128,9 milyon tondan 136,9 tona ulaştığını ifade eden Bayraktar, “2023 yılında tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin üretimi bir önceki yıla göre yüzde 10,3, meyve, içecek ve baharat bitkilerinin üretimi yüzde 2,3, sebze üretimi ise 0,6 oranında artış gösterdi. Tahıllarda artış oranı yüzde 9,1 olarak gerçekleşti. Bir önceki yıla göre buğday üretimi yüzde 11,4 artarak 19 milyon 750 bin tondan 22 milyon tona, arpa üretimi yüzde 8,2 artarak 8 milyon 500 bin tondan 9 milyon 200 bin tona çıktı” açıklamasında bulundu. Mısır üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 5,9 oranında artarak 8 milyon 500 bin tondan 9 milyon tona yükseldiğini açıklayan Bayraktar, “Bu yıl mısırda artan ve rekor olan üretim üreticilerimizin gelirine yansımadı. TMO yüzde 14 nem mısırda alım fiyatını 6 lira olarak açıkladı. Kilogram başına 6 lira olarak açıklanan fiyat, 2022 yılı fiyatı olarak açıklanan kilogram başı 5 lira 70 kuruşun sadece yüzde 5,3 üzerinde açıklandı. Beklediği geliri elde edemeyen üreticilerimiz hayal kırıklığına uğradı” dedi. Narenciye ürünleri içerisinde en fazla üretim artışının yüzde 78,8 ile limonda görüldüğüne dikkati çeken Bayraktar, şu ifadelere yer verdi: “Limonda geçen yıl 1 milyon 323 bin ton olan üretim, 2 milyon 325 bin tona ulaştı. Portakalda üretim yüzde 74,8, mandarinde üretim yüzde 58,3, greyfurtta üretim yüzde 43,7 artış gösterdi. Ülkemizde üretim planlaması olmamasının bedelini bu yıl en çok narenciye üreticisi ödedi. Narenciyede hasadın ilk başladığı Çukurova bölgesinde erkenci çeşit limonda üretici fiyatları kilogram başına 50 kuruşa kadar geriledi.” Geçtiğimiz yılın aralık ayında limon üretici fiyatlarının ortalama 7 lira olduğunu hatırlatan Bayraktar, fiyatların bu yıl 3 liraya gerilemesinin çiftçileri hayal kırıklığına uğrattığını belirtti. Mersin’de yaşanan dolu hadisesi sonrası mayer limonda alım satımın tamamen durduğunu söyleyen Bayraktar, “Kasım ayında hasadı başlayan Aydın cinsi limonun alıcı bulamaması, artan işçilik maliyetleri ve işçi bulunamaması nedeniyle ürün dalında kaldı. Bazı üreticilerimiz seneye yine zarar etmemek için ağaçlarını kesti. Müdahale alımı yapılmaması milli servetimizin yok olmasına neden oldu. Benzer sorunlar bu yıl rekoltenin fazla olduğu portakal, mandalina ve greyfurtta da yaşandı. Mandalina fiyatı geçen yıl aralık ayında 11 lira 50 kuruş iken, bu yıl aralık ayında 4 lira 25 kuruşa geriledi” ifadesini kullandı. Üreticinin ürettiği ürünü satmakta zorlandığını aktaran Bayraktar, narenciye bahçelerinde kesilen her bir ağacın yerine konamayacağını belirtti. Türkiye’deki büyük ve küçükbaş hayvancılığa da değinen Bayraktar, şöyle konuştu: “TÜİK verilerine göre 2020 yılında 18,2 milyon baş olan büyükbaş hayvan sayısı, 2021 yılında 18 milyon başa geriledi. 