TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Topraksız Tarım

AGRONEWS - Topraksız Tarım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Topraksız Tarım haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Amerika'daki işini bıraktı, Burdur'da tarıma başladı Haber

Amerika'daki işini bıraktı, Burdur'da tarıma başladı

ABD'deki akademisyenlik görevini bıraktıktan sonra yerleştiği memleketi Burdur'da 4 yıldır susuz tarım yapan Dr. Ece Aynur Onur, kentte kuraklık tehdidinin tehlikeli boyutlara ulaştığını belirtti. Temmuz ve ağustosta kenti çok daha zor günler beklediğini ifade eden Dr. Onur, Burdur'da yaşanan susuzluğun 3 önemli nedeni olduğunu; bunların, mermer ocaklarının denetimsiz su kullanması, kaçak sondajların önüne geçilememesi ve tarımda yanlış sulama olduğunu anlattı. Kentin, mermer ocaklarının en yoğun olduğu illerin başında geldiğini anlatan Dr. Onur, "Mermer bloklarının kesiminde tonlarca su harcanıyor ancak bu kullanımın kaydı ve denetimi yok. İkincisi, örneğin Karataş Gölümüz, çevresindeki yüzlerce kaçak sondaj nedeniyle tamamen kurudu. Şimdi Burdur Gölümüz de aynı tehlike ile karşı karşıya. Kaçak sondajlar 15 bin TL gibi sembolik cezalarla yasal hale getiriliyor, acilen bunun önüne geçilmeli. Üçüncüsü, Burdur ve çevresinde büyükbaş yemi olarak yetiştirilen mısır ve yoncanın dönümüne senede 700 ile 1000 ton arasında su harcanıyor. Kuraklık tehdidi altında çok su tüketen tarım ürünlerini üretmek ne yazık ki susuzluğa, kuraklığa davetiye çıkarmak demektir. Burdur gibi kuraklık ve susuzluk yaşayan bir şehirde peyzaj düzenlemesi mutlaka sulamasız yetiştirilebilecek bitkilerle yapılmalı ve eğlence havuzları bir süreliğine de olsa devre dışı bırakılmalıdır" diye konuştu. Burdur'da 4 yıldır yürüttüğü susuz tarım projesinin kentin susuzluk ve kuraklığına çare olacak çok önemli bir proje olduğunu söyleyen Dr. Ece Aynur Onur, "Kuraklığa sebep olan mısır, yonca, mermer sarmalından çıkmamızın tek yolu susuz tarım ile ekonomik değeri yüksek şifalı bitkiler ve gıda üretimi yapmaktır" dedi.

