TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ziya Şahin

AGRONEWS - Ziya Şahin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ziya Şahin haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Gazeteci Mehmet Öztürk’ten Arıcılıkta Övgüye Değer Başarı Haber

Gazeteci Mehmet Öztürk’ten Arıcılıkta Övgüye Değer Başarı

Muğla'nın Marmaris ilçesinde düzenlenen 8. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi, 24 Kasım'da geniş bir katılımla başladı. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB), Muğla İli Arı Yetiştiricileri Birliği (MAYBİR), Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ve Güney Ege Kalkınma Ajansı tarafından organize edilen etkinlik, Marmaris Grand Yazıcı Turban Otel’de gerçekleştiriliyor.    Kongreye, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gümen, TAB Başkanı ve Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Ziya Şahin, MAYBİR Başkanı Veli Türk, Kongre Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Avcı, Muğla Valisi İdris Akbıyık, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Ersin Dilber, Kanatlı ve Arıcılık Daire Başkanı İslam Köse, Yem Daire Başkanı Kayıhan Kayhan, Tarımsal Pazarlama Daire Başkanı Ahmet Turan Gürkan, Muğla Orman Bölge Müdürü Mustafa Ülküdür, Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, Marmaris Kaymakamı Nurullah Kaya, Güney Ege Muğla Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Ümit Gülyağı, Apimondia Temsilcisi Riccardo Sebastianini, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turhan Kaçar, Kazakistan Cumhuriyeti Antalya Başkonsolosu Kuat Kanafeyev katıldı. Etkinliğe, İl Birlik Başkanları, akademisyenler, yerel yöneticiler ve Türkiye genelinden arıcılar da yoğun ilgi gösterdi.   ARICILARI DÜNYA İLE BULUŞTURMA HEDEFİ Açılışta konuşan TAB Başkanı Ziya Şahin, kongrenin arıcıları uluslararası arıcılık sektörüyle buluşturmayı ve Türk çam balını dünya pazarında hak ettiği konuma taşımayı hedeflediğini belirtti. Şahin, Türkiye'nin çam balı üretimindeki liderliğine dikkat çekerek, bu tür etkinliklerin hem sektörün gelişimine hem de balın küresel tanınırlığına katkı sağlayacağını ifade etti.    MEHMET ÖZTÜRK'E "EN İYİ TANITIM ÖDÜLÜ" VERİLDİ Kongrede, arıcılık sektörü için yaptığı haberler ve tanıtımlar nedeniyle Gazeteci Mehmet Öztürk, "En İyi Tanıtım Ödülü"ne layık görüldü. Öztürk, arıcılıkla ilgili haberlerini Toprak TV, Bereket TV ve AGRO TV'deki televizyon programları ve kendi web sitesi üzerinden uzun yıllardır geniş kitlelere ulaştırıyor. Ayrıca Dünya Arıcılar Kongresi Apimondia dahil birçok uluslararası etkinliği takip eden Öztürk, sektördeki farkındalığı artırma çabalarıyla tanınıyor.     Öztürk'e ödülü, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) adına Tokat Arıcılar Birliği Başkanı Ali Demir takdim etti. Törende, En İyi Tanıtım Ödülü’nün yanı sıra sektördeki başarıları ve katkıları nedeniyle 50’ye yakın ödül sahiplerini buldu. Kongre boyunca, arıcılık sektörünün gelişimi, çam balı üretiminin artırılması, sürdürülebilir yöntemler ve balın uluslararası pazarlardaki konumunun güçlendirilmesi konuları ele alınacak. Panel ve oturumların yanı sıra çeşitli ödül törenleriyle, arıcılık alanındaki başarılı çalışmalar teşvik edilecek.   Etkinlik, Türkiye'nin çam balı üretimindeki liderliğini daha ileri taşıma misyonuyla 27 Kasım'a kadar devam edecek.

