TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yüreğir

AGRONEWS - Yüreğir haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yüreğir haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yüreğir'de Tarım İşçilerinin Çalışma Saatlerine Dikkat Çekildi Haber

Yüreğir'de Tarım İşçilerinin Çalışma Saatlerine Dikkat Çekildi

ADANA (İHA) - Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, mevsimlik tarım işçileri ile işveren temsilcileri arasında imzalanan protokolle belirlenen çalışma şartlarına ilişkin değerlendirmede bulundu. Başkan Doğan, işçilerin çalışma saatlerine uymadığına dair şikayetlerin arttığını belirterek, tüm tarafları hassas davranmaya davet etti. Protokole göre, mevsimlik tarım işçilerine günlük 8 saatlik çalışma karşılığında 1.000 TL ödeme yapılırken budama işçileri için bu ücret yüzde 10 daha fazla olarak açıklandı. "Nasıl ki çiftçilerimiz belirlenen ücreti ödüyorsa, tarım işçilerimizin de protokolde yer alan çalışma saatlerine eksiksiz şekilde uyması gerekmektedir" diyen Doğan, kuralların adalet sağlamak adına konulduğunu ve karşılıklı anlayışla uygulanmasının önemine değindi. Çiftçi ve işçi iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Doğan, belirlenen kurallara uyulmasının üretimde sürdürülebilir bir düzen oluşturacağını söyledi. "Ortak çaba gösterildiği takdirde hem işçilerin çalışma koşulları iyileşecek hem de çiftçilerimiz emeklerinin karşılığını daha verimli şekilde alabilecektir" ifadelerini kullandı. Başkan Doğan, adil bir çalışma düzeninin sağlanması için Valilik ve Çalışma Bakanlığı'nın konuyu takip etmelerinin de önem taşıdığını vurgulayarak, protokolün hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti.

Adana’da Suriyeli Tarım İşçileri Polemiği: Sektör Risk Altında mı? Haber

Adana’da Suriyeli Tarım İşçileri Polemiği: Sektör Risk Altında mı?

Tarım Sektöründe Endişeler Artıyor Adana’da tarım elcileri ve sektör temsilcileri arasında, Suriyeli tarım işçilerinin dönmesi halinde ortaya çıkacak etkiler konusunda görüş ayrılığı yaşanıyor. Sektör temsilcileri, Suriyelilerin gitmesinin tarıma ciddi zarar vereceğini belirtirken, tarım elcileri bu durumu bir sorun olarak görmüyor. Elcilerden Yerli İşçi Vurgusu Tarım elcisi Hayrettin Çelik, yerli işçilerin teşvik edilmesi gerektiğini belirtti: “Suriyeli işçiler büyük oranda tarım sektörünü destekliyor. Ancak onların dönüşü halinde yerli işçileri teşvik etmeli ve barınma ihtiyaçlarını çözmeliyiz. Yüksek kira fiyatları, işçilerin tarım sektöründe çalışmasını engelliyor.” “Suriyelilerin Gitmesi İşçi Krizine Neden Olur” Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan ise Suriyelilerin dönmesi durumunda tarım sektörünün ciddi sıkıntılarla karşılaşacağını ifade etti: “11 yıl önce bu kadar geniş ekili alan yoktu. Yeni narenciye ağaçlarının ekilmesiyle işçi ihtiyacı arttı. Suriyeliler giderse tarım sektörü sekteye uğrayabilir. Afrika ve Türk cumhuriyetlerinden işçi getirip barınma sorunlarını çözmeliyiz.” Narenciye Üretimi ve Genişleyen Tarım Alanları Son yıllarda Adana’da narenciye ve diğer ürünlerin üretimi hızla arttı. Yeni ekili alanların çoğalması, iş gücü ihtiyacını artırırken, sektörün geleceği iş gücü planlamasına bağlı görünüyor. Tarımda Gelecek İçin Öneriler Adana’daki tartışmalar, tarım sektörünün geleceği için çözüm yollarını da gündeme taşıdı. Yerli işçilerin teşviki, barınma olanaklarının iyileştirilmesi ve alternatif iş gücü kaynaklarının araştırılması, sektör temsilcilerinin önerileri arasında yer alıyor.

