TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Japonya

AGRONEWS - Japonya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Japonya haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Muğla'dan Su Ürünlerinde Rekor İhracat Haber

Muğla'dan Su Ürünlerinde Rekor İhracat

MUĞLA (İHA) - Türkiye’nin su ürünleri ihracatında büyük bir başarıya ulaşıldı. 2000’lerde yalnızca 59 milyon dolar seviyesinde olan ihracat, 2024 sonunda 34 kat artışla 2 milyar 19 milyon doları geçti. Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, hedefin 2025 yılında 2,5 milyar dolara ulaşmak olduğunu belirtti. Türkiye’nin yıllık su ürünleri üretimi ise 1 milyon 8 bin tona ulaştı. MODERN TESİSLER VE YETİŞTİRİCİLİK ÖNE ÇIKIYOR Kızıltan, su ürünleri sektöründe modern tesis yatırımları sayesinde önemli bir mesafe kat edildiğini vurguladı. Türkiye’de 553 bin ton su ürünü yetiştiricilikle elde edilirken, bu yöntem toplam üretimin yüzde 55’ini oluşturuyor. Norveç’in 13 milyar dolarlık ihracat potansiyeline dikkat çeken Kızıltan, Türkiye’nin de bu seviyelere ulaşabileceğini ifade etti. LEVREK ZİRVEDE, ÇİPURA VE SOMON TAKİPTE Levrek, 570 milyon dolarla ihracat lideri olmaya devam etti. İngiltere, İtalya ve Hollanda levrek ihracatında ilk üç sırayı aldı. Çipura ihracatı ise yüzde 22 artışla 508 milyon dolara çıktı. Türk somonu, yüzde 31’lik artışla 497 milyon dolarlık ihracat hacmine ulaştı ve bu alanda Rusya Federasyonu lider alıcı oldu. ORKİNOS İHRACATINDA BÜYÜK SIÇRAMA 2024 yılında orkinos ihracatı yüzde 153 artarak 51 milyon dolardan 129 milyon dolara yükseldi. Japonya 99 milyon dolarlık alımla başı çekerken, Güney Kore 29 milyon dolarlık talepte bulundu. Alabalık ihracatı 117 milyon dolar olurken, diğer su ürünlerinin toplam ihracatı 210 milyon dolara çıktı. Alabalıkta sırasıyla Almanya, Rusya ve Hollanda en çok talepte bulunan ülkeler oldu. 

