TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tarım Ihracatı

AGRONEWS - Tarım Ihracatı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarım Ihracatı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

6 ayda gıdada çok sattık az kazandık Haber

6 ayda gıdada çok sattık az kazandık

Türkiye’nin tarım, gıda ve içecek sektörü ge­nel ihracatında, yılın ilk 6 ayında birim fiyat düşü­şü yaklaşık 100 dolar oldu. Söz konusu dönemde ihracatta yüzde 5.6 artış yaşanırken, ih­racat birim fiyatında ise yüzde 7.3 düşüş yaşandı. Geçen yı­lın aynı döneminde ihracat bi­rim değeri bin 322 dolarken, bu yılın ilk 6 ayında yaklaşık 96 dolar düşüşle bin 226 dolar oldu. Sektörel ayrışmalara ba­kıldığında ise paketli ve katma değerli üretim yapan su ürün­leri, bisküvi gibi alt gruplarda birim fiyatta düşüş görülmü­yor. Yılın ilk 6 ayında tarım, gıda ve içecek sektörün ihra­catı yüzde 5.6 artışla 12.9 mil­yar olurken, yıllık ithalat ise yüzde 21.87 azalışla 9.7 mil­yar dolar oldu. FAO Gıda Fiyat Endeksi’ne göre küresel gıda fiyatları temmuzda aylık baz­da yüzde 0.2 düşerken, yıllık bazda yüzde 3 geriledi. Küre­sel gıda fiyatlarındaki düşü­şün ihracat biriminde düşü­şe neden olduğunu kaydeden sektör temsilcileri göre, gıda birim fiyatının artırılmasının yolu teknolojik, otomasyona dayalı yatırımları artırmak, inovasyon ve Ar-Ge çalışma­ları yapmaktan geçiyor. Tiryakioğlu: Özel üretimde çeşitlilik büyük önem taşıyor Pandemi sü­recinde, dünya genelinde bir parasal genişleme yaşandı­ğına işaret eden TİM Hubu­bat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, bunun doğal sonucunun pi­yasadaki bir malın her ay ön­ceki aydan daha pahalı olma­sına neden olduğunu belirtti. Son bir yıldır merkez banka­larının enflasyonla mücade­le programlarını tavizsiz şe­kilde yürüttüğünü ifade eden Tiryakioğlu, “Yüksek faizin ve parasal sıkılaşmanın en bü­yük etkisi alım gücü üzerine olduğundan pek çok alanda fi­yatlarda geri çekilmeler yaşa­nıyor. Her ne kadar talep es­nekliği düşük olan temel bir gereksinim olsa da gıda tica­reti de bundan bağımsız de­ğil. Küresel gıda fiyatlarında­ki düşüş son bir yılda yüzde 3 arttı. Bizim ihracat birim fi­yatlarımızdaki düşüşü de bu gözle okumak lazım. Piyasa­daki bu dalgalanmalardan en az şekilde etkilenebilmenin yolu teknolojik, otomasyona dayalı yatırımları artırmak” dedi. Kadooğlu: Ortalama fiyatların daha da iyi noktalara gelecek Güneydoğu Anadolu bölge­sinin bu yıl ortalama birim fi­yatlarında Türkiye genelinden farklı olarak kısmi bir artış ya­şandığını aktaran Güneydo­ğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulle­ri İhracatçıları Birliği Başka­nı Celal Kadooğlu, geçen yı­lın aynı dönemine göre yüzde 4.3 daha yüksek fiyatlarla sa­tış yaptıklarını söyledi. Buğ­day unu, makarna ve ayçiçek yağı gibi en büyük ihracat ka­lemlerinde küresel fiyatların­da gerileme olmasaydı, orta­lama fiyatların daha yüksek olacağını belirten Kadooğlu, “Biz bu artışı tatlı bisküvi, gof­ret ve çikolata gibi yüksek alım gücüne hitap eden katma de­ğerli ürünlerimizden elde et­miş bulunuyoruz. Bölgemiz­de ileri teknolojili tesislerin ve güçlü markaların sayısı her geçen gün arttığından, ortala­ma fiyatlarımızın daha da iyi noktalara geleceğine inanıyo­ruz. Fakat, bizim şu sıralar ana problemimiz yurt içindeki ma­liyetlerimiz ikiye katlanırken, satış yaptığımız para birimle­rinin Türk Lirası karşısında aşırı değer kaybı ve bunun bir sonucu olarak” diye konuştu. Sezer: Rekabetçi olmak adına birim fiyat düşürülüyor Su ürünle­ri ve hayvansal mamuller sektörü gıda sek­törleri içinde katma değeri en yüksek olan sektörlerden biri olduğunu vurgulayan İstan­bul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birli­ği Başkanı Müjdat Sezer, ih­racat birim fiyatı da yine di­ğer gıda sektörlerin ortalama birim fiyatının üzerinde sey­rettiğini aktardı. Su ürünleri ve hayvansal mamuller sek­tör ihracatının Ocak- Haziran 2024 döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüz­de 9 oranında artış gösterdi­ğini bildiren Sezer, “Bu yılın ocak-haziran döneminde su ürünleri sektörü ihracatı 828 milyon dolardan 935 milyon dolara yükselmiş; birim fiyat 6.6 dolardan, 6.1 dolar oldu. Beyaz et sektörü ihracatı 422 milyon dolardan 416 milyon dolara düştü. Ancak birim fi­yatı bir önceki yıl ile aynı 1.7 dolar olarak sabit kaldı. Yu­murta sektörü ihracatı 195 milyon dolardan 239 milyon dolara yükseldi ve birim fi­yat da 2.0 dolardan 2.2 dolara yükseldi. Süt ve süt ürünleri ihracatı 122 milyon dolardan 145 milyon dolara yükseldi. Ancak birim fiyatta 3.0 dolar­dan 2.2 dolara düştü.Et ürün­leri ihracatı 3 milyon dolar­dan 1.7 milyon dolara düştü ve birim fiyat ise 2.3 dolardan 2,1 dolara geriledi” dedi. Mutlu: Küresel fiyat dalgalanmaları olumsuz etkiliyor Bu yılın ilk 6 ayında Türki­ye'nin genel gıda ihracatın­da birim fiyatta bir düşüş ya­şanırken, meyve sebze ma­mul ihracatında yüzde 4’lük bir artışının birkaç faktörden kaynaklandığına vurgu ya­pan İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu, “Genel gıda ihracatındaki düşüş, kü­resel piyasalardaki talep dal­galanmaları, enflasyon, ma­liyet artışları veya rekabetçi baskılar gibi faktörlerden et­kileniyor. Meyve sebze ma­mul ihracatındaki artış, da­ha spesifik bir pazara yönelik taleplerden kaynaklanıyor. Bunun yanı sıra, Türkiye'nin yüksek kaliteli ve organik ürünlere yönelik artan talep, Türk meyve sebze mamulle­rinin uluslararası pazarlarda fark yaratmasını mümkün kı­lıyor. Türkiye'nin bu alandaki rekabet gücünü artırması, ta­rımsal üretimi desteklemesi ve katma değerli ürün üzerin­de durması, meyve sebze ma­mul ihracatında sağlanan ar­tışın sürekliliğinde kritik öne­me sahip” diye konuştu. Ulusoy: Tahıllardaki düşüşü bitkisel yağlar, et ve şeker dengeledi FAO Gıda Fiyat En­deksine göre kü­resel gıda fiyatları­nın yıllık bazda yüzde 3 düşüş gös­terdiğine dikkat çeken Ka­radeniz Hububat Bakliyat ve Yağlı Tohumlar İhracat­çılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, “Genel olarak ta­hıl fiyatlarındaki düşüş, bitkisel yağlar, et ve şeker fiyatlarındaki artışları den­geledi. FAO Gıda Fiyat En­deksine baktığımız zaman 1 yıllık düşüş görüyoruz. Gıda ihracatı fiyatların­da dünya piyasasını takip ettiği için düşüş söz konu­su. Türkiye’de enflasyon var, dışarıda nasıl düşüyor sorusunun cevabı da kur. Nihayetinde Türkiye’deki fiyat artıyor ama dolar ba­zında bir yıllıktan bakınca geçen seneyle karşılaştır­dığımızda düşmüş oldu­ğunu söyleyebiliriz. Gıda Endeksinde 124’ten 120’ye gelirken bir yıl içinde en keskin düşüş tahıllarda söz konusu” dedi.

