Tahıl Haberleri - Son Dakika Tahıl Haber Güncel Gelişmeler

Dünya Hububat Stokları 10 Yılın En Düşük Seviyesine İnebilir

Mısır Üretimi ve Tüketimindeki Dengesizlik Öne Çıkıyor IGC’nin Ocak 2025 raporuna göre, dünya tahıl üretimi 2 milyar 305 milyon tona gerileyecek. Bu düşüş, bir önceki sezona kıyasla 4 milyon ton, aralık raporuna kıyasla ise 7 milyon ton daha düşük bir üretim anlamına geliyor. Üretimdeki bu azalmada, mısırdaki düşüş başlıca etken olarak gösteriliyor. Buna karşın, küresel tahıl tüketiminin 2 milyar 335 milyon tona ulaşarak rekor kırması bekleniyor. Artışın endüstriyel kullanım (etanol) ve gıda tüketimi nedeniyle gerçekleşeceği belirtiliyor. Küresel Stoklar Üç Yıldır Üst Üste Düşüyor Rapora göre, dünya hububat stoklarının üst üste üçüncü kez azalmasıyla birlikte, stoklar yüzde 5 düşüşle 573 milyon tona gerileyecek. Bu rakam, son 10 yılın en düşük seviyesi olarak kaydediliyor. Tahıl ticaretinin yıllık bazda yüzde 8 daralarak 420 milyon tona düşeceği tahmin edilirken, Çin'in ithalatının yüzde 40 azalacağı öngörülüyor. Bu düşüşlerin büyük ölçüde mısır ticaretindeki gerilemeden kaynaklandığı belirtiliyor. Buğdayda Büyük Değişiklik Beklenmiyor Buğday üretimi ve tüketiminin, geçen sezonla büyük ölçüde paralel bir seyir izlemesi bekleniyor. Ancak genel tahıl arzındaki daralma nedeniyle, küresel hububat piyasasında dengesizlikler ve fiyat dalgalanmaları yaşanabileceği öngörülüyor.

Türkiye, 39 Milyon Ton Tahıl Üretimiyle İhracatta Zirvede

ANTALYA (İHA) - Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Antalya Serik'te düzenlenen "Türkiye ve Dünyada Lisanslı Depoculuk ve Hububat Piyasaları Kongresi"nde Türkiye’nin tahıl üretimindeki başarısını ve gelecek hedeflerini paylaştı. Yumaklı, "2024’te 39 milyon ton tahıl ürettik, un ihracatında dünya 1’incisi, makarna ihracatında ise 2’ncisiyiz. Üretim planlamasını 3'er yıllık yapıyoruz. 3 yılın sonunda 2028’de hububat üretimimizde yüzde 13'lük artış sağlamayı hedefliyoruz" dedi. TÜRKİYE’NİN HUBUBAT BAŞARISI Türkiye, 23,9 milyon hektar tarım alanının yüzde 48’inde hububat üretimi yapıyor. 2024 yılında 39 milyon tonluk üretime ulaşan Türkiye, arpada dünyada 5’inci, buğdayda 9’uncu, mısırda 16’ncı ve çeltikte 43’üncü sırada yer alıyor. Bakan Yumaklı, sulama yatırımları ve Ar-Ge çalışmaları sayesinde üretim kapasitesinde önemli artışlar sağlandığını vurguladı. UN VE MAKARNA İHRACATINDA ZİRVE Güçlü tarım sanayisi ile yalnızca kendi üretimini değil, çevre ülkelerden gelen tarımsal ürünleri de işleyen Türkiye, un ihracatında dünya lideri, makarna ihracatında ise ikinci sırada bulunuyor. 2023’te 31 milyar dolar olan gıda ihracatının, 2024’te 32 milyar doları aşması bekleniyor. LİSANSLI DEPOCULUKTA BÜYÜK ADIMLAR Lisanslı depoculuk sistemindeki gelişmelere dikkat çeken Bakan Yumaklı, Türkiye’nin 12,2 milyon ton depolama kapasitesine ulaştığını açıkladı. Bu sistem sayesinde yıllık yaklaşık 23 milyar liralık ürün israfının önlendiğini ve depolama kayıplarının yüzde 10-30 oranında azaldığını söyledi. Yumaklı, üreticilere sıfır faizli işletme kredileri ve analiz ücreti destekleriyle finansal kolaylık sağlandığını da aktardı. GELECEK HEDEFLERİ 2025 yılına kadar TARSİM kapsamının genişletilmesi, prim indirimleri ve yeni destekleme modelleri ile üreticilere daha fazla olanak sunulması planlanıyor. Bakan Yumaklı, 2028 yılına kadar hububat üretiminde yüzde 13’lük bir artış hedeflediklerini açıkladı. BÖLGESEL TARIM MERKEZİ TÜRKİYE 186 ülkeye 2 bin 200 farklı ürün ihraç eden Türkiye, jeopolitik konumunu kullanarak bölgesel bir tarım merkezi olma yolunda ilerliyor. Kongreye, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın yanı sıra LİDAŞDER Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Genç, Antalya Valisi Hulusi Şahin, Ticaret Bakan Yardımcısı Volkan Ağar ve çok sayıda sektör temsilcisi katıldı.