2022 yılında ise 17 milyon baş olan büyükbaş hayvan sayısı 2023 yılının ilk altı ayında yüzde 2 oranında azalarak 16,7 milyon başa geriledi. Küçükbaş hayvan sayısı ise 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 2,2 azalarak 56,3 milyon başa, 2023 yılının ilk 6 ayında ise yüzde 5,3 azalarak 53,3 milyon başa geriledi. Böylelikle sadece 6 aylık dönemde büyükbaş hayvan sayımız 502 bin, küçükbaş hayvan sayımız ise 3 milyon azalmış oldu.” “Canlı hayvan ve et ithalatına ödenen rakam 1 milyar 200 bin doları aştı” Sığır hayvan ithalatının 2023 yılı Ocak-Kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık 10 kat artarak 57 bin 430 baştan 555 bin 279 başa yükseldiğini ve karşılığında 658 milyon 837 bin dolar ödendiğini ifade eden Bayraktar, “Yine aynı dönemde büyükbaşta yaklaşık 86 bin baş damızlık, 75 bin baş kasaplık hayvan ithal edilirken, küçükbaşta 46 bin baş kasaplık, 5 bin baş damızlık hayvan ve 32 bin tona yakın karkas et ithal edildi. Canlı hayvan ve et ithalatına ödenen rakam 2022’de 164,9 milyon dolarken, 2023 yılı ilk 11 ayda toplam 1,2 milyar doları aştı” diye konuştu. TÜİK verilerine göre 2021 yılında 23,2 milyon ton olan toplam süt üretiminin 2022 yılı itibarıyla 21,6 milyon tona gerilediğine dikkati çeken Bayraktar, “Türkiye’de üretilen sütün yaklaşık yarıya yakını sanayiye aktarılıyor. Toplanarak sanayiye aktarılan inek sütü, 2023 yılı Ocak-Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,6 artarak 8 milyon 237 bin tondan 8 milyon 535 bin tona çıktı. Ulusal Süt Konseyi tarafından çiğ süt tavsiye satış fiyatı 15 Ekim 2022-31 Temmuz 2023 tarihleri arasında net 8 lira 50 kuruş, 1 Ağustos’tan itibaren de net 11 lira 50 kuruş olarak belirlendi” açıklamalarında bulundu. Tarımdan kaçışı önlemek için genç çiftçilere ek teşvik ve destekler getirilmesi gerektiğini belirten Bayraktar, “2023 yılında buğday ürününü TMO’ya ve piyasaya satan ÇKS’ye kayıtlı tüm üreticilere verilen kilogram başı 1 lira destek, artırılarak 2024 yılında da devam ettirilmelidir. Çiftçilerimizin kendi imkânlarıyla kullandıkları yeraltı suyu ücretleri düşürülmeli ve ruhsatsız olan kuyulara bir kereye mahsus olmak üzere af getirilerek ruhsat verilmelidir” dedi. Çiğ süt fiyatlarına ve damızlık hayvanlar konusundaki problemlere değinen Bayraktar, şu ifadelere yer verdi: “Çiğ süt fiyatı belirlenirken gerekçesi ne olursa olsun baskı yapılmamalı ve piyasa şartlarına göre güncellenmelidir. Damızlık hayvanlar için çok önemli olan süt/yem paritesinin 1,5 seviyelerinde olması sağlanmalıdır. Dünyada büyük miktarlarda kanatlı eti ve kanatlı ürünleri, yumurta ve yumurta ürünleri, süt ürünleri talebi vardır. Bu talep değerlendirilmeli, başta Ortadoğu olmak üzere yakın pazarlara yoğunlaşmalı, mevcut pazarlarda rekabet edici ve pazar payını artırıcı tedbirler alınmalıdır.” 2023 yılında hava şartlarının iyi gitmesinden dolayı bitkisel üretimde artış yaşandığına vurgu yapan TZOB Genel Başkanı Bayraktar, şunları kaydetti: “Çiftçilerimiz zor şartlara rağmen üretimini sürdürdü ve ülkemiz ekonomisine katkı sağladı. Başta girdilerin pahalılığı ve pazarlama sorunları olmak üzere çözülmesi gereken sorunlarımız bulunuyor. Bu sorunlar çözülür ve yeterli destek verilirse çiftçilerimiz üretimden kopmaz, 2024 yılında ve sonraki yıllarda üretimde sıkıntı yaşamayız. Tüm halkımıza ve çiftçilerimize doğal afetlerden uzak, bereketli, üretilen ürünlerin değerinde pazarlandığı, bereketin çiftçi refahına yansıdığı, sorunsuz bir yıl temenni ediyorum.”

