TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tbmm

AGRONEWS - Tbmm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tbmm haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Fındıkta fiyat belirsizliği sürüyor Haber

Fındıkta fiyat belirsizliği sürüyor

Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, fındık fiyatlarına ilişkin, "Öncelikle yapılması gereken fındık alımının Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) üzerinden değil, devletin fındık üreticisinin örgütü olan Fiskobirlik üzerinden alım politikası oluşturarak üreticilerin tekelleşmeye karşı korunmasını sağlamaktır” dedi. Her yıl dünyanın fındık ve mamulleri ihracatına konu olan fındığın yaklaşık yüzde 75’inin Türkiye’den karşılandığını belirten Pehlevan, “Fındık Karadeniz bölge halkının önemli bir kısmının geçim kaynağıdır. Aynı zamanda fındığın sosyal boyutu da oldukça önemlidir. Üretim alanı Düzce’den Artvin’e, Trabzon’dan Gümüşhane, Tokat’a kadar 16 ilde, 123 ilçede ve 3 bin 200 köyde 720 bin hektar alanda 500 bin çiftçi ile her yıl dünyanın fındık ve mamulleri ihracatına konu olan fındığın yaklaşık yüzde 75’i ülkemizden karşılanmaktadır. Üretici, tüccar, fabrikalar ve ihracatçıları da hesaba katarsak direkt ve dolaylı olarak 5 milyondan fazla kişiyi ilgilendirmektedir. Bu kadar geniş bir etki alanına sahip olan fındık politikaları oluşturulurken çok daha hassas davranılmalı. Ülkemizde yetişen fındığın kalitesi ve aroması bakımından tartışmasız dünyada olmazsa olmaz kalitesinin değerini bilerek stratejilerimizi bu realite doğrultusunda yapmalıyız” dedi. "Üreticinin fazla talebi yok" Üreticinin fazla bir talebi olmadığını ifade eden Pehlevan, “Üreticilerimizin çok fazla talebi yok. Sadece istenen üretim maliyetinin üzerine yaşam payının koyularak çiftçinin alın terinin karşılığını alacağı taban fiyatının açıklanması ve aracıların ise bu taban fiyatın altında fındık almasının önüne geçilmesidir. Aksi takdirde üretici bu ekonomik koşullarda mağdur olup zarar edecek, üretimden kopacak, kaybeden bütün paydaşlar ve hepsinden önemlisi ülkemiz olacaktır. Bugün yapılması gereken çiftçiye çeşitli söylemler ile ayar vermek değil, üreticinin alın terinin karşılığını almasını sağlamaktır. Bunun yolu da çiftçinin malını ucuza kapatmak değildir. Fındığın gerçek değerini bulacak piyasa şartlarının oluşturulmasıdır” diye konuştu. "Dünyada marka değeri yüksek Fiskobirlik gibi bir kurum var" Pehlevan, “Öncelikle yapılması gereken fındık alımının Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) üzerinden değil, devletin fındık üreticisinin örgütü olan Fiskobirlik üzerinden alım politikası oluşturarak üreticilerin tekelleşmeye karşı korunmasını sağlamaktır. 90 yıllık tecrübeye sahip, kendi entegre tesislerinde ürünü işleyen ve aracı kullanmadan fındığı dış pazara sunma kabiliyeti olan ve dünyada marka değeri yüksek Fiskobirlik gibi bir kurum var. Fındık fiyatına ayar verecek olan, güçlü devlet destekli alım politikası ile Fiskobirlik’tir. TMO ise almış olduğu fındığı üzerine belli bir kar koyarak satacağı yer yine üreticiye ayak oyunları yapan büyük aktörler. TMO’nun satış yapmış olduğu dönemde ise fındık fiyatlarındaki düşmelerden çiftçiler inanılmaz zararlar etmektedir. Fındık tarımının sürdürülebilir olması için olmazsa olmaz olan, Fiskobirlik’in işlevsel hale getirilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması ve rekabet kurulunun sahada olmasıdır” dedi. "170 TL taban fiyat belirlenmesi gerekmektedir" Fındık taban fiyatının 170 TL olması gerektiğini söyleyen Pehlevan, “Karadeniz’in olmazsa olmaz tarım ürünü fındığın belirsizlik içerisinde olması kabul edilemez. Geçtiğimiz yıla göre verimin yüksek olması beklenen bu yıl, fındık üreticisi umutsuz, çaresizlik ve belirsizlik içerisinde beklemektedir. En kısa zamanda belirlenen 120 TL maliyetin üzerine yüzde 30’luk yaşam payı ilave edilerek üreticiyi memnun edecek 170 TL taban fiyat belirlenmesi gerekmektedir. Dünya fındık piyasasının yüzde 75’ine hükmettiğimiz ve 5 milyon insanımızın içerisinde olduğu fındık, yabancı tekellere bırakılacak bir ürün değildir. Fındık üreticileri kaderine mahkûm edilmesin. Acilen TBMM’de iktidarı ve muhalefeti ile birlikte milli ürün olmanın bütün şartlarını taşıyan fındığın milli ve stratejik ürün kapsamına alınmasının mimarı sizler olun” diye konuştu.

