TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tarım Haberi

AGRONEWS - Tarım Haberi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarım Haberi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Antalya’da Antep fıstığı çalıştayı düzenlendi Haber

Antalya’da Antep fıstığı çalıştayı düzenlendi

Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Daire Başkanı Seda Özel'in açılış konuşmasıyla başlayan çalıştay 7 Aralık 2023 tarihinde Bülent Ecevit Kültür Merkezi'nde geniş bir katılımla gerçekleşti. Akdeniz üniversitesi Ziraat Fakültesi, Antalya Ziraat Odası, Antalya Tarım İl Müdürlüğü, Harran Üniversitesi, Gaziantep Fıstık Araştırma Enstitüsü, Kahramanmaraş Sütçü imam üniversitesi ve Antalya Ziraat Odası kurumlarından temsilciler, akademisyenler ve çiftçiler katıldı.  Antalya'da Antep Fıstığı yetiştiriciliğini teşvik ediyoruz  Çalıştay sırasında haber sitemize konuşan Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Daire Başkanı Seda Özel, Başkan Muhittin BÖCEK’ in tarımsal vizyonu ve rehberliği ile başlattıkları “Yerelden Kalkınma” projesi kapsamında, üreticilere alternatif ürün desteklemesi yaptıklarını, Antep Fıstığı'nın da Antalya iklimine çok uygun olduğunu ve bu konuda üretimi destekleyeceklerini ifade etti. Seda Özel konuyla ilgili şunları söyledi: "Amacımız kırsalda nüfus popülasyonu homojen bir hale getirmek. Yani yaş ortalamasını altmışlardan kırklara çekmek ya da erken emekli olanların tarıma özendirilmesi, bu bölgede yatırım yapmaları kırsalı daha çok tercih etmeleri. Biliyorsunuz bir pandemi yaşadık ve iş yerleri kapandı bu dönemde insanlar köylerine geri geldi ve orada geçinmek için ekip dikmeye başladı. Bu dönemde kırsalda pek çok mikro desteklemeler yaptık, fide-fidan-tohum hibelerinden canlı hayvan desteklemelerine ve bunların üretim ve yetiştiriciliğinin eğitimlerine kadar.  Yine global anlamda yaşanan sorunlar- savaşlar şehrimizin çok göç alması da merkezde yaşamı zorlaştırdı, artık ev kiraları çok yüksek, hayat zor ama kırsalda üretebilir, daha mutlu yaşayabilir, gelir elde edebilir ve ekilmeyen dikilmeyen çok atıl arazimiz var bunları değerlendirebilir ekonomiye kazandırabiliriz. Ne yazık ki bu arazileri zaman içerisinde gençler satıyor, elden çıkartıyor. Başkanımız da bu yörenin insanı olarak yerel topraklarımızın yerelde, atamızdan dedemizden miras kalan bu yerlerin tekrar yine onun değerini bilecek olan torunları tarafından işlensin değerlensin ve yönetilsin anlayışı ile hareket ediyor. Bu alanların gençlere cazip hale getirilmesi ile ilgili bizlere verdiği talimatla bizler de Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak elimizden gelen desteklemeleri üreticimizle işbirliği içerisinde yapıyoruz. Fıstık da bunlardan biri. Önce aromatik bitkilerle başladık. Çünkü kırsalda çok ciddi bir kuraklık sorunu var. Bu kuraklık sorunundan da en çok etkilenecek olan şehirlerin başında Antalya