Eskişehirli çiftçilerin ihracat başarısı Haber

Eskişehirli çiftçilerin ihracat başarısı

Eskişehirli sebze üreticileri, toplam 22 ton dereotu ve maydanozu Romanya ve Ukrayna’ya ihraç etmenin mutluluğunu yaşadı. Eskişehir’in Tepebaşı ilçesinde üretim yapan sebze üreticileri, iç pazarda istediği düzeyde yakalayamadıkları satışlar sonrası dış pazara açıldı. Kentte yetişen dereotu, maydanoz ve havucun bir kısmı Romanya’ya bir kısmı ise Ukrayna’nın başkenti Kiev’e gönderilmek üzere tırlara yüklendi. Kapalı kasa özel soğutuculu dorselere yüklenen 10 ton dereotu bin 220 kilometre ötedeki Romanya’ya,12 ton dereotu ve maydanoz ise bin 855, kilometre ötedeki Ukrayna’nın başkenti Kiev’e ulaştırılmak üzere yola çıktı. Üreticiler anlaşmadan ve yapılan ihracattan oldukça memnun olduklarını, devamının katlanarak gelmesini istediklerini dile getirdi. “Romanya’ya 11 ton Kiev’e 11-12 ton da dereotu gidecek” İhracat hakkında konuşan üretici Mehmet Kırımlıoğlu, “Bugünkü ürünlerimiz Romanya’ya gidiyor. Nasip olursa bir görüşme daha yaptık. Onu da Ukrayna Kiev’e yollamayı düşünüyoruz. İki gün arka arkaya sevkiyatımız var. Biz bu görüşmelerimizi yaptık. Burada böyle bir tesis olması da bize bir avantaj, yoksa ihracat yapamayız. İyi bir tesis ve ön soğutma lazım. Tepebaşı Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi bu konuda bize çok destek verdi. Biz birliğimizin de katkılarıyla buradaki tesisten faydalanıp bu imkânlarla sevkiyat yapıyoruz. Aracımız da dereotları ve havuç bulunuyor. Dört palet havucumuz var. Geri kalan da dereotu dolduracağız. Toptan tonajımızı 11-12 ton diye bellirledik. Yarın ki malımızı da tekrar 12 ton olarak tespit ettik, sadece dereotu olacak. Romanya’ya 11 ton, Kiev’e 11-12 ton da dereotu gidecek. Biraz maydanoz, havuç ve dereotumuz var. İnşallah bunun devamını bekliyoruz. Karşı taraf olumlu bir cevap gelirse bunu tekrar tekrar yapmak istiyoruz” dedi. “Üreticinin elinde kaldığı bir ortamda çok güzel oldu” Yeşil Sakarya Üreticiler Birliği Başkanı Süleyman Buluşan, yapılan ihracat hakkında şöyle konuştu; “İlk defa geçtiğimiz yıllarda ihracat yapmıştık. Üreticilerimiz ürettikleri ürünleri burada bir firma aracılığıyla yurtdışına gönderiyor. Yoldan kaynaklı olarak geçtiğimiz senelerde çok sağlıklı bir ticaret olmamıştı. Ama bu yıl Romanya gibi bir ülkeye gitmesinden dolayı soğutuculu araçlarla gideceğinden dolayı umutluyuz. Bizim için önemli olan adeta yeşilliğin üreticinin elinde kaldığı bir ortamda, bu ihracat çok güzel oldu. İnşallah devam eder, bu bir deneyim şu anda. Yapılacak sevkiyatlar deneme amaçlı. Devam ederse daha önümüzde ticaret için 100 günümüz var. Burada bizim için en çok önemli olan ürünümüzü hem koruyabilmek hem böyle bir pazar bulabilmek. Burada üreticimizin soğuk hava deposunda ürünleri var. Burada Tepebaşı Belediyemizle beraber bir çalışmamız var. Bu üreticimize en büyük destek. Buna böyle pazar da eklendiğinde daha güzel olacak. Bunun için hem belediyelerimizin hem hükümetin girişimleri olması gerekir. Çünkü bizim üretim sezonumuz olduğu için çok üretim var. Böyle sevkiyatlar çok önemli.”