Samsun'da Su Ürünleri Üretiminde Büyük Başarı Haber

Samsun'da Su Ürünleri Üretiminde Büyük Başarı

SAMSUN (İHA) - Samsun’da 2024 yılı boyunca avcılık ve yetiştiricilik yoluyla 65 bin 210 ton su ürünleri üretildi. İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, bu üretimin 12 bin 231 tonunun ihraç edilerek 49 milyon 975 bin 451 dolar ve 34 milyon 964 bin 616 avro döviz kazandırdığını belirtti. SAMSUN’UN STRATEJİK KONUMU VE ALTYAPISI Samsun, limanları, kalifiye elemanları, modern balıkçı tekneleri ve geniş altyapısıyla Karadeniz’de su ürünleri üretiminde lider bir rol oynuyor. 2024 yılında avcılık yoluyla 51 bin 536 ton, yetiştiricilik yoluyla ise 13 bin 674 ton ürün elde edildi. Samsun’daki 39 yetiştiricilik tesisi, yıllık 22 bin 990 ton kapasiteyle Türk somonu ve alabalık gibi değerli ürünlerin üretiminde ön planda yer aldı. Denizde hamsi, palamut, mezgit, istavrit, barbun gibi balıkların yanında çaça balığı avcılığı; iç sularda ise sazan, sudak, yayın, turna ve tatlı su levreği gibi balıkların yakalandığı belirtildi. Sağlam, "Ülkemiz ve ilimiz için önem arz eden Kızılırmak ve Yeşilırmak Deltalarında bulunan balık gölleri ve lagün gölleri çevrelerinde önemli tıbbi sülük potansiyeli mevcuttur. Bölgemizden avcılık yolu ile toplanan tıbbi sülükler belirli bir kota dahilinde yurtdışına ihraç edilmektedir" diyerek balıkçılığın tıp sektöründe kullanımıyla da kazanç getirdiğini ekledi. BALIKÇILIK İHRACATIYLA GELEN KAZANÇ Karadeniz’den avlanan hamsi ve deniz salyangozu ile yetiştirilen Türk somonu ve levrek gibi ürünler, Avrupa Birliği, Japonya, Rusya, Güney Kore, ABD ve Çin başta olmak üzere birçok ülkeye ihraç ediliyor. 2024 yılında Samsun’dan toplam 12 bin 231 ton balık ürünü ihraç edilerek ülkeye milyonlarca dolarlık döviz girdisi sağlandı. DENETİMLERDE SIKI KONTROL İlde 2024 yılında gerçekleştirilen denetimlerde yasa dışı avlanma faaliyetlerine karşı sıkı önlemler alındı. Konuyla ilgili konuşan Sağlam, "5 adet su ürünleri kontrol teknemiz mevcuttur. Denetim ekiplerimizce 2024 yılında perakende balık satış yerlerinde bin 398, balıkçı barınakları, nakil araçları, yol güzergahları, deniz ve balıkçı gemilerinde bin 696 adet, iç sularda 655, soğuk hava depolarında 94, balık halinde 133 adet, işleme tesislerinde 134 ve yetiştiricilik tesislerinde 182 olmak üzere toplam 4 bin 292 adet su ürünleri denetimi gerçekleştirilmiştir. Su ürünleri denetim ekipleri 2024 yılında yaptığı denetimlerle kaçak avcılığa geçit vermemiştir. Bu kapsamda yapılan denetimlerde yasadışı avlanılarak yakalanan balıklara el konularak sosyal hizmetler kurumlarına bağış yapılmış, bağışı yapılamayan ürünler ise balık unu ve yağı fabrikalarına satışı yapılarak balık yemi yapımında kullanılmıştır. Yasadışı av araçlarının ise imhası sağlanmıştır. Kurallara uymayan 101 balıkçı/işletmeciye 2 milyon 104 bin 382 TL idari para cezası uygulanmıştır" açıklamasında bulundu. SAMSUN’DA YETİŞTİRİCİLİK ARTIYOR Su ürünleri yetiştiriciliği, Samsun’da son 20 yılda 12 kat artış gösterdi. 2024’teki üretim kapasitesinin önümüzdeki yıllarda yeni tesislerle daha da artması bekleniyor. Sağlam, küresel ısınma ve aşırı avlanmanın etkileri nedeniyle yetiştiriciliğin daha da önem kazanacağını vurguladı. Samsun, modern teknolojisi ve uluslararası standartlara uygun üretimiyle hem yerel hem de küresel pazarda dikkat çekmeye devam ediyor.