TGDF kasım ayı dış ticaret verilerini açıkladı Haber

TGDF kasım ayı dış ticaret verilerini açıkladı

Dış Ticaret Dengesi, Ocak-Kasım döneminde 4,16 milyar dolar fazla verdi. Kasım ayında sığır ithalatı yüzde 940 oranında arttı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Dış Ticaret Verileri temel alınarak hazırlanan Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Dijital Veri Paneli’ne göre, bu yılın ilk 11 ayında tarım, gıda ve içecek sektörü geçen yıl aynı döneme göre yüzde 5,38 artışla 23,85 milyar dolar ihracat ve yüzde 5,75 artışla 19,69 milyar dolar ithalat yaptı. Ocak-Kasım döneminde Dış Ticaret Dengesi 4,17 milyar dolar fazla verdi. Özel Ticaret Sistemi (ÖTS) çerçevesinde yayınlanan Dış Ticaret Verileri’ne göre, yılın ilk 11 ayında ihracat geçen yıl aynı döneme kıyasla yüzde 5,38, ithalat ise yüzde 5,75 arttı. Kasım 2023 itibarıyla aylık temelde ise ihracat geçen yıl aynı döneme kıyasla yüzde 5,34 artışla 2,62 milyar dolar olurken, ithalat ise geçen yıl aynı döneme göre yüzde 11,71 azalarak 1,43 milyar dolar oldu. Kasım ayında sığır ithalatı yüzde 940 ve buğday ithalatı yüzde 8,6 artarken, soya fasulyesi ithalatı yüzde 16,4 düştü. Sığır ithalatındaki artış kasım ayında da sürdü Sığır ithalatındaki artış temmuz, ağustos, eylül ve ekim ayından sonra kasım ayında da devam etti. Kasım ayında sığır ithalatı yüzde 940 oranında arttı. Yılın ilk 11 ayında toplam 1,03 milyar dolar sığır ithalatı yapılırken, sadece kasım ayındaki sığır ithalatının tutarı 170,4 milyon dolar oldu. Kasım ayındaki sığır ithalatında en büyük pay 92,8 milyon dolarla Brezilya’ya ait olurken, bu ülkeyi 43,2 milyon dolarla Uruguay ve 8,8 milyon dolarla Çekya izledi. Yılın ilk 11 ayında Dış Ticaret Dengesi fazla verdi Yılın ilk 11 ayında tarım, gıda ve içecek sektöründe Dış Ticaret Dengesi fazla verdi. Dış Ticaret Dengesi Ocak-Kasım döneminde geçen yıl aynı döneme göre yüzde 3,66 artışla 4,16 milyar dolar fazla verdi. Geçen yıl Ocak-Kasım döneminde Dış Ticaret Dengesi 4,02 milyar dolar fazla vermişti. Kasım ayı itibarıyla aylık bazda ise Dış Ticaret Dengesi 1,19 milyar dolar fazla verdi. Yılın ilk 11 ayında birim ihracat değeri geçen yıl aynı döneme kıyasla yüzde 6,6 düşüşle 1.125 dolar/ton oldu. İthalat birim değeri ise geçen yıl aynı dönemle karşılaştırıldığında yüzde 7,94 azalarak 635 dolar/ton oldu. Dış ticarette öne çıkan ürünler 2023 yılının ilk 11 ayında ihracatta öne çıkan ürünlerde ilk sırayı 1 milyar 355,2 milyon dolar ile un aldı. Bu ürünü 871,8 milyon dolar ile rafine ayçiçeği yağı ve 839,1 milyon dolar ile fındık içi izledi. Bu ürünler, Ocak-Kasım dönemi itibarıyla toplam ihracatın yaklaşık yüzde 12,8’ini oluşturdu. Aynı dönemde ithalatta ise en fazla ithal edilen ürün 3 milyar 186,1 milyon dolar ile buğday oldu. Buğdayı 1 milyar 606,2 milyon dolar ile soya fasulyesi ve 1 milyar 230,7 milyon dolar ile ham ayçiçeği yağı takip etti. Bu 3 ürün, Ocak-Ekim dönemi itibarıyla toplam ithalatın yüzde 30,58’ini oluşturdu. Kasım ayı itibarıyla ihracat ve ithalatta durum Aylık temelde değerlendirildiğinde, kasım ayında ihracatta öne çıkan ürünlerde ilk sırayı 176,2 milyon dolar ile mısır dane alırken, bu ürünü 132,1 milyon dolar ile mandalina ve 118,1 milyon dolar ile buğday unu izledi. Aynı ayda en fazla ithal edilen ürünler ise 196,2 milyon dolar ile buğday, 170,4 milyon dolar ile sığır ve 85,2 milyon dolar ile soya fasulyesi olarak sıralandı. İthalatta Rusya ve Ukrayna ilk sırada yer almaya devam etti Bu yılın ilk 11 ayında yapılan ithalatta ilk sırayı 3 milyar 186,1 milyon dolar ile buğday aldı. Rusya ve Ukrayna, buğdayın en fazla ithal edildiği ilk iki ülke olmayı sürdürdü. Bu dönemde, Rusya’dan 2 milyar 409,7 milyon dolar, Ukrayna’dan 725,4 milyon dolar ve Moldova’dan 29,1 milyon dolar tutarında buğday ithalatı yapıldı. Rusya ve Ukrayna’nın toplam buğday ithalatındaki payı yaklaşık yüzde 98,3 oldu. Aylık temelde bakıldığında ise kasım ayındaki 196,2 milyon dolarlık buğday ithalatının 175 milyon dolarlık kısmı Rusya’dan yapıldı. Rusya’nın ardından Ukrayna’dan 14,1 milyon dolar ve Moldova’dan 4,5 milyon dolar buğday ithalatı yapıldı. Yılın ilk 11 ayında buğdaydan sonra 1 milyar 606,2 milyon dolar tutarında soya fasulyesi ve 1 milyar 230,7 milyon dolar tutarında ham ayçiçeği yağı ithal edildi. Soya fasulyesi ithalinde ilk sırayı 949,3 milyon dolar ile Brezilya alırken, bu ülkeyi Ukrayna (515.4 milyon dolar) ve ABD (116,3 milyon dolar) takip etti. Ayçiçeği yağı ithalatında ise sıralama 803,8 milyon dolar ile Ukrayna, 400,5 milyon dolar ile Rusya ve 15,7 milyon dolar ile Bulgaristan oldu. Türkiye’nin ithalatında ilk 3 sırada yer alan 3 üründe ithalatın büyük bölümünün Rusya ve Ukrayna’dan yapılmasına devam edildi. En fazla ihracat ve ithalat