Haber

"Çiftçilerin Yükü Hafifletilmeli, Girdi Maliyetleri Düşürülmeli"

Zirai İlaç ve Gübrede KDV İndirimi Çağrısı Mehmet Akın Doğan, 2024 yılında çiftçilerin karşılaştığı en büyük sorunların başında girdi maliyetlerinin geldiğini belirtti. Zirai ilaç, gübre, elektrik, motorin ve tohum gibi kalemlerin maliyetlerinin çiftçilerin omuzlarına ağır bir yük bindirdiğini ifade eden Doğan, özellikle zirai ilaçta %10 olan KDV oranının %1’e indirilmesi gerektiğini vurguladı. Doğan, bahçe ilaçlamasında dönüm başına 7-10 bin TL arasında maliyet oluştuğunu belirterek, bu durumun çiftçilerin üretim yapmasını zorlaştırdığını söyledi. Ayrıca ilaçlardaki etken madde oranlarının azalmasının, sezon boyunca daha fazla ilaç kullanımını zorunlu hale getirdiğine dikkat çekti. İhracatta Rekabet Sorunları Narenciye ve diğer tarımsal ürünlerin ihracatında yaşanan sorunlara değinen Doğan, yurtdışından gelen ucuz ürünlerin Türk çiftçisinin rekabet gücünü azalttığını ve ürünlerin değerinin altında satılmasına yol açtığını ifade etti. Daha Fazla Destek Talebi Mehmet Akın Doğan, çiftçilerin tarımsal üretime devam edebilmesi için verilen desteklerin artırılması gerektiğini söyledi. Akdeniz Meyve Sineği ile mücadelede %50 destek uygulamasının zirai ilaç maliyetlerine de genişletilmesini talep etti. "Tarım Stratejik Öneme Sahip" Artan elektrik ve mazot fiyatlarının yanı sıra kuraklık gibi iklimsel sorunların çiftçileri tehdit ettiğini belirten Doğan, tarımın ülke ekonomisi ve gıda güvenliği açısından stratejik bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Çiftçilerin desteklenmesinin yalnızca üreticileri değil, ülkenin geleceğini de koruyacağına dikkat çekti.

Narenciye üreticileri DFİF desteği bekliyor Haber

Narenciye üreticileri DFİF desteği bekliyor

Doğan, narenciye ürünlerinde yaşanan verim düşüklüğü ve artan maliyetler nedeniyle çiftçilerin büyük bir dar boğazda olduğunu belirterek, DFİF desteğinin çiftçilerin mağduriyetini giderecek önemli bir çözüm olduğunu ifade etti. Narenciye sektörü, Türkiye’nin tarımsal ihracatında önemli bir yere sahip olmasına rağmen, bu yıl özellikle Adana ve çevresindeki üreticiler ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldı. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, yaptığı açıklamada, bölgede narenciye üretiminde verimin önceki yıllara göre oldukça düşük olduğunu, çiftçilerin de maliyetlerin artması sebebiyle ciddi gelir kayıpları yaşadığını belirtti. Doğan, “Bu yıl narenciye üretiminde beklenilen verim alınamadı. Hem iklimsel şartlarının olumsuz etkileri hem de artan girdi maliyetleri, üreticilerimizi zora