Küçükbaş Yetiştiriciliği Haberleri - Son Dakika Küçükbaş Yetiştiriciliği Haber Güncel Gelişmeler

Çoklu Doğuran Bafra Koyunlarında Doğum Sezonu Başladı

AMASYA (İHA) - Amasya’daki Gökhöyük Tarım İşletmesi’nde çoklu doğum özelliğine sahip yerli Bafra koyunlarının bu yılki doğumları başladı. Yüzde 75’i ikiz, yüzde 10’u üçüz doğuran koyunlarla birlikte 6 binden fazla kuzunun doğacağı öngörülüyor. 3 kilo doğan süt kuzuları, 2,5 ay içinde 30 kiloya ulaşarak hızla büyüyor. SÜT SAATİ GÖRSEL ŞÖLENE DÖNÜŞÜYOR Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne (TİGEM) bağlı işletmede, anneleriyle buluşan kuzuların beslenme vakti renkli anlara sahne oluyor. Dronla çekilen görüntülerde, süt saatinde koyunların ve kuzuların birbirine koştuğu anlar dikkat çekiyor. BAFRA IRKI KOYUNLARIN ET VE SÜT VERİMİ YÜKSEK Yüzde 75 Sakız, yüzde 25 Karayaka melezi olan Bafra koyunları, yüksek et kalitesi ve süt verimiyle ünlü. İşletme Müdürü Muhammet Altıparmak, bazı koyunların beşiz hatta altız doğurabildiğini belirterek, doğumların 40 personel tarafından takip edildiğini söyledi. Anneleriyle üç gün boyunca bir arada kalan kuzular, birbirilerinin koku ve seslerini tanıdıktan sonra sürüye alıştırılıyor. 5 AYDA 45 KİLOYA ULAŞIYORLAR Bir ay içinde sürüye adapte olan kuzular, günde üç kez anneleriyle buluşuyor. Bafra koyunları, 5 ayda 45 kilo ağırlığa ulaşıyor ve her yıl yoğun ilgi görüyor. Bu yıl 2 bin damızlık koyunun satışa sunulması bekleniyor.

Şap Endişesiyle 24 Saat Kuzu Nöbeti

TUNCELİ (İHA) - Tunceli’de yeni yılın ilk kuzuları doğarken besiciler, hem doğum telaşı hem de şap hastalığı tehdidi nedeniyle sıkı tedbirler alıyor. Erzincan, Bingöl ve Elazığ’da görülen şap vakaları yüzünden Çemişgezek ilçesinde 15 günlük karantina uygulanıyor. Küçükbaş hayvan üreticisi İsmail Acun, kuzulama döneminde büyük bir emek verdiklerini belirterek, "Şu anda Çemişgezek ilçemizde şap hastalığı görülmemektedir. Ancak biz yine de karantina tedbirlerine uyuyoruz. Sağ olsun ilçe kaymakamımız, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğümüzün tedbiren aldığı bu karantina önlemine uyuyoruz. Hem de süreci takip ediyoruz. Hayvanlarımıza hastalık bulaşmaması için Covid-19 tedbirleri neyse, aynı o tedbirlere uyuyoruz, kendimizi ve hayvanlarımızı korumaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. Acun, "Bizim bu kuzulama döneminde en büyük endişemiz E.coli dediğimiz hastalık. Hayvanlarımıza E.coli bulaştırmamak için elimizden gelen her türlü çabayı gösteriyoruz. İnşallah şap hastalığı ve E.coli hastalığından hayvanlarımızı korumayı başarırız. Bir yandan şap hastalığına hayvanlarımızın yakalanmaması için büyük çaba gösteriyoruz. İşimiz gerçekten çok zor. Hele hele bu doğum döneminde olan zorluk daha da artıyor. Günün 24 saati hayvanların başında nöbetleşerek bekliyoruz. Çünkü hayvanın doğumu esnasında yanında olmak zorundayız" dedi. Sürekli destek sağladıklarını belirttiği Çemişgezek İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerine teşekkür etti. Küçükbaş hayvan üreticisi Resul Özen de şap hastalığı kaygısının doğum döneminin zorluklarıyla birleştiğini belirterek, "Doğumlar başladı, günün 24 saati dönüşümlü olarak nöbet tutuyoruz. Kuzular ağız sütü almazsa hastalanıyor ve ölebiliyor. Yem ve su düzenine de çok dikkat ediyoruz" dedi. Özen, karantina kurallarına uyduklarını ve dışarıdan hayvan girişine izin vermediklerini belirtti. Zor bir dönem geçirmelerine rağmen Çemişgezek Kaymakamı Cüneyt Zor ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerine karantina önlemleri nedeniyle teşekkürlerini sundu.

