TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Seda Özel

AGRONEWS - Seda Özel haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Seda Özel haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Antalya'da Kadın Kooperatifinden Altın Değerinde Safran Üretimi Haber

Antalya'da Kadın Kooperatifinden Altın Değerinde Safran Üretimi

Antalya Büyükşehir Belediyesi, Toprakana Kadın Kooperatifi ile birlikte Elmalı Çukurelma Mahallesi'nde başlattığı safran üretimi projesinde önemli bir aşamaya geldi. 2022 yılında toprakla buluşturulan safran soğanları bu yıl ikinci kez çiçek açarak hasat edildi. Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı'nın öncülüğünde gerçekleştirilen proje, bölge halkına ve özellikle kadın üreticilere ek gelir sağlama potansiyeli taşıyor. Kooperatif, Elmalı Belediyesine ait 19 dönüm arazinin 4 dönümüne safran dikimi gerçekleştirdi. Toprakana Kooperatifi Başkan Yardımcısı Gülten Çam, projenin kadın istihdamını artırmak ve katma değer sağlamak amacıyla hayata geçirildiğini belirtti. Safranın dünya genelinde ender ve pahalı bir bitki olması, projenin önemini artırıyor. Ziraat Mühendisi Nida Kalkan, safranın ekonomik değerinin yüksek olduğunu ve bölge halkı için önemli bir fırsat teşkil ettiğini söyledi. Projenin üçüncü yılının sonunda, ilk dikilen alandaki soğanların tüm 19 dönümlük araziye yayılması hedefleniyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, yerelden kalkınma hedefiyle üreticiyi desteklemeye devam edeceklerini vurguladı. Proje kapsamında, safran soğanlarının ilerleyen dönemde köydeki diğer üreticilere satılarak Elmalı'nın Safranbolu'dan sonra ikinci safran üreten ilçe olması amaçlanıyor. Bu çalışma, kadın kooperatiflerinin tarımsal kalkınmadaki rolünü ve yerel ekonomiye katkısını gözler önüne seriyor.

