TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Uludağ

AGRONEWS - Uludağ haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Uludağ haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Hücreleri yeniliyor, diyabete iyi geliyor; şimdi pazar arıyor Haber

Hücreleri yeniliyor, diyabete iyi geliyor; şimdi pazar arıyor

Uludağ’ın Aronya Üreticileri Entegre Tesis İstiyor: “Pazar Bulmakta Zorlanıyoruz” Uludağ’ın güneydoğu eteklerinde beş yıl önce başladıkları Aronya ekiminde bu yıl hasat yapan çiftçiler, pek çok hastalığa iyi gelen bu meyvenin suyunun sıkılması, kurutulması ve paketlenmesi için bölgeye bir entegre tesis kurulmasını talep ediyor. Aronya hasadını, Karadeniz yaylalarını aratmayan Uludağ’ın güneydoğu yamaçlarında, köylerin kadınları yapıyor. Aronya, diyabet, tansiyon hastalarına iyi gelmesi ve hücre yenileyici özelliği ile biliniyor. Bursa’nın İnegöl ilçesinden Fevzi Baydur, beş yıl önce 10-12 dönümlük alanda süper meyve olarak adlandırılan Aronya bitkisini yetiştirmeye başladı. Geçen yıl 5 ton meyve elde eden Baydur, bu yıl hedefinin 10 ton olduğunu belirtti. Ancak pazar bulma konusunda sıkıntı yaşadıklarını vurguladı. Baydur, kimyasal gübre ve ilaç kullanmadan organik olarak yetiştirdikleri Aronya bitkisinin değerli olduğunu ifade ederek şunları söyledi: "Meyve çok değerli olsa da hasadında sıkıntı yaşıyoruz. Kendi çabamızla satmaya çalışıyoruz. Bu fidanları 5 yıl önce Bursa Büyükşehir Belediyesi Tarım A.Ş. dağıtmıştı. İnşallah bir pazar bulunur ve köylü rahatlar." Baydur, Aronya’nın tansiyon ve şeker hastalarına iyi geldiğini ve üç yıl sonra meyve vermeye başladığını belirtti: "Geçen sene 10 dönümden 4 bin 900 kilo aronya topladık. Bu sene 10 ton aronya toplamayı umut ediyoruz." "Pazar Sıkıntısı Nedeniyle Ürün Dalında Bekliyor" Selamettin Demirtaş da 2022’de 10 dönümlük arazide 2 bin fidanla Aronya üretimine başladığını belirtti: "Şu an hasat zamanı. Topladığımız ürünlerin bir kısmı buzhanede, bir kısmı satılmayı bekliyor. Pazar bulamadığımız için bir kısmı hâlâ dalında." Aronya’nın Kuzey Amerika kökenli bir meyve olduğunu belirten Demirtaş, Türkiye’de 2012 yılında Yalova Atatürk Araştırma ve Kültür Merkezi tarafından getirildiğini ve burada geliştirilen iki cinsin tescillendiğini söyledi. Aronya’nın antioksidan değeri en yüksek meyve olduğunu belirten Demirtaş, meyvenin diyabet ve kalp hastalarına, kanser hastalığı olanlara olumlu etkiler sağladığını ve günlük iki avuç kadar tüketilmesi gerektiğini vurguladı. "Katma Değerli Ürünler İçin Tesis Gerekiyor" Demirtaş, Aronya meyvesinin daha çok konsantre veya kurutulmuş halde işlenip satılması gerektiğini belirterek, bu konuda bölgedeki tesis eksikliğine dikkat çekti: "Pazarlamada sıkıntılarımız var. Ancak vazgeçmeyeceğiz. Devlet büyüklerimizin desteğiyle bir tesis kurulursa, Avrupa’da olduğu gibi bu ürünü kimya ve ilaç sanayisine pazarlayabiliriz." Tahtaköprü Mahalle Muhtarı Mustafa Ok, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Ziraat Odası ile pazar sorununu çözmeye çalıştıklarını belirtti: "Aronya çok değerli bir ürün. Devlet desteğiyle bu ürünü daha katma değerli hale getirip ekonomiye kazandırabiliriz." Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ise üreticiyi mağdur etmeyeceklerini, gerekirse Tarım A.Ş. aracılığıyla tüm Aronya’yı alacaklarını ve katma değerli üretim için bölgeye tesis yatırımı yapabileceklerini ifade etti.