Alanın uzmanları arıcılığın geleceğini değerlendirdi Haber

Alanın uzmanları arıcılığın geleceğini değerlendirdi

Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü Kanatlı ve Arıcılık Daire Başkanı İslam Köse, AA muhabirine, arıcılıkta en önemli faktörlerin başında iklim şartlarının geldiğini söyledi. Son yıllarda yaşanan iklim değişikliğinin bal üretiminde düşüşe neden olduğuna dikkati çeken Köse, "Bir yıl 110 bin tona yakın üretim yapılırken bazı yıllar iklim değişikliği nedeniyle 90 bin tona kadar düşüyor. Burada Tarımsal Araştırma Genel Müdürlüğünün arıcılığın iklim değişikliği üzerine bir projesi var. İklim değişikliğinin arılar üzerindeki etkisi araştırılıyor." dedi. Çalışmalar kapsamında bölgelerde ıslah çalışmalarının yapıldığını anlatan Köse, "Bundan sonra iklim değişikliğinden en az zarar görecek arı ırklarının bölgelerinde ıslah çalışmalarını yaparak iklim değişikliğine dayanıklı ırklar yetiştirmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda iklim değişikliğine uygun flora çalışmaları var. Bu çalışma, Orman Genel Müdürlüğümüzle sürdürülüyor." diye konuştu. Köse, Genel Müdürlük olarak arılı kovanlara destek verdiklerini, üretimin devamlılığını amaçladıklarını dile getirerek, yerli arı gen kaynaklarının korunması konusunda da Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünün desteklerinin olduğunu kaydetti. "Arı kovanından ziyade üretim alanları oluşturup üretime destek verilmesini istiyoruz" Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin de Türkiye'de bu yıl "gal arısı" ve iklim şartları nedeniyle kestane balı üretiminde düşüş yaşandığını söyledi. Şahin, Türkiye'nin değerli ballara sahip olduğuna dikkati çekerek, "Bizim çam balı gibi değerli bir balımız var. Kestane, ıhlamur, geven, ayçiçeği gibi ballarımız var. Bunları değerlendirip kanalize etmemiz lazım. Türk üreticimize arı kovanından ziyade üretim alanları oluşturup üretime destek verilmesini istiyoruz. Bu yapılırsa Türkiye gerçekten zirvededir ve zirveden hiç inmeyecektir." şeklinde konuştu. Kestane balının Türkiye'nin spesifik ballarından olduğunu vurgulayan Şahin, "Bu yıl 'gal arısı' ve yağışların zamansız olması nedeniyle kestane balı üretiminde düşüş yaşadık. Bu düşüş bütün Türkiye'de yaşandı. İnşallah gelecek yıllarda bunu telefi edeceğiz. Kestane balının özellikleri bilimsel olarak ortaya konuldu. Bundan sonraki süreçte kestane balı üretimi konusunda çalışmaların yapılması lazım." ifadelerini kullandı. "Apiterapide dünyaya örnek olacağız" Uluslararası Apiterapi Federasyonu Başkanı Ali Timuçin Atayoğlu da "arı ve arı ürünlerinin geleneksel tamamlayıcı tıp alanında kullanılması" şeklinde tanımlanan apiterapide Türkiye'nin, dünyanın zirvesini hedeflediğini belirtti. Atayoğlu, apiterapi alanında Tarım ve Orman ile Sağlık bakanlıkları işbirliğinde yeni mevzuat üzerinde çalışıldığını, yakın zamanda dünyanın beklediği bazı haberleri duyuracaklarını belirterek, "Apiterapi konusunda da çalışmalar hızlandı. Şu an bütün dünyanın takdirle karşıladığı bir noktaya doğru gidiyoruz. İnşallah apiterapide dünyaya örnek olacağız." dedi.