Tarımsal Dönüşüm: Antalya'da Yerel Kalkınma Atılımı Haber

Tarımsal Dönüşüm: Antalya'da Yerel Kalkınma Atılımı

'Yerelden Kalkınma Stratejimiz çerçevesinde ciddi çalışmalar yaptık' Seda Özel, Türkiye genelinde yürürlüğe giren "Bütünşehir Yasası" sonrası yerel yönetimlerin tarımsal kalkınmadaki rollerinin büyük ölçüde değiştiğini belirtti. Antalya gibi geniş ve farklı coğrafi bölgelerden oluşan şehirlerde çiftçilerin ihtiyaçlarına yönelik çözümler geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Özel, belediye olarak bu konuda kapsamlı projeler yürüttüklerini ifade etti. Seda Özel "Bütünşehir” yasası ile birlikte belediyelere, tarımsal konularda belli bir misyon düştü. Bu yasayla beraber İl ve Özel İdareleri kapanarak yetkileri Büyükşehir Belediyelerine devroldu. Bu anlamda Daire Başkanlığımız 2017 yılında kuruldu ve bölgelerimizin ve çiftimizin ihtiyacına göre desteklemelerimizi belirledik. Ciddi bir yol katettik ve bununla ilgili de sağlam bir yönetmelik ve mevzuat geliştirdik. Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek önderliğinde yaptığımız çalışmalarla da kırsal kalkınmaya örnek bir Büyükşehir Belediyesi olduğumuzu düşünüyorum." dedi. 'Çiftçiye doğrudan destek sağlıyoruz' Panelde konuşan Seda Özel, özellikle iklim değişikliği, kuraklık ve sel gibi afetler nedeniyle üretim kapasitesinde yaşanan sorunlara karşı fide, fidan, tohum ve teknik ekipman desteklerinin yanı sıra tarımsal danışmanlık hizmetleri sunduklarını belirtti. Özel bu çalışmalarla üreticilere hem kriz anlarında destek sağladığını hem de uzun vadeli üretim kapasitesin korunduğunu ifade ederken şunları söyledi: "Gerçekten Antalya, coğrafyası bakımından çok zor bir bölge. Sadece sahil bantı 650 kilometre. Aynı zamanda kırsalı, dağlık ve yoğun bir arazi, engebesiyle gerçekten zor bir coğrafya. Bazı kısımlarda, özellikle sahil kısımlarında çiftçilerimiz profesyonel tarımla uğraşmakta, özellikle de örtüaltı sebzeciliği ve meyvecililiği. Yine kırsalda, tarla bitkileri ve meyvecilik yoğun olarak yapılmakta. Ama kırsalımızın yaş ortalaması biraz daha yüksek. Sahilde tarımla uğraşanlar daha genç nüfus. Bunun ayırdını yaparak yerelden kalkınma vizyonunun belirlenmesi aşamasında farklı kriterler belirledik. Bu kriterlerle de çiftçilerimizin ihtiyaç analizlerini çıkartarak üreticilerimizin tarımdan kopmaması amacıyla pek çok desteklemeler yapıyoruz." 'Sürdürülebilirlik Adına Ciddi Yatırımlar Yapıyoruz' Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Seda Özel: " Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak, 30 Büyükşehir'in yapmadığı tarımsal sulama desteklemelerimiz var bizim. Kapalı devre sulama sistemlerini yapıyoruz. Çünkü su kaybı çok ciddi bir sorun Antalya'da. Birincisi, vahşi sulamayla mücadele etmek amacıyla damla sulama ve kapalı devre sulama sistemlerini biz üreticilerimize ücretsiz olarak yapıyoruz ve sulama kooperatifleri kurarak örgütlenmelerini teşvik ediyoruz. Aynı zamanda da yine enerji desteğinde bulunuyoruz. Daire Başkanlığımızın yönetiminde beş megavatlık güneş enerji santralimiz var. Bu güneş enerji santralimizden ürettiğimiz enerjiyle 53 tane sulama kooperatifimizin elektrik giderinin