soktu. Çiftçilerimiz emeklerinin karşılığını alamıyor. Zaten zorlu şartlarda üretim yapan üreticilerimiz, bu düşük verimle beraber ciddi ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kaldı. Narenciye üretiminde verim düşüklüğü sadece çiftçileri değil, aynı zamanda bölgedeki ekonomik dengeyi de olumsuz etkiliyor. Ürünlerin satış fiyatları üreticilerin beklentilerinin çok altında kalırken, maliyetler ise hızla artmaya devam ediyor. Gübre, ilaç, mazot gibi yüksek girdi maliyetleri üreticilerin kar marjını neredeyse sıfıra düşürdü. Çiftçilerin yaşadığı bu zorlukların aşılması için DFİF desteğinin devreye alınması önemli” dedi. Üreticilerin sesine kulak verilmeli Doğan, açıklamasında, DFİF, tarım ürünleri piyasalarında denge sağlamak, üreticilerin gelir kayıplarını telafi etmek ve istikrarı korumak amacıyla devreye alınan bir fon olarak bilindiğini belirterek, “Bu fon sayesinde narenciye üreticileri, fiyat dalgalanmalarına karşı korunmuş olacak ve zararları minimum seviyeye indirilebilecek. Destekleme Fiyat İstikrar Fonu’nun (DFİF) narenciye üreticileri için devreye alınmasını talep ediyoruz. Narenciye üretimi Türkiye için stratejik öneme sahip bir sektör. Bu sektörün ayakta kalması, ülke ekonomisi için de büyük önem taşıyor. Üreticilerimizin desteklenmesi, yalnızca onların değil, tüm tarımsal değer zincirinin korunması anlamına gelir. Çiftçilerimizin emeğinin boşa gitmemesi için gerekli adımların atılmasını bekliyoruz. Narenciye üreticilerimizin bu zor günlerinde yanlarında olmak, onların ekonomik açıdan sürdürülebilir bir üretim yapabilmelerini sağlamak zorundayız. DFİF desteği, üreticilerimizin bir nebze olsun rahatlamasına yardımcı olacaktır. Bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığımızın gerekli adımları atmasını bekliyoruz. Bizler de oda olarak bu sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Çiftçilerin ürettiğini ülkenin kazandığını söyleyerek, “Ancak üreticimizin emeği karşılık bulmazsa, uzun vadede sektörde büyük kayıplar yaşanabilir. Bu yüzden, hem hükümetimizin hem de ilgili kurumların DFİF desteği konusunda hızlı bir adım atmaları çok önemli. Tarım sektörü ayakta kalmalı ve çiftçilerimiz yeniden hak ettikleri kazancı sağlamalıdır” dedi. Yüreğir Ziraat Odası olarak, narenciye üreticilerinin yaşadığı zorlukların aşılması için DFİF desteğinin bir an önce devreye alınmasını talep ettiklerini belirterek, “Bu destek, sadece çiftçilerimizin değil, tüm tarımsal üretim zincirinin korunmasına katkı sağlayacaktır. Narenciye üreticilerinin daha fazla mağdur olmaması için gerekli adımların atılmasını bekliyoruz” dedi.