Nazilli'nin Kestane Şekeri Uzak Doğu’ya Tat Katıyor Haber

Nazilli'nin Kestane Şekeri Uzak Doğu’ya Tat Katıyor

AYDIN (İHA) - Aydın’ın Nazilli ilçesinde üretilen kestane şekeri, Japonya başta olmak üzere birçok ülkenin sofralarını süslüyor. 18 yıl önce üretime başlayan bir girişimci aile, 15 yıldır Japonların bu lezzeti tercih etmesini sağlıyor. Yıllık 400-500 ton üretim yapan işletme, katkısız ve doğal üretim yöntemleriyle dikkat çekiyor. JAPONLARIN VAZGEÇİLMEZİ OLDU Nazilli’ye bağlı Aksu Mahallesi’nde üretilen Şekerci Kestanesi, yerli ve yabancı pazarda büyük talep görüyor. İşletme sahibi Ersan Çetin, "Türkiye'de kestane üretiminin yüzde 30'unu Aydın karşılıyor. Aydın'daki üretimin de yarısını Nazilli karşılıyor. Dünyanın en iyi ve en doğal kestane şekerini de biz üretiyoruz. En büyük pazarımız ise Japonya. Japonlara birinci kalite bizden, 2. ve 3. kalite kestane şekeri ise İspanya ve İtalya'dan gidiyor. Japonların 15 yıldır birinci kalitedeki kestane şekerinin tek tercihi bizim işletmemiz. Türkiye'de de sadece bizden alıyorlar" dedi. DOĞALLIK SIRRI Glikoz ve katkı maddesi kullanmadan, yalnızca pancar şekeriyle üretim yaptıklarını belirten Çetin, fabrikasyon yerine el işçiliğiyle ürettikleri için Japon pazarında rakipsiz olduklarını söyledi. Kestaneyi işleyip şekere dönüştüren 60 kadın çalışan, tamamen doğal yöntemlere sadık kalarak üretim yapıyor. YILLIK İHRACAT 4-5 KONTEYNER Ekimde başlayan kestane hasadı, işletmede 7 aylık bir üretim sürecine dönüşüyor. Çetin, "Yıllık 4 -5 konteyner kestane şekeri ihraç ediyoruz. Aynı zamanda Türkiye genelindeki büyük işletmelere de kestane ve kestane şekeri gönderiyoruz. İç pazarda İzmir, Bursa, Samsun, Antalya, Ankara, Muğla, İstanbul başta geliyor. Hatta zincir marketlere de kestane gönderiyoruz. Yıllık ortalama 400-500 ton kestane işliyoruz" diyerek üretim kapasiteleri ile ilgili bilgi verdi. UZAKDOĞU'YU FETHEDEN TADIN ÜRETİMİ Hasat edilen kestaneler, dikenlerinden arınması için kuyularda bekletiliyor. Kabuklarından ayrılıp sıcak suyla haşlanan kestaneler, titizlikle işlenerek dörtlü gruplarda tüle sarılıp şuruplanıyor. Dağılmamaları için özenle hazırlanan kestaneler, bir gün dinlendirildikten sonra ambalajlanarak satışa sunuluyor. Bu özenli süreç, tatlıya benzersiz bir lezzet katıyor.

Japonya’dan ticaretini yaptığı fındığı tanımak için Giresun’a geldi Haber

Japonya’dan ticaretini yaptığı fındığı tanımak için Giresun’a geldi

Giresunlu genç girişimci Demet Öztürk’ün daveti üzerinde Japonya’dan Giresun’a gelen Ryo Nakahara, Giresun fındığının tanıtımı için bahçeye girerek fındık üretim sürecini deneyimledi. Giresun’da fındık hasadı tüm hızıyla sürerken Japonya’nın Fukuoka kentinde fındık ticareti yapan Ryo Nakahara, Japon müşterilerine fındığın üretim aşamalarını göstermek adına Giresun’a geldi. Giresunlu genç kadın girişimci Demet Öztürk’ün daveti üzerinde Piraziz ilçesine gelen Nakahara, fındığın hasat sürecini tüm aşamalarıyla deneyimledi. Nakahara, bahçeden fındığı toplayarak hem çuvalladı hem de taşıdı. “Fındık toplamak zor ama keyifli” Japonya’da yaklaşık bir buçuk yıldır fındık ticaretiyle uğraşan Nakahara, fındık ithalatının yanı sıra Türkçe’yi de öğrendi. Fındık toplamanın oldukça zor olduğunu ifade eden Nakahara, “Giresun’da 1,5 yıldır fındık ticareti yapıyorum. Hasada katılmak için ve Japon müşterilerime fındığın tüm aşamalarını göstermek için buradayım. Fındık toplamak zor. Özellikle yokuş olan bahçelerde ama yine de fındığı çok sevdiğim için keyif aldım. Fındık hem lezzetli hem de çok sağlıklı bir ürün. Bir de fındık toplamak çok zor. Bahçeler çok dik. Fındık toplamak keyifli ama çok zor. Aile bağları daha da güçlendirilebilir” diye konuştu. “Japonya’da fındık çok fazla tanınmıyor” Japonya’da fındığın daha çok çikolatalı ürünlerle tüketildiğini ifade eden Nakahara, “Japonya’da fındığı çoğu kişi bilmiyor. Genelde kaju ve badem gibi kuruyemişler tercih ediliyor. Bunun temel sebebi fiyattan dolayı. Japonya’da fındık pahalı. Ama benim müşterim çok seviyorlar. Daha doğrusu, Giresun fındığını yedikten sonra sevmeye başlıyorlar. Böyle diyebilirim. Fındığın Japonya’daki tüketimi çoğunlukla çikolatalı ürünlerle sağlanıyor. Kek ve pasta yapılıyor. Bir de kahvaltıda yoğurtla ve yulaf ezmesiyle tüketiliyor. Benim favorim cevizli makarna. Fındık ve fesleğen sosu çok güzel uyuyor. Toplamda 3 yıldan fazla Türkiye’de kaldım. Türk insanları her zaman bana çok sıcakkanlı davrandılar. Giresun’da hiç kötü bir deneyim başıma gelmedi. Japonya’da sizin değerli fındıklarınızı daha çok tanıtacağım. Her yaz Giresun’dayım. Seneye görüşürüz hoş çakalın” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin Japonya’ya gıda ihracatı 5 yılda yüzde 72 arttı Haber