yüzde 85'ini karşılıyoruz. Bu yüzde 85'lik bedel 2024 yılı için sadece 80 milyon baktığınızda. Ve çok ciddi bir girdi maliyetinin yükünü aslında üreticimizin üstünden alıyoruz. Yine boru desteklerimizle hem muhtarlarımızla hem de çiftçilerimizle iş birliği yaparak 50 bin hektarlık alanı kapalı devreye aldık. Normalde 50 bin hektarın 10 bin hektarı tarımsal alanları kullanılırken artık 50 bin hektar gibi çok büyük bir alanı aynı kaynakla sulayarak çok daha fazla tarım ürünü elde edilmesini sağlıyoruz. Üreticilerimize altyapı konusunda gerçekten çok ciddi destekler ve teşviklerde bulunuyoruz 'İklime uygun ürün çeşitlendirmesine önem veriyoruz' Seda Özel iklim değişikliğine uygun üretimi desteklediklerinin altını çizerek sözlerine şöyle devam etti. "Zeytin, bir kere burası ana vatanı olan bir bitki. Zeytinin buradaki varlığının katlanarak devam etmesi için fidan desteklerimiz var. Zeytinde budama, aşılama gibi eğitimlerimiz var ve bölgeye kadar geliyoruz. Çok iyi bir teknik ekibimiz var. Onlarla hem teorik hem de uygulamalı olarak gerekli eğitimleri veriyoruz. Ana vatanı burası olan pek çok tıbbi aromatik bitkilerimiz de var. Bunların da burada tekrardan tarımda değerlendirilmesi, yaygınlaştırılması için fide ve fidan hibelerimiz var. Gerçekten bu konuda çok iyi bir ekiple, konusunda uzman arkadaşlarımızla çalışıyoruz. Yaygınlaştırılması anlamında da çok ciddi yol katettik. Antalya'da bizim üretimle ilgili çok bir sorunumuz yok, üretiyor çiftçimiz. Ama tabii girdi maliyetleri, pazar bulma sorunları hepsinde var. Bu anlamda da çalışmalar yapıyoruz. Özel: "Biz de üreticilerimizin bu anlamda ekonomik değeri yüksek ama az su tüketen meyve ve sebzelere yönelmesini istiyoruz. Korkuteli ve Elmalı'da Antep fıstığı yetiştiriciliğine başladık. Çok da başarılı sonucu elde ettik. Yaklaşık 4 yıl önce başlattığımız bir projeydi bu. Takip ettiğimiz bir çiftçimiz vardı çok başarılı sonuçlar aldık. Neredeyse hiç su istemeyen ve altın değerinde bir meyve. Biz buna “Toros fıstığı” diyoruz. 'Markalaşma bizim de gündemimizde' Seda Özel, Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin, tarımsal üretimin yalnızca niceliği değil niteliği üzerine de çalıştığını, üretilen ürünlerin mamulleştirilmesi ve pazarlanması konularında çiftçilere rehberlik ettiklerini söyledi. Özellikle gıda ürünlerinin markalaşması için yerel markalar oluşturulmasının desteklendiğini belirtti. Bu kapsamda, üreticilerin ürünlerini doğrudan tüketiciye ulaştırabileceği pazar alanlarının oluşturulmasının da ayrıca planlanlandığını belirtti. Özel: "Özellikle ürünlerin mamulleştirilmesine yönelik çalışmalar yapıyoruz. Yatırımlarımızı geçen beş yılda üretim, girdi maliyetlerin düşürülmesi üzerine yaptık. Bundan sonraki beş yılda da bunların mamulleştirilmesi ve markalaşması üzerine çalışmalar gerçekleştireceğiz. Stratejimizi önümüzdeki yıllar için buna göre belirledik. Mesela kurutma fabrikası, distilasyon cihazıyla yağlarının çıkartılması, bu yağları çıkartılan ürünlerin satımının yapılması ya da daha sonraki zamanda kozmetik sanayide değerlendirmesiyle ilgili, yine markalaşmasıyla ilgili üreticilerimize tesisler yapıyoruz. Bu tesiste de yine