TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yüreğir

AGRONEWS - Yüreğir haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yüreğir haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Narenciye üreticileri DFİF desteği bekliyor Haber

Narenciye üreticileri DFİF desteği bekliyor

Doğan, narenciye ürünlerinde yaşanan verim düşüklüğü ve artan maliyetler nedeniyle çiftçilerin büyük bir dar boğazda olduğunu belirterek, DFİF desteğinin çiftçilerin mağduriyetini giderecek önemli bir çözüm olduğunu ifade etti. Narenciye sektörü, Türkiye’nin tarımsal ihracatında önemli bir yere sahip olmasına rağmen, bu yıl özellikle Adana ve çevresindeki üreticiler ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldı. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, yaptığı açıklamada, bölgede narenciye üretiminde verimin önceki yıllara göre oldukça düşük olduğunu, çiftçilerin de maliyetlerin artması sebebiyle ciddi gelir kayıpları yaşadığını belirtti. Doğan, “Bu yıl narenciye üretiminde beklenilen verim alınamadı. Hem iklimsel şartlarının olumsuz etkileri hem de artan girdi maliyetleri, üreticilerimizi zora soktu. Çiftçilerimiz emeklerinin karşılığını alamıyor. Zaten zorlu şartlarda üretim yapan üreticilerimiz, bu düşük verimle beraber ciddi ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kaldı. Narenciye üretiminde verim düşüklüğü sadece çiftçileri değil, aynı zamanda bölgedeki ekonomik dengeyi de olumsuz etkiliyor. Ürünlerin satış fiyatları üreticilerin beklentilerinin çok altında kalırken, maliyetler ise hızla artmaya devam ediyor. Gübre, ilaç, mazot gibi yüksek girdi maliyetleri üreticilerin kar marjını neredeyse sıfıra düşürdü. Çiftçilerin yaşadığı bu zorlukların aşılması için DFİF desteğinin devreye alınması önemli” dedi. Üreticilerin sesine kulak verilmeli Doğan, açıklamasında, DFİF, tarım ürünleri piyasalarında denge sağlamak, üreticilerin gelir kayıplarını telafi etmek ve istikrarı korumak amacıyla devreye alınan bir fon olarak bilindiğini belirterek, “Bu fon sayesinde narenciye üreticileri, fiyat dalgalanmalarına karşı korunmuş olacak ve zararları minimum seviyeye indirilebilecek. Destekleme Fiyat İstikrar Fonu’nun (DFİF) narenciye üreticileri için devreye alınmasını talep ediyoruz. Narenciye üretimi Türkiye için stratejik öneme sahip bir sektör. Bu sektörün ayakta kalması, ülke ekonomisi için de büyük önem taşıyor. Üreticilerimizin desteklenmesi, yalnızca onların değil, tüm tarımsal değer zincirinin korunması anlamına gelir. Çiftçilerimizin emeğinin boşa gitmemesi için gerekli adımların atılmasını bekliyoruz. Narenciye üreticilerimizin bu zor günlerinde yanlarında olmak, onların ekonomik açıdan sürdürülebilir bir üretim yapabilmelerini sağlamak zorundayız. DFİF desteği, üreticilerimizin bir nebze olsun rahatlamasına yardımcı olacaktır. Bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığımızın gerekli adımları atmasını bekliyoruz. Bizler de oda olarak bu sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Çiftçilerin ürettiğini ülkenin kazandığını söyleyerek, “Ancak üreticimizin emeği karşılık bulmazsa, uzun vadede sektörde büyük kayıplar yaşanabilir. Bu yüzden, hem hükümetimizin hem de ilgili kurumların DFİF desteği konusunda hızlı bir adım atmaları çok önemli. Tarım sektörü ayakta kalmalı ve çiftçilerimiz yeniden hak ettikleri kazancı sağlamalıdır” dedi. Yüreğir Ziraat Odası olarak, narenciye üreticilerinin yaşadığı zorlukların aşılması için DFİF desteğinin bir an önce devreye alınmasını talep ettiklerini belirterek, “Bu destek, sadece çiftçilerimizin değil, tüm tarımsal üretim zincirinin korunmasına katkı sağlayacaktır. Narenciye üreticilerinin daha fazla mağdur olmaması için gerekli adımların atılmasını bekliyoruz” dedi.