Üzüm bağını yaban mersini bahçesine çevirdi Haber

Üzüm bağını yaban mersini bahçesine çevirdi

Topraksız tarımla yetiştirilen yaban mersinleri hem Alaşehir için üzüme alternatif yeni bir ürün hem de tarım işçilerine ek gelir kapısı oldu. Manisa’nın Alaşehir ilçesindeki kadın girişimci dünyaca ünlü Sultaniye Üzüme alternatif ürün olarak yetiştirmeye başladığı yaban mersini ile dünyaya açıldı. 30 bin saksıda topraksız tarım yapan ve geçtiğimiz yıl ilk ürününü alan kadın girişimci Pınar Ünsal Atıcı bu yıl hasadına başladığı yaban mersinlerini Singapur, Malezya, Hong Kong, Tayland, Mauritius, Birleşik Arap Emirlikleri ve Hollanda gibi ülkelere göndermeye başladı. Geçtiğimiz yıl ilk hasadını yaptığı yaban mersininden 55 ton ürün elde eden Pınar Ünsal Atıcı, hedefinin bu yıl bu rakamı aşmak olduğunu belirtti. Yurt dışında tanıştığı yaban mersinini dünyaca Ünlü Sultaniye üzümüne alternatif ürün olarak üretimine başlayan Pınar Ünsal Atıcı, Alaşehir’de 66 dönüm arazi aldı. Bu arazide 30 bin saksı içinde yaban mersini yetiştirmeye başladı ve geçtiğimiz yıl ilk hasadında 55 ton ürüne ulaştı. Bu yıl Mayıs ayı sonunda başlayan hasat dönemi, temmuz ayı sonuna kadar sürecek. Hedeflerinin geçtiğimiz yıl elde edilen 55 tonluk rekolteyi aşmak olduğunu kaydeden Atıcı, geçen yıl 3 ülkeye ihracat yaptıklarını bu yıl ise şimdiden ihraç edilen ülke sayısının 7’ye yükseldiğini anlattı. "Süper bir gıda" Yaban mersini meyvesinin çok sayıda faydası olduğunu aktaran Pınar Ünsal Atıcı, "Hem antioksidan değerinin, hem de besleyici özelliklerinin yüksek oluşu, çocuklarımızın gelişimi için faydalı. Kalp damar sertliğini önleyici, şeker düzenleyici bir meyve oluşuyla süper bir gıda. Bu nedenle hepimizin bol bol tüketmesi gerektiği bir meyve. Fakat Türkiye’de yetiştiriciliği az. Biz buna bir öncülük etmek istedik. Alaşehir’de ilk kez üretim yapan biz olduk. Topraksız tarımda Alaşehir için bir ilk oldu. Daha önce toprakta yetişen üzüm, zeytin gibi mahsullerin yanına, topraksız tarımda saksıda yetişen yaban mersinini de Alaşehir’in ürünleri içerisine eklemiş olduk. 60 dönümün üzerini siyah örtülerle kapattık. Bunun amacı toprakla bağı tamamen kesmek, çünkü biz saksıda yetiştiricilik yapıyoruz. Topraktan gelebilecek yabani ot ve benzeri problemleri yok edebilmek için bu örtüyü kullandık. Topraksız tarım yapıyoruz, saksılarda toprak yerine torf karışımı var. İçerisinde belli oranlarda Hindistan cevizi kabuğu, cocopeat ve torf bulunuyor. Bu karışım yaban mersininin sevdiği bir asidik ortamı sağlıyor. 30 bin saksının kapladığı alanın üzerini tamamen tül sistemiyle örttük. Bu tül hem doludan koruyor hem de gri rengi sayesinde Yaban Mersininin sevdiği loş ortamı sağlıyor. Tam otomatik bir sulama sistemimiz var. Her saksıya gübre ve su karışımı çemberler vasıtasıyla iletiliyor" dedi. İkinci hasat Alaşehir’in ilk ve tek yaban mersini bahçesinde bu yıl ikinci hasada başladıklarını kaydeden Atıcı, "Mayıs ayı başından temmuz ayı sonuna kadar sürecek. Burada günde 160 ile 200 kişi arasında işçi çalıştırıyoruz. Kadınlarımız elleriyle tane tane meyveleri