Türkiye çam balından sonra arı ürünleri de ihraç edecek Haber

Türkiye çam balından sonra arı ürünleri de ihraç edecek

Türkiye çam balı üretiminin yaklaşık yüzde 80'inin karşılandığı Muğla, Uluslararası Standardizasyon Örgütü ISO'nun Arı Ürünleri Genel Kurul toplantısına ev sahipliği yaptı. Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Salonu'nda hibrit olarak gerçekleştirilen toplantıya hem yüz yüze hem de çevrimiçi dünyanın birçok ülkesinden uzmanlar katıldı. Toplantıda bal, propolis ekstrakları, arı sütü, arı poleni çalışma grupları ile çalışma raporları değerlendirildi ve son gününde katılımcılara çam balı alanları gezdirildi. Türkiye arı verimi ve arı sayısında dünya ikincisi Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin, AA muhabirine, 2019'da gerek arıcılar birliği gerekse bal sektörüyle Uluslararası Standardizasyon Örgütüne müracaat ettiklerini ve 4 yıldır standart konusunda görüşme halinde olduklarını söyledi. Türkiye'nin gerek arı verimi gerekse arı sayısında dünya ikincisi olduğunu belirten Şahin, Türkiye'nin arı ürünlerinde ithal ettiği ürünleri ihraç edecek potansiyele sahip olduğunu anlattı. İhracat için ürün standartlarının oluşturulması gerektiğini vurgulayan Şahin, şunları söyledi: "Bugüne kadar polen, arı sütü ve propolisi dışarıdan ithal ettik. Bugün geldiğimiz noktada 2019'dan bu yana Uluslararası Standardizasyon Örgütünde çok değerli çalışmalar yapılmış ki bugün propolisleri ihraç eder duruma geldik. Bu da bunun bir belgesidir. Bugün burada yaklaşık 37 ülkeye kendimizi, balımızı ve diğer arı ürünlerimizi tanıtmak amacıyla hem çevrimiçi hem de yüz yüze toplantı düzenlendi. Ülke olarak her şeyden önce arı sütümüzü ve propolisimizi artık çam balı ve diğer ballardan sonra yurtdışına pazarlayabilecek ölçekte olduğumuzun müjdesini almış bulunmaktayız." "Çam balının standardını ülkemiz belirleyecek" Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Nevzat Artık da Türkiye'nin dünyada önemli arı ve arı ürünleri üreten ülkelerden birisi olduğunu belirterek, bal, propolis, polen, arı sütü, arı ekmeği ve bal mumu konusunda çalışmalar yapıldığını kaydetti. Özellikle bal, arı sütü ve polen açısından ülke olarak önemli bir potansiyele sahip olduklarını aktaran Artık, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yıllık ortalama 118 bin ton bal, 9,5 ton propolis, 3,5 ton arı sütü, 350 ton polen, 10 ton arı ekmeği ve 5 bin ton da bal mumu üretiyoruz. Burada kendi konularında uzmanlar görüş bildiriyor. Her konu ayrı ayrı görüşülüyor. Dün ve bugün 17 ayrı konu tartışıldı. Şimdi tartışılan konular konusunda alınan kararlar yazılıyor ve bundan sonraki çalışmalarda yüzde 92'si ülkemizde üretilen çam balının standardını ülkemiz hazırlayacak." "Ülkemizin yararına çam balı standardının belirlenmesi için gayret gösteriyoruz" Daha önce hazırlanan TSE 13910 Çam Balı Standardı çalışmasının, uluslararası standart belirleme alanındaki çalışmalara önemli katkı sağlayacağını dile getiren Artık, şunları kaydetti: "2019 yılında Fransa'da yapılan bir toplantıda çam balı standardının ülkemiz tarafından belirlenmesi için öneri sunmuştuk ve 2020 yılında Uluslararası Standart Organizasyonunun toplantısı Türkiye'de yapılacaktı. Kovid-19 pandemisi nedeniyle toplantı ertelendi. Şimdi 2023'te ülkemizin çam balı standardının hazırlanması için yaptığı başvuru kabul edildi." Prof. Dr. Artık, ülke yararına çam balı standardının çıkması için gayret gösterdiklerini dile getirdi.

Balın kilogram maliyeti 127,21 lira olarak belirlendi Haber

Balın kilogram maliyeti 127,21 lira olarak belirlendi

Şahin, Sivas Ziraat Odası Konferans Salonu'nda düzenlenen programda yaptığı konuşmada, tüketicilerin doğru bal yemesi, doğru balı tüketiciyle buluşturma adına mesafe kat ettiklerini söyledi. Türk balını zirveye çıkartmak için çaba gösterdiklerini belirten Şahin, arıcıların en güncel sorunlarının başında sahte bal geldiğini ifade etti. "Biz market raflarının dedektifi olamayız" Sahte bal konusunda denetimlerin artırılması gerektiğine dikkati çeken Şahin, "Biz market raflarının dedektifi olamayız, böyle bir yetkimiz yok. Biz üzerimize düşen görevi layıkıyla yapıyoruz. Devletimizden ve bakanlığımızdan bunların bire bir incelenmesini bekleme hakkına sahibiz." dedi. Arıcılara desteklerin artırılması gerektiğini vurgulayan Şahin, artan maliyetler karşısında üretimde güçlük yaşadıklarını dile getirdi. Şahin, tarıma verilen desteklerin özellikle mazot desteğinin arıcılara da verilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: "2023 yılında ciddi maliyetlerimiz var, ekonomik olarak kötü bir dönemden geçiyoruz. Biz de devletimiz ve milletimiz için taşın altına elimizi koymayı isteriz ancak maliyetlerimiz çerçevesinde isteriz. Biz sanayiciler gibi büyük paralar kazanmıyoruz. 50 liradan alınan balı tüketiciye 250 liraya satmıyoruz. Her sene haziran ayında balın kilogram maliyetini açıklıyoruz ve bu maliyeti kalem kalem bakanlığa da gönderiyoruz. 1 ay önce 117 lira 76 kuruş olan balın kilogram maliyeti 127 lira 21 kuruşa yükseldi. Bunun altında balı verdiğiniz zaman sektörü bitirirsiniz. Arıcılarımızdan özellikle 127 liranın altında bal vermemesini istiyorum." Birlik başkanlarının ve arıcıların desteğiyle illerde "Bal Evleri" kurulmasını öneren Şahin, arıcıların mağduriyetinin giderilmesi gerektiğini ifade etti.