Tarımda plansız üretim ve iklim krizi çiftçileri zorluyor Haber

Tarımda plansız üretim ve iklim krizi çiftçileri zorluyor

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, tarımda plansız üretim ve iklim değişikliği gibi sorunların üstesinden gelmek için tarımsal üretimde planlamaya dayalı bir model benimsenmesini ve çiftçilerin piyasa taleplerine uygun üretim yapmalarının teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Doğan, tarım sektörüne katkı sunan çiftçilerin, bir yandan fazla ekilen ürünlerin pazar değerinin düşmesiyle zarar ederken, diğer yandan artan sıcaklıklar ve aşırı hava şartları nedeniyle ürün kayıpları yaşadıklarını hatırlatarak, “Bu durum, çiftçilerin gelirlerinde büyük düşüşlere yol açıyor ve tarım sektörünün sürdürülebilirliği açısından ciddi tehditlerle karşı karşıya kalınıyor” diye konuştu. Tarım sektörünün son yıllarda yaşanan plansız üretim ve iklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle karşı karşıya olduğunu kaydeden Doğan, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye’de tarım sektöründe uzun yıllardır süregelen plansız üretim, çiftçilerin en büyük sorunlarından biri haline gelmiştir. Özellikle belirli ürünlerde, piyasa talebinin üzerinde bir üretim gerçekleştirildiğinde, ürün fazlası meydana gelmekte ve bu durum pazar fiyatlarının ciddi şekilde düşmesine neden olmaktadır. Örneğin, bu yıl fazladan ekilen bazı ürünler, çiftçilerin beklediği geliri elde edememesiyle sonuçlanmıştır. Ürün fazlası nedeniyle pazar doygunluğu oluşmuş, fiyatlar düşmüş ve çiftçiler emeğinin karşılığını alamamıştır. Plansız üretim yalnızca ekonomik kayıplara neden olmakla kalmıyor, aynı zamanda doğal kaynakların verimsiz kullanılmasına da yol açıyor. Özellikle su ve toprak gibi kaynakların gereksiz yere tüketilmesi, tarımsal üretimin uzun vadede sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Bu da, ülkenin tarımsal potansiyelini zayıflatıyor ve gıda güvenliğini riske atıyor.” Doğan, bölgede çiftçilerin, iklim değişikliğinin getirdiği zorluklarla da başa çıkmak zorunda kaldığını ifade ederek, “Özellikle son yıllarda artan sıcaklıklar ve aşırı hava olayları, tarımsal üretimi olumsuz yönde etkiliyor. Bu yıl, Çukurova’da sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle ekinler yandı ve çiftçiler büyük ürün kayıpları yaşadı. Aşırı sıcaklar, bitkilerin büyüme sürecini olumsuz etkileyerek verimliliği düşürdü ve hasat döneminde beklenen ürün miktarı elde edilemedi. Ayrıca, iklim değişikliği yalnızca sıcaklık artışıyla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda yağış rejimlerinde de düzensizliklere yol açıyor. Beklenmedik kuraklıklar veya ani sağanak yağışlar, tarımsal faaliyetleri sekteye uğratıyor ve çiftçilerin planlarını altüst ediyor. Bu durum, tarımda belirsizliği artırarak çiftçilerin risklerini yönetmelerini zorlaştırıyor" dedi. "Mısıra ve buğdaya verilen destek pamukta yetersiz kaldı" Doğan, mısıra ve buğdaya verilen desteğin pamukta yetersiz kaldığını belirterek, "Pamuk üreticileri zor durumda kaldı. Pamuk üreticileri, artan maliyetler ve düşük piyasa fiyatları karşısında yeterli gelir elde edemediler. Desteklerin dengesiz dağılımı, bazı bölgelerde pamuk üretiminin azalmasına ve çiftçilerin alternatif ürünlere yönelmesine neden oldu. Pamuk, Türkiye ekonomisi için stratejik öneme sahip bir ürün olmasına rağmen, çiftçilerin bu üründen elde ettiği gelirler son yıllarda azalma eğiliminde. Desteklerin yetersizliği, pamuk üreticilerini zor durumda bırakmakta ve bu durum, pamuk üretimindeki sürekliliği tehlikeye atmaktadır. Çiftçilerin pamuk üretiminden uzaklaşması, hem yerli sanayiye ham madde teminini zorlaştıracak hem de ülkenin pamuk ithalatına bağımlılığını artıracaktır" ifadelerini kullandı. “Tarımsal üretimde planlamaya dayalı bir model benimsenmeli” Doğan, tarım sektöründe yaşanan zorlukların çiftçilerin geleceğe dair kaygılarını artırdığını ifade ederek, "Plansız üretim, iklim değişikliği ve yetersiz destekler gibi sorunların çözüme kavuşturulması, tarım sektörünün sürdürülebilirliği için hayati önem taşımaktadır. Tarımda plansız üretim ve iklim değişikliği gibi sorunların üstesinden gelmek için, öncelikle, tarımsal üretimde planlamaya dayalı bir model benimsenmeli ve çiftçilerin piyasa taleplerine uygun üretim yapmaları teşvik edilmelidir. Bunun yanı sıra, iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için tarımsal faaliyetlerde iklim dostu uygulamaların yaygınlaştırılması büyük önem taşımaktadır. Devlet desteklerinin çiftçi zarar etmeyecek şekilde dağıtılması, çiftçilerin ekonomik istikrarını sağlamada kilit rol oynayacaktır. Pamuk gibi stratejik ürünlerde desteklerin artırılması, çiftçilerin bu alanda faaliyet göstermeye devam etmelerini teşvik edecektir. Bu sayede, hem tarım sektörünün sürdürülebilirliği sağlanacak hem de ülke ekonomisi güçlendirilecektir" şeklinde konuştu.

