TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tarımda Su Tasarrufu

AGRONEWS - Tarımda Su Tasarrufu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarımda Su Tasarrufu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Balta, su kaynaklarının verimli kullanımı için tedbirleri sıraladı Haber

Balta, su kaynaklarının verimli kullanımı için tedbirleri sıraladı

57 milyar metreküp suyun %77’lik kısmı ise tarım sektöründe harcanmaktadır” dedi. Balta, DSİ’nin bu gerçekten yola çıkarak özellikle 2000’li yılların başından itibaren sulamada büyük oranda tasarruf sağlayan modern sulama sistemlerine geçişi hızlandırdığını kaydederek, “2002 yılında ülkemizde %6 seviyesinde olan basınçlı-borulu sulama sistemlerinin oranı günümüz itibariyle %35 seviyesine yükseltilmiştir. Bu oran inşaatı devam eden sulama projelerinde %95 seviyesindedir. Öte yandan mevcut iptidai sulama sistemleri de hayata geçirilen yenileme ve rehabilitasyon projeleri ile modernize edilmektedir. Klasik sulama sistemlerinde 8 hektar sulama alanına saniyede ortalama 30 litre su verilirken modern sulama yöntemlerinden yağmurlama ve damlama sulamada 8 hektara saniyede ortalama 10 litre su verilmektedir. Böylelikle 2/3 oranında su tasarrufu sağlanmaktadır.” siye konuştu. Sulamada otomasyon çalışmaları Tarlalarda su tüketimini düşürerek israfı önleyen, bitkilerin sağlıklı büyümesini sağlayan ve tarımsal üretim verimliliğini artıran sulama otomasyonu çalışmalarına DSİ tarafından 2016 yılından itibaren başlandığının altını çizen Genel Müdür Mehmet Akif Balta, “Yapay zekâ destekli otomasyon çalışmaları kapsamında; toprak nem sensörleri, hava durumu istasyonları ve bitki ölçüm cihazları gibi sensörler sayesinde tarım arazilerindeki nem düzeyi, hava koşulları ve bitkilerin durumu gibi önemli veriler toplanmakta, elde edilen veriler bulut tabanlı platformlarda işlenerek çiftçilere gerçek zamanlı sulama imkânı sunmaktadır. Böylece çiftçiler bitkilerin sulama gereksinimlerine ilişkin daha hassas bilgileri elde etmekte ve su kaynaklarını israf etmeden verimli bir şekilde kullanabilmektedir. Sulama otomasyonu çalışmaları kapsamında Çay- Selevir (410 ha) ve Çobanlar- Seyitler (250 ha) sulamaları otomasyon sistemleri ile birlikte işletmeye alınmıştır. Tarımsal suyun verimli kullanımı ile ilgili olarak; Türkiye’de su tasarrufu için yapısal tedbir çalışmaları kapsamında kapalı sistem sulama alanlarında ön yüklemeli sayaç kurulumu, hacim esaslı ücretlendirmenin yaygınlaştırılması, sulama otomasyonu uygulamaları vb. çalışmalar yürütülmektedir. Bu kapsamda DSİ tarafından inşa edilerek işletmeye alınan; 3 bin 333 hektarlık İmamoğlu Sulaması, 250 hektarlık Seyitler Sulaması, 319 hektarlık Bayırköy Sulaması ve 191 hektarlık Hasanbeyler Sulamalarında sulama otomasyonu projeleri uygulamaya alınmıştır. Ayrıca 58 bin 832 adet sayaç, sulama otomasyonunu desteklemek için fiilen kullanılmaktadır.” dedi. Atıksu Arıtımı ve Geri Kazanım