Bu kanunla tarımda artık üretim planlaması yapılacak Haber

Bu kanunla tarımda artık üretim planlaması yapılacak

Ulusal Hububat Konseyi, TBMM’de yasalaşarak hayata geçen ‘Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 422 Sayılı Kanun Teklifi’ ile ilgili yayımladığı raporda, tarımda üretim planlaması, suyun merkeze alınması, stratejik ürünlerde arz güvenliğinin korunması ve sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılmasının tarıma değer katacağı vurgulandı. Orman Kanunu ve bazı kanunlarda yapılan değişiklikle, “Tarımsal üretim planlaması, gıda güvencesi ve gıda güvenliğinin temin edilmesi, verimliliğin artırılması, çevrenin korunması ve sürdürülebilirliğin tesis edilmesi için Bakanlıkça belirlenen ürün ve ürün gruplarının üretimine başlanılmadan önce izin alınır. Bakanlık, arz ve talep miktarları ile yeterlilik derecesini dikkate alarak hangi ürün ve ürün gruplarının üretileceği ile tarım havzası veya işletme bazında asgari ve azami üretim miktarlarını belirler” hükmü getirilmişti. Bunun uygulanması için sırasıyla uyarıda bulunma, beş yıl süreyle destek programlarından yararlandırmama, idari para cezası gibi tedbirler belirlendi. Bu düzenlemeyle planlı üretime geçilmesi, stratejik ürünlerde arz güvenliğinin korunması, hasat döneminde üreticilerin pazarlama gibi bir sorunla karşı karşıya kalmamalarının sağlanmasının iyi bir uygulama olduğu belirtilen raporda, değişiklikle ilk defa üretim planlaması ya da planlı üretimin yasal zemininin oluşturulmasının önemi aktarıldı. Raporda, su varlığına göre tarım yapılması hedefinin ortaya konmasının değerli bir yaklaşım olduğu belirtildi. Bu hedef için bütüncül bir yaklaşımla su kanununun çıkarılması, havzalar arası su transferi konusunun tarımsal bir öncelik olarak çok güçlü bir şekilde ele alınması, sulama kooperatifi ve sulama birliği alanlarında alt yapılarının ivedi olarak rehabilitasyonu, arazi toplulaştırma hizmetlerinin tamamlanması, tamamen basınçlı sulama sistemlerine geçilmesi, sulama sistemlerinin dijitalleştirilmesi ve otomasyonun sağlanması konusunda gerekli çalışmaların yapılmasının önemli olduğu kaydedildi. Sözleşmeli üretimle ilgili yapılan değişiklik, yıllardan beri sınırlı gelişme kat edilen, üretim planlamasının önemli bir aracı olan sözleşmeli üretimin hukuki zeminini oluşturması, özellikle uyuşmazlıklarda arabulucuya başvurma şartı ile basit yargılama usulünü ortaya koyması ve güçlü destek mekanizması ile gelişimine ve