Güneydoğu Hububat İhracatında 3,4 Milyar Dolarlık Başarı

GAZİANTEP (İHA) - Güneydoğu Anadolu, 2024 yılında hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatından 3,4 milyar dolar gelir elde ederek sektör liderliğini sürdürdü. Bölgenin Türkiye’nin toplam hububat ihracatındaki payı yüzde 28,8 oldu. Makarnadan 608 milyon dolar, ayçiçek yağından ise 515 milyon dolar gelir sağlandı. IRAK VE SURİYE İLK SIRADA Irak’a yapılan ihracat yüzde 6 düşüşle 1,15 milyar dolar olurken, Suriye’ye yapılan ihracat yüzde 13,9 artarak 280 milyon doları aştı. Güneydoğu’nun makarna ihracatında Türkiye genelindeki payı yüzde 65’e, ayçiçek yağı ihracatındaki payı ise yüzde 57’ye yaklaşmış durumda. "BÖLGEDE LİDER, SEKTÖRDE ÖNCÜYÜZ" Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu, bölgenin stratejik ticari önemine dikkat çekerek, "Güneydoğu Anadolu’nun en fazla ihracat yapan sektörü, hububat sektörü açısından da en fazla ihracat yapan bölgesi olarak Türkiye’nin sınır komşularıyla ticaretinde stratejik bir öneme sahibiz. Kurduğumuz ticari bağlantılarla sadece döviz geliri elde edilmesine değil, ülkemizin bölgedeki varlığı adına güçlü ilişkiler kurulmasına da fayda sağlıyoruz. Ülkemizin özellikle Orta Doğu ve Afrika’daki yerel kesimlerle kurduğu kültürel ve bölgesel bağların gelişimine, gıda markalarımızın girişimleri büyük katkı sağlıyor" dedi. IRAK’TA 15 YILDA YÜZDE 130 ARTIŞ 2009 yılında Irak’a 521 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren Güneydoğu Anadolu, 2024’te bu rakamı 1,15 milyar dolara taşıdı. Kadooğlu, "Halep ve Erbil gibi bölgenin önde gelen siyasi ve ticari merkezlerine çok yakın olduğumuzdan, sınır komşularımızdaki gelişmelerden hızlı etkileniyoruz. Türkiye’nin ana pazarı olarak gördüğümüz bu ülkelerin ekonomik gelişiminden daha fazla pay almaya çalışan rakiplerimiz bölgede yoğun markaj yapıyorlar, ticari ilişkilerini artırmanın yollarını arıyorlar. Bu tarz atakların önüne geçmek ve ana pazarlarımızı korumak için yaptığımız çalışmaların ne kadar verimli olduğu konusunda geçmişten deneyimliyiz. 2009 yılında Güneydoğu’dan 521 milyon dolar sektörel ürünlerimizden ihracat yaptığımız Irak’ta, 15 yıl içinde ihracatımız yüzde 130 artışla 1 milyar 150 milyon dolar seviyelerine kadar geldi. 2030 yılına kadar 2 milyar dolar ihracat hedefimiz var" dedi. SURİYE İHRACATINDA 300 MİLYON DOLARLIK POTANSİYEL Suriye’ye yapılan hububat ihracatını artırmayı planlayan Kadooğlu, Aralık ayında ihracatın yüzde 50 artışla 33 milyon dolara ulaştığını belirtti. Ülkedeki istikrarın sağlanması durumunda yıllık ihracatın 300 milyon dolar artabileceğini söyledi. Kadooğlu, uluslararası desteklerin devamının ve yaptırımların kaldırılmasının önemini vurguladı.

