Türkpatent Haberleri - Son Dakika Türkpatent Haber Güncel Gelişmeler

HepsiJET'ten Taşıma Hacminde Yüzde 97 Artış

İSTANBUL (İHA) - HepsiJET, 2024 yılının üçüncü çeyreğinde, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla Hepsiburada dışındaki perakendecilere sunduğu taşıma hacmini yüzde 97 artırdı. Geçen yıl yaklaşık bin 800 olan hizmet verdiği şirket sayısı, bu yıl 2 bin 750’ye yükseldi. HepsiJET, e-ticaret ve perakende sektöründe taşıma kapasitesini artırmaya devam ediyor. Şirketin dış müşterilere sunduğu taşıma hizmetlerinin toplam hacim içindeki payı yüzde 35’i aştı. Hepsiburada platformu üzerinden teslim edilen ürünlerde de artış yaşandı. Özellikle büyük hacimli siparişlerin yüzde 69’u HepsiJET XL ile ulaştırıldı. OPERASYONEL PERFORMANS ZİRVEDE HepsiJET, esnek teslimat çözümleriyle dikkat çekiyor. "Bugün Teslimat", "Yarın Randevulu Teslimat" gibi hizmetlerle 2024’te net teslimat oranını yüzde 96’ya çıkardı. Müşteri memnuniyetinin ölçüldüğü Net Tavsiye Skoru ise 88 puan olarak kaydedildi. KASIM AYINDA REKOR TESLİMAT HepsiJET, efsane kasım kampanyalarında dakikada 606 teslimat gerçekleştirerek 11 milyon kilometre yol kat etti. Efsane Kasım döneminde yüzde 98’lik bir teslimat performansı yakaladı. "EKOSİSTEMİ DÖNÜŞTÜRÜYORUZ" HepsiJET Genel Müdürü Atilla Alver, şirketin sektöre yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler kazandırdığını vurguladı. Alver, "Biz HepsiJET'i sadece Hepsiburada'ya rekabet avantajı sağlayacak, müşterilerimize daha iyi bir deneyim yaşatacak bir araç olarak görmüyoruz. HepsiJET, bizim sektörü dönüştürme, sektörü daha iyiye götürme, ekosistemdeki tüm paydaşları en iyi teknoloji ve sürdürülebilirlik örnekleriyle tanıştırma vizyonumuzun da bir göstergesi. Bu vizyonla Hepsiburada platformu dışındaki perakendecilere sunduğumuz taşıma hacmimizi yılın üçüncü çeyreğinde, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla iki katına çıkardık" dedi. Sürdürülebilirlik konusundaki çözümlerinden de bahseden Alver, "2024 yılının ilk yarısında filomuza eklediğimiz 24 adet sıfır emisyonlu elektrikli araçlarımız, yapay zekaya dayanan ve TÜRKPATENT tarafından onaylı 'Çok Araçlı Rota Optimizasyonu' uygulamamızla sürdürülebilirlik alanında kendimizi sürekli olarak geliştirme hedefindeyiz. Sektörü dönüştürme motivasyonumuzu arkamıza alarak inovatif ve çevreci projelerimizi hayata geçirmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Isparta elmasına coğrafi işaret

Isparta elması coğrafi işaret belgesi aldı. Isparta Ticaret Borsası tarafından Isparta elması için 2020 yılında Türk Patent ve Marka Kurumuna (TÜRK PATENT) mahreç işareti başvurusu yapıldı. TÜRK PATENT tarafından yapılan değerlendirme sonucu Isparta elması, rengi, tadı ve şekliyle coğrafi işaret aldı. Böylece Isparta’da 17 ürün coğrafi işaretli oldu. Isparta Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hüdai Şahin, Isparta’nın ekonomisine katkı sağlayan en önemli ürünün elma olduğunu belirtti. Ülke ihtiyacının yaklaşık yüzde 25’ini ürettiklerini dile getiren Şahin, “Buna karşılık ihracattaki payımız yüzde 45. Bu da şunu gösteriyor; Isparta elması rengi, tadı ve şekliyle her zaman ön planda. Bizler de Isparta Ticaret Borsası olarak elmamızın bu özelliklerini koruma altına almak ve pazar payımızı artırmak için çalışmalarımıza 2020 yılında başladık. 2020 yılında coğrafi işaret başvurumuzu yapmıştık. Zorlu bir süreç sonucunda 2023 Ağustos ayı sonunda elma coğrafi işaretimizi aldık ve Isparta elması adı altında elmamız koruma altına alındı. Tabii ki bu süreçten sonra pazar payımızı artırmak amacıyla çalışmalarımıza devam edeceğiz. Öncelikle hazırlattığımız 6 dilde Isparta elması filmi var, onu dünyada gerekli birçok noktaya ulaştırdık. Bundan sonraki diğer tanıtım faaliyetleri için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu uzun bir süreç. Pazar payımızı artırabilmek adına birçok ülkenin ticaret müşavirleri ile görüşmelerimiz devam ediyor. İnşallah bunu da başarırsak Isparta elması hak ettiği değerini almış olacaktır” şeklinde konuşu.

