TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Su Krizi

AGRONEWS - Su Krizi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Su Krizi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bandırma’da su krizi kapıda Haber

Bandırma’da su krizi kapıda

Balıkesir’in Gönen ilçesinde, Bandırma’nın içme suyunu karşılayan Gönen Barajı’nda doluluk seviye kritik seviyelere kadar indi. Bandırma içme ve kullanma suyunu sağlayan Gönen Barajı’nda, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde ve yağışsız geçmesi, tarımsal sulamanın artışı ve nüfusa bağlı olarak suyun kullanımın artması nedeniyle barajdaki suyu seviyesi yüzde 14. 61 seviyelerine kadar indi. Gönen Barajı’nda doluluk oranı Temmuz sonlarında yüzde 51.96’da iken, 19 Eylül 2024 tarihinde barajdaki su seviyesi yüzde 14,61 seviyelerine kadar geriledi. Uzmanlar, 2030 yılına kadar dünya genelinde su sıkıntısının ciddi boyutlara ulaşacağı konusunda uyarıda bulunuyor. Su Danışmanı Emekli Akademisyen Burhan Arıker ile yapılan özel röportajda, su yönetimi ve gelecekte yaşanması muhtemel krizler ele alındı. Arıker: "Suyun yolculuğu ve alınması gereken önlemler" Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kalkınma programının 2030 yılında sona ereceğini hatırlatan Arıker, “Dünyanın 2’inci büyük Fransız su yönetim şirketi Wivendi’ye göre 2030’dan sonra su, dünyanın en büyük sorunu olacak. Hatta şu anda dünya genelinde 400 noktada su savaşı yaşanıyor. Türkiye de bu tehlikenin farkında. Orman Bakanlığı, su kriziyle mücadele için 2023 yılında 114 maddelik bir eylem planı yayınladı. Özellikle turizm sektörü için su verimliliği rehberleri hazırlandı. Ayrıca yeni su yasası üzerinde çalışmalar sürüyor” dedi. Su kaynaklarının verimli kullanılmasına dikkat çeken Arıker, “Barajlardan çeşmelere kadar suyun her aşaması titizlikle kontrol edilmeli. Su kalitesi sık sık incelenmeli, pompalar gözden geçirilmeli, isale hatları ve şehir şebekeleri bakım altında tutulmalı. Su kaçakları en aza indirilmeli ve su konusunda halk bilinçlendirilmelidir” ifadelerini kullandı. Ayrıca Arıker, yağmur suyu toplama ve gri su projeleri gibi alternatif su kaynaklarına da daha fazla yatırım yapılması gerektiğini vurguladı. "Bandırma’nın geçmişteki su krizini tekrar yaşamamalı" Arıker, Bandırma’nın yaklaşık 30 yıl önce yaşadığı su krizini hatırlatarak, “O dönemde şehirde su, saatli olarak bölge bölge veriliyordu ve tankerlerle su takviyesi yapılıyordu. Bandırma’da oturan 40 yaş üstü insanlar bu zor günleri çok iyi hatırlar. Bu kriz üzerine Gönen Barajı’ndan Bandırma’ya su getirilmesine karar verildi ve bu proje sayesinde Bandırma’ya uzun vadeli su temini sağlandı” dedi. Arıker, bu süreçte dönemin Belediye Başkanı Durgut Ergin’in büyük bir risk alarak belediye bütçesinin yaklaşık 10 katı borca girdiğini belirtti. "Danışmanlığını yaptığım proje, belediyenin hazine garantili uluslararası ihaleye çıkmasıyla 40 kilometrelik CTP boru hattı döşendi ve Bandırma’ya su sağlandı" diye ekledi. Arıker: "Tedbirlere bugünden başlamalıyız" Wivendi eski Türkiye yönetim danışmanı Emekli Akademisyen Burhan Arıker, Bandırma’nın su krizini yeniden yaşamaması için halkın eğitilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca yeni binalarda su depoları yapılması, depoların yanlarına yangın hortumları alınması ve su kaynaklarının verimli kullanılması gibi adımların atılmasının şart olduğunu belirtti. “Bandırma halkı 30 yıl önce yaşadığı susuz günleri tekrar yaşamamalı” diyen Arıker, su isale hattı yanında kurulan organize sanayi bölgelerinin su ihtiyaçlarının da dikkate alınarak bölgede geniş araştırma yapılması ve bu bölge için göçü önleme projesi yapılması gerektiğine dikkat çekti.