Bitkisel Üretimde Meyve ve Sebze Artışta, Tahıllar Düşüşte

İSTANBUL (İHA) - Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılına ait Bitkisel Üretim İstatistikleri'ni açıkladı. Verilere göre, yem bitkileri haricindeki tahılların üretimi bir önceki yıla göre yüzde 5 azalırken, sebze üretimi yüzde 5,6, meyve, içecek ve baharat bitkileri üretimi ise yüzde 2,1 arttı. Yaklaşık üretim miktarları, tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde 75,5 milyon ton, sebzelerde 33,6 milyon ton, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde 28 milyon ton olarak gerçekleşti. TAHIL, YAĞLI TOHUM VE ŞEKER PANCARI ÜRETİMİNDE DÜŞÜŞ 2024 yılında tahıl üretimi, bir önceki yıla kıyasla yüzde 7,5 azalarak 39 milyon tona geriledi. Buğday üretimi yüzde 5,5 düşüşle 20,8 milyon ton oldu. Arpa üretimi yüzde 12 azalarak 8,1 milyon tona indi. Çavdar ve yulaf üretimi sırasıyla yüzde 15,7 ve yüzde 4,9 oranında azaldı. Mısır üretimi yüzde 10 düşerek 8,1 milyon tona geriledi. Kuru baklagillerde nohut üretimi 575 bin ton, kuru fasulye 279 bin ton, kırmızı mercimek 405 bin ton olarak kaydedildi. Patates üretimi ise yüzde 21,1 artışla 6,9 milyon tona ulaştı. Yağlı tohumlarda soya üretimi yüzde 30,9 artışla 180 bin ton olurken, ayçiçeği üretimi yüzde 0,1 azalışla yaklaşık 2,2 milyon ton oldu. Şeker pancarı üretimi yüzde 8,9 azalarak 23 milyon tona geriledi. SEBZE ÜRETİMİNDE ARTIŞ 2024 yılı sebze üretimi, bir önceki yıla göre yüzde 5,6 artarak 33,6 milyon tona ulaştı. Domates üretiminde yüzde 9,9, kuru soğanda yüzde 1,2, salçalık kapya biberde yüzde 21,1 oranında artış yaşandı. Buna karşın, hıyarda yüzde 6,9, sivri biberde yüzde 0,6 ve beyaz lahanada yüzde 5 üretim düşüşü kaydedildi. MEYVE VE BAHARAT BİTKİLERİNDE ARTIŞ Meyve, içecek ve baharat bitkilerinin toplam üretimi yüzde 2,1 artışla 28 milyon tona çıktı. Elma ve çilek üretimi sırasıyla yüzde 4 ve yüzde 10,4 oranında düşerken; nar üretimi yüzde 10,1, üzüm üretimi yüzde 2 arttı. Turunçgil grubunda mandalina, portakal ve limon üretimi sırasıyla yüzde 32,7, yüzde 30,3 ve yüzde 25,6 azaldı. Fındık yüzde 10,3, ceviz yüzde 18,3, Antep fıstığı yüzde 117,6 artış gösterdi. Muz üretimi yüzde 5,9 azalırken, zeytin üretimi yüzde 146,7 gibi dikkat çekici bir artış sergiledi. SÜS BİTKİLERİNDE AZALMA Süs bitkileri üretimi, 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 6,1 düşüş gösterdi. Kesme çiçekler toplam üretimin yüzde 69,5'ini oluştururken, yüzde 0,1 düşüş yaşandı. Diğer süs bitkilerinde ise yüzde 17,4 oranında daha büyük bir azalma görüldü.