Tarım, gıda ve içecekte 11,22 milyar dolarlık ihracat yapıldı Haber

Tarım, gıda ve içecekte 11,22 milyar dolarlık ihracat yapıldı

Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF), Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Dış Ticaret Verileri temel alınarak hazırlanan TGDF Dijital Veri Paneli mayıs ayı sonuçlarını açıkladı. Buna göre, bu yılın ilk 5 ayında tarım, gıda ve içecek sektörü, geçen yıl aynı döneme göre yüzde 7,45 artışla 11,22 milyar dolar ihracat, yüzde 23,26 düşüşle 8,3 milyar dolar ithalat yaptı. Özel Ticaret Sistemi (ÖTS) çerçevesinde yayımlanan dış ticaret verilerine göre, Mayıs 2024 itibarıyla aylık temelde ihracat geçen yıl aynı döneme kıyasla yüzde 11,27 artışla 2,3 milyar dolar, ithalat yüzde 33,7 azalarak 1,81 milyar dolar oldu. Mayıs ayında buğday ithalatı yüzde 58,9, ham ayçiçeği yağı yüzde 34,4 ve mısır dane ithalatı yüzde 7,8 geriledi. Ocak-mayıs döneminde dış ticaret dengesi 2,92 milyar dolar fazla verdi. Yılın ilk 5 ayında dış ticaret dengesi fazla verdi Yılın ilk 5 ayında tarım, gıda ve içecek sektöründe dış ticaret dengesi geçen yıl aynı döneme göre yüzde 886,5 artışla 2,92 milyar dolar fazla verdi. Geçen yıl ocak-mayıs döneminde dış ticaret dengesi 0,37 milyar dolar açık vermişti. Mayıs ayı itibarıyla aylık bazda ise dış ticaret dengesi 490 milyon dolar fazla verdi. Yılın ilk 5 ayında birim ihracat değeri geçen yıl aynı döneme kıyasla yüzde 7,65 düşüşle 1224 dolar/ton oldu. İthalat birim değeri ise geçen yıl aynı dönemle karşılaştırıldığında yüzde 2,33 artışla 613 dolar/ton seviyesine ulaştı. Dış ticarette öne çıkan ürünler Yılın ilk 5 ayında ihracatta öne çıkan ürünlerde ilk sırayı 605,6 milyon dolar ile fındık içi aldı. Bu ürünü 603,7 milyon dolar ile buğday unu ve 375,6 milyon dolar ile rafine ayçiçeği yağı izledi. Bu ürünler, ocak-mayıs dönemi itibarıyla toplam ihracatın yaklaşık yüzde 14,15'ini oluşturdu. Aynı dönemde ithalatta ise en fazla ithal edilen ürün 839,4 milyon dolar ile buğday oldu. Buğdayı 774 milyon dolar ile soya fasulyesi ve 375,6 milyon dolar ile ham ayçiçeği yağı takip etti. Bu üç ürün, ocak-mayıs dönemi itibarıyla toplam ithalatın yüzde 23,96'sını oluşturdu. Aylık temelde değerlendirildiğinde, mayıs ayında ihracatta öne çıkan ürünlerde ilk sırayı 139,9 milyon dolar ile fındık içi alırken, bu ürünü 122,5 milyon dolar ile buğday unu ve 88,6 milyon dolar ile rafine ayçiçeği yağı izledi. Aynı ayda en fazla ithal edilen ürünler ise 144,6 milyon dolar ile buğday, 116,7 milyon dolar ile ham ayçiçeği yağı ve 116,6 milyon dolar ile mısır dane olarak sıralandı. İthalatta ilk iki sıra: Rusya ve Ukrayna  Bu yılın ilk 5 ayında yapılan ithalatta ilk sırayı 839,4 milyon dolar ile buğday aldı. Rusya ve Ukrayna, buğdayın en fazla ithal edildiği ilk iki ülke olmayı sürdürdü. Bu dönemde, Rusya'dan 641,5 milyon dolar, Ukrayna'dan 172,3 milyon dolar tutarında buğday ithalatı yapıldı. Bu iki ülkenin toplam buğday ithalatındaki payı yaklaşık yüzde 96,9 oldu. Aynı dönemde 9,6 milyon dolar buğday ithalatıyla Moldova üçüncü sırada yer aldı. Aylık temelde bakıldığında ise mayıs ayındaki 144,6 milyon dolarlık buğday ithalatının 126,2 milyon dolarlık kısmı Rusya'dan yapıldı. Rusya'nın ardından Ukrayna'dan 17,1 milyon, Romanya'dan 900 bin dolarlık buğday ithalatı gerçekleştirildi. Yılın ilk 5 ayında buğdaydan sonra 774 milyon dolar tutarında soya fasulyesi ve 547,3 milyon dolar tutarında ham ayçiçeği yağı ithal edildi. Soya fasulyesi ithalinde ilk sırayı 499,5 milyon dolar ile Brezilya alırken, bu ülkeyi Ukrayna (138,5 milyon dolar) ve ABD (71,6 milyon dolar) takip etti. Yılın ilk 5 ayında 547,3 milyon dolar tutarında ham ayçiçeği yağı ithalatı yapılırken, sıralama, 278,7 milyon dolar ile Ukrayna, 233,4 milyon dolar ile Rusya ve 15,7 milyon dolar ile Sırbistan oldu. Türkiye'nin ithalatında ilk 3 sırada yer alan 3 üründe ithalatın büyük bölümü Rusya ve Ukrayna'dan yapıldı. Şeker ve şekerli mamullerde 1 milyar 288 milyon dolarlık ihracat  Bu yılın ilk 5 aylık dış ticaret verileri sektörlere göre incelendiğinde, en fazla ihracatın 1 milyar 288 milyon dolar ile şeker ve şekerli mamuller sektöründe yapıldığı görüldü. Bu sektörü sırasıyla sert kabuklu meyveler sektörü, yaş meyve sektörü, balıkçılık ve su ürünleri sektörü ve bitkisel yağ sektörü takip etti. Şeker ve şekerli mamuller sektörünün toplam ihracat içindeki payı yüzde 13,49, sert kabuklu meyveler sektörünün yüzde 11,25, yaş meyve sektörünün yüzde 10,25, balıkçılık ve su ürünleri sektörünün yüzde 7,79 ve bitkisel yağ sektörünün yüzde 7,52 oldu. Yine aynı dönemde en fazla ithalat 2 milyar 337 milyon dolar ile hayvan yemi sektöründe yapıldı. Bu sektörün ardından en fazla ithalat yapan sektörler, bitkisel yağ (1 milyar 386 milyon dolar), un (983 milyon dolar), kakao ve çikolata (516 milyon dolar) ve canlı hayvan ticareti (301 milyon dolar) sektörleri olarak sıralandı. Hayvan yemi sektörünün toplam ithalat içindeki payı yüzde 35,14, bitkisel yağ sektörünün yüzde 20,84, un sektörünün yüzde 14,77, kakao ve çikolata sektörünün yüzde 7,76 ve canlı hayvan ticareti sektörünün 4,53 oldu. İhracat değeri en fazla artan sektör: Sert kabuklu meyveler Söz konusu dönemde geçen yıl aynı döneme kıyasla ihracatı değer olarak en fazla artan sektörlerin başında 308 milyon dolar ile sert kabuklu meyveler sektörü geldi. Bu sektörü 153 milyon dolar ile yaş meyve sektörü, 152 milyon dolar ile şeker ve şekerli mamuller sektörü, 94 milyon dolar ile balıkçılık ve su ürünleri sektörü ve 89 milyon dolar ile makarna sektörü izledi. Bu dönemde ihracatı değer olarak en fazla düşen sektör 404 milyon dolar ile bitkisel yağ sektörü oldu. Ayrıca sebze sektörü 89 milyon dolar, bakliyat sektörü 45 milyon dolar, beyaz et sektörü 29 milyon dolar ve tohumculuk sektörü 9 milyon dolar geriledi. İthalat lideri: Kakao ve çikolata Bu yılın ilk 5 ayında geçen yıl aynı döneme göre, ithalatı değer olarak en fazla artan sektör 157 milyon dolar ile kakao ve çikolata sektörü oldu. Bu sektörün ardından sert kabuklu meyveler sektörü 38 milyon dolar, tohumculuk sektörü 30 milyon dolar, alkollü içecekler sektörü 12 milyon dolar ve meyve suyu sektörü 6 milyon dolar ile ithalatı değer olarak en fazla artan sektörler olarak sıralandı. Bu dönemde ithalatı en çok düşen sektörler ise 1 milyar 203 milyon dolar ile un sektörü, 572 milyon dolar ile bitkisel yağ sektörü, 483 milyon dolar ile hayvan yemi sektörü, 180 milyon dolar ile bakliyat sektörü ve 139 milyon dolar ile pirinç değirmenciliği sektörü oldu. Dış ticarette öne çıkan ülkeler Bu yılın ilk 5 ayında dış ticaret verileri ülke bazında değerlendirildiğinde; en fazla ihracat yapılan ülke 1 milyar 482 milyon dolar ile Irak oldu. Irak'tan sonra en fazla ihracat 839 milyon dolar ile Almanya'ya, 667 milyon dolar ile Rusya'ya, 636 milyon dolar ile ABD'ye ve 457 milyon dolar ile İtalya'ya yapıldı. Yılın ilk 5 ayında, bu 5 ülkeye yapılan ihracat toplam ihracatın yüzde 36,37'sini oluşturdu. Aynı dönemde ülke bazında ithalat en fazla 1 milyar 516 milyon dolar ile Rusya'dan yapıldı. Bu ülkeyi, 956 milyon dolar ile Ukrayna, 714 milyon dolar ile Brezilya, 494 milyon dolar ile ABD ve 349 milyon dolar ile Malezya izledi. Bu 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 48,54'ünü oluşturdu. Türkiye'nin en fazla ithalat yaptığı ilk 2 ülke sıralamasında Rusya ve Ukrayna yerlerini korudu. Bu iki ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 29,78'ine denk düştü. Türkiye, yılın ilk 5 ayında en fazla ihracat yaptığı ülkelerden Irak'a buğday unu, dondurulmuş tavuk eti ve kırmızı mercimek, Almanya'ya fındık içi, ambalajlı fındık ile fındık püresi, Rusya'ya ise alabalık, mandalina ve şeftali ihraç etti. Türkiye aynı dönemde en fazla ithalat yaptığı Rusya'dan buğday, ham ayçiçeği, ayçiçeği küspesi, Ukrayna'dan ham ayçiçeği yağı, mısır danesi ve buğday, Brezilya'dan soya fasulyesi, kahve ve sığır ithal etti. Öte yanda, TÜİK'in açıkladığı Dış Ticaret Verileri temel alınarak hazırlanan TGDF Dijital Veri Paneli'ndeki hesaplamalara 01 ve 24 fasılları arasındaki tüm Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu (GTIP) kalemleri ile 29'uncu fasıl ve 35'inci fasıldan seçili ürünler dahil edildi.