900 rakımda sera kurdu, yılda 3 milyon süs bitkisi üretiyor Haber

900 rakımda sera kurdu, yılda 3 milyon süs bitkisi üretiyor

Bursa’da 900 rakımda kurduğu serada süs bitkileri yetiştiren Mehmet Sakarya, Uludağ’dan eriyen kar suları ile sulama ile 5 kat daha fazla verim elde ediyor. Bursa’nın kırsal Keles ilçesinde 900 rakımda sera kuran çiftçi Mehmet Sakarya, bölgenin iklim nedenleriyle tarıma uygun olmamasına rağmen süs bitkileri yetiştiriyor. Deniz seviyelerine göre 5 kat daha fazla verim aldığını söyleyen Sakarya, Uludağ’dan eriyen kar sularını kullanarak 1 dönüm alana 1 kilogram gübre ile sulama yapılabildiğini, seraların merkezi Yalova’da bile en az 5 kilogram gübre kullanıldığını aktardı. Yakın bölgede başka süs bitkisi üretilmediğinden toprakta hastalık olmadığını kaydeden Sakarya ayrıca, bölgeden çıkan ürünlerin daha uzun ömürlü olduğunu ifade etti. “Kamu bizi desteklerse daha ileriye gideriz” Üretim konusunda sorun yaşamadıklarını fakat pazarlama konusunda daha çok desteğe ihtiyaç duyduklarını söyleyen Mehmet Sakarya, “Toplamda 15 dönümde çalışıyoruz. Şu an yazlık begonya gibi yazlık bitkilerde çalışıyoruz. Nasip olursa Eylül ayında kışlık bitkilerde başlayacağız. İklimsel olarak dezavantajlı bir bölgede yaşıyoruz. Rakımın yüksek olduğu bir bölge. Bu bölgede bir değişiklik yapmak gerekiyordu. Bizim şartlarımızda açık alanda üretim yapmak biraz zor. İnsanlar bu sene fasulye ve patatesi kırağıdan dolayı ikinciyi ektiler. 6-10 Mayıs arası bir don yaşandı. Dolayısıyla örtü altı üreticiliğine geçmemiz gerekiyordu. Ufak ufak denemelerle başladık. Bu yıl bizim üretimde 7 yılımız. Üretim yapıyoruz. Ürettiklerimizle kamunun ihtiyacını karşılamaya çalışıyoruz. Bu işte üretmekten daha önemlisi ürünü iyi pazarlayabilmek. Üretimde iyi bir ivme yakaladığımızı düşünüyorum. Mevsimlik üretimimizi 3 milyona çıkardık. Kamudan desteğimizi aldık. Şimdiye kadar bizi desteklediler. Biz dağın başında olduğumuz için yoldan geçen kişiye ürün satma şansımız yok. Bizim müşterimiz kamu. Kamu bizi desteklerse daha ileriye gideriz. Biz yaz döneminde kadın işçilere 450 lira yevmiye ödedik. Biz burada köyde boş olan bütün insanlara iş imkânı sağladık. 1 yıl içinde bin kişiye iş imkânı sağladık” dedi. “Bu yıl 3 milyon adet üretimimiz gerçekleşti” Sezonda 3 milyon adet üretim yaptıklarını ve desteklenmeleri durumunda daha da büyüyebileceklerini belirten Sakarya, “Üretici olarak 14 tane üyemiz var. Hedefimiz üreticiyi arttırmak. Üreticiyi çoğaltabilmemiz için kamunun da bize destek olması lazım. Biz burada çiçek üretiyoruz. Sebze üretimine ve topraksız tarıma da başladık. Biz bölge olarak örtü altı üreticiliğine geçmemiz gerekiyor. Kamu bize destek verirse gelişmememiz için hiçbir sebep yok. Süs bitkisi üretiminde su çok önemli bir etken. Bizim en büyük avantajımız su. Bir kilo gübreyle 1 dönüm yer suluyoruz. Yalova’da 5 kilo gübreyle 1 dönüm yer suluyorlar. Dezavantajlarımız olduğu kadar avantajlarımız da var. Bulunduğumuz konum mevsimlik bitki üretimi için çok güzel. Bu avantajı fark ettik. Yalova’dan İstanbul’dan tecrübeli insanlar da geldi. Buranın süs bitkisi üretimi için güzel bir bölge olduğunu söylediler. Bizim burada yaşadığımız en büyük zorluk pazarlama. Üretim kısmı çok kolay pazarlama için aynı şeyleri söyleyemem. Bu seneki üretimiz 3 milyon adet. Bu rakamı 1 milyona kadar düşürdük. Kamu kuruluşları ürün alımında bize destek oldular” ifadelerini kullandı. “Fiyat nedeniyle müşteriler Bursa’yı tercih ediyor” Diğer bölgelere göre maliyetlerin düşük olması sebebiyle daha verimli çalıştıklarını aktaran Sakarya, “Bu işe başlarken İzmir Büyükşehir Belediyesini örnek aldık. İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde 5 tane kooperatifi idare ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de aynı şekilde 18 yıl boyunca kırsal bölgelerde kooperatifler kurmuşlar. Bizde bu modelleri örnek alarak bu işe giriştik. Ufak tefek aksamalar olsa da işlerimiz iyi gidiyor. Bu işin ana merkezi Yalova’dır. Biz burada aile işçiliği yaptığımız için bizim maliyetimiz oraya göre biraz daha düşük. Müşteriler bizim piyasamızın Yalova ve Bursa merkeze göre biraz daha düşük olduğu için bizi tercih ediyorlar” dedi.