konusunda uzman arkadaşlarımızla beraber, çiftçilerimizi bir araya getirerek mesela domates üretiyoruz. Domatesin birinci kalitesi emek pazarda yer buluyor. İkinci, üçüncü kaliteyi kurutarak daha uzun raf ömrüyle, daha uzun vadeli tekrar gelir elde edebileceği bir mamul haline dönüştürmesine çalışıyoruz. Ya da onun salçasının yapımı ile ilgili onlara destek veriyoruz. Makine teçhizatı destek, bunların ambalajlanması ve paketlenmesiyle ilgili yine destekler veriyoruz ki kendi ürünlerini kendileri de pazarlayabilsinler. Birinci elden tüketiciye ulaşabilsinler diye. Bu çalışmaların da çok değerli olduğunu düşünüyoruz"dedi. 'Tarımın yükünü kadınlar çekiyor, Kadın Çiftçilere Yönelik Özel Çalışmalarımız var' Özel: "Tüm bu projelerin odağında, kadın çiftçilerin üretime daha fazla katılması ve tarımda karar verici bir role sahip olmaları yer alıyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi, kadın emeğinin değerini artırmayı ve tarımsal kalkınmayı yerel dinamiklerle güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu çabalar, yalnızca ekonomik fayda sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda sosyal eşitliğe katkıda bulunuyor" dedi. Kadın çiftçilerin tarımdaki önemine vurgu yapan Seda Özel, onların yükünü hafifletmek ve üretime daha etkin bir şekilde katılmalarını sağlamak için özel projeler geliştirdiklerini açıkladı. "Kadınlarımız hem tarlada hem evde çalışıyor, dolayısıyla bu yükü azaltmayı önceliğimiz olarak görüyoruz," diyen Özel, arıcılık, süt hayvancılığı, sebze yetiştiriciliği ve benzeri projelerle kadınların tarımsal üretime katılımını artırmayı hedeflediklerini belirtti. Kadın kooperatiflerinin güçlendirilmesine de önem verdiklerini söyleyen Özel, bu kooperatiflerin üretim sürecinde mikro modeller oluşturarak yerel ekonomiye katkı sağladığını ifade etti. Kooperatifler aracılığıyla kadınların hem gelir elde etmesi hem de yerel ürünlerin markalaşması sağlanıyor."dedi. Özel sözlerine şöyle devam etti. Ben “tarımın yükünü kadınlar çekiyor”, cümlesini çok seviyorum. Gerçekten de sahaya çıktığımızda onu görüyoruz. Kadın tarlada işçi, evinde anne, eş, evlat, her şey aslında. Kadınların iş yükünü azaltmak onlara ek gelir elde etmek gerek. Özellikle Antalya'da kadınlarımız hayvancılıkla ve mikro tarımla çok uğraşmakta. Biz de bu konuda onları destekliyoruz. Arıcılık konusunda olsun hayvancılık konusunda olsun kadınlarımıza önleyici veterinerlik hizmetleri veriyoruz. Bunların Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifikalarını veriyoruz. Veteriner hekimlerimiz, zooteknik uzmanlarımızla sahada çok güzel geri dönüş elde ediyoruz. Ayrıca kadınlarımıza, mesela daha yeni hasadını gerçekleştirdiğimiz safran soğanı hibemiz var, tıbbi aromatik bitki bahçeleri kuruyoruz. 'Hızlı ve sürekli hizmet veriyoruz' Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Daire Başkanı Seda Özel: 'Biz çok bürokrasiye takılmamak için kendi destekleme yönetmeliğimizi hep beraber kendimiz yazdık. Hızlı ilerleyebiliyoruz. Amaç burada zaten hızlı müdahale edebilmek, vatandaşın sorununu hızlı çözebilmek. Her şeyin bir çözümü olduğu gibi her gelen başvuruyu mümkün olunca değerlendiriyoruz.