Fıstık fiyatları cep yakıyor

Fiyatların yüzde 100’den fazla yükselmesi hem alıcıyı hem de satıcıyı üzdü. Türkiye’deki fıstık üretiminde yaklaşık 21 milyon ağaçla önemli bir yere sahip olan Şanlıurfa’da fıstık fiyatlarının yüksek olması hem alıcıyı hem de satıcıyı kara kara düşündürüyor. Geçen yıl yaş fıstığın kilosu 80 ile 140 lira arasında satılırken bu sene 230 ile 350 lira arasında satılıyor. Tescilli yaş fıstığın kilosu 350, kurusu ise 500 lira Şanlıurfa’nın Türk Patent ve Marka Kurumunca (TÜRKPATENT) tescillenen Keten Köyneği cinsi fıstıkta ise fiyat 350 liraya kadar yükseliyor. İri tanesi, ipeksi kabuğu, çatlak oranının yüksekliği ve farklı aromasıyla en çok tercih edilen fıstıklar arasında yer alan Keten Köyneği fiyatındaki yükseliş cepleri yakıyor. Fabrikalarda tavlanan fıstığın kilosu ise 450 liraya kadar çıkıyor. "Geçen sene 100 kilo satarken bu yıl 10 kilo satıyoruz" Haşimiye Meydanı’ndaki tarihi han bölgesinde fıstık satışı yapan Mehmet Fatih Ok, “Geçen sene fıstık 90 liraydı, bu sene 230 lira. Yani bu kadar bir artış gösterdi. Millet fıstığa bakıyor alamıyorlar. Geçen sene 80 liraydı, o fıstık bu sene 230 lira. Geçen sene daha çok satıyordu. Mesela geçen sene 100 kilo satıyorsak bu sene 10 kilo satıyoruz. Bakan geri çekiliyor. Evvel sene 30 liraydı. Sonra 90 lira oldu, bu sene bir defada yükseldi, 230 lira oldu. Düşer mi, düşmez, böyle gider. 200 lira, 230 lira, 250 lira, böyle gider. 300 liraya kadar gördük zaten. Gittikçe yükseliyor” dedi. "Kavrulan fıstığın fiyatı daha da yükseliyor" Fıstıkların çok pahalı olduğunu söyleyen müşterilerden Abdullah Alkan, “Fıstıklar çok pahalı, kimse alamıyor, 300 lira, 330, lira 350 lira. Fabrikada kavrulduktan sonra daha da yükseliyor, 400 lirayı, 500 lirayı bulur. Otogarda daha pahalıdır” ifadelerine yer verdi. "Evde tabağa koyup yiyemiyoruz" Fıstık fiyatlarının önceki yıllara nazaran çok fazla yükseldiğini ve alamadıklarını söyleyen Osman Mızrakçı, “Şu anda Urfa genelinde fıstığı hiç alamıyoruz. Eskiden 20 TL, 30 TL’ydi ama şimdi 250 TL, 300 TL olmuş. Evde tabağa koyup da ailemizle yiyemiyoruz. Piyasa çok değişmiş, eskisi gibi değil” dedi. 1 kilo fıstık ile bir yevmiye aynı 1 kilo fıstığın bir günlük yevmiye ile aynı olduğunu söyleyen Ahmet Güneş, "Yani şu an fıstık 250 TL olmuş. Urfa genelinde zaten bir yevmiye 250 lira. Sabahtan akşama kadar çalışacaksın 1 kilo fıstık için mi” şeklinde konuştu. Fahiş fiyatlar var Tarlada fıstık üretip sattıklarını söyleyen Mert Erarslan, "Şu an fıstık üreticisiyiz. Tarlalarımızda boz fıstık satıyoruz. 100 TL’ye hal pazarına gidiyor. Hal pazarında bunu kavlatıyorlar, 350 liraya, 400 liraya insanlara sunuyorlar. Gerçekten fahiş fiyatlar” diye konuştu.

