TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Trakya Üniversitesi

AGRONEWS - Trakya Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Trakya Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ulucak Höyüğü’nde 8.850 Yıllık Tarım ve Yaşam İzleri Haber

Ulucak Höyüğü’nde 8.850 Yıllık Tarım ve Yaşam İzleri

"Binalar İnsan Gibi Düşünülmüş" Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlem Çevik, höyükte 8.850 yıl önceye uzanan kesintisiz yerleşim izlerinin bulunduğunu belirtti. Çevik, bu yıl yapılan kazılarda 7.800 yıllık bir binanın bilinçli olarak yakılarak kapatıldığını, içine tahıl, kemik spatula, orak, kaplumbağa kabuğu ve büyükbaş hayvan kemiklerinin bırakıldığını söyledi. Bu tür terk ritüellerinin binaların insan gibi doğup yaşadığı ve ömrünü tamamladığında “öldüğünü” simgelediğini ifade etti. Kaplumbağa Vurgusu Dikkat Çekti Prof. Dr. Çevik, Batı Anadolu’da kaplumbağaya yapılan bu vurguya nadir rastlandığını ve bunun bereket ile bolluk temalarıyla ilişkilendirildiğini belirtti. Şanlıurfa’daki Nevali Çori Höyüğü’nde kaplumbağayla dans eden insan figürleriyle benzerliklere dikkat çeken Çevik, kaplumbağa kabuğu ile yapılan bu ritüellerin dönemin inanç ve sembolizmini anlamak için önemli ipuçları sunduğunu dile getirdi. Buluntuların Önemi Kazılarda ayrıca çok sayıda buğday, mercimek, kaplar ve kemikten yapılmış orak bıçakları bulundu. Bunların, binanın bilinçli bir şekilde kapatılması öncesinde tabana bırakıldığı anlaşıldı. Bu bulgular, hem Batı Anadolu’nun erken çiftçi toplulukları hakkında bilgi sunuyor hem de ritüel pratiklerini daha iyi anlamamızı sağlıyor. "Geleceğe Miras Projesi Kapsamında Uzun Bir Dönem Çalışıldı" Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteklediği “Geleceğe Miras” projesi kapsamında, bu yıl kazılar uzun bir süre devam etti. Çevik, Ulucak Höyüğü’nün Batı Anadolu’nun en erken tarım topluluklarının yaşamına dair eşsiz bilgiler sunduğunu ve araştırmaların bölgenin tarihine ışık tuttuğunu ifade etti.

