TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sürdürülebilirlik

AGRONEWS - Sürdürülebilirlik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sürdürülebilirlik haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Denizli Tarımına Konya İmzasıyla Destek Verildi Haber

Denizli Tarımına Konya İmzasıyla Destek Verildi

Denizli'nin Çal ilçesinde, Konya Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilen dört yeni arpa çeşidi ilk kez denendi. Kıraç ve susuz topraklara atılan "Baykara", "Ayrancı", "Keykubat" ve "Larende" isimli yerli arpa tohumları, düşük su kullanımıyla yüksek verim hedefiyle ekildi. Konya'nın tarım araştırmalarında öncü rolünü sürdüren Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nün geliştirdiği bu arpa çeşitleri, Denizli'nin Çal ilçesindeki Belevi Mahallesi'nde, Hasan Durna'ya ait 12 dekarlık alana ekildi. Ekim, mibzerle ve kükürtlü 15+15 alt gübresi desteğiyle yapılarak, tohumların sağlıklı bir şekilde toprağa yerleşmesi sağlandı. Bu deneme ekimiyle Konya'nın kıraç topraklara uygun arpa çeşitleri, tarıma yeniden umut oldu. BAŞARI DURUMUNDA YAYGINLAŞTIRILACAK Denizli Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile Çal İlçe Tarım Müdürlüğü ekipleri, ekimi yapılan arpa çeşitlerini sürekli olarak izleyerek kök yapısı, çıkma oranı, boyu ve verimini takip edecek. Çal ilçesinin iklim ve toprak yapısına uyum sağlarsa, bu yeni arpa tohumlarının ilçenin diğer mahallelerine ve çevre bölgelere yayılması planlanıyor. KONYA TARIMINDA YENİLİKÇİ ÇALIŞMALAR Hasan Durna, geliştirilen yeni arpa çeşitlerini ekmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek, "Konya’daki enstitü tarafından geliştirilen ‘Baykara’, ‘Ayrancı’, ‘Keykubat’ ve ‘Larende’ isimli arpa tohumları ile susuz tarım alanlarında verimi artırmayı hedefliyoruz. Denizli, Türkiye'nin önemli tarım merkezlerinden biri ve bu tür yenilikçi tohumlarla arpa ve buğday üretiminde büyük ilerleme sağlayabiliriz" dedi. KIŞ YAĞIŞLARI İLE YÜKSEK VERİM BEKLENTİSİ Denizli Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ve Çal İlçe Müdürlüğü'nün denetiminde, yeni arpa çeşitlerinin kış ve ilkbahar yağışlarının desteğiyle yüksek verim sağlaması bekleniyor. Tohumların hedeflenen kaliteye ulaşması durumunda, bölgedeki çiftçiler için kıraç topraklarda yüksek kazanç sağlanması mümkün görünüyor. Konya'nın tarım alanındaki bu öncü çalışması, susuz tarım çözümleri sunarak Türkiye genelinde tarımda sürdürülebilirliği desteklemeyi amaçlıyor.