Çiftçi maliyetleri artıyor: Ekpertiz ücretleri çiftçiyi zorluyor Haber

Çiftçi maliyetleri artıyor: Ekpertiz ücretleri çiftçiyi zorluyor

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, tarım sektörünün içinde bulunduğu zorlu süreci değerlendirirken, çiftçilerin karşılaştığı maliyet baskısına dikkat çekti. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, kredi çekmek isteyen çiftçilerin 10 milyon ve üzerinde çıkan tarla veya bahçesi için ikinci ekspertiz uygulamasının çiftçiler üzerinde ekstra maliyet unsuru haline geldiğini belirterek, bu uygulamanın 20 milyon ve üzeri rakamlar için yapılmasını ve ekspertiz ücretlerinin de azaltılması gerektiğini vurguladı. Çiftçilerin tüm yıl boyunca birçok sorunla mücadele ettiğini ve her geçen gün artan maliyetlerle karşı karşıya kaldığını ifade eden Doğan, ‘’Çiftçiler üretime devam edebilmek için kredilere ihtiyaç duymaktadır. Ancak, kredi başvuru sürecinde ekspertiz ücretlerinin yanı sıra 10 milyon TL’nin üzerinde çıkan rakamlar için ikinci bir ekspertiz raporu istenmesi, çiftçilere ekstra bir maliyet anlamına gelmektedir. Tek ekspertiz raporu için 13 bin TL ödeyen ve zaten zor durumda olan çiftçilerin, ikinci ekspertiz ücreti mali yükünü daha da artırmakta ve çiftçiler üzerinde bir baskı oluşturmaktadır” dedi. Tarım sektörünün sürdürülebilirliği açısından bu tür ekstra maliyetlerin azaltılmasının önemli olduğunu kaydeden Doğan, “BDDK’nın, her yıl enflasyon oranına göre ekspertiz limitlerini artırması gerekiyor. Bu artış yapılmadığında, limitler düşük kalıyor ve bu durum, ikinci bir ekspertiz yapılma zorunluluğunu doğuruyor. Sonuç olarak, tüm çiftçilerimiz bu durumdan mağdur oluyor. Bu yanlıştan bir an önce kurtulmamız gerekiyor. Çiftçilerimiz, zaten artan girdi maliyetleri ve düşük ürün fiyatları ile mücadele ediyor. Gerekli adımlar bir an önce atılmalı, rakamlar bir an önce revize edilmelidir. Yetkililerden, bu uygulamanın gözden geçirilmesini ve çiftçilerin mali yükünün hafifletilmesini talep ediyoruz’’ şeklinde konuştu.