Muş'ta Besicilerden Kışlık Yem Derdine Söğüt Dalı Çözümü

MUŞ (İHA) - Muş’ta hayvancılıkla uğraşan besiciler, söğüt dallarını küçükbaş hayvanlarına yem olarak vererek yem maliyetlerini düşürüyor. Karın yoğun yağdığı Muş’ta, kış aylarında hayvanlarını beslemek için ekonomik ve doğal bir yöntem geliştiren besiciler, bu sayede hem samandan tasarruf ediyor hem de hayvanlarının süt verimini artırıyor. KIŞ AYLARINDA SÖĞÜT DALI ÇÖZÜMÜ Kış mevsiminin başlamasıyla, hayvanlarını kar üzerinde besleyen çiftçiler, kendilerine ait bahçe ve arazilerdeki söğüt ağaçlarını budayarak dallarını yem olarak kullanıyor. Besiciler, sabahları saman ve arpa, öğleden sonraları ise söğüt dalları ile hayvanlarını besleyerek verimliliği artırmayı hedefliyor. HEM EKONOMİK HEM SAĞLIKLI Besicilerden Abuzer Güngör, söğüt dalı yönteminin avantajlarını, "Kar yağışı ile birlikte hayvanlarımızı kar üzerinde beslemeye başladık. Yemden ve samandan tasarruf etmek için kendi bahçelerimizde ektiğimiz söğüt ağaçlarının dallarını hayvanlarımıza veriyoruz. Söğüt dalı taze olduğu için hem sağlıklı hem de süt verimini artırıyor. Söğüt dallarını budadıktan sonra sırtımızda taşıyarak keçilerin olduğu alana getirerek onlara veriyoruz" sözleriyle anlattı. Muşlu çiftçilerin bu yenilikçi yöntemi, zorlu kış şartlarında hayvancılığı daha sürdürülebilir hale getiriyor.

Engelli Kuzunun Sevgi Dolu Hayatta Kalma Mücadelesi

ERZİNCAN (İHA) - Başpınar köyünde küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapan Erkan Çimtay, doğumda fiziksel engellerle dünyaya gelen kuzusunu sahiplendi. Çimtay, annenin reddettiği yavruyu evine alarak soba kenarında besliyor ve ona sevgiyle bakıyor. Henüz ot ve yem yemeye alışamayan kuzu, biberonla titizlikle besleniyor. Çimtay, kuzunun hikayesini, "Kuzu annesinden doğduğunda annesi reddetti, engelli şu an. Gittiğimizde annesi yanından ayrılmıştı, annesini arıyordu ama annesi gelmiyordu. Biz de hemen aldık, ısınması için sobanın önüne getirdik. Annesinden sağdığımız sütü biberona koyarak getirip kuzuyu doyurmaya çalışıyoruz. Bir şekilde bunu böyle büyüteceğiz, büyüyüp yem yiyene kadar. Kendisi bacaklarından engelli, annesi de reddetmiş. Başka çaremiz yok, sadece emzireceğiz" sözleriyle anlattı.

Akabane Hastalığına Karşı Muğla’da Tedbirler Arttı

MUĞLA (İHA) - Muğla’nın Ortaca ilçesine bağlı Mergenli Mahallesi’nde küçükbaş hayvan yetiştirilen bir işletmede, olağandışı kuzu doğumları fark edilince Ortaca İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri harekete geçti. Yapılan incelemelerde akabane hastalığı tespit edildi. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, bölgedeki hayvan sağlığını korumak ve üreticilerin zarar görmesini önlemek için çalışmalarını sürdürdüğünü açıkladı. Mahalledeki bir işletmede 15 adet anormal kuzu doğumu yaşandığı ihbarını alan ekipler, bölgeye giderek o gün doğan ve ölen iki kuzudan numune aldı. Bornova Veteriner Kontrol Araştırma Enstitüsü’nde yapılan testlerde, sineklerle bulaşan ve küçükbaş hayvanlarda anormal yavru doğumlarına neden olan akabane hastalığı doğrulandı. Hastalığın yayılmasını önlemek için veteriner ekipler, bölgede kapsamlı bir hastalık taraması başlattı. ÜRETİCİLERE UYARILAR VE BİLGİLENDİRME Hastalığın tespit edilmesinin ardından, uzmanlar üreticilere akabane hastalığı hakkında bilgilendirme yaparak, mücadele yöntemlerini anlattı. Ayrıca hayvanlardan alınan kan örnekleriyle hastalığın yayılımı kontrol altına alınmaya çalışıldı. Yetkililer, üreticilerin bu tür durumlarda erken ihbarda bulunmasının önemine dikkat çekti ve özellikle anormal doğumlar veya toplu hayvan ölümleri durumunda İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerine bilgi verilmesi gerektiğini vurguladı. TEDBİRLER DEVAM EDİYOR Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, hastalığın kontrol altına alınması için bölgedeki diğer işletmelerde tarama ve bilgilendirme çalışmalarını sürdürüyor. Sağlıklı bir üretim dönemi için gerekli önlemlerin alındığını ifade eden yetkililer, üreticilere destek olmayı sürdüreceklerini belirtti. ERKEN MÜDAHALENİN ÖNEMİ Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, yaptığı açıklamada, "Ortaca ilçemizde yaşanan bu olay, hayvan sağlığının korunması ve üreticilerimizin ekonomik kayıplarının önlenmesi için erken müdahalenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. AKABANE hastalığı, sineklerle taşınan ve küçükbaş hayvanlarda ciddi zararlara yol açan bir hastalıktır. Olayın ardından ekiplerimiz hızlı bir şekilde bölgeye ulaşmış, hastalığın teşhisi ve kontrolü için gerekli tüm önlemleri almıştır. Üreticilerimizin benzer durumlarla karşılaştıklarında İlçe Tarım ve Orman Müdürlükleri’ne ihbarda bulunmaları çok önemlidir. Muğla genelinde tarama ve bilgilendirme çalışmalarımız kesintisiz devam edecektir" dedi. AKABANE HASTALIĞI NEDİR? Sineklerle bulaşan akabane hastalığı, düşükler, ölü doğumlar ve yaşamını sürdüremeyen anormal yavrularla kendini gösteren bir hastalıktır. Küçükbaş hayvanlarda büyük ekonomik kayıplara yol açabilen bu hastalıkta, hızlı teşhis ve müdahale hayati önem taşır.