EİB’den Haziran ayında 1 milyar 329 milyon dolarlık ihracat Haber

EİB’den Haziran ayında 1 milyar 329 milyon dolarlık ihracat

EİB’nin 2024 yılının Ocak-Haziran döneminde ihracatı 9 milyar 21 milyon dolar olurken, son 1 yıllık dönemdeki ihracatı 18 milyar 77 milyon dolara ilerledi. 181 milyon dolarlık ihracata imza atan Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği zirvedeki yerini korurken, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği 121 milyon dolarlık döviz getirisiyle ikinci ve Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği 101 milyon dolarlık ihracatla üçüncü sırada yer aldı. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği ise Haziran ayını yüzde 4 artışla 97 milyon dolar ihracatla geride bıraktı. Ege Maden İhracatçıları Birliği ihracatını yüzde 2 artışla 91 milyon dolara yükseltti. Ege Tütün İhracatçıları Birliği ihracatını yüzde 6 artışla 80 milyon dolara çıkardı. Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği yüzde 9 artışla 67 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin ihracatı 63 milyon dolara olarak gerçekleşti. Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği, Haziran ayında 60 milyon dolarlık ihracat rakamını kayda aldı. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin 2024 yılı Haziran ayında ihracatı 55 milyon dolar oldu. Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği, Haziran ayında 24 milyon dolarlık, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği ise 11 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırmayı başardı. 178 farklı ihraç pazarına ulaştık Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Birliğimizden yapılan sanayi ürünleri ihracatımız 688 milyon dolar, tarım sektörlerimizin ihracatı 550 milyon dolara olarak gerçekleşti. Haziran ayında 178 farklı ihraç pazarına ulaştık ve 73 ülke ve bölgeye ihracatımızı artırmayı başardık. Avrupa Birliği’ne ihracatımız 2024’ün Haziran ayında 626 milyon dolarlık hacme ulaşırken toplam ihracatımızda Avrupa kıtasının payı yüzde 53 olarak kayıtlara geçti. İhracatımızdaki ilk beş ülke; Almanya’ya 139 milyon dolar, ABD’ye yüzde 114 milyon dolar, İtalya’ya 86 milyon dolar, İspanya’ya 84 milyon dolar, Birleşik Krallık’a 73 milyon dolar olarak gerçekleşti. Sürdürülebilir büyüme için düşük enflasyon şart; düşük enflasyon içinde daha çok üretim şart. Ne kadar fazla üretirsek enflasyonu o kadar düşürebiliriz. Bizim stratejimiz; “Çok üret, çok ihraç et, enflasyon daha çabuk düşsün.” olmalıdır. Kur oranlarımız faiz ve enflasyonun gerisinde kaldı. Bu şekilde sanayide, ticarette, dijitalleşmede, tarımda katma değer temelli üretimi ıskalıyoruz. Ekonominin faiz-enflasyon-kur sarmalından kalıcı olarak çıkarılmasını, 2025 yılından itibaren enflasyon görünümünün daha olumlu olacağını ümit ediyoruz.” dedi. Ege Bölgesi’nin ihracatı 2 milyar 245 milyon dolar Ege Bölgesi, 2024 yılının Haziran ayında ihracatını 2 milyar 245 milyon dolara taşıdı. İzmir, Ege Bölgesi ihracatına 1 milyar 204 milyon dolarlık katkı sağlarken, bu ihracatın 212 milyon dolarlık dilimi Ege Serbest Bölgesi ve İzmir Serbest Bölgesi’nden geldi. 2024 yılı Haziran ayında Manisa, 355 milyon dolarlık performans ortaya koyarken, Denizli 344 milyon dolarlık ihracatla Manisa’yı takip etti. Balıkesir ihracatını 117 milyon dolara ilerleterek Ege Bölgesi illeri arasında dördüncü sıraya adını yazdırdı. Ege Bölgesi ihracatına, Muğla ise 79 milyon dolarlık katkı sağladı. Ege Bölgesi illerinden Aydın 67 milyon dolarlık, Kütahya 33 milyon dolarlık ihracat yaparken, Afyonkarahisar Haziran ayında 24 milyon dolar, Uşak 19 milyon dolar ihracata imza attı.