13. Dünya Arı Günü Sakarya'da Coşkuyla Kutlandı Haber

13. Dünya Arı Günü Sakarya'da Coşkuyla Kutlandı

Arı Varsa Tarım, Tarım Varsa Üretim, Üretim Varsa Gelecek Var Adapazarı Millet Bahçesi’nde başlayan ve Demokrasi Meydanı’nda son bulan kortej yürüyüşü ile açılışı yapılan etkinliğe her yaştan katılımcının yoğun ilgi göstermesi dikkat çekti. Açılışın hemen ardından yapılan protokol konuşmaları, halk oyunu gösterileri, müzik dinletileri ve arı günü konulu yarışmaların ödül törenleri ile dolu dolu bir program gerçekleştirilmiş oldu. “Arı Varsa Hayat Var” Törenin açılış konuşmalarını gerçekleştiren Sakarya Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa ÖR, “13. Dünya Arı Günü etkinliğini bu yıl Sakarya’da kutluyoruz. Melen Botanik Vadisi’nde arılarımızdan verim almaya başladık. Büyükşehirimiz “bal54” adıyla güzel bir entegre tesisi kurdu ve biz de Arıcılar Birliği olarak bu projeye destek veriyoruz. Hayalimizde bir bal evi kurmak vardı, bunu da hayata geçirdik. Arıcılık alanında Türkiye’nin tam ortasındayız. Her ilçemizde arıcılık sektöründe faaliyet gösteriyoruz.” ifadelerini kullandı. Türkiye Arı Yetiştiricileri Birliği Merkez Başkanı Ziya ŞAHİN ise Dünya Arı Günü’nün önemi temalı konuşmasında, “Bugün tüm dünyada arı günü kutlanıyor. “Arı Varsa Hayat Var” sloganıyla Dünya Arı Günü kutlamalarımıza başladık. Ülkemiz endemik ve nektar alanında dünyanın en zengin ülkelerindendir. Arıcılık dünyada 6 ay yapılabilirken, ülkemizde 9 ay yapılabilmektedir.” dedi ve konuşmasının devamında arı ile arıcılığın öneminden bahsetti. “Verimliliği Artırmaya ve Katma Değeri Yüksek Ürünlerin Üretimine Destek Vermeye Devam Edeceğiz” Tarım ve Orman Bakanlığı Kanatlı Arıcılık Daire Başkanı İslam KÖSE, bal ve diğer arı ürünleri üretiminde dünya ortalamasının çok üzerinde olduğumuzdan bahsettiği konuşmalarında bakanlık olarak gelecek desteklerine yer verdi. “Ülkemiz arıcılık konusunda çok zengin ve bu anlamda çok şanslıyız. Arıcılarımızın sorunlarına çözüm bulmaya çalışıyoruz ve desteklerimizi artırarak devam ettireceğiz. Ülkemiz dünyada bal üretiminde Çin’den sonra ikinci sırada. Geçen sene 96 bin ton olan bal üretimimiz bu sene 114 bin tonlara geldi. 9 milyona yakın kovana sahibiz. Bu dünya ortalamasının çok üzerinde. Bundan sonra da bakanlık olarak katma değeri yüksek olan ürünlerin üretimine destek vermeye devam edeceğiz. Arıcılıkta bal verimliliğini daha da artırmak istiyoruz.” “Ekonomimize Doğrudan Katkı Sağlayan Arıcılık, Tozlaşma Sayesinde Üretim Miktarını, Verimliliği ve Meyve Kalitemizi de Artırmaktadır” Sakarya’daki arıcılık ve bal üretimi hususundaki gelişmelerden bahseden ve arıcılık alanında rol model olacaklarını ifade eden Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem YÜCE konuşmalarında, “Arıcılık, nebati kaynakların ve teknik bilginin bir arada kullanılmasıyla  gerçekleşen sosyo-ekonomik bir faaliyettir. Şu anda Türkiye, dünyada Çin’den sonra en çok bal üreten ülke konumunda ancak arıcılıkla ilgili istenilen seviyede ilgi görmüyoruz. Biz Sakarya’da arıcılığı hobi olmanın