Aşırı sıcaklar ayçiçeğinde verim kaybına neden olabilir Haber

Aşırı sıcaklar ayçiçeğinde verim kaybına neden olabilir

Trakya'da etkili olan aşırı sıcakların ayçiçeğinde verim kaybına neden olması bekleniyor. Trakya Üniversitesi Bitki Islahı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yalçın Kaya, AA muhabirine, ayçiçeğinin gelişiminde çok hassas bir dönem girildiğini söyledi. Çiftçilerin, son yılların en kurak kışında kötü bir sezon geçirdiğini belirten Kaya, "Kış yağışlarında herhangi bir depolama söz konusu olmadı. Daha sonra gelen yağışlar her ne kadar telafi etse de dalgalı bir ekim söz konusu oldu. Ayçiçeğini bazı çiftçiler mart ayında ektiler. Yağmurlar araya girince mayıs ortalarına kadar ekimler oldu." dedi. Kaya, marttan mayısa kadar farklı dönemlerde ekilen ayçiçeğinin, "çiçeklenme", "tabla teşekkülü" ve "süt olum" evrelerinin bulunduğunu dile getirdi. Aşırı sıcakların, ayçiçeğinin üç farklı evresi için de zararlı olduğunu ifade eden Kaya, şunları kaydetti: "Tabla teşekkülü devresinde bitki kaç tane dane yapacağına karar veriyor. Sıcaklar olursa çok küçük tablalar oluşturuyor ve birim alandaki dane sayısı düşüyor, cılız dane oluşuyor. Çiçeklenme döneminde çiçeklerin ortaları boş kalıyor. Diğer önemli şeylerden bir tanesi süt olum evresi, bitkinin veriminde çok önemli, yüzde kırk oranında etkiliyor daneleri. Bir hafta on gün çok fazla yağış istemiyor. En azından serin ve bulutlu hava istiyor. Bu anlamda da süt olum evresindeki bu sıcaklar onların sularını çok çabuk kavurduğu için bir iki günde kabuk oranı artıyor, yağ oranları düşüyor. Verim için gerçekten çok kritik periyotlara girdik. İnşallah bu sıcaklar böyle devam etmez yine serin havalar, güzel havalar olur da buğdayda umduğunu bulamayan çiftçi ayçiçeğinde umduğunu bulabilir." "Görünüş, gerçekten kötü bir sezon geçireceğimiz yönünde" Kaya, aşırı sıcaklar nedeniyle erken ekilen ayçiçeğinde yağ oranı düşüp kabuk oranı arttığı için boş daneler elde edileceğini belirtti. Trakya'da normal şartlarda ayçiçeğinde belirli bir verim alındığını aktaran Kaya, "Hiç yağmur yağmasa dekar başına yüz kilo ile yüz elli kilo arasında bir verim bekliyoruz normal şartlarda ama tam o kritik dönemlerde yağış olursa iki yüz kilonun üzerine bölgede çıkıyordu. Ama bu görünüş gerçekten kötü bir sezon geçireceğimiz yönünde. Çünkü belki son on beş yirmi yıldır böyle kötü bir sezon, kötü bir sıcaklık geçirmedik, bu döneme denk gelmedi." diye konuştu. "Bu şekilde sıcak ve kurak geçerse ciddi sorunlar bizi bekliyor" Kırklareli Ziraat Odası Başkanı Ekrem Şaylan da ayçiçeğinin artan hava sıcaklığı dolayısıyla zarar görebileceğini belirtti. Yaz aylarının aşırı sıcak ve kurak geçtiğini ifade eden Şaylan, ayçiçeği yapraklarında güneş yanığı olabileceğini kaydetti. Ayçiçeğinde verim düşüşü beklediklerini anlatan Şaylan, “Hava sıcaklıkları çok arttı. Bir de bölgemiz kurak bir yaz geçiriyor. Sıcaklık ve kuraklık sonucu yapraklarda güneş yanığı oluşabilir. Dolayısıyla verimde düşüş meydana gelir. İlimizde son yağışlar şu anda olumsuzlukları engelledi ancak bu şekilde sıcak ve kurak geçerse ciddi sorunlar bizi bekliyor." diye konuştu. Tekirdağ'da çiftçilik yapan Ünal İncehasan ise ayçiçeklerinin kuraklıktan dolayı strese girdiğini belirtti. Geçen yıla göre bu yıl yağışların yok denecek kadar az olduğunu ifade eden İncehasan,"Bitki normalde boy yapıyor ama kuraktan dolayı strese girdi. Aşağıda kök yapacak bir alan bulamayınca bitki kısa mesafede kafaya kalktı. Aynı şekilde kafalarda boyu ile orantılı olarak küçük olacak." diye konuştu.

Edirne'de kıl keçisi gen kaynakları korunuyor Haber

Edirne'de kıl keçisi gen kaynakları korunuyor

Trakya Üniversitesinden yapılan açıklamaya göre, Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünce (TAGEM) hayata geçirilen projenin yürütücülüğü, Keşan Meslek Yüksekokulu Müdürü ve Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Kök tarafından gerçekleştiriliyor. Proje kapsamında Edirne Damızlık Koyun Keçi Yetiştiriciler Birliğine üye 26 yetiştiricinin 5 bin 762 kıl keçisi 5 yıl incelenecek. Açıklamada görüşlerine yer verilen Kök, projeyle kıl keçisi ırkının yerli gen kaynaklarının sürdürülebilirliğinin hedeflendiğini bildirdi. Önemli bir projenin hayata geçirildiğini aktaran Doç. Dr. Kök, şunları kaydetti: "Proje kapsamında 26 sürüde 5 yıl süreyle süt verimleri yönünden seleksiyon çalışması ve aynı zamanda morfolojik açıdan tip sabitlemesi yapılacaktır. 5 yıllık süre sonunda sürünün kıl keçisi taban sürüsü tüm işletmelerde tamamen yenilenmiş olacak ve tüm hayvanların verim kayıtları belirlenmiş olacaktır. Projedeki sürüler 5 yıl sonra elit sürülere dönüştürülebilecektir. Tarım Orman Bakanlığı, TAGEM bünyesinde yürütülmekte olan diğer projelerde olduğu gibi projeye katılan yetiştiricilerin her yıl anaç keçi ve tekelerine, doğan yavrularına yıllık maddi destekte sağlanmaktadır. Proje başarılı bulunduğu takdirde 5'er yıllık sözleşmeler halinde yenilenmektedir. Projenin temel amacı, ülkemizin damızlık ihtiyacını yerli ırklardan karşılamak ve hayvansal protein kaynaklarını sürdürebilmektir."