Adana’da limonun fiyatını düşürecek hasat başladı Haber

Adana’da limonun fiyatını düşürecek hasat başladı

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Şu an alıcılar ve satıcılar memnun. Hasat, havaların sıcak olmasından dolayı erken başladı” dedi. Türkiye’nin en önemli tarım merkezlerinden Adana’da mayer cinsi limonun hasadı başladı. Hava sıcaklığı nedeniyle hasadı yaklaşık 3 hafta önce başlayan ve kent genelinde 230 bin dönüm alanda üretimi yapılan limondan 641 bin ton rekolte hedefleniyor. Kesim tarihi belirlenmedi Öte yandan limonun resmi kesim tarihinin ise ‘Turunçgil Kesim ve İhraç Tarihlerini Belirleme Komisyonu’ tarafından önümüzdeki günlerde açıklanması, şuanda kesilen limonlara pahalılığın önüne geçilmesi için göz yumulduğu öğrenildi. Mayer cinsi limonun fiyatı bahçede 10-13 lira arasında, halde ise 20-25 lira arasında alıcı buluyor. “Sıcak hava hasadı erkene çekti” Hasat sırasında gazetecilere konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Bu yıl havaların çok sıcak ve nemli gitmesinden dolayı hasat erken başladı. Şuan limonun suyu var ama biraz daha beklersek limonda su daha da bollaşacak. Eski yatak limonun şuanda halde kilogram fiyatı 50-55 lira ama bu mayer cinsi limon bahçede 10-13, halde 20-25 lira arasında. 1 hafta sonra yatak limonlar bitecek ve bu mayer cinsi limon piyasada kalacak” dedi. “641 bin ton rekolte bekleniyor” Adana genelinde 230 bin dönüm alanda limon dikimi olduğunu söyleyen Doğan, “Adana’da bu sene 641 bin ton limon rekoltesi bekliyoruz. Geçen seneye oranla rekoltede yüzde 30 düşüş var. Bunun da en büyük nedeni hem sıcak hava hem de geçen sene para etmeyen limon ağaçları söküldü. Ancak bu rekolteyle de hem yurt içine hem de yurt dışına yetecek limonumuz var. Şuanda alıcı da satıcı da memnun” ifadelerini kullandı. 280 dönüm alanda limon üretimi yapan çiftçi Metin Televi ise fiyatlardan memnun olduklarını, verimin de dönüm başına 5-6 ton limon beklediklerini söyledi.

Adana’nın çekirdeksiz karpuzu Avrupa sofralarını süslüyor Haber

Adana’nın çekirdeksiz karpuzu Avrupa sofralarını süslüyor

Adana’da yaklaşık 10 bin 500 dönüm alanda ekilen çekirdeksiz karpuz, Avrupa ülkelerinin sofralarını süslerken ülke ekonomisine de katkı sağlıyor. Türkiye’nin en erkenci karpuzunun hasat edildiği Adana’da hasat devam ediyor. Bu sene yaklaşık 10 bin 500 dönüm alanda ekilen ve şuanda hasat edilen çekirdeksiz karpuz, özel kolilerle Avrupa, Balkan ve İskandinav ülkelerine ihraç ediliyor. Bu yıl 55 bin ton rekoltenin beklendiği karpuzun kilosu, 10-11 liradan işlem görüyor. “Çok fazla talep var” Hasat sırasında İhlas Haber Ajansı’na konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, son 3 yıldır çekirdeksiz karpuzun her geçen gün arttığını belirterek, “Karpuzun içerisi tam kırmızı ve içerisinde çekirdek yok. Karpuz küçük olduğu için evlere girdiğinde hemen tüketiliyor. Avrupa bu karpuzu çok seviyor. Avrupa’da bu karpuz üretiliyor ancak bizim ülkemizde üretilen karpuzun maliyetinin daha düşük olduğu gerekçesiyle bizden çok fazla talep var. Karpuzun büyük bir kısmı yurt dışına gitmekte” ifadelerini kullandı. “Her geçen gün çekirdeksiz karpuza ilgi artıyor” Karpuz üreticisi Ömer Pamuk, çekirdeksiz karpuzu Avrupa’nın çok sevdiğini söyleyerek, “Avrupa kupalarından kaynaklı bu sene ilgiden çok memnunuz. Yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Karpuzun tadı çok güzel. Şuanda karpuzun kilogram fiyatı 10-11 lira. ‘EURO 2024’ün Almanya’da düzenlenmesi siparişlerimizi arttırdı. Avrupa genelde çekirdeksiz karpuzu tüketiyor. Ülkemizde de bu karpuzun tanıtımı yapıldı ve her geçen gün çekirdeksiz karpuza ilgi artıyor” dedi.