Erzincan'ın Köylerinde Kış Mesaisi Başladı

ERZİNCAN (İHA) - Erzincan’da kar yağışının etkisini göstermesiyle köylerde kış hazırlıkları hız kazandı. Erzincan merkeze 35 kilometre uzaklıktaki Kalecik köyü sakinleri, karlı hava şartlarında günlük yaşamlarını sürdürüyor. Beyaza bürünen köy, çevresindeki ağaçlık alanlar ve derelerle kartpostallık manzaralar sunarken, köy halkı zorlu kış şartlarında geçimlerini sağlamak için çalışıyor. DAMI TEMİZLEMEK KADINLARIN GÖREVİ Kalecik köyünde toprak damlı evlerin ve ahırların bacalarını temizlemek kadınların sorumluluğunda. Sabahın erken saatlerinde ellerine tahta küreklerini alarak damları kardan temizleyen kadınlar, bu zorlu görevin yanı sıra eşlerine küçükbaş hayvanların bakımında da yardımcı oluyor. Köy sakinleri, hayvanlarını ağıllarda günde iki öğün besleyerek süt verimlerini artırmaya çalışıyor. ZORLU DOĞAL ŞARTLARLA MÜCADELE Köy çevresindeki mera yollarında kar ve tipi nedeniyle koyun ve keçi sürüleri zaman zaman zorluk yaşadı. Çetin kış koşullarında hayvancılık yapmaya devam eden köylüler, havaların ısınmasını ve yaylalara çıkacakları günleri sabırsızlıkla bekliyor. METEOROLOJİ’DEN ÇIĞ UYARISI Meteoroloji 12. Bölge Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, bölge genelinde havanın parçalı ve çok bulutlu olacağı, öğleden sonra ise kar yağışının etkili olacağı belirtildi. Özellikle dik ve eğimli arazilerde çığ tehlikesi bulunduğundan, vatandaşların dikkatli ve tedbirli olması istendi. Buzlanma, don olayları ve sabah saatlerinde yer yer görülen sis ve pus da hayatı olumsuz etkiliyor. Köy sakinleri, kış boyunca zorlu yaşam koşullarına alışkın olduklarını belirtiyor.

İstanbul’dan Köyüne Döndü, Huzuru Hayvancılıkta Buldu

KIRIKKALE (İHA) - İstanbul'da 10 yıl fabrikada çalıştıktan sonra memleketi Kırıkkale'nin Karaahmetli köyüne dönen Kazım Bozkurt, burada 22 yıldır küçükbaş hayvancılıkla uğraşıyor. Doğanın kucağında huzurlu bir yaşam süren Bozkurt, 100 hayvanına tek tek isim vererek onlarla özel bir bağ kurmuş. Bozkurt’un köyü, Kızılırmak Nehri'nin beslediği Kapulukaya Barajı kıyısında bulunuyor ve sakin bir yaşam sunuyor. Şehirdeki yoğun tempoyu geride bırakıp doğayla iç içe olmanın mutluluğunu yaşadığını dile getiren Bozkurt, "İnsanlar nasıl arkadaş olur, hayvanlarla da aynı şekilde bağ kuruyorum. Bu işi severek yapıyorum ve hayatımdan memnunum. Sabah hayvanlarımızı besleyip dışarı çıkarıyoruz. Ayakları güçlensin diye doğada iki saat güdüyoruz. Onlarla ilgilenmek beni mutlu ediyor" dedi. "ŞEHİR HAYATI ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLIYOR" Fabrikada geçirdiği yılları "açık cezaevi" olarak tanımlayan Bozkurt, köydeki yaşamın daha özgür ve huzurlu olduğunu ifade etti. "Çamaşır makinesi fabrikasında çalıştım. Orada belli bir saat var, mesai var. Gidersin, gelirsin. Yeri gelir 12 saat, yeri gelir 14 saat çalışırsın. Eve gelirsin, yemeğini yemeye vaktin olmaz. Yatarsın, sabah kalkarsın, bakmışsın ki iş saati gelmiş. Burada öyle bir şey yok. Burada hayvanlarını yemlersin, kafana göre gezersin" dedi.

#Küçükbaş Yetiştiriciliği