Türkiye’nin Japonya’ya gıda ihracatı 5 yılda yüzde 72 arttı

Dünyanın gıda ambarı olan Türkiye, Japonya’ya ihracatta 1 milyar dolar hedefiyle 5-8 Mart 2024 tarihlerinde Tokyo’da Foodex Japan Fuarı’na 51 firmayla katılıyor. Eskinazi: “Dünyanın gıda ambarıyız” Anadolu topraklarında yetişen binlerce çeşit gıda ürünüyle Türkiye’nin dünyanın gıda ambarı olduğu bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türk gıda sektörünün Japonya pazarında hedeflerine ulaşması için 5-8 Mart 2024 tarihlerinde Tokyo’da Foodex Japan Fuarı’na 51 firmayla katıldıklarını dile getirdi. Uzakdoğu’nun en büyük gıda fuarı olan Foodex Japan Fuarı’na Türkiye Milli Katılım Organizasyonunda bu yıl 26.’sını yapacaklarını dillendiren Eskinazi, “Çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir, kuru kayısı, zeytinyağı, sofralık zeytin, levrek, çipura, Türk somonu, kanatlı eti, yumurta, çam balı, fındık, bulgur, un, vişne, kiraz, ayva, salatalık, kavun, karpuz, elma, biber, mandalina, domates, defne, kekik, adaçayı, meyan kökü, siyah çay, kırmızı biber, haşhaş, kimyon, nane, yağlık gül, anason, turşu gibi ürünlerde dünyanın en güçlü tedarikçilerinden biriyiz. Japonya, Türk gıda sektörü için referans bir pazar. Japonya’ya ihracat yaptığınızda dünyanın her tarafına gıda ürünleri ihracatı yapabilecek kaliteye ulaştığınızı ortaya koymuş oluyorsunuz. Japonya pazarında büyümemiz beraberinde dünya genelinde gıda ihracatımızın daha da hızlı artmasına zemin oluşturacak. Japonya ile ilişkilerimizi artırarak ihracatımızı artırmak istiyoruz. Amacımız Japonya’ya gıda ihracatımızı orta vadede 1 milyar doların üzerine çıkarmak” diye konuştu. Işık: “Japonya pazarı bizim için çok kıymetli” Türk gıda sektörünün, Cumhuriyetimizin 100. yılında 26 milyar dolarlık gıda ürünleri ihraç ettiği bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, ihracatta güçlü oldukları Avrupa, Rusya, Ortadoğu ve ABD pazarları yanında Japonya, Çin, Hindistan gibi pazarlarda büyümek istediklerini vurguladı. Japonya’nın son 5 yılda gıda ithalatının yüzde 17’lik artışla 62 milyar dolardan 73,6 milyar dolara çıktığını paylaşan Işık, aynı dönemde Türkiye’nin Japonya’ya yaptığı gıda ihracatının ise yüzde 72’lik artışla 164 milyon dolardan 282 milyon dolara yükseldiğine dikkati çekti. Girit: “Japonlar suşiyi Türk orkinoslarıyla yapıyor” Türkiye ile Japonya arasındaki tarihi bağların, Türk gıda sektörünün geniş ve kaliteli ürün yelpazesi ve iki ülke arasında vize uygulamasının bulunmamasının Türkiye’nin Japonya’ya ihracatını artırabilmesi için fırsatlar barındırdığını kaydeden Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit ise, Türkiye’den Japonya’ya gıda ihracatında su ürünleri sektörünün 2023 yılında 53 milyon dolarlık payla ikinci sırada yer aldığını bildirdi. Türk su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörünün Japonya’da ihracat rakamlarını yukarı çekebileceğine olan inancını paylaşan Girit, “Japon dostlarımız en çok sevdikleri yiyecek olan suşiyi Türk orkinoslarıyla yapsınlar istiyoruz. Japonya’ya balık dışında kanatlı etleri gönderiyoruz. Şimdi ise toz yumurta ve sofralık yumurta ihracatı konusunda görüşmelerimiz sürüyor. Foodex Japan Fuarı’nda yapacağımız ticari bağlantılarla 2024 yılında Japonya’ya ihracatta büyük artışlar yakalayacağımıza inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Muş’ta 2100 rakımlı tesisten Japonya’ya alabalık ihracatı Haber