yapan sektörler Bu yılın 11 aylık dış ticaret verileri sektörlere göre incelendiğinde; en fazla ihracatın 2 milyar 554 milyon dolar ile şeker ve şekerli mamuller sektöründe yapıldığı görüldü. Bu sektörü sırasıyla bitkisel yağ sektörü (2 milyar 131 milyon dolar), yaş meyve sektörü (2 milyar 108 milyon dolar), sert kabuklu meyveler sektörü (1 milyar 709 milyon dolar) ve makarna sektörü (1 milyar 498 milyon dolar) takip etti. Şeker ve şekerli mamuller sektörünün toplam ihracat içindeki payı yüzde 12,49, bitkisel yağ sektörünün yüzde 10,41, yaş meyve sektörünün yüzde 10,30, sert kabuklu meyveler sektörünün yüzde 8,35 ve makarna sektörünün yüzde 7,32 oldu. Yine aynı dönemde en fazla ithalat 4 milyar 862 milyon dolar ile hayvan yemi sektöründe yapıldı. Bu sektörün ardından en fazla ithalat yapan sektörler; un (3 milyar 453 milyon dolar), bitkisel yağ (3 milyar 262 milyon dolar), canlı hayvan ticareti (1 milyar 56 milyon dolar) ile kakao ve çikolata (697 milyon dolar) sektörleri olarak sıralandı. Hayvan yemi sektörünün toplam ithalat içindeki payı yüzde 29,42, un sektörünün yüzde 20,90, bitkisel yağ sektörünün yüzde 19,74, canlı hayvan ticareti sektörünün yüzde 6,39 ile kakao ve çikolata sektörünün yüzde 4,22 oldu. İhracatın arttığı ve azaldığı sektörler Bu yılın ilk 11 ayında geçen yıl aynı döneme kıyasla ihracatı değer olarak en fazla artan sektörlerin başında 510 milyon dolar ile (yüzde 51,55 artış) makarna sektörü geldi. Bu sektörü 390 milyon dolar ile (yüzde 56,71 artış) hayvan yemi sektörü, 244 milyon dolar ile yaş meyve sektörü (yüzde 13,12 artış), 221 milyon dolar ile sebze sektörü (yüzde 29,31 artış) ve 206 milyon dolar ile şeker ve şekerli mamuller sektörü (yüzde 8,78 artış) izledi. Söz konusu dönemde ihracatı değer olarak en fazla düşen sektör 269 milyon dolar ile (yüzde 30,98 düşüş) beyaz et sektörü oldu. Ayrıca süt ve süt ürünleri sektörü 235 milyon dolar (yüzde 42,97 düşüş), salça ve konserve sektörü 119 milyon dolar (yüzde 12,41 düşüş), canlı hayvan ticareti sektörü 62 milyon dolar (yüzde 52,43 düşüş) ve bakliyat sektörü 58 milyon dolar (yüzde 8,92 düşüş) geriledi. Bu yılın ilk 11 ayında geçen yıl aynı döneme göre, ithalatı değer olarak en fazla artan sektör 937 milyon dolar ile (yüzde 791,7 artış) canlı hayvan ticareti sektörü oldu. Bu sektörün ardından pirinç değirmenciliği sektörü 350 milyon dolar (yüzde 827 artış), un sektörü 227 milyon dolar (yüzde 7 artış), kakao ve çikolata sektörü 154 milyon dolar ile (yüzde 28,5 artış) ve kahve, çay ve baharat sektörü 95 milyon dolar (yüzde 19,2 artış) ile ithalatı değer olarak en fazla artan sektörler olarak sıralandı. Bu dönemde ithalatı en çok düşen sektörler ise 433 milyon dolar ile (yüzde 11,7 düşüş) bitkisel yağ sektörü, 398 milyon dolar ile hayvan yemi sektörü (yüzde 7,6), 166 milyon dolar ile şeker ve şekerli mamuller sektörü (yüzde 23 düşüş), 30 milyon dolar ile balıkçılık ve su ürünleri sektörü (yüzde 11,3 düşüş) ve 15 milyon dolar ile kuru meyve ve sebze sektörü (yüzde 27,7 düşüş) oldu. Dış ticarette öne çıkan ülkeler Bu yılın ilk 11 ayında dış ticaret verileri ülke bazında değerlendirildiğinde; en fazla ihracat yapılan ülke 2 milyar 895 milyon dolar ile Irak oldu. Irak’tan sonra en fazla ihracat, 1 milyar 707 milyon dolar ile Almanya’ya, 1 milyar 600 milyon dolar ile Rusya’ya, 1 milyar 418 milyon dolar ile ABD’ye ve 1 milyar 88 milyon dolar ile İtalya’ya yapıldı. Yılın ilk 9 ayında, bu 5 ülkeye yapılan ihracat toplam ihracatın yüzde 36,51’ini oluşturdu. Aynı dönemde ülke bazında ithalat en fazla 4 milyar 625 milyon dolar ile Rusya’dan yapıldı. Bu ülkeyi, 2 milyar 672 milyon dolar ile Ukrayna, 1 milyar 842 milyon dolar ile Brezilya, 923 milyon dolar ile Malezya ve 890 milyon dolar ile ABD izledi. Bu 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 55,62’sini oluşturdu. Türkiye’nin en fazla ithalat yaptığı ilk 2 ülke sıralamasında Rusya ve Ukrayna yerlerini korudu. Bu iki ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 37’sine denk düştü. Türkiye, yılın ilk 10 ayında en fazla ihracat yaptığı ülkelerden Irak’a un, dondurulmuş tavuk eti, kırmızı mercimek; Almanya’ya fındık içi, ambalajlı fındık, kiraz, Rusya’ya ise alabalık, mandalina ve şeftali ihraç etti. Türkiye aynı dönemde en fazla ithalat yaptığı Rusya’dan buğday, dane mısır, ham ayçiçeği; Ukrayna’dan ham ayçiçeği yağı, buğday, soya fasulyesi ve Brezilya’dan ise soya fasulyesi, sığır ve kahve ithal etti. Verilen bilgiye göre, TÜİK’in açıkladığı Dış Ticaret Verileri temel alınarak hazırlanan TGDF Dijital Veri Paneli’ndeki hesaplamalara 01 ve 24 fasılları arasındaki tüm Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu (GTIP) kalemleri ile 29’uncu fasıl ve 35’inci fasıldan seçili ürünler dâhil edilmiştir.