Tarımda plansız üretim ve iklim krizi çiftçileri zorluyor Haber

Tarımda plansız üretim ve iklim krizi çiftçileri zorluyor

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, tarımda plansız üretim ve iklim değişikliği gibi sorunların üstesinden gelmek için tarımsal üretimde planlamaya dayalı bir model benimsenmesini ve çiftçilerin piyasa taleplerine uygun üretim yapmalarının teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Doğan, tarım sektörüne katkı sunan çiftçilerin, bir yandan fazla ekilen ürünlerin pazar değerinin düşmesiyle zarar ederken, diğer yandan artan sıcaklıklar ve aşırı hava şartları nedeniyle ürün kayıpları yaşadıklarını hatırlatarak, “Bu durum, çiftçilerin gelirlerinde büyük düşüşlere yol açıyor ve tarım sektörünün sürdürülebilirliği açısından ciddi tehditlerle karşı karşıya kalınıyor” diye konuştu. Tarım sektörünün son yıllarda yaşanan plansız üretim ve iklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle karşı karşıya olduğunu kaydeden Doğan, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye’de tarım sektöründe uzun yıllardır süregelen plansız üretim, çiftçilerin en büyük sorunlarından biri haline gelmiştir. Özellikle belirli ürünlerde, piyasa talebinin üzerinde bir üretim gerçekleştirildiğinde, ürün fazlası meydana gelmekte ve bu durum pazar fiyatlarının ciddi şekilde düşmesine neden olmaktadır. Örneğin, bu yıl fazladan ekilen bazı ürünler, çiftçilerin beklediği geliri elde edememesiyle sonuçlanmıştır. Ürün fazlası nedeniyle pazar doygunluğu oluşmuş, fiyatlar düşmüş ve çiftçiler emeğinin karşılığını alamamıştır. Plansız üretim yalnızca ekonomik kayıplara neden olmakla kalmıyor, aynı zamanda doğal kaynakların verimsiz kullanılmasına da yol açıyor. Özellikle su ve toprak gibi kaynakların gereksiz yere tüketilmesi, tarımsal üretimin uzun vadede sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Bu da, ülkenin tarımsal potansiyelini zayıflatıyor ve gıda güvenliğini riske atıyor.” Doğan, bölgede çiftçilerin, iklim değişikliğinin getirdiği zorluklarla da başa çıkmak zorunda kaldığını ifade ederek, “Özellikle son yıllarda artan sıcaklıklar ve aşırı hava olayları, tarımsal üretimi olumsuz yönde etkiliyor. Bu yıl, Çukurova’da sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle ekinler yandı ve çiftçiler büyük ürün kayıpları yaşadı. Aşırı sıcaklar, bitkilerin büyüme sürecini olumsuz etkileyerek verimliliği düşürdü ve hasat döneminde beklenen ürün miktarı elde edilemedi. Ayrıca, iklim değişikliği yalnızca sıcaklık artışıyla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda yağış rejimlerinde de düzensizliklere yol açıyor. Beklenmedik kuraklıklar veya ani sağanak yağışlar, tarımsal faaliyetleri sekteye uğratıyor ve çiftçilerin planlarını altüst ediyor. Bu durum, tarımda belirsizliği artırarak çiftçilerin risklerini yönetmelerini zorlaştırıyor" dedi. "Mısıra ve buğdaya verilen destek pamukta yetersiz kaldı" Doğan, mısıra ve buğdaya verilen desteğin pamukta yetersiz kaldığını belirterek, "Pamuk üreticileri zor durumda kaldı. Pamuk üreticileri, artan maliyetler ve düşük piyasa fiyatları karşısında yeterli gelir elde edemediler. Desteklerin dengesiz dağılımı, bazı bölgelerde pamuk üretiminin azalmasına ve çiftçilerin alternatif ürünlere yönelmesine neden oldu. Pamuk, Türkiye ekonomisi için stratejik öneme sahip bir ürün olmasına rağmen, çiftçilerin bu üründen elde ettiği gelirler son yıllarda azalma eğiliminde. Desteklerin yetersizliği, pamuk üreticilerini zor durumda bırakmakta ve bu durum, pamuk üretimindeki sürekliliği tehlikeye atmaktadır. Çiftçilerin pamuk üretiminden uzaklaşması, hem yerli sanayiye ham madde teminini zorlaştıracak hem de ülkenin pamuk ithalatına bağımlılığını artıracaktır" ifadelerini kullandı. “Tarımsal üretimde planlamaya dayalı bir model benimsenmeli” Doğan, tarım sektöründe yaşanan zorlukların çiftçilerin geleceğe dair kaygılarını artırdığını ifade ederek, "Plansız üretim, iklim değişikliği ve yetersiz destekler gibi sorunların çözüme kavuşturulması, tarım sektörünün sürdürülebilirliği için hayati önem taşımaktadır. Tarımda plansız üretim ve iklim değişikliği gibi sorunların üstesinden gelmek için, öncelikle, tarımsal üretimde planlamaya dayalı bir model benimsenmeli ve çiftçilerin piyasa taleplerine uygun üretim yapmaları teşvik edilmelidir. Bunun yanı sıra, iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için tarımsal faaliyetlerde iklim dostu uygulamaların yaygınlaştırılması büyük önem taşımaktadır. Devlet desteklerinin çiftçi zarar etmeyecek şekilde dağıtılması, çiftçilerin ekonomik istikrarını sağlamada kilit rol oynayacaktır. Pamuk gibi stratejik ürünlerde desteklerin artırılması, çiftçilerin bu alanda faaliyet göstermeye devam etmelerini teşvik edecektir. Bu sayede, hem tarım sektörünün sürdürülebilirliği sağlanacak hem de ülke ekonomisi güçlendirilecektir" şeklinde konuştu.

