TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sürdürülebilir Tarım

AGRONEWS - Sürdürülebilir Tarım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sürdürülebilir Tarım haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Festival, Manavgat’ın Zeytin Potansiyelini Ortaya Çıkardı Haber

Festival, Manavgat’ın Zeytin Potansiyelini Ortaya Çıkardı

Antalya’nın Manavgat İlçesi, 1-3 Kasım tarihleri arasında ilk kez düzenlenen “Zeytin ve Zeytinyağı Festivali”ne ev sahipliği yaptı. Manavgat Belediyesi tarafından gerçekleştirilen festival, zeytin temalı kortejle başlayarak, antik taş yataklarda zeytin sıkımı gibi çeşitli etkinliklere sahne oldu. Ayrıca, Manavgat Atatürk Kültür Merkezi’nde zeytin tarımı ve zeytinyağı sektörüne dair çalıştay, söyleşi ve forumlar düzenlendi. Festivale çeşitli yerlerden gelen vatandaşlar ve Manavgatlılar yoğun ilgi gösterdi. “ZEYTİNİN KATMA DEĞERİNİ ARTIRACAĞIZ” Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara ilk kez düzenledikleri festivali geleneksel hale getirip her sene daha da güçlendirerek, uluslararası boyuta taşıyacaklarını söyledi. Kara “Bu festival vesilesiyle ilçemizin ciddi bir zeytin ve zeytinyağı üreticisi olduğunu ve bölgemizin bu konudaki gücünü kamuoyuna duyurmak amacıyla çıktığımız yolda çok önemli bir adım attığımıza inanıyorum. Sektör paydaşları ve zeytin üreticilerimiz ilk kez bölgede zeytinin konuşulmasından çok memnun oldular. Zeytin, 2 milyon zeytin ağacına ev sahipliği yapan ilçemiz tarım kültürünün önemli bir parçasıdır. Ayrıca önemli bir ekonomik değere de sahiptir.  11 Farklı zeytin türüne ev sahipliği yapan ilçemizde; kalamata, memecik, ayvalık, tarı ak, domat, manzanilla, arbekün, girit, gemlik tavşan yüreği ve sadece bize has beylik zeytini yetişiyor. ‘Beylik Zeytin’imiz için ilgili kurumlarla bir araya gelerek coğrafi  işaret alınmasına öncülük edeceğiz. Manavgat’ta şu an 50 bin dönüm üretim alanında yılda yaklaşık 50 bin ton zeytin elde ediliyor. Ayrıca bölgede faaliyet göstere 11 adet zeytinyağı fabrikasında yılda yaklaşık 9-10 bin ton zeytinyağı üretiliyor” dedi. “MANAVGAT ZEYTİNDE KENDİ MARKALARINI YARATACAK” Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara sözlerine şöyle devam etti: “ İlçemizde giderek büyüyen zeytin tarımını destekleyerek, zeytinyağı üretiminde daha ileri endüstriye geçmemiz için gerekli markalaşma ve mekanizasyon çalışmalarına öncülük edeceğiz. Zeytinyağının katma değerini yükseltecek, üreticinin refahının da artmasına katkı sağlayacak pazarlama ve kooperatifle ilgili çalışmaları destekleyeceğiz. Manavgat kendi markalarını yaratacak ve ben belediye başkanı olarak zeytin tarımının ve zeytinyağı sektörünün sürdürülebilirliğine sahip çıkacağım.” “ZEYTİN SAĞLIKTIR” Doktor Başkan zeytinin sağlığa faydasına dikkat çekerken şunları söyledi: “Zeytin saçımızdan tırnağımıza kadar, kalbimizden beynimize kadar her şey için sağlıklı bir üründür ve antioksidan özelliğe sahiptir. Zeytini ve zeytin yağını tüketmemiz gerekiyor. Zeytin, vücut için barıştır ve vücudun kendisiyle barışık olmasını sağlar. Bu kadar faydalı olan zeytinin ve zeytinyağının tüketilmesi ve onun değerlendirilmesi temel hedefimizdir.” dedi. SÜRDÜRÜLEBİRLİK, DESTEKLER, ÖRGÜTLENME VE MARKALAŞMA KONUŞULDU Festival kapsamında çalıştay, söyleşi ve forum düzenlendi. Tarım yazarı Mine Ataman moderatörlüğünde zeytin ve zeytinyağı çalıştayı gerçekleştirildi. Uzman akademisyenler tarafından kalite, coğrafi işaret ve gastronomi konuları ele alındı. İkinci günde gazeteci Meliha Okur moderatörlüğünde bir forum düzenlendi. Foruma katılan ünlü tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, zeytincilikteki üretici, işgücü ve tağşiş sorunlarını dile getirirken tarımın devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini söyledi. Antalya Tarımsal Daire Hizmetleri Başkanı Seda Özel ise iklim sorununa dikkat çekerek, suyu fazla tüketen ürünlerden kaçınılması gerektiğini ve tarımda örgütlenmenin önemini ifade etti. Festivalde ayrıca Ezgi Gözeger’in moderatörlüğünde Saraçlı Mahallesinde üreticilerle zeytinyağı konulu söyleşi düzenlendi. Manavgat’ın genetiği bozulmamış zeytinlerinden geleneksel taş sıkma yöntemiyle, antik çağdan kalma taş yataklarda, zeytin üreticisi kadınlar tarafından soğuk sıkım zeytinyağı etkinliği yapıldı. FESTİVAL ÇARŞISINDA SERGİLENEN MANAVGAT’IN ZEYTİNLERİ VATANDAŞ TARAFINDAN BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ Festival boyunca, Manavgat yöresine ait zeytin ve zeytinyağlarının sergilendiği festival çarşısı, 1-3 Kasım tarihleri arasında Manavgat Atatürk Kültür Merkezi önünde vatandaşlar tarafından ziyaret edildi. Burada, yerel üreticilerin sunduğu zeytin çeşitleri ve zeytinyağları ziyaretçiyle buluşurken, vatandaşlar tarafından büyük ilgi gördü.