Rainbow trout are in high demand at the farm established at the foothills of Uludağ Haber

Rainbow trout are in high demand at the farm established at the foothills of Uludağ

Fresh trout raised in the icy waters at an altitude of 1,300 meters are offered to customers, while the view of Uludağ enchants visitors. In the rural Pınarcık neighborhood of Keles district in Bursa, a trout farm is located on the southern slopes of Uludağ. Here, trout are raised in icy waters. While the city center experiences temperatures of up to 37°C during the summer months, the temperature in Pınarcık Mahallesi, where the trout farm is situated, remains around 20°C even at noon. At the facility, trout raised in the ponds are caught live upon customer order, cooked in a stone oven, and served to guests. A Cool Escape from the City's Heat Ahmet Aslan, a customer representative, notes that those who are exhausted by the city's sweltering heat come to the trout farm to cool off. He explains, "This place is located in Pınarcık Mahallesi, Keles district of Bursa, at an altitude of about 1,300 meters. It is a very cool place, a peaceful environment where we come with our family and enjoy a meal. Everything is prepared right next to you here. The fish are taken live from the pond, processed, and then served to the guests. The prices are also very economical. It is a maximum of a 30-minute drive from Bursa. While we are roasting in the heat of the city, we can come here in 30 minutes and enjoy a cooler environment. We have had guests from Istanbul as well. Visitors who come to explore the largest plateau in Marmara, Kocayayla, and Keles, can enjoy the freshness and coolness here at an economical price. Besides trout, the menu also includes meatballs and culture mushrooms grown in greenhouses unique to Keles. You can even just order mushrooms. Vegetarian guests will not go hungry here. It’s a place that’s far from the city but close to it. You can see the southern slopes of Uludağ from here. While your children interact with the soil, you can enjoy your meal in peace.”

Uludağ eteklerinde kurulan çiftlikte alabalıklar rağbet görüyor Haber

Uludağ eteklerinde kurulan çiftlikte alabalıklar rağbet görüyor

Bin 300 rakımda buz gibi sularda yetiştirilen taze balıklar müşterilerin beğenisine sunulurken, Uludağ manzarası ise gelenleri mest ediyor. Bursa’nın kırsal Keles ilçesinde Uludağ’ın güney yamacındaki eteklerine kurulan alabalık çiftliğinde buz gibi sularda alabalık yetiştiriliyor. Yaz aylarında şehir merkezinde hava sıcaklıkları 37 dereceleri bulurken alabalık çiftliğinin bulunduğu Pınarcık Mahallesi’nde ise öğle vakitlerinde bile sıcaklık 20 derecelerde seyrediyor. Tesiste bulunan havuzlarda yetiştirilen alabalıklar, müşterilerin siparişi üzerinde canlı olarak yakalanıp, taş fırında pişirilmesinin ardından müşterilerin beğenisine sunuluyor. Şehirde bunalan burada üşüyor Şehrin kavurucu sıcaklığında bunalanların alabalık çiftliğine üşümek için geldiklerini belirten Müşteri Temsilcisi Ahmet Aslan, “Burası Bursa’nın Keles ilçesi Pınarcık Mahallesi’nde yer alıyor. Yaklaşık bin 300 rakımdayız. Burası çok serin bir yer, ailecek geldiğimiz huzurlu bir ortamda karnımızı doyurduğumuz bir mekan. Buraya geldiğinizde her şey sizin yanınızda hazırlanıyor. Balığı havuzdan canlı çıkarıp, belirli bir işlem sonrası misafirlerin beğenisine sunuluyor. Akabinde fiyat olarak da çok ekonomik bir mekan. Bursa’ya maksimum uzaklığı 30 dakika. Bursa şehir merkezinde sıcaktan kavrulurken 30 dakikada buraya gelip üşüdüğümüz bir ortam var burada. İstanbul’dan buraya gelen misafirlerimiz oldu. Burada arkadaş olduğumuz misafirlerimiz de oldu. Marmara’nın en büyük yaylası olan Kocayayla ve Keles’i gezmeye gelenler mutlaka burada tazeliği, ferahlığı ekonomik bir fiyata yararlanıp gidebiliyorlar. Balığın dışında köfte ve Keles’e özgü seralarda yetiştirilen kültür mantarı da menüde yer alıyor. Sadece mantar siparişi de verebilirsiniz. Vejetaryen olan misafirlerimizin de burada aç kalma şansı yok. Şehirden uzak şehre yakın bir mekan. Buradan Uludağ’ın güney yamacını görebiliyorsunuz. Çocuklarınız burada toprakla buluşurken sizde huzur içinde yemeğinizin tadını çıkarıyorsunuz” şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.