Yerli ve milli 50 çeşit hibrit tohumu 35 ülkeye ihraç ediyor Haber

Yerli ve milli 50 çeşit hibrit tohumu 35 ülkeye ihraç ediyor

GDO ve hibrit tohumun tamamen birbirinden farklı olduğunu söyleyip, doğada arı ve rüzgârın gerçekleştirdiğini serada yaptıklarını belirten Uzun, "Kontrollü şekilde kadınlarımızın adeta dantel örer gibi ortaya çıkardıkları çeşitlere hibrit çeşit diyoruz. İnsanlar bu konuda yanlış algı içindeler. Hibrit tohum da doğal ata tohum gibi bir tohumdur" şeklinde konuştu. "50 çeşitle, 35 ülkeye ihracat" Antalya’nın Aksu ilçesi Yurtpınar Mahallesi’nde 20 dekar örtü altı alanda eşi ile birlikte hibrit tohum üreten Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Uzun, 30 yıldır ülkemizde yerli tohum üretiminin yapıldığını kaydederek, "Sebze tohumculuğu açısından öncü yer Antalya. 8 yıl önce yola çıktık, şu an 50 çeşit tohum üretimiyle 35 ülkeye tohum satıyoruz. Türkiye’nin her iline her bölgesine tohumlarımız gidiyor. Domates, biber, salatalık, kavun, karpuz, patlıcan çeşitleri üzerinde çalışıyoruz. Bunların açılımıyla birlikte kıl biber, pembe domates, çarliston çeşitlerimize Anadolu isimleri veriyoruz. İhraç ettiğimiz ülkeler; Afrika başta olmak üzere, Somali, Mısır, Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Ürdün, Suudi Arabistan, Suriye, Irak, İran Kenya ve Sudan. Orta Asya Cumhuriyetleri; Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Gürcistan, Azerbaycan ve Rusya. Balkanlar da ise; Bosna Hersek, Sırbistan, Arnavutluk, Makedonya. Deneme olarak verdiğimiz ülkeler de var" dedi. "Yüzde 15 ihracat, yüzde 15 ithalat" Kapasitelerinin ortalama 30 bin civarında paket satışı olduğunu ifade eden Uzun, "Amacımız 100 bin paketlere çıkarmak ve istihdamı artırmak. Biz kendimize yeteriz. Türkiye bugün sınırları kapansa ya da savaş, afet veya pandemi yaşasa yüzde yüz kendimize yetiyoruz. Fakat dünya ticareti gereği yüzde 15 miktarında tohum alıyoruz ve yüzde 15 civarında satıyoruz. 1 milyon 350 bin ton tohum üretiyoruz, bunun yüzde 85’ini ülke içinde yüzde 15’ini de yurt dışına satıyoruz. İthalatımız ihracatımız dengeli. İhraç ettiğimiz, ithal ettiğimizden milyon dolar bazında 10 milyon dolar fazlamız oldu geçen sene bu durum farklılıklar gösterebiliyor. Hacim olarak tohumculuk sektöründe 1 milyar dolarlık sektörüz. Dünyada ise bu sektör 50 milyar dolar. Ürettiğimizin 10 katını daha fazla üretip dünyaya satabilme potansiyeline sahibiz. İhracat imkanlarımızın artmasıyla daha ileri seviyelere getirebiliriz" diye konuştu.