DSİ 2011 yılında 6200 sayılı Kuruluş Kanununa eklenen “kullanılmış suları tekrar kazanmak maksadıyla gerekli tesisleri yapmak veya yaptırmak” hükmü ile atıksu alandaki çalışmalarına hız vermiştir. Bu çerçevede hizmete alınan 24 adet evsel atıksu artıma tesisi ile günlük 322 milyon metreküp atıksu arıtılarak tarımsal sulamada kullanılabilecek kalitede hizmete sunulmaktadır. Arıtılmadan tabiata deşarj edildiğinde suyumuzu, toprağımızı ve tabiatı kirleten atıksular, atıksu arıtma tesislerimiz sayesinde su arzını artıran bir kaynağa dönüşmektedir. Bu uygulamanın en yakın ve güzel örneği 14 Mart 2024 tarihinde Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı’nın katılımlarıyla hizmete alınan Afyonkarahisar Evsel Atıksu Arıtma Tesisi Sulaması’dır. Ülkemizin bu alandaki en büyük projesi olan bu tesiste arıtılan günlük 44 bin metreküp su ile 9 bin 50 dekar arazi sulanmaktadır. DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, “Su tasarrufu konusunda ise yaptığı açıklamada Tarım ve Orman Bakanlığı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve diğer kurum ve kuruluşlar tarafından hayata geçirilen su tasarrufuna yönelik tedbirler, vatandaşlarımızın katılımı olmadan bir yönüyle eksik kalmaktadır. Vatandaşlarımız herkes tarafından bilinen; damlatan muslukların onarılması ya da duşta geçirilen sürenin kısaltılması gibi basit ve etkili yöntemlerin dışında aşağıdaki yöntemlerle de önemli miktarda suyun israf edilmesini engelleyebilir. Gıda Tasarrufu Küresel olarak tarımsal ürünler 1/3 oranında israf edilmekte ve çöpe atılmaktadır. Gıda israfını azaltmak, küresel olarak suyun en çok tüketildiği tarım sektöründe talebi azaltarak su kaynaklarımızın korunmasına yardımcı olacaktır. Elektrik Tasarrufu Tarım sektörü gibi enerji sektörü de suya bağımlıdır. Elektrik üretimi %90 oranında su yoğundur. Kullanılmayan elektrikli cihazların ve ışıkların kapatılması elektrik tasarrufunun yanında su israfının da önüne geçecektir.” dedi. Su kaynaklarımızı kirletmeyelim Genel Müdür Mehmet Akif Balta, “Suyu ölçülü ve israf etmeden kullanarak tasarruf sağlayabileceğimiz gibi kaynaklarımızın kirlenmesine mani olarak da aynı sonuca ulaşabiliriz. Evsel atık yağları, son tüketim tarihi geçmiş ilaçları ve kimyasal maddeleri lavabo/tuvaletlere dökmeyerek su kaynaklarımızın korunmasına destek olabiliriz. Yaşam kaynağımız olan su aynı zamanda her türlü mal ve hizmet üretim sürecinin değişmez girdisi konumunda bulunmaktadır. Bu çerçevede tükettiğimiz her ürün değişen miktarlarda su içermektedir. Örneğin bir kot pantolon üretmek için 10 bin litre su harcanmaktadır. Dolayısıyla hayatın her alanında yapacağımız tasarrufla su kaynaklarımızı korumuş oluruz. Ağaç Dikelim Diktiğimiz ağaçlar sayesinde; küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkileri azalacak, daha fazla ve daha temiz suyumuz olacak, taşkın ve sel felaketlerine maruz kalma olasılığımız düşecektir.” şeklinde konuştu.