Bingöl balının AB tesciliyle uluslararası pazardaki etkisi artacak

Zengin bitki örtüsüne sahip coğrafyada üretilen coğrafi tescil işaretli Bingöl balında hasat sezonu başladı. Kentte 1700 arıcı, 163 bin kovanda balını hasat ediyor. En kaliteli bal için çalışan Bingöllü üreticiler, son 1 yılda uluslararası çeşitli yarışmalarda 8 altın ve platinyum ödülüne layık görüldü. Bingöllü arıcılar, ürünlerinin uluslararası piyasadaki değerini ortaya koyabilmek ve markalaşmanın artması için TÜRKPATENT tarafından AB'ye yapılan tescil başvurusunun olumlu sonuçlanmasını bekliyor. Geçen yıl 2 bin ton balın elde edildiği kentte, bu yıl yaşanan iklim şartlarından dolayı rekoltenin 1500 ton olması bekleniyor. 6-7 ülkeye ihracat yapılıyor Bingöl Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ali Aba, Bingöl balının kalitesini her zaman koruduğunu, ancak pazarlamada hak ettiği yere ulaşması gerektiğini söyledi. Bingöl balına AB coğrafi işaret alınmasının son aşamada olduğunu dile getiren Aba, Bingöl balının AB tarafından tescillenmesini istediklerini belirtti. Kendisinin de 2 oğlu ile arıcılık yaptığını anlatan Aba, şöyle konuştu: "Katıldığımız fuarlarda Bingöl balının tanıtımına Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz Bey'in çok büyük katkısı oldu. Kentteki tüm kurumlarımız arıcılarımıza destek veriyor. Son 1 yıl içerisinde uluslararası yarışmalarda 9 ödül aldık, 8 altın, 1 platinyum ödülü verildi. Büyük bir başarı bence. AB coğrafi işaret alınmasının ardından Bingöl balının kalitesi ortaya çıkacak, pazarlamada hak ettiğimiz değeri bulacağız." Kentte 10 firmanın ihracat yaptığını kaydeden Aba, Hollanda, İngiltere, İsviçre, Katar, Dubai gibi 6-7 ülkeye ihracatın gerçekleştirildiğini bildirdi. "Bingöl balı bir dünya markası" Aba, "Hiçbir zaman bir insan tek başına başarılı olamaz. Ben de son 3-4 senedir arıcılıkta en çok desteği 2 oğlumdan alıyorum. Beraber çalışıyoruz, üretiyoruz. Kaliteli bal üretiyorsak ne mutlu bize. Bingöl balı bir dünya markası. Dünya şampiyonu bir bala sahibiz." ifadelerini kullandı. 16 yaşındaki Hüseyin Aba da boş zamanlarında babasına yardım ettiğini kaydederek, "Ata mesleğimiz olan arıcılığı sürdürmek için babamızın yanında işi öğreniyoruz." dedi.