Festival, Manavgat’ın Zeytin Potansiyelini Ortaya Çıkardı Haber

Festival, Manavgat’ın Zeytin Potansiyelini Ortaya Çıkardı

Antalya’nın Manavgat İlçesi, 1-3 Kasım tarihleri arasında ilk kez düzenlenen “Zeytin ve Zeytinyağı Festivali”ne ev sahipliği yaptı. Manavgat Belediyesi tarafından gerçekleştirilen festival, zeytin temalı kortejle başlayarak, antik taş yataklarda zeytin sıkımı gibi çeşitli etkinliklere sahne oldu. Ayrıca, Manavgat Atatürk Kültür Merkezi’nde zeytin tarımı ve zeytinyağı sektörüne dair çalıştay, söyleşi ve forumlar düzenlendi. Festivale çeşitli yerlerden gelen vatandaşlar ve Manavgatlılar yoğun ilgi gösterdi. “ZEYTİNİN KATMA DEĞERİNİ ARTIRACAĞIZ” Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara ilk kez düzenledikleri festivali geleneksel hale getirip her sene daha da güçlendirerek, uluslararası boyuta taşıyacaklarını söyledi. Kara “Bu festival vesilesiyle ilçemizin ciddi bir zeytin ve zeytinyağı üreticisi olduğunu ve bölgemizin bu konudaki gücünü kamuoyuna duyurmak amacıyla çıktığımız yolda çok önemli bir adım attığımıza inanıyorum. Sektör paydaşları ve zeytin üreticilerimiz ilk kez bölgede zeytinin konuşulmasından çok memnun oldular. Zeytin, 2 milyon zeytin ağacına ev sahipliği yapan ilçemiz tarım kültürünün önemli bir parçasıdır. Ayrıca önemli bir ekonomik değere de sahiptir.  11 Farklı zeytin türüne ev sahipliği yapan ilçemizde; kalamata, memecik, ayvalık, tarı ak, domat, manzanilla, arbekün, girit, gemlik tavşan yüreği ve sadece bize has beylik zeytini yetişiyor. ‘Beylik Zeytin’imiz için ilgili kurumlarla bir araya gelerek coğrafi  işaret alınmasına öncülük edeceğiz. Manavgat’ta şu an 50 bin dönüm üretim alanında yılda yaklaşık 50 bin ton zeytin elde ediliyor. Ayrıca bölgede faaliyet göstere 11 adet zeytinyağı fabrikasında yılda yaklaşık 9-10 bin ton zeytinyağı üretiliyor” dedi. “MANAVGAT ZEYTİNDE KENDİ MARKALARINI YARATACAK” Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara sözlerine şöyle devam etti: “ İlçemizde giderek büyüyen zeytin tarımını destekleyerek, zeytinyağı üretiminde daha ileri endüstriye geçmemiz için gerekli markalaşma ve mekanizasyon çalışmalarına öncülük edeceğiz. Zeytinyağının katma değerini yükseltecek, üreticinin refahının da artmasına katkı sağlayacak pazarlama ve kooperatifle ilgili çalışmaları destekleyeceğiz. Manavgat kendi markalarını yaratacak ve ben belediye başkanı olarak zeytin tarımının ve zeytinyağı sektörünün sürdürülebilirliğine sahip çıkacağım.” “ZEYTİN SAĞLIKTIR” Doktor Başkan zeytinin sağlığa faydasına dikkat çekerken şunları söyledi: “Zeytin saçımızdan tırnağımıza kadar, kalbimizden beynimize kadar her şey için sağlıklı bir üründür ve antioksidan özelliğe sahiptir. Zeytini ve zeytin yağını tüketmemiz gerekiyor. Zeytin, vücut için barıştır ve vücudun kendisiyle barışık olmasını sağlar. Bu kadar faydalı olan zeytinin ve zeytinyağının tüketilmesi ve onun değerlendirilmesi temel hedefimizdir.” dedi. SÜRDÜRÜLEBİRLİK, DESTEKLER, ÖRGÜTLENME VE MARKALAŞMA KONUŞULDU Festival kapsamında çalıştay, söyleşi ve forum düzenlendi. Tarım yazarı Mine Ataman moderatörlüğünde zeytin ve zeytinyağı çalıştayı gerçekleştirildi. Uzman akademisyenler tarafından kalite, coğrafi işaret ve gastronomi konuları ele alındı. İkinci günde gazeteci Meliha Okur moderatörlüğünde bir forum düzenlendi. Foruma katılan ünlü tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, zeytincilikteki üretici, işgücü ve tağşiş sorunlarını dile getirirken tarımın devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini söyledi. Antalya Tarımsal Daire Hizmetleri Başkanı Seda Özel ise iklim sorununa dikkat çekerek, suyu fazla tüketen ürünlerden kaçınılması gerektiğini ve tarımda örgütlenmenin önemini ifade etti. Festivalde ayrıca Ezgi Gözeger’in moderatörlüğünde Saraçlı Mahallesinde üreticilerle zeytinyağı konulu söyleşi düzenlendi. Manavgat’ın genetiği bozulmamış zeytinlerinden geleneksel taş sıkma yöntemiyle, antik çağdan kalma taş yataklarda, zeytin üreticisi kadınlar tarafından soğuk sıkım zeytinyağı etkinliği yapıldı. FESTİVAL ÇARŞISINDA SERGİLENEN MANAVGAT’IN ZEYTİNLERİ VATANDAŞ TARAFINDAN BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ Festival boyunca, Manavgat yöresine ait zeytin ve zeytinyağlarının sergilendiği festival çarşısı, 1-3 Kasım tarihleri arasında Manavgat Atatürk Kültür Merkezi önünde vatandaşlar tarafından ziyaret edildi. Burada, yerel üreticilerin sunduğu zeytin çeşitleri ve zeytinyağları ziyaretçiyle buluşurken, vatandaşlar tarafından büyük ilgi gördü.