Sulama sahalarında suyun verimli kullanımı için kartlı sayaç Haber

Sulama sahalarında suyun verimli kullanımı için kartlı sayaç

Konya’nın Seydişehir ilçesi Taraşçı Mahallesi’nde sulama suyunun verimli kullanımı için Taraşçı Göleti sulama sahasındaki 2 bin 200 dekarlık tarım arazisine 62 ön ödemeli kartlı sayaç takılıyor. Taraşçı Mahallesi’ndeki sulama göleti kışın yağmur ve kar yağışlarından gelen sularla dolarken, üretici çiftçiler yazın mahsullerini sulamak için göletten faydalanıyor. Toplamda 2 bin 200 dekar tarım arazisi vahşi sulama yöntemiyle sulanırken, göletteki su yaklaşık 3-4 aylık sürede bitiyor. “Vahşi sulamaya son verilecek” Taraşçı Mahallesi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Dursun Arslan, Taraşçı Göletinin tarım alanlarını sulamak için kullanıldığını söyledi. Göletin yapımına 1992 yılında başlandığını ve 2013 yılından itibaren sulama göleti olarak faaliyete geçtiğini anlatan Arslan, “Göletimizden bugüne kadar tarım arazilerini cazibeli şekilde sulattırıyorduk. Fakat arazilere su yetmediği için sayaç sistemine geçmeye karar verdik. Sayaç sistemiyle buna çözüm bulduğumuzu inanıyoruz. Sayaç sistemi ile damlama sulama sistemine geçilecek. Vahşi sulama sistemine son vereceğiz. Sulama daha verimli hale gelecek. Bu projede bizlere destek olan Konya Devlet Su İşleri Bölge Müdürümüze ve tüm emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. İyi bir projeyi hayata geçirdiğimize inanıyoruz” dedi. “64 adet sayaç takılıyor” Projeden Taraşçı Göleti sulama sahasında 2 bin 200 dekar arazinin faydalanacağını, bölgede sulama maliyetlerinin düşeceğini aktaran Arslan, "64 adet vana takacağız. Montaj işlemlerine başlandı. Vanalar etkin kullanılmaya başlandıktan sonra göletten kullanılan suyu anlık olarak takip edebileceğiz. Vahşi sulama sisteminden dönülecek. Kaçak oranı düşecek. Üretici kullandığı su miktarını daha kolay takip edecek ve israftan kaçınacak. Böylece çiftçimiz kullandığı suyun parasını öderken su tasarrufu sağlanmış olacak. Bu projeye başvurmamızın nedeni ise dünyada görülen kuraklık ile biz de buna önlem almak için sayaç sistemine başvurduk. DSİ tarafından yapılan 3 milyon 500 bin liralık bir projedir. Şu anda 64 adet kartlı sayaç taktırdık. Çalışmalarımız bitmek üzere. Mahallede 2 bin 200 dekar arazide sulu tarım yapılmaktadır. Başta çilek olmak üzere mısır, yonca, kiraz, ceviz bahçeleri önem kazanmaktadır. Göletimizde daha önce vanalarımızı mayıs ayında açtığımızda 3-4 ay ancak gidiyordu. Bundan sonra 6-7 ay suyun gideceğine inanıyoruz. Sayacımız kartlı sistem olacak. Yılbaşında karta ücretini yükleterek yıl boyunca sulamasını sağlıklı şekilde yapacaklar” diye konuştu. Taraşçı Mahallesinde çiftçilik ile uğraşan Mahmut Arslan, “Sebze ve meyve yetiştiriyoruz. Özellikle son yıllarda çilek yetiştiriyoruz. Sulu tarım yapıyoruz. Sulamalarımız daha önce vahşi sulama ile yapılıyordu. Göletin suyundan ancak 3-4 ay istifade ediyorduk. Sayaçların takılması ile birlikte artık 6-7 ay faydalanacağız. Herkes ihtiyacı kadar su kullanacak. Herkesin emeğinin karşılığını alacağına inanıyoruz” diye konuştu.