Muş’ta 2100 rakımlı tesisten Japonya’ya alabalık ihracatı

Muş’un Varto ilçesinde 2100 rakımlı Bingöl Dağı‘nın eteğinde kurulan alabalık tesisinde üretilen balıklar, başta Japonya olmak üzere birçok ülkeye ihraç ediliyor. Başta Japonya ve Rusya’ya olmak üzere birçok ülkeye ihraç edilen Türk somonlarının yanı sıra yavru alabalıkları da yurt içinde farklı illere sevk ediliyor. Doğal su kaynaklarının üzerine kurulan Varto somon ve alabalık tesisinde yetiştirilen balıklardan ilçe ekonomisine yılda 30 milyon lira katkı bekleniyor. Tesiste 8 milyon balık yavrusunun belli bir gramaja geldikten sonra iç ve dış piyasaya sürülmesi hedefleniyor. Tesise ilişkin bilgi veren işletmeci Ercan Özer, kentte ilk kez kurulan tesiste bin anaç somondan 8 milyon balık yavrusu elde ettiklerini aktardı. Bölgedeki su kaynaklarının verimliliği sayesinde kaliteli balıkların yetiştiğini dile getiren Özer, “2100 rakımlı Bingöl Dağı eteklerinde kurulan Varto somon ve alabalık üretim tesisimizde üretilen balıklarımızı ağırlıklı olarak yurt dışına ihracat ediyoruz. Bu yıl 8 milyon adet üretimimiz oldu. Japonya ve Rusya’ya başta olmak üzere birçok ülkeye ihracat yapmaktayız. Ürettiğimiz yavru alabalıkları ise yurt içinde farklı illere vermekteyiz. Bingöl Dağı’ndan çıkan su soğuk ve berrak olduğu için alabalıklarımız yağlı ve lezzetli oluyor. Bu nedenle rağbet görmektedir. Yılda 30 milyon lira ilçeye katkımız olacaktır” dedi.