Narenciye ihracatına Büyükşehir desteği Haber

Narenciye ihracatına Büyükşehir desteği

Büyükşehir ekipleri Köyceğiz ilçesinde narenciye üretiminin yüzde 70’inin yapıldığı 35 bin dekar arazide 3 bin ara konukçuda Akdeniz meyve sineğine karşı biyoteknolojik yöntemlerle tuzaklama çalışması başlattı. Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde Akdeniz Meyve sineği çalışmalarından memnuniyetini dile getiren Zaferler Mahalle Muhtarı Sedat Ayhan geçim kaynaklarının başında narenciyenin geldiğini, ihracat için giden narenciyenin Akdeniz meyve sineği nedeni ile geri döndüğünü söyledi ve kendilerini bu sorundan kurtaran Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’a teşekkür etti. Muhtar Sedat Ayhan; “Bizim tarlalarımızda kayısı, şeftali, hünnap, incir ağaçlarımızdan Akdeniz meyve sineği narenciyeye sıçrıyor. Narenciyeyi ihraç ettiğimiz için bu sinek nedeni ile ürünlerimiz ihracattan dönüyor. Öncelikle bu sorunla toplu mücadele etmek lazım. Narenciyenin en yoğun olduğu bölge Döğüşbelen, Hamitköy, Zaferler mahallerimizdeki 35 bin dekar arazide portakal ağaçları var. Geçim kaynağımız da portakal” dedi. Köyceğiz Hamitköy Muhtarı Ramazan Çelik’de Akdeniz Meyve sineği ile mücadelenin şimdi başlaması sayesinde popülasyonun engellendiğini ve büyük bir ilaçlama maliyetinden kurtulduklarını söyledi. Muhtar Ramazan Çelik; “Bu çalışmanın bu tarihte yapılması sayesinde Akdeniz meyve sineğinin popülasyonu ve üremesi engelleniyor. Böylece biz üreticiler de büyük bir ilaçlama maliyetinden kurtuluyoruz. Bunun yanında Akdeniz meyve sineği ihracatta çok önemli bir faktör. Bu çalışmalarla ürünlerimizde ilaç kalıntısı olmuyor ve ihracata elverişli mallar göndermiş oluyoruz.” dedi. Muğla Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı ekiplerinden Ziraat Mühendisi Turgut Karagöz, bölgenin en büyük sorununun Akdeniz meyve sineği olduğunu, yaptıkları çalışma sayesinde geniş bir arazide bu sorunu çözdüklerini belirtti. Karagöz; “Köyceğiz narenciyesinin yüzde 70’i Hamitköy, Zaferler, Döğüşbelen, Toparlar mahallelerimizin alt kısmında yetişiyor. Bu bölgenin en büyük sorunu Akdeniz Meyve sineği. Biz Akdeniz meyve sineğine karşı tuzaklama çalışması yapıyoruz. Normal şartlarda 35 bin dekar arazide tuzaklama çalışması için 120 bin tuzaklama yapmak gerekiyor. Biz sahada yaptığımız çalışmalar sayesinde buna daha ekonomik bir çözüm ürettik. Arazideki ara konukçuları tespit ederek işe başladık. Bu bölgede hünnapta, incirde, kayısıda, şeftalide Akdeniz meyve sineğinin popülasyonunu arttırarak narenciyeye sıçradığını da tespit ettik. Burada tespit ettiğimiz 3 bin ara konukçuya tuzaklama çalışması yaptık ve popülasyon dinamiklerini aşağı çektik. Üreticilerimiz normal şartlarda Akdeniz meyve sineğine karşı 3-4 sefer ilaçlama yapması gerekirken bu çalışmalar sayesinde 1 sefer ilaçlama yaparak bu sorundan kurtulmaya başladı. Bu da üreticilerimizin hem doğal hem de ekonomik yönden daha temiz ve sağlam ürün almasını sağladı. Kullandığımız tuzaklar feromon tuzak ve içerisinde etkili bir ilaçla Akdeniz meyve sineğini burada tutarak üremesini engelliyor. Böylece kontrol altına almış oluyoruz” dedi.

Baharat sektörünün öncelikli başlıkları ’kalite ve gıda güvenliği’ Haber

Baharat sektörünün öncelikli başlıkları ’kalite ve gıda güvenliği’

Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 20’sini tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu olan Egeli tarım ihracatçıları Avrupa Birliği ile iş birliği adımlarını sıklaştırdı. Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Avrupa Komisyonu Sağlık ve Gıda Güvenliği Genel Müdürlüğü ve Ankara’dan gelen Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri ile AB uyum çalışmaları kapsamında baharat sektörüne yönelik görüş alışverişinde bulundu. Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki baharat ihracatçıları Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği bünyesinde bulunuyor. “Avrupa Birliği bizler için hayati bir ihracat pazarı” Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, EİB olarak AB Yeşil Mutabakatı’nın sorumluluklarına sektörleri daha iyi hazırlayabilmek açısından önemli bir gündemi oluşturan sürdürülebilirlik üzerine 2019 yılından itibaren yoğun bir çalışma süreci başlattıklarını hatırlattı. Sözlerini sürdüren Öztürk, “Avrupa Birliği bizler için hayati bir ihracat pazarı ve toplam ihracatımızın önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. 2023 yılı Ekim ayı itibarıyla başlayan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın 31 Aralık 2025’e kadar devam edecek Geçiş Süreci’ndeyiz. Türkiye’nin en büyük ihracat ve ithalat ortağı Avrupa Kıtası toplam ihracatımızdan yüzde 48 pay alıyor ve 109 milyar dolar ihracatımız var. İthalatımızın yaklaşık yüzde 25’ini de AB’den gerçekleştiriyoruz. EİB olarak üniversitelerle, araştırma enstitüleriyle, Tarım İl ve İlçe teşkilatları, borsalar, ziraat odaları, ticaret odaları, ulusal ve uluslararası kurumlarla yaptığımız ortak çalışmalarla çiftçiden başlayıp rafa kadar uzanan tedarik zincirinde sürdürülebilirliği sağlamak için çalışıyoruz. Türkiye, 2023 yılında yüzde 2,8 artışla 35 milyar dolarlık tarım ürünleri ihraç ederken, Ege İhracatçı Birlikleri yüzde 8,8 artışla 7,3 milyar dolarlık ihracatla Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 20’sini tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu oldu” dedi. “AB Misyon heyeti sürdürülebilirlik çalışmalarımızı yerinde gördü ve inceledi” “Organikte dünyada lideriz. Organik gibi zor bir ürünü yapan ülkemiz pestisitte de önemli bir yol kat etti” diyen Öztürk, şunları kaydetti: “Türkiye’nin Ege sayesinde organik sektöründe 35 yıllık büyük bir deneyimi var. Ege’nin tarıma ve gıdaya bakışı tamamen sürdürülebilirlik üzerine kurulu. Önümüzdeki süreçte yüksek teknoloji yatırımlar ve sürdürülebilirlik vizyonuyla 10 milyar dolarlık tarım ihracatı hedefimize ulaşmak için bütün paydaşlarımızla sıkı temas halindeyiz. Bu kapsamda Türkiye’nin yeni büyüme stratejisi olarak benimsediğimiz ’Yeşil Dönüşüm’ özellikle de AB ile uyumlu bir yol haritası belirlemek için pestisitler, biyoteknik mücadele, sözleşmeli tarım gibi sürdürülebilir gıda sistemini baz alan net hedefler içeren önerilerimizi, projelerimizi Avrupa Komisyonu yetkilileri ile paylaştık AB Misyon heyetinin ülkemizi ziyareti başta üreticiler, ihracatçılar, üniversiteler, laboratuvarlar, Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm paydaşlarımızın yaptıkları çalışmaları yerinde görme ve inceleme fırsatı oluşturdu.” Türkiye’nin 2024 yılı Ocak-Mayıs döneminde baharat ihracatı yüzde 28 arttı Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu, “Türk baharat sektörü, 2023 yılında yüzde 10 artışla 186 milyon dolarlık baharat ihracatına imza attı. Türkiye’nin baharat ihracatının merkez üssü Ege Bölgesi ise baharat ihracatının yüzde 64’ünü gerçekleştirerek 118 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırdı. Türkiye’nin 2024 yılı Ocak-Mayıs döneminde baharat ihracatı yüzde 28 artışla 98 milyon dolar oldu. Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm dünyaya ihracatımızın devamlılığı için ürünlerdeki kalite sorununun çözümü hayati önem taşıyor. Ürünlerdeki kalite sorunu üreticide ve sahada çözülmeli. Avrupa Komisyonu, Türk ihracatçılarla istişare yapmaya çok önem veriyor. EİB üyelerimizin kaliteli ürün temin ederek ihracatını geliştirmek için tarladan sofraya her aşamada yaptığı çalışmaları misyon heyetine aktardık” diye konuştu. “Avrupa Komisyonu’nun iş birliği ve yapıcı yaklaşımı bizleri çok mutlu etti” Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kazım Gürel, “Avrupa Komisyonunun işbirliği ve yapıcı yaklaşımı bizleri çok mutlu etti. Sektörlerimizin AB Yeşil Mutabakatı’nın regülasyonlarından en az şekilde etkilenmesi için birçok yatırımın hayata geçmesi, teknik kapasitelerinin, altyapılarının geliştirilmesi gerekiyor. Ege Bölgesi sektörel çeşitliliğin ve zenginliğin zirvede olduğu bir bölge. Kuru meyve, mamul, zeytin-zeytinyağı, su ürünleri, baharat, tütün, odun dışı orman ürünlerinde, organik üretimde dünyada güçlü bir oyuncuyuz. Kekik, defne yaprağı, kayısı, kiraz, vişne, incir, fındıkta dünyada birinci üreticiyiz. Çilek, kavun, karpuz, balda dünyada ikinci üreticiyiz. Zeytin, mandalina, domates, üzüm, elma, kestane, biber, mercimek, nohutta ilk 5 üretici içindeyiz” cümlelerini aktardı.