Seda Özel: Kuraklık Kapımızdan Girdi Haber

Seda Özel: Kuraklık Kapımızdan Girdi

Haber sitemize konuşan Yüksek Ziraat Mühendisi Seda Özel: 'Kuraklık, uzun yıllardır "yaklaşan bir tehlike" olarak dile getirilen bir sorunken, bugün bu tehlike sadece kapımıza dayanmadı; kapıdan içeri girdi. Artık tarımda su kaynaklarının azalması ve iklim koşullarının değişmesi ile karşı karşıyayız. Bu da tarımda köklü bir dönüşümü zorunlu hale getiriyor. Sulama sistemlerimizi ve üretim modellerimizi yeniden gözden geçirme zamanı geldi, çünkü mevcut yöntemler sürdürülebilir olmaktan çok uzak.' dedi. Geleneksel Yöntemler Bizi Nereye Getirdi? Özel konuyla ilgili şunları söyledi: Tarımsal sulamada kullanılan geleneksel yöntemler, suyu kontrolsüzce tüketen, kaynakları hızla tükenmeye sürükleyen ve çoğunlukla verimsiz olan uygulamalarla dolu. Salma sulama gibi eski sistemlerde suyun büyük bir kısmı buharlaşma ve yüzey akışı ile kayboluyor. Üstelik bu yöntemler, toprak yapısına zarar vererek erozyon ve tuzlanma gibi sorunlara yol açıyor. Sonuç olarak sadece su kaynakları değil, toprak verimliliği de hızla düşüyor. Bugün, bu sürdürülemez yöntemlerin yerini modern ve çevre dostu teknolojilere bırakması gerektiğini net bir şekilde görüyoruz. Ancak bu dönüşüm sadece suyu daha verimli kullanmakla sınırlı kalmamalı; aynı zamanda üretim modellerimizi de yeniden yapılandırmalıyız. Modern Sulama Sistemleri ile Geleceğe Adım Atmak' Özel, ayrıca sorunun çözümüyle ilgili su kaynaklarının doğru kullanılması için modern sistemlere geçilmesi gerektiğini ifade etti. Yüksek Ziraat Mühendisi Özel: 'Kuraklıkla mücadelede su kaynaklarının daha akıllıca ve verimli kullanımı şart. Geleneksel yöntemlerin yerine geçecek modern sistemlerden biri de aquatik (su bazlı) sulama teknolojileridir. Bu sistemler, suyu geri dönüştürerek yeniden kullanımını sağlamak, bitkilerin sadece ihtiyaç duyduğu kadar su almasını sağlamak ve suyu doğrudan köklere ulaştırmak gibi özelliklerle öne çıkar. Aquaponik ve hidroponik gibi modern aquatik sistemler, topraksız tarım yaparak, suyu sürekli sirküle eden ve kayıpları minimuma indiren yöntemlerdir. Bu sistemler su tüketimini %90’a kadar azaltırken, bitkilerin ihtiyaç duyduğu besinleri de optimize ederek yüksek verim sağlarlar. Üstelik aquaponik sistemlerde balık yetiştiriciliği ile tarımı entegre ederek çift yönlü bir üretim modeli oluşturmak da mümkündür. Böylece hem gıda üretiminde çeşitlilik sağlanır hem de suyun en verimli şekilde kullanımı gerçekleşebilir.' dedi. Yenilikçi Üretim Modellerine Geçiş Seda Özel: 'Sulama sistemlerindeki yenilikler kadar önemli bir diğer husus da üretim modellerimizin modernize edilmesidir. Suya daha az bağımlı bitki türlerine yönelmek, yerel ekosistemlere uygun türleri seçmek ve daha az su isteyen çeşitleri yetiştirmek, tarımsal sürdürülebilirliği destekleyecektir. Ayrıca, agroekolojik tarım ve döngüsel tarım modelleri gibi yenilikçi yaklaşımlar, doğaya daha duyarlı ve verimli üretim süreçlerini mümkün kılar.' diyerek sözlerine devam etti. Teknolojinin tarıma entegrasyonu ise dönüşümün bir diğer önemli parçası. Akıllı sensörler, veri analizleri ve otomasyon sistemleri sayesinde tarımsal süreçler daha verimli hale getirilip, su kullanımı en aza indirilebilir. Örneğin, sensörlerle toprağın nem durumu sürekli izlenerek, yalnızca gerektiği kadar sulama yapılabilir ve bu da su israfını büyük ölçüde azaltır.' diyerek üreticilerin en hızlı şekilde modern sulama sitemlerine geçmesi gerektiğini söyledi. Değişim Kaçınılmaz Haber sitemizin sorularını yanıtlayan Seda Özel: 'Kuraklıkla mücadele etmek ve tarımı sürdürülebilir kılmak için köklü bir değişim artık kaçınılmazdır. Su kaynaklarını koruyan modern aquatik sistemler, bitkilerin suya erişimini optimize ederken doğaya en az zarar veren yöntemler olarak öne çıkıyor. Bunun yanı sıra, daha az su isteyen bitki türlerine geçiş ve akıllı tarım teknolojilerinin kullanımı, gelecekte tarımsal üretimi güvence altına almanın temel yollarından biridir. Bu değişiklikleri yapmazsak, tarımsal verimliliği korumamız ve gıda güvenliğini sağlamamız mümkün olmayacak. Kuraklık artık kapıdan girdi ve biz bu yeni döneme ayak uydurmazsak, suyun her damlasını boşa harcamış olacağız.' şeklinde ifadesiyle konunun önemine dikkat çekti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.