Mikorizal mantar, fasulye üretiminde su kullanımını yarıya düşürdü Haber

Mikorizal mantar, fasulye üretiminde su kullanımını yarıya düşürdü

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) araştırmalarına göre, 2025 itibarıyla dünya genelinde su kıtlığı riski taşıyan bölgelerdeki toplam nüfus yaklaşık 1 milyar 800 milyon olarak tahmin edilirken, dünya nüfusunun 3'te 2'sinin de su stresi yaşayacağı düşünülüyor. Dünyada en çok su tüketen sektör olan tarımda, kaynakların etkili kullanımını sağlayacak araştırmalar suyun sürdürülebilirliği açısından önem taşıyor. Bu alanda yürütülen çalışmalardan birine imza atan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Fitopatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semra Demir, Türkiye'de bir ilk olarak nitelendirdiği, kısıtlı sulama koşullarında absisik asit ve mikorizal mantar uygulamalarının fasulyede kömür çürüklüğü hastalığı ile bazı verim unsurlarına etkisine dair araştırmasının detaylarını AA muhabiriyle paylaştı. Demir, 2017'de başlayıp 2022'nin Ekim ayında tamamladığı araştırma sürecinde, mikorizal mantarla en uyumlu fasulye çeşidinde 3 farklı sulama aralığı uyguladıklarını belirterek, "Normalde kullanılan suyun yüzde 75'ini, yüzde 50'sini ve yüzde 25'ini verdik. Tabii yüzde 25, bizim sonuç beklemediğimiz bir aralıktı. Bu neredeyse hiç su vermemişsiniz gibi ama yüzde 50, kullandığınız suyun yarısı demektir. En iyi sonucu da orada gördük. Fasulye yetiştirirken kullandığınız suyun yarısını bu mantarla beraber verdiğiniz zaman fasulyenin gelişimi ve verimi, normal su vermişsiniz gibi etkilendi. Hatta normalden daha yüksek verim elde ettik." diye konuştu. Mikorizal mantarın su yönetiminde önemli bir aktör olduğunu vurgulayan Demir, tarla koşullarında, fasulyede bitki başına verilen su miktarı 350-400 mililitreyken mikorizal mantar kullanıldığında bu miktarın 150 ya da 200 mililitreye düştüğü bilgisini paylaştı. "Mantar, toprağın derinliklerindeki suyu alıp bitkiye ulaştırıyor" Demir, daha az su kullanarak maksimum faydanın nasıl sağlandığını şu sözlerle anlattı: "Bitkinin alabileceği su, köklerin geliştiği yer kadardır. Kökünün alabileceği noktaya kadar suyu alır ama mantar bitkiyle ortak yaşama girdiği zaman o iplikçikleriyle toprağın daha derinlerine gidiyor. Toprağın daha derinliklerindeki suyu alıp bitkiye getiriyor. Yani toprakta var olan ama bitkinin alamayacağı suyu alıp bitkiye veriyor. Aslında mantar bitkiye; 'Suyu daha verimli ve etkili kullanmanı sağlayacağım çünkü artık su herkese yetmeyecek.' diyor. Dünyada su kaynakları maalesef fazla değil. Yetersiz ve azalıyor. Bizim amacımız eğer ekstra su kaynağı da bulamıyorsak var olan suyu etkili kullanmak ve bizim şu anda tek dayanağımız toprak." Mikorizal mantar gibi mikroorganizmaların, aşırı kimyasal kullanımının bitkide neden olduğu stresi de engelleyebildiğini, en önemli etkilerinden birinin ise bitkiyi kök hastalıklara karşı koruması olduğunu kaydeden Demir, mantarın, bitkinin topraktan alamayacağı formdaki besin elementlerini bitkiye ulaştırdığına dikkati çekti. Demir, şöyle devam etti: "Örneğin fosfor. Fosfor topraklarımızda yeterince var ancak bitkinin alamayacağı formda bulunuyor. Mikorizal mantar salgıladığı bazı enzimlerle fosforu çözüp bitkiye veriyor. Bu anlamda bizim simbiyotik dediğimiz, tamamen ortak yaşama bağlı çok güzel bir ilişkileri var ve mantar bitkide hastalık meydana getirmiyor." "Su cimrisi olmamız gerekiyor" Tarımda su kullanımını azaltmak ve kaynakların en etkili şekilde kullanılmasını sağlamak için mikorizal mantar gibi yardımcı aktörlerin kullanımının yaygınlaşmasının önemine değinen Demir, sözlerini "Bizim su cimrisi olmamız gerekiyor. Biz madem su fakiriyi o zaman suda da cimrilik yapmak zorundayız." diyerek tamamladı.