geliyor. Dolayısıyla içme suyu ile ilgili sorun zaten varken bir de çok su tüketen, meyveciliğin yapılıyor olması da ekstra zarar. Şimdiden onlarca yıl sonrasının planını yapıyor ve ürün çeşitliliği üzerine çalışıyoruz. Bakanlık tarafından tabii ki bunların yapılması gerekiyor ve bir takım çalışmalar yürüttüklerini biliyoruz, ancak biz de büyükşehir yasasıyla bu göreve talip olduk ve çok ciddi çalışmalar gerçekleştiriyoruz." Tarımda üretim çeşitliliği hamlesi yaptık Antalya Tarımsal Daire Başkanı Seda Özel basın mensuplarına Antalya'da büyük bir üretim çeşitliliği hamlesi yaptıklarını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti.   'Gelecekte ve bugün de gelmiş olan iklim sorununa yönelik, bunu öngörerek, daha az su tüketen, üretim çeşitliliği hamlesi yaptık.Tıbbi ve aromatik bitkilerden lavanta, kekik, adaçayı, safran, sahlep, zerdeçal, zencefil gibi çok geniş yelpazede aromatik bitki yetiştiriciliğini destekliyoruz, uygun olduğu alanlarda yetiştirilmesini teşvik ediyoruz. Çiftçilere ücretsiz toprak analizi, eğitim, tarımsal sulamada enerji giderlerinde destek ve fide-fidan- tohum, kovan, makina teçhizat desteği sağlıyoruz. Yine Akdeniz Üniversitesi Korkuteli Meslek Yüksekokulu içerisine bir laboratuvar kurduk. Bu laboratuvarda da bu tıbbi aromatiklerin işlenmesi ve mamulleştirilmesiyle yani yağının çıkartılması ve işlenmesi ile ilgili hem eğitim vereceğiz hem hizmet vereceğiz. Oradaki halkın bu konuda bilinçlenmesi ve bu ürünlerin yaygınlaştırılması için, örneğin; lavanta yetiştirip yağını satabilir, yağıyla gelir elde edebilir ya da kurutulmuş olarak değerlendirebilirler. Turistik amaçlı bile aslında gelir elde edebilir. Amacımız katma değeri yüksek ve Antalya iklimine uygun ürünlerin üretilmesini sağlamak ve çiftçinin refah düzeyinin artırılmasına katkıda bulunmak.' Antep fıstığı üretimine büyük ilgi var, Korkuteli fıstığı yolda  Seda Özel neden Antalya'da fıstık çalıştayı yaptıklarını da şöyle ifade etti.  'Biz fıstıkla ilgili ilk çalışmaya başladığımızda dediler ki adı üstünde bu Antep fıstığı Antep' te olur. Hayır, Antep fıstığının biz Antalya'da olduğunu da gördük. Antep fıstığı gerçekten bizim topraklarımıza çok uygun, bu durumda Korkuteli fıstığı da yolda. Bizim şu anki suyumuzu ve bundan sonraki yıllarda tüketilmesi öngörülen suyumuzla da mutlu olabilecek ve bu mutluluğu da bize sarı altın dediğimiz ürünleriyle verecek bir alternatif üretim modelinin Antalyamıza çok yakışacağını çok da güzel gelir getireceğini düşünüyoruz. Bu konuda çiftçilerimize hem teorik hem uygulamalı eğitim veriyoruz. Şimdi fidanlarımızı teslim ettik. Örnek demonstrasyon bahçeler kurduk yaklaşık 15 tane mahallemizde. 4000 tane fidan dağıttık. 