Konya'da buğday rekoltesinde düşüş

Türkiye'nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovası kurak bir sezonu geride bırakırken, hasadı devam eden buğdayın rekoltesinde geçen yıla oranla düşüş bekleniyor. Yüz ölçümünün yüzde 67'si tarım arazisi olarak kullanılan Konya'da 2 milyon 200 bin hektarlık ekim alanında üretim yapılıyor. Geçtiğimiz kış döneminde kar yağışının olmaması rekolte düşüşüne sebep oldu. Beklenen verimin olmadığı ovada arpa hasadı sona ererken, buğday hasadı yüzde 80 oranında tamamlandı. “Don ve soğuk havalar buğdaylarda uç boşluklarına, tane boşluklarına neden oldu” Hasat döneminde buğday rekoltesinde geçtiğimiz dönemlere göre verim kaybı olduğunu kaydeden Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, “Türkiye'nin tahıl ambarı Konya'da arpa hasadından sonra buğday hasadı da şu anda ovada devam ediyor. Hasadın yüzde 80'lik kısmı tamamlandı diyebiliriz. Havaların aşırı sıcak gitmesi, buğday hasadını da hızlandırdı. Hasadın süresinde normalde 15 günlük erkene gelme durumu var. Bu da tabii ki iklimsel kaynaklı nedenlerden dolayı oluyor. Bu yıl buğday hasadında maalesef arpadaki gibi beklediğimiz rekolteyi yakalayamayacağız gibi gözüküyor. Buğday hasadının sonucunda bu dönemlerde, buralarda çok güzel verimler aldığımız tarlalarda maalesef iklimsel kaynaklı nedenlerden dolayı verimde birtakım düşüşler gözlendi. Şu anda Konya yöresinde tabii hasat da devam ediyor ama rekolte beklentimiz 2 milyon ton civarında buğday hasadının olacağını tahmin ediyoruz. Geçen seneye oranla yüzde 5 oranında buğday ekiliş alanlarında artış vardı, biz ona oranla biraz daha rekoltemizde artış olacağını düşünüyorduk ama özellikle bahar yağışları arpadan ziyade buğdaya yaramıştı. Arkasından gelen çiçeklenme dönemindeki don ve soğuk havalar buğdaylarda uç boşluklarına, tane boşluklarına neden oldu. Bu da verimde çok ciddi anlamda düşüşe neden oldu. İnşallah bereketli bir yıl olur” dedi. “Kıraç alanlarda 200 kilodan 500 kiloya kadar ürün çıkıyor” Hasat sonu yeni dönem ekimi yapacak çiftçilere hatırlatmada bulunan Burak Kırkgöz, “Bu yıl da geçtiğimiz yıl gibi çiftçilerin çok erken ekimden kaçınmalarını öneriyoruz. Çünkü erken ekimlerde mahsulleri erken dönemde ekildiği zaman ciddi anlamda strese giriyor ve sulama maliyeti uzatmalarını sürekli meteorolojiden hava tahminlerini takip ederek ona göre ekilişlerini yapmalarını tavsiye ediyoruz. Bu yıl da geçtiğimiz yıl gibi bir önceki yıl gibi inşallah kurak bir yıl olmaz. İnşallah bu yıl bol yağışlı, bol kar yağışlı, özellikle kar yağışı hububatlar için çok önemli, bol kar yağışlı bir periyot geçiririz. Konya yöresinde tabii kıraç alanlarımız büyük bir alan. Kıraç alanlar bunun yanında sulu alanlarımız da var. Bin metrekarede, kıraç alanlarda 200 kilodan 500 kiloya kadar, sulak alanlarda da 450 - 500 kilodan 850 kiloya kadar verim aldığımız yerler oluyor” şeklinde konuştu. Çiftçiye sağlanan desteğin arttırılmasına dikkat çeken Kırkgöz, “Çiftçilerimiz desteklemenin biraz daha artmasını yani 75 kuruş olan arpa desteğinin 1 buçuk liraya, 1.25 lira olan buğday desteğinin 2 buçuk liralara kadar çıkmasını bekliyorlar. Tabii desteklemeler çok önemli. Girdi maliyetleri çok yüksek. Özellikle Konya Ovasında sulu tarım yapılan yerlerdeki maliyetlerin yüksek olması, verim alabilmek için çiftçilerin ekstra uyguladıkları gübre maliyetlerinin elektrik maliyetlerinin yüksek olduğu coğrafyada desteklemenin önemi çok yüksek. İnşallah önümüzdeki süreçte bu desteklemeyle ilgili yeniden bir revize etme durumu olur” diye konuştu.