Ulusal su verimliliği için yol haritası hazır Haber

Ulusal su verimliliği için yol haritası hazır

İklim değişikliğine uyum çerçevesinde, sürdürülebilir refahın temini, sağlıklı ve kaliteli yaşam standartlarının korunması amacıyla hazırlanan ve su kaynaklarının korunmasında bütün paydaşlar için rehber niteliği taşıyan Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2023-2033) hayata geçirildi. Su verimliliği ve Gediz Havzası'nın korunması için eylem planları hazırlandı Ulusal Su Verimliliği Seferberliği kapsamında hazırlanan, Türkiye'de faaliyet gösteren tüm sektör ve paydaşlar için su verimliliği konusunda yol haritası niteliği taşıyan Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2023-2033) konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, Resmi Gazete'de yayımlandı. Tarım ve Orman Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, planının hazırlık sürecinde paydaşların sürece aktif katılımı ve kapsayıcılık ön planda tutuldu. Hazırlanan belgede "Kentsel Su Kullanım Verimliliği", "Tarımsal Su Kullanım Verimliliği", "Endüstriyel Su Kullanım Verimliliği" ve "Bütün Sektörleri Etkileyen Su Kullanım Verimliliği" olmak üzere 4 ana eksen üzerinden su verimliliği hedefleri, stratejileri ve eylemleri tanımlandı. Hazırlanan belgede 4 temel amaç, 9 ulusal hedef, 49 öncelikli eylem yer alıyor. Belgenin bileşeni olarak hazırlanan eylem planları ise 2023-2033 yıllarını kapsayan dönemde hayata geçirilecek tedbirleri içeriyor. Strateji belgesinde kentsel, tarımsal, endüstriyel su kullanım verimliliğinin iyileştirilmesi ve alternatif su kaynaklarının yaygınlaştırılması (kullanılmış suların yeniden kullanımı, gri su kullanımı, yağmur suyu hasadı), su ayak izinin azaltılması, suyun uygun fiyatlandırılması, kurumsal kapasitenin geliştirilmesi, işbirliği, eğitim ve farkındalık çalışmaları öne çıkan konu başlıkları arasında yer alıyor. Belgede öncelikli hedefler arasında ise şunlar bulunuyor: - Yerel idarelerde su verimliliğinin artırılmasıyla bütün belediyelerde su kayıp oranının 2033'e kadar yüzde 25, 2040'a kadar yüzde 10 seviyesine düşürülmesi, - Hanelerde ve bireysel su kullanımında verimliliğin artırılmasıyla kişi başı günlük ortalama su tüketiminin 2030'a kadar 120 litre, 2050'ye kadar 100 litreye düşürülmesi, - Tarımsal su kullanım verimliliğini artıran uygulamaların yaygınlaştırılmasıyla sulama randımanının 2030'a kadar yüzde 60, 2050'a kadar yüzde 65 seviyesine yükseltilmesi, - Sanayide temiz üretim tekniklerinin ve su verimliliği tedbirlerinin uygulanmasıyla yüzde 50'ye varan oranlarda su kazanımı sağlanması. Hazırlanan belgede, gelecek yüzyıl için suyun tüm sektörlerde ve bütün paydaşlar tarafından verimli kullanılmasına yönelik stratejiler ve eylemlerle sorumluluk yüklenecek ve işbirliği yapılacak kurum ve kuruluşlar