TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Süt Fiyatları

AGRONEWS - Süt Fiyatları haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Süt Fiyatları haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Süt üreticisine bayram ve resmi tatiller zehir oluyor Haber

Süt üreticisine bayram ve resmi tatiller zehir oluyor

Üretilen sütlerin normal günlerde litresi 15 TL’den satılırken bayram tatili boyunca bu fiyatın 7,5 TL civarında uygulandığı belirtildi. Bakanlıktan destek isteyen süt üreticileri ve süt toplama kooperatifleri, ilgili bakanlıklardan soruna bir an önce çözüm beklediklerini söylediler. Türkiye’de Marmara Bölgesi dışında kalan illerde günlük yaklaşık 55 milyon litre Aydın’da ise 1 milyon 250 bin litre günlük süt üretimi gerçekleştiğini yaklaşık 8-10 yıldır yapılan yanlış uygulamalar nedeniyle süt üreticisine bayram tatillerinin adeta zehir olduğunu belirten Nazilli ve Çevreleri Tarımsal Kalınıma Kooperatifi (Ör-Koop) Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Onal, yaşanan bu sorunun çözümü için ilgili bakanlıklarca acilen düzenleme yapılması gerektiğini söyledi. Başkan Önal konuyla ilgili açıklamasında “Maalesef bayram ve birkaç günlük resmi tatili olan özel günler süt üretici açısından kabus gibi oluyor. En mutlu günlerimiz hem süt üreticilerinin hem de süt toplayan kooperatif ve ya da firmaların zarar ettiğimiz günler olduğu için sıkıntılı günler olarak addediliyor. Sütlerin alınıp satılmadığı günlerde üreticinin sütleri Türkiye Süt Kurumu marifeti ile alıverilmelidir. Bu sorunun şimdilik başka çözümü görünmüyor. Sadece Aydın ilinde günlük yaklaşık süt üretimi 1250 ton civarında. Sadece Aydın özelinde ele aldığımızda Aydın ilinde bayram günleri şehrin günlük zararı 4 milyon 687 bin 500 TL’ye tekabül eder. Bunu her bayram günü ile çarparsak maalesef memleketimizin zararı onlarca milyona ulaşıyor. Bu işin çözümü için defalarca öneri sunduk. İlgili kurum ve bakanlık yetkilileri talep ederse yine çözüm önerilerimizi yineleriz” diyerek Türkiye’de süt üreticisinin bu sorunun bir an önce çözülmesini beklediklerini kaydetti.