Meyve sebze mamulleri sektörü Uzak Doğu’da büyümek istiyor Haber

Meyve sebze mamulleri sektörü Uzak Doğu’da büyümek istiyor

Türkiye’ye kazandırdıkları yıllık döviz tutarı 6 milyar doları aşan taze meyve sebze ve meyve sebze mamulleri sektörlerinin ihracatında Uzak Doğu pazarının payı, ortalamanın üzerinde artıyor. Türkiye, 1 Ocak - 28 Mayıs 2024 döneminde meyve sebze mamulleri ihracatını yüzde 24’lük artışla 880 milyon dolardan 1 milyar 93 milyon dolara taşırken, Japonya, Avustralya, Çin, Güney Kore, Tayvan, Tayland gibi ülkelerin domine ettiği Asya Pasifik pazarında ihracatını yüzde 38,5 artırarak 56,5 milyon dolardan 78,5 milyon dolara yükseltti. Meyve sebze mamulleri ihracatında Türkiye’nin lideri olan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, 28-30 Mayıs 2024 tarihleri arasında Çin’in Şanghay kentinde, düzenlenen Sial 2024 Şanghay Fuarı’na katılarak, Türkiye’nin Çin’e meyve sebze mamulleri ihracatını daha da artırması için Uzak Doğu pazarındaki pazarlama faaliyetlerine yeni bir halka ekledi. Turşu ve sos gruplarına yoğun ilgi vardı Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Sial 2024 Şanghay Fuarı’nda Türkiye’nin ihracatında dünya lideri olduğu turşular ve sos gruplarına yoğun ilgi olduğunu kaydetti. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin 2024 yılında 1 Ocak - 28 Mayıs tarihleri arasında 417 milyon dolarlık meyve sebze mamulleri ihracatına imza attığını dillendiren Uçak, yıllık bazda meyve sebze mamulleri ihracatlarının 1 milyar 21 milyon dolara ulaştığını, Türkiye ihracatından yüzde 38 pay aldıklarını dile getirdi. Ur-Ge ve TURQUALITY Projesi’yle Asya Pasifik pazarında 500 milyon dolar ihracata ulaşacaklar Türkiye’nin yıllık 60 milyon tona ulaşan meyve sebze üretiminin yüzde 10’luk kısmını taze meyve sebze olarak ihraç ettiklerini ve yıllık 3,5 milyar dolar döviz getirisi sağladıklarını aktaran Uçak, "60 milyon tonluk rekoltenin daha katma değerli hale gelmesi için dondurarak, kurutarak, konserve yaparak değerlendiriyoruz. Turşu, salça, meyve suyu, közlenmiş sebzeler, dondurulmuş sebzeler ve meyveler şeklinde işleyen dünyanın en modern üretim tesislerine sahibiz. Amerika, İngiltere, AB ülkeleri, Uzakdoğu ve Ortadoğu ülkelerinde gücümüzü artırmak için fuarlara katılıyoruz. İhracatçı firmalarımızın kümelenerek yetkinliklerini artırdıkları ve pazarlama yaptıkları Ticaret Bakanlığımızca desteklenen UR-GE Projelerine 41 firmamızın katılımıyla Turkish Fresh and Processed Fruits and Vegetables Cluster isimli dördüncü Ur-Ge Projemizi başlattık. Günümüzde yıllık 200 milyon dolar seviyesinde ihracat yaptığımız Asya Pasifik pazarında 500 milyon dolarlık ihracat hacmine ulaşmayı hedefliyoruz" şeklinde konuştu. TURQUALITY Projesi’nde Çin hedef pazar olacak Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin koordinatörlüğünü üstlendiği, Uludağ Meyve Sebze Mamülleri İhracatçıları Birliği ve İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin paydaş olduğu "The Symphony of The Taste From Anatolia Turquality Projesi"ne 2024 yılında başlayacakları bilgisini veren Uçak sözlerini şöyle tamamladı: "Ticaret Bakanlığı’mızın onaya sunulan proje, onay sürecinin ardından start alacak. Meyve sebze mamulleri sektöründe, Türk gıda ürünlerinin küresel mutfaklarda eşsiz bir tat sunma potansiyeline sahip olduğunu bu proje ile tüm dünyaya göstermek istiyoruz. Proje ile küresel tatların tarif ve içeriklerinin Türk meyve sebze mamulleri kullanımına fırsat tanıdığı İngiltere ve Çin’de anlatılacak. Dünya genelinde sağlıklı beslenme eğiliminin yükseldiği bir dönemde, özellikle Akdeniz tarzı beslenmenin Anadolu’nun zengin kültüründen beslendiğini vurgulayacağız. Projenin temel hedefi, Türk menşeli meyve sebze mamullerinin marka değerini güçlendirmek ve Türk gıda ürünlerini Birleşik Krallık ve Çin Halk Cumhuriyeti pazarında daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağlamak olacak. Bu bağlamda, gıda sektörü profesyonelleri ve sektörün çatı örgütleriyle kurulacak iş birlikleriyle marka gücünü artırmayı amaçlıyoruz. Öte yandan, Türk ürünlerinin sadece rekabetçi fiyat avantajı değil, aynı zamanda üstün kalitesi ile öne çıkmasını sağlayarak, ihracatının artırılmasını hedefliyoruz."