3500 adet de bu sene içerisinde dağıtıma devam edeceğiz. Üreticilerimize 2 dönümden az olmamak kaydıyla bahçe kurduruyoruz. Çünkü bunların tozlayıcıları ayrı, meyve veren ağaçları ayrı olduğu için kapalı bahçe olması gerekiyor ve örnek bahçeler olması gerekiyor ki halk burada da görebilsin, dokunabilsin. Yetiştirmeye talip olanları da şu anda profesyonelce üretim yapılan arazilerde gerekli eğitimleri bizzat yerinde göstererek yapmayı planlıyoruz. Fıstığın hem soğuklama ihtiyacı var hem de sıcaklık ihtiyacı var. Istediği soğuklamayı ve sıcağı almazsa meyvenin içini doldurmaz. Kabuğun için doldurması için gerekli sıcaklık ihtiyaçlarını şu anda biz 15 ayrı mahallede deniyoruz ama en verimli hangisi olacaksa ona göre ilerleyeceğiz. Tabi bizim için güzel ve heyecanlı bir deneme olacak. Çok güzel yeni çeşitler var, üç dört yılda meyve vermeye başlıyor. Biz de bunlardan seçtik. Biraz da erkenci çeşitler tercih ettik. Çünkü turistik anlamda turistlere de çok cazip gelen bunu yaşken tazeyken tüketmek de ayrı bir lüks ve kuru fiyatı ile aynı fiyata satıyorlar. Aslında daha da karlı çünkü yaş olduğu için daha ağır bastığından daha iyi fiyata satıyorsunuz. Amacımız biraz bu yönde uzman hocalarımızın da bize verdiği destek ve tavsiye ile yaş olarak tüketilmesi ve erkenci çeşitlerin kullanılması ile ilgili bir çalışma başlattık. Inşallah önümüzdeki yıllarda çok güzel sonuçlarını görmeyi bekliyoruz. ' Antalya Büyükşehir olarak verdiğimiz desteklerle yüzde yirmi tarımda alan genişlemesi sağladık  Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Daire Başkanı Seda Özel tarımda desteklerin artarak devam edeceğini ifade ederek sözlerine şöyle devam etti.  ' Gazipaşadan Kaş'a kadar örtü altı yetiştiriciliğinde Türkiye' de birinci sıradayız. Tropik meyvelerde birinci sıradayız. Meyve sebzede yine çok ileri düzeydeyiz. Narenciyede portakalda birinci sıradayız, zaten markamız Finike portakalı coğrafi işaretli. Bizler burada mikro ve makro tarımsal destekler yaptık. Mesela büyük tarımsal sulama tesisleri kuruyoruz, üreticinin suya kavuşmasını sağlıyoruz. Kapama bahçeler kurdurttuk, gerçekten de çok fazla gencimiz tekrar kırsalda üretmeye başladı. Baktı ki köyde de geçinebiliyor gerçekten kırsala geri göçü ciddi anlamda biz gerçekleştirdik. Çiftçi sayısındaki artışı bariz bir şekilde tespit edebiliyoruz.51 tane sulama kooperatifine enerji desteği veriyoruz. Tarımsal sulama elektrik giderlerinin %85 ni karşılıyoruz. Bunu da bizim güneş enerji santralimiz var. Orada ürettiğimiz enerjimizle yapıyoruz ve bir kısmını da kendi bütçemizden karşılıyoruz. Ayrıca 15 tane de kendi tesisimiz var işlettiğimiz. Burada da yaklaşık 22 bin çiftçi ailesine enerji desteğinde bulunuyoruz. Sadece enerji desteğinde bulunduklarımızda üretime geri dönen çiftçi oranında civarında bir artış var. Üç yılda yüzde on bir gerçekten ciddi bir oran. Alan genişlemesi de aynı şekilde, yüzde yirmi civarında ulaştı. Hedefimiz herkesin refah payından eşit haklarda faydalanması. Şehir merkezinde kendini asgari ücrete mahkum hisseden eğitimli gençlerimizi tarım yapmaya davet ediyor ve ve onları destekliyoruz.'