Süt fiyatlarını müşterilerinin maaş zam oranlarına göre belirliyor Haber

Süt fiyatlarını müşterilerinin maaş zam oranlarına göre belirliyor

Yozgat’ta yaşayan besici Üzeyir Koç, kentte ortalama 100 liradan satılan 5 litre sütü müşterilerinin gelir durumuna göre emeklilere 60, asgari ücretlilere 70, memura ise 100 liradan satıyor. Yozgat’ın Kuşçu köyünde besicilikle uğraşan Üzeyir Koç, 24 yıldır geçimini çiğ süt satarak sağlıyor. Mandırasında günlük 60 kilogram süt elde eden Koç, ürettiği sütü şehre getirerek müşterilerinin taleplerini karşılıyor. Aracıyla mahalle mahalle dolaşıp evlere süt dağıtan Koç, müşterilerinin ekonomik durumlarını da göz önünde bulunduruyor. Koç, 100 liradan satılan 5 litre sütü gelir düzeyi düşük olan bazı müşterilerine uygun fiyattan veriyor. Emekli müşterilerine 60, asgari ücretli müşterilerine 70 liradan satış yapan Koç, memur olan müşterilerine ise sütü 100 liradan veriyor. Koç, günlük müşterilerinin hem süt ihtiyacını karşılıyor hem de hayır dualarını alarak gönül kazanıyor. “Günlük 60 kilogram süt alıyorum” Son günlerde yaşanan zamların ardından müşterilerinin de ekonomik durumunu düşünmek zorunda olduğu için böyle bir uygulamaya başvurduğunu söyleyen Üzeyir Koç, “24 senedir hayvancılıkla uğraşıyorum. Vatandaşların süt ihtiyacını karşılıyorum. Yozgat’ta sürekli müşterilerim var, onlara süt getiriyorum. Sütten de çok memnunlar. Emekli müşterime indirim yapıyorum onlara sütü 60 liraya veriyorum, asgari ücretlilere de 70 liraya satıyorum. Normal de 5 litre sütü 100 liradan satıyorum ama ben vatandaşın alım gücüne göre fiyatları belirliyorum. Fiyatları böyle belirlemem mecburiyetten oldu, vatandaş alamıyordu, fiyatları ona göre belirledik. Şimdi herkes mutlu, sütten de memnun kalıyorlar. Fiyatlar kurtarmıyor ama mecbur bu işi yapıyorum. Maliyetler çok pahalı, yem fiyatları çok yüksek, vatandaşa destek olmak istiyorum onun için de süte talep çok oluyor. Köyde 15 hayvanım var, günlük 50-60 kilogram süt alıyorum. Buraya gelip vatandaşlara satıyorum” dedi. “Bizim için fedakarlık yapıyor” Müşterilerden Talip Yılmaz ise kendilerine sağladığı bu uygulamadan memnun kaldıklarını söyleyerek, “Yılardır ondan süt alırım, sütü de çok güzel oluyor. Kendisi de bu konuda bize yardımcı oluyor. Ekonomik durumumuzu söylediğimizde 100 liranın altında sütü alıyoruz. Fedakarlık yapıyor bize. İnsanların alım gücü düşük olduğu için sütü bu fiyatlara satıyor, kendisine teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

Çiğ süt fiyatlarındaki artış üreticiyi rahatlattı Haber

Çiğ süt fiyatlarındaki artış üreticiyi rahatlattı

Özcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çiğ inek sütü tavsiye satış fiyatının Ulusal Süt Konseyi (USK) tarafından litre başına 11,5 lira olarak belirlendiğini anımsattı. Son dönemlerde girdi maliyetlerinde yaşanan artışa dikkati çeken Özcan, söz konusu artışların üretimin sürdürülebilirliğini zora soktuğunu dile getirdi. Özcan, maliyetlerdeki artışların USK tarafından da değerlendirildiğine işaret ederek, "Çiğ süt referans satış fiyatının 8,5 liradan 11,5 liraya yükseltilmesi üreticiyi bir nebze rahatlattı. Bu fiyatın süt sanayisi ve marketler tarafından da kabul göreceğini düşünüyorum. Yem gibi girdi maliyetleri unsurlarında hızlı bir fiyat artışı olmazsa üretici bu fiyatlarla üretim yapabilir." dedi. Girdi maliyetlerindeki artışın sürekli olarak göz önünde bulundurulması gerektiğinin altını çizen Özcan, şunları kaydetti: "Mazot, yem, elektrik ve işçilik gibi girdi maliyetleri süt üreticilerinin maliyetlerini haliyle çok etkiliyor. Fiyat belirlenirken girdi maliyetlerindeki artış dikkate alınırsa sektörün devamlılığı için olumlu olur. Fiyat belirlendi. Yarın girdi maliyetlerimiz artarsa fiyat artışı çok anlam ifade etmiyor. Bazı zamanlarda girdi fiyatları hızlı artış gösterebiliyor. Bu durumlarda da hızlı davranılıp bunun tavsiye fiyatına yansıtılması gerekir." "Marketlerde süt fiyatlarında bir değişim beklemiyoruz" Özcan, çiğ üretimine litre başına 50 kuruş destek verildiğini dile getirerek, "Çiğ süt üretim desteği sektörümüz için çok faydalı. Tavsiye fiyatı artınca çiğ süt desteğinin de artmasını talep ediyoruz. Desteğin litre başına 1 lira olması üreticilerimize katkı sağlar." diye konuştu. Marketlerde süt fiyatlarında bir değişim beklemediklerini belirten Özcan, raf fiyatlarının bu fiyatlar düşünülerek daha önceden güncellendiğini anlattı. Türkiye'de çiğ süt üretiminin durumuna da değinen Özcan, rakamlarda sezona bağlı olarak artış görüldüğünü ancak üretilen çiğ süt ile piyasa sürülen süt ve süt ürünlerine bakıldığında tutarsızlık olduğunu söyledi. Özcan, süt üretim miktarı hesaplanırken daha özenli olunması gerektiğini de sözlerine ekledi.