DTO meyve ve sebze ürünleri sektörüne yeni bir yön çiziyor Haber

DTO meyve ve sebze ürünleri sektörüne yeni bir yön çiziyor

DTO Başkanı Uğur Erdoğan, yeni yatırımların ve ihracatçılar kervanına katılmak isteyen işletmelerin önünü açmak için büyük çaba harcadıklarını vurguladı. DTO Meclis Salonu’ndaki “Dondurarak kurutma, bahçe ürünlerinin muhafazası ile meyve ve sebzelerinin ulusal ve uluslararası pazarlanması” konulu konferansın açış konuşmasını DTO Başkanı Uğur Erdoğan yaptı. Ülkenin 9’uncu ihracatçı sanayi şehri olan Denizli’nin gıda, tarım ve hayvancılık sektöründe de söz sahibi olduğuna dikkat çeken Başkan Erdoğan, “Denizli’miz, her ne kadar ülkemizin en büyük ihracatçı sanayi şehirlerinden biri olarak tanınsa ve anılsa da tarım sektöründeki varlığı ve yatırımlarıyla da adından sıkça söz ettiren bir şehirdir. Gıda, tarım ve hayvancılık sektöründeki potansiyelimizin yanında girişimlerimiz, yatırımlarımız ve başardıklarımızla da biliniyor ve takdir ediliyoruz. Ege Bölgesi’nde tarımın merkeziyiz... Son teknoloji seralarımız ile işletmelerimizin bulunduğu tarım ve hayvancılık sektörümüzün yanı sıra kuruyemiş sektöründeki yatırımlarımızla ve tüm Türkiye’ye de satışını yaptığımız kuruyemiş işleme makinaları ihracatımızla, bölgemizde öncü bir iliz. Ticarete konu 130’un üzerinde tarım ürünü yetiştiriyoruz. Bunlardan 70 çeşidini, ihracat olarak 76 farklı ülkeye göndermekteyiz. En çok kekik, üzüm, kiraz, elma ve nar üreten şehrimiz, bazı ürünlerde Türkiye’nin ihtiyacının neredeyse tamamını karşılamaktadır. Tüm dünyada üretilen kekiğin yüzde 75’i, Türkiye’mizdeki üretimin ise yüzde 90’ı, Denizli’mizdendir. Ayrıca ülkemizdeki leblebi üretiminin yüzde 85’ini Denizli’miz karşılamaktadır. Aynı zamanda lavanta üreten ve bunu sanayileştiren bir şehiriz. Bunların yanında Avrupa’nın en büyük çiğ süt ve damızlık üreticisi, Türkiye’nin en büyük yem fabrikası ile en büyük süt ve süt ürünleri markalarından 1’i, Denizli’mizdedir. Su ürünleri ile arıcılıkta da önemli bir yerdeyiz. Denizli’miz 26 farklı sektörde, 2 bin 905 ürün grubunda 185 ülkeye ihracat yapan önemli bir değerdir. 333 milyon dolarlık bir tarım ihracatı var. Denizli’de 2 bin 940 çeşit bitki yetişiyor; bunlardan 50’si sadece bize özgü. Bunun kıymetini iyi bilmeli” dedi. “Meyve ve sebze ihracatımızı, artırmak istiyoruz” 4 yıl önce Sarayköy Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde bitki üretim tesisi kurulması amacıyla yatırımcı kuruluşlara arsa tahsis belgelerini dağıttıklarını ve seracılık faaliyetlerini desteklediklerini de belirten Başkan Erdoğan, “Onlar artık işinin başındalar ve işletmeleri her geçen gün daha da büyüyor. Şimdi yeni yatırımların önünü açmak için çaba harcıyoruz. Dondurarak kurutma, bahçe ürünlerinin muhafazası ile meyve ve sebzelerinin ulusal ve uluslararası pazarlanmasını canlandırmak ve bu alandaki ihracatımızı artırmak istiyoruz. Bugünkü konferansımızın ana amacı da budur. Emek veren, katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. “Savaşlar, bundan sonra petrol ve değerli madenler için değil su ve gıda için olacak” Günümüzde gıda ve sağlıklı beslenmenin ne derece değerli olduğunu ve stratejik bir hale geldiğini herkesin gördüğünü de ifade ederek Erdoğan, “İnsanoğlu, bir zamanlar topraklarını genişletmek için, hemen ardından petrol ve değerli madenler için, geçen yüzyıldan itibaren de su için özellikle de temiz su kaynakları için savaştı. Bu yüzyılda ve gelecekte ise savaşlar gıda güvenliği için olacaktır! Onun için dünyanın en büyük ülkeleri ile ekonomileri, en büyük kaynakları kullanarak en geniş kadroları kurdular; ülkelerinin hiçbir yere bağımlı kalmadan gıda ihtiyacını karşılayabilecek son sistem teknolojiler ortaya çıkarmak ve geliştirmek için durmaksızın çalışıyorlar. Türkiye de büyük bir ülke olmak istiyorsa bu alanda da yerini almalı” şeklinde konuştu. “Denizli’deki tarım faaliyetlerini önemsiyoruz” PAÜ Ziraat Fakültesi’nin hem şehire hem de sektöre çok büyük katkılar sağlayacağını dile getiren. Rektör Kutluhan, “Denizli sanayi ve turizm şehridir ama aynı zamanda önemli bir tarım şehridir. Denizli’de okuyup bugünlerde ülke yönetimine katkı sağlayanların ayağı, mutlaka tarla bahçeye değmiştir. Dolayısıyla, tarım hayati bir kaynaktır ve çok önemlidir. Düne kadar tarıma önemsemeyen ülkeler, bugün artık stratejik planlarında yer veriyorlar. Üniversitemizdeki Ziraat Fakültemiz, açıldıktan sonra çok büyük işler yaptı, yapıyor. İlçe ilçe Denizli tarımını ele alıyoruz. Nasıl kolay yetiştirebiliriz? Nasıl bunu sunabiliriz? Bunların araştırmalarını ve çalışmalarını yapıyoruz. Diğer taraftan Çal, Çameli ve Acıpayam’daki arazilerimizde de üretimler yaparak Denizli’mize katkı sağlıyoruz. Tarımda çok emek harcayarak ürettiğimiz ürünlerin maalesef karşılığını alamıyoruz. Bu toplantı, ürünlerin değerlendirilmesi noktasında hepimize ışık tutacak ve yeni bir yaklaşımla bu işlere yön verecektir. Denizli’nin tarımsal ürün çeşitliliği çok büyük, hatta Denizli bu anlamda bir cennettir. Tarıma daha fazla önem vermemiz gerekiyor. Biz de üniversite olarak üzerimize düşeni yapmak istiyoruz. Bu konferans için başta Denizli Ticaret Odamız ve Başkanımız Uğur Erdoğan olmak üzere ilgili dernek ve kurumlarımıza teşekkür ediyorum” dedi. “Ürünlerimizi, pazarlara ulaştırmak zorundayız” Soğutma, Muhafaza, Taşıma Bilimleri ve Sanayicileri Derneği (SOMTAD) Başkanı, Bursa Uludağ Üniversitesi’nin Bahçe Bitkileri Bölümü’nden Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rahmi Türk de ürünlerin tüketicilere ulaşıncaya kadar çok ciddi kayıplar yaşandığına, bu konuda çeşitli önlemler alınması gerektiğine işaret etti. Türk, “Denizli tarımı, üniversitenin desteği ile daha da geliştirecektir. Bizler SOMTAD olarak Denizli tarımını bir adım daha ileriye götürmek, sizleri yeni teknolojilerle tanıştırmak için buradayız. Bilim, tarım ve teknolojiyi birlikte ele alarak gıdanın korunması ve daha iyi sunulması için ülkemize ve dünyamıza katkı sağlamak istiyoruz. Dünya nüfusunun 2050 yılında 12 milyara ulaşacağına dair öngörüler var. Bu sebeple gıdamızı yüzde 60 artırmamız gerekiyor. Su kaynaklarını da yüzde 20 daha az kullanmak zorundayız. Araştırmacılar, bu konuda ciddi anlamda çalışmalar yapıyor. Acil önlem almamız gereken konulardan biri de üretilen ürünlerin tedarik zincirinde kaybolmasıdır. Dünyada 1,3 milyar ton ürün israf ediliyor. Türkiye’de ise 60 milyon ton üretim var. Bunun yüzde 25’i yani 15 milyon tonu israf oluyor. Sebze ve meyveyi hızla yurt içi ve yurt pazarlara ulaştırma anlamında ciddi önlemeler alıp hasattan sofraya ürünlerimizi iyi bir şekilde ulaştırmamız gerekmektedir. Dernek olarak hasat muhafaza çalışmalarımız var, bunları sizlerle de paylaşmak istiyoruz” ifadelerini kullandı. “Türkiye’den Avrupa Birliği’ne ihraç edilen ilk süt ürünü Denizli’den” İl Tarım ve Ormancılık Müdür Yardımcısı Şehla Akpınar ise pandemi, savaşlar ve iklim krizlerinin güvenli üretimin ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkardığını ifade etti. Akpınar, “Bakanlığımız; tarladan sofraya, çiftlikten çatala güvenli ve sürdürülebilir gıda temini için çalışmaktadır ve çeşitli projeler üretmektedir. Ancak bu sadece kamunun tek başına mücadelesiyle başarılı olabileceği bir konu değildir. İş birliğine ihtiyaç vardır. Bakanlığımız, Tarımsal Üretim Planlaması ile ilgili vizyon bir projeyi de hayata geçirdi. Bu kapsamda, iklim değişiklikleri göz önüne alınarak tarımsal üretim, bitkisel ve hayvansal üretimle ilgili planlamalar yapılması, üretimin bu planlamalar çerçevesinde sürdürülmesi ve ürünlerden katma değer elde edilmesi hedeflenmektedir. Diğer taraftan Denizli’nin tarım ve hayvancılık olarak ülkemize çok ciddi katkıları vardır. Sanayiye arz edilen çiğ süt sıralamasında Denizli, tüm Türkiye’de beşinci sıradadır. Avrupa Birliği’ne ihraç edilen ilk süt ürünün Denizli’den olması da gurur vericidir. Gıda takviyesi ihracatında ise Türkiye 2.’siyiz. Denizli hem bitkisel ve hayvansal üretimde hem de ürünlerin işlenerek katma değer elde edilmesinde, çok önemli bir şehirdir. O nedenle, bu tür bir organizasyonun da Denizli’de olması çok değerlidir. Emeği olanlara teşekkür ederiz” diye konuştu. 8 farklı sunumda, A’dan Z’ye sektördeki yenilikleri anlattılar Büyük ilgi gösterilen Dondurarak Kurutma, Bahçe Ürünlerinin Muhafazası İle Meyve ve Sebzelerinin Ulusal ve Uluslararası Pazarlanması Konferansımızın öğleden önceki ilk bölümünde, öncelikle Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu İl Koordinatör Vekili Bilal Taştepe, sektöre yönelik devlet destekleriyle ilgili IPARD Programı Destekleri hakkında bir bilgilendirmede bulundu. Sonrasında konferansın Gıdaların Korunmasında Yeni Teknolojik Gelişmeler kısmına geçildi. Arda Sökmen ile Serkan Kılıç Dondurarak Kurutma Teknolojileri, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Ziraat Fakültesi’nden Dr. Burak Erdem Algül ise Bahçe Ürünlerinin Muhafazasında Yeni Teknolojik Gelişmeler, ADÜ Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden Prof. Dr. Renan Tunalıoğlu Ülkemiz Meyve ve Sebzelerinin Ulusal/Uluslararası Pazarlanması ve Geleceği, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Aydın İncirliova İncir Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nden Ziraat Yüksek Mühendisi Duygu Çıtak Birol da Yeşil Mutabakat ve Karbon Ayak İzi konulu birer sunumda bulundular.