belirlendi. Ayrıca belgede su verimliliği konusunda ulusal hedefler ve o hedeflerin sağlanabilmesi için gerekli aksiyonlar, suyu verimli kullanma yöntemleri, alternatif yani geleneksel olmayan su kaynaklarının yaygınlaştırılması, kullanılmış suların yeniden kullanılması, yağmur suyu hasadı, gri suların kullanımı, geri kazanım, suyu uygun ve verimli kullanmayı teşvik edecek şekilde fiyatlandırılması, su ayak izi konusunda farkındalık oluşturulması ve ayak izinin sürdürülebilir seviyelere çekilmesi, yasal, idari ve teknik anlamda kapasite geliştirilmesi, eğitim, farkındalık, ortak akıl ve işbirliği çalışmalarına ilişkin hususlara yer verildi. Plan bir rehber niteliği taşıyor Akdeniz iklim kuşağında yer alan Türkiye, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında kabul ediliyor. Ülke havzalarındaki su varlığının iklim değişikliğine bağlı olarak gelecekte nasıl etkileneceğine ilişkin projeksiyonlar su kaynaklarının gelecek yüzyıl içerisinde yüzde 30'a varan oranlarda azalabileceğini gösteriyor. Artan nüfus, kentleşme, sanayi ve tarım faaliyetleriyle birlikte su talebi de doğru orantılı olarak artış gösteriyor. Dolayısıyla kentsel, tarımsal, endüstriyel alanlar başta olmak üzere bütün sektörlerde su kullanımında verimliliğin artırılması için yol haritası geliştirmek zorunluluk haline geliyor. Bu kapsamda, suyun sektörler arası ortak kullanılan bir kaynak olması nedeniyle her bir sektör için kaynak verimliliğine yönelik stratejiler su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi açısından büyük önem taşıyor. Sürdürülebilir refahın temini, sağlıklı ve kaliteli yaşam standartlarının korunması maksadıyla hazırlanan çalışma su kaynaklarının korunmasında bütün paydaşlar için rehber niteliği taşıyor. Su verimliliği internet sitesi kurulmuştu Türkiye'de değişen iklime uyum sağlanması, su kaynaklarının kalite ve miktar açısından korunması ve sürdürülebilir yönetiminin sağlanmasına ilişkin çözüm yollarının ve kaydedilen gelişmelerin katılımcı ve çok paydaşlı şekilde değerlendirilmesi için harekete geçildi. Bu konuda strateji eylem planlarının oluşturularak uygulanması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda Ulusal Su Verimliliği Seferberliği başlatılmıştı. Seferberlik kapsamında, 31 Ocak 2023 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Su Verimliliği Seferberliği Tanıtım Toplantısı düzenlenerek, su verimliliği konusunda, ulusal ölçekte harekete geçilmesi için uygulanacak stratejiler kamuoyuna duyurulmuştu. Su verimliliği seferberliği ile ilgili farkındalığın artırılması amacıyla hazırlanan suverimliligi.gov.tr internet sitesi de hizmete sunulmuştu. Seferberlik kapsamında gerçekleştirilen etkinliklere, hazırlanan dokümanlara ve diğer bilgilere internet sitesi üzerinden ulaşılabiliyor. Kaynak: Anadolu Ajansı