Önce yağmur, sonra kar: Çiftçinin yüzü güldü Haber

Önce yağmur, sonra kar: Çiftçinin yüzü güldü

Son yılların en kurak döneminin yaşandığı Edirne’de yağmurların ardından gelen kar yağışı, çiftçiye umut tarlalara can suyu oldu. Türkiye’nin tarımda öncü kentleri arasında yer alan Edirne’de uzun süren kuraklığın ardından etkili olan kar yağışı, ürününü kuru toprağa eken çiftçi için adeta "can suyu" oldu. Edirne’nin Lalapaşa ilçesine bağlı ve Bulgaristan’a sınır köylerinden birisi olan Hamzabeyli’de sabaha karşı başlayan sağanağın yerini kar yağışına bırakmasının ardından bölgede sevinç yaşandı. Bölgede uzun süredir devam eden kuraklık yerini yağışlara bıraktı. Edirne’nin mevsim normallerinin altında yağış alması nedeniyle endişelenen çiftçinin yüzü, son yağışlarla birlikte gülmeye başladı. Rahat bir nefes alan üreticiler, yağışların bir süre daha sürmesini umut ediyor. toprağı besleyen kar, kurak bir dönemin ardından ilaç gibi geldi. Uzun süredir yağmur ve kar yağmasını beklediklerini belirten Hamzabeyli Köyü sakinlerinden Recep Apaydın, "Ürünlerimizi ektik inşallah bereketli olur. Kar köylülerin çok istediği bir şeydir biz de çok sevindik" dedi. "Altın gibi bir şey bu" Hamzabeyli köyü sakinlerinden Alettin Köse, "Çiftçilerin düğünü bayramı. Bu sene buğdayları kuruya ektik. Yağmur da az düştü. Şimdi çıkmak üzere olan ekinlerin üzerine kar düşmesi örtü oldu. Hem kıştan koruyacak hem de toprağa nemini verecek. Çiftçiye altın gibi bir şey bu" dedi. Süleyman Güre, tohum ekiminin ardından etkili olan karın tam zamanında geldiğini ve sevindiklerini aktardı. Hamzabeyli Köyü’nde çiftçilikle uğraşan Azim Civan, Çok sevindiklerini ve uzun zamandır kar yağmasını beklediklerini belirterek, geçtiğimiz günlerde etkili olan yağmurun ardından şimdi de kar yağmasının çok bereketli olduğunu ifade etti.