Çiftçi maliyetleri artıyor: Ekpertiz ücretleri çiftçiyi zorluyor Haber

Çiftçi maliyetleri artıyor: Ekpertiz ücretleri çiftçiyi zorluyor

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, tarım sektörünün içinde bulunduğu zorlu süreci değerlendirirken, çiftçilerin karşılaştığı maliyet baskısına dikkat çekti. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, kredi çekmek isteyen çiftçilerin 10 milyon ve üzerinde çıkan tarla veya bahçesi için ikinci ekspertiz uygulamasının çiftçiler üzerinde ekstra maliyet unsuru haline geldiğini belirterek, bu uygulamanın 20 milyon ve üzeri rakamlar için yapılmasını ve ekspertiz ücretlerinin de azaltılması gerektiğini vurguladı. Çiftçilerin tüm yıl boyunca birçok sorunla mücadele ettiğini ve her geçen gün artan maliyetlerle karşı karşıya kaldığını ifade eden Doğan, ‘’Çiftçiler üretime devam edebilmek için kredilere ihtiyaç duymaktadır. Ancak, kredi başvuru sürecinde ekspertiz ücretlerinin yanı sıra 10 milyon TL’nin üzerinde çıkan rakamlar için ikinci bir ekspertiz raporu istenmesi, çiftçilere ekstra bir maliyet anlamına gelmektedir. Tek ekspertiz raporu için 13 bin TL ödeyen ve zaten zor durumda olan çiftçilerin, ikinci ekspertiz ücreti mali yükünü daha da artırmakta ve çiftçiler üzerinde bir baskı oluşturmaktadır” dedi. Tarım sektörünün sürdürülebilirliği açısından bu tür ekstra maliyetlerin azaltılmasının önemli olduğunu kaydeden Doğan, “BDDK’nın, her yıl enflasyon oranına göre ekspertiz limitlerini artırması gerekiyor. Bu artış yapılmadığında, limitler düşük kalıyor ve bu durum, ikinci bir ekspertiz yapılma zorunluluğunu doğuruyor. Sonuç olarak, tüm çiftçilerimiz bu durumdan mağdur oluyor. Bu yanlıştan bir an önce kurtulmamız gerekiyor. Çiftçilerimiz, zaten artan girdi maliyetleri ve düşük ürün fiyatları ile mücadele ediyor. Gerekli adımlar bir an önce atılmalı, rakamlar bir an önce revize edilmelidir. Yetkililerden, bu uygulamanın gözden geçirilmesini ve çiftçilerin mali yükünün hafifletilmesini talep ediyoruz’’ şeklinde konuştu.

Adana’da limonun fiyatını düşürecek hasat başladı Haber

Adana’da limonun fiyatını düşürecek hasat başladı

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Şu an alıcılar ve satıcılar memnun. Hasat, havaların sıcak olmasından dolayı erken başladı” dedi. Türkiye’nin en önemli tarım merkezlerinden Adana’da mayer cinsi limonun hasadı başladı. Hava sıcaklığı nedeniyle hasadı yaklaşık 3 hafta önce başlayan ve kent genelinde 230 bin dönüm alanda üretimi yapılan limondan 641 bin ton rekolte hedefleniyor. Kesim tarihi belirlenmedi Öte yandan limonun resmi kesim tarihinin ise ‘Turunçgil Kesim ve İhraç Tarihlerini Belirleme Komisyonu’ tarafından önümüzdeki günlerde açıklanması, şuanda kesilen limonlara pahalılığın önüne geçilmesi için göz yumulduğu öğrenildi. Mayer cinsi limonun fiyatı bahçede 10-13 lira arasında, halde ise 20-25 lira arasında alıcı buluyor. “Sıcak hava hasadı erkene çekti” Hasat sırasında gazetecilere konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Bu yıl havaların çok sıcak ve nemli gitmesinden dolayı hasat erken başladı. Şuan limonun suyu var ama biraz daha beklersek limonda su daha da bollaşacak. Eski yatak limonun şuanda halde kilogram fiyatı 50-55 lira ama bu mayer cinsi limon bahçede 10-13, halde 20-25 lira arasında. 1 hafta sonra yatak limonlar bitecek ve bu mayer cinsi limon piyasada kalacak” dedi. “641 bin ton rekolte bekleniyor” Adana genelinde 230 bin dönüm alanda limon dikimi olduğunu söyleyen Doğan, “Adana’da bu sene 641 bin ton limon rekoltesi bekliyoruz. Geçen seneye oranla rekoltede yüzde 30 düşüş var. Bunun da en büyük nedeni hem sıcak hava hem de geçen sene para etmeyen limon ağaçları söküldü. Ancak bu rekolteyle de hem yurt içine hem de yurt dışına yetecek limonumuz var. Şuanda alıcı da satıcı da memnun” ifadelerini kullandı. 280 dönüm alanda limon üretimi yapan çiftçi Metin Televi ise fiyatlardan memnun olduklarını, verimin de dönüm başına 5-6 ton limon beklediklerini söyledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.