ötesine taşıdık. Bal, balmumu, arı sütü, arı zehri, polen ve propolis gibi değerli ürünlere yoğunlaşarak ticari anlamda da güçlü konuma geldik. Bu sebeple biz arıcılığın ticari bir meslek olarak görülmesini istiyoruz. Çünkü ekonomimize doğrudan katkı sağlayan arıcılık, tozlaşma sayesinde üretim miktarını, verimliliği ve meyve kalitemizi de artırmaktadır.” söylemlerine yer verdi. Etkinlik kapsamında İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen ve TÜBİTAK destekli projeler kapsamında çeşitli inovasyon ödülleri almış olup, “İyi Arıcılık” ve “Sürdürülebilir Arıcılık” uygulamalarını destekleyerek özellikle ülkemizde kovan standardizasyonu ve verimlilikte kovanın önemi konularında farkındalık yaratan APİMAYE’nin sponsorluğunda gerçekleştirilen “Arının Yaşam İçin Önemi” konulu şiir yarışmasının ve “Arıların Yaşamı” temalı resim yarışmasının ilkokul ve ortaokul kategorilerinde dereceye giren öğrencilere ödülleri takdim edildi. “Arıcılarımızı Desteklemeye ve Yeni Arıcılarımızı Yetiştirmeye Devam Edeceğiz” Türkiye’deki arıcılık faaliyetlerinin gelişiminde önemli destekleri olan ve sürdürülebilir iyi arıcılık uygulamalarını her daim devam ettireceklerini vurgulayan APİMAYE Kurucusu ve Onursal Başkanı Muzaffer YILDIRIM etkinlik sonrasında yaptığı konuşmasında, “Hobi ve profesyonel arıcılarımızın sahada karşılaştığı sorunları tespit etmek ve gerçekleştireceğimiz inovatif çözümlerle bu sorunlarını ortadan kaldırmak öncelikli amaçlarımız arasındadır. Bu kapsamda hem yürüttüğümüz projeler hem de kurduğumuz işbirlikleri ile arıcılarımızı desteklemeye ve yeni arıcılarımızı yetiştirmeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı. Katılımcılar tarafından yoğun ilgi gören gösteri ve sergilere de ev sahipliği yapan programa, Moldova Ankara Büyükelçisi Dimitri Crotior, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, İl ve İlçe Başkanları, Samsun Büyükşehir Belediyesi Kırsal Kalkınma Daire Başkanı Dr. Ali Korkmaz, MARKA Genel Sekreteri Dr. Mustafa Çöpoğlu, Arıcılar Birliği İl Temsilcileri, Sakarya İl Tarım ve Orman Müdürü Ali Ulvi Özerdem, SUBÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Taki Demir, ilçe kurum müdürleri, öğretim üyeleri, muhtarlar, STK ve oda temsilcileri katıldı. Firma Hakkında: APİMAYE, arıcılık sektöründe dünyadaki teknolojik gelişmeleri, değişimleri takip ederek arıcılığı hobi ya da meslek olarak yapan herkesi en modern ve doğru ekipmanlar ile buluşturmak amacıyla kurulmuştur. TÜBİTAK destekli bir AR-GE projesi kapsamında dünyada bir ilk olan Termo Kovanlar ile inovasyon ödülleri almış olup, “İyi Arıcılık” ve “Sürdürülebilir Arıcılık” uygulamalarını destekleyerek özellikle ülkemizde kovan stardardizasyonu ve verimlilikte kovanın önemi konularında farkındalık yaratmıştır. Kaliteyi ilke edinerek üretmiş olduğu Termo Kovanlar, Ergo Kovanlar ve Ahşap Kovanların modernizasyonuna yönelik ekipmanların yanı sıra yapmış olduğu uluslararası işbirlikleri ile dünyanın önde gelen arıcılık ekipmanı firmalarının ürünlerini ülkemiz arıcılarının hizmetine sunmuştur.