topluyor. Erkekler dolan kasaları gölgeye çekiyor. Hasat sabahtan öğleye kadar sürüyor. Topladığımız ürünün çoğunu ihracata yönelttik. Geçen yıl 55 ton ürün almıştık, bu yıl ki hedefimiz bu rakamı aşmak. Şu an çok güzel gidiyor. İklimde bize yardımcı oluyor. İhracat sevkiyatlarımızı uçakla gönderiyoruz. Alaşehir’de gümrük işlemleri tamamlanıyor. Bu bizim için büyük bir avantaj. Sonra hava limanından ilgili ülkelere gönderiyoruz" diye konuştu. “İhracat yapılan ülke sayısı arttı" Geçtiğimiz yıl 3 ülkeye yapılan ihracat şu anda 7 ülkeye çıktı. Ülke sayısının artacağını tahmin ediyoruz." diyen Atıcı, "Bu sene Singapur, Malezya, Hong Kong, Tayland, Mauritius, Birleşik Arap Emirlikleri ve Hollanda gibi ülkelere gönderiyoruz. Şu ana kadar geri dönüşler çok olumlu, müşteri memnun" ifadelerini kullandı. “Türkiye’de yaban mersini yetiştirildiğini bilmiyorduk" Müşterilerinin, "Türkiye’de yaban mersini yetiştirildiğini bilmiyorduk" dediklerini ve şuanda yaban mersinine adeta abone olduklarını anlatan Atıcı, "Yaban mersininin ülkemizde yetiştirildiğini bilmeyen müşteriler, şu anda abonesi oldular. Tekrar tekrar sipariş istiyorlar, bu bizim için büyük bir kıvanç. Her gün sabah toplanmaya başlıyor. Saat 13.00’te biten toplama işleminden sonra, işletmede soğuk havada dinlendirilerek, bir gün sonra 50 kadar işçi ile 125 gramlık şalalere paketleniyor. Aynı günün gecesi ürünlerimiz soğuk hava depolu kamyonlarla İstanbul Havalimanına gidiyor. Buradan da ihracat yaptığımız ülkelere doğru yola çıkıyor" dedi. “İşçilerle aile gibi olduk “ Alaşehir’de çoğunlukla üzüm işçiliğine alışmış kadın işçilerin yaban mersini işinde çok güzel bir uyum gösterdiklerini anlatan Atıcı, "Her gelen işçi işi seviyor ve bağlılık gösteriyor. Buda beni çok mutlu ediyor. Burada işçi kadınlarımızla bir aile gibi oluyoruz. Aile hayatlarımızda sorunlarımızı paylaşıyoruz. Burada hasat bir şenlik içinde geçiyor" diye konuştu. İşçiler işlerini severek yapıyor Yaban Mersini toplama işine işçi getiren dayıbaşı Özgül Tağ, "Geçen yıl yaban mersini işine başladığımızda acaba bu meyveyi sevdirip toplatabilir miyim diye korkarak küçük bir kadro ile başladığımız bu işe şu anda 150’yi aşkın işçi ile geliyoruz. Allah’a şükür ki herkes sevdi. Herkes birbirine bağlandı. Şimdi yaban mersini toplaması var dediğimde herkes buraya gelmek istiyor. Üzümü sanki bir anda unuttular" dedi. Yaban mersini toplama işine gelen işçiler ise genel olarak düşüncelerini şu sözlerle ifade etti: "Üzümden önce hasadı yapılan ve bizim için yeni bir iş alanı olan yaban mersini için, ilçemizde böyle bir meyvenin olması bizleri mutlu etti. Böyle bir yatırım yaptığı için, bizlere iş alanı açtığı için Pınar Hanım’a teşekkür ediyoruz. Bu güne kadar sadece üzüm işine gidiyorduk. Burada da iş alanı açılması bizleri mutlu etti. Alaşehir ve çevresi için yeni bir iş sahası. Alaşehir’de üzümün dışında yeni bir ürün olan yaban mersini yetiştirdi. Dünyaca ünlü Sultani üzüm hasadından önce hasat edilmesi ile, arada kalan boşlukta bize yeni bir iş sahası açılıyor. Bizlere iş alanı açtığı için teşekkür ediyoruz."