Tarımda su kullanımının azaltılması için tasarruf önerileri Haber

Tarımda su kullanımının azaltılması için tasarruf önerileri

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ersoy Yıldırım, tarımda su tasarrufu için kanal şebekesi bulunan yerlerde yağmurlama ve damla sulama uygulamalarının hızlandırılması gerektiğini söyledi. Tarımsal kuraklık ve alınması gereken önlemler konusunda AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Meteorolojik Kuraklık Haritası'nda son 3 aylık döneme bakıldığında Türkiye'deki birçok bölgede kuraklık yaşandığını belirtti. Yıldırım, "Bu dönemdeki kuraklık özellikle Marmara Bölgesi'nde Tekirdağ'ın güneyi ve Çanakkale'nin kuzey kesimlerinde, Eskişehir'den başlayarak Afyonkarahisar, Ankara, Kırıkkale, Konya, Karaman, Mersin, Adana, Kahramanmaraş, Adıyaman, Diyarbakır ve Mardin illerine kadar devam eden geniş bir alanda etkisini gösteriyor." diye konuştu. Özellikle İstanbul, Yalova, Bursa, Çanakkale, Manisa ve İzmir'in batı kısmında yağışların, geçmiş yıllar ortalamasının yüzde 60'lara varan oranda altında kaldığına, İstanbul ve Bursa'nın son 40 yıldaki en düşük yağışı aldığına dikkati çeken Yıldırım, azalan yağışların tarımsal üretimi olumsuz etkilediğini vurguladı. "Koşullar bu, buna adapte olmak zorundayız" Prof. Dr. Yıldırım, hububatın bu dönemde gerekli yağışı alamadığını dile getirerek, şunları söyledi: "Diğer taraftan bu saydığım illere ilave olarak İç Anadolu'da Eskişehir, Afyonkarahisar ve Kırıkkale'de de yağışlarda yüksek oranlarda düşüş var. Hububat tarımının yoğun olduğu Kırıkkale, ülkemizin bu sonbahardaki en kurak ili oldu. Tek temennim, bahar yağışlarının gelmesi. En azından hububatımızı kurtarabilmeliyiz çünkü Türkiye'nin yıllık yaklaşık 20 milyon tona yakın hububat üretimi var. Bunu yaparsak bizden iyisi yok diyorum. Koşullar bu, buna adapte olmak zorundayız. Sadece konuşarak, iklim değişikliğine bağlayarak çözemeyiz. Birçok yeni arayışlara girmemiz, yöresel tedbirleri de almamız gerekiyor." Türkiye'nin sahip olduğu 112 milyar metreküp suyun 36,43 milyar metreküpünün tarımda kullanıldığı bilgisini paylaşan Yıldırım, tarım sektöründe önemli olanın birim suya karşı ne kadar ürün alındığı olduğunu aktardı. İspanya ve İsrail'de belirlenenden fazla su kullanan çiftçilere yaptırım Su Yönetimi Genel Müdürlüğünün hazırladığı havza bazında kuraklık yönetim planlarının dikkate alınması durumunda gelecekte daha şiddetli şekilde yaşanabilecek kuraklık probleminin önlenebileceğini ifade eden Yıldırım, tarımda su tasarrufuna ilişkin şu önerilerde bulundu: "Birincisi, toprak suyunun korunması ana hedeftir. Su hasadı tekniklerini konuşuyoruz ama pratiğe az aktardığımızı düşünüyorum. Suyu yerinde tutmalıyız ve o kök bölgesindeki eksikliğe göre su hasadı tekniklerini uygulamalıyız. İkincisi, dünyada toprak işlemeyi azaltma yönünde bir trend var. Anıza doğrudan ekim ve sıfır toprak işleme bunlardan bazılarıdır. Amaç toprağı işleyerek toprak neminin atmosfere kaçmasını azaltmaktır. Bir diğer husus, yeraltı sulamalarında kuyular ruhsatlıdır, ruhsatsızdır tartışmasını bir yana bırakarak mevcut kuyulardan en az su çekimini sağlayacak bilinçlendirme çalışmalarına destek olmalıyız. İspanya'da, Almeria bölgesinde hektarda yılda 5 bin metreküp su kullanma sınırı bulunuyor