TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Omü

AGRONEWS - Omü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Omü haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

OMÜ'den Yeni Yerli Kenevir Çeşidi: Video Galeri

OMÜ'den Yeni Yerli Kenevir Çeşidi: "Gizlenci"

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kenevir Araştırmaları Enstitüsü, yüksek lif verimi ve oranıyla öne çıkan yeni bir kenevir çeşidi geliştirdi. "Gizlenci" adı verilen bu yeni çeşidin ilk hasadı başarıyla gerçekleştirildi. Enstitü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç, Türkiye'nin daha önce geliştirilen yerli kenevir çeşitleri Vezir ve Narlı'dan daha yüksek verime sahip olan Gizlenci için 2025 Ocak ayında tescil başvurusu yapılacağını açıkladı. Tescil sürecinin yaklaşık 2 yıl sürmesi beklenirken, çeşidin 2027 yılında Türk tarımının hizmetine sunulması hedefleniyor. Prof. Dr. Aytaç, Gizlenci'nin geliştirilme sürecini şöyle anlattı: "2013-2014 yıllarından bu yana sürdürdüğümüz çalışmalarla önce esrar oranının azaltılması, ardından lif veriminin artırılması üzerinde durduk. Son üç yılda üç farklı bölgede yaptığımız verim denemeleri başarılı sonuçlar verdi. Bu çeşidimiz tekstil, biyo kompozit ve biyo polimer gibi farklı sanayi kollarında kullanılabilecek." Samsun'un Havza ilçesinde 30 bin ton kapasiteli kenevir işleme fabrikasının yakında faaliyete geçeceğini belirten Aytaç, Türkiye'de Samsun, Kastamonu ve Amasya'da toplam 13 bin 750 dekar alanda kenevir ekimi yapıldığını, bu rakamın geçen yıla göre iki katından fazla artış gösterdiğini vurguladı. Fabrika tam kapasiteye ulaştıkça üretim alanlarının daha da artması bekleniyor. Yeni çeşit, tescil onayı için Tarım ve Orman Bakanlığı'na gönderilecek ve diğer yerli ve yabancı çeşitlerle karşılaştırmalı testlere tabi tutulacak. Testlerin olumlu sonuçlanması halinde Gizlenci, Türkiye'nin üçüncü yerli kenevir çeşidi olarak tescillenecek.

OMÜ'den Kök Çürüklüğüne Dayanıklı Kestane Çeşitleri Haber

OMÜ'den Kök Çürüklüğüne Dayanıklı Kestane Çeşitleri

5 Yıllık Araştırmadan Çarpıcı Sonuçlar OMÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Serdar, 500 bitki üzerinde yaptığı 5 yıllık inceleme sonunda kök çürüklüğüne dayanıklı yalnızca 35 bitki türü tespit etti. Dayanıklı türler, ticari bahçelerde kullanılmak üzere çoğaltılacak. “Doğru Anaca Aşılamayla Dayanıklı Kestane Türleri” Kestane kanseri ve kök çürüklüğü gibi hastalıklara dayanıklı çeşitler geliştiren Prof. Dr. Serdar, özellikle Betizac çeşidi kestanenin gal arısına dayanıklı olduğunu belirtti. Marsol anaçlarına aşılanan Betizac fidelerinin yüksek yaşam kabiliyetine sahip olduğu vurgulandı. Gal Arısı ile Mücadele ve Yeni Türler Son yıllarda Karadeniz'de kestane ağaçlarına zarar veren gal arısına karşı dayanıklı türler belirleniyor. Akyüz ve Ali Nihat çeşitlerinin gal arısına dirençli olduğu, Marigoule çeşidinin ise hassas olduğu tespit edildi. Gal arısına dayanıklı türler Marigoule anaçlarına aşılanarak çeşit değiştirme çalışmaları yapılıyor. Bilim ve Uygulama İç İçe Ali Nihat Gökyiğit Araştırma İstasyonu'nda yürütülen çalışmalarla dayanıklı ve verimli kestane türleri geliştiriliyor. Öğrenciler de araştırma istasyonunda teorik bilgilerini uygulama fırsatı buluyor. OMÜ’nün yürüttüğü bu çalışmalar, kestane üretiminde dayanıklılığı artırarak hem tarımsal sürdürülebilirliğe hem de ekonomik kalkınmaya katkı sağlıyor.