Rusya'nın domates ithalatında kota artışı ihracata olumlu etkili Haber

Rusya'nın domates ithalatında kota artışı ihracata olumlu etkili

Rusya Tarım Bakanlığı tarafından onaylanan kararname sonrası, Rusya'nın Türkiye'den ithal ettiği domatesin kotası, 150 bin ton artırılarak yıllık 500 bin tona çıkarıldı. Türkiye'den Rusya'ya 2021 yılında 67 milyon 965 bin dolarlık domates ihracatı yapılmış, bu rakam 2022 yılında 33 milyon 629 bin dolar olarak kayıtlara geçmişti. Bu yılın ilk yarısında Türkiye, Rusya'ya 29 milyon 563 bin dolarlık domates ihracatı gerçekleştirmişti. Domates ihracatındaki kotanın Rusya tarafından 500 bin tona çıkarılması, hem üreticiler hem de ihracatçılar tarafından olumlu karşılandı. "Ülkemiz için çok önemli bir gelişme" SERA-BİR Başkanı Pekdemir, AA muhabirine, Rusya'nın Türkiye'den domates ithalatı kotasını 350 binden 500 bin tona yükseltmesinin sevindirici olduğunu söyledi. Bu artışın hem üreticiler hem de ihracatçılar tarafından memnuniyetle karşılandığını ifade eden Pekdemir, "Rusya bizim için önemli pazarlardan bir tanesi. Bizim, Rusya'ya 2023 yılının ilk 6 ayında 29 milyon 563 bin dolarlık bir ihracatımız vardı. Rusya'nın kota arttırması, Türk seracılığı ihracatının biraz daha artmasını sağlayacak. Bu kota artışı seracılar için ve ülkemiz için çok önemli bir gelişme. Bu yılın ocak-haziran döneminde yapılan domates ihracatımız 326 milyon 99 bin dolara ulaşmıştı. 2022 yılında yapılan tüm ihracat rakamlarına çok yaklaşmıştık, inanıyorum ki yıl sonuna kadar domates ihracat rakamlarında çok güzel miktarlara ulaşacağız." dedi. Pekdemir, Rusya'nın kota miktarındaki artışın, sera sektörünün gelişmesine de katkısının bulunacağını belirterek, sektörün büyümeye devam etmesiyle istihdam oranının da artacağını vurguladı. İyi tarım uygulaması modeliyle Türkiye'de üretimi yapılan domatesin, girdiği her pazarda talep gördüğünü anlatan Pekdemir, "İyi tarım uygulamalarıyla üretilip arılı sistemlerle doğal ortamlar sağlanarak üretilen bu domateslerin kalite ve lezzetine alışan tüketicilerin de bu ürünlere taleplerinde artış oluyor. Hem iç pazarda hem de dış pazarda salkım domateslere büyük ilgi var. Rusya'nın kotayı yeniden yükseltmesi ve Avrupa'daki yeni pazarlarımızla beraber ihracat rakamlarımızın yıl sonunda zirveye ulaşacağına inanıyoruz." diye konuştu. Şanlıurfa'nın Karaali bölgesinde serada topraksız tarım üretimi yapan İbrahim Kılıç ise Rusya'nın kota arttırmasının, tüm üreticiler gibi kendisini de sevindirdiğini aktararak, "Karar sonrası bölgemizdeki sera üretimi yapan arkadaşlarla görüştük, Rusya'nın kota miktarını arttırması, hepimiz tarafından memnuniyetle karşılandı. Bizim burada ürettiğimiz ürünlerin satışıyla ülkemize daha fazla döviz girişi sağlayacağız inşallah. Hem ülkemiz için hem de üreticilerimiz için hayırlı olsun." ifadesini kullandı.