Uluslararası piyasada şeker fiyatları 6 yılın zirvesine çıktı Haber

Uluslararası piyasada şeker fiyatları 6 yılın zirvesine çıktı

Emtia piyasasında geçen hafta görülen pozitif seyir bu hafta yerini oynaklığa bıraktı. Bugün buğday başta olmak üzere çoğunlukla emtia fiyatlarında düşüşler görülürken, şekerin fiyatı yükselişini sürdürüyor. Küresel piyasalar, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) yarın açıklayacağı para politikası kararları öncesinde risk iştahı azalırken, emtia piyasasında, dolardaki değerlenmenin de etkisiyle negatif bir seyir izleniyor. Para piyasalarındaki fiyatlamalara göre Fed'in yarın 25 baz puan faiz artırmasına kesin gözüyle bakılırken, politika metninde ve Fed Başkanı Jerome Powell'ın açıklamalarındaki yönlendirmeler büyük önem arz ediyor. Analistler, piyasalarda Fed'in faiz artışını nerede durduracağına ilişkin belirsizliklerin varlık fiyatları üzerinde etkili olmayı sürdürdüğüne değinerek, yarınki toplantıyla beraber bu konunun açıklığa kavuşmasının beklendiğini söyledi. Emtia piyasasındaki negatif seyre karşın Intercontinental Exchange'de (ICE) 0,2166 dolarla Kasım 2016'dan bu yana en yüksek seviyeyi gören şeker fiyatı, saat 14.35 itibarıyla 0,2154 dolardan işlem görüyor. Hindistan'da şeker üretiminin azalacağına yönelik öngörülerin fiyatlarda yükselişe neden olduğunu bildiren analistler, ülkede şeker rekoltesinin azalmasıyla küresel arz sorunlarının tetiklenebileceğinden endişe edildiğini kaydetti. Analistler, Hindistan'ın dünyanın en büyük şeker üreticisi, Brezilya'nın ise dünyanın en büyük şeker ihracatçısı olduğunu belirterek, bu nedenle bu iki ülkedeki gelişmelerin fiyatlar üzerinde etkili olduğunu ifade etti. Öte yandan diğer tarım emtialarında bugün dalgalı bir seyir izleniyor. Şu dakikalarda pamuk ve kahvede yüzde 0,3 yükseliş, kakaoda ise yüzde 1 civarında düşüş görülüyor. Chicago Ticaret Borsasında işlem gören buğday yüzde 0,6, mısır yüzde 0,2, soya fasulyesi yüzde 0,4 azalış kaydetti. Değerli metallerdeki düşüş eğilimi devam ediyor Değerli metallerdeki düşüş eğilimi de devam ediyor. Bugün altında yüzde 0,9, gümüşte yüzde 1,9, paladyumda yüzde 1,4 değer kayıpları söz konusu. Çin'de ekonomik aktiviteye ilişkin öncü verilerdeki güçlü toparlanmaya karşın baz metal fiyatlarında düşüşler dikkati çekiyor. Çin'de ocak ayı imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) 50,1 seviyesinde gerçekleşerek hem beklentileri aştı hem de imalat sanayinin daralma eğilimini sonlandırdığını gösterdi. Ülkede hizmet sektörü PMI da 54,4'e çıktı. Verilerin ekonomik aktivitedeki toparlanmaya işaret etmesine karşın, bakır yüzde 1, alüminyum yüzde 1,7, çinko yüzde 1,2, nikel yüzde 1,6 azalış kaydetti. Brent petrolün varil fiyatı ise yüzde 1 geriledi.