Antalya’ya tarımsal kalkınma hibesi Haber

Antalya’ya tarımsal kalkınma hibesi

Çandır, Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu tarafından sunulan IPARD hibelerinin 81 ili kapsayacağını açıklayarak, "Antalya olarak en üst seviyede faydalanılmasını diliyorum” dedi. ATB Nisan ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında üyelerin katımıyla gerçekleşti. Yönetimin bir aylık çalışmasıyla ilgili üyelerin bilgilendirildiği toplantıda, ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, tarım, ekonomi, Antalya ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "İhracata odaklanmalıyız" Antalya’nın yılın ilk çeyreğindeki ihracat performansının geçen yılın altında kaldığını, 2023 yılı ilk çeyreğinde toplam ihracat yüzde 10’a, yaş meyve sebze ihracatı yüzde 33’e ve hububat ihracatının yüzde 50’ye yakın ihracat artışı ile ülke ortalamasının çok üzerinde gerçekleştiğini belirten Çandır, “Bu yılın ilk çeyreğinde Antalya’nın toplam ihracatının yüzde 1’den, yaş meyve sebze ihracatımız yüzde 12’den ve hububat ihracatımız yüzde 5’ten fazla azalarak ülke ortalamasının çok altında kalmıştır. Önümüzdeki aylarda ihracatta daha fazla düşüş yaşamamak için ihracat konusuna bir an önce odaklanmalıyız” diye konuştu. IPARD desteklerinden yararlanma çağrısı Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu tarafından sunulan IPARD hibelerinin uzun zamandır 42 ili kapsadığını, Antalya ve diğer 38 ilin desteklerden faydalanması talebini karar vericilere ilettiklerini kaydeden Çandır, “Bu talebimiz bu yıl karşılık buldu ve artık IPARD hibeleri 81 ilimizde verilecek. Başta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Program takviminin açıklanmasıyla Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halil Bülbül ev sahipliğinde bölge koordinatörü ve üyelerin katılımıyla desteklemelerle ilgili bilgilendirme semineri düzenlediklerini anımsatan Çandır, “İlgilinin yüksek olduğu seminerde üyelerimizin aklındaki tüm sorular yanıtlandı. Etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen Halil Bey’e, bölge koordinatörüne ve ekibine teşekkür ediyorum. Üretimin çeşitlendirilmesi, ürünlerin işlenmesi ve pazarlanması gibi alanlarda proje çağrısı yoluyla destekler sunulan IPARD hibelerinden başta üyelerimiz olmak üzere Antalya olarak en üst seviyede faydalanılmasını diliyorum” dedi. Başkan Çandır, bu yıl 27’ncisi düzenlenecek Hasyurt Tarım Fuarı’nın 8-10 Mayıs tarihlerinde gerçekleşeceğini belirtti. Çandır, Türkiye’nin ilk tarım fuarı olan ve Antalya Büyükşehir Belediyesi, Finike Belediyesi, Antalya Tarım Konseyi, Kumluca Ticaret Borsası ve Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası’nın iş birliğiyle düzenlenen fuara davette bulundu. Meclis’te üyeler, sektörleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.