Emtia yatırımcısına nisan ayında tatlı kazanç Haber

Emtia yatırımcısına nisan ayında tatlı kazanç

Emtia piyasasında geçen ay genel olarak pozitif bir seyir izlendi. Merkez bankalarının faiz artırımlarını yakın zamanda sona erdireceğine yönelik beklentilerin güçlenmesi ve dolara olan talebin azalmasıyla emtia piyasasında talep arttı. Analistler, geçen ay resesyon endişelerinin de öne çıktığını, bu endişelerin, emtia piyasası için olumsuz olsa da ABD Merkez Bankası'nın (Fed) sıkı para politikasına devam edip etmeyeceğine dair soru işaretlerini artırdığını ve emtia piyasasını olumlu etkilediğini ifade etti. Dolara talebin azalması da emtia piyasası için olumlu bir faktör olarak belirlendi. Geçen ay emtia piyasasında öne çıkan ürün şeker oldu. Intercontinental Exchange'de (ICE) nisan ayında 0,2683 dolarla Ekim 2011'den bu yana en yüksek seviyeyi gören şeker, geçen ayı yüzde 18,4 kazançla tamamladı. Şeker, nisanda emtia piyasasında yatırımcısına en fazla kazandıran ürünlerden biri olarak kayıtlara geçti. Hindistan'dan yapılan sınırlı ihracat, Pakistan ve Tayland'ın da aralarında bulunduğu diğer ülkelerden gelen cansız tedarik beklentileriyle şeker fiyatları geçen ay yükseldi. Değişen hava faktörleri şeker fiyatlarını etkilerken, Hindistan'da şeker üretiminin azalacağına yönelik endişeler ve Brezilya hükümetinin biyoyakıtları vergilendirme yöntemini değiştirmek için yaptığı hamle de şeker fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Analistler, Hindistan'da yüksek perakende şeker fiyatlarının hükümetin bu sezon ek ihracata izin vermeyeceği yönündeki beklentileri artırmasının piyasayı daha da zorladığını belirterek, Brezilya'daki hasadın da şeker piyasası üzerinde etkili olduğunu vurguladı. El Nino hava olayının, şeker üretimini aşağı yönlü etkileyebileceğine dair öngörüler de geçen hafta şeker piyasası üzerinde etkili oldu. Değerli metallerde sert yükselişler Emtia piyasasında geçen ay değerli metallerde sert yükselişler görüldü. Altın yüzde 1, gümüş yüzde 3, paladyum yüzde 3,3 ve platin yüzde 8,4 artış kaydetti. Analistler, geçen ay ABD'de artan resesyon endişelerinin Fed'in "şahin" adımlarını sona erdirmesine neden olabileceği beklentilerini güçlendirdiğine işaret ederek, bu durumun altının ons fiyatını desteklediğini ifade etti. Zayıf ekonomik verilerle birlikte dolarda görülen güç kaybı da altını destekledi. Geçen ay bakırın fiyatı yüzde 4,5, alüminyum yüzde 2,3 ve çinko yüzde 10,3 düşerken, kurşun yüzde 0,7 ve nikel yüzde 3 artış kaydetti. Baz metallerde talep endişeleri Ekonomik aktivitenin yavaşlaması, geçen ay baz metallerde talep endişelerini öne çıkardı. Çin'de imalat sanayisindeki gerileme ve ülkede otomobil talebinin düşmesi de baz metalleri etkiledi. Enerji emtialarına ise geçen ay yükseliş eğilimi hakim oldu. Geçen ayı Brent petrol yüzde 0,5 ve doğal gaz yüzde 8,8 kazançla tamamladı. Brent petrol fiyatlarındaki yükselişte, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubu üyesi ülkelerin üretim kesintisi kararının ardından artan arz endişeleri etkili oldu. Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, OPEC+ grubunda 23 ülkenin bulunduğuna işaret ederek, diğer ülkelerin de gerek görmesi halinde petrol üretimlerini gönüllü olarak düşürme kararı alabileceğini belirtmişti. ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), OPEC+ grubu tarafından yapılan üretim kesintilerini gerekçe göstererek bu yıla ilişkin petrol fiyatı tahminini yukarı yönlü revize etmişti. Sıcaklıların tekrar düşeceğine ve ısı talebinin artacağına yönelik öngörülerle doğal gaz fiyatları yükselirken, ABD'de elektrik üretiminin artması da doğal gaz fiyatlarının yükselmesini sağlayan faktörlerden biri oldu. Kahvede sert yükseliş Geçen ay tarım emtialarında dalgalı bir seyir izlendi. Chicago Ticaret Borsası'nda işlem gören buğdayın fiyatı yüzde 8,5, mısır yüzde 11,4, soya fasulyesi yüzde 5,7 ve pirinç yüzde 0,2 düştü. ICE'de pamuk yüzde 2,4 değer kaybederken, kahve yüzde 9,1, 2.995 dolarla Ağustos 2016'dan bu yana en yüksek seviyeyi gören kakao da yüzde 0,1 arttı. Talep endişeleri, geçen ay tarım emtiaları üzerinde etkili oldu. Kahve üretiminin azalacağına yönelik öngörülerle kahve fiyatları nisanda ralli yaptı. Endonezya Kahve İhracatçıları ve Sanayicileri Birliği, aşırı yağışların kahve alanlarına zarar vermesinden dolayı kahve üretiminin 2023'te azalabileceğini belirtirken, Kolombiya Ulusal Kahve Üreticileri Federasyonu da 2023'ün ilk yarısında kahve üretiminin düşeceği öngörüsünde bulundu. ABD Tarım Bakanlığı ve Rabobank da kahve üretim tahminlerini düşürdü. Brezilya realinin dolara karşı değer kazanması kahve için destekleyici önemli bir faktör olurken, Vietnam'da kahve stoklarının azaldığına yönelik gelen haberler de kahve fiyatlarında yükselişi beraberinde getirdi.