Topraksız tarımla 26 günde salatalık, 30 günde marul üretiyor Haber

Topraksız tarımla 26 günde salatalık, 30 günde marul üretiyor

Üretici Hanife Kartal, topraksız sulu tarımla marul ve salatalık yetiştirme süresini kısalttı. Lapseki ilçesinde 10 yıldır üreticilik yapan Hanife Kartal, topraksız tarım konusunda edindiği tecrübeleri marul ve salatalık yetiştiriciliğinde kullanmaya başladı. Üretici Hanife kartal, Lapseki’de 2 yıl önce 1 dönüm üzerinde topraksız sulu tarımla marul üreticiliğine başladı. Gelen talep üzerine topraksız sulu tarımla salatalık üretimine de geçti. Üretici Hanife Kartal, topraksız sulu tarımla farklı ürünler yetirmek konusunda ar-ge çalışması yaparken, bu alanda daha çok bilgi sahibi olmak için Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Lapseki Meslek Yüksekokulu‘ndan Organik Tarım okumaya başladı. Üretici Hanife Kartal, bu girişimciliğiyle bölgedeki diğer kadın çiftçilere de örnek oldu. 1 dönüm alan üzerinde topraksız tarımla marul ve salatalık üretimi yapan üretici Hanife Kartal, topraklı tarımla 70 günde ürettiği marulu topraksız tarımla 26 günde, 60 günde ürettiği salatalığı ise 30 günde üretiyor. Topraksız tarımla marul ve salatalık üreticiliği yapan Hanife Kartal, 10 yıldır tarımla uğraştığını belirterek, “Maliyetlerin artması üzerine bir araştırmaya girdim. Karşıma topraksız tarım çıktı. Topraksız tarımın avantajlarını araştırdım. Avantajların gayet iyi olduğunu, birim alandan çok fazla verim olduğunu, sağlıklı ve kaliteli ürün alındığını öğrendim. Yaklaşık iki senedir topraksız tarımla uğraşmaya başladım. Topraksız tarım, topraklı tarıma göre çok avantajlı. İlaç girdi olayı çok az. Özellikle su tasarrufu yapıyorsunuz. Küresel ısınmadan dolayı suyun önemi daha çok arttı. Su hayattır. Bu sistemde yüzde 90 su tasarrufu sağlanıyor. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Lapseki Meslek Yüksekokulu‘ndan Organik Tarım okuyorum. Bu işe başladıktan sonra kendimi daha fazla nasıl geliştirmeliyim diye düşünürken sınavlara girdim. Bu bölüme yerleştim. Hocalarımın tavsiyesi üzerine daha güzel bilgilerle işimi ilerletiyorum. Önce marulla başladık. Daha sonra artan talep üzerine salatalık üretimini devam ettirmeye başladık. Yaklaşık bir dönüm üzerinde çalışmalarımız var. Önce açık alanda başladık. Üretimimizi 12 aya ilerletmek istediğimiz için yarı kapalı, yarı açık alanda devam ediyoruz. Altı ay açık, altı ay kapalı olarak sistemimiz çalışıyor. Salatalık yetiştiriciliğimizde aylık 1.5-2 ton civarında bir verim alıyoruz. Marulda da 30 günde bir hasadımız var. Salatalık da toprağa göre çok hızlı bir gelişim sağladık 26’ncı gün hasata başladık. Toprakta bu 60-70 güne varabiliyordu. Marulda da aynı şekilde 45 ile 60 günde hasat olurken, biz 30 günde hasatımızı yapıyoruz. Birim alandan çokça ve kaliteli sağlıklı ürünler elde ediyoruz. Kadın çiftçi olarak çevreme etkisi oldu. Olumlu tepkiler alıyorum ve herkese öneriyorum. Kesinlikle kendilerine inansınlar, inanmak başarının yarısıdır. Umutlarını ve inançlarını hiçbir zaman kaybetmesinler” dedi.