yaygınlaşmasına önemli katkı sağlayacağı belirtildi. Ayrıca pazarlama sorunlarının da sözleşmeli üretim modelinin yaygınlaşmasına bağlı olarak büyük ölçüde ortadan kalkacağı belirtildi. Atıl arazilerle ilgili olarak ise, “Bakanlık, mülkiyeti gerçek ve tüzel kişilerde olup, farklı sebeplerle üst üste iki yıl işlenmeyen tarım arazilerini kira geliri arazi sahiplerine olmak ve arazinin vasfının değiştirilmemesi şartıyla sezonluk olarak rayiç bedelden aşağı olmamak üzere kiraya verir” hükmüyle bir taraftan atıl arazilerin ekonomiye kazandırılması ve kamu yararına kullanılması, diğer taraftan vasfının korunmasının sağlanması hedeflendi. Kiralanan arazilerin kayıt sistemine kaydedilmesi ve kiracıların tarımsal desteklerden yararlandırılması da yıllardır süren sorunları ortadan kaldırdı. Bütün bu düzenlemeler ve bunlara bağlı çıkarılacak yönetmeliklerle her yıl üretim dışı kalan milyon hektarı bulan tarım alanlarının üretime kazandırılmasının hayati olarak görüldüğü ifade edildi. ‘Destekleme ödemelerinde Bakanlıkça belirlenen kayıt sistemleri’ hükmüne yer verilen değişiklikte; destekleme ödemelerinde ÇKS sistemi ile birlikte Bakanlıkça belirlenen kayıt sisteminin ele alınması, tapu veya mülkiyete dayalı kayıt yerine üretimin yapıldığı tüm alanların kayıt altına alınarak bu alanların desteklemelerden yararlandırılmasına imkan tanınmasının sağlandığı belirtildi. Kayıt sisteminde dijitalleşmenin de yeni uygulamayı kolaylaştırması ve pratikleştirmesi açısından önemli bir adım olduğu vurgulandı. Türkiye’de lif ve tohum üretimi gayesiyle izinli üretime tabi keneviri kanun değişikliği ile ilaç etken maddesi amacıyla da “çiçek ve yaprakları” üretilebilme imkanı geldi. Haşhaş üretimi ve işlenmesinde önemli birikim ve deneyime sahip olan TMO kontrolünde gerçek ve tüzel kişilere üretim yaptırılabilecek olmasının kenevir üretiminin tüm aşamalarını etkin bir şekilde kontrol edilmesini sağlaması açısından önemli bir adım olduğu belirtilen raporda, haşhaş üretim ve işlenmesinde önemli birikim ve deneyim kazanmış olan Toprak Mahsulleri Ofisine bu maksatla görev verilmesinin muhtemel amaç dışı kullanım risklerini minimize ederek, üretimin tüm aşamalarının etkin bir şekilde kontrolü ve izlenmesine imkan vermesinin önemli bir adım olduğu kaydedildi. Yasa değişiklikleriyle orman köylüsünün güçlendirilmesini sağlayacak adımların atılması için yasal zeminin oluşturulmasının orman köylülerinin gelirini artıracağı ifade edildi.