Seda Özel: Kuraklık Kapımızdan Girdi Haber

Seda Özel: Kuraklık Kapımızdan Girdi

Haber sitemize konuşan Yüksek Ziraat Mühendisi Seda Özel: 'Kuraklık, uzun yıllardır "yaklaşan bir tehlike" olarak dile getirilen bir sorunken, bugün bu tehlike sadece kapımıza dayanmadı; kapıdan içeri girdi. Artık tarımda su kaynaklarının azalması ve iklim koşullarının değişmesi ile karşı karşıyayız. Bu da tarımda köklü bir dönüşümü zorunlu hale getiriyor. Sulama sistemlerimizi ve üretim modellerimizi yeniden gözden geçirme zamanı geldi, çünkü mevcut yöntemler sürdürülebilir olmaktan çok uzak.' dedi. Geleneksel Yöntemler Bizi Nereye Getirdi? Özel konuyla ilgili şunları söyledi: Tarımsal sulamada kullanılan geleneksel yöntemler, suyu kontrolsüzce tüketen, kaynakları hızla tükenmeye sürükleyen ve çoğunlukla verimsiz olan uygulamalarla dolu. Salma sulama gibi eski sistemlerde suyun büyük bir kısmı buharlaşma ve yüzey akışı ile kayboluyor. Üstelik bu yöntemler, toprak yapısına zarar vererek erozyon ve tuzlanma gibi sorunlara yol açıyor. Sonuç olarak sadece su kaynakları değil, toprak verimliliği de hızla düşüyor. Bugün, bu sürdürülemez yöntemlerin yerini modern ve çevre dostu teknolojilere bırakması gerektiğini net bir şekilde görüyoruz. Ancak bu dönüşüm sadece suyu daha verimli kullanmakla sınırlı kalmamalı; aynı zamanda üretim modellerimizi de yeniden yapılandırmalıyız. Modern Sulama Sistemleri ile Geleceğe Adım Atmak' Özel, ayrıca sorunun çözümüyle ilgili su kaynaklarının doğru kullanılması için modern sistemlere geçilmesi gerektiğini ifade etti. Yüksek Ziraat Mühendisi Özel: 'Kuraklıkla mücadelede su kaynaklarının daha akıllıca ve verimli kullanımı şart. Geleneksel yöntemlerin yerine geçecek modern sistemlerden biri de aquatik (su bazlı) sulama teknolojileridir. Bu sistemler, suyu geri dönüştürerek yeniden kullanımını sağlamak, bitkilerin sadece ihtiyaç duyduğu kadar su almasını sağlamak ve suyu doğrudan köklere ulaştırmak gibi özelliklerle öne çıkar. Aquaponik ve hidroponik gibi modern aquatik sistemler, topraksız tarım yaparak, suyu sürekli sirküle eden ve kayıpları minimuma indiren yöntemlerdir. Bu sistemler su tüketimini %90’a kadar azaltırken, bitkilerin ihtiyaç duyduğu besinleri de optimize ederek yüksek verim sağlarlar. Üstelik aquaponik sistemlerde balık yetiştiriciliği ile tarımı entegre ederek çift yönlü bir üretim modeli oluşturmak da mümkündür. Böylece hem gıda üretiminde çeşitlilik sağlanır hem de suyun en verimli şekilde kullanımı gerçekleşebilir.' dedi. Yenilikçi Üretim Modellerine Geçiş Seda Özel: 'Sulama sistemlerindeki yenilikler kadar önemli bir diğer husus da üretim modellerimizin modernize edilmesidir. Suya daha az bağımlı bitki türlerine yönelmek, yerel ekosistemlere uygun türleri seçmek ve daha az su isteyen çeşitleri yetiştirmek, tarımsal sürdürülebilirliği destekleyecektir. Ayrıca, agroekolojik tarım ve döngüsel tarım modelleri gibi yenilikçi yaklaşımlar, doğaya daha