TÜDKİYEB Genel Başkanı Çelik’ten süt fiyatlarına ilişkin açıklama Haber

TÜDKİYEB Genel Başkanı Çelik’ten süt fiyatlarına ilişkin açıklama

Üretici 1 kilogram süt satıp 1,5 kilogram yem alamaz ise yeterli geliri elde etmesinden söz etmek mümkün değildir” dedi. TÜDKİYEB Genel Başkanı Nihat Çelik, yaptığı açıklama ile üretici ve tüketicilerin Dünya Süt Günü’nü kutladı. Sütün insan sağlığındaki önemine dikkati çeken Çelik, Türkiye’de süt tüketiminin yetersiz olmasının üzüntü verici olduğunu belirtti. Çelik, süt tüketiminin artırılması gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti: “Ülkemizde gelişme çağındaki çocuklarda yapılan araştırmalarda çocukların üçte ikisinin yetersiz süt tükettiği, 18 yaş altı çocuklara yönelik yapılan başka bir araştırmaya göre ise çocukların dörtte üçünün süt, peynir, yoğurt gibi besinleri önerilenin altında tükettiği belirlenmiştir. Yapılan çalışmalarda ortaya çıkan sonuçlara göre insanlarımızın sütü çay ve gazlı içeceklerden daha az tükettiği de acı bir gerçektir. Ülkemizde yıllık süt tüketiminin yaklaşık olarak kişi başı 40 kilogram ile oldukça yetersiz olması düşündürücü ve üzüntü verici bir durumdur. Dolayısıyla süt tüketiminin artırılması sağlıklı nesiller yetiştirebilmemizin ön şartlardan birisidir. Süt içme alışkanlığı sağlanmalı ve tüketimin yaygınlaştırılmasına yönelik özendirici ve teşvik edici çalışmalar yapılmalıdır.” “Süt-yem paritesi en az 1,5 olmalıdır” Süt tüketimi yanında süt üretiminin artırılması gerektiğine işaret eden Çelik, şunları kaydetti: “Sütü uygun fiyatlardan bolca tüketmek için üretimin artırılması gerekmektedir. TÜİK 2022 yılında çiğ süt üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 7,1 oranında azaldığını açıkladı. Bu azalışta girdi maliyetlerinin olumsuz yansımaları ile hayvan varlığındaki bir miktar azalışın mutlak etkileri olmuştur. Süt üretimindeki azalış kırmızı et üretimini de olumsuz yönde etkilemektedir. Ana olmazsa dana olmaz, dana olmazsa süt de, et de olmaz diye bir söz var. Bu nedenle süt ve et üretiminin artırılması için sektörün lokomotifi olan üreticilerin ve yetiştiricilerin el üstünde tutulmasını zorunlu kılmaktadır. Çiğ süt/yem paritesinin en az 1,5 seviyesinde olması mutlaka sağlanmalıdır. Üretici 1 kilogram süt satıp 1,5 kilogram yem alamaz ise yeterli geliri elde etmesinden söz etmek mümkün değildir. Dolayısıyla üretici ve yetiştiriciye refah seviyesini artıracak sürdürülebilir bir gelir sağlanmalı, hayvancılık destekleri artarak devam etmeli, sürekli artan yem fiyatlarına yönelik radikal tedbirler alınarak yem fiyatları makul seviyelere çekilmelidir. Bunlar sağlanırsa üretici de, tüketici de mutlu olur. Türkiye mutlu olur.”