Tarım ve Orman alanlarına ilişkin düzenlemeler TBMM'de Haber

Tarım ve Orman alanlarına ilişkin düzenlemeler TBMM'de

Tarım ve Orman Alanlarında Düzenlemeleri İçeren Kanun Teklifi'nin görüşülmesine bugün TBMM Genel Kurulu'nda devam edilecek. Dün yapılan yapılan görüşmelerde teklifin tümü üzerine İYİ Parti Grubu adına söz alan Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, orman havzalarıyla ilgili temel kanuna ihtiyaç olduğunu belirterek, Millet İttifakı'nın iktidarında, hem su kanunu hem de orman havzaları kanunu çıkaracaklarını belirterek, yanlış tarım ve ekonomi politikalarıyla çiftçinin tarım maliyetleri altında ezilmeye terk edildiğini ileri sürdü.  MHP İzmir Milletvekili Hasan Kalyoncu, kanun teklifinde, stratejik ürünler açısından bakanlık tarafından yapılan düzenlemenin üreticiyi rahat ettireceğine işaret etti.  CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, sözleşmeli tarımın, zengini zengin; çiftçiyi ise yok eden bir sistem olduğunu öne sürerken, AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz, gıda tüketiminin ve israfının arttığı dünya gerçekliğinde, üretimin planlanmasının kaçınılmaz zorunluluk olduğunu vurguladı.  Genel Kurulda kabul edilen maddelere göre, lif, tohum ve sap üretimi ile ilaç etkin maddesi elde etmeye yönelik çiçek ve yaprak üretimi amaçlı kenevir yetiştiriciliği, Tarım ve Orman Bakanlığının iznine tabi olacak. İlaç etkin maddesi üretimi amaçlı kenevir yetiştiriciliği veya işlenmesi, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürlüğünce yapılacak ya da yaptırılacak. Gerektiğinde ülke arz ve talep durumuna göre cumhurbaşkanınca belirlenen kota doğrultusunda TMO kontrolünde gerçek veya tüzel kişilere yaptırılabilecek. İlaç etkin maddesi üretimi amaçlı kenevir yetiştiriciliğinde, münhasıran esrar elde edilmesini engelleyecek her türlü tedbirin alınması, kenevirin hasadı, işlenmesi, ihzarı, ihracı veya satışına ilişkin usul ve esaslar, İçişleri ve Sağlık bakanlıklarının görüşü alınarak Tarım ve Orman Bakanlığınca belirlenecek. Tarım sektörüyle ilgili politikaların tespit edilmesi, planlanması ve koordinasyonuyla ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılarak, uygulanmasında Tarım ve Orman Bakanlığı yetkili olacak. Tarımsal üretimin planlanması, gıda güvencesi ve güvenliğinin sağlanması, verimliliğin artırılması, çevrenin korunması ve sürdürülebilirliğin tesis edilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığınca belirlenen ürün veya ürün gruplarının üretimine başlanmadan önce bakanlıktan izin alınacak. Bakanlık, arz ve talep miktarıyla yeterlilik derecesini dikkate alarak hangi ürün veya ürün gruplarının üretileceği ile tarım havzası veya işletme bazında asgari ve azami üretim miktarlarını belirleyecek. Bu kapsamda ilk kez aykırı faaliyette bulunduğu tespit edilenler, hükümlere uygun şekilde faaliyet göstermeleri için yazılı uyarılacak. Yazılı uyarılan ancak uyarı tarihinden itibaren 12 ay içinde uygun faaliyette bulunmayanlar, uyarı tarihinden itibaren 5 yıl süreyle hiçbir destekleme programından yararlandırılmayacak. Tarımsal üretim sözleşmelerinde belirtilen mücbir sebepler haricinde sözleşme kapsamında üretilen ürünün alımından veya satımından vazgeçen üretici ya da alıcılar için ceza koşulu belirlenecek. Ceza koşulu, alımından ya da satımından kaçınılan ürün miktarının sözleşmedeki bedelinin yüzde 20'sinden az ve yüzde 50'sinden fazla olamayacak. Et ve Süt Kurumunun taraf olduğu sözleşmelerde üretici için ceza koşulu alt sınırdan daha az belirlenebilecek veya ceza koşuluna yer verilmeyebilecek. Tarımsal üretim sözleşmesinden doğan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı kabul edilecek. Hatırlanacağı gibi dün, TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, teklifin 1. bölümünde yer alan ilk 3 maddesinin kabulünün ardından birleşime ara vermiş, ara sonrasında komisyonun yerini almaması üzerine Bilgiç, birleşimi bugün saat 15.00'te toplanmak üzere kapatmıştı. Kaynak: Vitrin Haber