duyarlı ve verimli üretim süreçlerini mümkün kılar.' diyerek sözlerine devam etti. Teknolojinin tarıma entegrasyonu ise dönüşümün bir diğer önemli parçası. Akıllı sensörler, veri analizleri ve otomasyon sistemleri sayesinde tarımsal süreçler daha verimli hale getirilip, su kullanımı en aza indirilebilir. Örneğin, sensörlerle toprağın nem durumu sürekli izlenerek, yalnızca gerektiği kadar sulama yapılabilir ve bu da su israfını büyük ölçüde azaltır.' diyerek üreticilerin en hızlı şekilde modern sulama sitemlerine geçmesi gerektiğini söyledi. Değişim Kaçınılmaz Haber sitemizin sorularını yanıtlayan Seda Özel: 'Kuraklıkla mücadele etmek ve tarımı sürdürülebilir kılmak için köklü bir değişim artık kaçınılmazdır. Su kaynaklarını koruyan modern aquatik sistemler, bitkilerin suya erişimini optimize ederken doğaya en az zarar veren yöntemler olarak öne çıkıyor. Bunun yanı sıra, daha az su isteyen bitki türlerine geçiş ve akıllı tarım teknolojilerinin kullanımı, gelecekte tarımsal üretimi güvence altına almanın temel yollarından biridir. Bu değişiklikleri yapmazsak, tarımsal verimliliği korumamız ve gıda güvenliğini sağlamamız mümkün olmayacak. Kuraklık artık kapıdan girdi ve biz bu yeni döneme ayak uydurmazsak, suyun her damlasını boşa harcamış olacağız.' şeklinde ifadesiyle konunun önemine dikkat çekti.

Mudanya’da Sürdürülebilir Tarım İçin Verimlilik Haritası Çıkarılıyor Haber

Mudanya’da Sürdürülebilir Tarım İçin Verimlilik Haritası Çıkarılıyor

Mudanya Belediyesi, sürdürülebilir tarım hedefleri doğrultusunda Bursa Uludağ Üniversitesi ile işbirliği yaparak, ilçedeki tarım arazilerinin verimlilik durumu ve kullanım şekillerini bilimsel verilerle analiz eden bir projeyi hayata geçirdi. Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç ve Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz arasında imzalanan iyi niyet protokolüyle belediyeye ar-ge ve akademik destek sağlanacak. Ziraat Fakültesi’nin katkılarıyla başlatılan bu projede, Mudanya’daki tarım arazilerinin verimlilik durumu analiz edilmeye başlandı. Bilimsel Analizlerle Verimlilik Arttırılacak Proje kapsamında 1,5 kilometre aralıklarla 240 adet toprak örneği alınacak. Bu örnekler, bölgedeki toprakların fiziksel ve kimyasal yapısını analiz ederek, her bölgenin verimlilik seviyelerini ortaya koyacak. Veriler ışığında sürdürülebilir toprak yönetim stratejileri geliştirilecek ve çiftçilere doğru gübreleme ve sulama teknikleri hakkında eğitim verilecek. Bu sayede çiftçiler, üretimlerini daha bilinçli şekilde yaparak hem verimi artıracak hem de ekonomik kazanç elde edecekler. Mudanya’nın Tarımsal Kalkınmasına Katkı Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, projenin sadece bugünü değil, gelecek kuşaklar için de tarımda sürdürülebilirliği hedeflediğini belirtti. Projeyle, Mudanya’nın tarımsal kalkınmasına katkı sağlanarak, toprak sağlığının korunması ve çiftçilerin ekonomik kazançlarının artırılması amaçlanıyor.