Tarımın bugünü ve yarını Bursa Ticaret Borsası’nda konuşuldu Haber

Tarımın bugünü ve yarını Bursa Ticaret Borsası’nda konuşuldu

Tarımda sürdürülebilirlik ve dönüşüm odaklı çalışmalar yürüten Bursa Ticaret Borsası, gelişim platformu olarak hayata geçirdiği Bursa TB Akademi’de "Tarımsal Arayış" Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. İki oturumda gerçekleşen zirvenin konukları, Ekonomi Gazetesi Köşe Yazarı Ali Ekber Yıldırım ile kadın girişimciler Beyza Aydın ve Eda Halıcı oldu. Zirveye Bursa TB Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Aslım, Meclis Başkan Yardımcısı Mustafa Aksu, Yönetim Kurulu Üyeleri Emrah Silmez ve İlker Birgül ile Meclis Üyesi Mehmet Korkmaz, Borsa üyeleri, akademisyenler, ziraat odası temsilcileri ve davetliler katıldı. Tarım sektörü hak ettiği değeri göremiyor Zirvenin açılışında konuşan Bursa TB Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı, tarım sektörünün, yalnızca ülkemiz için değil, tüm dünya için oldukça kritik ve bir o kadar da stratejik bir sektör olduğunu söyledi. Tarım sektörünün gelinen noktada pek çok sorunla mücadele ettiğini ifade eden Başkan Matlı, "Dünyanın en verimli tarım arazilerine sahip olmamıza rağmen, iklim değişikliğine bağlı artan kuraklık, plansız yapılaşma, parçalı arazi yapısı, girdi maliyetlerindeki artış, tarımda teknoloji kullanımının azlığı gibi çeşitli faktörler nedeniyle tarım sektörü, hak ettiği değeri görememektedir" dedi. "Bursa, tarım ürünleri ihracatında istediği noktada değil" Bursa’nın sahip olduğu tarımsal üretim çeşitliliği ve dünyaca ünlü gıda markalarıyla aynı zamanda önemli bir tarım kenti olduğunu vurgulayan Başkan Özer Matlı, ahududu, deveci armudu, Bursa siyah inciri başta olmak üzere pek çok meyve ve sebze ürününde Türkiye’de ilk sırada yer aldığını kaydetti. Matlı, tarım alanlarının giderek daralması, gıda firmalarının hızlı kentleşme sonucu şehrin içinde sıkışıp kalması, gençlerin tarımdan uzaklaşması, tanıtım ve pazarlama eksikliği gibi pek çok nedenden ötürü Bursa’nın tarım ihracatında istediği noktayı yakalayamadığı ifade etti. "Çalışma azminiz varsa asla pes etmeyin" Açılış konuşmalarının ardından düzenlenen ilk oturumda tarım sektöründe faaliyet gösteren genç kadın girişimciler Eda Halıcı ile Beyza Aydın, sektöre giriş hikayelerini ve deneyimlerini paylaştı. Çiftçiliğin zorluklarına dikkat çeken Beyza Aydın, tarım girişimciliğini içinde yanan bir ateş olarak nitelendirirken, "Bir kadın olarak bahçede, arazide çalışmak zorken hem genç olup hem de kadın olmak bu zorluğu biraz daha artırıyor. Ama eğer ki fikriniz varsa, çalışma azminiz ve umudunuz varsa asla pes etmemelisiniz" dedi. Tarım sektöründe markalaşmanın önemine vurgu yapan Aydın, "Ülkemi kalkındırmak istiyorum çünkü ürettiğimiz ve markalaştığımız sürece var olabiliriz" diye konuştu. "İklim ve su krizine karşı önlem almalıyız" Bursa’nın İznik ilçesinde 10 dönümlük arazide organik tarım yöntemleri kullanarak yaban mersini üretimi yapan Eda Halıcı ise, tarıma ilgi duyan herkese öncelikle araştırma yapmaları tavsiyesinde bulundu. Tarımsal girişimciliği "İçinizdeki üretim aşkı" olarak betimleyen Eda Halıcı, iklim ve su krizine dikkat çekerek, "Sürdürülebilir olmak, doğayı ve çevreyi korumak bizim için oldukça önemli. Biz arazimizde damla sulama sistemini kullanırken, yağmur sularını da filtreleyip saklıyoruz. Kullanabileceğimiz her şeyi geri dönüştürmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla tarımla uğraşsın ya da uğraşmasın herkesin iklim ve su krizine karşı birlikte önlem alması gerekiyor" ifadelerini kullandı. Genç çiftçi eksikliği küresel bir sorun Zirvenin ikinci oturumuna katılan Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, tarımın tüm insanlık için önemine vurgu yaptı. Tarım sektöründe genç çiftçi eksikliğine dikkat çeken Yıldırım, “Bu sorun sadece ülkemizde değil, dünyada da var. Pek çok ülkenin en büyük sorunu genç çiftçinin olmaması. Bunu desteklemek için de bayağı ciddi çabalar var. Çiftçi olmayınca bu sefer şirket tarımına geçiliyor. Aile işletmeleri dağılıyor, onların arazilerini şirketler alıyor. Dolayısıyla da bu durum ciddi bir arayışa neden olduğu gibi tarımda değişimi etkiliyor” dedi. “İyi bir planlama ile tarımda ciddi bir ihracatçı olabiliriz” Türkiye’nin tarımda yaş sebze ve meyve üretimi konusunda kendine yeterli olduğunu ancak yağlı tohumlarda ve bakliyatta kendine yeterli olmadığını ifade eden Yıldırım, iyi bir planlama ve çalışma ile bu konuda da kendine yeterli olunabileceğini söyledi. Nisan ayında çıkan yeni yasa ile sözleşmeli üretim ve kullanılmayan arazilerin kiralanmasını öngörüldüğüne değinen Yıldırım, Türkiye’nin tarımda iyi bir planlama ile kendi kendine yetebileceği gibi ciddi bir ihracatçı da olabileceğini vurguladı. Sanayi ile övünürken tarımı unutmayalım Bursa’nın sanayinin yanında tarım ve hayvancılık konusunda önemli bir merkez olduğunu belirten Ali Ekber Yıldırım, sanayinin ön plana çıkmasıyla tarım arazilerinin tehdit altında olduğuna dikkat çekti. “Sanayi ile övünürken tarımı unutmamamız lazım” diyen Yıldırım, Bursa’nın zengin ürün çeşitliliğine sahip bir şehir olduğunu ve doğru bir planlama ile tarımda, sanayide ve turizmde potansiyelini daha da geliştirebileceğini ifade etti. Yıldırım, dondurulmuş gıda konusunda Bursa’da bir kümelenme olduğunu ve bu sektörün daha da geliştirilebileceğini sözlerine ekledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.