Polonya, Ukrayna tahılına sınırı kapatmayacak

Polonya Başbakanı Donald Tusk, çiftçilerle gerçekleştirdiği görüşmede ülke sınırını Ukrayna tahılına kapatmayacaklarını, Polonyalı çiftçilerin elinde kalan tahılın ise Tarım Bakanlığı tarafından satın alınacağını söyledi. Polonya Başbakanı Donald Tusk, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın getirdiği kısıtlamalara ve Ukrayna’dan tarım ürünleri ithalatına tepki için bir süredir protesto gösterileri düzenleyen Polonyalı çiftçilerle bir araya geldi. Tarım Bakanı Czeslaw Siekierski ve 40’a yakın çiftçinin katıldığı toplantı yaklaşık 3 saat sürdü. Toplantının ardından basına açıklamada bulunan Polonyalı çiftçilerin temsilcisi Andrzej Sobocinski, “Başbakan, Polonya sınırlarını Ukrayna tahılına kapatmayacaklarını söyledi. Polonyalı çiftçinin elinde kalan tahılın ise Tarım Bakanlığı tarafından satın alınacağını bildirdi” dedi. Donald Tusk’un çiftçilerle müzakere yapmaya yanaşmadığını, görüşmede yalnızca hükümetin icraatları ve beyanları konusunda bilgilendirildiklerini ifade eden Andrzej Sobocinski, “Başbakan ayrıca, 15 Mart Cuma günü Avrupa Komisyonu’nda oylanacak Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın esnetilmesi konusunda daha fazla müzakere yürüteceği taahhüdünde bulundu” ifadelerini kullandı.

Tahıl Koridoru'nda süre artışı, tahıla ulaşımı kolaylaştıracak

Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği'nden (IAOM) yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Eren Günhan Ulusoy, Karadeniz Tahıl Koridoru'nun çeşitli defalarca uzatıldığını belirterek, Türkiye'nin ara buluculuğu ile anlaşmanın 2 ay daha uzatıldığını kaydetti. Küresel gıda tedarik zincirlerinin kesintisiz işlemesi, özellikle ihtiyaç sahibi ülkelerin tahıla ulaşımının kolaylaştırılması bakımından önemli bir adım olduğunu vurgulayan Ulusoy, önceki dönemde tahıl koridorunun olmaması ya da daha sonra kapanma riski endişesinin fiyatlara yansımasını beklemediklerini belirtti. Piyasanın beklentisinin de anlaşmanın uzatılacağı yönünde olduğunu aktaran Ulusoy, şöyle devam etti: "Dünyada 2023-2024 sezonu için 787 milyon ton üretim, 794 milyon ton tüketim beklentisi bulunuyor. Ukrayna, tahıl koridoruyla 30,2 milyon tonluk tahılı tüm dünyaya ulaştırdı. Ancak ağustos-eylül döneminde Ukrayna’nın ihracatı açısından koridor daha önemli bir hale gelecek. Tahıl koridoru bugüne kadar 3 kere uzatıldı. Ancak son uzatmada, Rusya sadece 60 gün olarak uzatmanın yapılmasında ısrarlıydı. Rusya’nın kendi tahılını ihracatını kolaylaştırmak için taleplerinin karşılanmaması nedeniyle, her tahıl koridoru uzatmasında koridor ilişkin şartları daha da ağırlaştırmakta. Çünkü Rusya geçtiğimiz sezon çok yüksek bir buğday üretimi gerçekleştirdi. Bu nedenle dünya pazarlarına olan ihracatını artırmak istiyor. Bu noktada koridoru kapatarak veya yavaşlatarak Ukrayna’nın rekabetini engellemek istiyordu. Ancak Türkiye’nin yoğun çabaları ve ara buluculuğu ile koridorun devam etmesi, tüm dünya için oldukça olumlu bir haber." "Çiftçimiz geçen yıla göre maliyet açısından daha rahat" Günhan Ulusoy, Türkiye'nin sezona kurak başladığını ve ekim ayından ocak ayına kadar çok az yağış aldıklarını belirterek, şubattan itibaren güzel yağışlar almaya başladıklarını, mayıs ayına kadar da bu yağışların devam ettiğini ve Türkiye’nin verim beklentisinin yükseldiğini vurguladı. Ulusal Hububat Konseyi'nin 20 milyon ton ve IGC’nin de 18,5 milyon ton öngörüsü olduğunu belirten Ulusoy, şunları kaydetti: "IGC genel ortalamalarda düşük tahminlerde bulunuyorlar. Bizim de beklentimiz 20 milyon tona yakın bir üretim. Yağışlar bu şekilde devam ederse bu rakamlar aşılır. Geçtiğimiz sezon savaş nedeniyle, çiftçilerimizin gübre ve mazot maliyetleri yükselmişti. Bu nedenle 2022/2023 sezonunda buğday alım fiyatı bir önceki sezona göre primlerle beraber yüzde 300 artırılarak, çiftçimiz artan maliyetlere karşı korunmuştu. 2023/2024 sezonunda tarım girdilerinde enflasyonun daha normalleştiğini görüyoruz. Çiftçimiz geçen yıla göre maliyet açısından daha rahat. Bu sene de çiftçimizi enflasyona karşı koruyacak bir alım fiyatı açıklanmasını bekliyoruz."

