Tarımsal Inovasyon Haberleri - Son Dakika Tarımsal Inovasyon Haber Güncel Gelişmeler

Coğrafi Bilgi Sistemi Portalı Uygulamaları Toplantısı düzenlendi

Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü İncir toplantı salonunda Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) Portalı Uygulamaları hakkında bilgilendirme ve yapılan çalışmaları değerlendirme toplantısı düzenledi. Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından CBS portalının kullanımının yaygınlaştırılması ve tarım parselleri verisinin daha etkin bir şekilde oluşturulması hedeflendiği toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda, ilçe müdürlüklerinde görevli konu sorumlusu teknik personellere, İl CBS Sorumlusu tarafından CBS modülündeki uygulamalardan yararlanarak tarım parselleri verisinin oluşturulması hakkında uygulamalı bir sunum gerçekleştirildi. Toplantı sırasında, mevcut sistemde görülen eksiklikler ve yapılması talep edilen yenilikler de tespit edilerek değerlendirmeye alındı. Toplantıya, Aydın İl Tarım ve Orman Müdür Yardımcısı Yılmaz Bozkır, Tarımsal Altyapı ve Arazi Değerlendirme Şube Müdürü ve İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinin teknik personelleri katıldı. Katılımcılar, CBS uygulamaları ile ilgili bilgi ve deneyimlerini paylaşarak, sistemin geliştirilmesine yönelik görüş ve önerilerini sundu.

Tarımda teknoloji kullanımı verimliliği arttırıyor

Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, tarımdaki teknolojik yeniliklerin tarımsal üretimin verimliliğini ve kalitesini artırdığını daha fazla verim elde etmeye yardımcı olduğunu söyledi. Teknolojik gelişmelerin, tarım üreticilerine büyük bir avantaj sağladığına dikkat çeken Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “İnsanlığın varoluşundan beri önemli bir rol oynayan tarım sektörü, son yıllarda, teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte dönüşüme uğramaktadır. Tarımsal üretimdeki bu değişimler, sektörde pek çok farklı etki oluşturmuştur. Tarımda teknoloji kullanımının ilk ve belki de en önemli etkisi, üretim süreçlerinin daha verimli hale gelmesidir. Özellikle otomatik sulama sistemlerinin yaygınlaşması, tarım alanlarının su kaynaklarından maksimum verim almasını, su kaynaklarının verimli kullanılması sağlamaktadır. Bunun yanı sıra, otomatik gübreleme ve ilaçlama sistemleri de üretim süreçlerinde büyük kolaylık sağlayarak, ürün kalitesini ve verimliliğini arttırmaktadır’’ dedi. Tarımda kullanılan yeni teknolojilerin tarım üreticilerine daha fazla bilgi ve analiz imkanı sunduğuna da değinen Doğan, “Sensör teknolojileriyle donatılmış tarım ekipmanları sayesinde toprak verimliliği, bitki büyümesi, su seviyeleri ve hava şartları gibi veriler daha çabuk ve hassas bir şekilde takip edilebilmektedir. Bu da çiftçilerin daha doğru kararlar almasına yardımcı olmaktadır’’ şeklinde konuştu. Tarımda teknoloji kullanımının getirdiği avantajlarla birlikte, küçük ölçekli çiftçiler için, yüksek maliyetlerin zorlayıcı olacağına dikkat çeken Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan, “Tarımda teknoloji kullanımı hem üretim süreçlerinde verimliliği artırırken hem de tarım üreticilerine daha fazla bilgi, analiz ve iş gücü tasarrufu imkanı sunmaktadır. Ancak, bu teknolojik gelişmelerin bütün çiftçiler tarafından benimsenmesi ve yaygınlaşması için Tarım Bakanlığımızdan, finansal destek ve teşvik verilmesini bekliyoruz. Tarımda teknoloji kullanımının getireceği bu değişiklikler, gelecekteki tarımsal ihtiyaçlara daha iyi cevap verebilmek adına önemlidir’’ diye konuştu.