Haber

"Açlık" sorununa arılar çözüm olacak

AA muhabirinin "20 Mayıs Dünya Arı Günü" dolayısıyla derlediği bilgilere göre, Türkiye'de 3 bin endemik, 12 bin doğal, 500 de nektar ve polen kaynağı olan bitki türü bulunuyor. Dünyada bilinen 27 bal arısı alt türünün de 6'sı Türkiye'de yer alıyor. Bal üretimi 2021 yılında yaklaşık 8,5 milyon koloniyle 96 bin 344 ton iken, 2022 yılında toplam 8 milyon 984 bin 676 koloniyle 114 bin 572 tona ulaştı. Bunun yanı sıra 4 bin 165 ton bal mumu, 3,5 ton arı sütü, 350 ton polen, 9 ton arı ekmeği, 11 ton propolis ve 450 bin ana arı üretimi yapıldı. Türkiye, dünya çam balı üretiminde yüzde 92 ile zirvede yer alırken, sektör, üretimin katlanarak artması için kamunun bu konuya daha da yönelmesini bekliyor. "Arılarımız üreticilerimizin sigortasıdır" TAB Başkanı Ziya Şahin, Türkiye gibi tarım ülkelerinde arıcılık faaliyetlerinin toprak, su ve gübre kadar önemli olduğunu belirterek, "Arılarımız, insan yaşamına katkısından öteye tarım ve hayvancılıkla uğraşan üreticilerimizin sigortasıdır." dedi. Bal arısının dünyadaki varlığının insanlıktan önce olduğunu dile getiren Şahin, bunların ürettiği ürünler ve doğa açısından öneminin insanoğlunun ilgisini çektiğini, bundan dolayı doğadaki yaşam alanlarından kovanlara aktarılarak evcilleştirilmeye çalışıldığını anlattı. Şahin, şifa kaynağı olarak kullanılan balın, bal arısının esas ürünü olmasına rağmen son yıllarda bal mumu, arı sütü, polen, arı ekmeği, apilarnil, propolis, arı zehri, arı havası gibi diğer alternatif ürünlerin insanların beslenmesinde yoğun olarak kullanıldığını söyledi. "Umuyoruz ki arılarımıza ve arıcılarımıza gerekli destekler verilir" Bal arısının kendi ürünleriyle meydana getirdiği katkılardan çok fazlasını, kültür bitkilerinin tozlaşmasındaki katkısıyla yaptığına dikkati çeken Şahin, şu ifadeleri kullandı: "İnsan sağlığı ve beslenmesinde bu kadar önemli olan üstün üretim gücü olan bal arısı, insan beslenmesindeki yetersizlik ve tarım alanlarındaki azalma nedeniyle oluşan açlık sorununa bir çözüm olacaktır. Doğadaki çevre kirliliği ve pestisit kullanımı, iklim değişikliği nedeniyle devamlı artmakta olup, bu çerçevede arının gerek dünyamıza gerekse biyolojik zenginliğimize katkısının önemi son yıllarda iyice fark edilmiştir. Bu farkındalığın çiftçilerimizin üretim dünyasında yerini almasını da beklemekteyiz. Arıcılığın tozlaşmayla bitkisel üretime, tarıma ilave katkısı, arıcılık sektörünün arı ürünleriyle elde ettiği gelirden 15 kat daha fazladır. Yani arı ürünleriyle elde edilen ülkesel gelirin 15 kat fazlası, arıların tozlaşmayla birlikte diğer sektörlere sağladığı katkıdır. Ayrıca çayır, mera ve ormanlardaki tozlaşmadan dolayı bitkilerin üremesini sağlaması nedeniyle erozyonun önlenmesinde önemli bir katkı sağlamaktadır. Bu önem çerçevesinde bugüne kadar arılarımıza ve arıcılarımıza gereken önem verilmektedir. Umuyoruz ki önümüzdeki yıllarda arılarımızın ve arıcılarımızın bizlere sağladığı yaşamsal faaliyetler nedeniyle arılarımıza ve arıcılarımıza hak ettikleri gerekli destekler verilir." Şahin, TAB olarak Tarım ve Orman Bakanlığı ile balların kimliklendirilmesi, sertifikalı arı ürünleri üretimi ve ballarda tağşişin tespit edilmesi gibi çeşitli projeleri hayata geçirdiklerini belirterek, "Meşe-Lavanta Balları Projesi ve Polen Analizi Projesi"nin devam ettiğini sözlerine ekledi. Dünya Arı Günü etkinliği Sakarya'da Ankara'da, 2010'da, "Altın Yağmur" sloganıyla başlayan 1. Dünya Arı Günü etkinliklerinin 13'üncüsü bu yıl Sakarya Büyükşehir Belediyesi, TAB ve Sakarya Arıcılar Birliğinin işbirliğiyle yarın Sakarya'da gerçekleştirilecek. Kortej yürüyüşü ile başlayacak kutlamalarda resim ve şiir yarışmaları, halk dansları gösterisi, müzik dinletileri, akademik konuşmalar, bal tadımları, dereceye giren öğrencilere ödül verilmesi gibi birçok etkinlik gerçekleştirilecek. Ayrıca Dünya Arı Günü için hazırlanan kliplerin gösterimi yapılacak.