Yaşar Yücel: 'Et ve sütte tamamen dışa bağımlıyız' Haber

Yaşar Yücel: 'Et ve sütte tamamen dışa bağımlıyız'

Köylü, milletin efendisidir! Mustafa Kemal ATATÜRK. Cumhuriyetimizin ilk yılları. Devlet yavaş yavaş şekilleniyor. İlk çıkarılan kanunlardan biri de 442 Sayılı Köy Kanunu. Yıl 1924. Bu kanunun 87. maddesine hiç bir iktidar, hatta darbe yönetimleri bile dokunmuyor. İlk değişiklik 3 Temmuz 2003 tarihli 4916 sayılı kanun ile yapılıyor. Aslında bu düzenleme hazineye ait arazilerin satışını kolaylaştıran bir düzenleme. Dolayısıyla bir taraftan hazineye ait arazilerin satışına kapı açılırken satışında engeller olan bazı kanunlarda da ayıklama başlatılıyor. Rant ekonomisi mi beton ekonomisi mi diye sormaya gerek yok. İkisi de. Hem de köy kanununun can alıcı noktasında. 87. Madde de yapılıyor. Maddenin ruhu şu: Türk vatandaşı olmayan kişilerin, Türk olmayan cemiyet ve şirketlerin köylerde arazi satın almaları yasaktır. Bu düzenleme ile değil kanun maddesi iptal ediliyor. 442 Sayılı kanun metnine baktığımızda şunu görüyoruz. “Madde 87 – (Mülga: 3/7/2003-4916/38 Md.) Madde 88 – Ecnebi tebaası köylerde ikamet etmek için Dahiliye Vekaletinden resmi tezkere alacaklardır. Bu tezkerelerin verilip verilmemesi ve ikamet müddetlerinin azaltılıp çoğaltılması Dahiliye Vekaletine aittir.” Yabancıların köylerden arazi almaları serbest, ikametleri izinli(!) Tarım arazilerinin yabancılara satışı derhal durdurulmalıdır! Köylerimizi vuran ikinci darbe ise büyükşehir belediyeler kanunu ile yapılıyor. Aslında 1980 darbesi sonrasında 1982 Anayasasında belediyelerin büyükşehir olarak düzenlenmesine dair alt yapı tesis ediliyor. 10 Temmuz 2004 tarihli 5216 sayılı kanun ve 6 Aralık 2012 tarihli 6360 sayılı kanun ile büyükşehir belediye sayısı 30’a yükseliyor. Büyükşehirler belediyelerinin sınırları ile mülki idare sınırları yani il sınırları eşleşiyor. Yeni belediyeler kuruluyor, belde belediyeleri kapatılıyor. Köyler ne oluyor? Büyükşehir sınırları içinde kalan köylerin tamamı “MAHALLE” oluyor. Köyler mahalle olunca iyi mi oldu, kötü mü oldu? Öncelikle köyler mahalle olunca, köy tüzel kişiliğine ait ortak mallar ve mera alanları büyükşehir belediyelerine geçti. Yani mera alanlarını kullanmak isteyen köylüler bedel ödeyecek ki, bazen bu anlaşmazlıklar basına da yansıyor. Büyükşehir belediyeleri imar değişiklikleri yaparak yeni imar alanları açtılar. Rantı yüksek köylerin etrafı imara açıldı. Köylerde ahır yapmak için bile inşaat ruhsatı şart oldu. Su faturaları merkez mahalleler ile aynı tarife üzerinde düzenlenmeye başlandı. Emlak vergisi muafiyeti kalktı. Çevre temizlik ve atık vergileri geldi. Köylerin etrafına yapılan yeni siteler ve villalar sık sık belediyelere şikayete başladı. Hayvan kokusu ve sinek şikayetleri arttı. Ahırlara belediye zabıtaları tarafından cezalar yazılmaya hatta kapatılmaya kadar gitti. Ne mi oldu? İşte et ve süt