hatta geçen yıl onu bazı bölgelerde daha da az tuttular. Çiftçi eğer suyu daha fazla kullanırsa cezalandırılıyor, tarımsal destekleri kesiliyor. İsrail'e baktığımızda her ay haftalık olarak hangi bitkiye ne kadar su verileceğine dair geçmiş iklim verilerinden bir cetvel hazırlanmış, onun üstüne çıkarsa çiftçiye yaptırımlar var. Biz şu an için bir yaptırım koşuluna sahip değiliz. En büyük yaptırım; elektrik fiyatlarındaki artış. Bu artış sulama sürelerini kısaltmıştır. Çoğu bölgede az enerji bedeli ödeyenler az su kullanmıştır." "Kaynakların doğru kullanılması için ortak çalışılmalı" Kaynakların doğru kullanılması için akademisyen, sulama mühendisleri ve üreticilerin ortak çalışması gerektiğine değinen Yıldırım, "Sistemleri tecrübeli konu uzmanlarına kurdurmak, doğru şekilde işletilmesi için reçeteyi de çiftçiye sunmak, başlangıç aşamasında da onların karşılaştıkları sorunları çözmek için doğru önerileri getirmekten başka çaremiz yok ama hepsinin ötesinde eğer tarımda su tasarrufu yapmak istiyorsak, ülkesel hedef olarak kanal şebekesi bulunan yerlerde yağmurlama ve damla sulama uygulamalarını hızlandırmalıyız." diye konuştu. Prof. Dr. Yusuf Ersoy Yıldırım, DSİ tarafından inşa edilerek işletmeye açılan sulama tesislerinde yüzde 23 yağmurlama ve yüzde 17 damla sulama yöntemi kullanıldığını, bu alanların yüzde 60'ında hala yüzey sulama yapıldığını bildirdi. Değişen iklim şartları ve yağış rejimi nedeniyle ekonomik su verimliliği, su kullanım verimliliği ve etkinliği gibi kavramların öneminin her geçen gün artacağı görüşünü paylaşan Yıldırım, arazi toplulaştırma çalışmalarının da sulama suyunda tasarruf sağlayacağının altını çizdi. "Her ürüne ve yetiştirildiği bölgeye özel sulama programları yapılmalı" Çok su kullanmanın çok ürün getireceği yönündeki algının değişmesi gerektiğini kaydeden Yıldırım, "Ürüne ihtiyaç duyduğundan fazla su verip bitkinin kökü suya boğulduğunda, sanılanın aksine verimde düşüş yaşanacaktır. Dolayısıyla bitkiye, ihtiyaç duyduğu zaman, ihtiyaç duyduğu miktarda su vererek hem su tasarrufu yapılabilir hem de bitkinin rahat büyümesi sağlanabilir." sözlerini sarf etti. Alan bazlı sulamalarda çiftçiden dekar başına su kullanım hizmet bedeli alındığını ve bu sistemin çiftçinin suyu gereğinden fazla kullanmasına neden olabildiğini anlatan Yıldırım, şunları aktardı: "Çiftçi, 'Ben ücretini ödedim, istediğim kadar kullanırım.' yaklaşımında olabiliyor. Siz bedelini ödeseniz bile fazla su kullanmakla, su kaynaklarını doğru kullanmıyorsunuz demektir. Tamam bu bedeli ödüyorsunuz ama bitkiye ihtiyaç duyulandan fazla su vermeniz doğru değil. Üzücü bir rakam da vermek isterim; DSİ sorumluluğunda olan şebekelerde 2021'de hektarda ortalama 9 bin 500 metreküp su kullanılmış. Bu, dünyada 5 bin metreküpü geçmez. Bunun bedelini ödesek bile tamamen hakkımız olmadığını belirtmek isterim." Her ürüne ve yetiştirildiği bölgeye özel sulama programları yapılması gerektiğinden bahseden Yıldırım, "Tarımın sürdürülebilirliği için girdilerin ucuzlaması, çok yönlü enerji ihtiyacını karşılayacak modeller üzerine daha çok çalışılması ve aşırı su tüketimlerini önleyecek teşvik mekanizmalarının artırılması gerekiyor." diyerek konuşmasını tamamladı. Kaynak: Anadolu Ajansı

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.