Manyas Kazak fasulyesi coğrafi işaret olarak tescil edildi

Rus Çarlığı'na isyan ederek Osmanlı Devleti'ne sığınan ve 1740 yılında Manyas Gölü kenarında eski adı Kazaklar köyü olan kırsal Kocagöl Mahallesi'ne yerleşen topluluk, kendi yörelerine has fasulye tohumlarını da beraberinde getirdi. Fasulye tohumlarını yöre halkı ve çiftçileriyle de paylaşan Don Kazaklarının torunları, 1962'de Türkiye'den göç ederek ana yurtlarına döndü. Kendilerine miras kalan fasulyenin üretimine devam eden mahalle halkı, yıllardır geçimlerini Manyas Kazak fasulyesinden sağlıyor. Bu fasulye, kolay pişmesi, kabuğundan ayrılmaması ve lezzetiyle farklılık gösteriyor. Ürün için Manyas Süt Üreticileri Birliği Başkanı ve Bandırma Ticaret Odası Meclis Üyesi Fevzi Karakaş'ın önerisiyle TÜRKPATENT'e yapılan coğrafi işaret tescil başvurusu sonuçlandı. Bandırma Ticaret Odasının müracaatını değerlendiren TÜRKPATENT tarafından hazırlanan tescil belgesi, Oda Başkanı Adem Yılmaz ve Meclis Üyesi Karakaş'a verildi. Fevzi Karakaş, AA muhabirine, Manyas Kazak fasulyesinin tamamen doğal şartlarda üretildiğini söyledi. Coğrafi işaret tescilinden duyduğu mutluluğu dile getiren Karakaş, "Tescil, yeni bir hayal ve yeni bir umuttur. Bir değerimize daha değer katmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Tarihi mirası çok güzel olan Kazak fasulyemiz ilçemizin Kocagöl Mahallesi ile Salur ve Hamamlı mahallelerinde yetiştirilmektedir. Göl boyunda yetişen bu fasulye sarı koza ve kuru fasulye halinde tüketiliyor. İlçemizin bir fasulye şehri olacağına inanıyorum." dedi.

Havran mandalinası ve siyah incirinin coğrafi işaret tescili yapıldı

Havran Belediyesi, tadı, çekirdeksiz olması ve ince kabuğuyla ilgi gören satsuma cinsi mandalina ve kabuğuyla yenilebilen siyah incir için Havran Belediyesince Türk Patent ve Marka Kurumuna (TÜRKPATENT) başvurdu. Süreçler tamamlanarak coğrafi işaret belgeleri verilen "Havran mandalinası" ve "Havran siyah inciri", ilçenin ilk tescilli ürünleri oldu. Havran Belediye Başkanı Emin Ersoy, gazetecilere, Havran'ın tarihi ve kültürüyle bir tarım ilçesi olduğunu söyledi. Ersoy, "Havran'ımızın bereketli toprakları, tarıma özgü verimli ağaçları var. Bununla birlikte siyah incirimiz ve mandalinamız da Havran'ımızın ayrı bir değeri." dedi. İlçenin tarımsal ürünleri arasında yer alan mandalina ve siyah incir için TÜRKPATENT'e müracaat ettiklerini aktaran Ersoy, bu iki ürünün tescillendiğini dile getirdi. Havran Ovası'nın bereketli topraklara sahip olduğunu vurgulayan Ersoy, "Coğrafi olarak baktığımızda bir ucu Madra Dağı, bir ucu Kazdağları'nın eteğinde kalan Havran Ovası verimli toprakları ile incirimiz, zeytinimiz, zeytinyağımız ve tabii ki ince kabuklu mandalinamızla tam bir verim kaynağı. Coğrafi işaret bir değerdir, ürünün kalitesidir, ürünün nerede yetiştirildiğinin bir göstergesidir. Bu anlamda coğrafi işareti almamız hem üretici adına hem de esnafımız adına hem de ilçemizin tanıtımı adına çok büyük katkı sağlayacaktır." diye konuştu.