Elle sökümü yapılan havuç, dünya pazarına hazırlanıyor Haber

Elle sökümü yapılan havuç, dünya pazarına hazırlanıyor

Türkiye'nin havuç ihtiyacının yaklaşık yüzde 65'ini karşılayan Konya'da son günlerde sıfır dereceye kadar düşen soğuk havada havuç üreticileri, tarlalarında bulunan havuçları elle tek tek toplayarak taşıdıkları üretim alanlarından sevkiyat yapmaya devam ediyor. Bölgedeki havuç üreticileri ise günlük 4 bin 5 bin ton havuç çıkarabildiklerini ifade etti. Konya Ovasında 38 bin 873 kilometrekare yüzölçümünün yüzde 47si tarım arazisi olarak kullanılıyor. Meram ilçesinde çiftçiler ise 80 bin dekar arazide havuç yetiştiriciliği yapıyor. Yaz aylarında aşamalı söküm yapılarak bir bölümü ihraç edilen havuçların bir bölümü ise kış aylarında tarlalardan tarım işçileri tarafından tek tek toplanıyor. Tarladan toplanarak kamyonlarla fabrikalara götürülen havuçlar, burada paketleme işlemi yapılıyor. Son günlerde sıfır dereceye kadar düşen bölgedeki hava sıcaklığına rağmen havuç fabrikalarındaki mesailer aralıksız devam ediyor. Sıralı söküm sayesinde yılın 8 ayı paketleme ile beraber Türkiye'deki 650 bin ton havuç üretiminin 450 bin tonu ilçeden karşılanıyor. "Yaklaşık 35 bin dekarlık alanda Kaşınhanı bölgesinde havuç üretiliyor" Konya'nın havuç üretimden son yıllarda ülke genelinde ön plana çıktığının altını çizen Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, Konya Türkiye genelinde havuç üretiminde kendini baya bir geliştirdi. Özellikle Kaşınhanı'ndaki havuç üretimi ciddi anlamda iç piyasada ve ihracatta en ön sıralarda yer alıyor. Gerek kalitesi gerek lezzetti ile Konya Kaşınhanı havucunu ön sıraya taşıyan unsurlardan birisi. Yaklaşık olarak 35 bin dekarlık alanda Kaşınhanı bölgesinde havuç üretimi gerçekleştiriliyor. Temmuz aylarında başlayan havuç hasadı yaklaşık 3'üncü aylara kadar devam ediyor. Sezon başlangıcında yaklaşık 2 buçuk lira olan havuç fiyatları şu anda 6 liraya kadar yükseldi. Tabi sezonun bitmesiyle fiyatların yükselmesi beklenen bir durumdu. Şu anda havuç üretimi yapan çiftçilerimiz fiyatlardan memnun" dedi. "Havuçların üzeri açık olduğu için biraz üşümeler, don hasarları oluştu" Konya'da üretilen havuçların lezzet ve aromasından kaynaklı yurt dışından taleplerin yüksek olduğunu ifade eden ZMO Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, "Yurt dışında da ciddi anlamda Kaşınhanı havucuna talep var. Özellikle Kaşınhanı'ndan çıkan havuçların lezzet ve aromasından dolayı ihracata talep edilir durumda. Önümüzdeki yıl içerisinde havuç üretiminde herhangi bir düşüş beklemiyoruz, üreticilerimiz devam edecek. Bu konu da kendileri ile birlikte yaptığımız görüşmelerde zaten atadan gelen meslek bu havuç üretimi. Teknolojin ilerlemesi ile işlerin biraz daha kolaylaştığından bahsedebiliriz. Bu yıl yağışlar, kar yağışları 11'inci, 12'inci aylarda beklediğimiz seviye de olmadı. Bu hububat alanların yani sıra havuçta da biraz daha kalitede düşüşe neden oldu. Çünkü tarlalarda geceleri donla ile beraber havuçların üzeri açık olduğu için biraz üşümeler, don hasarları oluştu. Bu biraz etkiledi havuçtaki kaliteyi" şeklinde konuştu. "Günlük 4 bin 5 bin ton havuç çıkarabiliyoruz" Bölgede uzun yıllardır havuç üretimi yapan Oğuzhan Özcan ise, "Havucun istihdama çok fazla etkisi var. Genellikle insan gücü ile yapıldığı için. 9 ay mevsimlik işçi çalıştırıyoruz. Bunun 8 ayı 50-60 kişi çalışıyoruz. 12 ay bazında da sürekli 20-25 kişi isçi çalıştırıyoruz. Burada Kaşınhanı'nı özellikle Türkiye'de ve dünyada söz sahibi olmasının en büyük etkenlerinden biri teknolojiye her zaman bir adım önde olması. Bir de Konya Ovasının geniş arazilerin, suların, verimli toprakların olmasından dolayı. Yeri geliyor burada günlük 4 bin 5 bin ton havuç çıkarabiliyoruz. Bunu da dünyanın genelinde birçok yerinde büyük şirketler haricinde kimse çıkaramaz. Orta Doğu, Balkanlar, Yakın Avrupa ülkeleri burayı tercih ediyorlar" diye konuştu.