Fukuşima deprem sonrası tarımsal üretimi canlandırmaya çalışıyor Haber

Fukuşima deprem sonrası tarımsal üretimi canlandırmaya çalışıyor

Fukuşima nükleer felaket öncesi Japonya’nın en büyük tarımsal üretim merkezlerinden biriydi. Dirençli çiftçi topluluğu bugün bir kez daha tüketicilerin bölgeden gelen ürünlerin tadını çıkarmasını sağlıyor. Hevesli üreticiler, Japon yetkililere göre radyoaktivite oranlarını büyük şehirlerle aynı seviyeye indiren arındırma çabalarıyla birlikte, tarımın kademeli olarak yeniden büyümesine yardımcı oluyor. Suzuki bira fabrikası, 12 yıl sonra, felaketten en çok etkilenen bölgelerden biri olan Namie’deki evine kısa bir süre önce geri döndü. Tsunaminin vurduğu eski bira fabrikası, limanın hemen yakınlarındaydı. Bira üreticilerinin balıkçılarla yakın bir ilişkisi vardı. Büyük avları kutlamak için sake servis edilirdi. Namie'ye geri dönen fabrikanın CEO'su Suzuki Daizuke, yerel halka umut vermek ve destek olmak istiyor. Suzuki, "Depremden önce yaklaşık 120 balıkçı teknesi vardı ancak şimdi 30’dan az var. Yerel balıkçılık endüstrisini desteklemek için yerel halkın yediği balık yemekleriyle sakemizin uyumluluğunu ölçtük ve onları yapay zeka ile birleştirerek 'Balık Sake Düğünü' (Gyoshu Mariaju) adlı bir sake geliştirdik." şeklinde konuşuyor.  Sake yediğimizden farklı bir pirinç türü kullanılarak yapılır. Toprağı arındırma işleminin ardından öncelik yemeklik pirinç yetiştirmekteydi.  Suzuki bu nedenle yenilikler yapmaya başladığını söylüyor: "Yediğimiz pirinçten sake yaptım ve bence gerçekten lezzetli oldu. Dahası, Namie’de üretilen pirinçte bir tuhaflık olmadığı gerçeğini sake aracılığıyla yayabileceğimi düşündüm." Motoki'nin domatesleri Bölgedeki çiftçiler ve üreticiler, tüketicilerin endişeleriyle Iwaki kentinde domatese özel bir tema parkı olan Wonder Farm gibi yenilikçi girişimlerle başa çıkmayı düşünüyor.  Seralar ve son teknoloji topraksız üretim sistemi, Wonder Farm'ın Başkanı Motoki Hiroşi'nin felaket sonrası üretimini artırmasını sağladı. Bölgeyi yeniden canlandırmak için domatesi kullanıyor. Tüketicilerin çiftliğini ziyaret etmesine, kendi meyvelerini toplamasına ve kalitelerinin tadına bakmasına izin veriyor. Motoki, "Müşteriler, bölgeyi gördüklerinde ve ürünleri toplayan üreticiler hakkında bilgi sahibi olduklarında sebze-meyvelerin güvenli olduğunu anlayacaklar. Amacım tarımı ve turizmi yeniden canlandırmak. Bu nedenle çiftçiliğin yanında bir de restoran, çiftlik mağazası ve işleme tesisi kurdum. İnsanların gelip keyifli vakit geçirebileceği bir tesis yaratmak istiyorum." diyor.  Ziyaretçiler uygulamalı olarak tarımı deneyimleyebilir ve domates yemeklerinin tadını çıkarabilir. Ya da domates misosu ve domatesli dondurma gibi benzersiz ürünler satın alabilir. Hepsi Motoki’nin çiftliğinde yapılıyor. Motoki, "Deprem sonrası birçok farklı insanla bağlantı kurdum. Fukuşima’dan gelen ürünlere herkes aşık oldu. Birçoğu bu kadar lezzetli ve kaliteli ürünlerin taşınamamasının utanç verici olduğunu düşündü. Onları tüm dünyaya göndermeme yardım etmek istediler." şeklinde konuşuyor.  Çiftliği artık yerel üreticilerin taze sebzelerini satılmak veya yemeklik ürünlere dönüştürülmek üzere getirdiği bölgesel bir tarımsal merkez haline geldi. Kaynak: Euronews

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.