Nilüfer Çayı’ndaki Kirlilik Halk Sağlığını Tehdit Ediyor
Marmara Denizi ve Nilüfer Çayı Arasındaki Bağlantı
Nilüfer Çayı'nın, Bursa’nın yaz kış denize akan tek akarsuyu olduğunu vurgulayan Bursa Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Özge Sivrioğlu, çayın kirliliğinin Marmara Denizi'nde artan müsilaj sorununu beslediğini ifade etti. Çayın kirlenmesinin son 40 yıl içinde kontrolsüz sanayileşme, çarpık kentleşme ve yetersiz denetim nedeniyle hızlandığını belirten Sivrioğlu, “Bir zamanlar hayat dolu olan Nilüfer Çayı, şimdi adeta bir atık kanalına dönüşmüş durumda” dedi.
Sanayileşme ve Yanlış Planlamalar Çayı Ölüme Terk Etti
Sivrioğlu, endüstriyel ve evsel atıkların arıtılmadan dereye deşarj edilmesi, tarımda bilinçsiz uygulamalar ve iklim krizi gibi nedenlerin Nilüfer Çayı’nı yok olma noktasına getirdiğini söyledi. Çayın ekosisteminin tamamen bozulduğunu belirterek, “Bir zamanlar balıklar, su kuşları ve bitkilerle dolu olan Nilüfer Çayı, şimdi siyah renkli akıyor ve çevreye ağır kokular yayıyor” diye konuştu.
Acil Eylem Planı Şart
Sivrioğlu, Nilüfer Çayı’ndaki kirliliğin önlenmesi için bilim insanları, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerin işbirliğiyle kapsamlı bir Acil Eylem Planı hazırlanması gerektiğini vurguladı. Sanayi tesislerinin sıfır sıvı deşarjı gibi ileri teknoloji sistemlere geçmesinin, deşarj kısıtlamalarının artırılmasının ve bölge halkının çevre bilinciyle ilgili eğitilmesinin önemine dikkat çekti.
Su Stresi ve Türkiye’nin Geleceği
Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığına dikkat çeken Sivrioğlu, iklim krizinin etkisiyle su kaynaklarının daha da azalacağını belirtti. “Önlem alınmazsa, Türkiye 2030 yılında su fakiri ülkeler arasına girebilir. Nilüfer Çayı’nın mevcut durumu, bu krizin bir yansımasıdır” dedi. Sivrioğlu, Marmara Denizi ve Nilüfer Çayı'nın kirliliğiyle ilgili şeffaf çalışmaların yapılması gerektiğini ve suyun sürdürülebilir şekilde yönetilmesi için bölgesel politikaların oluşturulmasının önemini vurguladı.