Teknoloji kullanımı tarımda verimlilik ve kaliteyi artırıyor

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Anadolu Ajansının (AA) 8'inci kez global iletişim ortağı olduğu, T3 Vakfı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yürütücülüğünde gerçekleştirilen, Etimesgut Havaalanı'ndaki TEKNOFEST'te, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. Tarımda verimliliği, kaliteyi, sürdürülebilirliği, kayıtlılığı ve tarımsal yatırımları önceleyen bir vizyonu anlatmaya devam ettiklerine dikkati çeken Yumaklı, şu ifadeleri kullandı: "Bunun en önemli unsurlarından bir tanesi teknoloji. Elbette hayatınızın her aşamasında teknolojiyi kullanırsınız, kullanmanız gerekir ama eğer bir üretim yapıyorsanız teknolojiye çok daha fazla ihtiyacınız vardır. Bilgi toplamaktan bunları kayıt altına almaktan, daha sonra tarımsal üretimin farklı safhalarında, belki de insan gücünün ve emeğinin yetmeyeceği hususlarda teknolojiyi kullanabilirsiniz. Verimliliği ve kaliteyi artırmak adına mutlak suretle teknolojik gelişmeleri üretimin her safhasına monte etmeniz gerekiyor." Yumaklı, tarım sektöründe, dikey ve topraksız tarım ve sulama alanlarındaki teknolojilerin ilgi çektiğini belirterek, bu alanlarda teknoloji kullanımının verimliliği ve kaliteyi artırdığını anlattı. "İklim değişikliğiyle mücadele ederken üretiminizi de artırmalısınız" Dünyadaki tarım teknolojisi gelişmelerini yakından takip ettiklerini dile getiren Yumaklı, Türkiye'de geliştirilen tarım teknolojilerini de desteklediklerini ve bunların üst düzeye çıkması için teşvik ettiklerini kaydetti. Yumaklı, tarımda teknoloji kullanımının her sektörde olduğu gibi artmaya devam edeceğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu: "Hayatımıza önceki dönemlerden çok fazla giren bazı unsurlar var. İklim değişikliği bunların başında geliyor. Siz iklim değişikliğiyle mücadele ederken aynı zamanda üretiminizi de artırmak ve artırdığınız üretimin hem verimli hem kaliteli olmasını sağlamak durumundasınız. Dolayısıyla bütün bunların etkilerinden arınıp aynı zamanda da üretimi artıracak hususları sadece teknolojiyi kullanarak ve önceleyerek, bunu üretimin her safhasına monte ederek yapabilirsiniz." Orman yangınlarıyla mücadelede üst düzey teknoloji kullanılıyor Son dönemlerde gündemde olan orman yangınlarıyla mücadelede Bakanlık olarak yüksek teknoloji kullandıklarını anlatan Yumaklı, "Bizim son yıllardaki başarımızın altında yatan temel etken, teknolojiyi bu yangınlarla mücadeleye katmış olmamız. Özellikle insansız hava araçları, yangın söndürme ekipmanları, hava ve kara araçlarında teknolojiyi üst düzeyde kullanıyoruz." diye konuştu.