Çakır: “Yere düşen her meyve tarıma zarar veriyor” Haber

Çakır: “Yere düşen her meyve tarıma zarar veriyor”

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Hakan Sefa Çakır, tarım zararlılarıyla mücadele için gerek dalda gerekse yerde meyve kalmaması gerektiğini belirterek, yere düşen her meyvenin zararlıların yayılmasına zemin hazırlayıp meyvelerin kalitesini bozduğunu söyledi. Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan başkanlığında Tarım Koordinasyon Kurulu Toplantısı gerçekleştirildi. MTSO Başkanı Hakan Sefa Çakır ile 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı Hasan Bulduk’un yanı sıra tüm sektör paydaşlarının katıldığı toplantıda; tarımda daha verimli, daha yüksek kaliteli üretim gerçekleştirilmesi, bu kapsamda zararlılarla etkin mücadele edilmesi, tarıma dayalı ticaretin geliştirilmesi konularına yönelik tespitler ve öneriler paylaşıldı. Geleceğe yönelik atılacak adımlar değerlendirildi, muhtelif kararlar alındı. Toplantıda söz alarak zararlılarla etkin mücadele noktasındaki önerilerini aktaran MTSO Başkanı Çakır, sorunların çözümü için ilk etapta küçük üreticilere odaklanmak gerektiğini vurguladı. İhracata uygun üründe tarımsal zararlı olmaması, olan zararlıların yayılmaması, ihracata uygun üretim için dalda toplanmayan meyve kalmamasının önemine dikkat çeken Çakır, yere düşen meyvelerin mutlaka toplanması gerektiğini ifade ederek, "Yere düşen her meyve tarıma zarar veriyor" dedi. Bu konuda üreticiyi bilinçlendirecek çalışmalar yapılabileceğine değinen Çakır, köylünün meyveleri siyah poşetlere toplaması yanında ikinci kalite ürünlerin meyvesuyu fabrikalarına daha iyi fiyatla satmasını sağlayacak teşvik sistemi oluşturulması önerisi de sundu. Değişen iklim şartlarının en çok tarımı etkilediğini, yeni iklim şartlarına bağlı tarımsal zararlılarla da karşılaşılabildiğini hatırlatan Çakır, “Bu nedenle konu oldukça hassas. Sürdürülebilir tarım için üreticiden tüketiciye herkesin sorumluluğu var. Küçük yaşlardan itibaren meyve atıklarının doğaya değil çöpe atılması gerektiği öğretilip alışkanlık kazandırılmalı” değerlendirmesini yaptı.