Tarım ambarı şehre Akıllı Tarım Merkezi

Son Teknoloji tarımsal araçlar ve sera teknolojileri, bitki besleme, gübreler, zirai ilaçlar, tarım, fide, fidan, bahçecilik, traktörler, biçerdöverler, tarım alet ve makineleri, canlı hayvan yetiştiriciliği, süt ve süt endüstrisi gibi sektörlerin katılım sağladığı 10’uncu Şanlıurfa Gıda, Tarım ve Hayvancılık Fuarı, kapılarını açtı. Alanında pek çok sektörü tek bir çatıda buluşturan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Fuarının açılışına Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Şanlıurfa Valisi Salih Ayhan, AK Parti Şanlıurfa İl Başkanı Ali İhsan Delioğlu, AK Parti Şanlıurfa eski Milletvekili Abdülkerim Gök, MKYK Üyesi Vildan Polat, MHP İl Başkanı Mahmut Güneş, Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Kaya, sanayiciler ve iş insanlarını katıldı. BAŞKAN BEYAZGÜL, ‘’4 MİLYON 500 BİN LİRALIK EĞİTİM MERKEZİ KURUYORUZ’’ Şanlıurfa’da tarım alanında birçok yeniliğe imza attıklarını anlatan Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, ‘’Şanlıurfa bir tarım şehri, tarih, turizm ve gençlerin yoğun olduğu bir şehirdir. Şanlıurfa birçok zenginliklerin şehridir. Burası Fırat ve Dicle nehri arasında kalan güzel ovaların şehridir. Şanlıurfa bir Fuar şehridir. Tarım şehir Şanlıurfa’da Büyükşehir Belediyemiz bünyesinde Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığını kurduk. Yine Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek Atık sudan gübre ürettik, günlük 25 ton gübreyi hem kendi tesislerimiz de park ve bahçelerimiz de kullanıyoruz hem de çiftçilerimize veriyoruz. Yenilenebilir enerjiden istifade ederek yaş sebze ve kurutma tesisini kurduk. Modern ve tam otomasyonlu Toplum Temelli Seracılık projesini hayata geçirdik. Tarımsal kalkınma kooperatifini kurduk. Tarım ve hayvancılık alanlarında üretim, istihdam ve markalaşma gibi çalışmaları yapmak amacıyla kurmuş olduğumuz kooperatif aracılığıyla tamamen doğal ortamda Şanlıurfa’ya özgü şire ve isot gibi yöresel ürünler üretip, Yöresel ürünler Mağazamızda halkımızla buluşturuyoruz. Halk Ekmek Fabrikasını kurduk. Halk Ekmek Fabrikasının ihtiyacını karşılamak için buğday ekimi yaptık. Ata ve yerel tohumların korunması ve yaygınlaştırılması kapsamında Birecik patlıcanı, Urfa isotu, tat karpuzu canbek kavunu şelengo gibi ilimize has ürünleri yetiştiriyoruz. 70 baş küçük hayvanın aynı anda sağımını yapan küçükbaş süt sağım tesisini inşa ettik. Arıcılığı desteklemek için faaliyetlerimiz devam etmektedir. Arı ve arısız kovan dağıtımı projemiz bitme aşamasına geldi. Uluslararası BM Göç İdaresi IOM işbirliğinde çiftçilerimize büyükbaş hayvan, yem ve teknik ekipman desteğinde bulunduk. Kısa adı ŞATEM olan Şanlıurfa Akıllı Tarım Uygulamaları Eğitim Merkezini 4 milyon 500 bin lira yatırımlar kuruyoruz. Bu merkezde zeytinyağı işleme tesisi, fıstık işletme tesisi, akıllı sulama tekniği organik ve iyi tarım uygulamaları, soğuk