200 ülkeye ihracat yapan hububat sektörü 2023'te rekor hedefliyor Haber

200 ülkeye ihracat yapan hububat sektörü 2023'te rekor hedefliyor

İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, "Bir elimizde bavulumuz, diğer elimizde üretmekte olduğumuz ürünlerin numuneleriyle dünyanın farklı farklı ülkelerini, karış karış gezdik. Ülke çeşitliliği en fazla olan birliklerden bir tanesiyiz. Şu anda yaklaşık 200 ülkeye aktif ihracat gerçekleştirmekteyiz." dedi. Basın buluşmasında konuşan Taycı, navlun fiyatları, ekipman desteği ve finansal destek ile 2023 yılında sektör ihracatının 15 milyar dolarlık seviyeye gelebileceğini söyledi. 2023'te yüzde 30'luk bir artışla 15 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak için otoriteden rekabetçi kur, finansmana daha kolay erişim, navlun fiyatları ve ekipman desteği talep ettiklerini belirten Taycı fuarlar, satın alma heyetleri, yurt dışında yayınlanan Türk dizilerinde yerli ürün tanıtımı, yaşanan mevzuatsal sıkıntılar ve problemlerin çözümleriyle ilgili adımlar atarak Türkiye’nin 100’üncü yılında ihracatta rekorlar kırabileceklerini belirtti. Kurun, uzun zamandan beri sabit olmasının ve TL maliyetlerindeki artışın ciddi sorun teşkil ettiğini ifade eden Taycı, maliyetlerin kurtarılabilmesi için kurun enflasyon oranında artması gerektiğini de aktardı. Taycı, geçen yılın ilk yarısında özellikle lojistik ve tedarikte ciddi sıkıntılar yaşandığını dile getirerek, ikinci yarı itibarıyla navlun fiyatları, muhtelif üretim, tedarik zorluklarının etkisiyle ihracatı azalan yakın coğrafyadaki birçok ülkenin yönünü Türkiye'ye çevirdiğini ve bunun da bir fırsat olduğunu anlattı. 2022 yılının zor bir yıl olduğunu, salgınla başlayan küresel gıda krizinin iki kritik tarım ülkesi olan Rusya-Ukrayna savaşıyla daha da derinleştiğini vurgulayan Taycı, şu değerlendirmelerde bulundu: "Özellikle tedarik zincirlerindeki bozulma, maliyet artışları, küresel enflasyonun etkisiyle artan fiyatlar da sektörü zora soktu. Türk hububat sektörü, küresel kriz yaşanırken iç talebi karşılamakla birlikte ihracatta yukarı yönlü ivmesini 2022 yılı boyunca devam ettirdi. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve diplomatlarımızın yapmış olduğu girişimlerle açılan Tahıl Koridoru sayesinde Ukrayna'nın tahıl ve hububat ürünlerinin dünyaya açılan köprüsü vaziyetinde çok önemli bir göreve, bir misyona girdik. Bu hem Türkiye adına hem de dünyada insanlık adına çok önemli bir işti. Türkiye burada dünyaya öncülük yaptı. 2022 yılı itibarıyla 15 milyon tonun üzerinde tahıl ve hububat ürünleri, bu koridor üzerinden dünya pazarlarına arz edildi." 