Tarım ve orman alanlarında düzenlemeler içeren kanun teklifi Tarım Komisyonunda Haber

Tarım ve orman alanlarında düzenlemeler içeren kanun teklifi Tarım Komisyonunda

Kabul edilen maddelere göre, lif, tohum ve sap üretimi ile ilaç etkin maddesi elde etmeye yönelik çiçek ve yaprak üretimi amaçlı kenevir yetiştiriciliği, Tarım ve Orman Bakanlığının iznine tabi olacak. İlaç etkin maddesi üretimi amaçlı kenevir yetiştiriciliği veya işlenmesi, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürlüğünce yapılacak ya da yaptırılacak; gerektiğinde ülke arz ve talep durumuna göre Cumhurbaşkanınca belirlenen kota doğrultusunda TMO kontrolünde gerçek veya tüzel kişilere yaptırılabilecek. İlaç etkin maddesi üretimi amaçlı kenevir yetiştiriciliğinde, münhasıran esrar elde edilmesini engelleyecek her türlü tedbirin alınması, kenevirin hasadı, işlenmesi, ihzarı, ihracı veya satışına ilişkin usul ve esaslar, İçişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Tarım ve Orman Bakanlığınca belirlenecek. Tarım sektörüyle ilgili politikaların tespit edilmesi, planlanması ve koordinasyonuyla ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılarak uygulanmasında Tarım ve Orman Bakanlığı yetkili olacak. Tarımsal üretimin planlanması, gıda güvencesi ve güvenliğinin temin edilmesi, verimliliğin artırılması, çevrenin korunması ve sürdürülebilirliğin tesis edilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığınca belirlenen ürün veya ürün gruplarının üretimine başlanmadan önce bakanlıktan izin alınacak. Bakanlık, arz ve talep miktarı ile yeterlilik derecesini dikkate alarak hangi ürün veya ürün gruplarının üretileceği ile tarım havzası veya işletme bazında asgari ve azami üretim miktarlarını belirleyecek. Bu kapsamda ilk kez aykırı faaliyette bulunduğu tespit edilenler, hükümlerine uygun şekilde faaliyet göstermeleri için yazılı uyarılacak. Bakanlık tarafından yazılı uyarılan ancak uyarı tarihinden itibaren 12 ay içinde uygun faaliyette bulunmayanlar, uyarı tarihinden itibaren 5 yıl süreyle hiçbir destekleme programından yararlandırılmayacak. Sözleşmeli üretim modeli geliştirilecek Tarım ve Orman Bakanlığınca, tarım sektöründe sözleşmeli üretimin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için gerekli düzenlemeler yapılacak. Sözleşmeli üretimi özendirmek için üreticilere, desteklerin verilmesinde öncelik tanınacak. Sözleşmeli üretimde irade serbestisi esas olacak ancak salgın hastalıklar, tarım ürünleri ticaretinde yaşanan gelişmeler karşısında arz güvenliğinin sağlanması, tarımsal üretimin iç veya dış talebe uygun ayarlanması veya bitki ve hayvan sağlığının korunması amacıyla ihtiyaç halinde bakanlıkça belirlenen ürün veya ürün grupları, sözleşmeli olarak üretilecek. Bakanlık, sözleşmeli üretimin geliştirilmesi, izlenmesi ve kontrol edilmesi için sözleşmenin taraflarını ve kapsamını içeren kayıt sistemleri oluşturacak ve sözleşmeler bu kayıt sistemleri kullanılarak da düzenlenebilecek. Tarımsal üretim sözleşmesine tabi ürünlere veya üretim varlıklarına sigorta yaptırılması zorunlu olacak. Tarımsal üretim sözleşmelerinde belirtilen mücbir sebepler haricinde sözleşme kapsamında üretilen ürünün alımından veya satımından vazgeçen üretici ya da alıcılar için ceza koşulu belirlenecek. Ceza