hava depoları, hayvansal ürünler işleme tesisi ve bir tarım külliyesi kuruyoruz. ŞATEM kapsamında zeytin işleme ve paketleme tesisi bütçesi onaylandı ve projesi bitme aşamasına geldi. Yıllık 1.2 milyon mevsimlik çiçek üretiyoruz ve Hobi Bahçelerimiz tamamen bir başarıdır. Fuarlar bir buluşma noktası, yeni teknolojik cihazları görme noktası ve birlikte bir takım organizasyon veya alışverişler yapma noktasıdır. Bu nedenle bu fuarı biz çok önemsiyoruz’’ dedi. BAKAN BOZDAĞ, ‘’TARIM HAZİNELERİNDEN FAYDALANMAK EN BÜYÜK HEDEFİMİZDİR’’ Tarım alanında sadece Türkiye’nin değil dünyanın en saygın başkentinin Şanlıurfa olduğunun altını çizen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ‘’Fuarların tanıtımda, işbirliğinde, yardımlaşmada sektörlerin gelişmesinde, pazarların oluşması ve değişmesinde çok bir etki yaptığında şüphe yoktur. Şanlıurfa nice hazineleri bağrında barındıran bir ilimizdir. Bunların başında da gıda, tarım ve hayvancılık alanında sadece Türkiye’mizin değil dünyanın en saygın ve en kuvvetli başkentlerinden biridir. Yeni dönemde Şanlıurfa’mızın tarım hazinelerinden daha fazla istifade etmesi Hükümetimizin de ana hedeflerinden biri olacaktır. Şanlıurfa Fıstık üretiminde, pamuk üretiminde, hububat üretiminde ve pek çok üretimde Türkiye’de sektörün birincisi ve en önde gelenidir. Yeni dönemde İnşallah Şanlıurfa’mızı gıda Sanayi konusunda ve ürettikleri ürünlerin sanayiye dönüştürülmesi, daha büyük katma değer üzerine koyarak Türkiye pazarına ve Uluslararası pazara ulaşması ve ulaştırılması konusunda bu güne kadar yapılan çalışmaların yanına ve üstüne yenilerini hep beraber koyacağız. Onun için yeni dönemde gıda sanayi konusunda bir gıda sektörünün Şanlıurfa’da güçlenerek oluşması, var olanında gelişmesi ve ileriye gitmesi bizim gayretlerimiz ve hedeflerimiz arasındadır. Şanlıurfa’da kendi tükettiği elektriği üreten ve bunu devletle mahsuplaşan ve üstüne de para kazanan bir döneme, bir döneme ve bir sürece İnşallah beraber imza atacağız’’ diye konuştu. Şanlıurfa Valisi Salih Ayhan ise ‘’Fuarlar tematik olarak o sektördeki hareketliliği, teknolojik değişimi en güzel şekilde yansıtarak çitçilerimize ve bu alanda faaliyet gösterenlerin buluştuğu mekanlardır’’ şeklinde konuştu. Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya ise, pandemi döneminde gıda arzının ve tarımın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamış olduk sözlerine yer verdi. Gold Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Özkanlı ise fuarların önemine değindi. Yapılan konuşmaların ardından Bakan Bozdağ, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül ve kent protokolü fuarın açılışını gerçekleştirerek fuar alanında sergilenen tarım alanındaki teknolojik alet ve ekipmanları yakından inceledi. 10’uncu Şanlıurfa Gıda Tarım ve Hayvancılık Fuarı, 7 Mayıs tarihine kadar Karaköprü’de bulunan Şanlıurfa Fuar Merkezinde açık kalacak.