Türkiye'nin coğrafi işaretlerinde gözler ihracata odaklandı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Çağlayancerit cevizinin ardından Gemlik zeytininin de Avrupa Birliği'nden (AB) coğrafi işaret tescili almasıyla Türkiye'nin Birlik nezdinde korunma hakkı elde eden tescilli coğrafi işaretinin 12'ye yükseldiğini belirterek, "Türkiye'nin ürün çeşitliliği çok fazla. Türkiye bu anlamda potansiyeli olan bir ülke ve bu potansiyeli iyi değerlendirebilirsek ülkenin katma değerli üründe daha fazla ihracat yapması sağlanır." dedi. Kacır, AA muhabirine, AB'den tescil alan Türkiye'nin coğrafi işaretli ürünlerine ilişkin değerlendirmede bulundu. Ülkede coğrafi işaretli tescil sayısının 1382 olduğu bilgisini veren Kacır, "Türk Patent ve Marka Kurumunda (TÜRKPATENT) coğrafi işaret almak için işlemleri devam eden 692 başvuru bulunuyor. " diye konuştu. Kacır, coğrafi işaretli ürünlerin katma değere dönüştürülerek ticari ve ekonomik hayata kazandırılması gerektiğine dikkati çekerek, TÜRKPATENT'in, ülkenin coğrafi zenginliklerinin yurt dışında da tanıtılması için yoğun gayret gösterdiğini söyledi. Coğrafi işarette tescilin birinci aşama olduğuna işaret eden Kacır, şunları kaydetti: "Tescilden sonra bu ürünlerin ulusal ve uluslararası markalaşması için projeler hazırlanarak daha fazla katma değer yaratılmalı. Türkiye'nin ürün çeşitliliği çok fazla. Türkiye bu anlamda potansiyeli olan bir ülke, bu potansiyeli iyi değerlendirebilirsek ülkenin katma değerli üründe daha fazla ihracat yapması sağlanır. Bu da Türkiye'nin ekonomisinin ve kişi başına düşen milli gelirin büyümesine önemli katkı sunar." Kacır, TÜRKPATENT'in bu yıl tarihinde ilk kez AB'ye doğrudan başvuru yapma yetkisini kullanarak 10 coğrafi işaretli ürünün tescili için toplu başvuruda bulunduğunu dile getirdi. Çağlayancerit cevizinin AB'de coğrafi işaret belgesiyle tescillenen 11'inci ürün olduğunu anımsatan Kacır, "Çağlayancerit cevizinin ardından Gemlik zeytini de AB'den coğrafi işaret tescili aldı. Böylece, AB nezdinde korunma hakkı elde eden tescilli 12 coğrafi işaretimiz oldu. AB'de Gaziantep baklavası, Aydın inciri ve kestanesi, Malatya kayısısı, Milas zeytinyağı, Bayramiç beyazı, Taşköprü sarımsağı, Giresun tombul fındığı, Antakya künefesi ve Suruç narı daha önce tescil edilmişti." dedi. AB'de tescil sırasında bekleyen 42 coğrafi işaretli ürün bulunuyor Kacır, Türkiye'nin AB'de tescil sırasında bekleyen coğrafi işaretli ürünleri olduğuna dikkati çekerek, bunların da tescil alması için gereken girişimlerin yapıldığını bildirdi. AB'den tescil bekleyen 42 coğrafi işaretli ürüne ilişkin de bilgi veren Kacır, şunları kaydetti: "Bunlardan Afyonkarahisar pastırması ve sucuğu, İnegöl köftesi, Kayseri pastırması, sucuğu ve mantısı, Antep fıstığı, Edremit Körfezi yeşil çizik zeytini, Maraş çöreği ve tarhanası, Gaziantep melengiç kahvesi, Araban sarımsağı, Tonya tereyağı, Erzurum su böreği, Aydın memecik zeytini ve zeytinyağı, İpsala pirinci, Bursa kestane şekeri, Kırkağaç kavunu, Demirci hünnabı, Amasya çiçek bamyası, Bursa siyah inciri, Hopa hamsili ekmeği, Safranbolu safranı, Manisa sultani çekirdeksiz üzümü ve mesir macunu, Kilis zeytinyağı, Bingöl balı, Bursa şeftalisi, Ezine peyniri, Rize çayı, Urla sakız enginarı, Ayaş domatesi, Hüyük çileği, Isparta gülyağı, Silifke yoğurdu, Tarsus sarıulak zeytini, Hatay kaytaz böreği, Osmaniye yer fıstığı, Melli inciri, Adan Şalgamı ve Sinop kestane balı için AB nezdinde tescil başvurusu yapıldı." Kacır, ayrıca daha önce tescil sırasında olan Edremit zeytinyağı ile Milas yağlı zeytininin Avrupa Komisyonunda tescilinin ilan edildiğini, onlara ilişkin de son prosedürlerin beklendiğini sözlerine ekledi.

#Türkpatent