Kuraklığa bağlı kızarıklıklar ve sararmalar başladı Haber

Kuraklığa bağlı kızarıklıklar ve sararmalar başladı

Trakya'da son yılların en kurak döneminin yaşandığını belirten Trakya Üniversitesi Bitki Islahı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yalçın Kaya, gelişim dönemindeki buğdayda kuraklığa bağlı yabancı otların oluşmaya başladığını belirterek kızarıklıklar ve sararmalara karşı çiftçilere uyarıda bulundu. Geçtiğimiz yıl çayır tırtılı istilası ile karşılaşan Trakyalı çiftçiler, bu yıl ise kuraklık ve yabancı otlarla mücadele ediyor. Kuraklığa bağlı olarak yabancı ot ilaçlarının toprağa inmemesi çiftçileri endişelendiriyor. Tarımın başkenti sayılan Trakya'da son yolların en kurak dönemi yaşanıyor. Ekim döneminde mevsim yağışlarının yetersiz kalması nedeniyle kurak toprağa buğday eken ve gübreleme yapan çiftçiler, ürünün gelişim dönemi ve verim için yağış bekliyor. Kuraklık, hastalık ve zararlıların yanında yabancı otların artmasına da neden olabiliyor. "Kızarıklıklar ve sararmalar oldu" Kuraklığa bağlı oluşan yabancı otla mücadele konusunda bazı sıkıntılar olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kaya, tarlaların ilaçlandığını fakat kuraklık nedeniyle yabancı otların oluşmaya başladığını belirtti. Kontrollü olan tarlalarda sıkıntı olmadığını aktaran Prof. Dr. Kaya, yağış olmaması sebebiyle yabancı ot ilaçlarının toprağa inemediğini ve bazı kızarıklıklar ve sararmalar olduğunu vurguladı. Çiftçilere uyarı Çiftçilere tarlalarını sık sık kontrol etmeleri ve tarladaki yabancı ot mücadelesini iyi yapmaları konusunda uyaran Prof. Dr. Kaya, hangi yabancı otlar var, hangi yöntemlerle daha etkili kontrol yapılır, en uygun nasıl kontrol edilebilir gibi noktalarda takibin iyi yapılması gerektiğine vurgu yaptı.   Nitratlı gübreler kullanması tavsiyesi Gübrelemede genellikle üre gübresi kullanıldığını belirten Prof. Dr. Kaya, "Üre gübresi inorganik bir gübre olduğu için gübreyi atınca hemen yağmur olması gerekir. Üre gübresinin etki etmesi 1 hafta 10 gün sürüyor. Eğer imkan varsa direkt nitratlı gübreler kullanmasını tavsiye ediyorum. Çünkü kullanıma hazır olduğu için bu açıdan da faydalı olacağını düşünüyorum" dedi. "Son 80 yılın en sıcak Aralık ayını yaşadık" Edirne'de 2022 yılı Şubat ayında metrekareye 88 kilogram yağış düşerken, 2023 yılı Şubat ayında ise 5,2 kilogram yağış düşmesi üreticileri endişelendiriyor. Trakya'da son 80 yılın en sıcak Aralık ayının yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Yalçın Kaya, yağış olmamasına bağlı olarak atılan gübrelerin erimediğini ve bunun buğdayın gelişimini olumsuz etkilediğini ifade etti. Trakya genelinde bu yıl normalin üzerinde bir kuraklık yaşandığını belirten Prof. Dr. Kaya, kışlık ürünlerin ekildiğini ancak mevsim yağışlarının yetersiz kalması dolayısıyla sıkıntılı bir süreçten geçildiğini ifade etti. Özellikle Trakya'nın iç kesimlerinin hiç yağış almadığını belirten Prof. Dr. Kaya, Trakya'da ve Edirne'de daha fazla yağış alan yerlerde bazı buğdayların sapa kalkmaya başladığını dile getirdi. Kışın hiç yağış düşmediğini ve yağışa en çok ihtiyaç duyulduğu dönemde olunduğunu aktaran Prof. Dr. Kaya, Balkanlar'dan gelen soğuk hava dalgasının bu yıl hiç uğramadığını ve yağmurların da çiseleme şeklinde az olduğunu vurguladı. Sapa kalkan buğdayın yağmur ve azota ihtiyacı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Kaya, bu sezon yağış miktarı anlamında çok sıkıntılı günlerden geçildiğini söyledi. Kaynak: İhlas Haber Ajansı