Değişen iklim şartları bazı hayvanların neslini tehlikeye atabilir Haber

Değişen iklim şartları bazı hayvanların neslini tehlikeye atabilir

Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, hayvanların kış uykusuna dalmasını, kuşların göç etmesini etkilerken, arıların üremesini ve memelilerin yavrulamasını da tehlikeye atıyor. Kışın havaların soğumasıyla çevredeki besin kaynakları azaldığı için bazı hayvanların sıcak yerlere göç etmesi, bazılarının da kış uykusuna yatması gerekiyor. Dünyada ve Türkiye'de hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, hayvanların doğal eylemlerini gerçekleştirmesine engel olurken, arılar başta olmak üzere, bu durumun uzun vadede bazı hayvanların nesillerini tehlikeye atacağı öngörülüyor. Yaşamları için gerekli tüm gıdaları doğadaki çiçekli bitkilerde bulunan bal arılarını, doğada meydana gelecek olumsuzluklar, özellikle de kuraklık doğrudan etkiliyor. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkanı Ziya Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kuraklık sebebiyle bitkilerin erken ya da geç çiçeklenme ve tomurcuklanması sebebiyle arıların bitkilerden yeterince yararlanamadığını söyledi. Çiçeklerin nektar salgılarının miktar ve kalitesinde azalma olacağından arıların verim ve gelişiminin bundan olumsuz etkileneceğini belirten Şahin, şu ifadeleri kullandı: "Anadolu'da bitkilerin çiçeklenmesi olumsuz etkilenmekte, arıların kışı geçirmesi zorlaşmaktadır. Ana arının yumurtlayıp genç jenerasyon oluşturamaması ve kışa yeterli koloni dinamiği oluşturamamaktadır. Arıların kışın uyuması gerekmektedir. Ancak şu ana kadar havaların ılık geçmesi arıların uykuya geçmemesine neden olmuş, bu durumda koloniler zayıflayıp strese girmiş ve aşırı besin tüketmiştir. Strese giren arıların bağışıklığı zayıflamaktadır. Bağışıklığı zayıflayan arıların ise yaşadığı ortamda uykuda bulunan bakteri, virüs, parazit ve mantarlar harekete geçerek hızlı bir şekilde üreyip arılara zarar vermektedir. Dolayısıyla kuraklık, koloni kayıpları, koloni korelasyonunda ve arı ürünlerinde azalmanın yanı sıra arıcıların sosyal ve ekonomik kayba uğramalarına sebep olmaktadır." Şahin, iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirmek için arıcıların eski bakım ve besleme alışkanlıklarından vazgeçmeleri, koloni sayısını değil, koloni içindeki arı sayısını artırıp güçlü kolonilerle ve bölgelere uygun arı ırk ve ekotipleriyle çalışmaları, arıcılıkta meteorolojik verileri iyi kullanmaları, erken uyarı sisteminden faydalanmaları ve zirai mücadele ilaçlarının (pestisit) kullanıldığı alanlardan uzak arıcılık yapmaları gerektiğini söyledi. "İklim değişikliği birçok türün neslini tehdit ediyor" Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Öztürk de bazı canlıların, çevre koşullarının zorlu ve besin kaynaklarının sınırlı olduğu, üremenin ve yavru büyütmenin mümkün olmadığı dönemlerde kış uykusuna yatarak nesillerinin devamını garantiye aldığını anlattı. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin hayvanların fizyolojileri ve türler ya da belirli ırkların nesillerini devam ettirmesi açısından önemli riskler oluşturduğunu belirten Öztürk, şu değerlendirmelerde bulundu: "İklim değişiklikleri, ekolojik dengeyi, hayvan davranışlarını, hayvanların yaşam döngüleri ile kaynak mevcudiyeti (besin, barınak gibi) arasındaki senkronizasyonu bozmaktadır. Örneğin kış uykusuna yatan bazı türlerin kış uykusundan çıkmasını hava sıcaklığı tetiklemekte ve ısınan havalar bu türlerin daha erken uyanmalarına yol açmaktadır. Bu hayvanlar, uyandıklarında uygun besin ve üreme koşulları bulamamaktadır. Son yıllarda kışların sıcak geçmesi ayıların kış uykusuna yatmamasına, tüm kış uyanık kalmasına ya da yatanların erken uyanmasına yol açmaktadır. Besin bulmakta zorlanan ayılar, insanların yaşam alanlarına girmekte, hem cana hem de mala zarar verebilmekte ya da kara yollarına çıkarak kazalara kurban gidebilmektedir." Öztürk, iklim değişikliğinin dünya üzerindeki birçok türün neslini tehdit ettiğini vurgulayarak, iklim değişikliği nedeniyle birçok göçmen kuş türünün rotalarını değiştirdiğini, daha kuzey enlemlere göç ettiklerini bildirdi. Dünyadaki ekolojik dengenin korunması ve türlerin nesillerinin devamı için küresel ısınmanın önüne geçilmesi gerektiğini ifade eden Öztürk, "Bu bağlamda daha az fosil yakıt tüketilmeli, ormanlar korunmalı ve artırılmalı, daha çevreci tarım ve hayvancılık politikaları uygulanmalı, atıkların bertarafı ve yönetimi iyi planlanmalı, madencilik faaliyetleri iyi düzenlemeli ve küresel ısınmaya yol açan sera gazlarının salınımı hem ülkemizde hem de uluslararası ölçekte tüm dünya ülkelerinde sınırlanmalıdır." diye konuştu. "Çözüm karbon emisyonunu ve fosil yakıtların kullanımını azaltmak" Koç Üniversitesi Yaban Ekolojisi ve Doğa Koruma Biyolojisi bölümünden Yrd. Doç. Morteza Naderi de hayvanların neslinin tükenmesi için iklim değişikliğine adapte olması gerektiğini ve bunun da yüzyılları bulan bir süreç olduğunu dile getirdi. Küçük, suya bağımlı hayvanların iklim değişikliğinden daha çabuk etkilenmesinin beklendiğini vurgulayan Naderi, şunları kaydetti: "Bu durum, beslenme zincirini etkilediğinde, büyük hayvanlar da etkilenir. Hayat bitkilerden ve ağaçlardan başlar. İklim değişikliği sadece sıcaklık anlamına gelmiyor. Göller kuruyor. Kuşlar ve su hayvanları lokal olarak yok olabilir. Bunun çözümü ise karbon emisyonunun ve fosil yakıtların kullanımının azaltılmasından geçiyor. Yeni su yürütme planları, yeni ziraat sistemleriyle daha az su tüketmek ve halkın bilgi düzeyini artırmak çok önemli." Kuşların göç hareketleri de etkileniyor Ankara merkezli Doğa Araştırmaları Derneği Üyesi ve Kuş Gözlemcisi Barbaros Demirci ise sert kış koşullarının özellikle Bulgaristan-Romanya-Ukrayna hattında etkili olduğu yıllarda, Anadolu'da su kuşu sayılarının arttığını, kışın ılıman geçtiği yıllarda ise düştüğünü kaydetti. Demirci, kuşların, zorunlu olmadığı sürece riskli ve zorlu bir faaliyet olan göç etmek yerine bulundukları alanlarda kalmayı seçmesinin anlaşılır bir durum olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Türden türe değişmekle beraber kış aylarının yumuşak geçmesi birçok kuş türü için iyi bir haber olsa da bu koşullara kuraklığın eşlik etmesi halinde meteorolojik şartların etkisi kayda değer ölçüde ve olumsuz olacaktır. Güncel koşullarda kuşlar için en büyük tehlike yaşanan kuraklık olup, kış sonunda ve bahar başında yeterli yağış düşmemesi halinde birçok türün daha az besinle idare etmek zorunda kalacağı ve yuvalayacak alan bulmakta zorlanacağı öne sürülebilir."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.