Emtia piyasasında dalga boyu yükseldi Haber

Emtia piyasasında dalga boyu yükseldi

Emtia piyasasında geçen hafta oynaklığın arttığı ve fiyatlardaki dalga boyunun yükseldiği görülürken, ürün bazlı ayrışmaların artması dikkati çekti. Geçen hafta karışık bir seyrin hakim olduğu emtia piyasasında dalga boyu, ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) para politikası kararları sonrası daha da yükseldi. Yatırımcıların odağında geçen hafta merkez bankaları, yoğun makroekonomik takvim ve bilançolar bulunurken, alınan karışık sinyaller piyasaların yön bulmasını zorlaştırdı. Analistler, emtia piyasasındaki ürün bazlı ayrışmalara dikkati çekti. ABD Merkez Bankası (Fed), hafta içindeki toplantıda, politika faizini beklentiler doğrultusunda 25 baz puan artırarak 16 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5-5,25 aralığına yükseltti. Mart 2022'den bu yana 10. faiz artırımını gerçekleştiren banka, böylece faiz oranını toplam 500 baz puan yükseltmiş oldu. Fed'den yapılan açıklamada, ekonomik aktivitenin ilk çeyrekte "ılımlı bir büyüme" kaydettiği belirtilerek, iş kazanımlarının son aylarda güçlü olduğu, işsizlik oranının düşük kaldığı, enflasyonun ise yüksek kalmaya devam ettiği aktarıldı. "Yeterince kısıtlayıcı bir duruş elde etmek için bazı ek politika sıkılaşmasının uygun olabileceğinin öngörüldüğüne" ilişkin ifadenin açıklamadan çıkarılması ise dikkati çekti. Analistler, para piyasalarındaki fiyatlamalarda bankanın haziranda faiz artışını durduracağına kesin gözüyle bakıldığını ancak Fed Başkanı Jerome Powell'ın, faiz kararının ardından düzenlediği basın toplantısında, "faiz artırımlarının durdurulup durdurulmayacağının haziran toplantısında ele alınacağını" söylediğini hatırlattı. ECB de 3 temel politika faizini beklentiler doğrultusunda 25 baz puan artırdı. ECB'den yapılan açıklamada, gelecek dönem alınacak kararların piyasalar üzerinde yeterli sıkılaştırma yapacağı belirtildi. ECB Başkanı Christine Lagarde, faiz kararının ardından düzenlediği basın toplantısında, bankanın, enflasyona karşı "daha gidecek yolu" olduğunu ve Avro Bölgesi'ndeki enflasyonla mücadele için parasal sıkılaştırmaya "ara vermediğini" söyledi. ABD'de bankacılık sektörüne ilişkin risklerin devam etmesi de geçen hafta risk algısını artırdı. ABD Federal Mevduat Sigorta Kurumu'nun (FDIC), First Republic Bank'ın kapatıldığını ve varlıklarının ABD'nin büyük bankalarından JPMorgan Chase tarafından satın alınacağını duyurmasıyla yatışan bankacılık krizi, geçen hafta ABD'de yeniden etkili oldu. Devlet yetkilileri ve bankalardan yapılan açıklamalar, bölgesel banka hisselerinde oynaklığı artırdı. Söz konusu bankalardan Pacwest'in, "stratejik varlıkların satışı dahil olmak üzere opsiyonları değerlendirdiğini ve son dönemde ilgi gösteren potansiyel yatırımcı ve partnerlerle görüşmelerin sürdüğünü" açıklamasının ardından bankanın hisselerinde dalga boyu arttı ve yüksek oynaklık nedeniyle birçok kez işlemleri durduruldu. Analistler, bu hafta ABD'de enflasyon ve İngiltere Merkez Bankası faiz kararının öne çıkacağını bildirdi. Emtia piyasasına Çin etkisi Geçen hafta Çin'de ekonomik aktivitenin yeniden yavaşlama eğilimine girebileceğine yönelik endişeler emtia piyasasını aşağı yönlü etkiledi. Ülkede konut piyasası kaynaklı yavaşlama talep endişelerine neden oluyor. Avrupa'da açıklanan imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri, imalat sanayinde daralmanın devam ettiğini gösterdi ve ekonomik aktiviteye ilişkin endişelerin sürmesine neden başka bir faktör olarak ortaya çıktı. Geçen hafta değerli metallerde karışık bir seyir izlendi. Altın yüzde 1,4 ve gümüş yüzde 2,5 değer kazanırken, paladyum yüzde 0,7 ve platin yüzde 1,4 değer kaybetti. Fed'in faiz artışlarına ara vereceğine yönelik fiyatlamalar, altının ons fiyatını destekledi. Baz metallerde satış baskısı Baz metallere geçen hafta satış baskısı hakim oldu. Tezgah üstü piyasada bakır yüzde 1,1, kurşun yüzde 1,8, alüminyum yüzde 1,9 ve çinko yüzde 1,2 gerilerken, nikel yüzde 3,8 arttı. Çin'in fiziksel talebinin zayıflamasıyla bakır fiyatları düştü. Geçen hafta Brent petrol yüzde 6,2 ve New York Ticaret Borsası'nda işlem gören doğal gaz yüzde 11,3 değer kaybetti. Petrol fiyatlarındaki düşüşte Çin'den gelen zayıf ekonomik veriler etkili oldu. Çin'de imalat sektörlerindeki öncü ekonomik aktivite verileri, Kovid-19 kısıtlamalarının geçen yılın sonunda kaldırılmasıyla ilk çeyrekte kaydedilen büyümenin ardından nisanda yine daralmanın eşiğine geriledi. Çin Ulusal İstatistik Bürosu'nun açıkladığı PMI, nisanda imalat ve imalat dışı sektörlerde düştü. İmalat sanayi PMI, geçen ay 2,7 puan azalarak 49,2'ye, imalat dışı PMI da 1,8 puan düşüşle 56,4'e indi. Hava sıcaklıklarının yükseleceğine yönelik öngörülerle doğal gaz fiyatları geçen hafta geriledi. Tarım emtialarında pozitif seyir Tarım emtiaları geçen hafta pozitif seyretti. Para piyasalarında Fed'in yıl sonuna kadar 50 baz puan faiz indirimi yapabileceğine ilişkin fiyatlamalarla tarım emtiaları yükseldi. Geçen hafta Chicago Ticaret Borsası'nda işlem gören buğday yüzde 4,2, mısır yüzde 2,1, soya fasulyesi yüzde 1,2 ve pirinç yüzde 3,9 artış kaydetti. Intercontinental Exchange'de (ICE) pamuk yüzde 4, kahve yüzde 1,1 ve kakao yüzde 0,1 değer kazanırken, şeker yüzde 3,2 değer kaybetti. Şekerde ise son bir ayda yaşanan hızlı yükseliş sonrası kar satışlarındaki artışla değer kaybı yaşandı. Kaynak: Anadolu Ajansı

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.