Kestane Bahçelerine Hastalıklara Dayanıklı Tür Müjdesi Haber

Kestane Bahçelerine Hastalıklara Dayanıklı Tür Müjdesi

SAMSUN (İHA) - Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Serdar, kestane ağaçlarının kök çürüklüğü, kanser hastalıkları ve gal arısı zararlısından korunması için geliştirdiği yeni yöntemle önemli bir başarıya imza attı. Kök çürüklüğüne dayanıklı marsol anaçları, gal arısına dirençli betizac çeşidiyle aşılanarak hastalıklara dayanıklı yeni kestane türleri yetiştirilecek. Yıllardır bu alanda çalışan Prof. Dr. Serdar, bu yöntemin kestane bahçelerinde yüksek verim ve dayanıklılık sağlayacağını belirtti. "Elde ettiğimiz anaçlarla özellikle betizac çeşidine aşı yapacağız. Böylece gal arısına dayanıklı olan betizac çeşidini marsol anacı üzerinde yetiştirerek doğru kestane üretimi yapmış olacağız. Aşı uyuşması çok iyi olacak, kök çürümesi hastalığına dayanıklı olacak" dedi. Serdar, daldırma yöntemiyle çoğaltılan marsol anaçlarının, gal arısına dirençli betizac çeşidiyle mükemmel uyum gösterdiğini ifade etti. Bu çalışmanın yalnızca kestane üretiminde değil, aynı zamanda ekonomik kayıpların önlenmesinde de önemli bir adım olduğunu vurguladı. "YENİ BAHÇELER DAYANIKLI TÜRLERDEN OLUŞMALI" Kestane bahçelerinde boş alanların genellikle kök çürüklüğünden kaynaklandığını belirten Serdar, "Parselimizde dikkat çeken çok boş alanlar var. Bu boşlukların sebebi, oradaki fidanların kök çürüklüğü hastalığı nedeniyle kurumuş olmasıdır. Toprağımız, ağır killi bir toprak. Kök çürüklüğüne müsait bir toprak. Bizim kestane yetiştiriciliğinde anaç faktörünü dikkate almamız gerekiyor. Kök çürüklüğüne dayanıklı anaçlar üzerine aşılı fidanlarla bahçe tesisi yapmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı. Araştırma ve çoğaltma çalışmaları, Atakum Kayagüney Mahallesi’ndeki Ali Nihat Gökyiğit Araştırma İstasyonu’nda Tarım Topluluğu ve öğrencilerin desteğiyle sürdürülüyor.

OMÜ, Gal Arısına Dayanıklı Kestane Çeşitlerinin Hasadına Başladı Haber

OMÜ, Gal Arısına Dayanıklı Kestane Çeşitlerinin Hasadına Başladı

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi, gal arısına dayanıklı kestane çeşitlerinin hasadına başladı. Atakum ilçesi Kaya Güney Mahallesi'nde bulunan Ali Nihat Gökyiğit Araştırma Merkezi’nde yetiştirilen ve Ziraat Fakültesi tarafından geliştirilen Akyüz, Ali Nihat, Betizak ve Macit 55 çeşitleri özellikle iri taneleri ve lezzetiyle öne çıkıyor. OMÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ümit Serdar, Akyüz ve Ali Nihat çeşitlerinin gal arısına karşı tamamen dayanıklı olduğunu, Macit 55 çeşidinin ise bir miktar hassas olduğunu belirtti. Betizak çeşidinin hem gal arısına hem de kestane kanserine tam dayanıklı olduğunu ve bu nedenle büyük önem taşıdığını vurguladı. Melezleme Çalışmaları ve Yeni Çeşitler Prof. Dr. Ümit Serdar, gal arısına hassas olan Marigoule çeşidinin yerine gal arısına dayanıklı yeni türler geliştirmek için melezleme çalışmaları yürüttüklerini, böylece geç olgunlaşan ve daha dayanıklı çeşitler elde etmeyi amaçladıklarını açıkladı. Ayrıca yetiştirilen kestanelerin soğuk hava deposunda muhafaza edilmesinin lezzetini artırdığı ifade edildi. OMÜ Ziraat Fakültesi, 2010 yılından bu yana 20 dönümlük alanda yaklaşık 300 kestane ağacı üzerinde araştırmalarını sürdürüyor. Bu yeni geliştirilen kestane fidanları, fakülteden temin edilebiliyor.

OMÜ, Haber

OMÜ, "Yapay Mera Projesi" ile kaliteli ve ucuz et üretimi

OMÜ'den yapılan açıklamaya göre, Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Çayır Mera ve Yem Bitkileri Ana Bilim Dalınca yürütülen ve TÜBİTAK tarafından desteklenen "Yapay Meralarda Botanik ve Fitokimyasal Çeşitliliğin Ot Verimi, Toprak Özellikleri ve Kuzularda Canlı Ağırlık Artışı ile Antihelmintik Etkilerinin Belirlenmesi Projesi" ile besi kuzuları, yapay meralarda otlatılacak. Açıklamada görüşlerine yer verilen proje yürütücüsü OMÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlknur Ayan, projenin 7 ay önce başladığını, önemli sonuçlar elde etmeye başladıklarını belirtti. Ayan, bahar dönemi kuzularına yedirilen bitkilerle canlı ağırlıklarını artırmayı, toprak özelliklerini ve antihelmintik (solucan parazit düşürücü) etkileri karşılaştırarak yapay meralarda farklı bitkilerden uygun ve kazançlı karışımları belirlemeyi hedeflediklerini anlattı. Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsünün Ambarköprü Deneme İstasyonu arazisinde proje çalışmalarına devam ettiklerini dile getiren Ayan, şöyle devam etti: "Projenin üç ayağı var. Yem bitkisinden üretilen kaliteli ot miktarını artırmak, kaliteli otla beslenen hayvanlardaki verimi, yani canlı ağırlık artışı sağlamak. Çalışma kapsamında oluşturduğumuz karışımların dışında hindiba ve sinir otu da farklı bitki olarak mevcut. Bu farklı bitkiler, hayvanların sağlığına, özellikle hayvanlardaki iç parazit miktarına etki ederek, yani bağırsak parazitlerini azaltarak hayvan sağlığına ve performansına yansıyor. Bu da hayvansal verim olarak bize dönüyor. Projemizin üçüncü aşamasında da bu bitkilerin aynı zamanda toprağın farklı derinliklerinden yararlanan ve toprağa bıraktıkları bazı besin maddelerinin toprağı iyileştirme özellikleri var." Ayan, proje sayesinde sulama yapılmayan şartlarda kuzu beslemede en uygun şartların belirlenerek kaba yem açığının azaltılmasına katkı sağlanacağını kaydetti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.