Depremzede kadının boruda yetiştirdiği ürünler gelir kapısı oldu Haber

Depremzede kadının boruda yetiştirdiği ürünler gelir kapısı oldu

Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşayan Tuğba Alvanoğlu’nun Tayvanlı öğrencilerden öğrendiği topraksız tarım yöntemiyle PVC borularda yetiştirdiği ürünler gelir kapısı oldu. Tarım arazilerinin verimliliğinin her geçen gün azaldığı Dünya’da topraksız tarım önem arz etmeye başladı. Öğrenci değişim programı kapsamında Tayvan’dan Türkiye’ye gelen 23 öğrenci, Reyhanlı ilçesinde yaşayan Tuğba Alvanoğlu’nu topraksız tarımla tanıştırdı. Alvanoğlu, PVC boru içerisinde küçük kum taneleriyle ve suyla kurduğu sistemle, topraksız tarım yapmayı başardı. İlk olarak marul yetiştirmeyi başaran kadın, PVC boru içerisinde üretim yaparak gelir elde etmeyi başardı. İş yerine kurduğu sistemin Tayvan’dan gelen 23 öğrencinin projesi olduğunu söyleyen Alvanoğlu, “Hatay’ın toprak bakımından çok zengin. Çok ciddi anlamda Türkiye’nin belirli ürünlerini de karşılayabiliyor. Ama ona rağmen buradaki gençlere ve en önemlisi depremde zarar gören gençlere bir örnek olmak. İlerleyen dönemlerde biliyorsunuz insanlar çoğalıyor ve toprak kalmayabilir, bunun küçücük bir bilim adamı şeklinde bir projeyle geldiler. Kendileri çok ciddi bir laboratuvar çalışması ile bize bu projeyi hayata geçirdiler. Çok ciddi anlamda da kısa bir süreçte verim aldık. Yapmış oldukları çalışma 3 aylık bir süreçti. 3 aylık süreçte gençlerimiz hem projeyi hayata geçirdiler hem de neler yetiştirilebilir bir de bunun takibini yaptılar. Yani farklı bir coğrafya da farklı bir olay nasıl hayata geçirilebilir, bunun çalışmasına resmen bizde şahit olduk. Çünkü insanların, acaba ’nasıl yapılıyor, nasıl bir sistemle çalışıyor’ diye gerçekten dikkatini çekiyor. Çocukların ve gençlerin uğrak yeri olduğu için sürekli olarak bizler takip ediyoruz. Umarız ilerleyen dönemler de bu tür projeler hem gençlerimize örnek olur hem de tarım alanın da bu tür projelerle ekonomik yönden de ciddi anlamda bir destek olur" dedi. Küçük kum tanelerinin su ile birleşiminden oluşan projede marul yetiştirmeyi başardıklarını belirten Alvanoğlu, "Teoride değil de pratikte belirli bir şekilde sizlere sunuyoruz. Sadece sudan ve küçücük kum taneleriyle beraber yapılan bir proje, suyun devir daim yapmasıyla çalışan bir sistem. Burada toprakta olan bütün alacağı maddeler neler varsa bu maddeleri bu sefer suyla beraber kayalarla suyun içine katarak yapıyorsunuz. Toprakta hangi ürün, hangi besleyici neler varsa, onu insan yapısı olarak su ve kumla birleştirerek böyle bir projeyi hayata geçiriyorlar. Şu anda marullarımız var. Dönem dönem mevsimsel olarak ürünler var. Önce ne kadar dayanaklıdır diye çiçeklerle denedik. Şimdi marullarımız var. Çok kısa sürede cevap verdi. Nerdeyse 10 günlük bile değil. Büyüyünce artık yemeye çalışıyoruz. Bu mevsim bittikten sonra daha farklı bir ürünle hayata geçireceğiz. Bu bizim biraz da pilot çalışmamız, bir pilot çalışmasında bunlar yapıldığı zaman, ilerleyen dönemde Reyhanlı’da yetişmeyen bir çilek ya da farklı ürünler olabilir. Bunları yapabiliriz" şeklinde konuştu.