koşulu, alımından ya da satımından kaçınılan ürün miktarının sözleşmedeki bedelinin yüzde 20'sinden az ve yüzde 50'sinden fazla olamayacak. Et ve Süt Kurumunun taraf olduğu sözleşmelerde üretici için ceza koşulu alt sınırdan daha az belirlenebilecek veya ceza koşuluna yer verilmeyebilecek. Tarımsal üretim sözleşmesinden doğan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı olacak. Bu hüküm, 1 Eylül 2023'ten sonra açılacak davalarda uygulanacak. Entegre idare ve kontrol sistemi oluşturuluncaya kadar üreticilere yapılacak destekleme ödemelerinde Tarım ve Orman Bakanlığınca belirlenen kayıt sistemleri esas alınacak. At yarışlarına ilişkin disiplin cezaları Takvim yılında yapılacak mahalli olmayan yarışlarda koşacak atların nitelik ve şartlarını belirlemeye Tarım ve Orman Bakanlığı yetkili olacak. Mülkiyetindeki veya ortaklığındaki atları yarışlarda koşturan at sahipleri ile bunların vekilleri, antrenör, antrenör yardımcısı, at sahibi antrenör ve atın jokey, jokey yamağı, centilmen binici, seyisbaşı, seyis ile sair hizmetliler gibi ilgilileri; koşularda ve yarışlarda görevlendirilenlerden yarış usul ve nizamlarına, yarış dürüstlüğüne aykırı hareket eden, yarışların, yarış yerlerinin ve yarışlarla ilgili yer ve tesislerin düzen ve disiplinini bozanlar hakkında disiplin cezaları uygulanacak. Yarış atlarına, doping kapsamında yasaklı maddeler listesinde yer alan ve performans artırmak amacı ile kullanılan maddelerin uygulanması durumunda verilecek cezalar artırılarak fiilin niteliğine göre ağırlık derecesi belirlenecek. At Yarışları Hakkında Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce işlenen fiiller nedeniyle verilen disiplin cezası ve hak mahrumiyeti cezaları bir defaya mahsus olmak üzere bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılacak ancak bu durum, ilgililere daha önce verilen ve uygulanan cezalardan dolayı atın ikramiye, kupa ve sair mükafatları ile herhangi bir parasal talep için hak doğurmayacak. Devlet ormanlarında madencilik faaliyetine yönelik düzenlemeler Devlet ormanlarına nakil vasıtaları ile yıkıntı veya inşaat atığı atmak ya da hafriyat veya çöp dökmek suretiyle ormanlara, doğal hayata ve çevreye verilen zarar "orman suçu" sayılacak. Devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesi ile madencilik faaliyeti için zorunlu tesis, yol, enerji, su, haberleşme ve altyapı tesislerine, fon bedelleri dışında bedeli alınarak Tarım ve Orman Bakanlığınca izin verilebilecek. Ancak temditler dahil ruhsat süresince müktesep haklar korunmak kaydıyla devlet ormanları sınırları içindeki tohum meşcereleri, gen koruma alanları, muhafaza ormanları, verimli orman alanları, orman parkları, endemik ve korunması gereken nadir eko sistemlerin bulunduğu alanlarda maden aranması ve işletilmesi, Tarım ve Orman Bakanlığının muvafakatine bağlı olacak. Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin; baraj, gölet, liman ve yol gibi yapılarda dolgu amaçlı kullanacağı her türlü yapı hammaddesi üretimi için yapacağı madencilik faaliyetleri ile zorunlu tesislerinden bedel alınmayacak. Madencilik faaliyetlerinin ve faaliyetlerle ilgili her türlü yer, yol, bina ile tesislerin hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlarda veya özel ormanlarda yapılmak istenmesi halinde Tarım ve Orman Bakanlığınca izin verilebilecek. Bu takdirde kullanım bedeli, kullanım süresi, yapılan bina ve tesislerin devri gibi konular genel hükümlere uygun olarak taraflarca tespit edilecek. Madencilik faaliyetlerinin sona ermesi sonucunda idareye teslim edilen veya terk edilen doğal yapısı bozulmuş orman alanları rehabilite edilecek. Rehabilite maksadıyla bu alanların orman yetiştirilmek üzere inşaat, yıkıntı ve hafriyat atıkları ile doldurularak ağaçlandırmaya hazır hale getirilmesi için büyükşehir mücavir alanlarında büyükşehir belediyelerine, diğer yerlerde ise il ve ilçe belediyelerine bedeli karşılığında izin verilebilecek veya bakanlıkça uygun görülmesi halinde ihale mevzuatına göre gerçek ve tüzel kişilere yaptırılabilecek. Devlet ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya hangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerler ile buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamayacak. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulacak. Devlet ormanlarında el konulan bütün yapı ve tesisler, inşa aşamasında olanlar da dahil olmak üzere, hiçbir karar alınmasına lüzum kalmaksızın, Orman Genel Müdürlüğünce derhal yıkılacak veya ihtiyaç görüldüğü takdirde ormancılık hizmetlerinde kullanılabilecek. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilecek. Görüşmelerden Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, milletvekillerinin eleştirilerine yanıt verdi. Deprem bölgesinde "hayvanların ucuza satıldığı" iddialarını anımsatan Gizligider, TİGEM'in barınma sorunu yaşayan hayanlar için çalıştığını, Konya'da belirledikleri bölgeye hayvanları naklettiklerini söyledi. Gizligider, deprem bölgelerine 28 Şubat'a kadar 178 bin 350 ton gübreyi sevk ettiklerini bildirdi. "Yüzlerce ton ilacın deprem bölgesinde enkazla doğaya atıldığı"na yönelik eleştirilere de yanıt veren Gizligider, bu noktada Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı ekiplerinin bir tespit yaptığını, gerek su kaynakları gerek tarımsal arazi mahiyetinde olmayacak yerlerin belirlendiğini, güvenlik tedbiri alınarak kontrollü şekilde çalışmaların devam ettiğini söyledi. Deprem bölgelerine yönelik hayvan çadırı desteği konusuna da değinen Gizligider, bugün itibarıyla 6 bin 332 hayvan çadırını bölgeye gönderdiklerinin bilgisini verdi. Çadırları konteyner ve kapalı alana çevirmeye çalıştıklarını söyleyen Gizligider, bölgeye 16 bin ton hayvan yemi gönderildiğini kaydetti. Deprem bölgesinde hayvanlarını kaybeden vatandaşlar bulunduğunu anımsatan Gizligider, "Deprem bölgesinde kim ne kadar hayvanını kaybettiyse ayni olarak sağlayacağız." dedi. Gizligider, kanun teklifinin yürürlüğe girmesiyle kenevir üretiminde hem niceliği hem niteliği artıracaklarını kaydetti. Komisyon Başkanı Yunus Kılıç da deprem bölgesinde hiçbir şey yapılmadığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, bölgedeki tarım alanında incelemelerde bulunduğunu anlattı. Tespitlerini 14 madde halinde sıraladığını ifade eden Kılıç, bunları komisyon üyeleriyle paylaşacağını söyledi. Komisyon Başkanı Kılıç, 11. maddenin kabul edilmesinin ardından çalışmalara bugün devam etmek üzere toplantıyı bitirdi. Kaynak: Anadolu Ajansı

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.