Çiğli havada hasat edilip depoya konan limonlar çürüdü Haber

Çiğli havada hasat edilip depoya konan limonlar çürüdü

Adana’da sezonunda dalında kilogram fiyatı 30 kuruşa kadar düşmesi nedeniyle satılamadığı için ağaçları kesilen limon, depoda çürüyünce şuanda halde kilogramı 50 liradan, market ve pazarlarda ise 70-80 liradan satılıyor. Türkiye’nin en önemli tarım merkezlerinden Adana’da 150 bin dönüm alanda üretimi yapılan mayer cinsi limonun hasadı 2023 yılının Eylül ayında başladı. 600 bin tona yakın rekolte beklenen limonun ilk hasatta kilosu 4-5 liraya satılırken, talep olmaması nedeniyle bahçede kilogramı 30 kuruşa kadar geriledi. Mayer cinsi limona talep gelmeyince ürünlerini satamayan çiftçiler bir bir limon ağaçlarını söktü. Kimi üretici motorlu testere ile ağaçlarını keserken, kimi üretici de kepçeyle söktü. Şimdi fiyat 70-80 lira Ancak soğuk hava depolarına gönderilen dikenli limonun yüzde 50-60’ı çürüdüğü için şuanda halde kilogram fiyatı 50 liradan, market ve pazarlarda ise 70-80 liradan satılıyor. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Başkan Doğan, depodaki limonların çürümesinin fiyatları yükselttiğini belirterek, “Şu anda halde 1. kalite limon 50 lira. İkinci kalite limon ise 25-30 liradan satılıyor. 2023 yılında mayer cinsi limon para etmedi ve üretici ağaçlarını kesip limonları çöpe attı. Kasım ve Aralık ayında hasadı yapılan limonlar ise depoya az konuldu. Bunun da en büyük nedeni tarım işçisi sorunu yaşadık ve geçen sene çiftçi limondan para kazanamamıştı. Bu sene ise limon hasadı havada çiğ varken yapıldı ve o şekilde depoya konan limonlar çürüdü” diye konuştu. “Fiyatlar 1,5 ay sonra düşecek” Limon fiyatlarının yaklaşık 1,5 ay sonra başlayacak hasat ile birlikte düşeceğini kaydeden Doğan, “Limonların depoda yüzde 50-60’ı çürüdü. O nedenle de fiyatlar yükseldi. En erken şuanda 1,5 ay sonra limon hasadı yapılacak. O hasat yapıldığında fiyatlar düşecek. Limonun fiyatı hiç bu kadar yükselmemişti. Bu sene piyasaya limon az girdi ve depoya giren limonların yüzde 50-60’ı çürüdü. Bu nedenle de fiyatlar yükseldi” dedi. “Üzgünüz” Öte yandan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, sezonunda para etmediği için ağaçları kesilen limonun şuanda bu kadar yüksek fiyattan satıldığı için üzgün olduklarını söyledi.

Yüreğirli çiftçilere traktör muayene kolaylığı Haber

Yüreğirli çiftçilere traktör muayene kolaylığı

Yüreğir Ziraat Odası, kırsal bölgelerde yaşayan çiftçilerin muayene hizmetlerinden kolayca yararlanabilmesi Gezici Araç Muayene İstasyonu’nu Çotlu Mahallesinde çiftçilerle buluşturdu. Yüreğir Ziraat Odası, çiftçilerin traktörlerinin periyodik muayenelerini şehir merkezine gitmeden yapabilmeleri için sağladığı desteklerle büyük bir kolaylık sunmaya devam ediyor. Gezici Araç Muayene İstasyonu, çiftçilerin traktörlerini periyodik muayenelerini daha erişilebilir ve kolay hale getirmek amacıyla, özellikle kırsal bölgelerde yaşayan çiftçilerin şehir merkezine gitmek zorunda kalmadan muayene hizmetlerinden yararlanabilmesi için bu yıl Çotlu Mahallesinde hizmet verdi. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, ‘’Göreve geldiğimiz 2015 yılında çiftçi ve muhtarlardan gelen talep üzerine başlattığımız ve sürekli hale getirdiğimiz bu hizmet, çiftçilerin zaman ve maliyet tasarrufu yapmalarını sağlıyor. Şehir merkezine gitmek zorunda kalmadan, muayene işlemlerini gerçekleştiren çiftçiler, bu uygulamadan oldukça memnun.’’ dedi. Doğan, özellikle tarım sezonunda zamanın çok değerli olduğu düşünüldüğünde, bu hizmetin büyük bir avantaj sunduğunu belirterek, “Birden fazla traktöre sahip çiftçilerin, yoğun zirai faaliyetleri dolayısıyla araç muayene işlemlerine zaman ayırmaya fırsat bulamayabiliyor. Çiftçilerimizin ihtiyaçlarını ön planda tutarak, onların hayatını kolaylaştırmak için çeşitli projeler geliştirmeye devam ediyoruz. Gezici Araç Muayene İstasyonu, çiftçilerimizin işlerini aksatmadan ve zaman kaybetmeden traktör muayenelerini yapmalarına imkan tanıyor. Bu hizmetle çiftçilerimizin yanındayız ve onların işlerini kolaylaştırmak için elimizden geleni yapıyoruz" şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.