Tarımda verimi artıracak mikrobiyal gübre geliştirildi

Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde, GTÜ Akıllı Tarım Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü iş birliğinde kimyasal gübreye alternatif mikrobiyal gübre üretimi için 2 proje hazırlandı. Akademisyenler, 2019 ve 2022 yıllarında hazırlanan projeler kapsamında, toprağa ve bitkiye faydalı mikroorganizmalardan mikrobiyal gübre üretimi için çalışma yürüttü. Sakarya Büyükşehir Belediyesinin yürütücülüğünde, Doğu Marmara Kalkınma Ajansının desteklediği projeyle geliştirilen mikrobiyal gübrenin deneme mahsulleri alındı. Farklı bakterilerin domates üzerinde olumlu etkileri olduğunu gözlemleyen akademisyenler, çıkan mahsulün büyüklük ve ağırlık olarak sağlıklı yetiştiğini raporladı. TÜBİTAK destekli Bingöl ve Sabancı üniversiteleri ortaklığında hayata geçirilen proje kapsamında ise mikrobiyal gübrenin kullanıldığı buğdayda sararmaya rastlanmazken, ürün gelişiminin daha iyi olduğu gözlemlendi. İlerleyen yıllarda tarımda, mikrobiyal gübre kullanımıyla yurt dışından yüksek maliyetle ithal edilen ve çevreye bazı zararları olan kimyasal gübre kullanımının azaltılması hedefleniyor. - "Üretim maliyeti azalacaktır" GTÜ Akıllı Tarım Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yelda Özden Çiftçi, AA muhabirine, mikrobiyal gübreyle ilgili iki ayrı proje üzerinde çalışmalarına devam ettiklerini söyledi. Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölüm Başkanı da olan Çiftçi, mikrobiyal gübreyi ürünler üzerinde denediklerini aktararak, "Sonuçlarımızı topraklı seramızda aldık. Yakında topraksız koşullarda da deneyeceğiz. Topraklı koşulda verimin iki kat arttığını gördük. Meyve büyüklüğü ve ağırlığının da arttığını gözlemledik." diye konuştu. Çiftçi, mikrobiyal gübrenin sera ortamında buğday üretiminde de denendiğini, bitki gelişiminin olumlu yönde ilerlediğini gözlemlediklerini anlatarak, şöyle devam etti: "Burada ülkemizin farklı alanlarında buğday yetişen yerlerinden mikrobiyal gübre oluşturacak şekilde bakterilerimizi izole ettik. Bizim toprağımızın tuzluluğuna alışık bakteriler. Bunlar arasından bitkiye veya insan sağlığına zararları var mı diye bakarak yeni bir bileşen oluşturduk. Bu da buğdaya özgü oldu. Şu anda ön çalışmalarını sera koşullarında deniyoruz. Yeni ekim gerçekleştirdik, 2 ay oldu ama buradaki örneklerimizde gördüğümüz gibi mikrobiyal gübreyle desteklenen üründe sararmaların daha az olduğu ve bitkilerin gelişiminin de daha iyi olduğunu görüyoruz." İlerleyen yıllarda kimyasal gübre kullanımının mikrobiyal gübre sayesinde azaltılmasının hedeflendiğini belirten Çiftçi, "Üretim maliyeti azalacaktır. Üretim maliyetini en fazla etkileyen yurt dışından ithal ettiğimiz kimyasal gübreler. Bizim birinci amacımız; yurt dışından gelen kimyasal gübrelerin azaltılması. Tamamen ortadan kaldırmak şu anlık mümkün değil ama mümkün olduğu kadar azaltmamız gerekiyor. Tamamen kaldıramamamızın sebebi; özellikle topraksız tarımda besleyici unsur olması için kullanmamız gerekiyor. Ne kadar az kullanırsak o kadar iyi. Topraksız tarımda kaldıramayız belki ama topraklı tarımda ciddi derecede azalacağını düşünüyoruz." ifadelerini kullandı. - "Kimyasal gübre kullanımını ciddi halde azaltacağı kanaatindeyiz" Akıllı Tarım Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mine Gülşeker de "özel" bakterileri bir araya getirerek mikrobiyal gübre elde ettiklerini kaydetti. Gülşeker, mikrobiyal gübrenin, bitkilere faydalı mikroorganizma topluluğu olduğunu dile getirerek, "Bunları bitkiler üzerinde deniyoruz ve çoğaltarak gübre haline getiriyoruz, yeniden bitki üzerinde denemelerimizi yapıyoruz." dedi. Mikroorganizmaların bitkilerin faydalı bileşenleri kullanabilmesi için aracı görevi gördüğünü aktaran Gülşeker, "Bu nedenle de kimyasal gübre kullanımını ciddi halde azaltacağı kanaatindeyiz. Bitkilere kimyasal gübre vermiş olmanız veya oradaki organik bileşenleri vermeniz, bitkinin kullanacağı anlamına da gelmiyor. Mikroorganizmalar, onları kolaylaştırabilecek hale getirerek bitkilerin işlerini kolaylaştırıyor ciddi birer aracı olarak. 'Son zamanların yükselen yıldızı' diyebiliriz mikrobiyal gübreler için." diye konuştu.

Erzurumlu çiftçiler tasarruf için ilaçlamayı dronla yapıyor

Horasan ilçesinde 15 yıldır çiftçilik yapan Yavuz Yer, AA muhabirine, bu yıl ilk kez zirai dron ile ilaçlama yaptırdıklarını söyledi. Buğday tarlasında yetişen yabani otları dron yardımıyla ilaçlayıp yok ettiklerini belirten Yer, şöyle konuştu: "Önceden 100 dekar alanı bir günde ilaçlayabiliyorduk. 4 ton su kullanmamız gerekirken bir günlük işi 100 litre suyla ve 2 saatte bitirdik. Ayrıca tarlamızda traktör kullanımına bağlı olarak herhangi bir lastik izi ve ürün kaybı yaşanmadı. Böylelikle hem zamandan hem yakıttan tasarruf ettik. Traktör ile harcayacağımız mazot, işçilik, kullanılan ilaç ve su miktarı ile zamandan ciddi tasarruf sağladık. Bundan sonra tercihim dron ile ilaçlama olacak." "Hızla yaygınlaşmasını öngörüyoruz" İlçe Tarım ve Orman Müdürü Sinan Ayhan da zirai hava aracıyla ilaçlamanın, maliyetleri düşürerek verimliliği artırdığını kaydetti. İlçede 5 bin 100 çiftçinin 540 bin dekar alanda tarımsal üretim yaptığını anlatan Ayhan, "Bölgemizde üretilen ürünler, çoğunlukla hububat olduğu için zirai ilaçlamaya yüksek oranda ihtiyaç duyuluyor. İlerleyen yıllarda Zirai İnsansız Hava Aracı kullanımının hızla yaygınlaşmasını öngörüyoruz." diye konuştu. Zirai dron pilotu Yusuf Cem Turan da Erzurum'da insansız hava aracıyla ilaçlama ve gübreleme çalışması yaptıklarına değinerek, "Dönüme atılması gereken etken miktarını, dronlarımız ile bitkinin üstüne düşürmekteyiz. Dron sayesinde yüzde 95 daha az su kullanıyoruz ve ilaçlarda yüzde 30 tasarruf sağlayabiliyoruz." ifadelerini kullandı.