200 ülkeye aktif hale ihracat var Taycı, savaş nedeniyle enerji fiyatlarında yaşanan artışlardan dolayı maliyetlerin kontrolünde zorlandıklarını bildirerek, "Sorunlarımızın problemlerimizin neler olduğunu tespit edip otoriteye bunları dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık. Birlikte çözüm üretmeye çalıştık. Bir elimizde bavulumuz, diğer elimizde üretmekte olduğumuz ürünlerin numuneleriyle dünyanın farklı farklı ülkelerini, karış karış gezdik. Ülke çeşitliliği en fazla olan birliklerden bir tanesiyiz. Şu anda yaklaşık 200 ülkeye aktif ihracat gerçekleştirmekteyiz.” diye konuştu. Hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörünün en fazla ihracat yaptığı ülkelerin Irak, Suriye, Yemen, İHBİR'in en fazla ihracat yaptığı ülkelerin ise Irak, ABD, İngiltere ve İsrail olduğunu söyleyen Taycı, Türkiye geneli ihracat birim fiyatının 1,36 dolar olduğunu, bunun yanında İHBİR’in birim ihracat değerinin ise 1,80 dolar olduğu belirtti. İHBİR'de cironun yüzde 80'lik hacmini, üye sayısının yüzde 20'lik bölümünün gerçekleştirdiğini aktaran Taycı şunlara vurgu yaptı: "Yüzde 20’lik dilimdeki firmalar oldukça büyük hacimli, kamuoyunun tanıdığı firmalar. Ama yüzde 20’lik ciroyu oluşturan, yüzde 80’lik üyelerimiz içerisinde de çok muhteşem üretimleri olan fakat yurt dışına tam olarak nasıl mal satacağını bilemeyen; ‘Nereden başlasam, ne yapsam?’ arayışları içerisinde olan, çevremizdeki bir iki tane ülkeye ihracat gerçekleştirmiş, diğer pazarlara nasıl açılacağını tam olarak bilemeyen birçok üyemiz var. İHBİR yönetimi olarak, bu üyelerimizi kendimize hedef belirledik. 2022 yılında bu KOBİ ölçeğindeki firmalara, mevcut devlet teşviklerini, fuar teşviklerini anlatarak, bunlardan faydalandırarak yurt dışında götürebildiğimiz kadar önemli fuarlara dahil ettik. 2023 yılında yine hedefimiz, bugüne kadar bu faaliyetlere hiç katılmamış minimum 200 firmayı da bu aktivitelerin içerisine dahil etmek, onları yurt dışıyla tanıştırmak.” 2023 buğday stokları yeterli durumda İHBİR Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şemsettin Memiş de Türkiye’de mevsimsel kuraklık yaşandığını ve herhangi bir ürünün bu durumdan şimdilik zarar görmediğini belirterek, "Arz noktasında herhangi bir sorunumuz yok. TMO dahil olmak üzere, lisanslı depoculuk sistemimiz üretici ve tüccarlar dahil hububatta, tahılda ve bakliyat ürünlerinde stoklarımızda yeterince ürün var. Şu anda stoklarda toplam 20 milyonun üzerinde buğday stoku var. Aslında ilk olarak ekim ayında yapılan, buğday ekimiyle ilgili ilk ihtiyaç olan yağışlar belirli bir miktarda alındı. Dolayısıyla buğdayın ihtiyacı olan yağış sağlandı. Fakat, tabii ki devamında ürünün de gelişebilmesi için yağışa ihtiyaç var. Önümüzde şubat, mart, nisan ayları var. O zamana kadar da inşallah beklediğimiz yağmur ve kar yağar.” şeklinde konuştu. Memiş, hububat ve bakliyat tarafında fiyatların şu an gayet makul sevilerde olduğunu vurgulayarak, “Fiyat yükselişleri dünyada olduğu gibi Türkiye'de de durdu. Şu an artıştan ziyade, kısmi fiyat indirimlerine gidiliyor. İndirimler yavaş yavaş piyasaya yansımaya başladı. Ramazan ayının da yaklaşmasıyla hem iç piyasada hem de ihracat tarafında hareketlilik bekliyoruz. Arz sıkıntısı ya da bir talep sıkıntısı şu anda söz konusu değil.” diyerek sözlerini tamamladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.