Atakey’e sürdürülebilir tarım standartlarında ‘Altın’ belge Haber

Atakey’e sürdürülebilir tarım standartlarında ‘Altın’ belge

TFI TAB Gıda Yatırımları çatısı altında faaliyet gösteren Türkiye'nin en büyük patates işleyicilerinden Atakey, sürdürülebilir tarım standartlarında, uluslararası geçerliliği olan FSA standardıyla en yüksek skoru elde ettiğini duyurdu. Şirket, Konya ilinde gerçekleştirdiği tarım faaliyetlerini belgelendirerek denetim sürecinde en yüksek seviye olan ‘Altın’ belgeyi almaya hak kazandı. TFI TAB Gıda Yatırımları çatısı altında faaliyet gösteren Türkiye'nin en büyük patates işleyicilerinden Atakey, uluslararası geçerliliği olan ve SAI (Sustainable Agriculture Initiative / Sürdürülebilir Tarım Girişimi) platformu tarafından yayınlanan Farm Sustainability Assessment (FSA) standardına uygun olarak gerçekleştirdiği tohumluk patates tarım faaliyetlerinde en yüksek skoru elde etti. Konuyla ilgili şirketten şu açıklama yapıldı: ''FSA standardı, sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik eden çevresel, ekonomik ve sosyal etkileri değerlendiren STK olan SAI tarafından geliştirilen uluslararası bir sürdürülebilir tarım standardı olarak ön plana çıkıyor. FSA denetiminde kurumların sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımları ve saha faaliyetlerini kapsamlı bir şekilde denetleniyor. Bitki materyal seçimi, toprak yönetimi, besin yönetimi, bitki koruma ürünlerinin seçimi ve uygulanması, su yönetimi, biyoçeşitliliğin korunması, emisyon hesaplamalarının yapılması ve uygun çalışan koşullarının sağlanması hususları detaylı bir biçimde ele alınıyor. Şirket, tüm bu standartlara uygun olarak Konya ilinde gerçekleştirdiği tarım faaliyetlerini belgelendirerek denetim sürecinde en yüksek seviye olan ‘Altın’ belgeyi almaya hak kazandı. ‘Altın’ belge Atakey’in sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımını ödüllendiriyor TFI TAB Gıda Yatırımları’nın ekosistem şirketlerinden biri olan Atakey, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma hedefinin bir parçası olan sürdürülebilir tarım konusunda önemli başarılara imza atmaya devam ederken; şirketin FSA sürdürülebilir tarım standardına uygunluğu, çevresel etkileri en aza indirgemek ve toplumsal fayda sağlamak adına gösterdiği çabanın bir göstergesi olarak görülüyor. Şirketin bu başarısı, sürdürülebilir tarımın önemini vurgulayarak sektöre örnek olurken, gelecek nesiller için daha sürdürülebilir bir tarım modeline dönüşümün de önemini vurguluyor. Geçerliliği 3 yıl olan ‘Altın’ belge, şirketin sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımını taçlandırırken, şirketin gelecekte de çevresel ve toplumsal etkilerini en aza indirgemek için kararlılığını sürdürdüğünü gözler önüne seriyor.''

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı: “Sürdürülebilir tarımı önemsiyoruz” Haber

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı: “Sürdürülebilir tarımı önemsiyoruz”

Tarım sektöründe yaşanan maliyet artışlarının özellikle son yıllarda tarım üreticileri için büyük zorluk oluşturduğunu söyleyen Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, "Ayrıca artan maliyetler, tarım sektörünün sürdürülebilirliği üzerinde derin etkiler bırakmakta. Üretimin geleceği için de tehlike oluşturacak" dedi. Girdi maliyetlerinin sürekli artması nedeniyle mali açıdan sıkıntılar yaşayan çiftçi sayısının her geçen gün arttığını anlatan Doğan, "Birçok faktör, maliyetlerin yükselmesine sebep olmaktadır. Örneğin; gübre, tohum, ilaç, motorin gibi tarımsal girdilerin fiyatları sürekli bir artış eğilimi göstermektedir. Ayrıca enerji maliyetleri ve iş gücü giderleri gibi faktörler de tarımsal üretimin maliyetini yükseltmektedir. Bu durum, tarım üreticilerinin karlılığını olumsuz yönde etkilemekte ve sektörün sürdürülebilirliğini tehlikeye atmaktadır. Çiftçilerimiz zorunlu girdi maliyetlerini karşılamakta zorlanırken bir de üzerinde emlak olmayan tarlalardan emlak vergisi talep ediliyor" diye konuştu. "Vergi yükümlülükleri çiftçileri zor durumda bırakıyor" Yolun, elektriğin, inşaatın olmadığı üzerinde emlak olmayan sadece tarımsal üretimin yapıldığı arazilere gelen bu vergi yükünün çiftçileri zor durumda bıraktığını belirten Doğan, şöyle devam etti: "2012 yılında çıkarılan yasa ile çiftçiler, 5 yıl tarım arazilerinin emlak vergisinden muaf tutulmuştu. Muafiyet 2017 yılında sona erdi. Bu yasa yeniden, kalıcı olarak getirilmeli ve çiftçilerimiz sadece ekim yaptığı arazileri için emlak vergisi ödememeli, ek maliyet yükünden kurtulmalıdır." Sürdürülebilir tarımın önemine de vurgu yapan Doğan, "Gıdaya erişimin her geçen gün zorlaştığı bir dönemde tarım üreticilerine her zaman desteklenmelidir. Emlak vergisi ödemeleri ile birlikte çiftçilerin nakit akışı olumsuz yönde etkilenmekte ve finansal sıkıntılar yaşanmaktadır. Tarlalarına binen ek maliyetle birlikte büyük bir mağduriyet yaşayan çiftçiler, tarım faaliyetlerini sürdürmekte zorlanır ve bu durum tarımsal üretimde önemli sorunlara yol açar. Tarım arazilerinden alınan emlak vergilerinin kaldırılması konusunda, Sayın Cumhurbaşkanımızın desteklerini bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