Kuraklık, bitkilerin hücre yapılarını bozuyor Haber

Kuraklık, bitkilerin hücre yapılarını bozuyor

Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Aybeke, küresel iklim değişikliği ve kuraklığın bitkilerin strese girmesine, hücre yapılarının bozulmasına, buna bağlı kalite ve verimin düşmesine yol açtığını söyledi. Aybeke, insanların ve hayvanların yaşamlarını sürdürebilmesi için vazgeçilmez olan besin zincirinin temelinde bitkilerin bulunduğuna işaret etti. İklim değişikliği ve kuraklığın bitkileri olumsuz etkilediğini vurgulayan Aybeke, hava olaylarındaki dengesizliklerin bitkilerin hem nitelik hem de nicelik değerlerini bozduğunu dile getirdi. Tarım bitkilerinde boyda kısalma görülüyor İklim değişikliğinin bitkilerin hücre yapılarının değişmesine neden olduğunu anlatan Aybeke, şöyle devam etti: "Kuraklık bitkilerde özellikle tohum veriminin ve tohum içindeki protein değerlerinin farklılaşmasına neden olmaktadır. Kuraklığın, bitkilerin hücre yapılarındaki DNA bozukluklarına, hücre yapılarındaki bozukluklara ve proteinlerdeki bağ bozulmalarına kadar oldukça kötü etkileri vardır. Bir diğer önemli etkiyse bitkilerde görülen boy kısalığıdır. Tarım bitkilerinde özellikle boyda kısalma görülüyor. Örneğin buğdayı ele alırsak, buğday boyundaki kısalma sap ve saman veriminde düşmelere neden olmaktadır. Dolayısıyla daha kısa boylu hızlıca tohuma geçmeye yönelik farklı bir yaşam döngüsünü bitkilerde görmekteyiz." Hormonal dengeleri bozuluyor Prof. Dr. Aybeke, kuraklık ve iklim değişikliğinin bitkilerde strese neden olduğunu ifade etti. Stres ortamına bağlı olarak bitkilerin yapılarının bozulduğuna dikkati çeken Aybeke, şunları kaydetti: "Bitkilerin yayılışı, hangi alanlarda dağılacağını ve metabolizmasını etkiler. Kuraklık ve sıcaklık bitkiler için bir stres faktörüdür. İnsanlar nasıl ki yaz aylarında sıcak havada zorlanıyorsa aynı şekilde bitkiler de sıcak ve kurak dönemde stres metabolizmasına geçmektedir. Aşırı miktarda elektrolit dengeleri değişmektedir. Ozmolit (bitkilerin su stresiyle karlılaştıklarında hücre turgor dengesini aynı seviyede tutmaya çalışırken ürettikleri çözünür maddeler) denilen özel kimyasal bileşikler üretiyorlar, hormonal dengeleri bozuluyor ve farklı hormonlar üretiyorlar. En nihayetinde bir şeyler üretip tohum veriyorlar ancak bunu stres altında gerçekleştirdikleri için normal koşullara göre daha düşük kalitede ve düşük verimli tohum üretimi gerçekleşmiş oluyor. Bunun en büyük sebebi stres koşullarında olmalarıdır."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.