Şırnaklı çiftçiler ZİHA ile yapılan ilaçlamayla tasarruf sağlıyor

İdil ilçesi Kurtuluş köyündeki çiftçilerden Mehmet Nuri Genç, AA muhabirine, kiraladıkları ZİHA ile buğday ekili alanlarda süneyle mücadele çalışması kapsamında ilaçlama yaptıklarını söyledi. Daha önce ilaçlama ve gübreleme işini traktörlerin arkasına bağlanan makineyle yaptıklarını belirten Genç, "Makineyle yapılan bir ilaçlamada araç lastiklerinden dolayı, yapılan hesaplamada 100 dönümde 3 dönüm kayboluyor, tekerleklerin üzerinden geçtiği ekin ölüyor." dedi. ZİHA'nın çiftçiye birçok avantaj sağladığını anlatan Genç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Traktörle bir günde 300 dönümde ilaçlama yapılırken, ZİHA ile 1000 dönüme kadar çıkabiliyor. Arazi sulu olduğunda traktör giremiyor ve bir hafta beklemek zorunda kalıyoruz. Bu durumda dronlu ilaçlamanın faydası çok büyük. Sulu da olsa kuru da olsa dronlu ilaçlama yapılabiliyor. Teknolojinin nimetlerinden faydalanmak istiyoruz. Bunun bölgemizde yaygınlaşması çiftçileri çok rahatlatacaktır. Devletimizin bunu teşvik etmesi lazım. Dron operatörü yetiştirmek için kurs açılması gerektiğine inanıyoruz. Allah'a şükür, devletimizin sağladığı huzur ve güven ortamı sayesinde her türlü tarımı yapabiliyor, teknolojik imkanları kullanabiliyoruz." Genç, gelecek yıl köydeki çiftçilerle ortak bir ZİHA almayı planladıklarını dile getirdi. ZİHA pilotu Süleyman Özay da 30 litre kapasiteli ZİHA ile 1 saatte 200 dönümü ilaçlama imkanı olduğunu, traktörde bu ilaçlamanın 4 saati bulduğunu bildirdi. "ZİHA ile ilaçlamada yüzde 25-30 tasarruf oluyor." diyen Özay, çiftçilerin bu teknolojik nimetten faydalanması gerektiğini söyledi. 15 personele ZİHA eğitimi verildi Şırnak İl Tarım ve Orman Müdürü Selman Demirel ise farklı alanlarda yararlanılan insansız hava araçlarının, Türkiye'de son yıllarda tarımda parsel, ürün tespiti ve sayımı, alanların ölçümü ve ürünlerin ilaçlamasında kullanıldığını belirtti. İnsansız hava araçlarının ilaçlamada kullanımıyla iş gücünde ve enerjide tasarruf sağlandığını anlatan Demirel, şunları kaydetti: "Ayrıca tarım araçlarıyla uygulama yapılamayacak derecede engebeli alanların da ilaçlamasını sağlıyor. Bakanlığımız, tarımsal alandaki teknolojileri yakından takip ederek, üreticilerimizin yararlanması adına bu teknolojilere hibe desteği sağlıyor. Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında da dron alımlarına yüzde 50 hibe desteği veriliyor. Müdürlüğümüzce 15 personelimize sertifikalı ZİHA eğitimi verildi. İhtiyaç halinde göreve hazır şekilde bekletiliyor."

Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nden yeni buğday çeşitleri

Ekmeklik ve makarnalık buğday, pamuk, soya, ayçiçeği, yer fıstığı, nohut, bezelye, fiğ, arı otu, yonca, yer bademi, mısır ve arpa bitkilerinin çeşit geliştirme çalışmaları yapılan enstitüde son olarak ekmeklik buğdayda "Dinçer01", "Ahsen" ile makarnalık buğdayda "Barkın" çeşitleri, arpada da "Kınalı01" ve "Balım01" çeşitleri geliştirildi. Emsallerine göre verim, hastalık, yağış ve kuraklığa dayanıklılıkla su ve gübreye karşı daha olumlu davranış göstermesiyle öne çıkan çeşitler, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezince tescillenerek Türk çiftçisinin hizmetine sunuldu. Enstitü müdürü Abdullah Çil, AA muhabirine, Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne bağlı ülkedeki 49 araştırma enstitüsünden biri olarak geçmişlerinin 1924 yılına kadar uzandığını söyledi. Enstitü bünyesinde geliştirilen tescilli çeşit sayısının buğdayda 23'e, arpada 7'ye ulaştığını ifade eden Çil, "Bölgenin, ülkenin, dünyanın değişen konjonktürüne uygun çeşitlerin geliştirilmesi ve onun Türk tarımına kazandırılması önem arz etmektedir. Bu nedenle yeni çeşitler geliştiriyoruz." dedi. "Geliştirdiğimiz çeşitler kavanozda kalmıyor" Çil, enstitü tarafından geliştirilen çeşitlerin kullanım oranının yörede yüzde 80'ne, ülke genelinde ise yüzde 10'a ulaştığını belirtti. Enstitü olarak özel sektör işbirliğine özel önem verdiklerini ve bu yönde bir politika sürdürdüklerinin aktaran Çil, şöyle devam etti: "Müşteri bazlı işler yapmak adına çalışıyoruz. O yüzden bizim geliştirdiğimiz çeşitlerin büyük bir kısmının tamamen müşterisi hazır. Hedef kitleye ulaşmakta sorun pek yaşanmıyor. Bu da bizim enstitü olarak Türkiye'de daha öne çıkmamızı ve bu bölgede daha etkili olmamızı sağlıyor. Bu politikamızı devam ettirmekteyiz. Şu anda yaklaşık 85 firma yurt içi ve yurt dışında bizim geliştirdiğimiz çeşitleri satıyor. Ayrıca 20 firma ile çeşit geliştirme programı yürütmekteyiz. Böylece geliştirdiğimiz çeşitler kavanozda kalmıyor. Bu çeşitleri direkt özel sektöre ve oradan da çiftçilerimize aktarmış oluyoruz. Bu da hem zaman hem enerji tasarrufu hem de kamunun yükünün azaltılması anlamına geliyor. Bu konuda gerçekten önemli başarılar elde ediyoruz." Ekonomiye katma değer Buğday Islah Birimi çalışanı ziraat mühendisi Ali Alpaslan Ezici de yeni çeşitlerin geliştirilmesinin, 14-15 yılı bulan yoğun emek ve özen isteyen bir çalışma olduğunu dile getirdi. Küresel ısınma kaynaklı hava değişimi, hastalık etmenlerinin her yıl farklılık göstermesi gibi nedenlerden dolayı ıslah çalışmalarının sürekli olması gerektiğinin altını çizen Ezici, "Tüm amacımız ülke ekonomisine katma değer kazandırmak. Çiftçilerimize yeni, umut veren, verimli, güzel, kaliteli çeşitler sunmak." dedi. Ezici, yeni geliştirilen çeşitlerin yörenin şartlarına son derece uygun olduğunu söyledi. Arpa Islah Birimi çalışanı ziraat mühendisi Hasan Ay da yem olarak kullanılan arpanın hayvancılık için olmazsa olmaz besin gruplarından biri olduğuna dikkati çekti. Verimi yüksek, dayanıklı, kısa sürede gelişen ve yüksek besleyici özelliğe sahip arpa çeşidinin hem üreticisine hem de besiciye büyük katkısı olacağını aktaran Ay, şunları kaydetti: "Arpa veriminin yüksek olmasıyla çiftçimiz daha ucuz bir maliyetle ürünü elde etmiş olacak. Bu çeşitlerimizin devreye girmesiyle hayvancılığın bir nebze nefes alacağını ve biraz daha ucuza ürün elde edeceğini düşünmekteyiz. Çeşitlerin yaygınlaşması için tohumluk üretimine başladık. En kısa sürede üreticilerimizle bu yeni çeşidimizi buluşturacağız."

#Tarımsal Inovasyon