Doğan: “Tarım ve gıda güvenliği, toplum için temel gereklilik” Haber

Doğan: “Tarım ve gıda güvenliği, toplum için temel gereklilik”

Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, tarım ve gıda güvenliğinin bir ülkenin ve toplumun sürdürülebilir kalkınması için temel gereklilik olduğunu söyledi. Gıda güvenliği için sürdürülebilir tarıma, sürdürülebilir tarım içinse inovasyona, teknolojiye, iklim değişikliği için acil eylem planlarına ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Oda Başkanı Doğan, “Tarım ve gıda güvenliği, bir ülkenin ve toplumun sürdürülebilir kalkınması için temel gerekliliktir. Çünkü iyi çalışan bir tarım sektörü, insanların yeterli ve dengeli beslenmesini sağlar, istihdam oluşturur, gelir elde etmelerini mümkün kılar ve çevreyle ilgili sürdürülebilirliği destekler. Küresel bir sorun olarak karşımıza çıkan tarım ve gıda güvenliği konusu, gelecekte daha da önem kazanacaktır. Bu değişiklikleri dikkate alarak, ülke yöneticileri, üreticiler, tüketici temsilcileri, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları gibi tüm paydaşların düzenli aralıklarda bir araya gelerek tarım sektöründeki değişimin yollarını belirlemesi ve çözümler oluşturması gerekmektedir’’ diye konuştu. Tarımsal inovasyonların verimliliği arttırdığını kaydeden Doğan, “Gelişmiş makineler, otomasyon teknolojileri, tarım kimyasalları ve genetik mühendislik gibi yenilikler, tarım ürünlerinin daha hızlı ve daha verimli bir şekilde üretilmesine imkan sağlamaktadır. Bu da dünya çapında gıda ihtiyacının karşılanmasını kolaylaştırmaktadır. İnovasyon, sürdürülebilir tarım uygulamalarını da yaygınlaştırmaktadır. Organik tarım, akıllı tarım teknolojileri, yenilenebilir enerji kullanımı gibi inovatif yaklaşımlar sayesinde tarımda çevre dostu uygulamalar artmaktadır. Bu da doğal kaynakların daha verimli kullanılmasına ve biyoçeşitliliğin korunmasına imkan sağlar” şeklinde konuştu. "Sürdürülebilir tarım birçok konuyu ele alıyor" Sürdürülebilir tarımın, temelde toprak, su, enerji ve doğal kaynakların akılcı bir şekilde yönetilmesini hedeflediğini vurgulayan Doğan," Bu yaklaşım, çiftçilerin gelecek nesillere toprak bırakabilmesini ve doğal kaynakları sürdürülebilir bir şekilde kullanabilmesini sağlamayı hedefler. Bunun yanı sıra, sürdürülebilir tarım, sağlıklı gıda üretimini desteklemekte ve çevreyle ilgili zararları minimize ederek ekosistemleri koruma altına almaktadır. Son yıllarda tarım sektöründe yaşanan değişimler, sadece üretim verimliliğini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda doğal kaynakların korunması, biyoçeşitliliğin desteklenmesi ve iklim değişikliğiyle mücadele gibi kritik birçok konuyu da ele alıyor"dedi. Tarım ve iklim değişikliği arasındaki ilişkinin analiz edilmesi ve anlaşılmasının tarım sektörü ve gıda güvenliği için kritik bir öneme sahip olduğunun altını çizen Doğan, “Tarımsal faaliyetlerin geleceği, iklim değişikliğine verilecek tepkilere ve uyum çabalarına bağlı olacaktır. İklim değişikliği, yüksek sıcaklıklar, artan kuraklık, ani hava değişimleri, su kaynaklarının azalması gibi bir dizi olumsuz etkiye neden olabilir. Bu etkiler, tarım alanlarında verim kaybı, bitki hastalıklarının artışı ve üretimde düzensizlik gibi sonuçlar doğurabilir. Sürdürülebilir tarım geleceğin bereketli toprağını temsil etmektedir. Ekonomik, çevre ve sosyal açılardan faydalı olan bu yaklaşım, tarım sektöründe bir dönüşüm sağlamaktadır” diyerek sözlerini tamamladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.