Gıda Hakkı İçin Küresel Kollektif Eyleme Çağrı Haber

Gıda Hakkı İçin Küresel Kollektif Eyleme Çağrı

FAO, özellikle gıda güvenliği ve beslenme alanında çeşitli acil müdahale projeleri ile birçok bölgedeki açlıkla mücadele ediyor. Gıda temini sağlamak, kriz bölgelerinde gıda güvenliğini artırmak ve yerel tarımsal altyapıyı güçlendirmek için çalışmalarını sürdürüyor. Eğitim ve okul beslenme programları gibi projeler ile, sağlıklı gıdalara erişim konusunda büyük rol oynayan FAO’nun, iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik uygulamaları da çiftçilerin üretimlerini sürdürülebilir şekilde artırmasına yardımcı oluyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Genel Direktörü Dr. QU Dongyu, Dünya Gıda Günü’nde hükümetler, özel sektör, akademi, sivil toplumlar ve bireylerin oluşturduğu bir küresel iş birliği ile gıda hakkı için kolektif eyleme duyulan ihtiyacın altını çizdi. "Daha İyi Bir Yaşam ve Daha İyi Bir Gelecek İçin Gıda Hakkı" başlıklı yazısında, tüm çiftçilerin küresel nüfusu besleyecek kadar gıda üretebildiğini, ancak yaklaşık 730 milyon kişinin doğal ve insan kaynaklı afetler yüzünden açlıkla mücadele ettiğini belirtti. MİLYARLARCA İNSAN SAĞLIKSIZ BESLENİYOR Dr. QU Dongyu, tüm insanların yeterli gıdaya erişim hakkına sahip olduğunu vurgulayarak, gıda çeşitliliğinin ve erişilebilirliğinin önemine dikkat çekti. Dongyu'nun kaleme aldığı yazıya göre, günümüzde dünya genelindeki çiftçiler kalori ihtiyacını karşılayacak kadar gıda üretebiliyor, ancak 2,8 milyar insan sağlıklı beslenemiyor. Gıda hakkının, sadece açlıkla mücadele değil, aynı zamanda sağlıklı ve besleyici bir diyetin tüm dünyada erişilebilir olmasını sağlamayı hedeflemekle ilgili olduğunu söyleyen Dr. QU Dongyu, gıda sistemlerinin verimli, sürdürülebilir ve kapsayıcı olmasının gerekliliğini vurguladı. KOLLEKTİF EYLEM GEREKİYOR Kollektif eylemin önemine dikkat çeken Dr. QU Dongyu, bu mücadelenin yalnızca hükümetler tarafından değil, tüm toplum kesimlerinin iş birliğiyle gerçekleşebileceğini belirtirken, "Özellikle de gençler- çün­kü gıda güvenliği olan bir gelecek onların hakkı. Geleceği onlar tasarlıyor ve karar veriyor. BM Gelecek Zirvesi’nden çıkan tüm çağrı­lar onların eylemleriyle belirlenmektedir" dedi. Dr. QU Dongyu, "Çiftçiler, biyoçeşitliliği ar­tıran ve doğal kaynakları so­rumlu bir şekilde yöneten bir sürdürülebilir tarım uygula­masıyla fark yaratabilirler. İş­letmeler, besleyici ve çeşitli gıdaları daha uygun fiyatlı ha­le getirebilirler. Akademi ve sivil toplum, veri toplayarak, iyileştirilmesi gereken alan­ları tespit ederek, bilimsel teknoloji çözümlerini uygula­yıp, hedeflere yönelik ilerle­meyi takip ederek hükümetle­ri sorumlu tutabilir" diyerek herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini belirtti. Tarımsal gıda sistemlerini dönüştürerek daha sürdürülebilir ve kapsayıcı hale getirmek için çalışan FAO, bu süreçte, bilgi teknolojileri, biyoteknoloji, yapay zeka gibi yenilikçi alanların kritik bir rol oynadığını açıkladı. Tüketicilere düşen görevin sağlıklı yaşam tarzları benimsemek, gıda israfını azaltmak ve gıda çeşitliliğini teşvik etmek olduğunu ekledi. Kapsayıcı ve sürdürülebilir bir tarımsal gıda sistemi için hep birlikte çalışılması gerektiğini söyledikten sonra "Eylemlerimiz Geleceğimizdir" cümlesiyle mesajını noktaladı.