Topraksız tarım projesine kadın çiftçilerden yoğun ilgi Haber

Topraksız tarım projesine kadın çiftçilerden yoğun ilgi

Kadın çiftçiler, serayı gezerek topraksız tarım sistemi projesi hakkında bilgi aldı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin, “Yeni Nesil Teknolojik Sistem Organomineral Topraksız Tarım Ar-Ge Serası” projesi kapsamında Darıca’da kurulan AR-GE seralarında, çiftçilerin gelir seviyesini artırıcı alternatif ürünler yetiştiriliyor. Büyükşehir, projeye ilgi duyan üretici ve girişimcilere, topraksız tarım sistemiyle ilgili bilgilendirme yapıyor. Bu kapsamda, İzmit Ziraat Odası üyesi kadın çiftçiler, Darıca ilçesindeki Ar-Ge serasında incelemelerde bulundu. Tarım ve Orman Bakanlığı, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Darıca Belediyesi ve Gebze Teknik Üniversitesi işbirliğinde, Darıca Kaymakamlığınca yürütülen projede başta domates olmak üzere farklı ürünlerin gelişimi, dikiminden hasat aşamasına kadar takip ediliyor. Topraksız tarımda üreticilerin gelir seviyesini artırıcı alternatif ürünleri belirlemeye yönelik projenin aşaması çiftçilerle paylaşılıyor. Toprak yerine volkanik cüruf kullanılıyor Güneş paneli ve havalandırma penceresi olan, sera içindeki sıcaklığı ve nemi kontrol altında tutabilen özelliklere sahip topraksız tarım yapılan serada, yurt dışından ithal edilen kokopit (Hindistan cevizi lifi) yerine, İç Anadolu Bölgesi’nden getirilen milli ve yerli volkanik cüruf kullanılıyor. Yenilikçi sistemde organomineral besin eriyiği defalarca kullanılarak, atık oluşumu engelleniyor. Yerli ve milli ekipmanlar kullanılarak daha az maliyetle yetiştirilen katma değeri yüksek alternatif ürünler, çiftçilerin gelir düzeyini artıracak. Aynı zamanda dışa bağımlılığı azaltacak. Klasik seralarda yılın 5 ayında hasat yapılırken, topraksız tarımda üretim, modern seralarda yıl boyunca yapılabildiği için yüksek verim ve kaliteli ürün elde edilebilecek. Kadın çiftçiler serayı gezdi Büyükşehir, projeye ilgi duyan üretici ve girişimcilere, topraksız tarım sistemiyle ilgili bilgilendirme yapıyor. Bu doğrultuda İzmit Ziraat Odası üyesi kadın çiftçiler, Darıca’daki AR-GE serasında incelemelerde bulundu. Büyükşehir Muhtarlık İşleri Dairesi Tarımsal Hizmetler Şube Müdürü Temel Fidan, İzmit Ziraat Odası Başkanı Yusuf Karaaslan ve kadın üreticilerin katıldığı programda, AR-GE serası gezildi, katılanlara teknik bilgilendirmeler yapıldı. Brokoli, Brüksel lahanası, mazo ve kapya biberi deneme yetiştiriciliği yapılan serada, kış mevsiminin şartlarına uygun marul da yetiştirildi. Lezzet ve aroması doğal olarak elde edilen ürünlerde, raf ömrünün de uzun olduğu gözlemlendi.

Topraksız tarımla patateste tohumluk üretim arttı Haber

Topraksız tarımla patateste tohumluk üretim arttı

Yerli patates çeşitlerini ülke tarımına kazandıran Niğde Patates Araştırma Enstitüsü, kurduğu seralarda hayata geçirdiği topraksız tarım sistemiyle üretim kapasitesini arttırdı. Niğde Patates Araştırma Enstitüsü, havada ve suda yetiştirdiği patates tohumlarıyla daha yüksek verim sağlıyor. Klasik yöntem olan toprakta üretim yapıldığında bir bitkiden 5-6 tohumluk elde eden enstitü, topraksız tarım sistemiyle bu sayıyı 50 -150 arasına çıkardı. Kurmuş oldukları tam kontrollü seralarda topraksız sistemle birlikte 2 milyon adet mini yumru kapasitesine ulaşan enstitü, 12 ay boyunca tohumluk üretiyor. Tohumluk üretiminde maliyeti azaltan, verimi arttıran sistemle ilgili bilgi veren Niğde Patates Araştırma Enstitüsü Müdürü Uğur Pırlak, amaçlarının yerli ve milli çeşitlerin çiftçilere daha kaliteli ve ucuz ulaştırılması olduğunu söyledi. Pırlak, "Tarım ve Orman Bakanlığımızın destekleriyle yürüttüğümüz ıslah çalışmaları neticesinde enstitümüz 10 adet yerli ve milli çeşidi ülke tarımına kazandırdı. Çeşitlerimizden 8 tanesini yerli firmalara devrettik ve bu çeşitlerimizin yerli firmalar tarafından üretiminin yapılması, sertifikalandırılıp çiftçilerimize ulaştırılmasını sağlamak için de enstitümüzde ileri kademede tohumluklar üretiyoruz" dedi. Aeroponik serada üretim kapasitesini arttırdıklarına değinen Pırlak, "Tamamen topraksız ortamda aeroponik sistemde tamamen köklere belli zamanlarda besin solüsyonu püskürtülmesi ile biz 6-7 kez hasat yapabiliyoruz. Topraklı sistemde biz bir bitkiden 6-7 adet mini yumru elde ederken bu sistemle 50 ile 150 arasında mini yumru elde ediyoruz. Enstitümüzde 12 ay boyunca tohumluk üretme çalışmalarına devam ediyoruz" şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.