fiyatlarındaki artışların birinci sebebi bu. Köyde yaşamak için gelenler köylüleri bezdirdi. Yumurtadan çıkıp da kabuğunu beğenmeyen misali. Doğa ile iç içe müreffeh nezih güzel bahçeli evlerde konaklarda yaşamayı seçenler ahırları ile yıllardır yan yana yaşayan köylüler arasında can çekişen tarım ve hayvancılık arasında sıkışan hayatlar. Bu sebeple yavaş yavaş köyünü, ahırını, tarlasını terk eden köylüler. Ve büyük sermaye sahiplerinin eline geçmeye başlayan tarım alanları. Devasa besi ve süt işletmeleri. Et ve süt fiyatlarını 3-5 ineği olan mı belirliyor zannediyorsunuz? Onların bu yaşamda hiç söz hakları yok ki. Köylerini mahalle yaparken sordunuz mu? Köylerini imara açarken soruyor musunuz? Zeytinlikleri imara çarken sormadığınız gibi. Mera alanlarını turizme kazandırma, dönüştürme, yatay mimari(!) çabalarınız hevesiniz bitti mi? Bu beton ve rant hırsı bitmediği sürece adına köy kahvaltısı dediğiniz kişi başı 150 liradan başlayan kahvaltılara pahalı demeyin hanımlar beyler. Standart bir kilo peynire 200 lira verirken pahalı demeyin. Dana döş kıymaya en az 250 lira verirken ateş pahası demeyin. Bir torba standart büyükbaş yeminin torba fiyatı 350 lira peşin olursa. Bir sığır, günlük ortalama 10-12 kğ sadece bu yemden yer ki o da 80-90 lira eder. Yoncası, slajı, samanı hariç. Ahır giderleri işçilik hiç yok içinde. Çünkü o köylü 8 saat çalışmaz. Onun mesaisi 7/24 devam eder. Et ve sütte tamamen dışa bağımlı hale gelen getirilen bu ülkeye bu millete yazık değil mi? Tarım bakanlığı duyuru yayınladı. Duyuruyu, Bloomberght’te yayınlayan usta gazeteci ve tarım programcısı İrfan Donat açıkladı. Duyuruda, "Avrupa Birliği üyesi ülkeleri hariç olmak üzere Bakanlığımızca canlı hayvan ithalatına izinli ülkelerden toplam 500.000 baş besilik erkek sığır ithalatı için kontrol belgeleri onaylanacaktır" denildi. Son müracaat tarihi 10 Nisan 2023. İşletme kapasitesi 100-1000 baş olan işletmelere kapasitelerinin yüzde 40’ı İşletme kapasitesi 1.000 baş üzeri olan işletmelere kapasitesinin yüze 30’u oranında besilik erkek sığır Toplam 500.000 baş. Dünyanın kendi kendine yeten 7 tarım ülkesinden biri iken geldiğimiz nokta bu. Ha, bir de öğünüyoruz. Büyükbaş hayvan sayısında Avrupa birincisiyiz diye… TUİK’e göre; 18 milyon 36 bin büyükbaş ve 57 milyon 519 bin küçükbaş hayvan varlığımız var. Bu kadar varlık için de niye yokluk çekiyoruz? Bu kadar hayvan varlığı içinde besilik kasaplık hayvan kalmayınca süt sığırlarını kesime yollayan zorlayan bir anlayış değil mi? Süt besicisi niye ahırındaki hayvanı kesime gönderir, keyfinden mi? Mısır dışarıdan, soya dışarıdan, arpa dışarıdan, saman dışarıdan, lop et dışarıdan, canlı sığır dışarıdan, damızlık sığır dışarıdan… Yani maliyetten! Amma; beton firmaları içeriden. Dere yataklarını, orman kenarlarını açarsın kum çakıl ocağına bu yeterli. UCUZ!

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.