Seda Özel: Kuraklık Kapımızdan Girdi Haber

Seda Özel: Kuraklık Kapımızdan Girdi

Haber sitemize konuşan Yüksek Ziraat Mühendisi Seda Özel: 'Kuraklık, uzun yıllardır "yaklaşan bir tehlike" olarak dile getirilen bir sorunken, bugün bu tehlike sadece kapımıza dayanmadı; kapıdan içeri girdi. Artık tarımda su kaynaklarının azalması ve iklim koşullarının değişmesi ile karşı karşıyayız. Bu da tarımda köklü bir dönüşümü zorunlu hale getiriyor. Sulama sistemlerimizi ve üretim modellerimizi yeniden gözden geçirme zamanı geldi, çünkü mevcut yöntemler sürdürülebilir olmaktan çok uzak.' dedi. Geleneksel Yöntemler Bizi Nereye Getirdi? Özel konuyla ilgili şunları söyledi: Tarımsal sulamada kullanılan geleneksel yöntemler, suyu kontrolsüzce tüketen, kaynakları hızla tükenmeye sürükleyen ve çoğunlukla verimsiz olan uygulamalarla dolu. Salma sulama gibi eski sistemlerde suyun büyük bir kısmı buharlaşma ve yüzey akışı ile kayboluyor. Üstelik bu yöntemler, toprak yapısına zarar vererek erozyon ve tuzlanma gibi sorunlara yol açıyor. Sonuç olarak sadece su kaynakları değil, toprak verimliliği de hızla düşüyor. Bugün, bu sürdürülemez yöntemlerin yerini modern ve çevre dostu teknolojilere bırakması gerektiğini net bir şekilde görüyoruz. Ancak bu dönüşüm sadece suyu daha verimli kullanmakla sınırlı kalmamalı; aynı zamanda üretim modellerimizi de yeniden yapılandırmalıyız. Modern Sulama Sistemleri ile Geleceğe Adım Atmak' Özel, ayrıca sorunun çözümüyle ilgili su kaynaklarının doğru kullanılması için modern sistemlere geçilmesi gerektiğini ifade etti. Yüksek Ziraat Mühendisi Özel: 'Kuraklıkla mücadelede su kaynaklarının daha akıllıca ve verimli kullanımı şart. Geleneksel yöntemlerin yerine geçecek modern sistemlerden biri de aquatik (su bazlı) sulama teknolojileridir. Bu sistemler, suyu geri dönüştürerek yeniden kullanımını sağlamak, bitkilerin sadece ihtiyaç duyduğu kadar su almasını sağlamak ve suyu doğrudan köklere ulaştırmak gibi özelliklerle öne çıkar. Aquaponik ve hidroponik gibi modern aquatik sistemler, topraksız tarım yaparak, suyu sürekli sirküle eden ve kayıpları minimuma indiren yöntemlerdir. Bu sistemler su tüketimini %90’a kadar azaltırken, bitkilerin ihtiyaç duyduğu besinleri de optimize ederek yüksek verim sağlarlar. Üstelik aquaponik sistemlerde balık yetiştiriciliği ile tarımı entegre ederek çift yönlü bir üretim modeli oluşturmak da mümkündür. Böylece hem gıda üretiminde çeşitlilik sağlanır hem de suyun en verimli şekilde kullanımı gerçekleşebilir.' dedi. Yenilikçi Üretim Modellerine Geçiş Seda Özel: 'Sulama sistemlerindeki yenilikler kadar önemli bir diğer husus da üretim modellerimizin modernize edilmesidir. Suya daha az bağımlı bitki türlerine yönelmek, yerel ekosistemlere uygun türleri seçmek ve daha az su isteyen çeşitleri yetiştirmek, tarımsal sürdürülebilirliği destekleyecektir. Ayrıca, agroekolojik tarım ve döngüsel tarım modelleri gibi yenilikçi yaklaşımlar, doğaya daha duyarlı ve verimli üretim süreçlerini mümkün kılar.' diyerek sözlerine devam etti. Teknolojinin tarıma entegrasyonu ise dönüşümün bir diğer önemli parçası. Akıllı sensörler, veri analizleri ve otomasyon sistemleri sayesinde tarımsal süreçler daha verimli hale getirilip, su kullanımı en aza indirilebilir. Örneğin, sensörlerle toprağın nem durumu sürekli izlenerek, yalnızca gerektiği kadar sulama yapılabilir ve bu da su israfını büyük ölçüde azaltır.' diyerek üreticilerin en hızlı şekilde modern sulama sitemlerine geçmesi gerektiğini söyledi. Değişim Kaçınılmaz Haber sitemizin sorularını yanıtlayan Seda Özel: 'Kuraklıkla mücadele etmek ve tarımı sürdürülebilir kılmak için köklü bir değişim artık kaçınılmazdır. Su kaynaklarını koruyan modern aquatik sistemler, bitkilerin suya erişimini optimize ederken doğaya en az zarar veren yöntemler olarak öne çıkıyor. Bunun yanı sıra, daha az su isteyen bitki türlerine geçiş ve akıllı tarım teknolojilerinin kullanımı, gelecekte tarımsal üretimi güvence altına almanın temel yollarından biridir. Bu değişiklikleri yapmazsak, tarımsal verimliliği korumamız ve gıda güvenliğini sağlamamız mümkün olmayacak. Kuraklık artık kapıdan girdi ve biz bu yeni döneme ayak uydurmazsak, suyun her damlasını boşa harcamış olacağız.' şeklinde ifadesiyle konunun önemine dikkat çekti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.