Tahıl ambarı Konya Ovası’nda yağışlarla rekolte beklentisi arttı

Geçtiğimiz günlerden itibaren zaman zaman etkili olan yağmur yağışlarının devam etmesi durumunda, hububat rekoltesinin geçen yıl yakalanan 2 milyon ton rakamlarını görmesi bekleniyor. Konya Ovası’nda 38 bin 873 kilometrekare yüzölçümünün yüzde 47’si tarım arazisi olarak kullanılıyor. Ovada 2022 yılı hububat sezonunda, yağışlar hububat ürünlerinde verim ve kalitenin artmasıyla rekolte yaklaşık 2 milyon tonun üzerinde olarak kayıtlara geçti. Bu yıl yağış periyodik raporlarında ise geçen yıla oranla yağışlarda ova genelinde Şubat ayına kadar yüzde 40’lık gibi ciddi oranda düşüş yaşandı. Geçtiğimiz günlerde itibaren zaman zaman etkili olan yağmur yağışı çiftçilerin yüzünü güldürüyor. “Yağışlar devam ederse kıraç alanlarda bir problem olacağını düşünmüyoruz” Yağışlar bu şekilde devam ederse ovada bir problem olmayacağının ifade eden Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, “Konya Ovası’nda geçtiğimiz dönemlerde yağışlarımız azdı. Özellikle kıraç alanlarda bitkilerin çıkışlarında bazı problemler vardı. Geçtiğimiz dönemlerde yağan kar yağışı bu açıklıkları kapatmıştı. Bitkiler tekrardan çıkmıştı, yağışlarla çıkışlar sağlanmıştı kuruda bekleyen bitkilerimiz için. Hububatlar bu dönemde kardeşlenme dönemi sulu alanlarımızda hala bir problemimiz yok ama özellikle kıraç alanlarda üre atım dönemiydi bu dönem. Artık çiftçilerimiz ürelerini atmaya başladılar. Bu yağışlarla beraber yeni çıkan bitkilerin de tekrardan köklerine su inmesi, kardeşlenme dönemine de rahat bir şekilde girmesini sağladı. Ovada şu andaki yağan yağış, tabii Nisan yağışları da önemli ama şu anki yağan yağış ovayı bir nebze de rahatlattı. Şu anda istediğimiz milimetrede yağışlar yağdı. Bundan sonraki dönem de yağışlar meteorolojinin verdiği bilgilerde yağışlar devam edeceği gösteriliyor. İnşallah bu şekilde yağışlar devam ederse özellikle kıraç alanlarda bir problem olacağını düşünmüyoruz. Şu anda bitkilerimiz kardeşlenme döneminde bu dönemde suya gerçekten çok fazla ihtiyaçları var. Şu anki yağan yağışlar da bazı bölgelerimizde kar yağışları oldu. Herhangi bir problem oluşturacak bir durum yok. Yağışların bu şekilde devam ederse ovada bir problem olacağını zannetmiyoruz” dedi. “Yağışlar hızlı ve sert bir şekilde yağdığı zaman yüze akıntısı oluyor” Konya ve çevre ilçelerinde devam eden yağmur yağışının sakin olmasının ovadaki ürünlere katkısının fazla olduğunun altını çizen Kırkgöz, “Yağan yağışında şekli çok önemli. Yağışlar hızlı ve sert bir şekilde yağdığı zaman yüze akıntısı dediğimiz akıntılar oluyor ve bu toprağın tavanına inmemesine neden oluyor. Bu yağan yağış çok sakin ve seyrek yağdığı için tabi uzun süre yağması da toprağın kök bölgelerine ve daha aşağılarına yağışın inmesine neden oldu. Yüze akışları olmadı. Bu da bitkiler için ilerleyen dönemlerde toprağın sulu tutma kapasitesini ve toprak altındaki su miktarının artmasına neden oldu. Yani bu tarz yağan yağışlar, bitkilerin ihtiyaçlarını uzun süre karşılayacak” şeklinde konuştu. “2 milyon tonu yağışlar devam ederse yine yakalarız” Yağışların devam etmesi durumunda rekoltenin geçen yıl ile aynı rakamlarda olacağını belirten Kırkgöz, “Ovada hububat ekilişi bu yıl geçen yıla oranla bir nebze biraz daha fazla. Çünkü ekim ayında kurak gidince çiftçilerimiz, yeşil mahsulden daha çok hububata yönelmişti. Şu anda ekiliş olarak biraz fazla ekildi. Tabii yağışlar bu şekilde giderse rekoltede herhangi bir düşüklük yaşamayız. Yani geçtiğimiz yıllarda 2 milyon ton civarında bir rekoltemiz olmuştu. Bu yıl da 2 milyon tonu bu şekilde yağışlar devam ederse yine yakalarız diye tahmin ediyoruz” diye konuştu. Ovada üretim yapan çiftçiler ise bekledikleri yağışların geldiğini ve bu yağışların devam etmesi halinde ürünlerinde bir zarar olmayacağını ifade etti.

#Tahıl